göz tansiyonu düşüklüğü / Göz Tansiyonu Körlüğe Neden Olabilir - Medicana Sağlık Grubu

Göz Tansiyonu Düşüklüğü

göz tansiyonu düşüklüğü

Göz Kapağı Düşüklüğü Neden Olur?

İçindekiler

Göz Kapağı Düşüklüğü Neden Olur sorusunun yanıtları da son zamanlarda en çok merak edilen konuların başında gelmektedir. Kimileri için rahatsızlık veren bu farklılığın tedavisi de bulunmaktadır. Gerek görme kabiliyetini etkileyen gerekse de estetik açıdan istenmeyen bir görünüm sağlayan göz kapağı düşüklüğü ile birçok kişinin kafasında soru işaretleri bulunabiliyor. Bu soru işaretlerinden biri de göz kapağı düşüklüğü neden olur sorusudur. Göz kapağı düşüklüğünün birden fazla nedeni olabilir.

Bu yazımızda sizler için göz kapağı düşüklüğü nedir, belirtileri nelerdir, tedavisi var mıdır, göz kapağı düşüklüğüne neler sebep olur gibi pek çok sorunun yanıtını inceledik. İşte göz kapağı düşüklüğü ile ilgili merak ettiğiniz soruların yanıtları…

Pitozis veya Göz Kapağı Düşüklüğü

Pitozis veya bir diğer adıyla göz kapağı düşüklüğü, göz kapağının normalde gözbebeğini 2mm’den fazla örtmesi olarak bilinir. Pitozis doğuştan olabileceği gibi doğumdan sonra farklı sebeplerden dolayı da kişilerde rastlanabilir. Doğumdan sonra genel olarak göz kapağı kasının yetersiz gelişimine bağlı olarak ortaya çıkar. Göz kapağı düşüklüğü tek taraflı veya iki taraflı olarak da görülebilir. Göz kapağı düşüklüğünün görmeye engel olup olmadığı oldukça önemlidir.

Göz Kapağı Düşüklüğü Doğuştan Olabilir

Farklı nedenlere bağlı olarak gelişen göz kapağı düşüklüğü doğuştan olabilir. Göz kapağı düşüklüğü göz kapağının gözün renkli kısmının bir milimetreden daha fazla örtecek şekilde uzun olması şeklinde görülen bir sağlık sorunu olarak bilinir. Çoğu zaman gözlerden yalnızca birinde görülse de nadir de olsa iki gözde de görülebilmektedir.

Göz kapağı düşüklüğü başlı başına bir sorun olabilir. Çoğu zaman görme kabiliyetini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bunun yanı sıra estetik açıdan istenmeyen görünüm de sağlayabilir. Bu neden çoğu kişi göz kapağı düşüklüğünün nedenlerini öğrenerek tedavi arama sürecine geçmektedir. Göz kapağı düşüklüğü ister doğuştan olsun ister sonradan gelişen bir durum olsun uzmanlar tarafından tedavi edilebilmektedir.

Göz Kapağı Düşüklüğü Sinir ve Kas Hastalıkları Kaynaklı Olabilir

Çoğu zaman doğuştan olan göz kapağı düşüklü sonradan gelişen bir durum olarak da karşımıza çıkabilmektedir. Buna örnek olarak göz kapağı düşüklüğü sinir ve kas hastalıkları kaynaklı da olabilir. Göz kapağını kaldıran kasın yeterince güçlü olmaması göz kapağının farklı derecelerde düşmesine sebep olabilir. Sonradan ortaya çıkan göz kapağı düşüklüğü nedenleri arasında en bilinenidir. Aynı zamanda yaşa bağlı olarak da gelişen bir durumdur. Sonradan gelişen bir durum olduğu için cerrahi yöntemlerle kısa süre içerisinde tedavi edilebilir.

Diyabet ve Yüksek Tansiyon Göz Kapağı Düşüklüğüne Neden Olabilir

Nörolojik nedenler arasında göz kapağını kaldırmakla sorumlu olan sinirin diyabet ve hiper tansiyona bağlı olarak hasarlanması ve kafa içindeki baskılardan kaynaklı da olabilir. Bu tarz sorunlar, göz kapağının kaslarını da önemli oranda etkilemektedir. Bu sebeple göz kapağı düşüklüğü nedenleri arasında diyabet ve yüksek tansiyon da yer almaktadır.

Lens Kullanımı

Farklı sebeplerden dolayı kullandığınız kontakt lensler de göz kapağı düşüklüğüne sebep olabilir. Lens kullanımı, gözün sağlığı için doğru ve hijyenik bir şekilde olmalıdır. Eğer lensi doğru ve hijyenik bir şekilde kullanmaya özen gösterilmezse farklı göz sağlığı sorunlarının yanı sıra göz kapağı düşüklüğü gibi hem estetik hem de görme sorunu sıkıntısı yaşanabilir.

Uzun süreli lens kullanımı, lensi gece çıkarmadan uyumak, hijyenik bir şekilde kullanmamak gibi pek çok unsur göz kapağı düşüklüğüne sebep olabilir.

Tümöral Durumlar

Tümör de göz kapağı düşüklüğünü etkileyen nedenler arasında yer alır. Bunlar arasından en önemli olanı beyin tümörüdür. Beyin tümörü ciddi oranda göz kapağı düşüklüğünü etkileyen nedenler arasında ilk sırada yer alabilir. Çoğu zaman göz kapağı düşüklüğü beyin tümörünün de belirtileri arasında yer alabilir. Bu sebeple mutlaka doktorunuza danışmanız tavsiye edilir.

Ödem Göz Kapağı Düşüklüğüne Sebep Olabilir

Farklı sebeplerden dolayı vücudunuzda oluşan ödemler de göz kapağı düşüklüğüne sebep olabilir. Ödeme bağlı göz kapağı düşüklüğü yaşıyorsanız mutlaka doktorunuza danışmanız tavsiye edilir. Bununla birlikte vücudunuzda ödem oluşturacak besinlerden ve yaşam tarzından da kaçınmanız önerilmektedir.

Göz Kapağı Düşüklüğü Teşhisi Nasıl Konulur?

Göz kapağı düşüklüğü çoğu zaman gözle görülür bir sağlık sorunu olsa da bazı durumlarda yakında bakmak veya dikkatli incelemek gerekebilir. Bunun yanı sıra bazı özel durumlarda göz kapağı düşüklüğünün teşhisini yapmak için bazı testlere de ihtiyaç duyulabilir.

Doktorlar çoğu zaman hastaların öncelikli olarak fiziksel muayenelerini gerçekleştirmektedir. Bunun yanı sıra hastaların tıbbi geçmişleri de öğrenilmektedir. Çoğu hastada göz kapağı düşüklüğü sürekli olarak devam etmez. Bundan dolayı doktorlar veya uzmanlar, hastalardan göz kapağı düşüklüğünün ne sık aralıklarla sürdüğü ve ne kadar sık aralıklarla gerçekleştiği gibi tıbbi geçmişlerini öğrenmek isteyebilir.

Genel olarak göz kapağı düşüklüğünü tespit edebilmek için biomikroskopi olarak da adlandırılan yarık lamba muayenesi yapılabilir. Bunun yanı sıra Tensilon (edrophonium) testi olarak bilinen tensilon adlı ilacın damar yolu ile enjekte edilerek ardından kas gücünün incelenmesini sağlayan tanı testi, göz kapağı düşüklüğü ve nedenlerinin tam olarak belirlenmesi amacıyla da kullanılır. Bu test, genellikle göz kapağı düşüklüğünün Myastenia Gravis adlı göz hastalığına bağlı olup olmadığının araştırılmasında tercih edilmektedir.

Göz Kapağı Düşüklüğünün Belirtileri Nelerdir?

Göz kapağı düşüklüğünün belirtileri farklılık gösterebilir. En bilinen belirtileri arasında üst göz kapağının bir veya ikisinin sarkık olması gelir. Bu göz kapağı sarkıklığı çok dikkatli ve yakından bakıldığında fark edilebilecek düzeyde olduğu gibi çok belirgin bir düşüklük seviyesinde de olabilir.

Göz kapağı düşüklüğünün diğer belirtileri ise şu şekildedir:

  • Kişinin daha iyi görebilmek için başını geriye doğru eğmeye, çenesini kaldırmaya veya kaşlarını kaldırarak göz kapaklarını yukarıya çekmeye çalışması,
  • Görmeyi kolaylaştırmak için yapılan davranışlardan dolayı boyun, bel ve omurga ağrıları,
  • Yüzde yorgun ve donuk bir ifade olması,
  • Gözde kuruluk veya aşırı yaşarma olması gibi unsurlar yer alabilir.

Göz Kapağı Düşüklüğü Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Göz kapağı düşüklüğü veya bir diğer adı ile pitosiz hastalığının tedavi yöntemleri farklılık gösterebilir. Göz kapağı düşüklüğü farklı sorunlardan kaynaklı olabilir. Bu sebeple tedavi sürecine geçmeden önce mutlaka neden kaynaklı olduğunun teşhisi yapılmalıdır.

Hastanın yaşı, göz kapağı düşüklüğünün iki gözü de etkileyip etkilemediği, göz kapağının yüksekliği, göz hareketindeki kısıtlılıklar, göz kapağını tutan kasın mevcut gücü gibi unsurlar değerlendirilerek tedavi yöntemi uzman doktorlar tarafından belirlenir. Göz kapağı düşüklüğü çoğu kişilerde cerrahi tedavi yöntemi gerektirmeyebilir. Bu durumlarda doktorlar müdahale etmeyerek göz kapağı düşüklüğünün kendiliğinden geçmesini bekleyebilir. Fakat bu süreç içerisinde düzenli gözlemlerin yanı sıra hastanın görüşünün etkilenmemesi ve göz tembelliğinin oluşmaması açısından hastalığa özel gözlüklerin kullanımı önerilebilir ve göz damlasıyla müdahale edilebilir.

Göz kapağı düşüklüğü tedavisinin en bilinen yöntemi cerrahi müdahaledir. Doktorlar genel olarak yetişkin insanlar için cerrahi yöntemi önermektedir. Uzmanlar hastalığın durumuna göre göz kapağında fazla olan dokuyu alabilir veya göz kapağını tutan güçsüz kasın güçlendirilmesi için cerrahi müdahalelerde bulunabilir.

Göz Kapağı Düşüklüğü Tedavisi Fiyatları

Göz kapağı düşüklüğü tedavisi kişiye göre farklılık gösterebilir. Bu sebeple fiyatlarda da farklılıklar olabilir. Uzmanlar çoğu kişi için göz kapağı düşüklüğü tedavisi olarak cerrahi yöntemleri önermektedir. Fakat çoğu içinde bazı durumlarda ise sadece gözlük veya göz damlası kullanımını önerebilmektedir. Göz kapağı düşüklüğü tedavisi olmayı düşünüyorsanız ve fiyatlarını merak ediyorsanız ilk olarak doktorunuza danışmanız faydalı olacaktır.

İlgili İçerikler

Çarpık Bacak Ameliyatı

Çarpık Bacak Ameliyatı, alt bacak kısmında başımıza gelen bir

Kol için Liposuction Nasıl Uygulanır?

Vücuttaki yağlanma her bölgeyi etkileyebilir. Özellikle kol bölgesinde oluşan yağlanma sorunu en inatçı

Gamze Estetiği ile Daha Sıcak Gülümsemeler

Gamzeli güzel diye bir gerçek olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir insanın

Karın Germe (Tummy Tuck) Estetiği Nedir ve Kimler İçin Uygundur?

Karın germe estetiği (tummy tuck), diyet ve egzersizlere rağmen inatçı yağ dokuları

Son Düzenleme :

Halk arasında "Göz Tansiyonu" ya da "Karasu Hastalığı" olarak bilinen glokom, göz içi basıncının sıklıkla yükselmesi nedeniyle görme sinirinin zarar görmesidir. Buna bağlı olarak kişinin görme alanında yavaş yavaş daralmalar meydana gelir. Kendini hastalığın en son aşamalarında fark ettiren sinsi bir hastalık olan glokom, geç tanı konulduğunda görme sinirinde onarılması mümkün olmayan ciddi tahribatlar oluşturabilir.

Glokom (Göz Tansiyonu) Nasıl Olur?

Göz içi basıncı normalden yüksek olan kişilerde glokom gelişme riski daha yüksektir; ancak göz içi basıncı yüksek olan herkeste glokom olabileceği anlamına gelmez. Glokom birçok nedene bağlı olarak gelişebilir. gözün damar tabakasının içinde üretilen aköz hümör adı verilen bir sıvı üretilir. Üretilen bu sıvının gözün dışına çıkması sırasında oluşan dengeli bir basınç vardır. Bu basınç aslında gözün bütünlüğünün korunması için gerekli bir durumdur. Bu sıvı yeteri kadar dışa çıkmadığında göz içinde birikerek basıncın artmasına neden olur ve görme sinirlerine zarar verir. 

Glokom Kimlerde Görülür?

Glokomun genetik ile ilişkisi olabilir. Ailesinde glokom olan kişilerde gelişme riski daha yüksektir. Diğer bir deyişle, bir veya birden fazla gende bozukluk olabilir ve bu bireyler hastalığa karşı daha hassas hale gelebilir.

40 yaşın üzerindeki kişilerde glokom riski artmaktadır. 

Glokomun Sebepleri

Şeker hastalığı ve hipotiroidizm (guatr) olan hastalarda glokom gelişme riski daha fazladır.

Ciddi göz yaralanmaları göz içi basıncı yükselmesine neden olabilir. Diğer risk faktörleri; retina dekolmanı, göz tümörleri ve kronik üveit veya iritis gibi göz iltihaplarıdır. Bazı göz cerrahileri de ikincil glokom gelişimini tetikleyebilir.

Genellikle uzağı iyi görememe olarak bilinen miyopide glokom sıklığı yaklaşık iki misli artmıştır.

Uzun süreli kortizon kullanımı (damla, ağızdan veya cilt pomadı vb. olarak) ikincil glokom gelişimine neden olabilir.

Bu özelliklere sahip kişilerin, görme sinirindeki hasarın erken tespiti için düzenli göz muayenesi olmaları önemlidir.

Glokomun Belirtileri

  • Sabahları belirginleşen baş ağrıları
  • Zaman zaman bulanık görme
  • Geceleri ışıkların etrafında ışıklı halkalar görülmesi
  • Televizyon izlerken göz etrafında ağrı

Glokom Riskini Artıran Faktörler Nelerdir?

  • Ailede glokom geçmişinin olması (genetik yatkınlık)
  • 40 yaşın üzerinde olunması
  • Şeker hastalığı
  • Şiddetli kansızlık veya şoklar
  • Yüksek-düşük sistemik kan basıncı (vücut tansiyonu)
  • Yüksek miyopi
  • Yüksek hipermetropi
  • Migren
  • Uzun süreli kortizon tedavisi
  • Göz yaralanmaları
  • Irksal faktörler

Bu özelliklere sahip kişilerde glokom hastalığının ortaya çıkma riski normalden daha yüksek olduğu için bu kişilerin görme sinirindeki hasarın erken tespiti amacıyla düzenli olarak göz muayenelerini yaptırmaları gerekmektedir.

Glokom Tedavisi

Glokomun tedavisinde başlık bulunmaktadır;

  • İlaç tedavisi
  • Lazer tedavisi
  • Cerrahi tedavi

İlaç veya lazer tedavisine rağmen göz tansiyonu düşmüyor ve hastalıkta ilerleme devam ediyorsa; uygulanacak tedavi yöntemi çoğunlukla cerrahi olacaktır. 

Glokom'da erken tanının önemi nedir?

Glokom erken teşhis edilebildiğinde kolaylıkla tedavi edilebilen bir hastalıktır. Özellikle ailede bu hastalığı taşıyan bireylerin düzenli kontrollerini ihmal etmeden yapmaları tedavinin başarısı için oldukça önemlidir. 

Glokom Tedavisinde Hastanın Uyması Gereken Kurallar Nelerdir?

Tedavi sürecinde sıklıkla göz damlaları kullanılır. Kullanılan damla, göz içi basıncını düşüren etkiye sahip olduğu için hastalığı kontrol altında tutmaya yardımcı olacaktır. Genellikle bir damla çeşidi ile başlanır. Burada en önemli olan konu hastanın verilen damlayı belirtilen aralıklarla kullanmasıdır. Damlanın etkisini anlamak için 2 – 3 hafta kullandıktan sonra göz tansiyon ölçümü için tekrar kontrole çağırılır. Bu aşamada ilacın etkisine bakılır ve aynı ilaç ya da farklı önerilen damla ile tedavi devam ettirilir. Hasta mutlaka doktoruna başka kullandığı ilaçların varsa hastalıkların bilgisini vermelidir. 

Glokom Yardımcı Tanı ve Tetkik Yöntemleri

Göz tansiyonu ölçümü genel muayene kapsamında kolay ve hızlı şekilde yapılabilmektedir. Kapsamlı göz muayeneleri sırsında göz ölçümü ve göz tansiyonu ölçümü muhakkak yapılmalıdır. Yapılan bu ölçümler sayesinde şikâyet olmasa dahi bir hastanın glokom şüphesi taşıyıp taşımadığı tespit edilebilir. Glokom hastalığının temeli optik siniri oluşturan lif tabakasındaki kayıplardır. Bu nedenle hastalık bulgusu olan kişilerin Retina Sinir Lifi muayenesini yaptırması hasarın tespiti için gereklidir. Bu kısımda özel ışık ve fotoğraf filmi teknikleri ile bilgisayarlı destek görüntüleme yöntemi kullanılır. Göz tansiyonu saplamak için yine kornea kalınlığı ölçümü ve görme alanı gibi testlerde yapılabilir.

Göz Tansiyonu Tamamen İyileşir mi?

Glokom hastalığı kontrol altında tutulabilen ve hastalığın ilerlemesi durdurulabile bir göz hastalığıdır. Ancak glokom tanısı konulan kişi hayat boyu takiplerini ve tedavisini devam ettirmelidir.

Sıkça Sorulan Sorular

Göz tansiyonu normalde kaç olmalı?

Göz tansiyonu ölçümü oftalmolojik muayenenin muhakkak bir parçasıdır. Glokom hastalığı şüphesi taşıyıp taşımadığınız yapılan ölçüm sonucu değerlendirilebilir. Ancak glokom kendini saklayabilen bir hastalıktır. Gün içinde değişkenlik gösteren basınçlar olabilir ya da kornea inceliğinden kaynaklı ölçümler net olarak hastalığın kendini gizlemesine neden olabilir. Göz tansiyonu ölçümde genellikle 20 mmHg altında olan basınçlar normal kabul edilse de glokomun birçok çeşidi olduğunu unutmamak gerekir. Pigment Glokomu, neovasküler, eksfoliyatif, konjenital gibi birçok glokom tipi bulunmakta. Bu nedenle göz tansiyonu ölçümünün dışında kornea kalınlığı ölçümü, göz siniri ve retina incelenmesi mutlaka yapılmalıdır.

Göz Tansiyonu Nasıl Geçer?

Glokom tedavi edilmediğinde körlüğe kadar ilerleyebilen bir hastalıktır. Tedavisi gözde oluşan sinir hasarlarının düzeltilmesini sağlayamaz ancak ilerlemesini ve daha kötüye gitmesini durdurabilir. Tedavinin asıl amacı hastanın ömür boyu görebilmesini sağlamaktır. 

Göz Tansiyonu Yükselince Ne Olur?

Yüksek göz içi basıncının artması en riskli durumlardan biridir.  Göz tansiyonu yükseldikçe görme alanı daralır ve kalıcı hasarlar bırakabilir. Bu nedenle belirtileri iyi analiz etmek ve düzenli takip yaptırmak göz sağlığının korunabilmesi için oldukça önemlidir.

Göz Tansiyonu Olanlar Ne Yememeli?

Önemli her hastalıkta olduğu gibi fazla şekerli ve yağlı gıda tüketimi göz sağlığını da olumsuz etkiler. Özellikle glokom hastalarının yakın zaman aralıkları ile fazla sıvı tüketimi göz içi basıncını artırabilir.

Göz Tansiyonu Tek Gözde Olur Mu?

Glokom aynı anda her iki gözde veya tek gözde görülebilen bir hastalıktır. 

Göz Tansiyonu Kaç Olursa Tehlikeli?

Glokom göz içi sıvısının göz içinde birikmesi sonucu ortaya çıkar ve bu durum göz içi basıncının artmasını tetikler. Göz tansiyonu için 9 mmHg alt sınırken, 22 mmHg üst sınır olarak kabul edilir. 

Göz Tansiyonu Normal Tansiyonu Etkiler Mi?

Göz tansiyonu ile vücut tansiyonu birbirinden bağımsız iki farklı hastalıktır. Bu konu genellikle halk arasında ilişkilendirilse de göz tansiyonu olan bir kişinin vücut, vücut tansiyonu olan bir kişinin göz tansiyonu olmayabilir. Ancak normal tansiyon genel anlamda her organı etkileye bilen bir hastalık olduğu için yüksekliğinde ya da düşüklüğünde gözlerde olumsuz etkilenebilir. Bu nedenle glokom hastalarının vücut tansiyonlarına ekstra özen göstermeleri beklenir.

Göz Tansiyonu Baş Ağrısı Yapar Mı?

Yüksek göz tansiyonunda en belirgin şikayetler arasında şiddetli baş ağrıları gelmektedir. Ancak her baş ağrısını glokom ile ilişkilendirmek doğru değildir. Bu nedenle uzun süreli devam eden baş ağrısı şikayetlerinde mutlaka altta yatan nedenin araştırılması gerekir.

Glokom Gözde Ağrı Yapar Mı?

Glokom hastalığında şikayet ve belirtiler genellikle ileri dönemlerde ortaya çıkmaya başlar. Belirtiler glokomun tipine göre değişkenlik gösterebilir. Ancak glokoma bağlı gözde ağrılar yaşanabilir. Geçmeyen göz ağrılarında bir göz hekimine muayene olunması önerilir. Düzenli yapılan göz muayenelerinde mutlaka göz tansiyonu ölçümlerinin ve göz dibi (fundus) muayenelerinin yapılması gereklidir.

*Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Dünyagöz Hastanesi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır.

Son Güncellenme Tarihi:

Göz Tansiyonu (Glokom) Tedavisi

Glokom hastalığı gözün içindeki bir yangına benzetilebilir. Tedavinin amacı yangını söndürmektir. Fakat bu sağlandığında sadece henüz yanmamış olan dokuların kurtarabileceği unutulmamalıdır.

Yani glokom tedavisi kaybedilmiş görmeyi geri kazandırmaz. Sadece hastalığın ilerlemesini durdurur.

Bu nedenlerle tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar çok fayda sağlamak mümkün olacaktır. Glokom tanısındaki erken teşhisin öneminin esas nedeni budur.

Göz tansiyonu (Glokom) tedavisinde esas unsur göz tansiyonunun düşürülmesidir. Bu şekilde görme kaybının önüne geçilir. Göz tansiyonunu düşürmenin ise farklı yolları mevcuttur. Bunlar sırası ile damla tedavisi, lazer tedavisi ve cerrahi tedavidir. Ayrıca göz tansiyonunuzun yükselmesine veya görme kaybının ilerlemesine neden olan diğer hastalıklarınızın da tedavisi gerekebilir.

Göz içi basıncının hangi seviyede olması gerektiği her hasta için farklıdır.

Her hastanın gözü aynı değildir. Glokom hastalığının hangi evrede olduğu, hastanın yaşı, korneanın kalınlığı gibi etkenler her hasta için farklı bir göz içi basıncının hedeflenmesine neden olur. Genellikle sağlıklı gözler daha yüksek göz içi basınçlarını tolere ederler. Bunun yanında görme sinirinde hasarın belirgin olduğu hastalarda ise daha düşük göz içi basınçlarının sağlanması gereklidir.

Normal şartlarda sağlıklı insanlarda ortalama göz içi basıncı 16mmHg civarındadır. Glokom hastalığının ileri evrede olmadığı olgularda göz içi basıncının mmHg civarında tutulması yeterli olacaktır. Görme sinirindeki hasarın belirgin-ileri olduğu olgularda ise göz içi basıncının 10 mmHg’ya kadar düşürülmesi gerekebilir. Bunun yanında, görme kaybının ilerlemediği göz içi basıncının elde edilmesi tedavinin esas hedefidir. Bu nedenle tedavi ve takip esnasında göz içi basınç ölçümlerine ilave olarak düzenli aralıklarla görme alanı muayenesi ve optik sinir (görme siniri) testlerinin yinelenmesi gereklidir. Ancak bu sayede görme kaybının durduğu tespit edilebilir. Göz içi basıncının düşük olduğu fakat görme kaybının halen devam ettiği hastalarda hedeflenen göz içi basıncı tekrar gözden geçirilmelidir.

Glokom tanısı aldıysanız normal yaşantınıza devam edebilirsiniz.

Göz muayenelerinizi aksatmadıkça genellikle günlük hayatınız etkilenmez. Bununla birlikte, glokom tanısı aldıysanız hayatınızda birkaç değişiklik yapmanız faydalı olacaktır.

Bazı aktivitelerin göz içi basıncını arttırdığı bilinmektedir. Bu aktiviteler arasında nefesli çalgı çalmak, ağırlık kaldırmak, vücut geliştirme egzersizleri, yoga yapmak ve baş aşağı vücut pozisyonu almak sayılabilir. Bu nedenle glokom tanısı almış iseniz bu tür aktivitelerden uzak durmak gözünüz için koruyucu olacaktır. Ayrıca glokom nedeni ile belirgin görme kaybı gelişmiş olan olguların günlük aktivitelerini kaza ve tehlikelerden uzak tutacak şekilde yeniden düzenlemeleri faydalı olacaktır.

Fiziksel sağlığınız kadar ruhsal sağlığınızın da önemli olduğunu unutmamalısınız. Bu nedenle hastalık ile ilgili tüm tedirginliklerinizi, korkularınızı, duygularınızı ve merak ettiklerinizi çevrenizdekilerle, doktorunuzla ve mümkün ise diğer glokom hastaları ile paylaşınız. Bu tür paylaşımlar kendinizi daha güvende hissetmenizi sağlayabilecek önemli bir unsurdur.

Göz içi basıncının başarılı bir şekilde düşürülmesi genellikle görme kaybını durdurmaktadır.

Glokom hastalığında, etkin ilaç tedavisinin düzenli olarak kullanılması ve periyodik muayenelerinin aksatılmaması durumunda körlük gelişmesi beklenmemelidir. Bu nedenle körlük riskinin ortadan kaldırılması büyük oranda sizin tedavi ve takiplere uyumunuza bağlıdır.

Glokomun tedavisi esas olarak damlalar ile yürütülmektedir.

Bunun yanında sağlığınızın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Örneğin fazla kilolardan kurtulmak, düzenli aerobik egzersiz (yürüyüş gibi) yapmak, sigara kullanıyorsanız bırakmak ve hipertansiyon-şeker gibi hastalıklarınızı tedavi ettirmek tüm vücudunuzdakikandolaşımını ve dolayısı ile optik sinirin (görme sinirinin) beslenmesini iyi yönde etkileyecektir. Bu konuda özellikle hipertansiyon hastalarının akıllarında tutması gereken bir konu da kol tansiyonunun gece uyku esnasında aşırı düşürülmesinden kaçınılması gerektiğidir. Kol tansiyonunun gece aşırı miktarda düşmesi uyku esnasında görme sinirinin hasar görmesine neden olabilir. Bu nedenle hipertansiyonunuzu tedaviedendoktorunuza glokom hastalığınız hakkında bilgi vermeniz faydalı olacaktır.

Glokom tedavisi için kullanılan ilaçlarının bazı yan etkileri mevcuttur.

Örneğin prostaglandin analoglarında gözde geçici kızarıklık, kirpiklerde uzama ve göz bebeğinde renk değişiklikleri görülebilmektedir. Ayrıca beta blokörleri astım hastalığının kötüleşmesine, nefes darlığına ve tansiyon düşüklüğüne yol açabilmektedir. İlaçların çoğu gözlerde kuruluk, batışma hissi ve alerjik reaksiyonlara yol açabilmektedir. Bu yan etkilerin hemen tümü, rahatsızlığa neden olan ilacın bırakılması halinde düzelmektedir.

Gözünüze damlattığınız damlalar ince bir kanal olan gözyaşı kanalı ile burun boşluğuna ulaşırlar. Burun içinden kana karışarak vücudunuza da yayılırlar. Damlanın damlatılmasından sonra gözünüzü kırpmanız damlayı gözyaşı kanalına iterek bu dolaşımı hızlandıracaktır. Bu nedenle damlanın damlatılmasından sonra gözün kırpılmaması, hafifçe kapatılması ve işaret parmağı ile gözyaşı kanalının ağzının bulunduğu gözyaşı pınarına 1–2 dakika ile baskı yapılması faydalı olacaktır.

Gözünüze birden fazla damla damlatmanız gereken durumlarda iki damla arasında ortalama 5 dakika süre geçmelidir. Ortalama bir şarkı süresi 2–3 dakikadır. Damlanın damlatılmasından sonra dinleyeceğiniz bir şarkı 2–3 dakika, 2 şarkı ise ortalama 5 dakika zaman geçirmenizi sağlayabilir. Bu uygulama genellikle saat alarmı kullanmaktan daha eğlencelidir.

Lazer ve cerrahi tedaviler genellikle ikinci seçenek olarak kullanılmaktadır.

İlaç kullanımını en aza indirmek ve göz içi basıncını bir miktar daha düşürmek amacı ile glokom hastalarına lazer tedavisi uygulanabilir. Bazı glokom hastalarında ise ilaç tedavisinden önce lazer tedavisi uygulamak gerekebilir. İlaç tedavisi ile göz içi basıncının istenilen seviyeye indirilemediği olgular ile ilaç kullanım sırasında sorun yaşayan hastalarda ise cerrahi tedavi gerekli olabilir. Bu kararın doktorunuzla birlikte tartışılarak alınması gerekir ve ameliyatın amacının göz içi basıncını istenilen seviyeye getirmek olduğu unutulmamalıdır. Ameliyattan sonra görmenizin artacağı gibi bir inanış içinde olmanız yanlıştır.

Gözünüze 1 yerine iki damla damlatmanızın önemi yoktur.

Gözünüz zaten bir damlanın çok az bir kısmını alabilir. Bu nedenle damlattığınız ilk damlanın büyük bir kısmı ve ikinci damlanın hemen tamamı gözünüzden dışarı akacaktır. İlk damlanın gözünüze damladığından emin olmamanız durumunda ikinci kez damlatmanızın her hangi bir zararı yoktur.

Glokom damlalarını günlük yaşantınızın bir parçası haline getirmeniz faydalı olacaktır.

Damlaların reçete edildiği gibi aksatmadan 12 saatte bir damlatılması çok önemli değildir. Damlaları daha kolay hatırlanabilecek bir aktivite ile ilişkilendirmek (kahvaltı, akşam yemeği, diş fırçalama v.b.) ilacınızı daha kolay hatırlamanızı sağlayacaktır. İlacın unutulmadan damlatılması, tam 12 saatte bir damlatılmasından daha önemlidir.

Damlanızın bir dozunu unuttuysanız, aklınıza geldiği anda damlatabilirsiniz. Diğer dozun saatinin yaklaşıyor olması önemli değildir. Dozu atladığınızı bir sonraki doz sırasında hatırlarsanız çok dert etmeyin. Glokomun tedavisinde bir tek dozun kendisinden çok tedavinin devamlılığı önemlidir.

GÖZ DAMLALARININ KULLANILMASI

Glokom tedavisi için size reçete edilen göz damlaları göz içi basıncının düşük kalmasını sağlayarak görme sinirinin hasar görmesini engellerler. Bu damlalar glokom tedavisinin temelini oluşturur.

Glokom için kullanmanız gereken damlaları kullanırken karşılaştığınız sorunlardan doktorunuzu mutlaka haberdar ediniz.

Bu konuda aşağıda bulacağınız bazı detaylar damlalarınızı daha rahat kullanmanıza yardımcı olacaktır

Uyarılar

*Doktorunuzun tavsiyelerine mutlaka uyunuz.

*Doktorunuzu kullandığınız tüm diğer ilaçlardan ve alerjilerinizden haberdar ediniz.

*Damlanızı damlatmadan önce ellerinizi yıkayınız.

*Damlalığın ucunun gözünüze veya başka bir yere değmemesine özen gösteriniz.

*Damlalığı temiz tutmaya özen gösteriniz.

*Birden fazla damla kullanıyorsanız ilk damladan sonra en az 5 dakika bekleyiniz. Aksi takdirde damlattığınız ikinci damla ilk damla henüz etki etmeden onu yıkayıp gözden uzaklaştıracaktır

*Tüm ilaçlarınızı çocukların ulaşamayacağı bir yerde muhafaza ediniz.

*Gözünüzün içine damladığından emin iseniz bir damla yeterlidir. Emin değilseniz, damlatacağınız ikinci damlanın bir zararı yoktur.

Damlanın damlatılması:

seafoodplus.info, otururken veya yatarken, başınızı geriye doğru yaslayınız. İşaret parmağınız ile alt göz kapağını aşağıya çekiniz

2.şişeyi mümkün olduğunca dik tutarak damlayı kapak ile göz arasındaki boşluğa damlatınız.

seafoodplus.infoın dağılması için gözünüzü kırpmayınız, sağa sola oynatmayınız

4.göz kapağını yavaşça bırakınız. Gözünüzü hafifçe kapayınız ama aşırı sıkmayınız.

5.işaret parmağınız ile göz pınarına dakika bastırınız. Bu sayede damlanın gözden genizinize akması engellenmiş olacaktır.

seafoodplus.infoığın kapağını kapatınız.

7.gözünüzün çevresini hafifçe siliniz.

seafoodplus.info bir damla kullanıyorsanız damlatmadan önce 5 dakika bekleyiniz

Elleriniz titriyor ise:

Ellerinizi bileğinizden yüzünüze (Gözünüze değil)yaslayarak-bastırarak titremesini azaltabilirsiniz.

Bileğinize takacağınız yarım – bir kg’lık ağırlıklar da titremelerinizi azaltabilir

Damlayı gözünüze isabet ettiremiyorsanız:

Sırtüstü yatın, yüzünüzü bir miktar karşı tarafa doğru (damla koymayacağınız göze doğru) çevirin gözlerinizi kapayın, damlayı gözpınarının üzerine (burun ile göz arasına) damlatın. Gözlerinizi yavaşça açın ve başınızı damla koyduğunuz tarafa doğru hafifçe çevirin. Damlanın gözünüze girdiğini hissedeceksiniz. Gözünüzü kırpmayın ve tekrar hafifçe kapayarak 1–2 dakika bekleyin.

Damlanın gözünüze girdiğinden emin olamadıysanız aynı yöntemle bir damla daha damlatabilirsiniz. Bunun her hangi bir zararı olmayacaktır. Gözünüze damlatacağınız fazla ilaç gözünüzden dışarı akacaktır.

Damlalığı rahat tutamıyor musunuz?

Damlalığın rahat tutulamayacak kadar küçük olduğunu düşünüyorsanız (özellikle ellerinizde romatizmal hastalık mevcut ise) çevresine kâğıt havlu veya başka bir şey sararak daha kolay tutabilirsiniz.

Bazı damlalar için ise damlatmaya yardımcı cihazlar mevcuttur.

Prof. Dr. Ümit Beden

Göz Hastalıkları Uzmanı

seafoodplus.info

Prof. Dr. Ümit BedenT+

Göz Tansiyonu Kalıcı Sonuçlara Yol Açabilir

Birçok hastalık tedavisinde geç kalınması durumunda hayatımızı etkileyecek sonuçlara yol açıyor. Bunlardan biri de göz tansiyonu&#; Yaygın bir sağlık sorunu olan göz tansiyonu tedavi edilmediğinde körlüğe yol açabiliyor. Ancak doğru tedaviyle hastalığın tedavi edilebileceğini belirten Avrasya Hastanesi Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr.  göz tansiyonunu anlatıyor.

Göz tansiyonu körlüğe yol açabilir

Göz tansiyonu göz içi basıncının yükselip görme sinirini tahrip etmesi durumudur. Normal bir gözde göz sıvısı sürekli üretilir ve sonrasında dengeli bir şekilde boşaltılır. Bu sayede göz içi basıncı olması gereken seviyede kalır. Göz içi basıncı artarsa göz sinirleri ve damarları üzerinde baskı da artar. Göz siniri zamanla zayıflar ve körlüğe yol açar.

Göz tansiyonu her yaşta görülebilmekle beraber genellikle 40 yaş üzerinde sıkça görülmektedir. Yaş ilerledikçe göz tansiyonu riski de artmaktadır.

Belirtileri nelerdir?

  • Görme duyusunun azalması,
  • Gözde kızarıklık,
  • Şiddetli göz ağrısı,
  • Bulanık görme,
  • Mide bulantısı,
  • Kusma göz tansiyonunun belirtilerindendir.

Göz tansiyonu neden olur?

Özellikle ileri yaşa bağlı olarak ortaya çıkan göz tansiyonu erken yaşlarda da ortaya çıkabilir. İşte göz tansiyonuna neden olan faktörler;

  • Genetik faktörler,
  • İnce kornea,
  • Şeker hastalığı,
  • Yaşlılık,
  • Kansızlık,
  • Miyop veya hipermetrop.

Göz tansiyonunun normal değerleri nedir?

Göz tansiyonunun normal seviyesi mmHg arasındadır. Göz tansiyonu sınırı 20&#;yi geçerse hastalığa dair belirtiler ortaya çıkmaya başlayabilir. En ideal göz tansiyonu değeri ise 17 mHGg olmalıdır.

Tedavisi nasıldır?

Göz tansiyonuna erken tanı koyulduğunda ilaçla tedavisi mümkündür. Göz içi sinirlerinin fazla zarar görmediği durumlarda sinirleri korumak için damla tedavisi uygulanmaktadır. Damlalar hem göz tansiyonunu düşürür hem de göz içinde üretilen sıvının dengelenmesini sağlar.

Damla tedavisinin yetmediği durumlarda lazer tedavisine başvurulmaktadır. Lazer tedavisi ile göz tansiyonu dengelenir ve göz içindeki fazla sıvı boşaltılır.

Her iki tedavinin de çözüm olamadığı durumlar da ise cerrahi yöntemlere başvurulmaktadır. Gözde biriken sıvının gözden çıkması için yeni bir kanal açılmaktadır. Göz sinirleri fazlaca tahrip olmuş kişilerde bu yöntem uygulanmaktadır.

Göz tansiyonu olan kişiler bu yiyecekleri tüketmeli

Göz tansiyonu olan kişiler aşırı miktarda olmamak şartıyla düzenli olarak karabaş otu, bakla, domates, havuç, çörekotu tüketerek göz tansiyonlarının dengelenmesini ve göz sağlıklarını korumayı sağlayabilirler.

ETİKETLER: avrasya, doktor, göz, hasta, hastane, insan, sağlık, şifa, tansiyon

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir