Göz yorgunluğu, giderek artış gösteren rahatsızlıklardan biridir. Sürekli olarak bilgisayar veya telefona bakan kişilerde de sıkça görülen bu rahatsızlık basit yöntemler ile tedavi edilebilmektedir. “Göz yorgunluğu neden olur ve nasıl geçer?” sorularının cevaplarını aşağıdaki makalede detaylıca inceleyebilir ve göz sağlığınızı koruyabilirsiniz.
Tıp dilinde “astenopi” olarak adlandırılan göz yorgunluğu, göz sinirlerinin ve küçük kasların çok fazla çalışmasına bağlı olarak gözlerin yorulmasıdır. Beslenme eksikliğine, uykusuzluğa, çevre kirliliğine ve kas gerilimine karşı oldukça hassas olan gözler ile ara vermeden okuma, uzun süre araba sürme, dijital ekranlarda fazla vakit geçirme ve bazı aydınlatmalara yine uzun süre maruz kalma göz yorgunluğuna sebep olmaktadır. Bazı göz hastalıkları genetik ya medikal bir rahatsızlıktan dolayı ortaya çıksa da göz yorgunluğu bu hastalıkların arasında yer almamaktadır.
Dijital göz yorgunluğu çağımızın en sık karşılaşılan rahatsızlıklarından biridir. Özellikle çocuklar ve yetişkinlerin doğrudan ve uzun süreli dijital cihaz kullanması göz yorgunluğuna yol açmaktadır. Çocukluk yaşlarda telefon, bilgisayar gibi elektronik aletlerin ekranlarına maruz kalmak ileriki yaşlarda miyopi rahatsızlığına da sebep olduğu yapılan araştırmalarda kanıtlanmıştır.
Göz yorgunluğu, kişileri oldukça rahatsız eden bir durumdur. Göz yorgunluğu tedavisi arayanların ise öncelikle yaşam tarzında bazı değişikliklere gitmesi gerekmektedir. Genellikle göz yorgunluğu tıbbi olarak tedavi edilen bir rahatsızlık değildir. Ancak bazı vakalarda göz yorgunluğu belirtileri göz nezlesinin sebebi de olabilmektedir. Gözleri dinlendirmek gibi alınan önlemler sonucunda devam eden rahatsızlıklar için Göz Hastalıkları doktoruna muayene olmak gerekmektedir.
Göz yorgunluğu için yapılacak birçok şey bulunmaktadır. Göz sağlığına ve gün boyu yapılan aktivitelerde dikkatli davranarak göz yorgunluğunun geçmesi mümkündür. Göz yorgunluğu için yapılacak şeyler ise şöyledir:
Gün içerisinde göz sağlığına dikkat ederken bitkisel ürünlerden de destek alarak göz yorgunluğu azaltılabilmektedir. Siyah çay, salatalık gibi ürünler ile gözlere kompres yapılarak gözleri dinlendirmek mümkündür. Soğuk suya batırılmış ıslak havlu ya da bez ile de gözler dinlendirilebilir. Papatya çayı içmek ise vücudu sakinleştirdiği gibi gözlerin de dinlenmesine yardımcı olacaktır. Göz yorgunluğu için damla kullanmak ise yorgunluğu alacağı gibi aynı zamanda gözlerin ihtiyacı olan nem ve suyu da karşılayacak, göz kuruluğunun önüne geçecektir.
Soğuk algınlığıyla beraber gözde kızarıklık, yanma, batma, göz kapaklarında şişlik, ışık hassasiyeti ve sulanma gibi bulguların da ortaya çıkabileceğini söyleyen Dünyagöz Etiler Hastanesi’nden Op. Dr. Serpil Parmaksız, “ soğuk algınlığı dediğimiz durum geçirilmekte olan viral bir üst solunum yolu enfeksiyonunu tanımlar. Öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve bazen ateşle seyreder. Bu bulgular bağışıklık sistemimizin virüslere verdiği bir çeşit cevaptır. Gözde ise bu virüsler kızarıklık, sulanma, yanma, batma, göz kapaklarında şişlik, ışık hassasiyeti gibi bulgulara sebep olurlar. Çoğunlukla soğuk algınlığının düzelmesiyle bu bulgular düzelir. Bazen bu viral enfeksiyonla birlikte bakteryel enfeksiyonlar da görülebilir. Bu gibi durumlarda tedavi gerekebilir’’ dedi.
Soğuk algınlığı boyunca ellerin sık yıkanması ve gözle temasının mümkün olduğunca azaltılması ve ağır göz makyajından kaçınılması gerektiğinin altını çizen Op. Dr. Parmaksız, sözlerini şöyle sürdürdü: “Soğuk algınlığı bulaşıcıdır. Yine göz enfeksiyonu da kolaylıkla çevremizdekilere bulaşabilir. Elleri sık yıkamak , ortak eşya kullanmamak, gözlere temastan kaçınmak bulaştırıcılığı azaltabilir. Bu dönemde kontakt lens kullanılmamalıdır. 3 gün süren ve geçmeyen sulanma yanma batma, çapaklanma şikayetlerinde ise bir göz hekimine başvurulmalı. Gözde oluşan enfeksiyonların antibiyotik veya damla gibi ilaçlarla tedavi edebilir ancak erken müdahalenin büyük önem taşıdığını unutmamak gerekiyor.”