Evet doğru; gezegenler ışığı yansıtır ama bu yetersiz bir yanıt. Çünkü hem yıldızların hem de gezegenlerin ışığı yer atmosferinden geçerek geldiğine göre bizim atmosferin de ışık üzerinde bir etkisi olması lazım.
Yer atmosferi farklı yüksekliklerde farklı basınç, yoğunluk ve sıcaklıklara sahip katmanlardan oluşuyor. Işık bu katmanlardan geçtikçe kırılıyor ve şiddeti azalıyor; atmosferdeki çalkantılı hareketlere maruz kalıp doğrultusunu değiştiriyor ve durum her ikisi için de geçerli oluyor. O zaman sorun nerede?
Sorun cisimlerin görünürdeki boyutları. Yıldızlar çok uzaktadırlar ve teleskop merceğinde nokta gibi görünürler.
Gezegenler ise disk benzeri genişlemiş yapı gösterdiklerinden ışık saçılması belli olmuyor, farklı kenarlardan gelen ışıklar birbirinin bozulmasını yok ettiğinden ışık sabitmiş gibi görünüyor.
Üstteki fotoğrafta, Neptün gibi uzak bir gezegenden Güneşe bakan kurgusal bir evi ve insanı görüyorsunuz. Sizce, bu insanın yaşadığı Neptünde ortalık ne kadar aydınlık olabilirdi?
Yıldızımız Güneş, bizleri Dünya, Venüs, Merkür ve hatta Mars gibi görece kendisine yakın gezegenlerin yüzeyinde çok ciddi miktarda aydınlatır. Bu aydınlatma gücü o kadar fazladır ki, gökyüzünde doğrudan Güneşe bakmamız gözümüze ciddi zararlar verir.
Güneşin daha uzakta yer alan Jüpiter ve Satürn gibi gezegenlere kadar olan mesafede ise hatırı sayılır bir aydınlatma gücü vardır. Her ne kadar uzaklığa bağlı olarak bu aydınlatma gücü düşüş gösterse de, insan gözü için kabul edilebilir bir aydınlatma ve enerji sağlar. O nedenle, yaklaşık milyon km uzaktaki Jüpiter civarına kadar gönderdiğimiz uzay araçları enerji kaynağı olarak Güneş panelleri kullanır. Çünkü, yıldızımızın yaydığı ışık ve enerji oldukça güçlüdür.
Uranüs ( milyar km), Neptün ( milyar km) gibi çok daha ötelerdeki gezegenlerde ise, Güneşin aydınlatma gücü dramatik bir düşüş gösterir. Örneğin, en üstte yer alan görseldeki hanım kızımız gibi Neptündeki hayali bir evin çatı katında otursaydınız, Güneş sizi ve odanızı sadece 8 10 mumluk bir ampülün yapabildiği kadar aydınlatacaktı.
Kıyas yapmanız için hatırlatalım; sıradan bir evin oturma odasında kullanılan lambalar genellikle mumluk bir aydınlatma sağlarlar. 10 mumluk ampül, genellikle yatak odalarında gece lambası olarak kullanılır.
Türü ne olursa olsun, ışık kaynağından uzaklaştıkça, o kaynaktan size ulaşan foton sayısı azalır. Yıldızlar küresel ışık kaynaklarıdır ve ürettikleri enerji, kürenin yüzeyinden her yöne dağılır. Eğer yıldıza yakınsanız, o kürenin daha fazla yüzey alanından yayılan ışık fotonu size çarpacaktır. Ancak, uzaklaştıkça fotonlar sizi ıskalamaya başlar. Yıldızdan çıkan aynı miktarda foton aynı uzaklığa ulaşmış olmasına rağmen, birim alana düşen foton sayısı çok azalır.
Bir ışık kaynağının aydınlatma gücü uzaklığın karesi ile doğru orantılı azaldığına göre, Güneşe bizden 30 kat uzakta olan Neptün, Dünyadan kat daha az ışık alacaktır. Bu oran size küçük görünmesin, çünkü dolunay evresindeki Ayın yeryüzünü aydınlatma gücünden yaklaşık kat fazladır.
Kısa keselim; Neptündeki hayali şehrimizde öğle vaktinde bile ortalık, ancak Dünyada Güneş ufukta battıktan yarım saat sonraki kadar aydınlanabilecek, ortalık alacakaranlık gibi olacak, Sirius, Arcturus, Capella, Rigel, Aldebaran gibi parlak yıldızlar gündüzleri bile görülebilecekti.
Ancak bu durumda bile bizler çıplak gözlerimizle, rahatlıkla her şeyi görebilecektik. Çünkü, insan gözü alacakaranlıkta bile görmek üzere evrimleşmiştir.
Zafer Emecan
Güneş sistemindeki gezegenlerin albedoları (ortalama) | ||
---|---|---|
Gezegen | Geometrik albedo | Bond albedosu |
Merkür | 0, | 0, |
Venüs | 0,65 | 0,76 |
Dünya | 0, | 0,39 |
Mars | 0,15 | 0,16 |
Jüpiter | 0,52 | 0,7 |
Satürn | 0,47 | 0,74 |
Uranüs | 0,51 | 0,81 |
Neptün | 0,41 | 0,29 |
Plüton | 0,6 | 0,5 |
Bazı yüzeylerin albedoları | ||
Madde | Albedo | |
temiz kar | 0,,90 | |
eski kar | 0,,90 | |
bulut | 0,,90 | |
çöl | 0,30 | |
savana | 0,,25 | |
tarla (arazi) | 0,26 | |
çimen | 0,,23 | |
orman | 0,,18 | |
asfalt | 0,15 | |
deniz suyu (eğim açısı > 45°) | 0,05 | |
deniz suyu (eğim açısı > 30°) | 0,08 | |
deniz suyu (eğim açısı > 20°) | 0,12 | |
deniz suyu (eğim açısı > 10°) | 0,22 |
Yansıtabilirlik ya da Albedo (Latincealbus = beyaz), yüzeylerin yansıtma gücü; veya bir yüzeyin üzerine düşen elektromanyetik enerjiyi yansıtma kapasitesi. Genel olarak güneş ışığını yansıtma kapasitesi için kullanılır. Albedo, cismin yüzey dokusuna, rengine ve alanına bağlı olarak değişir. Elektromanyetik tayfın tümünde veya belirli bir bölümünde hesaplanabilir.
Uzaydan dünyamıza bakıldığında, bulutlar parlak, okyanus yüzeyi ise genelde koyu olarak gözükür. Beyaz bulutlar üzerlerine düşen ışığın büyük bölümünü yansıtırlar; yani albedoları yüksektir. Deniz yüzeyi ise üzerine düşen ışığın büyük bölümünü emer, ancak çok küçük bölümünü yansıtır; yani albedosu düşüktür. Gezegenimizin yüzeyinde en yüksek albedo oranına sahip olan cisimler arasında kar ve kum sayılabilir. En düşük albedo değerlerine ise yeni sürülmüş nemli topraklarda ve ormanlık alanlarda rastlanır.