Gözü Kaşımak Zararlı Mı

Göz kaşıntısı birçok sebepten olabilen ve hemen herkesin başına gelebilen bir şikayettir. Mevsim geçişlerinde ve bahar döneminde, havada uçuşan çiçek veya ağaç polenleri gözleri etkileyebilir. Diğer yandan toz, kirli hava, bazı ilaçlar ve kimyasallar gibi çeşitli faktörler de gözü etkileyebilir. Bu bağlamda göz ve çevresindeki dokuların ilk tepkisi genellikle kaşıntı hissi olur. Göz, vücudumuzdaki en hassas organlardan birisidir. Özellikle gözü koruyan göz kapağının ve göz çevresi derisinin ince olması da hassas tüm etkilere açık olduğunu gösterir.

Göz Kaşıntısı Nedir?

Vücut; polen, toz gibi pek çok sebepten dolayı histamin adı verilen bir madde üretir. Bu madde alerjik bir reaksiyona sebep olabilir. Bu reaksiyon da genellikle kendini kaşıntı olarak belli eder. Göz kaşıntısı da gözde histamin salgılanması ile oluşur. Göz kaşıntısı genellikle gözün buruna yakın olan iç kısmında olur. Bu açıdan gözün iç kısmını kaşımak daha fazla histamin salgısına bu da daha fazla kaşıntıya sebep olabilir. Diğer yandan alerji veya dış etkilerin dışında kaşınma bazı göz hastalıklarının da bir belirtisi olabilir. Göz kaşıntısı durumunda mutlaka en yakın göz hastanesine başvurulmalıdır.

Göz Kaşıntısı Neden Olur?

Göz kaşıntısına sebep olan pek çok neden sıralanabilir. Bunlar şöyledir:

• Alerji: Kişinin hassas olduğu çeşitli şeylere karşı alerjiler gözlerde ve göz kapağında kaşıntıya sebep olabilir. Genellikle toplumun büyük bir kesiminde bitkilerdeki polenlerin sebep olduğu mevsimsel alerjiler görülmekle beraber yıl boyunca devam eden kronik alerjik reaksiyon gösteren kişiler de olabilir. Bazı evcil hayvanların tüyleri, toz, çeşitli kimyasallar da kişide alerjiye sebep olabilir. Bunlar da gözlerde histamin salgısını artırarak gözdeki kaşıntıyı tetikler.

• Göz Hastalıkları: Bazı hastalıkların belirtisi olarak gözde kaşıntı görülebilir. Bu hastalıklar gözlerde kuruluk, blefarit olarak adlandırılan göz kapağı iltihabı, çeşitli enfeksiyonlar kaşıntıya sebep olabilir. Ek olarak doğum kontrol hapları, antihistaminikler, ağrı kesiciler veya antidepresanlar gibi ilaçların yan etkileri de gözde kaşıntı oluşturabilir. Göz kuruluğu durumunda gözdeki sıvının azalmasından dolayı bir gözlerde kaşıntı kızarıklık olabilir. Bu kaşınma ile göz yaşlanır ve sıvı artar. Bu bir döngü halinde devam eder. Bu yüzden kaşıntının tedavi edilmesinden önce göz kuruluğunun tedavi edilmesi önemlidir. Bazı göz enfeksiyonları da özellikle iltihabi sonuçlara yol açabilir. Bu açıdan hem enfeksiyonun hem de sebep olduğu kaşıntının tedavi edilmesi önemlidir. Bahsedilen diğer rahatsızlıkların da tedavisi göz kaşıntısının çözümlenmesinde önemli bir adımdır.

• Kirli Hava: Havada gözle göremediğimiz küçük pek çok partikül vardır. Bunlar; egzos dumanı, parfüm, sigara dumanı, çok küçük kül parçaları gibi havada bulunan çeşitli etkenler gözü etkileyebilir. Bu açıdan bir tepki olarak gözlerde kaşıntıya neden olabilir.

• Kimyasallar: Çoğu kimyasal yalnızca gözü değil tüm vücudumuzu etkileyebilecek özelliğe sahiptir. ancak gözler genellikle ilk etkilenen organlar olur. Genellikle evlerde kullanılan çeşitli temizleyici ürünlerin orantısız kullanımı ya da sıçrama vs gibi çeşitli sebeplerle göze temas eden bu kimyasallar da kaşıntıya sebep olabilir. Diğer yandan yüz için kullanılan bazı kremler, vücut losyonları, şampuanlar, sabunlar, makyaj malzemeleri de alerjiye sebep olabilir. Alerji de kendini kaşıntı ile gösterebilir.

• Göz Yorulması:  Gözlerde kaşıntının nedenleri olarak sayılabilecek bir diğer sebep de göz yorulmasıdır. Kişilerin uzun süre ekrana maruz kalması ya da gece loş ışıkta kitap okumaya çalışması ya da uyku düzeninin sağlanamaması gibi pek çok sebep gözün fazla yorulmasına sebep olur. Bu durumda genellikle tepkisel olarak gözler kaşınabilir. Gözü dinlendirmek, ışık ortamını sağlıklı hale getirmek veya uzun süre ekran kullanımına bağlı bir çalışma ortamı varsa mavi ışık filtresi veya mavi ışık gözlüğü kullanmak gözün daha az yorulmasını sağlayabilir. Ek olarak uykusuz kalmamak da göz yorgunluğunu önlemede bir etkendir.

• Hijyen: Göz hijyeni göz sağlığında önemli bir etkendir. Bu noktada hijyene dikkat edilmemesi çok hassas olan gözü direk etkileyebilir ve kaşıntı ile kendini gösterebilir. Bu açıdan ortak kullanılan yüz havluları, kontakt lensler, göz damlaları bir kişide enfeksiyon varsa diğerine bulaşmasına sebep olabilir. Diğer yandan genellikle çeşitli yerlere dokunduktan sonra göze dokunmak da aynı şekilde gözde enfeksiyona enfeksiyon da gözlerde kaşıntıya neden olabilir. Bu açıdan göz hijyenine mutlaka dikkat edilmeli, göz ile ilgili kişisel bakım ürünlerinin şahsi olmasına özen gösterilmelidir.

• Diğer: Tüm bu sebeplerin yanında kontakt lens kullanımı, bazı göz damlaları da gözlerde kaşıntıya sebep olabilir. Özellikle kontakt lenslerin kullanıma uygun kullanılmaması; süresinden uzun gözde kalması, hijyenik takma çıkarma işlemi yapılmaması gibi durumlarda kontakt lens gözde kaşıntıya yol açar. Diğer yandan başka sebeple kullanılan göz damlalarının yan etkilerinden dolayı da gözlerde kızarıklık, kaşıntı görülebilir.

Göz Kaşıntısı Tanısı Nasıl Konulur?

Göz geçici sebeplerden dolayı kısa bir süre kaşınabilir. Ancak kaşınma durumu uzadığında en yakın göz doktoruna başvurulmalıdır. Göz kaşıntısı tek başına bir sonuç olabildiği gibi çeşitli hastalıkların sebebi olabilir. Bu açıdan hastalıkların teşhisi için kullanılan tetkik ve gözlemler tanı için kullanılabilir.

Göz Kaşıntısı Nasıl Geçer?

Göz kaşıntısı tedavisi genellikle ihmal edilen bir tedavidir. Göz kaşıntısı nasıl geçer sorusunun cevabı olarak göz kaşıntısı yaşandığında öncelikle kaşıntının hafifletilmesi için doktora gidene kadar kontakt lens varsa çıkarılmalı, parfüm, sabun, şampuan gibi kişisel bakım ürünlerine ara verilmelidir. Ayrıca yüzü soğuk suyla yıkamak da kaşıntıyı hafifletebilir. Bunlar göz kaşıntısını hafifletmek amaçlıdır tedavi yerine geçmez. Ek olarak kaşıntıyı gidermek için başka bir uygulama yapılmamalıdır. Çünkü bazı uygulamalar kaşıntıyı hafifletmek yerine şiddetini artırabilir. Örneğin sıcak uygulama yapmak genellikle kaşıntıyı artırabilir.  O yüzden en kısa zamanda doktora başvurulmalıdır.

Göz kaşıntısına sebep olan alerjinin öncelikle tedavi edilmesi önemlidir. Yıl boyu veya mevsimsel alerjilerin tedavisinde bazı damlalar veya ilaçlar kullanılabilir. Ancak bu durumun sıklıkla yaşanmasının önüne geçmek için alerjinin sebebi bulunmalıdır. Örneğin kişinin polene alerjisi varsa polen mevsimlerinde kişi ekstra dikkatli olabilir ya da bir kimyasal maddeye alerjisi varsa o kimyasal maddenin içinde olmadığı ürünler tercih edilmelidir.

Diğer yandan göz hastalıklarının belirtisi olabilen kaşınma bu hastalıklar tedavi edildiğinde geçme ihtimali yüksektir. Kronik göz kuruluğu, enfeksiyon veya diğer sebeplerin geçmesi için doktorun uygulayacağı tedavi protokollerine sadık kalınmalıdır. Çünkü göz hastalıkları tedavi edilmediğinde gözde kaşıntının ötesinde farklı sıkıntılara sebep olabilir. Göz hastalıklarının tedavisi kesinlikle ihmal edilmemelidir.

Kirli havanın sebep olduğu göz kaşıntısının geçmesi için farklı bir takım öneriler olabilir. Özellikle evde geçirilen sürenin fazla olmasından dolayı evde hava filtrelerinin sıklıkla temizlenmesi, açılan pencerelere yine filtre takılması ya da evdeki havayı temizleyen ürünler kullanılması çözüm olabilir. Diğer yandan kontakt lens kullanımı varsa günlük çıkarıp takılmalı, gece kontakt lens ile uyumamalı, hijyen protokollerine dikkat edilmelidir.

Göz Kaşıntısı Olduğunda Ne zaman Doktora Gidilmeli?

• Semptomlarınızda bir iyileşme yoksa,
• Gözlerde yoğun akıntı varsa,
• Göz kapakları birbirine yapışmış ise,
• Gözü açık tutamıyorsanız,
• Görüş değişti veya bulanıklaştı ise,
• Gözünde yabancı bir şey varsa,
• Işıkların etrafında bir hale görüyorsanız,
• Parlak ışıklara bakmakta zorlanıyorsanız
• Gözbebekleriniz farklı boyutlarda ise,
• Gözler şişmişse,
• Gözdeki acı gittikçe artıyorsa,

En kısa zamanda en yakın göz doktoruna başvurulmalıdır.

Gözleri Kaşımak Zararlı mı?

Göz kaşıntısı genellikle hafif hafif başlar. Histamin salgısının kaşımakla artmasından dolayı kaşıdıkça daha da kaşınma hissi artar. Gözü kaşımak dışarıdan bir uygulama olduğundan şiddeti ayarlanamayabilir bu da göze zarar verebilir. Korneanın çizilmesi, çeşitli enfeksiyonlar veya gözün çeşitli şekillerde zarar görmesi bahsedilenler arasında sıralanabilir. Bu yüzden göz kaşıntısı durumunda mutlaka en kısa zamanda ek yakın göz doktoruna gidilmelidir.

Göz Sağlığınızı Etkileyecek 15 Unsur

Göz, yaş almaya bağlı olarak değişen ve yetilerini kaybeden bir organdır. Ancak yaş almadan, çok küçük ve genç yaşlara da söz sağlığı kaybedilebiliyor. Hipermetrop, miyop, katarakt gibi en sık görülen göz rahatsızlıkları artık vaktinden çok daha erken görülmeye başlıyor. Tabi bunu etkileyen unsurları ortadan kaldırmak mümkündür. İşte göz sağlığımızı en çok etkileyen 15 unsur.

1. Sigara İçmek

Sigara göz çevresinde, içinde ve retinada bulunan kılcal damarlara zarar vermektedir. Tahrip olan kılcal damarlar da bir süre sonra görme yetisinde gerileme meydana getirir. Eğer önlem alınmaz ve sigara tüketimi sonlandırılmaz ise ne yazık ki göz, görme yeteneğini kaybetmeye devam edecektir.

2. Televizyon ve Bilgisayara Uzun Süre Bakmak

Elektronik cihazlar doğrudan göze zarar vermez ancak yaşlanmasına neden olur, yaşlanma durumu söz konusu olan gözlerde de buğulu görme sorunları ortaya çıkar. Bu nedenle televizyon ve bilgisayara çok uzun süre bakılacak ise arada gözlerin dinlendirilmesi gerekir.

3. Kontrolsüz Gözlük Kullanmak

Bazıları güneş gözlüğü ya da numaralı gözlükleri doktor kontrolünden geçmeden kullanmaktadır. Bu da göz sağlığını olumsuz etkileyen etkenlerden biridir. Her türlü gözlüğü kullanmadan önce kontrolden geçmek şarttır.

4. Uykusuz Kalmak

Uzun süre uykusuz kalmak gözdeki kılcal damarları tahrip eder. Zaten uykusuzluğun dikenleşme ve kanlanmayı beraberinde getirdiği de gözlemlenmektedir. Bu nedenle uyku düzeninden feragat edilmemeli ve gözlerin yeterince dinlendiğinden emin olunmalıdır.

5. Kötü Beslenmek

Beslenme de gözü etkileyen faktörlerin başında gelmektedir. Özellikle A, E, C ve B2 vitaminleri göze iyi gelmektedir. Bu vitaminleri içeren yiyecekleri tüketmek daha sağlıklı gözlere sahip olmayı sağlar.

6. Hijyensizlik

Hijyen de göz sağlığını doğrudan etkilemektedir. Özellikle başkasına ait makyaj malzemeleri kullanılmamalı, lensleri asla takılmamalıdır. Ayrıca lens kullanılıyor ise kutuları belli aralıklar ile değiştirilmeli ve dezenfekte edilmelidir. Lensler takılmadan ya da çıkarılmadan önce eller muhakkak temizlenmelidir. Ayrıca lenslerin gözde 8 saatten fazla kalmamasına da dikkat edilmelidir.

7. Kontrol Yaptırmamak

Katarakt, şaşılık, göz kuruluğu gibi rahatsızlıkları yaşayan kişilerin kontrollerine zamanında gitmemesi göz sağlığını olumsuz etkilemektedir. Genellikle ilaçların olumlu yanıt vermesinden sonra kontroller bırakılır.

8. Yanlış Estetik Operasyonlar Yaptırmak

Göz kapağı düşüklüğü nedeni ile her yıl binlerce kadın ve erkek estetik operasyon geçirmektedir. Oysa bu operasyonlardan önce göz muayenesinden geçmeli ve herhangi bir risk oluşturup oluşturmayacağı kontrol edilmelidir.

9. Lazer Operasyondan Sonra İlaç Kullanımını Bırakmak

Lazer operasyondan sonra yaklaşık 1 yıl düzenli olarak kullanılması gereken ilaçlar bulunmaktadır. Ancak pek çok insan gözleri düzeldikten sonra bu ilaçları kullanmayı bırakır. Bu da gözün hassasiyetini artırır ve yine çeşitli göz sorunlarını meydana getirir.

Reçetesiz İlaç Kullanmak

Göz kuruluğu ve çapaklanma yaşayan insanların en sık yaptıkları hata bilinçsiz ilaç kullanımıdır. Öncelikle bu sorunların temeli araştırılmalı ve ilaç doktor kontrolünde kullanılmalıdır.

Gündüz Güneş Gözlüğü Takmamak

Güneş ışınlarının yer yüzüne en dik indiği saat aralığı ile 'dır. Bu saatler arasında genelde dışarı çıkmamaya özen gösterin. Eğer çıkacaksanız gözlerinizi koruyabilecek güneş gözlüklerini takmayı ihmal etmeyin. Güneşin zararlı ışınları kornea yanığından katarakta sarı nokta hastalığına kadar birçok ciddi duruma neden olabilir.

Kalitesiz Gözlük Kullanmak

Genelde genç kesim kaliteli bir gözlük almak yerine modayı takip ederek popüler gözlüklerin yan sanayisini takmayı tercih ediyor. Kalitesiz gözlükler gözünüze yarardan çok zarar sağlıyor. Gözlerde katarakt oluşumunun hızlanmasına neden oluyor. Ayrıca kornea yağını, makula enfeksiyonu gibi ciddi sorunlara da yol açıyor.

Lens Takarken Elleri Yeterince Dezenfekte Etmemek

Gözlerimiz farklı renkte gözüksün diye lens taktığımız durumlar olmuştur. Lens takarken mutlaka ellerimizi sabunlamalı, lensleri losyonu ile ıslatmalıyız. Olabildiğince hiçbir yere dokunmayarak gözümüzde enfeksiyon oluşumunu engellemeliyiz. Lensler çok hassas oldukları için en ufak bir mikropta gözlerinize ciddi oranda zarar verebilir. Şeffaf lens kullanan kişiler de buna dikkat etmelidir.

Kontakt Lensler ile Uyumak

Kontakt lens kullanan kişiler gün boyunca lenslerle dolaştıktan sonra gece yatarken lensleri çıkarmak istemezler. Bu yapılan en büyük hatalardan birisidir. Kontakt lensler gözlerimize ciddi oranda zarar verir. Lens ile uyuyunca göz yeterince oksijen alamaz, kör olmaya kadar ilerleyebilir.

Sürekli Gözleri Ovuşturmak veya Kaşımak

Yapılan en büyük hatalardan birisi de sürekli olarak gözleri ovuşturma veya kaşıma durumudur. Gözlerinizi kaşımak son derece sakıncalıdır. Elinizdeki mikroplar gözlerinize bulaşabilir. Göz hassas olduğu için direkt olarak mikrop kapma ihtimali yüksektir.

Göz sağlığını hangi durumlar bozar?

Göz sağlığını gereken miktardan fazla göz damlası kullanmak bozar. Düzensiz beslenmek, gözleri sürekli olarak ovuşturmak, uzun süre dijital cihazlara bakmak, güneş gözlüğü takmamak, uykusuz kalmak gözleri bozan şeylerdir.

Gözlük takmamak zararlı mı?

Doktorunuz size gözlük ya da kontakt lens takmanız gerektiğini söylüyorsa takmanızı öneriyoruz. Gözlük takmamak gözlerinizin daha da bozulmasına neden olmaz. Sadece daha iyi bir görüş sağlar. Gözleri bozan faktörler yukarıda bahsettiğimiz şeylerdir.

Göz hastalıkları belirtileri nelerdir?

Gözlerinizde sürekli ağrı olması, göze bir şey kaçmış hissi, şiddetli olarak gözleri kaşıma, kızarıklık, göz kapaklarında şişkinlik, bulanık görme, gözlerde sürekli yaşarma durumu, çapaklanma göz hastalıklarının oluşumunun belirtileridir.

Gözü en çok ne bozar?

Gözü en çok bozan şeylerden birisi uzun süre gözleri kırpmadan dijital ekranlara bakmaktır. Gözleriniz yaşarana kadar bilgisayar, televizyon, telefon gibi teknolojik aletlere bakarsanız gözleriniz zarar görecektir.

Gözlük takılmazsa ne olur?

Gözlük takmamak miyobun veya astigmatın ilerlemesine neden olmaz. Kişi gözlük takmadığında mide bulantısı, baş ağrısı, gözlerin yanması gibi sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Daha sağlıklı bir görüş için gözlük takılmalıdır.

Gözlük takmayınca göz düzelir mi?

Gözlük takmayınca göz düzelmez. Aksi taktirde daha da bozulması gibi bir durum ortaya çıkabilir. Gözlük takmadığınızda net göremeyeceğiniz için gözlerinizi sürekli kısmanız gerekir. Bu da gözlerin yorulmasına neden olur.

Numaralı gözlük sürekli takılmalı mı?

Uzak gözlük devamlı olarak takılmalıdır. Yakın gözlüğü ise sadece gerekli durumlarda takılabilir. Gözün gözlüğe alışması diye bir kavram yoktur. Kişi iyi görme kavramını beynine aktardığı için gözlükten vazgeçemez.

Göz derecesini düşürmek için ne yapılmalı?

Göz derecesini düşürmenin tek bir yolu vardır. Lazer tedavi ile gözlerin daha iyi görmesi sağlanabilir. Gözlük, kontakt lens gibi iyi görme araçlarından sıkıldıysanız lazer tedavi ile göz derecesini düşürebilirsiniz.

Gözün saydam tabakası korneanın, incelme ve sivrileşmesiyle kendini belli eden keratokonus hastalığını, gözleri kaşımak, ovuşturmak ve sert baskı yapmak tetikliyor.

Hastalığın erken ortaya çıkmasına ve ilerlemesine katkıda bulunan bu davranıştan kaçınmak, ileride kornea nakline kadar giden ciddi görme sorunlarını önlemeye yetiyor. Hastalık, Türkiye gibi sıcak ve tozlu ülkelerde sık görülüyor.

Keratokonus, gözün saydam tabakası korneanın, ilerleyici miyop ve astigmat ile birlikte incelme ve sivrileşmesiyle görülen hastalık olarak biliniyor. Genellikle ergenlik döneminde başlayan hastalıktan hastalar ancak 20'li yaşlarında haberdar oluyor. yaş arasında ilerleme gösterip 40 yaştan sonra durağan döneme giren keratokonus, tedavi edilmezse kornea nakli gerektiren ciddi görme sorunlarına yol açıyor.

Göz Hastalıkları Uzmanı Opr. Dr. Birgi Sönmezer, korneanın öne doğru bombeleşmesi ve sivrilmesiyle karakterize, "keratokonus" hakkında şu bilgileri verdi: "Korneadaki şekil bozukluğu olarak da tanımlanan keratokonusun birçok nedeni bilinmekle birlikte, gözün sıkça ovalandığı alerjik göz rahatsızlıkları da hastalığa zemin hazırlayabiliyor. Çocukluk dönemi alerjik konjonktivitin sık görüldüğü sıcak ve tozlu Türkiye gibi ülkelerde maalesef çok daha sık rastlanır. Genetik yatkınlık da söz konusudur. Ailede bir keratokonus hastası varsa özellikle dikkat edilmelidir çünkü keratokonusta genetik faktör önemli rol oynamaktadır. Göz kaşınması, sert kontakt lens kullanımı gibi çevresel faktörler de genetik olarak müsait kişilerde bu hastalığın ilerlemesine sebep olabilir. Bazen de hiçbir şikâyeti olmayan sadece miyopi ve astigmat kusurunu lazer ile tedavi ettirmek isteyen hastalara yapılan çok özel tetkikler sonucu teşhis konulabiliyor. Keratokonustan korunmak için gözünüzü ovalamayın, kaşımayın ve mutlaka her yıl genel göz muayenenizi yaptırın."

AKDENİZ ÜLKELERİNDE YAYGIN

Hastalığın her literatürde 2 bin kişiden birinde görüldüğünü anlatan Opr. Dr. Birgi Sönmezer , Türkiye gibi sıcak ve alerjinin yaygın olduğu ülkelerde bu oranın çok daha yüksek olduğunu söyleyerek keratokonusun belli başlı özelliklerini şöyle sıraladı: "Keratokonus özellikle Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerde yaygındır. Başlangıç evresinde keratokonusun görme üzerine olumsuz etkisi yoktur. Keratokonuslu hastalarda önce kontrast duyarlılıkları bozulur. Her rengi aynı canlılıkta görme gibi yakınmalar ortaya çıkar. Özellikle gece görmede sorunlar yaşanabilir. Keratokonus ilerlemeye başladıkça çoğu hasta araba kullanırken uzaktaki cisimleri net seçemediğini, televizyon seyrederken alt yazıları görememeye başladıklarını fark eder. Bazen hastalar göz kapaklarının üstüne dokunup baskı yaptıklarında ya da göz kapaklarını yana doğru çektiklerinde görmelerinin düzeldiğini, daha net görebildiklerini ifade ederler. Aslında bu ilerleyen keratokonus vakalarının çoğunda rastlanan bir bulgudur. Ancak bu geçici bir düzelmedir. Bu şekilde görmeyi sürdürmek mümkün değildir. Keratokonusun ilerlemesine bağlı olarak hastaların görme yetenekleri ileri derecede kaybolur.

Görmenin yüzde 95 kaybı anlamına gelen bu durumda, hastalar için bir iki metre ötesini görmek imkansızlaşır. Bu çoğu kişinin anladığı anlamda körlük olmasa bile legal körlük denilen görmenin ileri derecede düştüğü seviyedir. Risk grubuna giren kişiler takip süreci içinde gözlerini asla kaşımamalıdır. Hastalığın genetik temellerinde kornea ile ilgili yapısal bir değişiklik yarattığı için gözleri kaşımak, ovuşturmak, sert baskı yapmak hastalığın ilerlemesine, erken ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu yüzden bu risk grubundaki kişilere ve hastalara gözlerini ovuşturmamaları, kaşımamaları önerilir" dedi.

İHA

Gözlerimiz en hassas organlarımızdır. Kimi zaman kaşıntı, yanma gibi sorunlar olabilir. Alerjik hastalıklar da sıklıkla gözleri etkileyerek kızarıklık, sulanma, yanma ve kaşıntı gibi belirtiler gösterebilir.

Bu gibi durumlarda gözlere uzun süre ve bastırarak yapılan ovalama ve kaşımaların korneada şekil bozukluğuna sebep olabileceğini belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Sibel Şalvarlı, allerjisi olanları gözlerini ovalamama ve kaşımamaları konusunda uyardı. Keratokonus hastalığının erken teşhisine dikkat çeken Şalvarlı, hastalığın tedavi edilmemesi durumunda kornea nakli ile sonuçlanabileceğini vurguladı.

* Gözlük numaralarının hızla ilerlemesi

* Ağırlıklı olarak astigmat artışı

* Net görememe ve bulanıklık

* Gözlük numarası sık değiştiği halde net görememe

* Hayalet imajlar ve açıklanamayan ışık hassasiyeti

* Erken teşhis için ileri teknoloji gerekir

Keratokonusta hastalık ilerleyici olduğundan erken teşhis çok önemlidir. Hastalığın teşhisinde topografi denilen kornea haritalarının çekilmesi gerekir. Hastalığın ilk belirtileri korneanın arka yüzünde ortaya çıkar. Sadece korneanın ön yüzünü gösteren haritalarla erken bulgular gözden kaçabilir. Erken teşhis için korneanın ön ve arka yüzünü değerlendirme imkanı sağlayan ileri teknoloji, topografi cihazları gerekir.

KORNEA NAKLİ GEREKEBİLİR!

Kornea, saat camı gibi gözün ön yüzünü örten ve fotoğraf makinesinin objektifine benzer rol oynayan en önemli tabaka olduğundan net görüşte kritik rol oynar. Keratokonus korneayı etkilediğinden hastada ilerleyici astigmata yol açar. Erken evrede yakalanırsa korneal kollagen çapraz bağlama veya crosslinking (CCL) adı verilen ameliyatla hastalığın ilerlemesi durdurulabilir. Bu hastalığı durdurucu etkiye sahip tek tedavi yöntemidir. Ancak teşhiste geç kalınırsa kornea çok inceldiğinde ve hastalık ilerlediğinde kornea nakli gerekebilir.