Dermatoloji Uzmanı Dr. Selda Yıldırım, kılcal damarlardaki kanın damar dışına sızması sonucu oluşan gözaltı morluklarının, günde 12 bardak su tüketimiyle önlenebileceğini söyledi.
Özel Medicana Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Selda Yıldırım, insanların aynaya baktığında göz renginden önce göz çevresindeki morlukların fark edildiğini belirtti. Gözaltı morluklarının sebebinin kılcal damarlardaki kanın damar dışına sızmasından kaynaklandığını ifade eden Yıldırım, şunları söyledi:
"Damar dışına çıkan hemoglobinin (demir içeren kana kırmızı rengi veren protein) oksidasyonu bu alanda mor ya da bazen siyah renk görünümüne neden olmaktadır. Kalıtım faktörü gözaltı morluklarında oldukça baskın bir nedendir. Göz etrafında koyu halka olan birinin anne ya da babasında da aynı şikayet olması sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Güneş ışınları da göz etrafında pigmentasyon artışına neden olarak koyu renkli halka ve leke oluşumuna yol açar.''
Vücuttaki en ince ve zayıf derinin, gözaltı derisi olduğuna dikkat çeken Yıldırım, deri ne kadar inceyse o bölgedeki kılcal damarların o derece fazla görünür hale geldiğini ifade ederek şöyle konuştu:
"Yaş ilerledikçe cilt altı kollojen dokusu azalır ve deri incelir. Bu duruma paralel olarak da gözaltı morlukları da belirginleşir. Dengeli ve düzenli beslenme tüm vücut için önemlidir. Vücuda gerekli besin öğelerinin eksikliği cilde yansıyarak gözaltı morluklarının artmasına neden olur. Beslenme bozukluklarına bağlı kansızlık durumlarında cilt soluklaşır. Soluk ciltlerde gözaltı morlukları daha belirgin olarak göze çarpar. Vücutta ödem oluşumuna neden olan durumlar ve kullanılan bazı ilaçlar kan damarlarında genişlemeye yol açarak göz etrafı morluklarını çoğaltabilir. Yine karaciğer ve böbrek hastalıklarında gözaltlarında koyu renkli halkalar oluşabilir."
Yıldırım, gözaltı morluklarına, göz etrafına uygun olmayan kremlerin kullanılması, uykusuzluk, stres, sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımının da neden olduğunu kaydetti. "GÜNDE 12 BARDAK SU TÜKETİN"
Dr. Selda Yıldırım, Gözaltındaki morlukların giderilmesi ve oluşmaması için dengeli beslenilmesi gerektiğini, günde 12 bardak su tüketilmesine özen gösterilmesini, tuzun daha az alınmasını C vitamini içeren meyve ve sebze tüketimine ağırlık verilmesini istedi. Dr. Yıldırım, şöyle devam etti:
"C vitamini antioksidan etkisiyle kılcal damarları kuvvetlendirerek gözaltı morluklarını tedavi eder. Düzenli uyuyun, sigara ve alkolden uzak durun. Göz çevrenizi her mevsimde güneş kremiyle koruyun. Her sabah yüzünüzü soğuk su ile yıkayın. Yine sabahları, birkaç adet buzun bez bir örtüye sarılarak gözaltına kompres şeklinde uygulanması morlukların ve şişliklerin düzelmesine yardımcı olur. Piyasada, gözaltı morluklarının giderilmesine yardımcı olan birçok kozmetik ürün mevcuttur. Göz çevresine uygulanmak üzere, K ve C vitamini içeren kremleri tercih edin.''
Göz kanlanması, gözün beyaz olan kısmının ön yüzeyini örten zar tabaka olarak bilinen konjoktiva yüzeyindeki damarların genişlemesi sonucu oluşur. Çok ender olarak da bu damarlarda olan çatlamalar kanlanmaya neden olur. Kanlanma tek bir gözde, sıklıkla da her iki gözde görülür.
Bazı zamanlar göz yorgunluğu, klimalı, aşırı sıcak veya soğuk ortamlar ya da bilgisayar başında uzun süre çalışmak gibi nedenlerin tetiklediği göz kanlanması, üveit, göz tansiyonu, troid ve ramotolojik gibi ciddi hastalıkların habercisi olabilir. Dünyagöz Ataköy Hastanesi’nden Op. Dr. Haluk Talu, göz kanlanmasının ciddiye alınması gerektiğini söyledi.
Özellikle tek gözde yaşanan kanlanmanın riskli olduğunu ifade eden Dr. Talu, şu bilgileri verdi: “ Kanlanma genelde konjoktiva tabakasını da içeren bir tahrişe veya iltihabi sürece bağlıdır. Göz kuruluğu, allerjik reaksiyonlar, mikrobik durumlar, yabancı cisimler, travma, ani çıkışlı göz tansiyonu, üveit olarak bilinen göz içi iltihabı, kirpik dibi iltihabı, güneşe ve ultraviyole ışıklara maruziyet, sistemik hastalıklar göz kanlanmasının nedenlerinden birkaçıdır. Romatolojik hastalıklar ve tiroid hastalıklarında da gözlerde kanlanmalar görülebilir. Gözde kan oturmaları ise belli bir bölgede yerleşimli olup genelde kol tansiyonun yüksekliğine, travmalara ve ıkınma gibi ani göğüs kafesi basıncı artışına bağlı olarak oluşur. Göz kanlanması ihmal edilmemeli, bir hekime başvurulup nedenleri araştırılmalı” dedi.”
Göz kanlanmalarının özellikle ağrı, sulanma ve görme kalitesinde azalmayla birlikte olduğu zaman acil durum teşkil ettiğini belirten Dr. Talu sözlerini şöyle sürdürdü: “ Tedavi altta yatan etkene göre yapılır. Yabancı cisim varlığında cismin çıkartılması, ani göz tansiyonu varlığında tansiyonun düşürülmesi ve tedavisi, üveitlerde gerekli tedavinin yapılması ve sistemik rahatsızlıkların araştırılması, ultraviyole yanıklarında gözün uygun ilaçlar eşliğinde belirli süre kapatılması gerekir. Göz kızarıklığına neden olan olay göze kimyasal bir sıvının veya gazın gelmesi ise ilk yapılacak olan iş saniyeler içerisinde gözün ve çevresinin bol suyla yıkanması sonrasında en yakın sağlık merkezine ulaşılması olacaktır. Kontakt lens kullanıcılarında olan kanlanma ve ağrılarda kontakt lens kullanımı kesilip en kısa zamanda göz muayenesi yapılmalıdır. Alerjik durumlarda güneş gözlüğü ve gölgelikli şapkaların kullanımı önerilir. Şiddetli alerjik reaksiyonları tedavisi kısa sürede başlanılmalıdır.”
Çocuklarda ya da yetişkinlerde en sık rastlanan göz hastalığının kırmızı göz olduğunu belirten Op. Dr. Şeyda Atabay, "Gözdeki kırmızılığın sebebi konjonktiva tabakasındaki kan damarlarının aşırı derecede genişleyerek belirgin olmasındandır
Yayınlanma:
Gözlerdeki kırmızılık tehlikeli olabilir. Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Şeyda Atabay, gözde oluşan kırmızılığa dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.
Çocuklarda ya da yetişkinlerde en sık rastlanan göz hastalığının kırmızı göz olduğunu belirten Op. Dr. Şeyda Atabay, "Gözdeki kırmızılığın sebebi konjonktiva tabakasındaki kan damarlarının aşırı derecede genişleyerek belirgin olmasındandır.
Konjonktiva tabakası gözün beyaz kısmının üzerinde olan ince zarımsı tabakadır. Normalde çok sayıda kan damarı taşısa da damarların çok ince olmasından dolayı damarlar belli değildir ve tabaka beyazımsı gözükür. Ancak herhangi bir nedenle damarlar daha belirgin hale geldiğinde kırmızı renge bürünmektedir." diye konuştu.
Kırmızı göz hastalığının en sık sebebinin enfeksiyonlar olduğunu dile getiren Atabay, "Bakterilere bağlı oluşan enfeksiyonlarda ek olarak sekresyon oluşarak hastada çapaklanma olmaktadır. Hastalığın en masum olanıdır.
Viral etkenlere bağlı oluşan enfeksiyonlar en kırmızı, hatta kanama odakları oluşturan hastalıktır. Çok bulaşıcıdır. Uzun süreli olabilir, kornea tutulumlarına neden olabilmektedir.
Göz kornea tabakası hastalıklarından biri olan kornea ülseri ise oldukça önemli olan ve gözde lekeler oluşturarak görmede azalmalara neden olan bir hastalıktır.
Allerik konjonktivitler ile özellikle göze kaşıma sonrasında belirgin kanlanma odakları olmaktadır. Göz travmaları diğer bir kırmızı göz nedenidir. Göz konjonkivasında travmaya bağlı kanama, yırtılma nedeniyle olabilmektedir.
Ameliyat ile tedavi gerektirebilir. Kendiliğinden olan ve genelde hastanın farkında olmadığı, çevresindekilerin uyardığı kırmızı göz nedeni subkonjonktival hemoraji olarak adlandırılır.
Genelde hipertansiyon sebebiyle olmaktadır. Hastalar için uyarıcıdır. Vücutta zorlanma sebebi ile olmaktadır" diye konuştu.
Diğer bir önemli kırmızı göz sebebinin ise üveit hastalığı olduğunu söyleyen Op. Dr. Atabay, "Üveit hastalığı gözde belirgin görme kayıplarına neden olabilen immun sistem hastalığıdır. Silyer enjeksiyon dediğimiz farklı bir kırmızı göz hastalığına neden olur ve görme azlığı ile birliktedir.
Bunlardan daha başka olarak glokom yani göz tansiyonu gibi, göz kuruluğu gibi pek çok farklı hastalıklar kırmızı göz sebebi olabilmektedir. Her hastalığın tedavisi farklıdır, bir hastalık için verilecek tedavi diğer hastalık için sakıncalı olabilir.
Bu nedenle hastalarımızdan telefon veya mail ile kırmızı göz bulgularını bahsetmeleri ile muayene olmadan tanı koymak hatalı veya eksik olabilir. Bu şekilde muayene etmeden tedavi vermek ise doğru değildir.
Tüm bu sebepler için kırmızı göz hastalığımız var ise mutlaka en kısa zamanda göz hastalıkları uzmanı muayenesi olmalarını önermekteyiz" şeklinde konuştu.