göbeklitepe ismini nereden almıştır / Göbeklitepe nerede? İşte Göbeklitepe hakkında merek edilenler… - Son dakika haberleri – Sözcü

Göbeklitepe Ismini Nereden Almıştır

göbeklitepe ismini nereden almıştır

Şanlıurfa GAP Havalimanı’ndan Göbeklitepe’ye Nasıl Gidilir?

Havalimanından Göbeklitepe’ye direkt geçiş yapmak için özel aracınızın olması gerekiyor. Bu hat üzerinde herhangi bir toplu taşıma aracı yok. Toplu taşıma ile Göbeklitepe’ye ulaşmak istiyorsanız öncelikle Şanlıurfa şehir merkezine gitmelisiniz.Şanlıurfa Havalimanı ile Göbeklitepe arası yaklaşık 36 kilometre. Araç kiralamayı düşünüyorsanız Pegasus Araç Kiralama servisinden destek alabilirsiniz.

Şanlıurfa Göbeklitepe Yol Tarifi

Şanlıurfa şehir merkezinin 18 kilometre doğusunda bulunan Göbeklitepe, Örencik Köyü yakınlarına konumlanmış. Şehir merkezinden araç ile buraya gitmeyi düşünüyorsanız D otoyolu üzerinden yaklaşık 20 dakikada oraya ulaşabilirsiniz. Alternatif bir rota için D otoyolunu takip edebilirsiniz ama yolu uzatmış olursunuz.

Göbeklitepe Adres: Göbeklitepe Ören Yeri, Dağetegi Mahallesi, Haliliye, Şanlıurfa

Göbeklitepe Urfa

Göbeklitepe’ye Yakın Yerler

Göbeklitepe’ye en yakın yerler, Güzelyurt ve Dağeteği mahalleleri. Bu bölgeye en yakın şehirleri ise aşağıda bulabilirsiniz.

Göbeklitepe’ye Taksi ile Ulaşım

Şanlıurfa şehir merkezinden Göbeklitepe’ye taksi ile ulaşım sağlayacaksanız yaklaşık TL gibi bir fiyat karşınıza çıkabilir. Şanlıurfalı taksiciler ile pazarlık mümkün. Fiyat için taksicilerden bilgi alabilirsiniz. Havalimanından taksi kullanarak oraya gitmeyi düşünüyorsanız fiyat TL’ye kadar çıkabilir.

Göbeklitepe’ye Toplu Taşıma ile Ulaşım

Göbeklitepe’ye toplu taşıma ile ulaşım için numaralı otobüsleri kullanabilirsiniz. Bu otobüsler saat ve ’da gidiş ve ve saatlerinde de dönüş yapıyor. Göbeklitepe otobüsleri merkezi bir yer olan Abide durağından kalkışlı olarak hareket ediyor. Bilet fiyatları ise şöyle: Tam 5 TL, öğretmen 4 TL ve öğrenci 3 TL. Güncel fiyat bilgisi için Şanlıurfa Belediyesi’nden bilgi alabilirsiniz.

Göbeklitepe Ziyaret Saatleri

Dünyanın en eski tapınağı olarak bilinen bu alanın ziyaret saatlerine, müzeye gitmeden önce göz atmanızda fayda var. Çünkü ziyaret saatleri, yaz ve kış dönemlerine göre değişiklik gösterebiliyor. Göbeklitepe giriş ücreti ise yılı için 30 TL.

Gişe açılış ve ziyaret başlangıç saati: Gişe kapanış saati: Ziyarete kapanış saati:

Gişe açılış ve ziyaret başlangıç saati: Gişe kapanış saati: Ziyarete kapanış saati:

Göbeklitepe Neden Ziyarete Kapatıldı?

yılında birkaç ay süreyle ziyaretçi kabul etmeyen bu tarihi nokta için aklınızda “Göbeklitepe neden kapatıldı?” sorusu oluşabilir. Şubat ’de yeniden ziyarete açılan yani şu anda ziyaret edebileceğiniz tarihi alanın, gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları nedeniyle yılında kısa dönemli kapatıldığını bir dipnot olarak düşmekte fayda var.

Göbeklitepe Turu

Göbeklitepe Nedir?

Göbeklitepe, tarihin bilinen en eski ve en büyük tapınağıdır.  Dev sütunlardan ve üst üste dizilmiş ağır taşlardan oluşan Göbeklitepe, o dönemde el arabası vb. alet edevatın olmadığı için inşa süreci gizemlerini hala kuruyor. Tapınağı oluşturan taşların taşınabilmesi için muhtemelen çok sayıda insanın ve yük hayvanının gücünden yararlanıldığı düşünülüyor. Sütunların üzerinde bulunan hayvan figürü kabartmaları ise, kesinlikle zamanın ötesinde. Göbeklitepe, insanların avcı toplayıcı olarak yaşadığı dönemlerde bile sistematik olarak toplantılar yaptığını kanıtlayan ama ne amaçla kullanıldığı hala tam olarak kestirilemeyen antik bir yapı.

Göbeklitepe UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde

yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı ilan edildi ve Nisan ’de de UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne girdi. Yaklaşık 7 sene boyunca aday listesinde yer alan ve tarihi yeniden şekillendiren Göbeklitepe, Temmuz ’de Bahreyn’de toplanan komitenin kararıyla UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girmeye hak kazandı.

Göbeklitepe Hangi Döneme Aittir?

Göbeklitepe, Neolitik Çağ’a ait bir tapınaktıseafoodplus.info öncesi dönemlerden biri olan ve Cilâlıtaş Çağı olarak da bilinen Neolitik Çağ’dan günümüze kalan tarihi alanın yaşının olduğu düşünülüyor. Bu da M.Ö. ’lerden beri var olduğu düşünülen alanı; Malta’daki M.Ö. ’lerden kalma megalitik tapınaklardan, Stonehenge ve Mısır Piramitlerinden daha yaşlı kılıyor ve dünyanın bilinen en eski tapınağı yapıyor!Pek çok kaynakta yerleşim yeri olarak kabul görse de bilim insanları tarafından yapılan Göbeklitepe araştırmaları, bu noktanın avcı-toplayıcıların inanç sistemleri doğrultusunda oluşturdukları bir buluşma noktası, avlanma ve dönemin önemli bir ihtiyacı olan takas için inşa edilmiş bir nokta olduğunu gösteriyor.

Göbeklitepe Yılı

, “Göbeklitepe Yılı” olarak ilan edildi. Bu da dünyanın ilk tapınağı yani inanç merkezinin ziyaretçi sayısında, önceki senelere kıyasla ciddi bir artış anlamına geliyor.

Göbeklitepe nerede?

Göbeklitepe gezisi için Şanlıurfa’ya uçak yolculuğu ile ulaşmak isterseniz bilet fiyatlarına göz atmak için Şanlıurfa Uçak Bileti sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Göbeklitepe Hikayesi: Nasıl Keşfedildi?

Bu kadar büyük ve önemli bir tarihi alanın neden özellikle son yıllarda ses getirdiği merak edebilirsiniz. Bu sorunun cevabı aslında “Göbeklitepe nasıl bulundu, ne zaman bulundu?” sorularıyla ve Göbeklitepe kazıları başlangıç tarihiyle doğrudan bağlantılı.Dünyanın en önemli tapınma merkezlerinden biri olan Şanlıurfa Göbeklitepe Ören Yeri, yılında İstanbul ve Chicago üniversiteleri iş birliği ile bölgede yapılan “Güneydoğu Anadolu Araştırma Projesi” sırasında bulundu. Göbeklitepe’nin keşfi yılında olsa da kazı çalışmaları yılında başladı. Araştırmalar günümüzde hala devam ediyor.

Göbeklitepe

Göbeklitepe Tarihi: Neden Önemli?

’te başlayan ve devam eden kazı çalışmaları sonucunda bölgede 6 tapınak bulundu ve bu yapıların biçimleri birbirleriyle benzerlik gösteriyor. Fakat bu tarihi sit alanı, şimdiye kadar gün yüzüne çıkandan çok daha fazlası… Çünkü yapılan jeomanyetik çalışmalar, bölgedeki tapınakların 20’ye ulaşabileceğini gösteriyor. Diğer bir deyişle Neolitik Dönem’de avcı-toplayıcıların yaşamları ile ilgili gizemli noktalar, Şanlıurfa’da netlik kazanabilir ve insanlık tarihiyle ilgili çok daha farklı bilgilerle tarih güseafoodplus.info, bu yapıların ortak özellikleri ne? İnsanları temsil ettiği düşünülen, dairesel bir biçimde dizilen ve sayıları 10 ila 12 arasında değişen T şeklindeki sütunlar, taş duvarlarla örülmüş. Bu yapının ortasında iki büyük dikili taş, karşılıklı olarak yerleştirilmiş. Tapınağı oluşturan taşların üzerine tasvir edilen hayvan, insan ve soyut varlıkların sembolleri ise kabartma ya da oyma teknikleri ile oluşturulmuş. Alanın ilk ve en büyük tapınak olmasına ek olarak sütunlar üzerinde yer verilen bu sembollerin, günümüze kadar bilinen ve Neolotik Çağ’dan kalan en eski resimler olması da Göbeklitepe hakkında bilmeniz gerekenler arasında yer alıyor.

Göbeklitepe hikayesi

Neolitik Çağ’da insan gruplarının oldukça küçük olması ise grupların ilk kez iş birliği yapma ihtimallerinin yüksek olduğunu gösteriyor. Ayrıca bu dönemde insanların eşit olduğu düşüncesi de arkeologlar tarafından kabul görmüş bir anlayıştı. Fakat Göbeklitepe Şanlıurfa, bu görüşü de değiştiriyor. Çünkü uzmanlara göre bu kadar karmaşık bir yapı, bazı alanlarda uzmanlaşmayı gerektiriyor. Diğer bir deyişle yapının hayata geçmesini sağlayan bazı insanlar uzman, bazı insanlarsa işçi olarak çalışmış olabilirler. Bu durum da tarihte ilk kez bir kamusal alanda eşitliğin olmamasını beraberinde getirmiş olabilir.

Göbeklitepe Hakkında Bilmeniz Gereken 8 Detay

Göbeklitepe, birçok gizemini hala koruyor olsa da arkeologlar yapının fiziksel özelliklerini keşfetmiş durumda. Göbeklitepe’ye gitmeden önce biraz bilgi sahibi olmak isterseniz, aşağıdaki detayları aklınıza not alın.

#1 Sütunların ağırlığı 40 ile 60 ton arasında değişiyor.

Mesela bazılarında el ve parmakların var olmasından dolayı insanları temsil eden eserler olduğu düşünülen T biçimindeki sütunların ağırlığının 40 ila 60 ton arasında değiştiği biliniyor. Fakat o dönemin şartlarında bu taşların alana kimler tarafından ve nasıl taşındığı bir Göbeklitepe sırrı olarak çözülmeyi bekliyor.

#2 Döneminin ilerisinde bir mimari teknik kullanılmış.

Göbeklitepe’de dönemine göre oldukça ileri mimari tekniklerin kullanıldığı da bir gerçek. Belki ileriki günlerde bu soruların da cevapları bulunur.

#3 Sütunların üzerinde yılan, yaban domuzu ve ördeği gibi hayvan kabartmaları bulunuyor.

T şeklindeki sütunların üzerine işlenen kabartmalı figürlerde bulunan hayvanların ne amaçla koyulduğu hakkında farklı görüşler bulunuyor. Sütunların üzerinde yaban domuzu, yaban ördeği, boğa, yılan gibi bölgede yaşayan hayvanların figürleri bulunuyor. Bu figürlerin Göbeklitepe’nin muhafızları olarak görülmeleri ve şans için koyulan totem hayvanları olmaları görüşlerinin yanı sıra bu hayvanların kabilelerin sembolleri olabileceği de düşünülüyor. Ayrıca sütunlardaki aslan tasvirleri de Neolitik Çağ’da bu bölgede aslanların var olması ihtimalini güçlü kılıyor.

Göbeklitepe nedir?

#4 Buğdayın ana yurdu Göbeklitepe kabul ediliyor.

Günümüzde genetik biliminin katkısı ile birçok varyasyonu bulunan buğday, buluntulara göre ilk olarak Göbeklitepe civarında yetiştirilmiş.

#5 Bira üretimi için tarım yapıldığı düşünülüyor.

Araştırmaların ve incelemelerin ışığında, Göbeklitepe’de bulunan tahıl örnekleri üzerinde fermantasyon belirtileri saptanmış. Aynı zamadan tapınak kalıntıları çevresinde bira varilleri olarak kabul edebileceğimiz ekipmanlar bulunmuş. Bu kanıt üzerinden teori geliştiren bilim insanları, Göbeklitepe’nin aynı zamanda erken dönem alkollü içecek üretimi konusunda bir öncü olduğunu düşünüyor.

#6 Göbeklitepe kaşifi: Klaus Schmidt

Her ne kadar yılında Şanlıurfalı bir çiftçinin bulduğu oyma taş, Göbeklitepe’nin erken dönem buluntularından biri olsa da asıl çalışmalar yılında Şanlıurfa Müzesi başkanlığında başlamış. yılında ise Klaus Schmidt kazı başkanlığına getirilmiş.

#7 Göbeklitepe, insan eliyle saklanmış olabilir.

Dairesel yapının içerisindeki kireç taşı ve toprak yapısının homojen olması, Göbeklitepe tapınağı içerisindeki pek çok kalıntının tapınak kapatılmadan önce temizlenmesi ise alanın bilinçli bir şekilde gömüldüğünü, diğer bir deyişle kapatıldığını gösteriyor. Fakat ne yazık ki henüz “Göbeklitepe neden gömüldü?” sorusunun bir cevabı yok.

#8 Sıvı geçirmeyen zeminler

Göbeklitepe tapınağının zeminleri özellikle sıvı geçirmeyecek şekilde tasarlanmış. Böyle bir zemine ihtiyaç duyulmasındaki amacın ise, tarihin en eski tapınağında kan, alkol vb. sıvı maddelerle ritüellerin gerçekleştirildiği fikrini destekliyor.

Göbeklitepe dışında alternatif olarak Şanlıurfa’da gezilecek yerleri merak ediyorsanız ilgili yazımıza okuyabilirsiniz.

Bu yazılar da ilginizi çekebilir:

tarihi İstanbul turları

efes antik gezi turları

ölüdeniz gezi turu

Pamukkale gezi turu

Kapadokya gezi turu

Batı kültürünün en eski yapıtlarından birisi Stonehenge'dir. Bu iri kayaların günümüzden yıl kadar önce, belirli bir düzen içinde bir araya getirilmesi, birçoklarının hayal gücünü tetikler. Hatta tıpkı sene kadar önce inşa edilen Mısır piramitlerinde olduğu gibi, Stonehenge ile ilgili de "uzaylı" iddiaları boldur. Halbuki Mısır piramitlerini uzaylıların yapmadığı gerçeği gibi, Stonehenge de uzaylılar tarafından yapılmamıştır. İnsanlar tarafından inşa edilmiş ve yıllardan beri tekrar tekrar yeniden inşa edilmiştir.

Ancak ülkemiz topraklarında bulunan ve medeniyetin beşiği olarak görülen Göbekli Tepe'nin tarihi yanında, Mısır piramitleri de, Stonehenge de komik kalır. Mısır piramitlerinden , Stonehenge'den yıl önce inşa edilen Göbekli Tepe, insanlığa ait ilk yaşam alanlarından birisidir.

Göbekli Tepe, Şanlıurfa ilimizden kuş uçuşu 15 kilometre, arabayla 30 kilometre civarı bir mesafede bulunan, ilk olarak Alman arkeolog ve tarihçi Klaus Schmidt tarafından resmi olarak keşfedilen, 15 metre yüksekliğinde ve metre çapa sahip bir arkeolojik alandır. Alan içinde 'den fazla sütun, 20 farklı daire oluşturacak şekilde inşa edilmiştir. Her bir sütun 6 metre yüksekliktedir ve 10 ton kütleye sahiptir. Yapılan incelemeler, bu yapıların günümüzden yıl kadar önceye, yani MÖ 'li yıllara dayandığını göstermektedir. Bu, Taş Devri'nde yaşamış insanların yerleşik yaşama geçmeye başladığı dönem ve tarım devriminin başlangıcı ile çakışmaktadır.

Bu yapının atalarımız tarafından neden inşa edildiği tam olarak bilinmemektedir. En çok üzerinde durulan hipotez, Göbekli Tepe'nin bir ibadet alanı olduğu yönündedir. Bu, eğer doğruysa, Göbekli Tepe'yi insanlık tarihinin en eski yerleşik yaşam alanı ve ibadethanesi yapmaktadır. Hatta bu gibi alanların, insan evriminin önemli bir parçası olmuş olabileceğini buradaki yazımızda anlatmıştık.

Bu kadar antik bir yapının günümüzden binlerce yıl kadar önce neye benzediğini hayal etmek bile heyecan vericidir. O zamanki atalarımız neler yapıyorlardı? Neler düşünüyorlardı? Neler deneyimliyorlardı? Schmidt, şöyle anlatıyor:

Tarih öncesi insanlar ceylan ve diğer vahşi hayvan sürüleriyle yaşıyordu; göç eden kaz ve ördekleri üzerine çeken, nazikçe akan nehirlerden su içiyorlardı; meyve ve fındık ağaçlarından besleniyorlardı ve ve "emmer" ve "einkorn" gibi yabani arpa ve yabani buğday çeşitlerini barındıran yabani tarlaların bir deniz gibi dalgalanmasını izliyorlardı. Burası, onlar için bir cennet gibiydi.

Göbekli Tepe'nin Keşfi

Göbekli Tepe, aslında ilk olarak yılında Chicago Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi ortaklığı ile tespit edilmiştir. Ancak bu ekipler, keşfettiklerinin antik bir yerleşim alanı olduğunu fark etmemişlerdir; çünkü bölgede kazı yapmamışlardır. yılında yaptıkları yüzey taraması sırasında bazı taşlar tespit etmişlerdir ve bunu Aseramik Neolitik'e ait olarak kategorize etmişlerdir. Bazı taş yüzeylerini (T şeklindeki sütunların üzerindeki yatay yüzeyleri) mezar taşı zannetmişlerdir. Bundan yola çıkarak, bölgenin tarih öncesi kalıntılarının Bizans mezarları ile örtüldüğü sonucuna varmışlardır.

Göbekli Tepe, çok uzun yıllar boyunca tarım alanı olarak kullanılmıştır. Yerli çiftçiler, bölgedeki taşları sıklıkla yerinden oynatarak kazı alanının üst katmanlarına etki etmişlerdir. Hatta bazı sütunları, sıradan taş sanarak kırmışlardır.

Reklamsız Deneyim

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, %% reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır. Kreosus Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık Daha fazla göster

Evrim Ağacı'nın çalışmalarına Kreosus, Patreon veya YouTube üzerinden maddi destekte bulunarak hem Türkiye'de bilim anlatıcılığının gelişmesine katkı sağlayabilirsiniz, hem de site ve uygulamamızı reklamsız olarak deneyimleyebilirsiniz. Reklamsız deneyim, sitemizin/uygulamamızın çeşitli kısımlarda gösterilen Google reklamlarını ve destek çağrılarını görmediğiniz, % reklamsız ve çok daha temiz bir site deneyimi sunmaktadır.

Kreosus

Kreosus'ta her 10₺'lik destek, 1 aylık reklamsız deneyime karşılık geliyor. Bu sayede, tek seferlik destekçilerimiz de, aylık destekçilerimiz de toplam destekleriyle doğru orantılı bir süre boyunca reklamsız deneyim elde edebiliyorlar.

Kreosus destekçilerimizin reklamsız deneyimi, destek olmaya başladıkları anda devreye girmektedir ve ek bir işleme gerek yoktur.

Patreon

Patreon destekçilerimiz, destek miktarından bağımsız olarak, Evrim Ağacı'na destek oldukları süre boyunca reklamsız deneyime erişmeyi sürdürebiliyorlar.

Patreon destekçilerimizin Patreon ile ilişkili e-posta hesapları, Evrim Ağacı'ndaki üyelik e-postaları ile birebir aynı olmalıdır. Patreon destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi 24 saat alabilmektedir.

YouTube

YouTube destekçilerimizin hepsi otomatik olarak reklamsız deneyime şimdilik erişemiyorlar ve şu anda, YouTube üzerinden her destek seviyesine reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. YouTube Destek Sistemi üzerinde sunulan farklı seviyelerin açıklamalarını okuyarak, hangi ayrıcalıklara erişebileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Eğer seçtiğiniz seviye reklamsız deneyim ayrıcalığı sunuyorsa, destek olduktan sonra YouTube tarafından gösterilecek olan bağlantıdaki formu doldurarak reklamsız deneyime erişebilirsiniz. YouTube destekçilerimizin reklamsız deneyiminin devreye girmesi, formu doldurduktan sonra saat alabilmektedir.

Diğer Platformlar

Bu 3 platform haricinde destek olan destekçilerimize ne yazık ki reklamsız deneyim ayrıcalığını sunamamaktayız. Destekleriniz sayesinde sistemlerimizi geliştirmeyi sürdürüyoruz ve umuyoruz bu ayrıcalıkları zamanla genişletebileceğiz.

Giriş yapmayı unutmayın!

Reklamsız deneyim için, maddi desteğiniz ile ilişkilendirilmiş olan Evrim Ağacı hesabınıza üye girişi yapmanız gerekmektedir. Giriş yapmadığınız takdirde reklamları görmeye devam edeceksinizdir.

Destek Ol

Dünya'nın en eski tapınağı unvanını elinde bulunduran Göbeklitepe, insanlık tarihi açısından oldukça önemli bir bölge olma özelliğini koruyor. Urfa yakınlarında bulunan Göbeklitepe, T şeklindeki, muhtemel insan tasviri olan sütunlarıyla dikkat çekiyor. Gökbelitepe konusu oldukça uzun ama bizim bu görseldeki konumuz P56 ismi verilen T şeklindeki sütun. N. Becker ve arkadaşları bu görselde 55 adet hayvan figüru saymışlar.

Nihayet, yılında yeni bir kazı alanı arayan Alman Arkeoloji Enstitüsü'nden Klaus Schmidt, tarihli raporu inceledikten sonra bölgede kazı yapmaya karar vermiştir. Şanlıurfa Müzesi ile işbirliği yaparak bölgeyi kazı alanı haline getiren Schmidt, nihayetinde Göbekli Tepe adı verilecek olan antik yaşam alanını keşfetmiştir.

Atalarımız Neden Göbekli Tepe'yi İnşa Ettiler?

Bu soru, arkeologların kafasını uzun bir süredir karıştırmaktadır. Sorunun cevabı, birkaç katmanlıdır. Öncelikle, bu bölgenin yaşı doğru bir şekilde tayin edilebilmelidir. Bunu yapmak için en az 4 farklı radyokarbon testi yapılmıştır:

  • Kazı alanının "C Bölgesi" adı verilen yerden alınan Ua numaralı, sütunların üzerindeki pedojenik karbonat kaplamadan alınan örnek, Göbekli Tepe'nin M.Ö. yılları arasına ait olduğunu göstermiştir.
  • "B Bölgesi"nden alınan Ua numaralı kaplama örneği, bölgeyi M.Ö. yıllarına tarihlendirmiştir.
  • "3. Katman" olarak bilinen yerden alınan Hd ve Hd numaralı kömür örnekleri, bölgeyi M.Ö. yılları arasına tarihlendirmiştir.

Yani Göbekli Tepe'nin binlerce yıl önce inşa edildiği kesindir. Ancak ilginç bir şekilde Göbekli Tepe'nin bir yerleşim alanı olduğunu gösteren kanıtların hiçbirine ulaşılamadı: hiçbir kap kacak, hiçbir ev veya çöp çukuru, hiçbir doğurganlık figürü bulunamadı. Alet kullanımına dair hiçbir veriye ulaşılamadı. Hiçbir taş çekice veya bıçağa rastlanmadı.

Bu, bölgenin jeolojisi dolayısıyla pek de şaşırtıcı olmayabilir. Çünkü bol miktarda kireçtaşı üzerine inşa edilmiş olan Göbekli Tepe'nin işçileri, muhtemelen çok sert aletler olmaksızın bile taşları kolaylıkla sütun haline getirebildiler ve çok da zorlanmadan birkaç yüz metre taşıyabildiler. Asırlar geçtikçe, daha önceden gelenlerin inşa ettikleri dairesel sütun yapıları çamur içinde kaldı ve gömüldü. Yeni gelenler, eskilerin üzerine yeni sütun daireler inşa ettiler. Böylece Göbekli Tepe'nin meşhur "tepe" kısmı inşa edilmiş oldu.

Ludwig Maximilian Üniversitesi'nden arkeozoolog Joris Peters, yılından bu yana Göbekli Tepe'den çıkarılmış 'den fazla kemik kalıntısını inceledi ve birçoğunda kesik izlerine ve kıymıklı uçlara rastladı. Bu, insanların o dönemde aletler kullanarak hayvanları kesip doğradığını gösteriyor. Yani alet kalıntısına rastlanmamış olsa da, sadece aletlerle yapılabilecek izlere rastlandı. İncelenen örneklerin on binlercesi vahşi hayvanlara aitti. Bu da, Göbekli Tepe'yi inşa edenlerin avcı-toplayıcı yaşam biçimine sahip olduğunu gösteriyor. Peters şöyle diyor:

Var olan kalıntıların neredeyse hepsinin vahşi avlara ait olması, Göbekli Tepe'de yaşayan insanların henüz hayvanları evcilleştirmediğini ve tarıma başlamadığını gösteriyor.

Ancak bu demek değil ki bu dönemde yaşamış insanlar büyük değişimlerin başlangıcında değildi Göbekli Tepe'nin bir tapınak olarak inşa edildiğini düşünen Schmidt'in de söylediği gibi "Önce tapınak geldi, sonraysa şehir" Ona göre bu "tepedeki tapınak", kilometre uzaktan bile insanların gelip ibadet edebildikleri bir yapı olabilir. Burada bulunan av kalıntıları, sadece beslenme amacıyla değil, aynı zamanda ölülere (ve belki de tanrılara) sunulan adaklara ait olabilir.

Tapınak mı, Barınak (Sığınak) mı?

Yapının bir tapınak olduğunu gösteren doğrudan bir kanıt yok; bazı uzmanlar bir "tapınak" değil de bir "barınak" veya "sığınak" olarak inşa edilmiş olabileceğini düşünüyorlar. Çünkü muhtemelen antik atalarımızda barınma ihtiyacı, ibadet ihtiyacından çok daha güçlüydü ve uzak bölgeler arasında göç ederken bir "dinlenme noktası" olarak inşa edilmiş olması çok daha olasıydı.

Fakat yine de yukarıda yer verdiğimiz hayvan figürleri gibi çizimleri, şamanik inancın kökenlerinin burada başladığının düşünülmesine neden oluyor. Belki tam bir "tanrı" kavramı henüz oluşmamış olsa da, ölüm gibi korkutucu deneyimleri açıklamak isteyen atalarımız kendilerinden büyük güçler ve inanç sistemleri geliştirmeye başlamış olabilir. Bu da, sonradan Sümerler'de görülecek olan, tarım, hayvancılık ve dokumacılığın kutsal dağ Ekur'dan insanlara getirildiğine yönelik inancı açıklayabilir.

İlginç bir şekilde, sütunlar üzerindeki çizimlerde toplu bir şekilde avlanmaya veya yaralı hayvanlara yönelik vahşi çizimlere rastlanmıyor. Dahası, yapılan çizimlerde aslanlar, yılanlar, örümcekler ve akrepler gibi hayvanlardan ziyade, dönemin insanlarının muhtaç olduğu geyik gibi hayvanlara daha çok yer veriliyor. Bu da, Göbekli Tepe'nin daha "kutsal" ve "arınmış" bir yapı olduğuna yönelik düşünüşe kanıt olarak gösteriliyor.

Ancak bazı arkeologlar buna karşı çıkıyorlar. Çünkü daha azınlıkta olsa da, oldukça ilginç, adeta "psikedelik" ve vahşi çizimler de yer alıyor: Örneğin her ne kadar akrep gibi hayvanlara çok yer verilmemiş olsa da, sütunlardan bir tanesinde ufak bir çanta büyüklüğünde bir akrep çizimi bulunuyor; halbuki bu büyüklükte bir akrebin yaşamadığını biliyoruz. Aynı çizimde çakal benzeri bir hayvanın kaburga kemiklerinin kırılarak açıldığını görüyoruz. Bir diğerinde gözsüz "ördek"-benzeri bir çizim yer alıyor ve bu ördek, oldukça detaylı çizilmiş bir yaban domuzunun üzerinde yüzüyor. Yaban domuzunun penisi ise erekte olmuş halde! Bir diğer rölyefte bir tilkinin genel hatları çizilmiş. Ancak penisinin olması gereken yerde çok sayıda yılan, karnından fışkırıyor. Bir diğer çizimde bir akbaba, kanatlarından birinde yuvarlak bir cismi taşıyor. Ayaklarının altında kafası kopmuş bir erkek gövdesi var. Penisi yine kalkmış halde. Belki de çizilen hayvanlar mitolojik karakterlere karşılık geliyordu?

Göbekli Tepe Neden Önemli?

Göbekli Tepe'nin en büyük etkisi, avcı-toplayıcı atalarımıza yönelik fikirlerimizi köklü bir şekilde değiştiriyor olmasıdır. Genellikle avcı-toplayıcıların sanat gibi unsurlardan uzak olduğu, büyük yapılar inşa edemeyecek düzeyde olan insan grupları olduğu düşünülmekteydi. Benzer şekilde, avcı-toplayıcılarda karmaşık sembol sistemlerinin bulunmadığı, sosyal hiyerarşilerin henüz netleşmediği, görev dağılımının çok kısıtlı olarak yapılabildiği düşünülüyordu.

Ancak eğer ki Göbekli Tepe yerleşik yaşama geçmemiş, göçebe avcı-toplayıcılar tarafından inşa edildiyse, bu fikri tamamen baştan düşünmemiz gerekiyor demektir. Çünkü bu sayılanlar olmaksızın neredeyse metre kare alana yayılan bir yapı inşa etmeniz mümkün değildir.

Ayrıca Göbekli Tepe, o zaman diliminde olan diğer tüm kazı alanlarından çok daha karmaşık bir mimariye sahiptir. Göbekli Tepe'nin keşfinden bu yana, onunla benzer yapıda olan Hamzan Tepe, Karahan Tepe, Harbetsuvan Tepesi, Sefer Tepe ve Taslı Tepe gibi diğer yapı alanları tespit edilmişse de, bunların birçoğu Göbekli Tepe'den çok daha küçük ve basit yapılıdır. Ancak bu diğer alanların keşfi ve coğrafi konumları, bu yapıların gerçekten de avcı-toplayıcıların toplanma ve belki de ibadet alanları olduklarını doğrulamaktadır. Bir görüşe göre Göbekli Tepe, diğer tüm bu küçük toplanma alanlarının merkezinde bulunuyordu ve adeta bir üs görevi görmekteydi.

Göbekli Tepe ile ilgili bilinmeyen çok fazla soru işareti var. Örneğin keşfedilen taş çizimlerinin tam olarak ne anlama geldiği çözülebilmiş değil. Göçebe toplumların böylesi bir yapıyı inşa edecek şekilde organize olmayı nasıl başardığı halen tam olarak bilinmiyor. Eğer bu yapı içinde kimse yaşamadıysa, yapılan hayvan çizimleri "totem" ya da "kötü ruhlara karşı bir büyü" gibi görülebilir mi? Kimse bilmiyor.

Ancak ne olursa olsun, M.Ö. yılı civarında Göbekli Tepe işlevini yitirmeye başladı ve artık insanlar buraya yeni sütunlar yapmayı bıraktılar. Nihayetinde ise bu ilginç yapıyı tamamen terk ettiler. Binlerce yıl boyunca toprak altında uyumuş olan bu sıra dışı keşif, insan evriminin geçmişine güçlü bir ışık tutmak isteyen bilim insanlarının araştırma ve çalışmalarını bekliyor. Veya Carl Sagan'ın dediği gibi:

Oralarda muhteşem bir şey, keşfedilmeyi bekliyor.

Alıntı Yap

Okundu Olarak İşaretle

Paylaş

Sonra Oku

Notlarım

Yazdır / PDF Olarak Kaydet

Bize Ulaş

Yukarı Zıpla

İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!

Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.

Soru & Cevap Platformuna Git

Bu İçerik Size Ne Hissettirdi?

Kaynaklar ve İleri Okuma

Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?

Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:

seafoodplus.info

Göbeklitepe ismi nereden gelmektedir?

Son zamanlarda Göbeklitepe’nin adını sıkça duyuyoruz.

Göbeklitepe ismi nereden gelmektedir?

Göbeklitepe’de insanlık inancına dair neler bulundu?

Tarihin yeniden yazılmasına neden olduğu için Göbeklitepe’nin önemi gün geçtikçe daha fazla anlaşılıyor. Peki Göbeklitepe hangi özelliği sayesinde tarihin yeniden yazılmasına neden oldu ve Göbeklitepeyi bu kadar önemli bir keşif yapan şey ne? Yunan mitolojik tanrılarından Hitit ve Sümerlerden hatta meşhur Mısır tanrılarından bile önce şuan Anadolu dediğimiz yerde yaşayan insanlar, dini inançlar geliştirmişlerdi. Bu dinin merkezi Şanlıurfa’nın doğusundaki Göbeklitepe denilen yerdi. Kadim Anadolu toprakları sadece günümüzde değil binlerce yıl öncesinde de bir çok topluluğa ve kültüre ev sahipliği yapmıştı. Günümüzden 12 bin yıl önce etrafta yaşayan insanlar Göbeklitepe’yi yılın belirli zamanlarında ziyaret ediyorlardı, arkeologlara göre bu ziyaretlerin amacı hac benzeri dini bir toplanmaydı çünkü Göbeklitepe’nin kalıntıları bir yerleşim alanından çok bir tapınak olduğuna işaret ediyordu. İnsanoğlunun tarım yaparak yerleşik hayata bile geçmeden bir tapınak inşa edip hac benzeri dini toplantılar yapmış olması Göbeklitepe’yi keşfeden bilim insanlarını hayrete düşürdü ve bölge yılında Unesco dünya mirası listesine alındı. Görünen o ki, Şanlıurfa peygamberler şehri takma adını boşuna almamıştı Urfa binlerce yıl öncesinde bile dini inanışlara sahip topluluklara ev sahipliği yapmıştı. Barındırdığı gizemler ve Unesco dünya mirası listesine alınması nedeniyle dünyanın gözü bir anda Göbeklitepe’ye çevrilmiş oldu. Ayrıca ülkemizde de ’un Göbeklitepe yılı ilan edilmesi nedeniyle bölgeye giden turistlerin sayısı bir hayli arttı. Göbeklitepe’nin yapılışı milattan önce 10 Bin yılına yani taş devri denilen döneme kadar uzanıyor Göbeklitepe bilinen en eski yapılardan olan Mısır Piramitleri ve Stonehenge’ten bile binlerce yıl daha önce inşa edilmiş. Arkeologlar Göbeklitepe’nin yaşını etrafta bulunan o dönemki insan ve hayvanlara ait kemik kalıntıları yardımıyla hesaplamışlar.

Göbeklitepe ismi nereden gelmektedir?

Göbeklitepe ismi Şanlıurfa halkı tarafından hafif eğime sahip bir tepe olması nedeniyle verilmiş. Göbeklitepenin keşfedilmesi ve kazılmaya başlaması ise oldukça zor olmuş yılında İstanbul ve Şikago üniversiteleri ortak bir çalışma ile bölgede kazı yapmak istemişler ancak kazı o dönemki şartlar nedeniyle bir türlü başlayamamış. Aradan 30 yıl geçtikten sonra Alman arkeolog Klaus Schmidt Göbeklitepe kazısını başlatarak yaklaşık 20 yıl boyunca kazıyı yönetmiş ve Göbeklitepe’nin gün yüzüne çıkmasını sağlamış. Ayrıca arazinin sahipleri ve bölge halkı da kazıyı desteklemişler ve kazılarda görev almışlar. Göbeklitepenin inşa edildiği dönemde insanlar alet olarak sadece taş ve sopaları kullanıyorlardı tekerleğin icadına bile yaklaşık 6 bin yıl vardı. Bu yüzden Göbeklitepe’yi inşa etmek için çok sayıda insana ve olağanüstü büyüklükte bir insan gücüne ihtiyaç duyuluyordu. Her biri 30 ile 60 ton arasında değişen devasa taş blokların bir tanesini kaldırabilmek için yaklaşık kişinin aynı anda güç uygulaması gerekliydi ve Göbeklitepe’de bu devasa taşlardan yüzlercesi dikilmişti. Ayrıca bu kadar fazla sayıda insanı iş bölümlerine ayırmak ve yönetmek gerekiyordu. Bütün bunlar yazının, tekerleğin ve diğer araç gereçlerin icadından çok daha önce yapılmak zorundaydı. İşte Göbeklitepe’nin bu kadar gizemli ve merak uyandırıcı olmasının nedenlerinden biri de bu kadar ilkel bir zamanda böylesine gelişmiş bir yapının inşa edilebilmiş olmasıydı. Göbeklitepe’yi inşa eden insanlar taşları yontarak yaptıkları çekiçlerle devasa büyüklükte kayaları oyarak T şeklinde devasa sütunlar oluşturdular ve bu sütunlara yabani hayvan figürleri işlediler. Ardından bu büyük sütunları yüzlerce metre sürükleyerek yine taşları oyarak yaptıkları yuvalara oturtup ayakta durmasını sağladılar. Bütün bunlar o dönemin şartlarına göre yapılması olağanüstü zor işlerdi. göbeklitepe

Göbeklitepe tarihte nasıl bir yerdi?

Göbeklitepe, taş devrinde yaşamış olan ve hayvanları avlayıp etraftaki yabani bitkileri toplayan avcı toplayıcı göçebe topluluklarla ilgili bilinen bir çok şeyin yanlış olduğunu gösterdi. Taş devri insanlarının, kalıcı ve büyük yapılar inşa edebilmeleri bir yana bu yapılara henüz ihtiyaç bile duymamaları gerekiyordu çünkü daha toprağı işleyip yerleşik bir düzende yaşamaya başlamamışlardı. Ancak merak uyandırıcı ve gizemli bir şekilde onlar bu yapıyı inşa etmişlerdi. O dönemde yapıyı ziyarete gelen taş devri insanları, bizim şu an devasa yapılar gördüğümüzde yaşadığımız hayrete çok benzer duygular hissetmiş olmalılardı. Göbeklitepe, inşa edildikten sonra yaklaşık yıl boyunca bölgedeki insanların dini inanç merkezi oldu. Ancak sonra nedeni tam olarak bilinmeyen bir şekilde bölgedeki insanlar tarafından bilerek toprağın altına gömüldü. Arkeologlar Göbeklitepe’nin gömülme nedeninin bölgedeki dinlerin değişmesi ve Göbeklitepe’nin işlevini yitirmesi olabileceğini söylüyorlar. Diğer bir düşünceye göre de Göbeklitepe’yi inşa eden insanlar başka bir bölgeye göç ettiler ve kutsal olarak gördükleri bu mekanı başkalarının gelip zarar vermemesi için ayrılmadan önce toprağa gömdüler. Göbeklitepe’deki devasa taşların ve sembollerin anlamları ise hala tam olarak anlaşılmamış olsa da T şeklindeki sütunların ölen insanları temsil ettiği ve bir mezar taşı olma özelliği taşıdığı düşünülüyor. Sütunların üzerinde bulunan hayvan figürlerinin ise o dönemde Göbeklitepe’ye ziyarete gelen kabilelerin sembolleri olabileceği söyleniyor hatta bazı taşların üzerinde aslan figürlerinin bulunması o dönemde Anadolu’da aslanların yaşamış olabileceğini gösteriyor. Henüz sadece beşte biri toprak altından çıkarılmış olmasına rağmen Göbeklitepe, tarih öncesi çağlardaki insanlarla ilgili bildiğimiz bir çok şeyin yanlış olduğunu görmemize sağladı. Tarım ve sosyal yaşam dinleri ortaya çıkarmamıştı, insanlar her şeyden önce dini inançlar geliştirip tapınak inşa etmişti ve hayatlarını buna göre şekillendirmişlerdi. Daha uzun yıllar devam edecek olan Göbeklitepe kazısı her geçen dün bizi daha fazla şaşırtmaya ve insanlık tarihiyle ilgili bildiklerimizi derinden sarsmaya devam edecek gibi görünüyor. Ülkemizin tanıtımı için de çok önemli olan bu keşfe gereken önemi vermeliyiz ve imkan bulabilirsek Göbeklitepe’yi ziyaret edip üzerinde yaşadığımız toprakların ne kadar önemli olduğunu ve bizden öncesinde de ne kadar çok insana ev sahipliği yaptığını düşünmeliyiz.

Göbeklitepe hakkında ilginç bilgiler

Bu kısa video’yu izleyerek Göbeklitepe hakkında detaylı bilgi alabilirsiniz.

Facebook ve Twitter adreslerimizden bizi takip etmeyi unutmayın.

Bu konu ile alakalı soru sormak için hemen tıkla

Göbeklitepe nerede? İşte Göbeklitepe hakkında merek edilenler…

Göbeklitepe, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer almasıyla birlikte dünya çapında adını duyurdu. İnsanlık tarihine yön veren bir kazı olarak gösterilen Göbeklitepe günümüzden yaklaşık yıl önce, Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan bölgede yer alıyor. Peki, Göbeklitepe nerede? İşte Göbeklitepe'nin tarihi ve merak edilenleri

Yayınlanma:

Göbeklitepe nerede? İşte Göbeklitepe hakkında merek edilenler…

Açılışı “Göbeklitepe yılı” olarak kabul edilen yılında gerçekleştirilen Göbeklitepe, en eski tapınak merkezlerinden biri olarak gösteriliyor. yılında başlanan kazılar sonucu ortaya çıkartılan Göbeklitepe, UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştı. İşte Göbeklitepe'nin tarihi ve merak edilenleri…

GÖBEKLİTEPE NEREDE?

Şanlıurfa'nın 15 kilometre kuzeydoğusunda bulunur. Şanlıurfa merkezinden taksi ya da minibüslerle kentin kuzeydoğusunda yer alan Göbeklitepe'ye kısa sürede ulaşmak mümkün. Şanlıurfa il merkezinin Örencik köyü yakınlarındadır. Göbeklitepe yıl önce inşa edilmiş. Kazılar sonucunda elde edilen verilere göre bu yapılar yerleşim amaçlı kullanılmamışlar. Göbeklitepe’de toplam 20 adet olduğu belirlenen bu üzeri açık yapıların dini amaçlı yapılmış olduğu biliniyor, dünyanın ilk tapınakları. Taş devrinden kalma bu tapınakların yapılış biçiminde ortak bir özellik göze çarpıyor; T biçiminde sütunlar ile çevrilmiş bu tapınakların merkezinde iki T biçiminde sütun karşılıklı olarak yer alıyorlar. Boyları 3 ila 6 metre arasında değişen bu sütunların stilize edilmiş insan tasvirleri olduğunu düşünülüyor. Bunun sebebi sütunlarda görülen kol ve el tasvirleri. Ayrıca sütunlar üzerinde hayvan tasvirleri ve semboller var.

GÖBEKLİTEPE'NİN TARİHİ

Alman arkeolog Klaus Schmidt’in öncülüğünde yılında başlanan kazılar sonucu ortaya çıkartılan Göbeklitepe, UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştı. Schmidt, Göbeklitepe’yle ilgili “Kendi gücünün farkına varan insanoğlunun, doğanın parçası olmaktan çıkıp, ona hükmetmeye giden yolu açtığı yerdir” tanımını yapmıştı.

12 bin yıl önce inşa edildiği ortaya çıkarılan ve yerleşik yaşama geçiş tarihinin yeniden yazılmasına yol açan Göbeklitepe, çok sayıda yuvarlak yapıdan oluşuyor. Bu yapılardan sadece 6 tanesi gün ışığına çıkarıldı. Yapılardan 20 tane olduğu tahmin ediliyor. Diğerlerinin gün yüzüne çıkartılması için de çalışmalar sürüyor.

Türkiye’nin en önemli turizm merkezlerinden de olan Göbeklitepe’de T biçiminde sütunların üzerinde yer alan figürlerle de sanat tarihi açısından büyük bi döneme sahip. 3 boyutlu kabartmalar görenleri hayran bırakıyor.

Göbeklitepe ve Ön Türkler kitabının yazarı Özgür Barış Etli, seafoodplus.info’ye yaptığı açıklamada, Göbeklitepe’nin bir ön-Türk eseri olduğu tezini öne sürmüştü. Etli, kaya resimlerinin, tamgaların ve kurganların Türk kültürüne özgü unsurlar olduğunu ve Göbeklitepe’de de bunların bulunduğunu söylemişti.

Göbeklitepe’de yapılan kazılarda bugüne kadar çeşitli kafatası parçaları da bulunmuştu. Bir çalışma sonucunda çıkartılan üç kafatası parçası ise dünyanın en erken oyulmuş kafatasları olarak değerlendirilmişti.

arkeologDünyaGoogleSanatŞanlıurfaTürkiye

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.