gobi cashmere türkiye / Armada Alışveriş Merkezi Resmi Websitesi

Gobi Cashmere Türkiye

gobi cashmere türkiye

'Türkiye gerçek kaşmirle tanıştı'

Dünyaca ünlü Moğol firması Gobi Mongolian Cashmere,  Ankara’dan sonra ikinci mağazasını İstanbul Nişantaşı’nda açtı. Gobi markasını Türkler ile tanıştıran Türkiye Distribütörü Mustafa Gür, Gobi Mongolian Cashmere mağazalarından sonra Türkiye’nin gerçek kaşmirle tanıştığını söyledi. Gür, “Geçmişte Türkler tarafından çok sık kullanılan kaşmire, Gobi ile birlikte ilgi tekrar attı” dedi. Gür, Gobi’nin fiyat ve kalite standardıyla kendi müşteri yapısını oluşturduğunu dile getirdi.  

Gobi ürünlerinde yüzde yüz saf kaşmirin kullanıldığını anlatan Mustafa Gür, sorularımızı yanıtladı. 

Türkiye’de Gobi markasını bilinir hale getirdiniz. Gobi hakkında bilgi verir misiniz? 

yılından beri faaliyet gösteren Gobi, kaşmir ürünler üreten yüzde Moğol olan bir firma. Kaşmirin hammaddesi Moğolistan’da. Dünyanın en iyi kaşmir keçileri Moğol dağlarında yetişiyor. Dünyanın en iyi kaşmir markası Gobi diyebiliriz. Dünyada, 30 ülkede 69 mağazası bulunan bir marka olan Gobi, aynı zamanda dünyadaki kaşmir ihtiyacının yüzde 65’ini karşılıyor.   

Marka ile nasıl tanıştınız? 

Moğolistan’daki bazı firmalarla işler yapıyoruz. Sıklıkla Moğolistan’a gidip gelmeye başladık. Gidip gelirken bu marka ile tanıştık. Türkiye’deki dostlarımıza hediyeler getirmeye başladık. Sonrasında  “Neden biz Türkiye’de bir mağaza açmayalım” diye düşündük.  İlk mağazamızı Armada Alışveriş Merkezi’nde açtık. Türkiye’deki ilk mağazayı biz açtık.  Türkiye’nin kaşmirdeki eksikliğini giderdiğimizi düşünüyoruz. Yakın zamanda İstanbul Nişantaşı’nda ikinci mağazamızı açtık. 

İkinci mağazanızı İstanbul’da açtınız. Bu konuda neler söylemek istersiniz? 

İstanbul, Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı. Dünyaca ünlü kaşmir markası olan Gobi’yi İstanbul’da açarak, kaliteli kaşmiri İstanbullular’la buluşturmak en büyük istediğimizdi. Bunu gerçekleştirdiğimiz için çok mutluyuz. Dünya markalarının yer aldığı bir lokasyonda mağazamızı açarak, Gobi’nin tanıtımını ve bilinirliğinin katkı sağlayacağımızı düşünüyoruz. İstanbul’da açtığımız mağaza ile daha çok kitleye ulaşmayı hedefliyoruz. Turizm açısından önemli bir kent olan İstanbul’da mağaza açarak, Ortadoğu ülkeleri ile komşu ülkelerden gelecek olan turistlere de hizmet verebiliyoruz. 

MAĞAZA SAYISINI ARTIRACAĞIZ 

Aslında, Ankara’da mağaza açtıktan sonra İstanbul’da yer araştırmalarına başlamıştık. Özel bir yerde mağaza açmak istiyorduk. O yüzden uzun süre araştırma yaptık. En sonunda Nişantaşı’nda Abdi İpekçi Caddesi’nde mağazamızı açma kararı aldık. Cadde, İtalyan markalarının olduğu bir yer. Mağazamız, metrekareye yakın bir alanda hizmet veriyor.

Başka nerelerde mağaza açmayı planlıyorsunuz? 

Bizim en büyük isteğimiz, İstanbul ve Ankara’daki mağaza sayımızı artırmak. Ankara ve İstanbul’daki alışveriş merkezlerine girmeyi planlıyoruz. Öncelikle hedefimiz kısa sürede İstanbul’da 2 mağaza açmak. Nişantaşı, bizim vitrin boyutumuz olacak. Buradaki mağazanın, bizim bilinirliğimizi artırmaya katkı sağlayacağını düşünüyorum. Daha sonrasında, önemli alışveriş merkezlerine mağaza açmayı hedefliyoruz. 

Türkiye’de kaşmir sizce yeterince biliniyor mu? 

Ülkemizde, kaşmiri bilen çok az bir kitle vardı. Aslında geçmişte Türkler, sadece kaşmir ürünler kullanıyordu. Ankara’daki mağazayı açalı yaklaşık 2 sene oldu. Biz önce müşterilerimize kaşmiri tanıtıyoruz. Kaşmirin nasıl üretildiğini anlatıyoruz. Daha sonra da Gobi Kaşmir’i anlatıyoruz. Gobi Mongolıan Cashmere mağazalarından sonra Türkiye gerçek kaşmirle tanıştı. Gobi ile birlikte kaşmire ilginin tekrar arttığını söyleyebilirim. Gobi’yi bazı markalarla kıyaslayanlar var. Ama kaşmiri bilen, öğrenenler farkımızı anlıyor. Gobi Kaşmir, fiyat ve kalite standardıyla kendi müşteri yapısını oluşturdu. 

TEDAVi EDiCi ÖZELLiĞi DE VAR 

Saf kaşmirin özellikleri nelerdir? 

Kaşmir, saç inceliğinde olan bir dokudur. Bir kaşmir keçisinin çene altı ve karın bölgesindeki ikinci tabaka en yumuşak tüydür. Gobi ürünlerinde bu kaşmir tüyleri kullanılıyor. Bir small beden kazağa yaklaşık 4 tane kaşmir keçisinin bir yıllık tüyü kullanılıyor. Bunun yanında kaşmir antialerjik bir üründür. Asla yanma, batma, kaşınma yapmaz. Bunu özellikle belirtiyoruz. 

Kaşmir bir yün çeşididir, ama yünden çok farklı özelliklere sahip. Yüne alerjisi olan çok fazla insan var. Kaşmir bu yönüyle yünden ayrılıyor. Aynı zamanda kaşmirin vücut ağrılarına iyi gelen bir hammadde olduğu biliniyor. Fizyoterapistler kaşmir önerir. Tedavi edici, ağrı kesici bir özelliği olduğu bilinen bir gerçektir. 

Kaşmir, doku olarak da yumuşak bir üründür. Direk ten üstüne giyilebilen tek üründür. Biz ürünlerimizi organik kaşmirle üretiyoruz. Ayrıca, kabanlarımız hırka hafifliğinde kazaklarımız ise bir fanila hafifliğindedir. Ama bir o kadar sıcak tutar. Kaşmir vücut ısısını korur. Aslında yazında kullanılacak önemli bir ürün. Vücut ısısını dengede tuttuğu için üşümenizin ve terlemenizin önüne geçiyor. Kaşmir her ortamda kullanılabilecek bir hammaddedir. 

  

Mağaza Satış Sorumlusu

SEHERİM A.Ş.-GOBI MONGOLIAN CASHMERE

GENELNİTELİKLER;

*En az lise mezunu

*En az 2 yıl tecrübeye sahip

*İngilizce bilgisine sahip olması tercih sebebidir.

*Dış görünümüne ve kişisel bakımına özen gösteren

*Müşteri odaklı satışta aktif rol alacak

*İnsan ilişkileri kuvvetli

*Takım çalışmasına yatkın

*Yoğun çalışma temposuna uyum sağlayabilecek

*Kariyerini mağazacılık sektöründe devam ettirmeyi hedefleyen

İŞİN TANIMI;

*- KANYON AVM  VE  VADİ İSTANBUL AVM mağazalarımızda görevlendirmek üzere;

*Satış hedeflerini gerçekleştirmek için, müşteri memnuniyetini en üst düzeyde sağlayacak

*GOBI CASHMERE standartlarına uygun olarak ürünlerin satışında aktif rol alacak

*Mağaza görsel standartlarına uygun olarak ürünlerin düzgün teşhir edilmesini sağlayacak

*Müşteriye sunacağı ürünlerin özellikleri hakkında bilgi sahibi olacak,

*Müşteriye ürün özelliklerini anlatarak ihtiyacına uygun ürünleri müşterimize sunacak

*Mağazacılık alanında kariyer yapmayı hedefleyen ve modaya ilgi duyan 

SATIŞ SORUMLUSU arıyoruz.

Kaşmir Krizi

Lüks ile eşanlamlı sayılabilecek kaşmir, sınır ötesi çekişmeler, iklim değişikliği ve küresel pandemi nedeniyle tehdit altında. Peki ama onu kurtarmak konusunda neden herkes aynı fikirde değil?

Kaşmir, pek ihtilaf yaratmaya muktedir bir mevzu sayılmaz. Adını duyunca akla Moğolistan bozkırlarında dolaşan keçilerin karın bölgesindeki kıllardan yüzlerce yıllık deneyimin tedrisatından geçmiş teknikler ve yöntemler kullanılarak yapılan sıcacık ve pahalı atkılar geliyor. Son yıllarda ulaşılması daha kolay lüks bir alışkanlığa dönüşmesi de cabası. Ancak kaşmir kazak fiyatları dibe vursa da maliyetler her zamankinden yüksek. Moğolistan’da zud denen ve her şeyi tarumar eden şiddetli kışlar misali asırlık kaşmir endüstrisi de kusursuz bir fırtınayla karşı karşıya: Talep artıyor, bölgede hava sıcaklıkları yükseliyor ve hammadde fiyatları düşüyor. Üstelik bu unsurlar kaşmiri etik alışveriş taraftarlarının hedef tahtasına koyuyor.

Önce talep meselesini ele alalım. Bain & Co.’ya göre kaşmir küresel lüks endüstrisinin neredeyse %7’sini oluşturuyor. Her keçiden sadece gram ip elde edildiği göz önüne alınırsa, fırsattan ziyade soruna işaret eden bir durum bu. Çiftçiler yeni piyasa taleplerine cevap verebilmek için sürülerinin sayısını artırdı; bugün steplerde yaklaşık 29 milyon keçi otluyor, 30 yıl öncesinin neredeyse beş katı… Sürü sayısındaki artışın aşırı otlanma yüzünden zarar gören otlakları zorlaması bir yana Moğolistan toprakları zaten kendi çevre felaketleriyle boğuşmakla meşgul. Ülkenin %90’ı kurak alanlardan oluşuyor ve dolayısıyla çölleşmeye son derece yatkın bir coğrafya. ’tan beri dünyada hava sıcaklıkları ortalama 1,5 derece artarken Moğolistan’da 4 derece arttı. İklim değişikliğinin etkin noktalarından biri. Elbette bu ısınma keçilere hayat veren ekosistemi derinden tehdit ediyor.

Bu iki soruna ham kaşmir fiyatındaki düşüş eşlik ediyor. Kaşmir endüstrisindeki cılız tedarik zinciri sürü sahipleri için adil ticaret tesis etmeyi yeterince zorlaştıran bir etmen. Tedarik zinciri keçi yetiştiren aileleri önce küçük işleme merkezlerinin sonra da kendileriyle neredeyse hiç bağlantısı olmayan, dünyanın bir ucundaki yabancı imalathanelerin boyunduruğuna sokuyor. İpliğin izini sürmenin, dolayısıyla sürü sahiplerinin dokunduğunda Dolar’lık kazağa dönüşen kaşmir için doğru düzgün bir para alıp almadığını öğrenmenin bir yolu yok.

Bunlara bir de pandeminin sebep verdiği baskıları ekleyin: Ham kaşmir fiyatları ’da tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştıktan sonra ilkbaharda neredeyse yarı yarıya düşerek yaklaşık gramı 9 Dolar’a indi. Moğolistan’ın en büyük işleme tesisi Gobi Cashmere bu nedenle personelinin %10’unu işten çıkardı ve sektör yetkilileri birçok markanın daha fazla yün satın almak yerine mevcut stokları eritmek ve piyasadaki arz fazlasını şiddetlendirmek amacıyla alımları geri çektiğini bildiriyor. Bunlar sadece Moğolistan’da olup bitenler. Bugün Çin sınırında da kaşmir üreticisi dev bir sektör var ve oradaki rakip operasyon kendi etik sorunlarıyla cebelleşiyor: Endüstriyel tarzdaki kocaman çiftliklerde hayvancılık yapmak neyse de işe sahtekârlık karıştırma potansiyeli hayli yüksek. Uzun süredir kaşmir endüstrisinde çalışan iki üst düzey yönetici, Çinli üreticilerin kaliteli kaşmiri ağartılmış deve kılı ya da ekstra ince merinos yünüyle şişirme riskinin daima bulunduğunu üstüne basa basa vurguluyor. Kaynaklardan biri “yabancı madde katılmış ipliklerin üstatları” diye tanımlıyor onları.

O yüzden kaşmir yünü konusunda bir standarda ihtiyaç duyulduğu çok açık. Lüks ürün tüketicisine ultra yumuşak kazağının kendi kaynağında hiçbir sıkıntıya neden olmadığı konusunda garanti veren Woolmark tarzı bir teminattan bahsediyoruz. Uygun biçimde ele alınmadığı için endüstrinin bir türlü içinden çıkamadığı bir muamma bu. Zira şirketler koordineli çalışarak eşgüdümlü hareket etmek yerine, birbirine rakip bir dizi programla kaşmir standardını fiilen belirleme üstünlüğü kapmak üzere ite kaka ilerliyor; iki program şimdiden yürürlükte, üçüncüsü de pek yakında açıklanacak.

İlk program Birleşik Krallık merkezi Sustainable Fibre Alliance (SFA) tarafından yürütülüyor. SFA Cashmere Standard uygulaması keçilerin kötü koşullarda yetiştirilmesi ve susuz kalması dâhil beş konuyu mercek altına alıyor ve onay sürecini ona göre işletiyor. 45 üyesi arasında Brora gibi markalara kaşmir tedarik eden İskoçya’nın önde gelen yün imalathanesi Johnstons of Elgin’in yanı sıra Burberry de var. Johnstons’ın CEO’su Simon Cotton, keçi yününün kalitesi artırılırken otlakların aşırı otlanma yüzünden zarar görmemelerini hedefleyen sertifikayı, “Otlak yönetimi ve hayvan refahı çerçevesinde uygulama esasları mevcut ve sürü sahipleri geçer not almak zorunda” sözleriyle özetliyor. ’de ilk kez SFA sertifikalı 80 ton ham iplik üretildi. Cotton, ham ipliklerin piyasa fiyatının %10 üzerinde satıldığını belirtiyor gururla. Ama Moğolistan’ın toplam yıllık üretim kapasitesinin ton olduğu düşünülürse 80 ton devede kulak sayılır. Ayrıca henüz herhangi bir giysinin SFA sertifikalı kaşmirden yapılıp yapılmadığını bilmek de mümkün değil. Gerçi SFA, üye markaların gelecek yıldan itibaren sertifikalı ürünlerin -en az %33 oranında onay verilmiş kaşmirden üretilmeleri gerek[1]tanıtımını yapacaklarını söylüyor. Ürünlere Woolmark tarzı bakım etiketi takılmasına dair kâr amacı gütmeyen planlar var, ama şimdilik program sadece kapalı kapılar ardında sürüyor.

Öte yandan bu yılın sonunda bir Hugo Boss mağazasına girdiğinizde Good Cashmere Standard onaylı giysilere rastlarsanız şaşırmayın. SFA’ya rakip sertifika programını, kâr amacı gütmeyen Almanya merkezli Aid by Trade Foundation adlı kuruluş, Boss ve Lacoste’un aralarında bulunduğu az sayıda ortağıyla birlikte yürütüyor. Program, denetim ekiplerini ilk elden sahaya göndermek dâhil tabandan uygulanıyor; ekipler başında pandemi tedbirleri kapsamında Moğolistan’da karantinaya girdiklerinde hayvan refahı, çevresel ve sosyal uygulamalar alanlarındaki kontrollerini tamamladı. Aid by Trade’in idari müdürü Tina Stridde, “Yaptığımız hiçbir şey bağışlara ya da hayır faaliyetlerine dayanmıyor” diyor. “Tüm meselemiz perakende sektörünün sürdürülebilir, sorumlu ticaret çıtasını yükseltmesini sağlamayı başarmak.” Aid by Trade ürünlere birinci sınıf ve ikinci sınıf olmak üzere iki ayrı kategoride sertifika düzenliyor: İsviçreli firma Haelixa’nın geliştirdiği DNA takip sisteminin kapsadıkları birinci sınıf mesela. DNA takip sisteminde keçilerin taranmasıyla elde edilen yünler satın alma istasyonlarında gittikten hemen sonra ham yüne görünmez bir sıvı püskürtülüyor. Böylece üretimin her safhasında yünün izi sürülebiliyor. Ancak bu sistemin önemli bir eksiği var: Sadece Çin’deki endüstriyel çiftliklerde uygulanıyor ve sertifika programına bir numaralı ihracat kaleminin kaşmir olduğu Moğolistan’daki sayısız sürü sahibinin dâhil edilmesi planlanmıyor.

Meydan kavgasına üçüncü ve yeni bir proje daha eklendi: Madencilik şirketi Rio Tinto, Fransız lüks grubu Kering ve Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin ekip çalışması olan South Gobi Cashmere Project ya da Goat to Coat. Gucci, Balenciaga ve YSL gibi markaların ana şirketi Kering, ürünlerinin ekosisteme etkisini ölçmek için neredeyse 10 yıl önce başlattığı EP&L (Environmental Profit & Loss) programıyla sürdürülebilirlik konusunda gerçekten iyi niyetli olduğunu kanıtlamıştı zaten. Hatta ’da müşterilerin satın aldıkları her ürünün üretim geçmişini öğrenebilmelerini sağlayan bir aplikasyon geliştirdi. Kering başlangıçta SFA’ya katıldı ama dört yıl önce bir şirket yetkilisinin deyişiyle “şirket içi stratejik nedenler” yüzünden programdan ayrıldı. Bağımsız mücadelesi için aradığı ortağı Rio Tinto’da buldu. Madencilik devi Rio Tinto, çevresel etkisini dengeleme programının bir parçası olarak -bu durumda Oyu Tolgoi bakır madeni ve Moğolistan’daki altın madeni[1]girişime hevesle destek verdi.

Kering’in sürdürülebilir kaynak uzmanı Katrina ole[1]MoiYoi, “İleri teknolojik metotlardan yararlanarak kaşmirde sürdürülebilirlik standartlarını geliştirmeyi hedefliyor” diye tarif ettiği programla yakından ilgili. İleri teknolojik metotlardan kasıt ne? Mesela taze otlaklar bulmak her geçen gün zorlaştığından keçi sürülerini otlatma meselesini ele alalım. ole-MoiYoi’ye göre cevap kısmen NASA ve Stanford Üniversitesi’nde. Uzay ajansı uydular vasıtasıyla tüm dünyada yağışları ve hava modellerini takip ediyor; topladığı verileri de bilgisayarlı modelleme kullanarak ne zaman sağanak yağış oluşacağını ya da kuraklık yaşanacağını tahmin eden Kaliforniya’daki bilim insanlarına gönderiyor. South Gobi girişimi çerçevesinde program yöneticileri bu otlatma modellerini inceliyor ve sürü sahipleriyle doğrudan temas kurarak onları yönlendirerek keçiler yeterince beslenirken otlaklara da yeniden yeşillenmeleri için yeterli zamanı verdikleri bir stratejiye göre sürülerini otlatmalarını sağlıyorlar.

Ama program ne kadar akılcı ve bilimsel olursa olsun kaşmir meselesini Çin’i de içerecek biçimde bir bütün olarak değerlendirmek yerine hedefinde sadece Moğolistan tedarik zincirindeki zorlukları gidermek var. Kering müşterilere kaynak güvencesi verecek Cashmeremark gibi müşteri etkileşimli sertifikalar tasarlamanın bağımsız markalara düştüğünü söylüyor. Bu süreçte lüks firmalardan hangilerinin programa katılabileceğine dair bir ajanda da yürütülmesine karşın şimdilik Kering diğer ortaklar hakkında sessizliğini korumaktan yana. Elbette tüm bu çabalar takdire şayan ama tüketiciler açısından karışıklıklar ve zorluklar devam ediyor. Üst düzey bir yetkili özellikle kaşmirin ana üreticisi iki ülke, Moğolistan ve Çin arasındaki rekabet nedeniyle tüm endüstriyi içine alacak bir kıstas getirmenin neredeyse imkânsız olduğunu söylüyor. İki ülke de uzun süredir liderliği kapmak için yarışmasına rağmen aslında ayrı noktalarda duruyor ama eşit durumdalar: Çin’in yünleri genellikle beyaz renkli, ama daha ince; dolayısıyla daha güçsüz olabiliyor. Moğolistan ise gri, krem ya da kahverengi tonlarında esnek ve dayanıklı yünler üretiyor. Çinli otoritelere göre tüm endüstriyi kapsayacak bir kıstası kabul etmeleri tek bir şartla mümkün: Değişkenleri Çin kaşmirinin daha iyi olduğunu gösterecek biçimde çarpıtılarak düzenlenirse.

Ancak yerel halk, sorunların ayyuka çıktığı Moğolistan’ı hedefleyen bir programın bile kolayca başarıya ulaşacağından kuşkulu. Ulanbator’da yaşayan ve Bodio diye bilinen Ulziibodijav Jambal’ın triko ve kıl giderme tesisi var. Böyle programlarda çalışan birçok kişinin yabancı ülkelerden geldiğini belirtiyor. “Moğolistan’da doğup büyümediğiniz sürece bu son derece eşsiz insan topluluğunu tam anlamıyla anlamanız neredeyse imkânsız” diye anlattı Robb Report’a. “Çoğu projede uluslararası pazarlama uzmanlarının sayısı yerel uzmanlardan çok daha fazla. Oysa uluslararası uzmanlar, yerel uzmanlar aracılığıyla sürü sahiplerinin hayatlarını biraz olsun öğrenebilir. Bu eksiklikler yüzünden başarabilecekleri şeyler konusunda yanlış bir izlenime kapılıyor, sorunun kökenini tam olarak kavramayı beceremiyorlar.” Örneğin; teoride kaşmir fiyatını artırmak amacıyla sürü sahiplerinden sürülerindeki hayvanların sayısını azaltmaları istendiğini düşünelim. Ham yünün %80’ini Moğolistan’dan satın alıp fabrikalarında işleyen Çin’in fiyatlandırmadaki etkili konumu nedeniyle beyhude bir çaba olacaktır. Başka bir ifadeyle sürü sahiplerinin kilo başına ne kadar kazanacağını belirleyen şey arz-talep yasasından ziyade Çin’in ta kendisi.

Tüm endüstriyi içine alan, kapsamlı ve net bir çözüm bulunana kadar belki de en iyisi bakış açınızı değiştirmek. Birleşik Devletler’deki Maine eyaletinin Bremen kasabasında yaşayan Wendy Pieh, Cashmere Goat Association’ın yöneticisi. ABD’de sayıları civarındaki çiftlik keçileri arasında onun küçük sürüsü de var. Sıcacık, kalın yünlere sahip keçileri acımasız New England kışları nedeniyle yetiştirmeye başlamışlar. Pieh ürettiği az miktardaki yünü hem amatör örgü meraklıları hem de J.M. Generals’tan Jeffrey Monteiro dâhil profesyonel tasarımcılara satıyor. Onun yünlerini suçluluk duygusuna kapılmadan kullanabilirsiniz. Çünkü aşırı otlatmadan zarar görmemiş, sürdürülebilir otlaklarda otlayan keçilerin izi sürülebilir yünleri hepsi. Ve gururla açıkladığı gibi çok da pahalılar: “Moğolistan kaşmirini internetten benimkilerin yarı fiyatına satın alabilirsiniz.”

HAZIRLAYAN: MARK ELLWOOD

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir