gölpazarı çiftlik köyü facebook / Gölpazarı Köyleri, Bilecik Gölpazarı Köy Listesi, Köy Haritaları

Gölpazarı Çiftlik Köyü Facebook

gölpazarı çiftlik köyü facebook

ANOS DA IMIGRAÇÃO OKINAWANA NO BRASIL

Comitiva de Okinawa em visita ao Pavilhão Japonês

ANOS DA IMIGRAÇÃO OKINAWANA NO BRASIL – A comunidade okinawana celebrou os Anos de Imigração com uma série de atividades e que contou com a presença de comitivas do exterior, incluindo cerca de pessoas da província-mãe Okinawa liderada pelo vice-governador Moritake Tomikawa. A programação teve início na sexta-feira e terminou somente no domingo.


Fotos: Jiro Mochizuki e Aldo Shiguti

AGRADECIMENTO

Associação Okinawa Kenjin do Brasil

Anos de Imigração Okinawana no Brasil

Três dias de eventos comemorativos. Três dias de pura emoção e alegria. Aos associados, voluntários e jovens que tanto se empenharam, a todos que nos prestigiaram, muito obrigado pelo apoio e participação. Graças à união, ao esforço e ao comprometimento de todos, os festejos culminaram em grande sucesso.

Mantendo o espírito de harmonia e valorizando as nossas raízes, sigamos unidos aos irmãos de todas as nacionalidades; continuemos trabalhando na construção de um amanhã melhor, de um mundo cada vez melhor.

Presidente Eiki Shimabukuro

Associação Okinawa Kenjin do Brasil

Centro Cultural Okinawa do Brasil

Presidente Tério Uehara

Comissão Organizadora dos anos
de Imigração Okinawana no Brasil

Na Assembleia

No Palácio dos Bandeirantes

FacebookLinkedInLineEmail

japonêsNARAOKINAWAOkinawa Kenjinsomen

Bilecik Gölpazarı: Ana yolların dışında, şirin bir ilçe. Buraya yolum düştüğünde fazla kalmadım, aşağıda anlatacağım gibi, buranın en büyük özelliği: gerek askeri ve gerekse meslek yüksek okulunun öğrencilerinin getirdiği hareketlilik. Bir de, kiraz.

ULAŞIM

Gölpazarı, her ne kadar ana yol üzerinde kalmıyorsa da, İstanbul ve yöresini, güneye bağlayan ana yola çok yakın. Yani, İstanbul ve civarından, doğa ile baş başa olmak isteyenler için, kısa bir süreçte ulaşılabilecek bir yer. İstanbul-Gölpazarı arasındaki uzaklık: km. Gölpazarı-Bilecik arasındaki uzaklık: 43 km. Gölpazarı-Yenipazar arası uzaklık: 27 km. Gölpazarı-Taraklı arası uzaklık: 29 km. Gölpazarı-Ankara arası uzaklık: km.

TARİHİ

Bölgede, MÖyüzyılın başlarında, Btinya krallığı kurulur. MÖ 1&#;nci yüzyılda ise, Romalılar bölgede egemen olurlar ve daha sonra ise Bizans devleti.

yılından sonra ise, Türkler bölgede görülmeye başlanır. Kösedağ Savaşından sonra ise, Anadolu’da birçok beylik kurulur ve bu bölgede, Osmancık diye anılan Osmanoğulları Beyliği kurulur. Osmanoğulları Beyliği, Anadolu&#;daki en küçük beylik olmasına rağmen, Osman Gazinin izlediği siyasetler sonucu, kısa sürede, bölgenin en güçlü unsuru haline gelir.

Bu dönemde: Osman Bey ve diğer akıncı liderler, Bizans üzerine sürekli akınlar düzenlemişlerdir. Bu akıncı teşkilatında yer alan ailelerden birisi de “Mihaloğulları” ailesidir. Bunlar, Harmankaya Tekfuru iken, Müslümanlığı kabul eden Abdullah ismini alan, Köse Mihal’in ailesidir. Bunlar: kuruluş yıllarında, Osmanoğulları&#;na büyük hizmetler etmişlerdir.

Aslında, elbette Köse Mihal ile, Osman Bey’in dostluklarının başlangıcı, çok önemli bir olaya dayanmaktadır. Çünkü, bu olay gerçekleştirilmiş olsaydı, Osmanoğulları daha kuruluş yıllarında yok olacaklardı. Bu olay şöyle gelişti:” Yarhisar Tekfuru, kızını evlendireceği zaman, bölgede yaşayan Osman Bey’i düğüne davet eder. Aslında, düğün olayı bir düzmece, amaç bölgede hızla büyüyen Osman Bey’i öldürerek ortadan kaldırmaktı.

Ancak, bu sırada Harmankaya bölgesinde hakimlik yapan Köse Mihal, olayı öğrenir ve Osman Bey’i bu durumdan haberdar eder. Çünkü: Osman Bey, kendisini Bizanslılarla yapılan bir savaşta esir etmiş, ancak öldürmeyerek, serbest bırakmıştır. Bu durumu bilen, Köse Mihal, biraz önce söylediğim gibi, suikast planından, Osman Bey’i haberdar eder ve bunun üzerine Osman Bey, düğüne gitmeyerek, kendisinin öldürülmesi üzerine kurulan plan bozulur”

Evet, yılında, Osman Bey, Beyliğinin bağımsızlığını ilan eder.

Köse Mihal, öldüğünde geriye üç oğlu kalır ve bunlar da, Osmanlı ile birlikte Rumeli akınlarına katılırlar.

GENEL

Gölpazarı ilçesinde, Jandarma askerlerinin temel eğitimlerinin verildiği, Er Eğitim Tabur Komutanlığı var. Elbette, bu askeri birliğin bulunması, Gölpazarı ilçesinin sosyal durumunda çok etkili, çünkü, kısa aralıklarla buraya gelen acemi askerler ve yakınları, ilçeye bir hareketlilik ve ekonomik kalkınma sağlıyorlar.

İlçe merkezinde, yıllarında hizmete açılan: Bilgisayarlı Muhasebe ve Vergi Uygulamaları ile Pazarlama olmak üzere, iki programlı olarak faaliyetini yürüten bir de Meslek Yüksek Okulu var. Okul, ilçe merkezinde, Milli Eğitim Bakanlığına ait 4 katlı bir binada hizmet vermektedir. Okulda, öğrenci eğitim görmektedir.

Gölpazarı&#;nda “Kiraz Festivali”  düzenleniyor. Bu festivalde, binlerce kiraz üreticisi buluşarak, çeşitli organizasyonlara katılıyorlar. Bu şenlikler: ilçe stadyumunda yapılan ve çeşitli sanatçıların katıldıkları konserler ile devam ediyor.

Sonuç olarak: ilçe halkının geçim kaynağı: asker ve kiraz denilebilir.

NE YENİR

Gölpazarı&#;nda: nohutlu mantı ve büzme tatlısı deneyebilirsiniz.

GEZİLECEK YERLER

MİHAL BEY HANI (TAŞHAN)

İlçe merkezindedir. Burada, eskiden kervanlar konaklayıp, kervandakiler istirahat etmişlerdir. Kemerli giriş kapısının üzerindeki kitabede: yapının, yılında Mihal Bey tarafından yaptırıldığı yazılıdır. Duvarlar, iri taşlarla örülmüştür. En üstte ise, tuğla malzemeyle tonoz örtü yapılmıştır.  yılında, restorasyon çalışmalarında, kuzey doğu bölümü yeniden yapılmıştır. yılında ise, yenileme çalışmalarına devam edilmiştir.

MİHAİL GAZİ CAMİSİ

İlçe merkezindedir. Halk arasında “Çarşı camisi” diye de bilinmektedir. Köse Mihal Bey’in torunu Gazi Mihal Paşa tarafından, yılları arasında yaptırılmıştır. yılında ise, Kaza müdürü Mehmet Bey tarafından yenilenerek, üzerine bir kat çıkılmıştır. yılında orijinal minaresi yıkılmış ve doğu tarafına yeni minare yapılmıştır. Halen ibadete açıktır.

DİĞER TARİHİ ESERLER

Gölpazarı bölgesinde, bunların dışında yine birçok tarihi eser var. Ama, bu eserler, sizlerin gidip te görmenizi gerektirecek şekilde, günümüze sağlam olarak gelmemiştir. Bunlar; bulundukları yerde belli-belirsiz bulunan tarihi eserler olarak önem kazanıyor, ama tarih meraklılarının buralarda görebilecekleri çok özel objeler yok ve bu yüzden, buralar hakkında ayrıntılı bilgi vermek istemedim.

Sadece kısa kısa anlatmak gerekirse: İlçe merkezinin 2 km. doğusunda, Gölpazarı-Taraklı kara lan bir oda. Yine, ilçeye bağlı Kasımlar köyü yakınlarında, içinde üç lahit bulunduğu öne sürülen bir kaya mezarı. Kasımlar ve Derecik Ören köylerindeki tarihi camiler. Bir zamanlar, minaresi bulunmayan camilerde kullanılan, Ezan taşları.

Bilecik tanıtım yazısı.

Yenipazar tanıtım yazısı.

Taraklı tanıtım yazısı.

Yeni escort olarak çalışmaya başladım ve bu işte yeni olmam sizi aldatmasın. Sizlere en iyi hizmeti en yeninin sunacağından emin olabilirsiniz. İsterseniz en iyi hizmeti telefonla isterseniz de yüz yüze sunmaktayım.

Herkesin keyif aldığı şeyler başkadır ve herkesin keyif aldığı şeyleri biliyorum dersem vip escort  çalışma stilimi az çok tanımlamış olurum diye düşünüyorum.

Benimle bir randevu aldığınız için asla pişman olmayacağınızın garantisini veriyorum ve isterseniz telefonla isterseniz yüz yüze isterseniz sizin evinizde tercih ederseniz kendi evimde ucuz escort  hizmet vermekteyim.

Travesti kızlar  bizi tercih ettiğinizde sizlere sınırsız bir eğlence vaadi sunuyoruz. Hem sınırsız eğlence, hem çok kaliteli bir sohbet hem de doruklarda bir memnuniyet. Eminiz ki hepiniz bunu çok istiyorsunuz ama sadece doğru yerde değilsiniz.

Telekız kız grubu  siz değerli müşterilerimizle telefonla randevulaşıp ister sizin adresinizde isterseniz bizim belirlediğimiz bir adreste isterseniz de otelde buluşuyoruz. Buluşmak istemiyor, telefon üzerinden randevulaşmak istiyorsanız da telefon üzerinden randevulaşabiliriz.

Türbanlı escort bayan  uzun yıllardır bu işin içindeyiz ve artık kimin ne istediğini tek bir bakışla anlayacak kadar bu konuda uzmanız. Eğlencenin dibine vurmak isterseniz numaramızı tuşlamanız yeterli, gerisini biz hallederiz.

Sitemizi bir ziyaret etmenizi tavsiye ederiz çünkü aradığınız hizmet sitemizde bundan gözünüz kapalı emin olabilirsiniz. Sınırsız escort hizmetimiz sayesinde sizleri memnun etmekle kalmayıp ne kadar doğru tercihler yaptığınızı da sizlere kanıtlayacağız. Bu süreçte hiçbir konuda hiçbir pişmanlık yaşayamayacaksınız

Bu işi çok uzun zamandır yapıyorum ve doğal sarışın olmamın da verdiği avantajla sarışın escort seçimlerini genelde herkes benden yana yapıyor, bunun bilincindeyim. Siz de bir randevuyla hayatınızda geçireceğiniz en ama en kaliteli zamanı geçirmek isterseniz numaramı tuşlamanız yeterli.

İsterseniz sizlere telefonla da hizmet veriyoruz, isterseniz de randevunuzu yüz yüze de alabilirsiniz. Saksocu escort bayan  tek amacımız sizleri memnun etmek ve olumlu bir geri bildirim almak. Zaten aksi bir durumun pek de mümkün olduğunu düşünmüyoruz.

Benimle birlikte hem çok eğlenirken hem de çok kaliteli bir sohbetin tam ortasında bulunacaksınız. Sizlere benim dünyama gelmekle ne kadar doğru bir karar verdiğinizi fark ettirmek için buradayım.
Saatlik escort randevularımı hem kendi evimde hem de isterseniz sizlerin evinde gerçekleştiriyorum. En kaliteli saatlerinizi de benimle geçireceğinizden eminim.

Resimli escort bayan aslında bizden ne kadar memnun kalacağınızı resme bakarak anlayabilirsiniz. Biliyoruz ki resmimiz her şeyi anlatıyor ve bizden randevu almak için sabırsızlanıyorsunuz. Randevu aldığınıza asla pişman olmayacağınız kaliteli bir zaman geçirmek istiyorsanız bizi arayabilirsiniz.

Sizin bir partnere ihtiyacınız var bizim de onu memnun edeceğimiz bir müşteriye. Sizi memnun edecek bir partner bayan arıyorsanız numarayı tuşlamanız yeterli.

Otogar escort bayan size kendinizi asla eksik hissettirmeyeceğimizi aksine kendinizi çok eşsiz hissedeceğinizi belirtmek isteriz. Kendinizi değerli hissetmek ve zirveye çıkmak istiyorsanız numaramızı tuşlayabilirsiniz, emin olun ki şimdiye kadar yaptığınız en özel ve güzel telefon konuşması olacak.

Zorlu hayatınızdan biraz olsun uzaklaşmak ve kendinize zaman ayırmak ve kendinizi en değerli hissetmek istiyorsanız otele gelen escort bayanlar hayatınızdan uzaklaşmanız için bir telefon uzağınızda ve sizlere en kaliteli hizmeti vermek için beklemekteyiz..

Orosbu denilince herkes kendince bir tanım yapar ancak tanımlardan öte yaşanmışlıklar çok daha önemlidir. Ortada belirli bir yaşanmışlık ve belirli bir memnuniyet ve çeşitli duygular mevcuttur ve mevcut şekilde kalmaya da devam edecektir.

Olgun escort kendi evimde çalışmayı daha çok seviyorum. Bildiğim bir yerde size hazırlık yapmak, servisler veya sunumlar hazırlamak bana kendimi daha iyi hissettiriyor ve sizin de bu şekilde daha iyi hissedeceğinizi düşünüyorum. Siz randevunuzu alın gerisi zaten bana kalmış.

Ofis escort bayan aşırı yüksek bir heyecan ve memnuniyet duygusuyla biten bir randevu geçireceğinizden eminiz ve heyecanınızı asla kaybetmemek için bizden tekrar randevu almamanızın da kaçınılmaz olduğunu biliyoruz.

Mutlu son masaj bayan bu işi senelerdir profesyonel bir şekilde yapıyoruz ve aldığımız geri bildirimlere dayanarak söylüyoruz ki bu işte en iyisi biziz. Siz de masaj ve sonrasında aklınızın alamayacağı pek çok fantezinin odak noktası olmak ve memnuniyeti doruklarda yaşamak istiyorsanız bir telefon uzağınızdayız.

Merkez escort bayan sizlere hemen her gece hizmet sunmaktayız. Hizmetimiz hem yüz yüze hem de telefon aracılığıyla da olabilir. Hizmetimizi sizlere en iyi şekilde sunduğumuzdan ve yanımızdan pişman ayrılmayacağınızdan emin olabilirsiniz.

Tüm hayatın yükü sizin omuzlarınızdaymış gibi hissediyor olabilirsiniz ve herkes gibi sizin de rahatlamaya ihtiyacınız var biliyorum ve doğru adreste olduğunuzu ayrıca belirtmek isterim. Masaj yapan escort omuzlarınızdan tüm yükü almaya çalışacağım.

Masaj salonu deyince aklımıza gelen tüm rahatlamayı bizimle yaşayacaksınız. Daha önce böyle bir masaj deneyiminiz olmadığına eminiz çünkü kendimize çok fazla güveniyoruz, kendimize güvendiğimiz kadar sizin fantezi dünyanıza da güveniyoruz ve bir an önce fantezi dünyanızla tanışmak için sabırsızlanıyoruz.

Masöz escort çalışıyoruz ve ister evinizde ister kendi evimizde biraz olsun rahatlamanız ve dış dünyayı unutmanız için varız. Bu süreçte yanımızdan en memnun şekilde ayrılmanız için elimizden geleni yapacağız.

Siz yaşadığınız dünyayı unuturken grup escort biz size apayrı bir dünya kuracağız ve o dünyadan ayrılmayı hiç istemeyeceğinizden emin olabilirsiniz. Ayrılmak istemediğiniz bir dünyada yaşamayı hepiniz istersiniz bunu çok iyi biliyoruz ve bunun için yanınızdayız.

Kendinizi en değerli hissetmeniz için ve en özel duygular yaşamanız için buradayım ve her zaman hizmetinizdeyim. Gerçek escort hem telefonla hem de yüz yüze hizmet vermekteyim ve işimi severek yapmaktayım.
Yanımdan ayrılan hiçbir müşterimin memnun kalmadığına şahit olmadım ve olmayacağımdan da her zaman eminim. İşimi çok profesyonel şekilde yaptığımı düşünüyorum, zaten beni tercih ettiğinizde siz de bunu fark edeceksiniz.

Siz değerli müşterilerimizin aklını başından almaktayım ve bunu yıllardır yapıyorum. Vakit geçirdiğim kimse yanımdan pişman ayrılmadı ve herkes sohbetime bayıldı.
Genç escort sınır tanımayan bir eğlence ve kaliteli bir sohbet sunmaktayım. Eğlence anlayışınızın sınırlarını zorlayacağınızdan eminim ve yanımdan herkes gibi mutlu ayrılacağınızı biliyorum.

Gecelik escort gününüzü gün etmeniz için sizlere en kaliteli sohbeti ve hizmeti sunacağımı da ayrıca belirtmek isterim. Yanımdan memnun ayrılacağınıza ve bir sonraki randevu için gün sayacağınızı da çok iyi biliyorum. Bundan önceki deneyimlerimin hepsinde olduğu gibi sizinle de memnun ayrılacağız.

Garaj escort kızları bizim sınırlarımız yok ama sizin sınırlarınız varsa hepsini aşacağız. Hayatın tüm yükü omuzlarınızda gibi hissediyor olabilirsiniz, o yükü omuzlarınızdan alıp sizi bulutların üzerine çıkaracağız, bundan hiç şüpheniz olmasın.

Son derece güzel bir gün geçirmek ve bu günü tekrar yaşamak için gün saymak istiyorsanız doğru adrestesiniz. Eve gelen escort sizlere farklı deneyimler ve farklı duygular yaşatmak için bir telefon uzağınızdayım ve yapmanız gereken tek şey telefon numaramı tuşlamanız.
Emin olun ki eve gelen escort hizmet veren biri hayatınızı yeniden başlatmak için en kaliteli zamanı sizlere sunacağım ve zamanın nasıl geçtiğini anlamayacağınızı da garanti edebilirim.

Esmer escort isterseniz kendi evimde, isterseniz sizin evinizde, isterseniz de otelde hizmet vermekteyim. Bu konuda tercih hakkı sizin. Siz nereye isterseniz ben oraya gelirim ve sizi memnun etmeden de yanınızdan asla ayrılmam.
Beni seçtiğiniz için ne kadar doğru bir tercih yaptığınızı yanımdan ayrılır ayrılmaz beni özlediğinizde fark edeceksiniz. Esmer escort bu konuda çok iyi olduğumu düşünüyorum ve eminim ki siz de böyle düşüneceksiniz.

Escortlar ister özel bir davetinizde, ister bir düğünde, ister başka bir aktivitenizde sizlere eşlik etmek için yıllardır hizmet vermekteyiz. Bu bizim mesleğimiz ve mesleğimizi en iyi şekilde yapmak istiyoruz ve tabiki yapıyoruz. Sadece eşlik etmek amaçlı da değil evde, otelde veya istediğiniz başka bir yerde de sizleri memnun etmek için çalışıyoruz.

Escort olarak yıllardır çalışmaktayım ve işimi ilk başladığım andan beri severek yapıyorum. Hayatınıza şimdiye kadar yaşayamadığınız en renkli geceyi katmak isterseniz sizin hizmetinizdeyim ve emin olun en renkli geceyi hayatınıza eklemek için inanılmaz hevesliyim.

Escort Whatsapp kızları size istediğiniz veya sizi memnun edeceğini, tatmin olacağınızı düşündüğünüz her türlü hizmeti vermektedir. Adresimizde sizlere hizmet sunmaktan daha fazla keyif alıyoruz çünkü kendi bildiğimiz ve daha fazla rahat hissettiğimiz bir yer tabi sizi de daha rahat hissettireceğimiz.

Escort Twitter adresimize girerek istediğiniz veya kanınızın kaynadığı birini seçebilir, arayabilir ve randevu alabilirsiniz. Evinize gelmemizi isterseniz evinize gelir ve evinizde hizmet verebiliriz. Aynı zamanda bir davet, düğün veya herhangi bir törene partner arıyor da olabilirsiniz. İstediğiniz her yere sizinle geliriz.

Escort Tinder bayan anal, oral, telefonla, arabada, otelde her türlü yerde her türlü hizmeti verebiliriz. İstekleriniz bizim için çok önemli. Olgun arıyorsanız olgun, genç arıyorsanız genç, hepsi tamamen sizin hizmetinizde.

Escort Tiktok bayan her türlü konuda kendimize çok fazla güvenmekteyiz, zaten bu işi profesyonel şekilde yıllardır yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Siz değerli müşterilerimiz memnun olmak istedikleri her an bir telefon uzağınızdayız.

Escort Telegram sayfamızda aradığınız kriterlere sahip birini bulmama şansınız yok, size bunun garantisini verebiliriz. Esmer mi seviyorsunuz, sarışın mı, olgun mu, daha mı genç? Tüm bu kriterler bir tık uzağınızda.

Escort telefon numarası bulmak sadece arama motoruna yazmanıza bakmakta ve sonra da gelsin eğlence, gelsin kaliteli bir zaman geçirme fırsatı. Aslında her şey çok çok yakınınızda. Bazen bakmayı değil görmeyi bilmeliyiz.

Escort sitesi her müşterimiz gibi sizin de özel isteklerinizin olduğunun farkındayız. Endişelenmenize gerek yok özel isteklerinizin hepsini karşılayacak her tür kızımız bulunmaktadır. Çok uç fantezileriniz olabilir, çok üst noktada bir cinsel deneyim yaşamak istiyor olabilirsiniz, önceki cinsel deneyimleriniz sizi memnun etmemiş olabilir, sadece numaramızı tuşlayın, gerisini biz halledelim.

Escort nosu bulduktan sonra arayıp isterseniz telefonla hizmet alabilir, isterseniz de birlikte belirlediğiniz yerde yüz yüze bir randevu ayarlayabilirsiniz. Ayarladığınız randevudan memnun kalacağınızdan da eminiz.

Siz de bugüne kadar hiç eğlenmediğiniz kadar eğlenmek ve bizim gibi çekici bayanlarla sohbet edip vakit geçirmek istemez misiniz? Eminiz ki hepiniz istersiniz ve pişman olmayacağınızın da garantisini verebiliriz.
Escort kızlar yanımızdan memnun ayrılmayan biriyle hiç karşılaşmadığımızı da ayrıca belirtmek isteriz. Gecelik  hizmet vermekteyiz ve eğer isterseniz telefonla da hizmet veriyoruz.

Escort kadın sitemizde de göreceğiniz güzel ve çekici bayanların hepsi sizin cinsel tatmininizi gerçekleştirmek için hizmetinizdeler. Her anlamda mutlu olmanızı sağlayacağımızdan hiçbir şüpheniz olmasın. Mutlu olmanızı sağlarken aynı zamanda ne kadar eşsiz olduğunuzu da sizlere kanıtlayacağız.

Adresimizdeki bütün escort bayan deneyimlidir ve bu işi uzun yıllardır yapmaktadırlar. Escort Instagram adresimizdeki kızların bu kadar deneyimli olması sizin de memnuniyetinizin zirveye çıkması anlamına gelmektedir, baştan sizi bu konuda bilgilendirmek isteriz.

Bunca escort sayfasına sahipken tabiki Escort Facebook sayfasına da sahibiz. Facebook’ta ne kadar zaman geçirdiğinizi biliyoruz. Bu zamanınızı daha kaliteli bir sitede geçirmek isterseniz ve zamanın ne kadar hızlı ve kaliteli geçeceğine şaşıracağınız sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

Escort ifşa sitesi önce ifşa fotoğrafların arasında dolaşırken en yüksek doyum alacağınızın sonrasında ise arayıp randevu aldığınızda doyumun içinde kaybolacağınızın garantisini veriyoruz. Bizi dinlediğinize asla pişman olmayacaksınız.

Escort bayan sizleri şaşırtmakla kalmayıp, sizlerin yanımdan en memnun şekilde ayrılmanızı sağlayacağım. Zaten benimle tekrardan randevu alacağınızdan eminim. Bunu size tüm samimiyetimle söylüyorum. Beni seçerek en özel seçimi yaptığınızı da ayrıca belirtmek isterim.

Escort adres verilen yere gelerek sizlere hizmet sunmaktadır. Uzun yıllardır bu işi yapmış olduğumuz için de artık siz değerli müşterilerimizin neyi isteyip neyi istemediğini veya neyi sevip neyi sevmediğinizi anlayabiliyoruz.

Esc kızlar fantezi konusunda tecrübeliyiz ve her türden fanteziye de açığız. Her gün düşündüğünüz ancak bir türlü gerçekleştiremediğiniz fantezileriniz olabilir, bunları kimseyle paylaşamıyor da olabilirsiniz. Fantezilerinizin açığa çıkması için doğru yerdesiniz ve eminiz ki doğru yerden ayrılmayı hiç istemeyeceksiniz.

En yakın escort bayan size öyle kaliteli saatler geçirteceğiz ki asla uyanmak istemediğiniz bir rüyadaymış gibi hissedeceksiniz. Ve uyandığınızda rüyanın devam etmesi için tekrardan randevu alacaksınız.

Elit escort yıllardır profesyonel şekilde çalışmaktayım ve işimi severek yapıyorum. İşimi severek yaptığım için de yanımdan memnun şekilde ayrılmanız da kaçınılmaz oluyor.
Telefonla da hizmet vermekteyim ancak yüz yüze beni görüp ne kadar haklı olduğumu anlamanızı daha çok isterim. Elit escort çalışmayı ve sizlerin yanımdan memnun şekilde ayrılmanızı görmeyi çok fazla seviyorum. Siz memnun kaldıkça benim de sizleri daha fazla memnun etme isteğim artıyor.

Dul escort kızlar bu işte uzun süredir varız ve artık gayet profesyonel şekilde çalışıyoruz ve isteklerinizin hepsini anlayabiliyoruz. İsteklerinizi bize sadece söylemeniz yeterlidir, sizleri memnun etmek için tüm hizmetleri sunacağımıza emin olabilirsiniz.

Cimcif escort kızlar hayatınızda daha önce hiç yaşamadığınız deneyimleri sizlere yaşatacağız. Bunun güvencesini sizlere veriyoruz. Hayatın tadını daha fazla çıkarmak için ve kendinizi bulmanız için bir telefon kadar uzağınızdayız.

Bayan escort kızlar telefonla da sınırsız bir hizmet sunuyoruz. Telefonla ne kadar sınırları zorlayabiliriz ki diye düşünüyor olabilirsiniz ancak randevu esnasında bu fikrinizden kolayca sıyrılacaksınız. Siz isteyin, arzulayın biz ise bunu gerçekleştirelim.

Bayan arkadaş mı arıyorsunuz? Davete, eğlenceye katılırken size eşlik edecek ve geceyi de en tatmin olmuş şekilde kapatacağınız biriyle olmak istiyorsanız şu an doğru yerdesiniz. En inanılmaz kadınlar bizimle istediğiniz her an buluşabilirsiniz ve istediğinizi tüm cinsel deneyimleri de bizimle yaşayabilirsiniz.

Arabada görüşen escort sadece arabada değil, evimde, evinizde, otelde her yerde hizmet vermekteyim ve siz nerede olmamı istiyorsanız ben oradayım, bunu sizlere gönül rahatlığıyla belirtmek isterim.
Arabada görüşen escort bir bayan sizin memnun kalmanız ve bir dahaki sefere de yine benimle görüşmeniz için size en kaliteli saatleri geçirmeyi vadediyorum. En kaliteli saatleri geçirip yanımdan en mutlu şekilde ayrılacağınızdan eminim.

Anal escort kızları  tüm hayatın stresini sıkıntısını atmanızı sağlayacağız ve daha da önemlisi sizlerin kendinizi en değerli hissetmenizi sağlayacağız. Bizden hizmet aldığınıza pişman olmayacağınız gibi bir an önce tekrar randevu almak isteyeceksiniz. İçinde bulunduğunuz her an eğlenmeniz ve kaliteli vakit geçirmeniz için sizlere hizmet sunmaktayız.

Çıtır escort kızlar inanılmaz güzelliklere sahibiz ve bu güzellikleri siz değerli müşterilerimize göstermek istiyoruz. Renkli bir fantezi dünyanız olduğunu ve renkli fantezilerinizi gerçekleştirecek biri aradığınızın farkındayız, farkındayız çünkü doğru adres biziz.

Üniversiteli escort kızlar oral, arabada, evde, otelde, garajda, otogarda aklınızın alabileceği her yerde sizlere hizmet sunabiliriz. Sınırlarınızı biliyor musunuz? Bizce henüz farkında değilsiniz ancak biz o sınırları aşacağız ve sınırsız bir deneyim yaşatacağız.
Üniversiteli escort kızlar daha önce sahip olamadığınız binlerce duyguya sahip olacağınızdan eminiz, emin olduğumuz pek çok şey var ama görmek için numaramızı tuşlayınız.

18 yaş escort kızlar yanımızda çok rahat edeceğinizin ve tüm isteklerinizi açıkça belirteceğinizin garantisini veriyoruz çünkü karşınızda ne isterseniz bunu gerçekleştirmeye hazır biri duruyor olacak ve tek amacı da oradan memnun ayrılmanız, sonraki randevuyu almanız olacaktır.

19 yaş escort kızlar bu sektörde yeniyiz ve önümüz çok fazla açık bunun her randevumuzdan sonra tekrar tekrar farkına varıyoruz. Birilerine hayatın tüm sıkıntılarını birkaç saatliğine de olsa unutturmak ve onun memnun olduğunu görmek bizi ondan çok daha fazla memnun ediyor, öncelikle bunu bilmenizi isteriz.

AVRASYA Uluslararası Araştırmalar Dergisi Cilt:5 •Sayı•Temmuz •Türkiye BİLECİK AĞZINDAN DERLEME SÖZLÜĞÜNE KATKILAR seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ÖZ Anadolu ağızları üzerine yapılan türlü çalışmalar, temelinde Türk dilinin bölgesel zenginliklerini ve durumunu ortaya koyma çalışmalarıdır. Bu çalışmalar günümüzde aciliyet gerektiren bir durum arz etmektedir. Çünkü sözlü ve edebi verimlerin kaynağı insandır ve insanın ömrü sınırlıdır. Dilbilimi alanında önemli bir yeri olan ağız çalışmaları ülkemizde geç başlamış ve hala tam olarak bütün bölge ağızlarını kayda geçirememiş durumdadır. Bu çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte dilimizin tarihi gelişimi, değişimi, değişim yönleri ve yayılma alanları gibi daha birçok yapı değerlendirilebilecektir. Ayrıca bu çalışmaların Türkçe’nin eksik kalmış olan ağız atlası için önemli bir katkı sağlayacağı muhakkaktır. Üzerinde çalıştığımız bölge ağzı Leyla Karahan’a göre; Batı Grubu Ağızlarından 1. derece alt grupta Afyon, Antalya, Aydın, Balıkesir, Burdur, Bursa, Çanakkale, Denizli, Eskişehir, Isparta, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla, Uşak ve Nallıhan (Ankara) ağızları içinde ve 2. derecedeki alt grupların Çanakkale, Balıkesir, Bursa ağızları ile beraber değerlendirilmektedir. Dolayısıyla bu alt grubun fonetik ve morfolojik özelliklerini üzerinde barındırmaktadır. Anahtar Kelimeler: Türk Dili, Fonetik, Morfolojik, Anadolu Ağızları, Bilecik CONTRIBUTIONS OF BILECIK'S ACCENT TO THE COMPILATION DICTIONARY ABSTRACT Various studies on Anatolian accents basically reveal the regional richness and situation of Turkish language. These studies present an urgent situation today because the source of verbal and literary achievements is human and the life span of man is limited. The accent studies, which have an important place in the field of linguistics, have started late in our country and still have not been able to fully register all the regional dialects. With the completion of these studies, many more structures such as historical development, change, direction of change and expansion areas of our language will be evaluated. In addition, it is certain that these studies will make an important contribution to the missing accent map of Turkish language. According to Leyla Karahan, the region we are working on; in the first level subgroup of Western Group Accents are the regions of Afyon, Antalya, Aydın, Balıkesir, Burdur, Bursa, Canakkale, Denizli, Eskişehir, Isparta, İzmir, Kütahya, Manisa, Muğla, Uşak, and Nallıhan and in the second level subgroup there are Çanakkale, Balıkesir, Bursa region accents that are evaluated together. Therefore, this subgroup contains the phonetic and morphological features. Keywords: Turkish Language, Phonetics, Morphology, Anatolian Accents, Bilecik Türkiye Türkçesi Ağızlar Sözlüğü, ağızlarımızdaki söz varlığının tamamını yansıtmamaktadır. Türkiye Türkçesi ağızlarında henüz derlenmemiş pek çok kelime mevcuttur. Bu kelimelerin ortaya çıkarılması ile anılan sözlük daha da zenginleşecek ve Türk dilinin engin kelime hazinesi daha da güçlenecektir. Çalışma, yılında bitirdiğimiz ve yılında kitaplaştırdığımız Bilecik İli Ağız İncelemesi isimli doktora çalışmasının söz varlığı bölümünden hareketle hazırlanmıştır. yılları arasında Bilecik- Merkez, Osmaneli, Gölpazarı, Yenipazar, Pazaryeri, İnhisar, Söğüt ve Bozüyük ilçeleri ile bu ilçelere bağlı 92 köyde yaptığımız derlemelerden ortaya çıkan  Trakya Üniversitesi Egitim Fakultesi, Türkçe Eğitimi Bölümü, [email protected] Makalenin Dergiye Ulaşma Tarihi Yayın Kabul Tarihi: seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN söz varlığı oldukça zengin bir yapıyı içinde barındırmaktadır. Rumeli göçmenlerinin ve Çerkezlerin yerleşme alanları bu çalışmanın dışında tutulmuştur. Bu yörede çalışmak isteyişimizin en önemli sebebi, bir cihan imparatorluğunun doğuşuna beşiklik eden bu bölgenin kültürel malzemesinin ve ağız özelliklerinin derlenmesinin Türk kültürüne yapılacak en büyük katkı olacağı kanısını taşımamızdır. Çalışma, “Derleme Sözlüğü’nde Bulunmayan Sözler” ve “Derleme Sözlüğü’nde Anlamları Farklı Olan Sözler” şeklinde iki başlık altında ele alınmıştır. Kelime varlığı, bu başlıklar altında; deyim, isim, sıfat, zarf ve fiil olarak tasnif edilmiştir. Derlenen söz varlığının hemen hemen tamamı, kullanıldığı yöredeki ağız özelliklerini yansıtacak şekilde cümle içinde kullanılmıştır. Gerek görülen yerlerde kısa açıklamalar da ilave edilmiştir. Bölgede yaptığımız derlemelerden ortaya çıkan söz varlığının zenginliğinden hareketle oluşturduğumuz bu çalışmamızın derleme sözlüğüne önemli katkılar sunacağını düşünmekteyiz. I. Derleme Sözlüğü’nde Bulunmayan Sözler A. Deyimler ● amin şapdırmak: Dua ettirmek. (BİAİ Söğüt-Çaltı) hepsini içdi mi ayıplaTdırnz biz unu. dovā edelē, hoca āmin şāpdırı. ● asmahardan yimek: İyi şeyler yemek. (BİAİ Yenipazar-Selim) aman ġuzum hinci pek bolluk. hinci geşlē asmahardan yiyollā ● atılıp gatılmak: Kötü davranılmak. (BİAİ Pazaryeri-Merkez) yāni çoḳ birlikldde gezdim yāni. bule atılıp iatılam deil, yāni lav oldu ● başıgabak: Başında örtü olmayan kadın veya şapkasız erkek için kullanılan sıfat. (BYSD) başıgabak bi şekilde gedi. ● bayır bacak: Verimsiz, bakımsız. (BİAİ Söğüt-Çaltı) hēb öle bayır bacak öle hep, yok durulur gibi deil. ● baraz dönmek: Korumak için beklemek. (BİAİ Bozüyük-Bozalan) ucunda başındaḳı olannā da bāraz dönǚyo, ● beyit sölemek: Türkü söylemek. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) hē bule beyit sulēlérdi. bilmen olum, ben bişē bilemem. ● bıyık çıkarmak: Sebzelerin uçlarının uzaması.( BİAİ Gölpazarı-Bayat) yalık domatizi, tepeleri böle bıyık çıkarıo ● bilezik bozmak: Bilezik almak. (BİAİ Söğüt-Tuzaklı) ōlansa künye bozālā, ġızsa bilezik bozālā.bunnara bilezik bozduk tā ōlana bişe yapmadık. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● buru buru gokmak: Güzel güzel kokmak. (BİAİ Bozüyük-Bozalan) u ġayı āḳan unuñ içine atārız. burū burū ġokar. ġaynadı mı ipini alıverirsin ● combur combur samak: Çok fazla sağmak. (BİAİ Bilecik-Deresakarı) ben, sağarın ha bule yapvarın combur combur combur çok sağādım ● diñelegâmak: Acıdan donup kalmak. (BİAİ Yenipazar-Yukarı Boğaz) ben u zaman ġasaynan ġapının orasına ġayrı dineleġādım. ● dişiñe dutcak olmamak: Hiç olmamak. (BİAİ Gölpazarı-Çiftlik) tomatiz yapayola. bi milyon mu delē ne delē. geçen bule dişine dutcak yoktu. ● doñuzluk yapmak: Kötülük yapmak, yaramazlık yapmak. (BİAİ İnhisar-Kayabalı) bi donuzluk yapam bakam demiş. agası yokkan ġızın yanına gitmiş. ● duragalmak: Yorulmak. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) biz burda oturuz yavrum, yaşlıyız atık oturuyoz, duraġalayoz, kimselē de yok. ● efendileşmek: Modernleşmek, çağdaşlaşmak. (BİAİ Osmaneli-Borçak) deliġannılā. ama şindi öle bişe yok, şin millet efendileşdi atık ● ekmek çekmek: Ekmek yapmak. (BİAİ Söğüt-Tuzaklı) bi fırın ekmek çekeriz, iki fırın çekeriz. şorda fırın da vā. ● eleşip gitmek: Oyalanıp gitmek. (BİAİ İnhisar-Hisarcık) oturanlara yimek ġoruz. hemen eleşip gidennere şekē, çikulata, baklafa unu ġoruz, lokum. ● ezbêlêne furmak: Ezberden Kur’an okumak. (BİAİ Söğüt-Dömez) yāsin oḳurlā. undān işde gelinne, gızlā ezbelene furuyolā bildikleni. ● fasille fizen: Sebzeler. (BİAİ Yenipazar-Kümbet) sora böyük su getirlē bölē yüsekden, bosdan, fasille fizen dikēlē, unnarı sulālā. ● fitil otu gibi olmak: Atik, hızlı olmak. (BYSD) ● gabaya gakmak: İpek böceğinin büyüme dönemi. (BİAİ Gölpazarı- Kasımlar) bıçānan ġıyayoz ēcik ġabaya ġākana ġadan. ● gan uramak: Çok kan kaybetmek. (BİAİ Söğüt-Çaltı) uzandıla. beni çekdilē emme bordan ġan uradı. u āşam ben gēmedim, şişdi çıdı davıl gibi. ● gapçik çıkamak: Yerinde duramamak. (BİAİ Osmaneli-Medetli) ġurla-, ozanla-, añnan-, apılda-, dayakla-, faşırda-, ġapçik çıkā-, gidiş-, hiştan- seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● gazelleme satmak: Masal anlatmak. (BİAİ Osmaneli-Soğucakpınar) ġazelleme dēlēdi, ġazelleme satvaram size dēlēdi. masal satdı mı masal ayrıdı ● gısalkı: Kız halkı, gelinin arkadaşları. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) gısalḳılā da gāli evde gezēlē, oynālā. gısalḳı işde düün olca gelinin aradaşları. ● göynü dönmek: Midesi bulanmak. (BİAİ Söğüt-Küre) gız ōlanı içirmiş içirmiş. ōlanın da göynü dönmüş ḳusmuş. ḳusunca yürek de çıkmış. ● hamam beyazı: Hamamda giyilen bir elbise. (BİAİ Osmaneli- Boyunkaya) hamam beyazı dēdik. siyáh denmezdi ġara denirdi. ● hu çekmek: Zikretmek, dua etmek. (BİAİ Osmaneli-Medetli) hū çekeledi, tekbir getirildi. ● köpük getmek: Köpüklenmek, üstü köpük bağlamak. (BİAİ Osmaneli- Yeşilçimen) ekmeklen suyu bule üzerine köpüK geTdi mi bule accık şe oldu mu getirip süzek de unu süzecen. ● sallantıya vemek: Geçiştirmek. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) biz sen ayāna geldik dedi, evlē olacak, ālama dedi. e gene sallantıya vervēdilē işde. u nāpcak? ● önnü gerli konuşmak: Düşüncesizce konuşmak. (BİAİ Gölpazarı- Arıcaklar) öñnü gerli ġonuşmak. ● üfürük çalmak: Islık çalmak. (BYSD) B. Kelimeler a. Adlar a Alet / Eşya Adları ● çıfıt: Öte beri, eşya. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) aşıracı, cıdavı, çıfıt, efenekli, şapdır, tetik, tılık, zanġır, gécikli, ızġā, mıġır, sinecen, sanrı ● çücü: Dokuma için kullanılan bir alet. (BİAİ İnhisar-Çayköy) hinci dede ölenden kere evde şeim vardı. daraklam, çücülem vardı. ● dümbey: Bir tür çalgı. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) bir afTa çalālādı davullā, dümbeyle. çeiz arabası olurdu. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● fotoz: Harman makinasının ismi. (BİAİ Gölpazarı-Çengeller) susadım ben de acıkdım démezdi bak. fotozuñ ġarşısında atā dururdu. ● gıpça: Kopça, bir giysinin iki yanını bitiştirmeye yarayan ve metal bir halka ile bir çengelden oluşan araç, agraf, düğme. (BİAİ Osmaneli-Soğucakpınar) meselā çıt çıt imam gıpçası tamam nē bi sāt. çıt çıt imam gıpçası tamam, bir ġız aldım buvası imam. ● ızgırı: Izgara, metal çubukların, ağaç dallarının aralıklı sıralanmasıyla yapılan parmaklık veya kafes biçiminde araç. (BİAİ İnhisar-Hisarcık) ızġırıları orlara selelere sürüverile sürüverile urlāda unnā ġurur. ● ileyen: Genellikle içinde bir şey yıkamak için kullanılan metal veya plastikten yayvan kap, leğen. (BİAİ Söğüt-Çaltı: Söğüt-Dömez: Gölpazarı- Çukurören) u gardımız tavadan unu alıyōz, başka ileyene guyuyoz. ● mancunuk: İpek işlemekte kullanılan bir alet. (BİAİ Gölpazarı-Büyükbelen: İnhisar-Çayköy: Söğüt-Tuzaklı) bak bora besāne, borā ule odunnuk gibi yapdım. aşāsı mancunuk deriz, şindi ipek çekdimiz yer. ● oklaha: Oklava. (BİAİ Gölpazarı-Çengeller: Gölpazarı-Çukurören) unun suyunu ġaynadacan çencirede, unu salacan ġarışdıracan oklahaynan işde. ● pala pırtı: Eşya. (BİAİ Söğüt-Dudaş) olan evi beyaz pala pırtı alınıyo yā, unnarı götürüle. ● suntraç: Bir marangoz aleti. (BİAİ Bilecik-Deresakarı) öbür dırnaı beslio yāni. bule unu yontākan suntraç die bi ālet ġullanıo. a Hayvan Adları ● anzahra: Ejderha, türlü biçimlerde tasarlanan korkunç bir masal canavarı, ejder, dragon. (BİAİ Söğüt-Borcak) anzahrā goyvaracak, anzahrā ōlanı sokacak,gız vuvasına galacak,demiş. ● cukcu: Civciv. (BİAİ Bilecik-Deresakarı) cırga, ġuluk, dombay, kukmiyav, kelkeli, bızay, cukcu. ● dogili: Tarla kuşu. (BYSD) ● faraz: Horoz, tavukgillerden, tavuğun erkeği olan kümes hayvanı. (BİAİ Söğüt- Hamidabat), ġapıdan bakan ōlan, sümüü akan ōlan, içere giremez, farazdan ġorkan ōlan. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● gokgo pilav: Baykuş. (BYSD) ● hacatam: İpek böceğinin bir türü. (BİAİ İnhisar-Hisarcık) esgiden bursadan gelirdi paketlerimiz, hacatam pakeTi dēlēdi bule kutunun içinde olurdu. nalça ġavı deriz, nalçaya da ġaḳdı mı böle dal kesēsin. iş ġavı da denir. ● kelkeli: Hindi, tavukgillerden eti için yetiştirilen bir kümes hayvanı. (BİAİ Bilecik-Deresakarı) cırga, ġuluk, dombay, kukmiyav, kelkeli, bızay, cukcu ● kukmiyav: Baykuş, yırtıcı gece kuşlarının genel adı. (BİAİ Bilecik- Deresakarı) cırga, ġuluk, dombay, kukmiyav, kelkeli, bızay, cukcu, a Kıyafet Adları ● altıbarmak: Bir Giysi. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) altlı üslü olurdu bunnā. altıbarmak dēsin, altında şalvā üstünde gömnek. mor olur böle zırhlı dēlēdi ● atgılıgundura: Bir ayakkabı çeşidi. (BİAİ Osmaneli-Boyunkaya) böle şalvā gibi üstü ayrı. atġılı gundura alırdık esgiden, atġılı alınırdı ● balama gundura: Bir ayakkabı çeşidi. (BİAİ Osmaneli-Boyunkaya) evelden potin gibilē olurmuşdu, bālama ġundura dēlēdi ● depeden gêyme: Bir tür giysi. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) depeden géyme, pallak depeden géymelē olurdu hana pullu pullu şindi ● dikolta: Kadınların giydiği iç çamaşırı, dekolte. (BİAİ Osmaneli- Çerkeşli) üzēlēne havlu olur, dikoltalā, iç fanneleri işde ● dülbent: Bir tür başörtüsü. (BİAİ Söğüt-Tuzaklı) iş çamaşırı, dantel, ġaryola eteyi, işde yazma dülbent, şarpa. işde yazma velle ● dülümbet:Tülbent, başörtüsü. (BİAİ Osmaneli-Yeşilçimen) bi pençire önüne mi ġoycan, ġorsun. üzerine dülümbeti örtesin. ● elmâsiyê: Bir giysi çeşidi. (BİAİ Gölpazarı-Çengeller) yāni en alırdık böle. elmāsiyē, alTıbarmak şalvāları, unnardı. şitāriyē vādı. ● ibrahime: Bir giysi türü. (BİAİ Osmaneli-Boyunkaya) ibrāhime, bi de kutnu bi dē şey zırhlı zırhlı. ● kaptan: Kaftan, çoğu ipekten yapılan, bir çeşit uzun, süslü üst giysisi. (BİAİ Bilecik-Deresakarı) seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ana esKiden ḳaptannā maptannā bule şēlē vādı. kürk gibi, ḳaptannā vādı. ● kutnü: Bir elbise ismi. (BİAİ Osmaneli-Boyunkaya) ā unnā yeşil, düz ġırapdeşennēden. altıbarmak dēlēdi, ḳutnü dēlēdi. ● külotlu pantul: Bir pantolon çeşidi. (BİAİ Gölpazarı-Çengeller) tuman, pantula denir. hē külótlu pantul. düünde dernekde böle herkeş géyinir, işde böle penye… ● mancılık örtmesi: İpek başörtü. (BİAİ İnhisar-Çayköy) ben bora getimedim. mancılık örtmesi var benim. manculuk çekeledi. ● partüse: Pardesö. (BİAİ Osmaneli-Medetli) şindi benim sırtımda kirlik vā, partüsem vādı, géymedim. adabazarına kirliknen giTdik. ● şambili mambili: Süslü elbise. (BİAİ.) hana şambili mambili deyollā. benim hasan ule deyo. bindallı alacan şambili alacın dedile. ● şarpı: Eşarp. (BYSD) örtme örtünürdük. hinci örtme yoḳ, hinci şarpıynan geziyola mehállede. ● şipdik: Terlik. (BYSD) tarlalara gidēken şipdik géyēdik. aynı böle olurdu aha aha telliklē gibi. ● tamasa: İpekli bir giysi. (BYSD) a Mekân / Zaman Adları ● avta: Hafta, birbiri ardınca gelen yedi günlük dönem. (BİAİ Yenipazar- Belkese) on gün bir avta sora da getircen unu, eger hava böle çiyledise ġazacan ● balyo: Banyo, yapılarda, içinde yıkanılan bölüm. (BİAİ Bozüyük- Günyarık; BİAİ İnhisar-Çayköy) uraya hē orda hep evin içerisinde, bályosu, yüznumarası, mutfayı hep evin içerisindeymiş ● baya gına akşamı: Düğünden önceki kına akşamı. (BİAİ İnhisar- Karaağaç) çörek, pide yaparız bi de baya ġına aḳşamı denilir, dolma sarılır u gece, yemeklē verilir. ● cemi: Cami, müslümanların hep birlikte namaz kılmak ve ibadet etmek için toplandıkları yer. (BİAİ Gölpazarı-Büyükbelen) boray hep nout, fasille, mercimek, herşeyci böle yā gelirdi, ceminin önüne ġonurdu. ● cumay: Cuma, haftanın altıncı günü. (BİAİ Gölpazarı-Arıcaklar) seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN her cumay āşamları om beş günde bir yirmi günde bir hocalā nikā tezeledi. ● cumey: Cuma. (BİAİ Yenipazar-Belkese) üş gün olayor, üş gün yapayollā işseafoodplus.info āşamı tel sarma olayor ● donçak: Kadınların çamaşır yıkayıp, yıkandıkları akarsu kenarındaki kapalı çamaşırhane. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli) çantakapak, çilte, çılınkı, çon, daraba, dırabazan, donçak, elgemsāma ● fakıt: Vakit, zaman. (BİAİ İnhisar-Çayköy) hē urlāda fakıt geçirdiK işde. bi çit öküzün olur, inein olur, tanan olur. ● gara yakı: Nisan ayının ortası için kullanılan bir zaman ismi. (BYSD) ● gevur küfrü: Nisan ayının ortası için kullanılan bir zaman ismi. (Bu zaman diliminde paskalya bayramı dönemi olduğu için bir çok şeyin yapılmasının uğursuzluk getirdiğine inanılır.) (BYSD) ● hamba: Yiyecek ve bazı eşyanın saklandığı yer, ambar. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) hambā üsdünde arı, arı neylesin balı? yár üsdüne yár sevmiş, benizim undan sarı. a Nesne Adları ● binek: Ekmeğin hamur halindeyken konduğu tahta. (BİAİ Söğüt-Oluklu; BİAİ Gölpazarı-Çukurören) binek alĭyoz. binekde de gopuyo, teknede gopuyo tekrā binekde gopuyo undan sōna fırına sürdürüyom. ● hoşet: Poşet, plastikten veya kâğıttan yapılmış, içine öteberi koymaya yarayan taşıma gereci. (BİAİ Gölpazarı-Büyükbelen) pilavlādan misēvirlere hoşetlere ġuyālā, unnā gelennē, misēvirlē götürülē. ● ıraf: Raf, üstüne öteberi koymak için duvara veya bir dolabın içine tutturulmuş, uzun tahta veya metal levha. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) ırafdaḳı zinilē, inim inim inilē. ● iynedennik: İğneyi batırarak saklamaya yarayan sünger. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli) hamama gidēken pōça yapādık. bi de musap kesesi bi de iynedennik. bi de musap kesesi dikēlēdi. ● kahet: Kağıt, türlü bitkisel maddeden yapılan, yazı yazmaya, baskı yapmaya, bir şey sarmaya yarayan kuru, ince yaprak. (BİAİ Osmaneli-Yeşilçimen) ölüç, ötürük, yivcik, ayle, pahet, ilgiş, mecmur, bürüncük ● keneke: Teneke, yumuşak çelikten yapılmış üzeri kalay kaplı ince sac. (BİAİ Söğüt-Dudaş) seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ōlan evi bi keneke yā getiridi, bi çuval un. ● kevin: Kefen, ölünün gömülmeden önce sarıldığı beyaz bez. (BİAİ İnhisar-Hisarcık) kevinini biçēsin, cenāzeyi yatırısın, yıkāsın, kevinnēsin. ● kitap galbi: Kur’an-ı Kerim, Müslümanlığın temel kitabı. (BİAİ Yenipazar-Kümbet) ırāmetliK ġaynatam öle dēdi, kitap ġalbinde yazılı dēdi. öle olacak dēdi, dedikleri gibi oldu bilē. ● maşınga: Bir soba türü. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) ġatmer u dürme dēyon. isdē bi dene yap, isdē ziniye ġo, maşınġaya sür. ● nemazla: Seccade. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli) işde bi nemazlam evelden bi pōça, hamam pōçası, hamama gidēken pōça yapādık. ● pullu çevre: Bir örtü. (BİAİ Bilecik-Deresakarı) altın renginde olurdu. şal olurdu, poşu da olurdu. pullu çevre olurdu, ġoca çevre olurdu. ● püskün: Yağı kavurma tavı. (BİAİ Bilecik-Deresakarı) unun ġavırma tavı vā püskün hāle getircen ki una göre. yakāsan yā i olmaz. ● selendire: Kayığın bağlandığı tel. (BİAİ İnhisar-Koyunlu) ġayık undan bule selendire dēlē ule idāre eTdik, bin dokuz yüz yetmiş bire ġadā. ● serfoş bacaı: Bir oya ismi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) tesbiK oyası, darabazan, serfoş bacaı, subay sırması, zeki müreniñ yan dişi ● sıçan dişi: Bir oya ismi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) ġaranfil oyası, ġavak yapraı, maydonoz yapraı, sıçan dişi, zeki müreniñ göbei. ● sıfra: Sofra. (BİAİ Bozüyük-Dodurga: İnhisar-Hisarcık) bi evde durduḳ biz deyverem mi? bule bi sıfra oluduḳ, hiç şamatamız olmazdı. ● souldan: Çorba kasesi. (BİAİ Gölpazarı-Çukurören) apelye, çılbır, firenk, ġopça, sergen, ezā, pambıt, sinek, souldan, yaşmak. ● subay sırması: Bir oya çeşidi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) tesbiK oyası, darabazan, serfoş bacaı, subay sırması, zeki müreniñ yan dişi, çam pülçü, ● sünge: Fırını temizlemeye yarayan, ucuna bez bağlı sopa. (BİAİ Osmaneli-Yeşilçimen) seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ekmekleri bıraḳırız. sünge vādır, ağacıñ başına pala bālarız, unu yısladırız, yıḳarız. a Meyve / Sebze/ Bitki Adları ● acı piyam: Bir ot ismi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) ġuzu dili, ayrık, mekā, acı piyam, datlıpiyam, ġanneş, dokuz bacaklı ġanneş, ● beylece: Bir üzüm çeşidi. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü; BYSD) beylēce, ırazdakı, ġara üzüm, ġadın barmaı, ġokulu ġara, ġuşyürei, ● bürüncük otu: Bir ot çeşidi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) domuzpıtıraı, löblebi otu, bürüncüK otu, topalak, çaybāçe otu ● cincana otu: Bir ot ismi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) bürüncüK otu, topalak, çaybāçe otu, cincana otu, verem otu, deve tikeni ● çavış: Bir üzüm çeşidi. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) ġocabuva, ġara molla, ġara çavış, halil efendiniñ esgeriymiş bunnā. ● çaybaçe otu: Bir ot ismi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) çaybāçe otu, cincana otu, verem otu, deve tikeni, ölmes tikeni, ●dâra: Darı, buğdaygillerden, tohumları gereğinde besin olarak kullanılan kuraklığa dayanıklı bitki. (BİAİ, bozüyük-Delielmacık) hadırellez gün hemen dara gidiyoz çim aşlamaya, tomatiz çimi aşlāyoz ● dik çıbık: Bir üzüm çeşidi. (BİAİ Osmaneli-Yeşilçimen) hepisinden de olur. dik çıbık vā, yaltaç vā, yapıncak vā. ● dokuz bacaklı ganneş: Bir ot ismi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) acı piyam, datlı piyam, ġanneş, dokuz bacaklı ġanneş, sirken otu ● elbeyli: Bir üzüm çeşidi. (BİAİ Gölpazarı-Kasımlar) cımbıt, hacı balbal, elbeyli, ġara kāmil, pempe çavış ● fitil otu: Bir ot ismi. (BYSD) ● galagan tikeni: Bir ot ismi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) deve tikeni, ölmes tikeni, çakır tikeni, ġalaġan tikeni. ● ganneş: Bir ot ismi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) datlı piyam, ġanneş, dokuz bacaklı ġanneş. ● gara kamil: Bir üzüm çeşidi. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) hacı balbal, elbeyli, ġara kāmil, pempe çavış, ġokulu çavış. ● gokulu çavış: Bir üzüm çeşidi. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ġara kāmil, pempe çavış, ġokulu çavış, yalı, yaltaç. ● gokulu gara: Bir üzüm çeşidi. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) beylēce, ırazdakı, ġara üzüm, ġadın barmaı, ġokulu ġara, ġuş yürei. ● göcey: Bir tür bitki. (BİAİ İnhisar-Karaağaç) göceynen suyu ġaynadırız. buydeyden göce yapılır. ● guş yürei: Bir üzüm çeşidi. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) ġokulu ġara, ġuş yürei, cımbıt, hacı balbal, elbeyli, ġara kâmil. ● guzu dili: Bir ot ismi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) ayrık, mekā, acı piyam, ġuzu dili, datlı piyam. ● haraka: Araka, iri taneli bezelye. (BİAİ Yenipazar-Kümbet) bulġur dövecez yarın dēlē. haraka yapādık. terekeynen ölçēsin unu. ● havliç: Bir meyve adı. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) çurba, pilav, banaġaşı, hoşaf, havlīç ġurlā. ● ırazdakı: Razaki, bir üzüm çeşidi. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) beylēce, ırazdakı, ġara üzüm, ġadın barmaı, ġokulu ġara ● ızza: Bir tahıl türü. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) hē kimisi ızzadan yapardı. ● kirtlenbiç: Çitlembik. (BYSD) ● meka: Bir ot ismi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan; BYSD) ġuzu dili, ayrık, mekā, acı piyam, datlı piyam, ġanneş ● pempe çavış: Bir üzüm çeşidi. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) hacı balbal, elbeyli, ġara kāmil, pempe çavış, ġokulu çavış, yalı, yaltaç, çavış ● pıt pıt armıt: Bir armut türü. (BİAİ Yenipazar-Kümbet) armıt da’lısını getirisin güzēlce yıkāsın. göksulu ōsun, pıt pıT armıT ōsun. ● sirken otu: Bir ot ismi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) dokuz bacaklı ġanneş, sirken otu, sulu sirken otu, domuz pıtıraı ● sulu sirken otu: Bir ot çeşidi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) dokuz bacaklı ġanneş, sirkenÃotu, sulu sirkenÃotu, domuz pıtıraı ● ölmes tikeni: Bir bitki ismi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) deve tikeni, ölmes tikeni, çakır tikeni, ġalaġan tikeni. ● datlı piyam: Bir ot ismi. (BYSD) acı piyam, datlı piyam, ġanneş, dokuz bacaklı ġanneş. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● usat: Havuç. (BYSD) ● veram otu: Bir ot ismi. (BYSD) çaybāçe otu, cincana otu, verem otu, deve tikeni. a Organ Adları ● gübüllük: Popo: Kaba et, kıç/gübrelik. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) çocun altını bālālardı, u yımırtayı gübüllü çekérdi çocuk. ġıpġırmızı ġızarıdı çocuk. a Yemek / Yiyecek Adları ● banagaşı: Bir yemek ismi. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) çorbā, pilav, banaġaşı, hoşav hepsolur. bizde sulu yemē banaġaşı derlē. ● bekmet: Peksimet, pişirildikten sonra dilimler hâlinde kesilerek ısı ile kurutulmuş, uzun süre dayanabilen ekmek. (BİAİ Bozüyük-Dodurga; BİAİ Bozüyük-Dodurga) hani bekmetler olum? yidim, hani şunun yidim. ● gopmadık: Mayasız yapılan hamur işi. (BİAİ Söğüt-Çaltı) āşamleyin ne ōsa yir u, sāfurda ille olcak u gopmadıḳlā.u ufacıḳlā olcaḳ. yazma, börek olcaḳ. ● göremez: Doğuran ineğin ilk sütünden yapılan bir tatlı (BİAİ Osmaneli- Yeşilçimen) göremez, inein ilk südü savılır, süzülür bi yere ġonulur. ● miyan hevlası: Bir helva türü. (BİAİ Yenipazar-Kümbet) ġaşıḳ hevlası, unu gözel yapādı. biz de unnādan görüyoduk. miyān hevlası da dēle. ● paleze: Bir tür yemek. (BİAİ Gölpazarı-Çengeller) paleze dedi mi ġoyuldursun dökēsin saanlara, şerbet yapāsın, dökēsin, ġaşık ġaşık yirsin. ● patez: Patates. (BİAİ Bilecik-Deresakarı: Osmaneli-Çerkeşli: Osmaneli-Yeşilçimen: İnhisar-Hisarcık: İnhisar-Karaağaç) patez oTdurmasınn, topalayı bişircen ilk siftā. ından sorā bişircen, rendeleycen , patez oTdurması, köftesi ıscaklamaya köfte olur. ● pinar: Süpürge yapımında kullanılan bir ağaç. (BYSD) ● pirehor: Bir yemek ismi. (BİAİ Söğüt-Oluklu) pirehor yapādık harmanda, pirehor yime. hamır hamır hamır hamırdan mantı gibi içi peynirli. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN a Akrabalık Adları ● able: Abla, bir kimsenin kendisinden büyük olan kız kardeşi. (BİAİ İnhisar-Samrı; BİAİ Bilecik-Deresakarı) alacaḳsan al beni, ben ablemden gözelyin. ● avubba: Büyükbaba, torunu olan yaşlı erkek. (BİAİ Söğüt-Tuzaklı) bi tene undan dakdılā. biz ġayınna, avubba, elti hepimiz bu hānede duruduk ● fuva: Baba.(BİAİGölpazarı-Kuşcaören) buvama sule de deyo bana düün yapvāsın deyo. fuvasına deyemeyo. a Hastalık Adları / Sağlıkla İlgili Adlar ● afad: Acı, ateşlenme, herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık. (BİAİ Söğüt-Dömez) u südü de çocuḳ baırdıḳdan sōna üsdünden dökele. süt, afadını alırmış, duzuñ afadını alırmış. ● astum: Astım, bronşların daralmasından ileri gelen nefes darlığı. (BİAİ İnhisar-Samrı) astum vā soluk. ā tokTordan geldim de.. ● cerat: Vücuttaki iltihaplanma. (BİAİ Osmaneli-Ericek) bi pamuyu topāsın orā sokāsın cerāt gelen yere yenden aptes aldırısın. ● dumay: Nezle, Soğuk almaktan ileri gelen, burun akması, aksırma ile beliren hastalık. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli) apış apış yörümek, bürkme, combak, dumay, engascikden ● feç: Felç, vücudun bir bölümünde veya tamamında hareket ve hissetmenin kalkması, inme. (BİAİ Gölpazarı-Kuşcaören) hem beyin ġanaması geçirdi. hem feç geçirdi, hem böbreini aldılā, taş varımışdı. ● fenç: Felç, vücudun bir bölümünde veya tamamında hareket ve hissetmenin kalkması, inme. (BİAİ Osmaneli-Ericek) benim ġayınnanın ġızı yokdu, altı sene fençli durdu. ikiciK gelini vā. ● gatırak: Katarakt, göz merceğinin şeffaflığını kaybederek opaklaşması, göze perde inmesi, göz perdesi. (BİAİ Osmaneli-Büyükyenice) gözlēm görmeyodu işde ameliyát oldum, ikisinden de gatırakdı. ● soluan: Nefes darlığı. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) bu da soluan, yerinden ġımıldayamayo. aDiğer Adlar seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● allanemir: Gökkuşağı, düşmekte olan yağmur damlacıklarında güneş ışınlarının kırılıp yansımasıyla gökyüzünde oluşan yedi renkli, kemer biçimindeki görüntü. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli) çılınkı, çon, daraba, dırabazan, donçak, elgemsāma, allanemir, ġuşluk, hayat, ● alva: Çit, bahçe duvarı. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) ġayınnalı gelin, alvālı ġoyun. ● aşıracı: Abartılı söz söyleyen kişi. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) baġaz, cıbır, ġabalak, gicikli, aşıracı, cıdavı, çıfıt, efenekli ● batdi batdi: Bir çocuk oyunu. (BİAİ Söğüt-Çaltı) ġarış oyunu, tombik, toka, şapşı, batdi batdi. ● birikme: Düğün esnasında toplanma, eğlenme. (BYSD) gadınla birikmede toplandı ● bulgur: Dolu yağışı. (BYSD) bulġur yağışı tarlaya zarar veriyo ● carttık curttuk: Uyduruk müzik. (BİAİ İnhisar- Tozman) eski ādetleri yapmayolā ġayri. şindi carttık curttuk bi ġasetçi getiriyola tamam. ● cip cip suyu: Pekmez için çiğnenen üzümün son suyu. (BİAİ Osmaneli-Yeşilçimen) unun dibindeki tortu durur. cip cip suyu deriz, cip cip suyu akā. ● çakma top: Bir çocuk oyunu. (BİAİ Söğüt-Çaltı) dokuzdaş, üşdaş, dımmı, çakma top, haydur hoyma ● çam pülçü: Bir oya ismi. (çam pülçüğü; BİAİ Osmaneli-Ağlan) yan dişi, çam pülçü, tomatiz oyası, gelin yanaı ● çoğu: Yağmurdan önceki bulutların durumu. (BYSD) ● çotuk:Esmer, siyaha çalan koyu buğday rengi. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) tırıl, şimerik, incellek, göde, çotuk, baġaz, cıbır ● davul_ocâ: Düğünlerde yakılan büyük ateş. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) namazdan çıkālā, davul ocā yakālā. ġavıl aldık. ● deñişik: İmece, yardımlaşma, kırsal topluluklarda köyün mecburi veya isteğe bağlı işlerinin köylülerce eşit şartlarda emek birliği ile gerçekleştirilmesi. (BİAİ Söğüt- Hamidabat) bizde denişik yémek, esKi yémeklermiz bizim mantı başTa gelirdi. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● darabazan: Bir oya ismi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) ilte, çılınkı, çon, daraba, darabazan, donçak, elgemsāma ● dırabazan: Bir oya ismi. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli) çantakapak, çilte, çılınkı, çon, daraba, dırabazan, donçak, elgemsāma ● düülcük: Parça parça (yemek için kullanılan bir sıfat) (BİAİ Osmaneli- Yeşilçimen) ġaşık bi elinde de e şe olacak, ġazıycak. ġazıycaynan artık düülcük düülcük olacak u. ● dizme tavı: Küçük çocuğun sırtını jiletleme zamanı. (BİAİ Osmaneli- Ağlan) beşiye yatırıdık meselā. bu çımkışayo, bunun dizme tavı gemiş deledi. ●elgemsâma: Gökkuşağı, düşmekte olan yağmur damlacıklarında güneş ışınlarının kırılıp yansımasıyla gökyüzünde oluşan yedi renkli, kemer biçimindeki görüntü. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli) ● emşik: Koyunları geceleyin sağmak. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) koyunnāmızı saādıḳ, emşik dēdik, biz iki kişi üç kişi. emşik, gece saāsın ● erezde: Kilit, anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aleti. (BİAİ Söğüt-Geçitli) ikinciye pitā asılmış guvatlıca, gapı erezdesinnen barabā sökülmüş. ● gafadar: Görüş ve anlayışları birbirine uyan kimselerden her biri, kafadar. (BİAİ Bozüyük-Bozalan) gençlere herkez ġafadarna götüsün. yaşlılā burda sııra sıpaya baḳar. ● gamzeli: Bağlı, bir bağ ile tutturulmuş olan. (BİAİ Yenipazar- Yukarıboğaz) benim kavam böle ġamzeli, nōduk dedi, ötden gelyoz. ● garanfil oyası: Bir oya ismi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) ġavak yapraı, maydonoz yapraı, ġaranfil oyası, sıçan dişi. ●gazelleme: Masal, olağanüstü kişiler ve olaylarla geliştirilen öykü. (BİAİ Osmaneli-Soğucakpınar) hinci masal deneyo.u zaman ġazelleme denirdi. meselā bilmecelē vā masal dēlēdi unnara. ● gergef: Bir tür işleme. (BİAİ Bozüyük-Günyarık) güllēden gelir ġoku sen durma gergef doku sensiz geçen gecele gözüme girmez uyku. ● gevırlık: Kötülük. (BİAİ Yenipazar-Selim) ġarnım sızlardı da vay ġayınnam ne dérdi? gevırlık asdası derdi. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● gıptik: Taşla oynanan bir çocuk oyunu. (BİAİ Söğüt-Çaltı) met, sāfi, dokuzdaş, üşdaş, dımmı, ġıptik, çakma top, haydur hoyma. ● goşulu topçu: Topçu süvari. (BİAİ Pazaryeri-Merkez) goşulu topçuda yapdım, uçaksavar taburunda yapdım, eveli piyāde etimi de gördük. ● goytak: Kuytu, ıssız, sessiz ve göze çarpmayan, tenha (yer). (BİAİ Bozüyük-Dodurga) undan sōna urdan geçdik şule goytak da köy deyo. ● gövercin gursaı: Kahverengi ile yeşil arası bir renk. (BYSD) ● haşaş başı: Bir oya ismi. (BİAİ Söğüt-Çaltı) bule oynayollā yā şe yapayola yā telebele unnādan. aha öle enteri géyedik. haşaş başı enteri. ● haydur hoyma: Bir çocuk oyunu. (BİAİ Söğüt-Çaltı) dımmı, çakma top, haydur hoyma, ġarış oyunu, tombik. ● hatırlı yer: Makyaj yapılan yer. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli) yanaklā, dudaklā, hatırlı yerlere sürēlēdi. kövde işde hatce dēzem yapādı, ● ıççak: Sıcak, havadaki yüksek ısı. (BİAİ Gölpazarı-Çengeller) ırmazan günde bu ıççakda āşşama ġadā saP atardı, aha bu da görürdü. ● ırıpçı: Dedikoducu, laf taşıyan, rol yapan. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) ġındamlı, ırıpçı, hıra, tırıl, şimerik, incellek, göde, çotuk, baġaz ● ilk idünün: İlk doğan çocuk. (BİAİ Söğüt-Dömez) he hep gezilirdi, hinci ilK idünüñ ōlan gızsā baırılādı. ● inik: Küçük, boyutları, benzerlerininkinden daha ufak olan, mikro, büyük karşıtı. (BİAİ Osmaneli-Medetli), hinci inikken géyeyolā külótdur bilmem. ● izinleme: Resmî nikah. (BİAİ Bilecik-Deresakarı) sora bizde esKiden hiç izinleme olmadan düün olurdu. ● kırçıman: Tutucu, yabani, görgüsü olmayan kaba ve hoyrat kimse. (BİAİ Söğüt-Zemzemiye) i deille, nāpan ule çayık a ah a ah ḳırçıman unnā. oluḳlulā ḳırçıman olur. ● lavasa: Loğusa, kadınlarda doğumdan sonraki altı haftayı kapsayan süreç. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) i bu lavasaya toplaşırlā hısım akrabā ōsun, ġayınna evde gene ebeye çavırır. ● misafirpevreni: Misafirperver. (BİAİ Söğüt-Küre) çoḳ misāfirpevreni, reyhan ule bi misāpevreni anadın mı? seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● nar çiçei: Bir oya türü. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) tomatiz oyası, gelin yanaı, nar çiçei, gül oya, limon çekirdei, ġucaklama ● oklahaşçı: Oklava kullanan kişi. (BİAİ İnhisar-Yakacık) gızım sen nerdensin? demiş. gelin de oklahaşcı yaslahaşcı kövündenyim tēze demiş. ● övkü: Öfke. (BİAİ Söğüt-Çaltı) gelirdi işlē yavrum, çok gelince övküsünü benden alırdı. hē yalınızdı. ● pambıt: Pamuk. (BİAİ Gölpazarı-Çukurören) ġopça, sergen, ezā, pambıt, sinek, souldan, yaşmak. ● pasgal: Kurumuş tütün yaprağını istiflemek. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) ● pecerik: Dokuma. (BİAİ İnhisar-Çayköy: Yenipazar-Selim) yapardım ben unnarı. böle satın bişeyle yokdu. peceriK eirirdik. çıkrık vardı benim. ● pedirig: Dokuma. (BİAİ İnhisar-Çayköy: Yenipazar-Selim) buvamız öldü. anamız çivt sürérdi aşşamacak. pedirig eyiridi bize bakardı. ● pelevend: Pamuğun ham hali. (BİAİ Osmaneli-Medetli) pelevend alırdık, pelevend dele unu getirir çirişledik. atādık, pamık atādık, eyiridik. ● pirakım: Platin. (BİAİ İnhisar-Koyunlu) yere eyildim mi ārı yapayo. seKiz dene pirakım vā, ne dēle ona? ben çeviremem. ● raşbek: Rençberlik, çiftçilik. (BİAİ Gölpazarı-Çengeller: İnhisar- Karaağaç) hiç ule üzüm müzüm yok meselā raşbēK yok, reşbēliK yok, yayla kövlēde buydey vā. ● safi: Bir çocuk oyunu. (BİAİ Söğüt-Çaltı) ● satyan: Bir deri çeşidi. (BİAİ Osmaneli-Boyunkaya) satyan deriden yapālāmışdı unu. satyannādan, unnādan géyēdik. ● sifil: Çete. (BİAİ Bilecik-Deresakarı) sakarıdan öbür tarafda bizim yāni başıbozuk, sifil diyem, birē ellēnde mavzer ● sulu sepkin: Karla karışık yağan yağmur. (BYSD) ● şamata: Kavga. (BİAİ.) bi evde durduḳ biz deyverem mi? bule bi sıfra oluduḳ, hiç şamatamız olmazdı. b. Sıfatlar seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● bireleş: Birer tane. (BİAİ Söğüt-Borcak) iki ġardeş, ikisine de vēdim birēleş ev, nāpam yavrum. a’mış beş yazdılā yavrum işde a’mışbeş. ● çuvak: Hareketli, yer değiştirebilen, devingen, kıpırdak. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) sinecen, sanrı, ġırıdak, çuvak, acar, şaşkın, yavız, avara ● dilbê: Güzel, dilber. (BİAİ İnhisar-Tozman) aızlarına kapakları kapādın ġalaylı sahannara dilbē kapakları.. ● efenekli: Huzursuz, tedirgin, rahatsız. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) aşıracı, cıdavı, çıfıt, efenekli, şapdır, tetik, tılık, zanġır, gécikli ● gapbe: Kahpe, ahlaksız kadın. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) çam dibinde mozalak ġak gidem gezelek om beş dene yár sevmiş gapbe dinni pezevek ● gecikli: Uyuzlu. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) tılık, zanġır, gécikli, ızġā, mıġır, sinecen. ● gösel: Güzel, göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran (BİAİ Söğüt-Yeşilyurt) gavaḳda gösel bi gız oturuyōmuş. ● gülüşlü: Komik: Gülme duygusu uyandıran, güldürücü (BİAİ İnhisar- Tozman) unnā da okulda deyverimişdi, bāzıları da gülüşlü mesel olurdu. gülēlēmişdi deyvēdikleri mesellere. ● hafiv: Hafif, tartıda ağırlığı az gelen, ağır karşıtı. (BİAİ Osmaneli- Yeşilçimen) tepsiye gene hafiv sitile dökecen, sitilde hafiv su gezdirecen. ● hankı: Hangi, iki veya daha çok şeyden bir tanesini belirtecek bir cevap istemek için kullanılan soru sıfatı. (BİAİ İnhisar-Koyunlu) büyüKlē sufrada kim hankısı büyüKse, büyüKlerin ellerini öpēle, küçükleri sevēlē. ● haviv: Hafif, tartıda ağırlığı az gelen, ağır karşıtı. (BİAİ Gölpazarı- Çukurören) tam bunun bule bu boraya mesāfe alacam şule. bu bak haviv şule. ● hayın: Hain, zarar vermekten, üzmekten veya kötülük yapmaktan hoşlanan kimse. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) çamır dibi çamır mı? yárim çantan aır mı? izine niye gēmedin? başçavışın hayın mı? seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● hıcık: Ufacık, çok ufak, küçücük. (BİAİ Osmaneli-Büyükyenice) öle hıcık hıcık yetim ġāmışlā. hē güççük, hıcık deriz. ● pıltı: Sert. (BİAİ Bilecik-Deresakarı) duzlāsın ġorsun dolaba. ġoyun yourdu yaparım ben, pıltı gibi olurdu. ● şerlek: Çıplak. (BYSD) ● dilli: Çok konuşan. (BİAİ Söğüt-Zemzemiye) yine buyur uretmen, emi. ben çoḳ dilliyindir. kövlede oynālā oynālā urlāda herkeş. ● ıvak: Ufak, boyutları normalden küçük. (BİAİ İnhisar-Koyunlu: Yenipazar-Selim) ıvakdan satıvādılā, önsüz olusan nōlcak? ● incellek: İnce, dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı. (BİAİ Gölpazarı- Bayat) ġındamlı, ırıpçı, hıra, tırıl, şimerik, incellek, göde, çotuk, baġaz, cıbır ● komit: Komik, gülme duygusu uyandıran, güldürücü. (BİAİ Bilecik- Deresakarı) komiT oyunnā çoḳ yapālādı esKiden. ● kiçen: Geçen, bir önceki. (BİAİ Bozüyük-Günyarık) velāsılı bi dā da nasib olmadı hısım bē gitmeK oraya. kiçen sene şē giTdim ● metis: Melez, kırma. (Hayvanlar için kullanılan bir sıfat.) (BYSD) c. Fiiller ● aydırmamak: Ayık durmamak. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) āy hem nası serfoş, hele benim adam, hic aydırmazdı, āşam oldu muydu. ● azelmek: Azalmak, az denecek bir miktara inmek. (BİAİ Söğüt-Tuzaklı) dē yayladan getdik bu su ē azellince. çalça indiryolā bak ● baylemak: Bağlamak, bir şeyi bir yere veya bir şeye tutturmak. (BİAİ Söğüt-Geçitli) agam beni çama bayledi, bayledi de barmāmı kesdi gana buladı, déye. ● bengilmek: Uyku sırasında kişinin ani bir uyarı ile irkilmesi. (BİAİ Osmaneli-Medetli) müzmēl ol-, şivşir-, sentilde-, bengilde-, çamsı-, dınġıl-, şımala-, tavsı-, tıy-, ● bıdıklamak: Küçük parçalara ayırmak. (BİAİ Osmaneli-Yeşilçimen) elinnen şöle şöle bıdıklaycan şöle gözelce bıdıklaycan. ● caraklamak: Acıyla bağırmak. (BİAİ Yenipazar-Yukarıboğaz) seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN hana ġafam böle ġādı, ben bi carakladım. caraklayınca dedi ki bere: sen nerdesin? dedi. ● çıkılayvarmak: Yemek bohçası hazırlamak. (BİAİ Söğüt-Küre) bubaları bā kesmeye gidēmiş. anaları ekmek çıkılayvarımış. ● çıkıtmak: Çıkartmak. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) ● çımkınmak: Kaşınmak. (BİAİ Osmaneli-Medetli; BİAİ Osmaneli- Medetli) ġoval-, pavkır-, seit-, evik-, peke-, çımkın-, çımkış-, yassı-, çal- ● depbermek: Tekmelemek. (BİAİ Yenipazar-Selim) gevırlık asdası dérdi, ġāḳā depberidi oturaklamdan. ● evikmek: Ayırmak. (BİAİ Osmaneli-Medetli) ġoval-, pavkır-, seit-, evik-, peke-, çımkın-, çımkış-, yassı-, çal- ● gaşalamak: Kaşağılamak, tımar etmek için hayvana kaşağı sürmek. (BİAİ Söğüt-Geçitli) beyōlu da alarda at gaşālāyōmuş. çıkmış yuḳara, gız demiş senin de mi vādı anan vuvan? demiş. ● gırgızlamak: Ateş etmek, ateşli silahla mermi atmak. (BİAİ Söğüt-Çaltı) gene cevurları ġırgızlāyo ġırġızlāyo yavrum, cevurları öldürüo. ● gırlemek: Ateş etmek, ateşli silahla mermi atmak. (BİAİ Bozüyük-Bozalan) yonan yok ertesgün gāḳıyoz, zabālā hēy! ne duruyoñuz? ġırleyyo. ● gorutmak: Zarar etmemek. (BİAİ Söğüt-Çaltı) bezin bahalı, gorutmayo die yapmayola. ● gurutmak: Zarar etmemek. (BİAİ Söğüt-Çaltı) sen bizi mafitTin dedi, galdırdımız buydey gurutmayo dedi, bezin bahalı gelio dedi, petirol dedi. ● govalmak: Böbürlenmek, övünerek kabarmak, üstünlük taslamak, kurulmak. (BİAİ. Osmaneli-Medetli) yeykin-, ġasal-, ġıraş-, ġoval-, pavkır-, seit-, evik- ● gövelenmek: Kurtlanmak, içinde veya üzerinde kurt üremek / Rahat oturmayıp telaş ve sabırsızlık göstermek. (BİAİ Söğüt-Dömez) undan ule tavuḳ suyu filan bişele atmayoz hiç. gövelendiriyo, bozuyo déye. ● gurlamak: Övünmek, bir niteliği sebebiyle kendini yücelmiş sayarak bundan abartmalı bir biçimde söz etmek, iftihar etmek. (BİAİ Osmaneli-Medetli) ġurla-, ozanla-, añnan-, apılda-, dayakla-, faşırda- seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● guzulattırmak: Koyunu doğurtmak. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) ġuzulamayanı ġuzulatTırıydı, acıyana ileş bulurdu, hēpsini bulurdu, hēpsini bilirdi. ● günnedivermek: Güneşe çıkarmak. (BİAİ Söğüt-Dömez) nāvıt balḳonnara seriyoz da şule bi günnediveriyoz güneş de görsüñ déye. ● günnedmek: Güneşe çıkarmak. (BİAİ Söğüt-Dömez) garışdıra garışdıra guruduruz. amā pek şe olursa bi güncük günnediriz. ● hallemek: Pişirmek, bir besin maddesini gerektiği kadar ısıda tutarak yenebilecek bir duruma getirmek. (BİAİ Bozüyük-Bozalan) bulguru ġuyāsıñ içine. unu ġarışdırısıñ adamaḳıllı, eyce halledesin. ● hiştanmak: Konuşmak, cevap vermek. (BİAİ Osmaneli-Medetli) ġapçik çıkā-, gidiş-, hiştan-, homsukla-, kösül- ● ışıdmak: Aydınlatmak, karanlığı giderip görünür duruma getirmek. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) attın mı gittiyi yere gadā ışıdıyo deyō. ● kirteşmek: Karın yağışından sonra katılaşması. (BİAİ Osmaneli- Medetli) ġoval-, pavkır-, seit-, evik-, peke-, çımkın-, çımkış-, yassı-, çal-, yasa-, yumşurul-, kirteş-. ●mancımak:Çürümek, kimyasal değişikliğe uyrayıp bozulup dağılmak. (BİAİ Osmaneli-Medetli) homsukla-, kösül-, mancı-, müzmēl ol-, şivşir-, sentilde- ● öhmek: Öpmek. (BİAİ İnhisar-Hisarcık) bayramlāda millet el öhmeye gidēlérdi akrabalarā, akrabalarda señe gelirlérdi. ● postalamak: Evlendirmek. (BİAİ Osmaneli-Kazancı) üş dana ġızı vādı üçünü de postaladık. atık hepisini postaladık, yok atık. ● seitmek: Koşturmak. (BİAİ Osmaneli-Medetli) ġıraş-, ġoval-, pavkır-, seit-, evik-, peke-, çımkın-, çımkış-, yassı- ● sentildemek: Sallanmak. (BİAİ Osmaneli-Medetli) müzmēl ol-, şivşir-, sentilde-, bengilde-, çamsı-, dınġıl-, şımala- ● süvenmek: Sıvanmak. (BİAİ Gölpazarı-Çengeller) süvēnmez oldu zaman hamır, u zinilere dökēriz, tavī da ġor, bişiriz. ● yavuklanmak: Nişanlanmak. (BYSD) ç. Zarflar seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● ağırca: En güzel. (BİAİ Söğüt-Dudaş) ne ağırca ne gōcaḳsa esKi zaman düzenleñi örte e undan sōna arḳadan dönesin gayınnayā ● alabilesiye: Alabildiği kadar. (BİAİ Söğüt-Dudaş) enseri çaḳā bütün evi, herifiñ ne gadak evi vāsa alabilesie u gadaḳ çoḳ çeñiz.. ● adamakıl: Adamakıllı, gereğinden çok, iyice, bir güzel, bir temiz. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) pekérdik yā, hē ule pekérdiK āzını, adamakıl doruna da bā yaprayı ġorduk yeşilcecik… ● belen arı: Apaçık, açıkça, eksiksiz. (BİAİ Bozüyük-Bozalan) bizim de evomiziñ öñünde bi inein kesildini beleñ arı biliyon. ● bidımma: Çok az, alışılmış olandan, umulandan veya gerekenden eksik olarak. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli) terke, ġavız, köpen, yörme, avlay, ayazlık, bidımna,cımbıt, ● cartdak: Cart diye. (BİAİ Yenipazar-Yukarıboğaz) gapıyı dayanavarıyon. ġapıyı dayanıyon, ġapı cartdak ġırılacak deylek hēb işē yo ımma dedim. ● çouncası: Çoklukla. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) biz çocuklarımızda hep şerbet vedik meselā. çouncası şerbet yapdı ● curalacık: Sıvı şekilde. (BİAİ Osmaneli-Yeşilçimen) nişásdaynan berebe curālacık böle ezecen. he ezecen ● dal başçaz:Tek başına. (BİAİ Söğüt-Zemzemiye) āh yavrum kimsele yoḳ, dal başcāzıma burlāda bule oturuyon. ● demnen:Deminden. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) şindi bakam, kömüre geldi sıra. aha unu demnen unun için ġonuşdu.. ● depen_aş: Tepeden aşağıya. (BİAİ İnhisar-Çayköy) düün elbisesi alcaklāmış, unu unudaġāmış. at depenaşā gideyemiş ● dipden doruya: Aşağıdan yukarıya. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli) gadınnā dipden doruya allı yeşilli, hana bi örnek şelvā entāri géyēlēdi. ● direkmen: Doğrudan. (BİAİ Gölpazarı-Arıcaklar) bundan on sene eveli olaydım bu māllede direkmen açık mutāyım dedim. ● ebrikce: İyice, adamakıllı. (BİAİ Osmaneli-Medetli) oturuz u pamıyı atārız ebrikce böle sürteriz. ince atārız yaynan. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● engascikden: Şaka yollu. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli) bürkme, combak,dumay, engascikden, erfene, eşgeri, hodalak holdur holdur. ● eşgeri: Açıkça. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli) engascikden, erfene, eşgeri, hodalak, holdur holdur. ● gavışdak: Aniden, ansızın. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) heriv avdaka evi ġavışdak göşdü, ön māllede öte yanda. ● gesgey: Gesgeri (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) bollānı gesgey orā götceklē gerde ġalanı. isdanbullā ne deyollā, on ev de biz isderiz deyollā ● hine: Yine, bir daha, tekrar, gene. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) u çocun da hine okulu biteyo ġayrı bu yıl. ● himdik: Şu anda, içinde bulunduğumuz zamanda. (BİAİ İnhisar- Tozman) esKiden dizdiridik, yaşlılā dizēlēdi. himdik dizmeyo ġāli. cileT bıçānnan dizēlēdi. ● nesi: Nasıl. (BİAİ İnhisar-Çayköy: Bozüyük-Bozalan: Gölpazarı-Bayat) bakındım da amān bu ġocaġarlā nesi yörüyolā? ● sade başına: Tek başına. (BİAİ Osmaneli-Medetli) herkişin keni hurunu vā, herkişin hurunu ayrı, herkişin sāde başına hurunu. d. Zamirler ● bara: Burası, bu yer, bura. (BİAİ İnhisar-hisarcık) zemine bara dikilir deyem, ben de bara dikilim. ● feşmanca: Herhangi biri. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) oray gidérdik. bāşam da dérdik feşmanca vā dérdik, ora gidem dérdik, mesel deyvēsin dérdik ● hekiş: Herkes, insanların bütünü. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) hiç hēkişin yanında çocuyu şamata itmezdi. ● herkeş: Herkes, insanların bütünü. (BİAİ Söğüt-Zemzemiye) sāt bize göre deyil hērkeşin yokdu. herkeş de para mı vardı? ● herkiş: Herkes, insanların bütünü. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) hinci iki üç yapā herkiş şindi. kimisi heşeş guyā. heşeşi olmayan guymaz. ● neyi: Falan. (BİAİ Bozüyük-Günyarık) hayvan neyi olunca bazı çoban olmayo kēndimiz gideyoz seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN e. Edatlar ● mesa: Mesela. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli) azsa yımırta, çoksa üş dörT tene mesā ik üş tene yımırtayı ġıracan. ● ölesem: Öyleyse. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü: Söğüt-Geçitli) ben demiş malisadan getiriverem demiş. ölesem iki çuval geti, biz görem kömürü dedilē. ● satı: Zaten. (BİAİ Gölpazarı-Çiftlik: Yenipazar-Kümbet: Bozüyük-Dodurga) olan fasilleyi böle yerinde, satı ġazıya çıkā, böle sararır u. sarādı mı toplāsın, getiri temizlēsin. ● soracim: Sonra. (BİAİ Bozüyük-Bozalan: Osmaneli- Yeşilçimen: Bozüyük-Bozalan: Bozüyük-Bozalan) undan soracim camları perdelérdik, yonandan ġorḳumuza. f. Bağlaçlar ● fegat: Fakat. (BİAİ Pzaryeri-Küçükelmalı) yazın da boraya gelirlemiş. feġat biz geceleri hayvannarı yatā çıkarırız, tarlalara yatırırız. ● hatle: Hatta, bile, hem de. (BİAİ İnhisar-Koyunlu) şindi artık tula girdi tula. hatlē bu tulalā var yā heP biliyolā yapıolā vessēm. ● hemme: Ama, lakin. (BİAİ İnhisar-Çayköy) okumadı hemmē akıllı çıkdı, matbāyı yapdı, oldu. ● habusu: Halbuki, oysa. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) bi yolda yapamadık, ayrıldık, anamız ġarip yā. akrabamızdı hābusu, adamın anası akrabamızdı. ● halbusi: Halbuki, oysa. (BİAİ Söğüt-Hamitabat) mozot paalı gülüm, halbusi esKiden bu kövde az çoḳ öküz ġullanılırdı. ● halbusu: Halbuki, oysa. (BİAİ Söğüt-Tuzaklı) halbusu bizim ipek, unuñ yanıñda eyi ipeK ammā bizimki acık ● ımma: Ama, lakin. (BİAİ Yenipazar-Selim) künáh ōdu, ımma nāpcan? ● ier: Eğer, şayet. (BİAİ İnhisar-Karaağaç) şindi ġullanılayo amma ier hafTalāca u ekmei yicēsen, pak maya bozoyo. ● imma: Ama, lakin. (BİAİ Yenipazar-Yukarıboğaz) seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ben piraz tā durdum, aşdılā ġayrı imma āzıma ġaşık sīmayyo. ● meyesem: Meğerse. (BİAİ. Osmaneli-Medetli: Osmaneli- Çerkeşli: Bilecik-Deresakarı) bınara vāmış, meyēsem keçi gızı tısımnımış. ● meyelim: Meğerse. (BİAİ Osmaneli-Medetli: Osmaneli- Çerkeşli: Bilecik-Deresakarı) oTdum, ġakdım geldim. meyēlim u āşam dayımlā yukara gitmişlē. ● meyese: Meğerse. (BİAİ Osmaneli-Medetli: Osmaneli- Çerkeşli: Bilecik-Deresakarı) evde meyēse anası buvasına, buvası dedesine, dokunur düt dēlēmiş. ● navıt: Yahut. (BİAİ Söğüt-Dömez) hemen balḳona, nāvıt eviñ üsdüne, nāvıt balḳonnara seriyoz da şule bi günnediveriyoz. ● nise: Neyse. (BİAİ Gölpazarı-Arıcaklar: İnhisar-Çayköy: Bozüyük-Bozalan) çocuklā da okula gitceklē, bi de ayçeklē vā. nise, mısdavayı yolladılā, ben ġādım. g. Ünlemler ● ıman: Aman, yardım veya bağışlanma istendiğini ya da usanç, öfke, rica, çok beğenme gibi duyguları anlatan bir söz. (BİAİ Osmaneli-Yeşilçimen) tepsini ımān tātā zininin üsdüne ġuyup da şöle unnan yapdırvarısın çok güzel olur. II. Derleme Sözlüğü’nde Anlamları Farklı Olan Sözler seafoodplus.infoer ● gerdan gırmak: Oynamak, müziğin gerektirdiği uyumlu hareketleri yapmak (BİAİ Gölpazarı-Arıcaklar) [(DS III, seafoodplus.info, boynunu yukarı kaldırıp başını aşağı bükmek.)] teyzen sā, bugün bozyüe düüne gitdi. ō gerdan ġırıcak, oynicak. B. Kelimeler a. Adlar a Alet / Eşya Adları ● bo: Bohça, içine çamaşır, elbise vb, koyup sarılan dört köşe kumaş. (BİAİ Gölpazarı-Çukurören) [DS I, Şaşma, korku, pişmanlık, beğenmeme, öfke, acıma bildirir ünlem. ] çölmek, iliyak bezi, naşırfa, bocut, bō, elesfit, nodul seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● bocu: Su kabı. (BİAİ Söğüt-Çaltı; BİAİ Gölpazarı-Çukurören)[DS I, 1.Küçük köpek. seafoodplus.infoı.] bocu vā su yā, su yok. hemen bi desti vā nolcak. hemen u bocuyu aldım ● bürüncük: Bir başörtüsü. (BİAİ Söğüt-Dömez)[DS I, 1Ham ipekten dokunmuş bez, seafoodplus.info] çevre örtesiñ, gız olursa da bürüncüK örtesiñ, gucāna alırsıñ ● dönek: Yün eğirme adetinin ismi. (BİAİ Osmaneli-Ericek) [DSII, 1. Sınıfta kalan öğrenci. 2. Dönemeç. 3. Su çevirisi. 4. Takla atan güvercin. 5. Zamanla bozulmuş bitki tohumu. 6. Eni ve boyu kırkar arşın olan bir yüzey ölçüsü,dönüm. 7. Tarlayı sürerken hayvanları yormamak için tarlanın ayrıldığı eşit parçalardan herbiri. 8. Tarlada çift sürmeye başlanılan yer. ] bükeyon bi de bu gırmandā. hē gırman, dönek dēlēdi esgi zaman insannarı. dönek dēlēdi ● islim: İpek kozasını kurutmak için konulan fırın. (BİAİ İnhisar-Hisarcık) [DS IV, 1. Gazocağı. 2. Lamba fitili: Lambanın islimini kıs biraz. 3. Şekerpare yapılan kükürtleme yeri. ] ipē sornadan gidē unnā. islimlēde ġuruTurlā. sonadan işde ipeK faprikalana götürülē unnarı. ● kese: Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç, keser. (BİAİ Gölpazarı-Çukurören) [DS IV, Kestirme, kısa (yol vb.). ] hemen hemen çekiç vurmadık, kesē vurmadık, çivi çakmadık ev yokdur yāni dedemin. ● kiriş: Bez dokumaya yarayan alet. (BİAİ Osmaneli-Medetli) [DS IV, 1. Pırasa. 2. Taşlar arasında biten bir çeşit ot. ] bak pamıyı atarız. bi kiló, iki kiló dartarız. yayımız vā kiriş deriz, hayvanın baırsayından yapārız. ● mancılık: İpek işlemekte kullanılan bir alet. (BİAİ Gölpazarı- Büyükbelen: İnhisar-Çayköy: Söğüt-Tuzaklı) [DS IV, 1. Çiçekinciri. 1. Kaldıraç. 2. Yıkılacak durumdaki evlere yapılan ağaç destek. 3. Bir yapının temeli onarılırken çökmemesi için damın altına dikey olarak konulan kalın direkler. ] allaın salçalık turşuluk domatizine bakĭoz. olay bz. mancılıḳlā duruo böcekcilikden. ● manculuk: İpek işlemekte kullanılan bir alet. (BİAİ Gölpazarı- Büyükbelen: İnhisar-Çayköy: Söğüt-Tuzaklı) [DS IV, Kazandan büyük, yayvan bakır kap. ] u tava ġoyolādı, işde ipeK ġozasından çekeledi, manculuk deledi. ● naşırfa: Maşrapa. (BİAİ Gölpazarı-Çukurören) [DS IV, Su tası.] iliyen, çölmek, iliyak bezi, naşırfa, bocut, bō, elesfit, nodul, apelye seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● lülle: Pipo, ucundaki lüle içine tütün konulan ve yakılarak dumanı çekilen kısa, çubuk biçimindeki tütün içme aracı. (BİAİ Yenipazar-Kümbet) [DS IV, 1. Su akan musluksuz boru. 3. Tüfek ya da çiftenin namlusu. 4. Demirci körüğünün borusu. 5. Kâğıdın boru gibi sarılmış durumu. 6. Baldırdaki içi boş kemik] amcan da sarādı. u tā sarmakdan da bıkdı heralda, lülle dēlēdi. hē lülleye ġuyādı tütünü. ● oruk: Orak. (BİAİ Söğüt-Çaltı) [DS V, seafoodplus.info, oymak. 2.Göçmen olarak gelip bir yere yerleşen. seafoodplus.infoaki hayvanın ayağına bağlanan uzun ip, köstek. 4.Dövülmüş et, bulgur, soğanla yapılan ızgara köfte. 5.Dövülmüş köftelik bulguru biberle iyice yoğurduktan sonra içine kıyma koyup, üstüne yağ dökerek fırında pişirilen bir çeşit yemek] türkü falan çıırıdıḳ, çıırıdıḳ. oruḳ biçeken basālādı türküyü. goca oraḳlan biçeledi erkekle ● pırıldak: Bir giysi adı. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli) [DS V, Yelle dönen bir çocuk oyuncağı, fırıldak.] şinci fıcık fıcık pırıldaklā pempē, yeşil öle pullā ayn unnādan ġorlādı ādanın üsdüne, yuvarlak yuvarlak allık vā, allık sürēlē. ● samır: Bir kürk ismi. (BİAİ Söğüt-Hamitabat) [DS V, 1. Dağlarda, ormanlık bölgelerde yetişen bodur çayır. 2. Gübre.] ġabāt samır kürK ōsa kimse üsdüne almaz. a Bitki Adları ● büve: Biber, patlıcangillerden yeşil renkli, hem sivri hem dolma biber olarak adlandırılan taze veya kurutularak yenen bir bitki. (BİAİ Gölpazarı-Çengeller)[DS I, 1. İri ve zehirli örümcek, 2. At sineği, 3. Çocuk dilinde su, 4. Suyun önüne çekilen set,bent.] unu da ezēriz, ġoca bi çençirē acı büvē de ġatārız tavī da ġatārız ● civiz: Ceviz, cevizgillerin örnek bitkisi olan, uzun ömürlü, gövdesi kalın, kerestesi değerli, yurdumuzda çok yetişen ağaç. (BİAİ İnhisar-Hisarcık) [DS II, 1. Yalancı,haksız. 2. Meyvenin küçüğü. ] unu açarız bule yassıldırız gülüm, sereriz. civiz vāsa unu üsdüne dökeriz bule süreriz ● çiit: Pamuk tohumu. (BİAİ Osmaneli – Ağlan ) [DSII, Çekirdek. ] gelin eve girēken çiit çiit, arpa bi de şeker, para. çiit şey pomuk. ● foruk: İpek böceğinin koza yapması için üstüne çıktığı çalı. (BİAİ İnhisar-Hisarcık) [DS III, İçi boş, çürük olan yemiş. ] pamıklık deyveriz biz foruk, kimsi foruk deyo, biz pamıklık deriz. ● halaza: Kendi kendine biten meyve. (BYSD) [(DS III, seafoodplus.info biçilirken tarlalara dökülen tahıldan ertesi yıl kendiliğinden yetişen seyrek ekin. 2.Çayır, çimen. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN seafoodplus.info bitmiş tohum. 4.Sığırların ödünden çıkan balmumu gibi sarı parça. seafoodplus.infoüz dürülmemiş lahana. seafoodplus.info baba, okul terbiyesi görmeyen çocuk.)] ● poruk: İpek böceğinin koza yapması için dikilen çalı. (BİAİ Söğüt- Tuzaklı) [DS V, Zayıf, cılız. 2. Katırtırnağı bitkisi. 3. Güle benzeyen çiçekleri mor renkli ve güzel kokulu bir kır bitkisi. ] poruk deriz hē dādan getiriz bule topalak gibi bule bıtırak gibi çam dalı da getiriz. ● pinek: Ekmek hamurunun konduğu tahta. (BİAİ Gölpazarı-Büyükbelen) [DS V, / 1. Tünek. 2. Kümes.] ● potur: Pantolon. (BYSD) [DS V, / 1. Yüzünde çiçek bozuğu olan, çopur. 2. Gövde yapısı çirkin, biçimsiz (kimse). 3. Bir çeşit ayakkabı. 4. Budaklı ağaç. 5. Alçak ve sık çalılıkların arasındaki, altındaki boşluk: Poturun altından tavşan çıktı. 6. Çay bardağı. 7. Su tası. 8. Güreşçilerin yağlı güreşte giydikleri deriden ya da keçi kılından yapılmış dar pantolon.] a Hayvan Adları / Hayvanlarla İlgili Adlar ● emişik: Koyunları geceleyin sağmak. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) [DS III, / 1. Süt kardeş. 2. Sağmal koyun ya da keçilerin oğlak ve kuzuları ile otlatmaya gitmesi. ] sabā yalānda saarız emişiKlēde. eşşeklēlē geliriz, hayvan urda duru. ● goyu: Eti, sütü, yapağısı ve derisi için yetiştirilen evcil hayvan, koyun. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) [(DS III, seafoodplus.info (renk için). seafoodplus.infoı.)] güçük boylu olur da yolādıḳ ziyan olmasın déye. goyu guzu vādı. ● horuz: Horoz, tavuğun erkeği olan kümes hayvanı. (BİAİ Yenipazar- Kümbet) [(DS III, seafoodplus.infoımların tek başlarına oynadıkları bir çeşit dans)] gece horuz ötünce ġākādım, ekmeyi yumurudum, sabālin ışırkan huruna bırakırdım hē. a Mekân Adları / Yer / Zaman Adları ● eve: Evvel, önce. (BİAİ Gölpazarı-Arıcaklar) [DS II, / 1. Oyunda ebe. 2. Acele, çabuk.] ötekilē beni ġardaşlam da üç yaşındalā buvam öldü. ben unnara, evē siz bilmēsiniz. ● gıbla: Kıble, bulunulan yerden Kâbe'nin bulunduğu yön. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) [(DS III, seafoodplus.info)] ġıbladan tarava sokdu mu, aha orda alayo déyō. ● guruluk: Kuruluk, odunluk, odun konulan yer. (BİAİ Bozüyük- Delielmacık) [(DS III, seafoodplus.infoların altına serpilen kuru gübre.)] buz duttu mu sıcak suynan açsan, akşam gene bu dutıcek. gurulu altına al merdamanı demi. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● hata: Hafta, birbiri ardınca gelen yedi günlük dönem. (BİAİ Bozüyük- Dodurga) [(DS III, 1.Şalvar. 2.Büyükanne.)] esKi, senden gelme, bende ġalma, ödüç alınırdı. düünnē bi hāta sürēdi. ● mapıs: Hapishane, cezaevi. (BİAİ Bozüyük-Günyarık) [DS IV, Suçu nedeniyle bir yere kapatılmış olan.] düşme ōlan peşime, mapısda çürüdürüm ● maza: Depo, kiler. (BİAİ Bozüyük-Bozalan) [DS IV, 1. Küçük: Mazak dekelerin iyi dölü çıkmaz. 2. Kısa boylu, cüce. ] sizi ben dédi, buraya māza saḳlıyım dédi eviñ altına, ömer usTa. ● sakızlık: Çalılık. (BİAİ Osmaneli-Medetli) [DS V, / 1. Çitlembik de denilen, mercimek büyüklüğünde meyveleri burukça, fıstık tadında bir çeşit sakız ağacı. 2. Hindiba. 3. Çitlenbik de denilen bir çeşit sakız ağacı.] yukālāda sakızlıḳ vādı, bi yapālādı emme bi yapālādı. dedele vādı, urda dede vāmışdı eveden. büyǖk böle sakızlık vadı. ● sav: Tütünün kurutulmak için asıldığı yer. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) [DS V, 1. Söz, laf, dedikodu. 2. Karşılıklı konuşma, sohbet. 3. Bilgi, haber. 4. Mektup. 5. Tarla sulandıktan sonra boşa akan su. 6. Üşütme, nezle. 7. Berber kayışı. 8. Sağlam. 9. Tüm. Sağ. Benzer, gibi : Yayla savı yer.] a Nesne Adları ● derek: Direk. (BİAİ İnhisar-Koyunlu))[DSII, 1. Dolap,mutfak dolabı. 2. Küçük küfe. ] açıldı bule, derek ġoydulā, aşmış beş de yıkdık ● kerevet: İpek böceği yetiştirmek için evlere asılan tabla. (BİAİ İnhisar- Hisarcık) [DS IV, Yatak yapılan yer, seki, tahtadan yapılmış oturacak yer. ] kereveTlerimiz olur bule asāsın evlere. a Yemek / Yiyecek Adları ● avız: Doğuran ineğin sütünden yapılan bir çeşit tatlı. (BİAİ Bilecik- Kurtköy; BİAİ Osmaneli-Yeşilçimen)[DSIAğız. seafoodplus.info, kere, seafoodplus.infoın ekinleri kalktıktan sonraki durumu. 4. Ağız sütünden yapılan yemek. ] douran inekden, ilk südünden avız çeviriz, ● avızlık: Doğuran ineğin sütünden yapılan bir çeşit tatlı. (BİAİ Bilecik- Kurtköy; BİAİ Osmaneli-Yeşilçimen)[DSIAğız. seafoodplus.info, kere, seafoodplus.infoın ekinleri kalktıktan sonraki durumu. 4. Ağız sütünden yapılan yemek. ] bi gün, iki gün u avızlık, inekden böle gelir. ● bulamaş: Bulamaç, bir tür yemek. (BİAİ Osmaneli-Yeşilçimen) he ezecen, u fazla ne curu olacak. cur olursa çok böle bulamaş gibi olur. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● bükme: Ekmek, tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyecek. (BİAİ Gölpazarı-Bayat)[DS I, / 1.Dönemeç,2. Yufka içerisine patates, soğan, ıspanak, peynir konularak yapılan börek. 3. Arasına ipek ipliği katılarak el tezgâhında dokunan çamaşırlık bez. 4. Krepon. 5. Dört, altı, sekiz telli ip. 6. İğdiş hayvan. ] undan sona bükmeyi. bi buçuk sāT, iki sāT u sürē. bükmenin yeyniline bālı ● cibre: Üzüm posası. (BİAİ Osmaneli-Yeşilçimen) )[DS II, / seafoodplus.info kalem ucu. 2. Çürük,ezik meyve. 3. Soğan tohumu.] touḳlā yiyebilir, cibre u. ātık unu ġaynatmaya ġoycan. ● çotul: Nohutu kavurarak yapılan bir tür kuruyemiş. (BYSD ) [DSII, Ağacın büyük dalları veya dalların çatallara ayrıldığı yer. 2. Herhangi bir şeyin dibi.] ● eyme: Bir yemek çeşidi. (BİAİ Osmaneli-Boyunkaya) [DS III, 1. Kapı sürgülerinin geçtiği ve iki ucu söveye çakılı eğri demir. 2. Toprak damlı evlerin üzerinde kullanılan yuvarlak taş, loğ taşı. 3. İki dağ arasındaki alçak yer. 4. Eğilip duvara yaslanan çalı. ] meyşur yimēmiz bizim eymē, keşgēk, mantu. en meyşur yimēmiz bizim u. ● gulaklı: Bir mantı türü. (BİAİ Söğüt-Çaltı)[(DS III, seafoodplus.info tarafında tutamakları bulunan tahta rende.)] içine peyniri guyāsın böle, iki gatlāsın şe gibi olur, gulaklı gibi. yanıbaşlānı basdırısın. ● hodalak: Ekmek pişirirken artan hamurdan yapılan küçük ekmek. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli))[(DS III, 1.Küçük kavun, karpuz. seafoodplus.info, sağlam (kimse için).)] engascikden, erfene, eşgeri, hodalak, holdur holdur. ● pelte: Bir yemek türü. (BİAİ Söğüt-Dömez) [DS V, Pamuk atılırken kirişten fırlayan pamuk parçaları. ] çorba pişiriledi, pelte yapālādı. usulü uledi. işde ule señe gelirledi. a Akrabalık Adları ● cice: Anneanne, annenin annesi. (BİAİ Bilecik-Deresakarı) [DS II, Abla. ] cice, gadi, ġade, able, ibe, böle, çıkancı, ● ibe: Nine, torunu olan kadın, büyük anne, nene. (BİAİ: Bilecik- Deresakarı) [DS IV, Çiğ, nem.] cice, gadi, ġade, able, ibe, böle, çıkancı a Kıyafet Adları / Kıyafetle İlgili Adlar ● çalık: Şalvar ağının bir modeli, çarpık, verev kesilmiş. (BİAİ İnhisar- Çayköy)[DS II, / 1. Aceleci. seafoodplus.info,çıban izi. 3. Çarpık,yamuk. 4. Bir tarafı yontulmuş ağaç. 5. Kaba, patavatsız. 6. Kırlarda biten yumru kökü yenilen kırmızı açan seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN bir bitki. 7. Anası babası belli olmayan. 8. Serseri. 9. Kadının aşermesi. Renksiz,kansız. Kırpık kumaş. ] gömleK géyedik. ġaradon şalvar bule avı çalık olur. ● çitari: Bir elbise. (BİAİ Söğüt-Çaltı)[DSII, 1. İpek ve ipekle karışık yollu dokuma. seafoodplus.info ve tavuğun ibiği. ] haşaş başı enteri, çitāri enteri galan, hepsinden yapādıḳ. ● derme: Düğünlerde erkeklerin giydiği bir giysi. (BİAİ Osmaneli- Kazancı)[DSII, 1. Erkek ceketi. 2. İlkbaharda hayvanlar için toplanan ot. 3. Kilimcilikte bir motifin adı. 4. Hasat vakti. ] bizim köve nişánlıdı, ayrıldı. adamnā düünnede derme géyeledi. ● falle: Giysi, fanila. (BİAİ İnhisar-Çayköy) [DS III, Gece yatağa işeyen. ] hinci bulúzle hellele, fallele vadı. orda hırka géyedik, hırka dikTirdik. ● şitari: Elbise. (BİAİ. Gölpazarı-Çengeller) [DS V, 1.Söz kesmede anaya armağan edilen kumaş. seafoodplus.infoı bir çeşit ipek kumaş. seafoodplus.infoı karalı, yollu kumaş.] şitāri vā vā, unu biz géymedik de bizim annemin vādı. a Organ Adları ● aşık: Diz, kaval, baldır ve uyluk kemiğinin birleştiği yer. (BİAİ İnhisar- Kayabalı)[DS I, seafoodplus.infoğ çıkarmak için kullanılan ağaç, 2. Kadınların bir süs eşyası.] olan aşıklāna gadā daş olmuş. gene dünya gözeli demiş. ● ciye: Ciğer, akciğer, yürek ve karaciğerin oluşturduğu takım. (BİAİ Gölpazarı-Çukurören) [DS II, / 1. Abla. 2. Ceviz içinin dörtte biri. 3. Badem ve fındık içi.] biri vurdu soñ zamanda. çif ciyē çıḳmış hocam. hiş duydun mu? ● gabırga: Eğe kemiklerinin oluşturduğu kafes, kaburga. (BİAİ Söğüt- Küre) [(DS III, seafoodplus.info semerindeki iki kaşı birbirine bağlayan dört ince ağaç. )] canı yok, cini yok, ġabırġası pek çoḳ. ● oynak: Diz Kapağı. (BİAİ Bozüyük-Günyarık) [DS V, seafoodplus.info, oynak (kadın için). 2. İş bilen (kimse). 3.Sözünde durmayan, güvenilmeyen (kimse). 4. Kararsız. seafoodplus.infoı suları nedeniyle kayan toprak, göçük. 6. Üstü çayır, altı bataklık yer. 7. Arabaların yollarda bıraktığı izler, çukurlar. 8. Tavşan izi. 9. Genellikle av izi.] aḳıntı yapıyo biliyon oynakda yā, tabi çalışıyo. oynak ne de olsa çalışıyo. a Diğer Adlar ● artım: Artık, artan, bir şey harcandıktan sonra artan bölümü. (BİAİ Osmaneli-Yeşilçimen)[DS I, Çoğalma, bereket. ] ekmein artımı, ekmekden artā külçe olur. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● bagaz: Yabancı, başka bir milletten olan, başka devlet uyruğunda olan (Kimse), Bigâne, ecnebi. (BİAİ Gölpazarı-Bayat)[DS I, Aptal, alık, sersem.] ġız demiş biz baġaz mıyız? demiş. ne vā? bişē vā da çaırıyolā déye. baġaz dēriz ● baray: Buraya. (BİAİ Yenipazar-Yukarı Boğaz) )[DS I, 1. Ezelî, 2. Razı olmak, muvafakat etmek.] Aha böle ōdu ġırk gün urda durdum, gēdim baray işde. ● boğ: Bayramlarda ve düğünlerde gelin kıza hediye götürme adeti. (BİAİ Söğüt-Tuzaklı)[DS I, seafoodplus.infoezi, seafoodplus.infoğlanmış paket, 3.Çöplük, gübre, seafoodplus.info, defa, seafoodplus.info, armağan. ] yāhuT da düünnēden eveli gelin ġıza götürülē bunnarı. buna bizim borda boğ dellēdi. ● burulgan: Akarsuda bulunan girintide oluşan suyun dönme hareketi. (BYSD)[DS I, Hortum. ] ● büküm: İpeğin işlendiği bir safha. (BİAİ Söğüt-Tuzaklı)[DS I, 1. Yufkanın dört köşe olarak dürülüş şekli, 2. Kat, katmer, 3.Dönemeç.] u da unu çekiyolle, büküme verollē, bükümde halıya gidiyo işde herekeye doru. ● bürkme: Gelinin takı merasimi. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli)[DS I, Eğlentili kadın toplantısı.] enki, kesmik, üryā, añnıġabak, apış apış yörümek, bürkme, combak, dumay, engascikden. ● dizme: Küçük çocuğun sırtını jiletleme. (BİAİ Gölpazarı-Büyükbelen) [DSII, 1. Çizme. 2. Oklavaya sararak yuvarlatılmış ince yufkayı iç içe halkalar şeklinde tepsiye döşeyip pişirdikten sonra üzerine kaynatılmış şekerli su dökülerek yapılan tatlı. ] götürüsün ġorşuya dizdirisin. u dizme işini herkez yāmazdı. ciletle yā dökülür ● domalak: İnsan dışkısı. (BİAİ Söğüt-Çaltı) [DSII, Yerelması.] sıçan ali paşa da garısına ēce gızmış depe depe gömerek üsdüre bi de domalak,demiş. ● dürme: Gelin veya damat için hazırlanan bohça. (BİAİ Bozüyük- Dodurga) [DSII, 1. Lahana. 2. Hamurdan yapılan gözleme. 3. Güneşte kurutulduktan sonra kıyma yapılan ve kışın kullanılan çiğ et. 4. Koyun etinin pastırma gibi çıkarılarak tuzlu deri içinde terbiye edilmişi. 5. Kurumuş koyun eti. 6. Biçilen otları üstüste koyarak yapılan yığın.] dürmeyi yuurusun bule yumak tutāsın, yazāsın yazāsın, çalā sürēsin ● düvülcük: Parça, Bir bütünden ayrılan, ayrı sayılan veya artakalan şey. (BİAİ Osmaneli-Yeşilçimen) [DSII, / 1. Elendikten sonra geriye kalan en ince bulgur. 2. Nazarlık takımı ve mahfazası.] seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN böle şapacan, güzelce düvülcük yapacan. undan sōra elininen, ġaşıyınan bi yandan alacaḳ ● emeksiz: Emekli olmayan. (BİAİ Gölpazarı-Arıcaklar) [DS III, 1. Üvey evlat, evlatlık. 2. Hizmetçi.] benim böle cāhil, bāḳursuz, sigortasız, emeksiz ġālmam bobannemin hatırası. ● erfene: Piknik, yemek yemek, eğlenmek için açık alanda yapılan günübirlik gezinti. (BİAİ Osmaneli-Çerkeşli) [DS III, Ortaklaşa. ] bürkme, combak, dumay, engascikden, erfene, eşgeri, hodalak, holdur holdur. ● gavil: Gafil, çevresinde olup bitenlerin farkına varmayan, sezmeyen (kimse), gözü bağlı. (BİAİ Söğüt-Çaltı) [(DS III, seafoodplus.info)], ne bileyim birez ġāvil mi aldandık. ● gelin yanağı: Bir oya ismi. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) [(DS III, 1.Kızarmış ekmek. 2. Portakal renginde, yenilir bir çeşit mantar.)] tomatiz oyası, gelin yanaı, nar çiçei, gül oya, limon çekirdei, ġucaklama. ● ırat: Ürün, doğadan elde edilen, üretilen yararlı şey, mahsul. (BİAİ Bozüyük-Delielmacık) [DS Kağnının eksenini çeken çatal ağaç, kağnı oku.] undan sōna şu tosbahalā duā etsinle de yāmur yāsın, undan sōna ıratlāmız bol olsun. ● ırat: Rahat, üzüntüsüz ve sıkıntısız olan, huzurlu. (BİAİ Yenipazar- Selim: Bozüyük-Delielmacık) [DS IV, Kağnının eksenini çeken çatal ağaç, kağnı oku.] ule ırātımız i yā birez işde kendimizi zor gezdiroyoz. anan, boban vā mı? ayrıca mı duruyon? ● irkinti: Askeri birlik. (BİAİ Söğüt-Çaltı) [DS IV, 1. Birikinti, toplantı (su vb. şeyler için). 2. Miras. 3. Kuruntu. 4. Mide bozukluğunda geğirince boğaza gelen acı su.] bizim de yukāda gündüzbey taravında irkintimiz vāmış on ombeş esger yollamışlā. ● halayık: Kadın hizmetçi. (BİAİ Söğüt-Küre) [(DS III, seafoodplus.infoınların başlarına saldıkları tülbentin başın arkasından bağlanmış durumu. seafoodplus.info çeşit ot.)] gız halayıklādan birini yemiş al da gē déye yollamış. ● hiyet: Heyet, kurul, bir işi yapmak, yönetmek veya bir kurum ve kuruluşu temsil etmek için görevlendirilmiş kişilerden oluşmuş topluluk. (BİAİ Gölpazarı- Üzümlü) [(DS III, 1. Çok zayıf (kimse).)] yāt bi su pahladı, u hiyetde u parayı ollara harcālardı. ● huta: Hüda, Allah, kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık. (BİAİ Söğüt-Yeşilyurt) [(DS III, seafoodplus.infoğnı kayışının ucuna sokulan, parmak kalınlığında meşe ağacı.)] seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN hutā peşdamalım belimde altın tasım elimde muhammedim golumda ben bir balık garnındayın. ● hüne: Hüner, beceri, elinden iş gelme durumu, ustalık, maharet.(BİAİ Söğüt-Hamitabat) [(DS III, 1.Şura.)] arap çıkmış çocū almış götümüş. arabın türlü türlü hünēleri vāmış. ● kekir: Bir saç kesme şekli. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) [DS IV, Huysuz, inatçı (insan ve hayvan). kekir dēlérdi, böle tulum kesēlérdi, tokaları sokālardı böle. ● kofer: Kuaför, kadın ya da erkek berberi. (BİAİ Söğüt-Tuzaklı) [DS IV, Toprak sulamak için taş ya da topraktan yapılmış su oluğu. ] kövlede ḳōfer işleni yapannara züre denirdi. ● makak: Muhakkak, doğruluğu kesin olarak bilinen, gerçekliği kesinleşmiş. (BİAİ Söğüt-Hamitabat) [DS IV, / 1. Kurbağa. 2. Çok kirli. 4. Tavşan yavrusu. 5. İnsanın dizkapağı. 6. Koltuk değneğiCambazların kullandığı ayakçak.] herşey deñişik canım, sen una yapdın vaktında, u da sana ödicek mākak. ● mana: Bahane, bir şeyin gerçek sebebi gizlenerek ileri sürülen uydurma sebep. (BİAİ Bozüyük-Dodurga) [DS IV, 1. Tohum. 2. Tohumluk hıyar. ] usulcacıḳ deyo, varıyoz deyo, şediyon deyo, ġoparıyon ġoparıyon, su içen mānasınna burama dolduruyon, geliyom battaniye çekiyon deyo, urda yiyon deyo. ● mıgır: Cimri, az harcayan. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) [DS IV, Küçük, işe yaramaz (oyunda kâğıt ya da eşya için). ] zanġır, gécikli, ızġā, mıġır, sinecen, sanrı, ġırıdak ● muta: Muhtar. (BİAİ İnhisar-Hisarcık: Yenipazar- Kümbet: Gölpazarı-Üzümlü: Gölpazarı-Üzümlü) [DS IV, 1. Küfe. 2. Fındık çubuğundan yapılan ot, saman sepeti. ] mutarımız 1 deil, mutā kendine düşüneyo. tā deyomış ġāsın bakam sallantıya deyomış. ● mumlu: Düğüne davet etme. (BİAİ Gölpazarı-Çengeller) [DS IV, Çocukların altına konulan muşamba.] bizim düünnēde çaırma denir, mumlu denir, u vēdi mi kövün kenarından davullā, zurnalā unu āmaya gidēlē. ● yarılgan: İki kaya arasında bulunan çukur geçit. (BYSD) [DS V, seafoodplus.info sularının açtığı yarık, oluk.] ● pasa: Posa. (BİAİ Osmaneli-Yeşilçimen) [DS V, 1. Ardı arkası kesilmeden, durmadan, sürekli olarak. 2. Çardak. 3. Ekmek pazısı konulan, uzun, göz göz tahta tabla. 4. Oyundan, güreşten, çalgı çalındıktan sonra toplanan para, bahşiş. 5. Ara vermeden, aralıksız. 6. Ekmek pazısı dizilen ve taşınan tahta tabla. 7. Maden ocaklarında madenlerin arasında çıkan taş, toprak vb. yabancı nesneler. ] ayrıyeten börTdürdükden sōra gene durulur u. çiynedikden sora pasa u. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● pişe: Bir şey. (BİAİ İnhisar-Çayköy: Söğüt-Geçitli) [DS V, Sütle yoğrulmuş hamuru yağda kızartarak yapılan bir çeşit yiyecek.] ġadın gitmiş gēmemiş. ġız iki gün ālamış üş gün ālamış, ana yok pişe yok. ● pita: Bir daha. (BİAİ Söğüt-Tuzaklı) [DS V, 1. Cüce. 2. Çamurlu yosun parçası. 3. Avcıların saklandığı yer.] pitā dünya gözeli demiş, boynuna gadā daş olmuş. undan sōna dünya gözeli merhemede gēmiş.. ● pürçük: Parça parça. (BİAİ Yenipazar-Belkese) [DS V, 1. Dal, budak. 2. Ardıç ve çam ağaçlarının yapraklı ince dalları, ağaçların budanmış ince dalları. 3. Çam kozalakları, meşe palamutlarının üzerindeki küçük taneler: Çam kozalaklarının pürçüğü dökülmüş. 4. Çam, ardıç, ladin ağaçlarının iğne gibi ince yaprakları. 5. Taze soğan, sarmısak, pırasa, marul vb. sebzelerin yenilen yeşil yaprakları. 6. Mısır püskülü. 7. Oya, püskül, saçak. 8. Dokumaların tarazlanmış, saçaklanmış yerleri. 9. Bez, paçavra vb. değersiz şeyler. Uygun zaman, elverişli durum. Koyun kuyruğunun içindeki kıkırdak. Havuç. Kimi ağaçların yenilen sürgünü. Kimi ağaçlarda oluşan asalak bitki. Soğan yaprağı. ] kavamızda bitlē böle pürçüK gibi bitlē yidi.tā başġa ne déyem tā hinciki zaman çok eyi. ● sanrı: Duyarsız, ilgisiz. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) [DS V, 1. İki omuz arası. 2. Sağrı.] zanġır, gécikli, ızġā, mıġır, sinecen, sanrı, ġırıdak, çuvak, acar, şaşkın ● saşma: Saçma. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) [DS V, Kurutulmuş ceviz büyüklüğünde tezek.] hē pek nazā vā dēlérdi, saşma gibi aşā inēdi, ufacıcak dökēlérdi, delik delēlérdi ● seve: Sefer. (BİAİ Söğüt-Küre: Osmaneli-Ağlan) [DS V, 1. Kapı, pencere pervazı. 2. Kapı ve pencerenin yerleştiği kasa, çerçeve. ] undan sona ben bunu yatırıyom, bu sevē törpüyünen… ● seviç: Sevinç. (BİAİ Bilecik-Deresakarı) [DS V, Pulluklarda toprağı diklemesine kesen kama biçiminde demir.] evde bi seviç oluo. o sevice ġarşılık şekerdi ● seyman: Seymen, düğün başlayınca sıraya girip silah atmak. (BİAİ Söğüt-Hamitabat) [DS V, 1. Köyden köye gelin almaya giden güvey yanlısı, atlı, davullu, zurnalı, silahlı ve cepken giyinmiş delikanlı alayı. 2. Güveyi gezdiren delikanlılar. 3. Düğünde kız yanlısı ya da erkek yanlısının baskında aldığı armağan. 4. Bekçi. ] üş gün evvelsinden dāvetiyeleri gönderisiñ, misēfirlē merkeplerinen atlānan gelirlēdi. üş gün davıllā çalınırdı. seymana çıkılırdı. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● sömek: Yuvarlanmış hamur. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) [DS V, 1. Taneleri alınmış mısır koçanı. 2. Taze mısır. 3. Taranmış yumak biçiminde yün. 4. Bükülmüş ip yumağı. 5. Zeytin tomurcukları. 6. Yeni sürülen tarlada çıkan ayrıkotu filizi. 7. Elma, armut vb. meyvelerin çekirdekli, yenmeyen yeri. 8. Toplu, şişman. 9. Sivri şeyler. Masuraya sarılmış iplik. Mısır koçanı. Su kıyılarında yetişen bir çeşit bitki. Taranmış, bükülmüş yün yumağı. İbrik, çaydanlık vb. nesnelerin emziği. ] hamır yumuralardı böle sömek yapālā, kesēle şöle şöle yazālā ● sinecen: Güvensiz, baskı altında kalan. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) [DS V, 1. Hileci, düzenci. 2. Sinsi. 3. Çekingen, ürkek insan. 4. Uslu dururken birden saldıran köpek.] gécikli, ızġā, mıġır, sinecen, sanrı, ġırıdak, çuvak, acar, şaşkın ● süzme: Süt. (BİAİ Bozüyük-Delielmacık) [DS V, 1. Torbada süzdürülmüş katı yoğurt. 2. Torba. 3. Tohumluk küçük soğan.] satĭoduk, tüççarımız vardı. tereziye süzmeyi ġor, hemen satarız, parasını veridi tırıḳ b. Sıfatlar ● başıbozuk: Sivil, askerî olmayan, üniforma veya özel giysi giymemiş olan. (BİAİ Bozüyük-Dodurga)[DS I, seafoodplus.info kadın veya erkek, 2. Kaçak içilen tütün, 3. Kötü (kimse), dirliksiz, serseri, külhanbeyi.] bizim gibi sivillere başıbozuk derdi undan sōna bi başıbozua gündüz yatıyoz ● gabran: Kuvvetli, yapılı. (İnsanlar için kullanılan bir sıfat.) (BYSD) [(DS III, 1. İçi boş olan kuru odun. 2. Kabarık. 3. Eli işe yatmayan, beceriksiz (kimse). seafoodplus.info )] ● gicikli: Uyuzlu. (BİAİ Gölpazarı-Bayat)[(DS III, seafoodplus.info, bitli (kimse)] cıbır, ġabalak, gicikli, aşıracı, cıdavı. ● hayan: Hain, zarar vermekten, üzmekten veya kötülük yapmaktan hoşlanan kimse. (BİAİ Gölpazarı-Bayat)[(DS III, seafoodplus.infoçilmiş tarla. seafoodplus.infoşakların dövüldükten sonraki durumu.)] şaşkın, yavız, avara, santır, hayan, saduna, ● ıvacık: Ufacık, çok küçük. (BİAİ Yenipazar-Yukarıboğaz) [DS IV, Tahtakurusu yavrusu.] ıvacık mısdık dayım gelyo déyomuş çocuk. ● i: İyi, istenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, kötü karşıtı. (BİAİ Bozüyük- Günyarık) [DS IV, Şaşma bildirir ünlem. ] i nāpam ātık cañı gemiş ne déyem. ● önsüz: Öksüz. (BİAİ Yenipazar-Selim: İnhisar-Çayköy) [DS V, 1. Cansız, kendinden geçmiş. ] güçcükden önsüz gādım, buvamız öldü. anamız çivt sürérdi aşşamacak. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● pi: Bir. (BİAİ Osmaneli-Hisarcık) [DS V, 1. Su birikintisi. 2. Yağ. ] altına pi tene yayarın, pi tā yayarın. undan sona içinin malzemesini atarın içine. ● piri: Yaşlı. (BİAİ Söğüt-Dömez) [DS V, Küçük köpek. ] aḳ saḳallı piri dede ōsun déye bule elleni una süredi gocagarı, bule yüzüne bule sürüveriledi. ● savatlı: Gümüş. (BİAİ Söğüt-Tuzaklı) [DS V, Altın suyuna batırılmış nesne. ] düünümde beyaz gibi enni enni bişēlē vādı, savatlı bilezik dēlē, gümüş bi tene undan dakdılā ● şaşkın: Zayıf. (insanlar için kullanılan bir sıfat) (BYSD) [DS V, seafoodplus.info seafoodplus.info, güçsüz.] çuvak, acar, şaşkın, yavız, avara. c. Fiiller ● bourmak: Bağırmak, yüksek ve gür ses çıkarmak. (BİAİ Gölpazarı- Kuşçaören)[DS I, Karaciğer.] ben ġuyman déye bouroyon eme sabelen bi ġakdım ben adam bizim evde. ● bürünmek: Giyinmek. (BİAİ Söğüt-Dudaş)[DS I, / seafoodplus.info bulutlanmak, seafoodplus.infoğuktan uyuşup büzülmek. ] çembeleri şule yapāsın, bule yapāsın bürünürsüñ, bule yapāsın. ● çalkamak: Çalkalamak. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) [DS II, 1. Tahıl elemek. 2. Kuluçkaya yatan tavuk yumurtalarını ısıtmak için sağa sola dönmek. 3. Bezdirmek, rahatsız etmek. ] ● çamsımak: Bir işte zayıflayan ve olasılığı uzaklaştıran durum. (BİAİ Osmaneli-Medetli) bengilde-, çamsı-, dınġıl-, şımala-, tavsı-, ● çekişmek: Tartışmak. (BİAİ Gölpazarı-Bayat) [DS II, 1. Masrafı paylaşmak. 2. Lades tutuşmak. ] fesnā ġocana bize urdan çekişdi ● çımkışmak: Kaşınmak. (BİAİ Osmaneli-Medetli; BİAİ Osmaneli- Medetli) [DSII, Uyuşmak,ürpermek. ] pavkır-, seit-, evik-, peke-, çımkın-, çımkış-, yassı-, çal- ● çınnamak: Çınlamak. (BİAİ Bozüyük-Günyarık) [DSII, 1. Sıçramak. 2. Çiğnemek. ] ġuyunun ġapakları, çınarın yaprakları, asgēdeki yārimin,çınnasın ġulakları ● çirişlemek: İplik yapmaya hazırlamak. (BİAİ Osmaneli-Medetli) [DSII, Bir işi baştan savma yapmak.] seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN pelevend dele unu getirir çirişledik. atādık pamıK atādık, eyiridik. ● çitmek: Yünü küçük parçalara ayırmak. (BİAİ Söğüt-Hamidabat) [DSII, Tarağın dişleri arasını iple sıkıştırmak. 2. Fiske vurmak. 3. Vurarak itmek. ] kēnimiz ipeye çevirioduḳ, çitiyoduk ipei. ● çiylemak: Çiğlemek. (BİAİ Osmaneli-Ağlan) [DSII, Tarlayı ilk önce çiftle sürmek. ] on gün bir avta sora da getircen unu, eger hava böle çiyledise ġazacan ● faşırdamak: Ekşimek. (BİAİ Osmaneli-Medetli) [DS III, 1. Su taşacak derecede kaynamak. 2. Su yerden ses çıkararak kaynamak ve akmak. ] ġurla-, ozanla-, añnan-, apılda-, dayakla-, faşırda-, ġapçik çıkā-, gidiş- ● gamanmak: Tutulmak, bir organ veya bir şey hareket edemez olmak. (BİAİ Söğüt-Çaltı) [(DS III, 1.Üzerine kapanmak. seafoodplus.infoak, yaslanmak. seafoodplus.infoşmak. seafoodplus.infok, bıkmak. seafoodplus.info eğmek. 6.Şaşırmak, çaresiz kalmak. seafoodplus.info kimseden çekinmek, korkmak.)] çenen ġamansın. ● gasalmak: Dikleşmek, efelik taslamak, birine karşı ters tutum içine girmek. (BİAİ Osmaneli-Medetli) [(DS III, seafoodplus.infoi beğenmek.)] şımala-, tavsı-, tıy-, tüyle-, yeykin-, ġasal-, ġıraş-, ġoval- ● gıraşmak: Dövüşmek, karşılıklı birbirini dövmek, vuruşmak.(BİAİ Osmaneli-Medetli) [(DS III, seafoodplus.infoçi, koyun, sığır gibi hayvanlar toslaşmak.)] yeykin-, ġasal-, ġıraş-, ġoval- ● gırılmak: Mahvolmak, talan olmak, heba olmak. (BİAİ Bozüyük- Bozalan) [(DS III, 1. Küsmek.)] erzurum ço ġırmış soudan ço ġırılmış bizim asġer. ● gırmak: Talan etmek, yağmalamak. (BİAİ Bozüyük-Bozalan)[(DS III, 1. Kırmak..)] indi çekirge ġaldı. ertesi gün nōldu? herkes tarlasına gitcek. ġırdı mı ? ● hırlamak: Kavga etmek, birbiriyle atışmak, dövüşmek. (BİAİ İnhisar- Koyunlu)[(DS III, 1.Çalışmak.)] evet onu hırlamā başlamışlā. o da peki diyo hade sizin osun burası. ● hışdınmak: Konuşmak, cevap vermek. (BİAİ Söğüt-Zemzemiye) [(DS III, seafoodplus.infoş vermek, önem vermemek, aldırmamak. seafoodplus.infoılmak, bırakmak.)] aḳlıma gelen çoḳ benim hışdınmayan. ● irkmek: Biriktirmek, toplayıp yığmak. (BİAİ Söğüt-Dömez) [DS IV, 1. Dibine çökmek. 2. Tiksinmek. 3. Çekinmek, ürkmek, korkmak. 4. Dikmek. ] he yourTları çalarız, iki üş gün irkeriz unnarı. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● övmek: Yoğurmak. (BİAİ Osmaneli-Medetli) [DS V, 1.Türkü söylemek. 2. Yayılmak (yağ için). seafoodplus.infoş için için yanarak yayılmak. 4.Üstüne sürmek. 5.Öğürmek. ] oldu mu olmadı mı urdan belli olur. öve öve pinekleden hemen hamırı atāsın. ● özelemek: Üzerini örtmek. (BİAİ Söğüt-Çaltı) [DS V, 1.Özlem duymak, özlemek. seafoodplus.info çalkalamak, karıştırmak (yoğurt vb. yiyecekler için). ] buydey bule gar gibi çıḳādı gayri, özeledik gayri çuvallādıḳ. hadi baḳam hayvannānan getiridik. ● pahlamag: Patlamak, infilak etmek. (BİAİ Gölpazarı-Üzümlü) [DS V, seafoodplus.infoak (tomurcuk için). seafoodplus.infoğurmak. seafoodplus.info yapmak. ] yāt bi yer yıkıldı, yāt bi su pahladı, u hiyetde u parayı ollara harcālardı. şindi ġuzum herşē öldü. ● pavkırmak: Bağırmak. (BİAİ Osmaneli-Medetli) [DS V, / 1. Çok öfkelenmek. 2. Kızarak deli gibi söylenmek. 3. Sert sert öksürmek: Atta soluğanlık olsa böyle sağlam pavkırmaz. 5. Yorgunluktan solumak (at vb. hayvanlar): Atlar yorgunluktan pavkırmasa çatlar. 6. Ulumak, ürümek (kurt, çakal, tilki, köpek vb. hayvanlar). 7. Ateş alev alev yanmak, alev bir yere doğru yönelmek. 8. Parlamak, kızmak, hızlanmak. 9. Sinirlenmek, bağırmak. Tilki, çakal ulumak. ] ġasal-, ġıraş-, ġoval-, pavkır-, seit-, evik-, peke-, çımkın- ● salmak: Dökmek, koymak. (BİAİ Bozüyük-Günyarık) [DS V, / 1. Uğurlamak, göndermek. 2. Ulaştırmak. 3. Köpek saldırmak. 4. Yumak, makara vb. çözülmek, boşanmak. ] ● sepelemek: Serpmek. (BİAİ Bozüyük-Dodurga: Söğüt-Çaltı) [DS V, 1. Çiselemek, az az yağmak. 2. Yağmur az yağmak, çiselemek. ] buliurnan buliuru eccıo sepeleledi eveli bule bolluo mu vādı yavrım, yavrıcāzım iıtlıodı. ● sökülmek: Geri çekilmek. (BİAİ Bozüyük-Bozalan) [DS V, İstemeyerek para vermek. ] yonan sökülüyō, geri gidiyō, kendiñizi tertib alıñ! diye baĭrıyo, eyilik yapıyo. ● sulanmak: Su içmek. (BİAİ Bozüyük-Delielmacık) [DS V, Semirmek, güzelleşmek, gelişmek. ] āşam sabā saĭyodum, salĭoz dā. kendileri geliodu unlar eve. hē doyunŭolar, sulanĭolar, geliolar. ● şakırdemek: Hareketlenmek. (BİAİ.) [DS V, seafoodplus.infoğmur hızlı, sesli yağmak. 2.Şen şakrak ötmek. seafoodplus.infoık yapmak.] āḳşam ezanına yaḳın haydin yonan yükünü sarıyo şaḳırdeyyo, ç. Zamirler seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN ● keni: Kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, kendi. (BİAİ Söğüt-Borcak) [DS IV, 1. Kendisini, kendini: Ben keni ne kadar severim. 2. İsim yerine kullanılır: Kele Keni burda mık 3. Birisine seslenme ünlemi: Bire keni. 4. Arpa ile buğday karışımı. ] hem buydey ıslanmayo, hem keniñ ıslanmayon, küme yapıyollā. ● obur: Öbür. (BİAİ İnhisar-Koyunlu) [DS V, seafoodplus.info hayvanların geceledikleri çevresi çitsiz ve duvarsız kuytu yer. seafoodplus.infok. ] bu kövün ismi şimdi, bi sakarı obur taravında bu yana gelirke sāda bişe va, serā var. d. Edatlar ● gada: Kadar, ölçüsünde, derecesinde, değin. (BİAİ Bozüyük- Bozalan-Gölpazarı-Üzümlü) [(DS III, seafoodplus.info, hastalık. seafoodplus.infoâ. seafoodplus.infoş.)] şu sā bacāmda kemik çıḳdı. şu gada iki barmak yara vā. ● içi: İçin, amacıyla, maksadıyla. (BİAİ İnhisar-Hisarcık) [DS IV, Bir memleketin saygı duyulanı, ileri geleni. ] unnā içi ben ālayon. u ġoca ġız hinci u ġoca ġız arā. ● seten: Zaten. (BİAİ Gölpazarı-Çiftlik: Yenipazar-Kümbet: Bozüyük- Dodurga) [DS V, / 1. Bulgur, yarma dövülen dibektaşı. 2. Tahılın kepeğini ayırmaya yarayan, hayvan ya da suyla döndürülen dikey konulmuş değirmen taşı. 3. Atların arka ayakları arası. 4. Tahılın kepeğini ayırmaya yarayan dikey değirmentaşı. 5. Beziryağı çıkarılan yer, bezirhane. ] kim oldunu bilmēsen, hasTa olursa seten bilirsin, yakın kövlemiz ● so: Sonra. (BİAİ İnhisar-Hisarcık) [DS V, 1. Git (ünlem). 2. Sucuk kurutmaya yarayan, üstünde çengelli çiviler bulunan sopa. ] keçilē kesilir, undan so unnā pişirisin. undan sona pilavlā, pirişlē gelir yıkālā, pilav pişirilē. ● sor: Sonra. (BİAİ Bozüyük-Bozalan: Osmaneli- Yeşilçimen: Bozüyük-Bozalan: Bozüyük-Bozalan) [DS V, 1. Ağacın odun tabakası. 2. Çayır biçilirken sırayla toplanan ot bağlamları. ] e. Zarflar ● belli: Devamlı, sürekli, bitmeyen, kesintiye uğramayan.(BİAİ Söğüt- Dömez; BİAİ Gölpazarı-Çukurören) [DS I, 1. Nişanlanırken tarafların birbirine verdiği çamaşır, kumaş, altın vs, 2. Elişi kâğıdı.] u eve misāfir olmuş. otumuşlā uh arabı belli elmaya baoıyōmuş ● bol bulamaç: Çok, fazla, gereğinden, alışılmıştan çok, aşırı olan, ziyade. (BİAİ Gölpazarı-Kasımlar) [DS I, Bol bol, döke saça, geniş. ] seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN nerde bulacaz böle géyimi bol bulamaç tabi youdu yā. ● hin: Şimdi, şu anda, içinde bulunduğumuz zamanda. (BİAİ Gölpazarı- Çengeller) [(DS III, seafoodplus.infoını hile yapmakta kullanan, kurnaz, açıkgöz (kimse)] nişásda helvası dēriz. hin, şekerini ġatārız, ölçēriz saanna bi tepsiye. ● keri: Sonra, daha ileri bir zamanda, müteakiben. (BİAİ İnhisar-Hisarcık) [DS IV, 1. Sonra, geri. 2. Ötürü, dolayı. 3. Koyun sürüsü. 4. Saman taşımak için kağnıya gerilen kilim, harar. 5. Karı, eş. 6. Yaşlı kadın. ] ● küfür küfür: Toprağın yumuşak hali için kullanılan bir ikileme. (BİAİ Yenipazar-Selim) hinci moturu çekveryolā küfür küfür hinci, ġazcām gelyo vallā bu yaşda. ne çilemiz vādı. ● ön gün: Önceden. (BİAİ Söğüt-Çaltı) [DS V, Ses, gürültü. seafoodplus.infoi gün. seafoodplus.infoın, yaramaz.] öñ günde öñ günde ahcık bi kerim vādı, bizim orda kerim. f. Bağlaçlar ● eme: Ama. (BİAİ Gölpazarı-Kuşcaören) [DS III, 1. Hala, babanın kız kardeşi. 2. Çocukların oyun için kazdıkları ufak çukur. 3. Yerden çıkarılan patateslerin bıraktıkları küçük çukur. ] bak bordakı ısannara acıyolā mı? eme iki gözleri kör olcak. g. Ünlemler ● haden: Haydi, isteklendirmek, çabukluk belirtmek için kullanılan bir söz. (BİAİ İnhisar-Çayköy) [(DS III, seafoodplus.info sorusuna verilen ters cevap. seafoodplus.infoanelerde içerisinde deri terbiye edilen havuz.)] ben size bi türkü çırvaran, çırvaran mı? haden dinlen bakam. Bilecik Merkez İlçe, Söğüt, Bozüyük, Osmaneli, Gölpazarı, Yenipazar, İnhisar, Pazaryeri ilçelerinde 92 köyde ses kaydı ile hazırlamış olduğumuz çalışmamızın genel olarak söz varlığına yoğunlaştığımız bu çalışmamızda Derleme sözlüğünde bulunmayan 34 deyim, 11 alet-eşya adı, 8 hayvan adı, 18 kıyafet adı, 12 mekan-zaman adı, 19 nesne adı, 34 meyve-sebze ve bitki adı, 1 organ adı, 9 yemek-yiyecek adı, 3 akrabalık adı, 8 hastalık adı ve sağlıkla ilgili ad, 59 diğer adlar, 21 sıfat, 33 fiil, 22 zarf, 6 zamir, 4 edat, 14 bağlaç, 1 ünlem olmak üzere toplam deyim ve kelime türü tespit edilmiştir. Derleme sözlüğünde anlamları farklı olan deyim ve kelimeler ise; 1 deyim, 14 alet ve eşya adı, 8 bitki adı, 3 hayvan adı ve hayvanlarla ilgili ad, 8 mekân- zaman adı, 2 nesne adı, 10 yemek-yiyecek adı, 2 akrabalık adı, 5 kıyafet adı, 4 organ adı, 41 diğer adlar, 11 sıfat, 28 fiil, 2 zamir, 5 edat, 6 zarf, 1 bağlaç, 1 ünlem olmak üzere adettir. Çalışmamızın tamamına bakıldığında deyim ve kelimeden oluşan bir külliyat derleme sözlüğüne kazandırılmıştır. Bu söz varlığının kültür sahamıza önemli bir katkı sunacağını ve zenginlik katacağını düşünmekteyiz. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN KAYNAKÇA AÇIKGÖZ, Halil; YELTEN, Muhammet, (), “Kelime Grupları”, İstanbul: Doğu Kütüphanesi Yayınları. AKSAN, Doğan, (), “Her Yönüyle Dil (Ana Çizgileriyle Dilbilim)”, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları. BAŞKAN, Özcan, (), “Türkiye Köy Adları Üzerine Bir Deneme”, TDAY Belleten, s CAFEROĞLU, Ahmet, “Anadolu Dialektolojisi Üzerine Malzeme I”, İstanbul II, İstanbul , ADÜM. I-II. DELİCE, H. İbrahim, (), “Türkçe Sözdizimi”, İstanbul: Kitabevi Yayınları. DEMİR, Necati, (), “Trabzon ve Yöresi Ağızları”, Ankara: Gazi Kitabevi. DEMİR, Tufan, (), “Türkçe Dil Bilgisi”, Ankara: Kurmay Yayınları. DEVELİ, Hayati, “Türkiye Türkçesinde İç Seste Ünsüz Benzeşmesi ve Yansızlaşma”, TDK 3. Uluslararası Türk Dili Kurultayı , Ankara , DİLAÇAR, Agop, “Gramer: Tanımı, Adı, Kapsamı, Türleri, Yöntemi, Eğitimdeki Yeri ve Tarihçesi”, TDAY-B , TDK, Ankara, , DOĞAN, Levent; KAYA, Nesrin; OYAR, Ahmet; TOPALOĞLU, Yüksel; DURMUŞ, Oğuzhan; ÖZDEN, Muharrem; ÖZDEN, Ersin, (), “Üniversiteler için Türk Dili, Yazılı ve Sözlü Anlatım”, İstanbul: Kriter Yayınevi. ECKMANN, János, (), “Anadolu Karamanlı ağızlarına ait araştırmalar”, DTCFD, VIII / (), ERCİLESUN, B. Ahmet, (), “Kars İli Ağızları ve Ses Bilgisi” Ankara: Gazi Üni. Yayınları. EREN, Hasan, “İkiz kelimelerin tarihi hakkında”, DTCFD, VII (), GÜLENSOY, Tuncer, “24 Oğuz boyunun Anadolu’daki izleri”, Türk Halkbilim Araştırmaları Yıllığı, , PARLATIR, İsmail vd., (), “Türkçe Sözlük”, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, Cilt I, 9. Baskı. Tarama Sözlüğü (I-VIII), Ankara, , TS I-VIII. ŞAHİN, İlhan, (), “Osmanlı Döneminde Konar Göçerler”, İstanbul: Eren Yayınevi. ŞAHİN, Muhammet, (), “Türk Tarihi ve Kültürü”, Ankara: Gündüz Eğitim ve Yayıncılık. Türk Dil Kurumu, “Tarama Sözlüğü”, C.I-VII, ; Ankara: TDK Yayınları. Türk Dil Kurumu, “Derleme Sözlüğü”, C.I-XII, ; Ankara: TDK Yayınları. Türk Dil Kurumu, “Türkçe Sözlük I-II”, ; Ankara: TDK Yayınları seafoodplus.infoı. seafoodplus.infoçseafoodplus.infoem ÖZDEN Türk Dil Kurumu, “Bölge Ağızlarında Atasözleri ve Deyimler I-II”, ; Ankara: TDK Yayınları, 3. Baskı. Türk Dil Kurumu, “Yazım Klavuzu”, ; Ankara: TDK Yayınları, Baskı. ÖZDEN, Muharrem, (), “Bilecik İli Söğüt İlçesi ve Köyleri Ağız Araştırması”, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Edirne. ÖZDEN, Muharrem, (), “Bilecik İli Ağız İncelemesi” Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Edirne.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir