genital bölgede kıl beyazlaması / Genital bölgede beyaz kıl | DonanımHaber Forum

Genital Bölgede Kıl Beyazlaması

genital bölgede kıl beyazlaması

Vitiligo

Vitiligo, insanlarda tarihin en eski zamanlarından beri görülen, bulaşıcı olmayan bir hastalıktır. Yapılan araştırmalar, vitiligoya yol açtığı düşünülen bazı faktörleri ortaya çıkarmış olsa da hastalığın kesin sebebi bilinmemektedir. Hayati tehlike taşımayan ancak kişinin sosyal yaşantısını olumsuz yönde etkileyebilen bu rahatsızlığın farklı tedavi yöntemleri bulunur. “Vitiligo nasıl tedavi edilir?” ve “Vitiligo kimlerde daha sık görülür?” gibi merak edilen soruların cevaplarını vitiligo hakkında hazırladığımız detaylı makalede okuyabilirsiniz.

Vitiligo Nedir?

Melanin, deride bulunan melanosit hücrelerin ürettiği bir pigmenttir. Derinin açık veya koyu renkte olmasını belirleyen bu pigmentlerin, melanosit hücrelerinin ölmesi ya da zarar görmesi sonucunda yok olmasıyla ciltte beyaz lekeler ortaya çıkar. Halk dilinde “beyazlama hastalığı” ya da “ala hastalığı” olarak bilinen bu hastalığın tıptaki adı “vitiligo”dur. Bulaşıcı bir hastalık olmayan vitiligo, vücudun herhangi bir yerinde ortaya çıkabileceği gibi en çok kol, bacak, yüz gibi sıklıkla güneşe maruz kalan bölgelerde ve genital bölgede görülür. Kozmetik bir bozukluk ortaya çıkarabilen vitiligo, kimi zaman kişilerin psikolojisini ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkileyebilir.

Vitiligo Kimlerde Görülür?

Vitiligo hastalarının yarısında bu rahatsızlık 20 yaşından önce başlamış olsa da vitiligo her yaşta ortaya çıkabilir. Vitiligo hastalarının %30’unda genetik faktörlerin etkili olduğu tespit edilmiştir.

Her kişiden 1 veya 2’sinde görülen vitiligonun oluşumunda cinsiyet ya da ırk farklılığı etken değildir. Herkeste ortaya çıkabilecek vitiligo, koyu ten rengine sahip kişilerde daha kolay fark edilir. Açık tenli kişilerde bu hastalığın gözlemlenmesi kişiler bronzlaştıktan sonra kolaylaşır. Ancak esmer tenli kişilerde hastalık daha hızlı ilerler ve beyaz tenli kişilere göre ten rengi daha yavaş şekilde eski haline döner.

Vitiligo Çeşitleri Nelerdir?

Vitiligonun segmental ve non-segmental olarak iki türü bulunur. Segmental vitiligoda, genellikle çocukluk döneminde ortaya çıkan beyaz lekeler vücudun sadece tek bir bölgesinde görülür. Vitiligo olan 10 çocuktan 3’ünde görülen segmental vitiligo, non-segmental vitiligoya göre daha az yaygındır.

Non-segmental vitiligo ise lekelerin vücudun her iki tarafında, bazı vakalarda simetrik olarak görülmesine verilen isimdir. Vitiligo hastası olan 10 kişiden 9’unda non-segmental vitiligo bulunur. Ellerin arkası, dizler, göz çevresi, dizler ve dirsekler, ayaklar genellikle non-segmental vitiligonun görüldüğü yerlerdir.

Vitiligo Neden Olur?

Bu yaygın cilt hastalığının sebebini kesin olarak söylemek mümkün değildir. Bununla beraber vitiligo hastalığına sebep olan bazı faktörlerin üzerinde durulmaktadır. Vitiligoya sebep olduğunu düşünülen etmenler şu şekilde sıralanabilir:

    • Bilinmeyen bir sebeple bağışıklık sisteminin kendi vücut hücrelerini yok ettiği çeşitli otoimmün hastalıklarının vitiligoya sebep olduğu düşünülür. Bu hastalıklarda melanosit hücreleri zarar görebileceği için melanin kaybı da yaşanabilir.
    • Üzerinde durulan bir diğer konu ise genetik faktörlerdir. Vitiligo hastalığı bulunan kişilerin %30’unun ailelerinde vitiligo hastalığı olan bireyler tespit edilmiştir.
    • Sinir hücreleri melanositleri zarara uğratacak zehirli maddeler üretebilir ve yine bağışıklık sistemini etkileyerek vitiligoya neden olabilir.
    • Ciltte meydana gelebilecek güneş yanığı ve yaralanmalar gibi hasarlar sonrası vitiligo meydana gelebilir.
    • Bazı hastalarda ruhsal travmaların da vitiligoyu tetiklediği gözlemlenmiştir. Kaza, bir yakınını kaybetme, hastalık ve aşırı stres hastalığın başlangıcına neden olabilen etmenler arasındadır.
    • Hashimoto tiroidi, Crohn hastalığı, Addison hastalığı, biliyer siroz, pernisiyöz anemi, saçkıran, SLE (kelebek hastalığı), şeker hastalığı, myastenia gravis ve sistemik skleroz hastalıklarında da vitiligo görülebilir.

Vitiligo Tanısı

Aniden ortaya çıkan beyaz lekelerin sebebi olan vitiligonun tanısını koymak oldukça kolaydır. Dermatoloji uzmanları tarafından yapılan gözlem sonrasında, teşhisten emin olunamadığı durumlarda Wood lambası ile de cilde bakılır. Bir çeşit UV lambası olan Wood lambası, karanlık bir odada cilde 13 cm uzaklıkta tutulur. Wood lambası ile cilde daha ayrıntılı bakıldığı için gün ışığında görülmeyen farklılıklar ve küçük beyaz lekeler de kolayca tespit edilir. Nadir durumlarda, kesin tanı için biyopsi örneği alınabilir. Hastalığın otoimmün hastalığından dolayı ortaya çıkıp çıkmadığını tespit etmek için de bazı kan tahlilleri istenebilir.

Vitiligo Nasıl Tedavi Edilir?

Vitiligo tedavisinde farklı yöntemler kullanılır ve bu yöntemler kişiden kişiye değişiklik gösterir. Kullanılan kremlerin, ilaçların ve diğer yöntemlerin sonuçları kimi zaman tatmin edici olmayabilir. Bu yüzden de seçilen tedavi yöntemi hakkında hasta detaylıca bilgilendirilmeli, hastanın tedaviye uzun süre devam etmesi sağlanmalıdır. Vitiligo tedavisinde kullanılan yöntemler aşağıda sıralanmıştır.

İlaç Tedavisi

Cilt yüzeyine uygulanan kremlerin genellikle tek başına değil, diğer tedavi yöntemleri ile beraber kullanılması tercih edilir. Kullanılan bu ilaçlarda amaç cilt tonunu geri kazandırmaktır. Kortizonlu kremler erken teşhis sonrası kullanılırsa cilt rengi geri döndürebilir. Ancak ay boyunca renkte değişiklik görülmemesi de olasıdır. Bu kremlerin dermatolog kontrolünde kullanılması gereklidir. Çünkü kontrolsüz kullanılan kortizonlu kremler ciltte tüylenme, sivilce, damarlanma, incelme gibi durumlara neden olabilir.

Tedavide kullanılan bir diğer ilaç ise bağışıklık sistemini etkileyen ilaçlardır. Takrolimus ve pimekrolimus içeren kremler özellikle yüz ve boyun bölgesindeki alanlar için etkilidir. Ancak ABD Gıda ve İlaç İdaresi’nin (FDA) yaptığı uyarıda, bu tip ilaçların dermatolog kontrolü dışında ya da fazla kullanılması durumunda lenfoma ve cilt kanserine neden olabileceği belirtilmiştir.

Işık Tedavisi (Fototerapi)

Güneş ışığında yer alan ultraviyole ışınlardan geliştirilmiş olan fototerapi, vitiligonun yanı sıra sedef hastalığı gibi diğer cilt hastalıklarında da kullanılan bir tedavi yöntemidir. Fakat, ışık tedavisinin vitiligodan dolayı çıkan beyaz lekeleri tamamen yok ettiğini söylemek mümkün değildir. Destekleyici tedavi yöntemi olan fototerapi ile beyaz lekelerde sadece belirli bir seviyede düzelme görülür. Yeterli düzeye gelindiğinde ise tedaviye son verilir.

Depigmentasyon Tedavisi

Tedavilere cevap vermeyen ve yaygın lekelere sahip hastalarda kullanılan depigmentasyon tedavisinde, ciltteki diğer pigmentler de tamamen yok edilir ve deri beyaz hale getirilir. Monobenzileter içeren kimyasallar ile yapılan bu tedavi yönteminde pigmentler kalıcı olarak kaybedilir. Bu yöntem, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylı olsa da uygulanan bölgeye uzak bir yerde de pigment değişimi, erken deri yaşlanması, yanık gelişimi, kaşıntı ve cilt kanseri gibi yan etkiler gösterebilir.

Cerrahi Tedavi

Uzun yıllar boyunca diğer tedavi yöntemlerine cevap vermeyen vitiligo hastalarına birtakım estetik cerrahi alanına giren tedavi yöntemleri uygulanabilir. Bu yöntemlerden biri olan greftleme yönteminde, ciltte rengini koruyan yerlerden deri alınır ve bu deri vitiligonun olduğu alana nakledilir. Bu yöntem nakli birçok ülkede uygulanmamakla beraber az sayıda vitiligo hastasında etkili olmuştur.

Hücresel süspansiyon nakli ise kullanılan bir diğer cerrahi tedavi yöntemidir. Bu yöntemde vitiligo olmayan bölgeden doku alınır ve hücreler çözeltiye konularak beyaz lekelerin olduğu bölgeye nakledilir. Bazı vakalarda, süspansiyon naklinden 4 hafta sonra vitiligo olan bölgelerde düzelme görülmüştür.

Kozmetik Kamuflaj

Sağlığı tehdit eden bir hastalık olmasa da psikolojik olarak kişiyi etkileyebilen vitiligo hastalığında kozmetik kamuflajdan yararlanılabilir. Özellikle yüz, boyun, el ve kol gibi bölgelerde kişiyi rahatsız edebilecek beyaz lekeleri kapatmak için yüksek kapatıcı etkili fondötenler bulunur. Bu fondötenlerin genellikle yan etkileri bulunmadığı gibi vitiligo hastası olan bazı kişilerin kendine güvenlerini arttırmaya yardımcı olduğu gözlemlenmiştir. Bazı fondötenler suya dayanıklıdır; fakat el gibi sürtünmeye sıkça maruz kalan alanlarda fondötenlerin kalıcılığının az olduğu bilinmelidir. Bu tip ürünlerin tedavi edici etkisi yoktur.

Psikolojik Destek

Vitiligonun dış görünüşü etkileyen bir hastalık olması sebebiyle bazı kişilerin psikolojik destek alması tavsiye edilir. Vitiligo sağlığı tehdit etmeyen bir durum olsa da beyaz lekelerden kurtulmak isteyen kişilere tedavinin önemli olduğunu anlatmak ve hastanın tedavilere uyum sağlaması için psikolojik destek sağlamak gereklidir. Vitiligonun olduğu bazı hastalarda endişe, depresyon, utanma gibi duygusal etkiler gözlemlenmiştir. Bu yüzden, strese de bağlı olarak ilerleyebilecek vitiligo hastalığı için psikolojik destek almak önem arz eder.

Güneşten Korunma

Vitiligo nedeniyle ortaya çıkan beyaz alanlar güneşe uzun süre maruz kalma durumunda kolaylıkla yanabilir. Ultraviyole ışınlarının uzun ve kısa dönemdeki etkilerini azaltmak, vitiligo olan ve olmayan bölgeler arasındaki renk farklılığının artmasını engellemek için en az 50 faktörlü güneş koruyucusu kullanılmalıdır. Güneşten koruyucu kıyafetler giyilmeli ve özellikle göz bölgesinde vitiligo bulunan kişiler tarafından güneş gözlüğü kullanılmalıdır.

Vulva (Dış Genital B&#;lge) Kanseri

Vulva, kadınların dış genital bölgesine verilen isimdir. Vajinayı saran iç ve dış dudakları (labia minora ve labia majora), klitorisi, iç dudakla vajina duvarı arasında yer alan ve iki tarafta da bulunan Bartholin bezlerini kapsar. Vulva kanseri, kadınların dış genital bölgelerinde meydana gelen bir kanser türüdür. Her yaşta olabileceği gibi, daha çok menopoza giren ve ileri yaştaki kadınlarda görülür.

Vulva kanseri tüm genital kanserlerin yüzde beşini oluşturur. Kadınlarda görülen kanser türlerinin yalnızca yüzde biri vulva kanseridir. Makalenin geri kalanında vulva kanseri ve tedavisi hakkında detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Vulva Kanseri Nedir?

Vulva kanseri, vulvadaki kötü huylu (kanserli) hücrelerin anormal büyümesine verilen isimdir. Vulva kanserlerinin yaklaşık %80’i dudakları, yaklaşık %50’si dış dudakları, %10’u klitorisi, diğer %10’u da vajina ile anüs arasında bulunan bölgeyi, yani perineyi etkiler. Vakaların yaklaşık %5’inde kanser birden fazla bölgede mevcuttur.

Vulva Kanseri Türleri

Kanser, mutasyon sonucu vücuttaki hücrelerin kontrolsüz ve hızlı bir şekilde büyümeye başlamasıyla oluşur. Vücudun hemen hemen her yerindeki hücreler kansere dönüşebilir ve vücudun diğer bölgelerine yayılabilir. Vulva kanserleri içinde en sık karşılaşılan yassı epitel hücreli kanser türüdür. Ayrıca melanom, adenokarsinom, bazal hücreli kanser, yumuşak doku kanseri (sarkom) ve Paget hastalığı da vulva kanseri türleri arasında yer almaktadır.

Vulva Kanseri Neden Olur?

Vulva kanserinin kesin nedeni bilinmemektedir; ancak aşağıdaki faktörler vulva kanserine yakalanma riskini arttırabilir:

•İleri yaş

•Vulvar intraepitelyal neoplazi (VIN): Vulvadaki hücrelerin anormal olduğu ve kansere dönüşme riski taşıdığı duruma verilen isimdir.

•Human Papillomavirus (HPV)

•Lichen sclerosus gibi vulvayı etkileyen cilt hastalıkları

•Sigara kullanımı

Kimler Vulva Kanseri İçin Risk Grubundadır?

Vulva kanseri diğer kanser türleriyle kıyasla daha nadir görülen bir kanser çeşididir. En sık menopoz geçirmiş kadınlarda görülür. Genellikle yaş arasındaki kadınlarda yaygındır. Daha genç kadınlarda teşhis edilen vulva kanseri, Human Papillomavirus (HPV) enfeksiyonun bir sonucudur. HPV ile ilişkili vulva kanserleri genellikle 45 yaşın altındaki kadınlarda görülür. Uzmanlar, bu iki kadın grubunda görülen vulva kanserlerinin farklı tedaviye tabi tutulması gerektiği konusunda hemfikirdir.

HPV ile İlişkilendirilen Vulva Kanseri Nedir?

Vulva kanserlerinin yarısından fazlasına HPV enfeksiyonu yol açar. HPV, cinsel yolla bulaşan ve enfeksiyona neden olan yaygın bir virüstür. Cinsel yönden aktif kadın ve erkeklerin çoğu HPV’ye maruz kalmıştır; bununla birlikte, birçoğu bağışıklık geliştirerek virüsü etkisiz hale getirmiştir. HPV’nin bazı türleri (HPV 16, 18, 33 ve 39 ve diğerleri) kansere neden olma riski taşır. HPV ile enfekte olmak kesin kanser oluşacağı anlamına gelmese bile, bu enfeksiyon kanser riski taşır.

HPV ile ilişkilendirilen vulva kanseri birden fazla yerde görülebilir. Bu tür kanserler HPV enfeksiyonundan kaynaklandığından serviks, vajina veya anal kanserleriyle bağlantılı olarak ortaya çıkabilir.

Vulva Kanserinin Belirtileri Nelerdir?

Vulva kanserinin belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

Vulvada;

• Geçmeyen kaşıntı

• Ağrı, sızı veya hassasiyet

• Kırmızı, beyaz veya siyah cilt lekeleri

• Yumru veya siğil benzeri büyüme

• Şekil veya renk değiştiren bir ben

• Açık bir yara

Bunlara ek olarak diğer belirtiler ise şunlardır:

• Adet dönemleri arasında, vulvada kanama veya lekelenme şekilde vajinal akıntı

• İdrar yaparken yanma hissi

Bu belirtiler ya da vulvada beklenmedik bir değişiklik gözlemlendiği takdirde, vakit kaybetmeden uzman bir doktora başvurulmalıdır.

Vulva Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?

Vulva kanserini teşhis etmek için kullanılan testler ve yöntemler şunlardır:

•Vulvanın incelenmesi: Bu işlemde doktor anormallikleri anlamak için vulvanın fiziki muayenesini yapar.

•Vulvanın incelenmesi için özel cihazların kullanımı: Kolposkopi muayenesi sırasında, vulvadaki anormal alanları yakından incelemek için büyüteç gibi çalışan bir cihaz kullanılır.

•Biyopsi: Vulvadaki şüpheli bölgenin kanserli olup olmadığını teşhis etmek için bu bölgeden bir doku örneği alınabilir.

Kanserin Boyutunun Teşhis Edilmesi

Eğer vulva kanseri teşhisi konulursa, kanserin boyutunu ve evresini belirlemek için başka testler de yapabilir:

•Pelvik bölgenin kanser yayılımı açısından incelenmesi: Doktor, kanserin yayılıp yayılmadığını anlamak için pelvik bölgenin daha kapsamlı bir incelemesini yapar.

•Görüntüleme testleri: Kanserin göğüse veya karna yayılıp yayılmadığını anlamak için röntgen, bilgisayarlı tomografi (CT), manyetik rezonans (MRI) ya da pozitron emisyon tomografisi (PET) yapılması talep edilebilir.

Vulva Kanserinin Evreleri Nelerdir?

Vulva kanseri, 1'den 4'e kadar olan sayısal değerler kullanılarak evrelere ayrılır. Kanserin erken teşhis edilmesi, tedavinin başarılı olma şansını arttırır. Vulva kanseri şu şekilde evrelendirilir:

•Evre 1: Kanser yüzeyseldir, metastaz yapmamıştır ve yalnızca vulvada görülür.

•Evre 2: Kanser çevre dokulara (alt vajina, anüs veya alt üretra gibi vücudun diğer yakın bölgeleri) yayılır.

•Evre 3: Bölgesel lenf düğümleri etkilenir.

•Evre 4: Kanser daha uzaktaki lenf düğümlerini de etkileyerek vücudun diğer bölgelerine yayılır.

Vulva Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

Vulva kanseri tedavisi, kanserin ne kadar yayıldığına, genel sağlığa ve kişisel isteklere göre değişiklik gösterir. Genel olarak seçenekler cerrahi müdahale, radyoterapi ve kemoterapidir. Vulva kanseri tedavisi gören birçok kadın bu tedavi yöntemlerinin birkaçı ile tedavi edilir.

Vulva kanseri tedavisi, sıklıkla tümörün ve tümör çevresindeki sağlam dokunun çıkarıldığı ameliyat yoluyla gerçekleşir. Kasıklardaki lenf düğümlerinin de çıkarılması gereken durumlar olabilir. Kanserin evresine bağlı olarak tüm vulvanın çıkarılması da söz konusu olabilir.

Ameliyat tamamlandıktan sonra yapılan testler ve patolojik bulgular değerlendirilerek, kemoterapi, radyoterapi veya bu iki tedavi türü birlikte önerilebilir. Kimi hastalar, ameliyat öncesinde tümörün küçülmesi için radyoterapi ya da kemoterapi almak durumunda kalabilir.

Kanser erken bir aşamada teşhis edildiyse tamamen iyileşme mümkündür. Ancak kanser yayıldıysa bu mümkün olmayabilir. Başarılı bir tedaviden sonra bile, kanserin daha sonra bir noktada nüksetme riski vardır; bu nedenle düzenli olarak jinekolojik muayene yaptırmak tedavinin devamı olarak düşünülebilir.

Vulva Kanseri Tedavisinin Yan Etkileri

Ameliyat ve radyasyonun yan etkilerinin çoğu, mesane ve rektumun vulvaya yakın olmasından kaynaklanmaktadır. Bu yakınlık nedeniyle, bu organlar ameliyat veya radyasyon sırasında zarar görebilir. Radyasyonun yan etkileri arasında; bağırsak ve mesanenin tahrişi, bağırsak hareketlerinin ve idrara çıkma sıklığının artması yer alır. Bu rahatsızlıklar genellikle tedavinin bitişinden birkaç hafta sonra düzelir; ancak bazı kadınlarda iyileşme daha uzun sürebilir.

Radyoterapi tedavisi gören kadınlarda şu gibi yan etkiler görülmüştür:

•Vulva bölgesi çevresinde ağrı

•İshal

•Yorgunluk hissi

•Kasık kıllarının kalıcı olarak dökülmesi

•Vulvanın şişmesi

•Vajinanın daralması

Mesane iltihabı (sistit)

Kemoterapi tedavisi gören kadınlarda ise şu gibi yan etkiler görülmüştür:

•Yorgunluk

•Mide bulantısı ya da kusma

•Saç dökülmesi

•Ağız ülserleri

•Enfeksiyon kapma riskinde artış

Vulva Kanserinden Nasıl Korunulur?

Sigara bağışıklık sistemini zayıflattığı için, sigara bırakılarak veya sigara kullanımına hiç başlamayarak vulva kanserine yakalanma riski düşürülebilir. Ayrıca cinsel partnerlerin sayısını azaltmak ve cinsel ilişki esnasında kondom kullanmak HPV’ye maruz kalma riskini azaltır; bu sayede HPV ile ilişkilendirilen vulva kanserinden korunmak mümkündür.

PAP smear ve pelvik muayene, vulva kanserini erken teşhisinde önemli bir rol oynadığı için, jinekolojik muayenelerin düzenli olarak yapılması önerilir. Bunun yanı sıra HPV aşısı, vulva kanserine yakalanma riskini azaltır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir