Serum fizyolojiklerde insan sağlığına faydalı birçok mineral bulunmaktadır. Ancak bu minerallerin yararlı olabilmesi için sudaki tuz oranının çok iyi ayarlanması gerekir.
İzotonik Su Nedir, Ne İşe Yarar?
İzotonik su, çeşitli minerallerden ve sodyum klorürden oluşan bir su çeşididir. Vücudun hızlı bir şekilde antikor üretmesini sağlayan serumların için izotonik su vardır. Tıbbi amaçlarla kullanılan serum bileşikleri yaraların mikrop kapmasını önler.
Pansuman yapılmadan önce yaranın etrafı izotonik su ile temizlenmelidir. Son yıllarda bebek bakım ürünlerinde de serum bileşiği kullanılmaya başlandı. İçeriğinde sadece izotonik su olan ve hiçbir kimyasal içermeyen burun spreyleri bebeklere özel olarak üretiliyor. Grip ve nezle gibi kış hastalıklarında kullanılan bu spreyler, bebeklerin çok daha nefes almasını sağlıyor.
Bunun dışında yine bebekler için özel üretim olan ıslak mendiller mevcut. Bu mendillerin en önemli özelliği kaşıntıya ve kızarıklığa neden olmamasıdır.
Evde İzotonik Su Nasıl Yapılır?
Son günlerde evde, kendi imkanlarıyla izotonik su yapmak isteyenlerin sayısı hızla arttı. İnsan sağlığına birçok açıdan faydalı olan serum fizyolojiği, kısa bir süre içerisinde yapmak mümkün.
İzotonik su yapımında hem normal tuz hem de kaya tuzu kullanılabilir. Uzmanlara göre daha doğal ve sağlıklı olduğu için kaya tuzu tercih edilmelidir. 1 litre su için 1 çay kaşığı tuz yeterlidir. Yaklaşık 10 dakika kaynatılan su, soğuduktan sonra burun damlası ve serum olarak kullanılabilir.
Hamilelikte grip hakkında bilinmesi gerekenleri Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doktor Kağan Kocatepe’den öğrendik.
Anne adaylarının hamilelik dönemlerinde en çok sakındıkları durumlardan biridir hasta olmak. Özellikle içinde bulunduğumuz kuş gribi salgınından ötürü, gribin adını bile anmak istemeyen birçok anne adayı vardır muhakkak. Atacağı her adımın bebeğini de etkilediğini bilen hamileler için ilaç içmek de eskisi kadar tercih edilmiyor. Bu durumda akla gelen ilk şey, ne kadar dikkatli olunsa da, gribe yakalanıldığında neler yapılması gerektiği. Bunun cevabını vermeden önce de, gribi daha yakından tanımak gerekiyor.
Influenza virüslerinin neden olduğu grip, her yıl yaygın salgınlara neden olan ciddi bir hastalık. Amerikan Hastalık Kontrol Merkezi’nin verilerine göre her yıl nüfusun yüzde ’si gribe yakalanıyor ve ortalama bin kişi grip nedeni ile hastanede tedavi görüyor. 20 binden fazla kişi de grip yüzünden hayatını kaybediyor. Hastalığa neden olan virüs çok sık aralıklarla form değiştirdiği için yaygın salgınlara neden olabiliyor. Bu nedenle gribi basit bir kış hastalığı olarak tanımlamak pek doğru değil.
Damlacık enfeksiyonu ile solunum yollarından geçen virüslerin neden olduğu grip; ani ateş yükselmesi, titreme, baş ve kas ağrıları, vücut kırgınlığı, gözlerin yaşarması ve yanması, kuru öksürük, burun akıntısı ve tıkanıklık gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Ateş genelde gün devam ederken nadiren 5 güne kadar uzayabiliyor. Ateşten sonra genel vücut yakınmaları başlıyor ve solunum sistemi yakınmaları artıyor. En önemli bulgulardan biri de kuru öksürük.
Gribin en tehlikeli boyutu ise zatürre gibi çok daha ağır hastalıklara neden olma riski. Bu nedenle hamilelik döneminde anne adayının bağışıklık sisteminin yanı sıra dolaşım ve solunum sisteminde de değişiklere neden olarak komplikasyonlar açısından daha yüksek risk altında olduğu asla unutulmamalı. Çünkü hamilelik döneminde gribin çeşitli komplikasyonlarla seyredebilmesi, bebeğin sağlığını tehdit edebildiği gibi anne adayının huzursuz olmasına neden oluyor.
Gribin hamile kadınlar üzerindeki etkisini araştıran bir çalışmaya göre, hamileliğinin 6. ayını bitirmiş olan hamilelerin kalp veya akciğer problemleri nedeniyle hastaneye yatma oranı, hamile olmayan ancak ciddi, altta yatan hastalığı olan kadınlarla eş durumda. Hamileliğin ileri dönemlerinde bu risk daha da artıyor. haftalık hamile kadınların yine kalp ve akciğer problemleri nedeniyle hastaneye yatma riskleri, doğum sonrası ilk 6 ayı geçirmiş kadınlara oranla 5 kat daha fazla. Hamile ve aynı zamanda astımı olan kadınlar grip sezonunda özellikle hastaneye yatma açısından yüksek risk altında.
Bunun yanı sıra grip virüsü normal koşullarda bebeğe geçmesi beklenen ve bebekte istenmeyen durumlar yaratan bir hastalık değil. Ancak gribin ağır seyrettiği hallerde ateş 39 dereceyi geçerse bebek bundan olumsuz etkilenebiliyor. Hatta hamileliğin son aylarında olunması doğum sancılarının başlamasına bile neden olabiliyor. Bunun için yüksek ateşin kontrol altına alınması şart. Tabi bu müdahale doktor tarafından gerçekleştirilmeli. Ayrıca nezlenin sinüzite, öksürüğün bronşite dönüştüğü durumlarda, doktor önerisiyle antibiyotik kullanmak gerekebiliyor. Ancak doktora danışmadan hiçbir ilaç alınmamalı.
Grip aşısı inkative virüs aşısı olduğundan yani canlı virüs içermediğinden hamilelikte kullanımının herhangi bir sakıncası yok. Ancak hamilelik döneminde ilaç alımında olduğu gibi aşı konusunda da doktora danışmakta fayda var. Çünkü böyle bir durumda hangi tedavinin hamilelikte uygun olacağını ve sizin durumunuzda en iyi sonucu vereceğini, ancak doktorunuz söyleyebilir. Doktorundan onay alan anne adaylarının aşı yaptırabilmeleri için bebeklerinin gelişim süreçlerini dikkate almaları gerekiyor. Bundaki en büyük etken ise ilk üç ayın bebeğin gelişimi açısından önemli bir dönem olması. Ayrıca ilk üç ay düşük olma olasılığı fazla bir dönem. Bu nedenle ilk üç ayın sonunda bebeğin gelişimi tamamlanmış olduğu için anne adayı aşı yaptırabilir. Böylelikle anne adayında gelişen antikorların bir miktarı bebeğe de geçerek yaşamının ilk aylarında onun da gribe karşı korunmasında etkili oluyor. Aşı sonrasında antikor üretilmesi ve koruyuculuğun başlaması için haftaya gerek var. Grip aşısının koruyuculuğu ise yüzde arasında değişiyor. Öte yandan aşı hazırlanırken yumurta kullanıldığı için yumurta alerjisi olanlarda grip aşısı uygulanmaması gerekiyor. Bununla birlikte emziren anneler de güvenle grip aşısı yaptırabiliyor.
Alınan her türlü önleme rağmen anne adayları bu hastalığa yakalanabilirler. Normal insanların bile günlük hayatlarını olumsuz yönde etkileyen grip hamileler için çok daha zorlu geçer. İlaç almanın bebeğe zarar vereceğini düşünen anne adayları ilaç kullanmayı reddettikleri için grip sürecini atlatmakta zorlanabilirler. Bu nedenle grip belirtileri oluşursa ilk yapılması gereken hemen doktora başvurmak. Genel bir muayene sonrasında doktor belirtileri hafifletmek için çeşitli ilaçlar verebilir. Diğer grip geçiren insanlarda olduğu gibi anne adaylarının da istirahat etmeleri, beslenmelerine ve uyku düzenlerine özen göstermeleri gerekir.
Hamilesiniz ve aynı zamanda gripsiniz. İlaç almıyorsunuz ve yapabildiğiniz tek şey dinlenmek. İstirahat gribin en büyük ilacı olsa da evde yapabileceğiniz doğal yöntemlerle gribin olumsuz etkilerini hafifletmeniz mümkün.
Örneğin burnunuz tıkanıyorsa, burun damlası kullanamayacağınız için evde bir tatlı kaşığı tuzun yarım litre suda çözülmesi şeklinde bir serum fizyolojik hazırlamanız daha sağlıklı olur. Bu karışımı bir pipet aracılığıyla burna çekmek, burun tıkanıklığını giderebilir.
Öksürüğünüzü ise ballı ılık süt ile yatıştırabilirsiniz. Bunun dışında ılık limon ya da elma suyu içerek de öksürüğünüzü azaltabilirsiniz.
Boğaz ağrınız için doktorunuzun önerdiği tabletlerin yanı sıra ada çayı ile yapılan gargaralar da ağrınıza iyi gelebilir.
Gribin belirtileri
Bir hastalığa yakalanmadan alınan tedbirler daha sonrasında iyileşmek için harcayacağınız çabadan çok daha fazla yarar sağlar. Bunun için özellikle hamileyken gribe yakalanmamak için çok dikkatli olmanız gerekir. Bunun için aşağıdaki önlemleri almanız sizin için oldukça faydalı olabilir.
Havanın soğuması ile birlikte soğuk algınlığı ve grip vakalarının sayısı arttı. Bundan en fazla etkilenen her zamankinden daha kalabalık olan acil servisler. Gelen hastaların beklentileri ise sınırsız. Antibiyotik kullanmadan iyileşmiyorum, bir serum bile takmayacak mısınız her gün duyduğumuz serzenişler. Özellikle içinde ne olduğunu bilmediği serumlar (hele bir de renkli olanı-sarı seron-) olmadan iyileşmeyeceğini düşünenler, serumun içeriğini paylaştım diye Twitter üzerinden hekimlere hakarete varan yorumlar attılar. Durum bu olunca grip tedavilerine kanıta dayalı bir bakış atmak için bu yazıyı yazmak istedim.
Bu yazıda viral üst solunum yolu enfeksiyonlarından bahsedeceğiz (sadece grip değil!): Grip ve soğuk algınlığını ayıran etkenleri.
Soğuk algınlığına neden olan rhinovirüs, parainfluenza, adenovirüs gibi etkenler.
Gribin en sık nedeni ise influenza A (H3N2) virüsü. Bunun dışında influenza A (H1N1) ve influenza B gibi çok sayıda virüs hastalığın sebebi olabilmekte. Bunlardan domuz gribi olarak bilinen influenza A (H1N1) artık mevsimsel grip etkenlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Sağlık bakanlığı yılı haftasında alınan sentinel grip benzeri hastalık sürveyans numunelerinde influenza pozitifliği oranının bir önceki haftaya (% 29,7) göre artış göstererek % 51,2 olduğunu bildirdi. yılının ilk haftasında ise influenza pozitifliği bir önceki haftaya göre artış göstererek % 59,8 olarak bildirildi. Ağır Akut Solunum Yolu Enfeksiyonları sürveyans numunelerinde ise influenza pozitifliği % 44,1 olarak saptandı. yılının ilk haftasında ise grip benzeri hastalık numunelerinde influenza pozitifliği bir önceki haftaya göre artış göstererek % 59,8 ağır solunum yolu eneksiyonları surveyans numunelerinde %50,5 olarak bildirildi. Pozitiflik saptanan olguların % 50den fazlasını influenza A (H1N1) virüsünün, geriye kalanı influenza B veya influenza A ve B koenfeksiyonunun oluşturduğu bildirildi (diğer etkenler en sık rinovirüs ve RSV). Ancak geçtiğimiz yıllarda influenza pozitiflik oranının senenin ilk 3 ile 8. haftaları arasında pik yaptığına dikkat çekmeliyiz.1
Önümüzdeki günlerde daha fazla influenza olgusu olacağını söyleyebiliriz . Viral üst solunum yolu enfeksiyonlarının her yıl çocuklarda kez, yetişkinlerde kez hastalığa neden olduğunu hatırlatalım.2
İnfluenzayı (grip) önlemenin en etkili yolu her yıl grip aşısı yaptırmak ve El yıkama gibi basit enfeksiyon kontrol önlemlerini kullanmaktır.
ABD’de CDC (Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri) 6 aylıktan büyük tüm bireylerin hastalık sezonu öncesinde kontrendikasyonu yoksa aşılanmasını öneriyor (Ekim ayı sonuna kadar).3
İnfluenza aşısının yılında ABDde genel etkinliğinin %47, 6ay yaş arası bireylerde ise %61 olarak hesaplandı bildirildi.4
NOT: Aşı karşıtlarına duyurulur. Grip olmamak için aşıdan daha etkili bir yöntem yok.
Grip ve soğuk algınlığının semptomları klinik olarak birbirine benziyor (burun akıntısı, halsizlik, başağrısı vb ). Ancak grip daha ani başlangıçlı, yüksek ateş, eklem ağrıları, göğüs ağrısı ve öksürük gibi semptomların baskın olması ile klinik olarak ayrılabiliyorlar. Her ne olursa olsun hastalık çoğu zaman günde kendiliğinden sonlanıyor. Hastalığın etkeni olan virüs prognuzunun belirleyicisi olduğundan tedavinin belirlenmesinde önemli. Bu nedenle bazı hastaların influenza olup olmadığı değerlendirilmeli. Buna karşılık antiviral tedavi kararı klinik bulgularla verilebilir. Laboratuvar tanısı ciddi hastalığı olan hastalar ve klinik yönetim değişecekse önemlidir.
Test yapalım ya da yapmayalım bir grup hastaya antiviral tedavi kararı verilmeli. Kimlere antiviral tedavi yapılmalı bunu konuşalım. Son klavuzu göre;Klinisyenler, influenza aşılama geçmişine bakılmaksızın aşağıdaki kriterlere uyan, kanıtlanmış veya şüpheli grip olan yetişkinler ve çocuklara mümkün olan en kısa sürede antiviral tedaviye başlamalıdır: 3
Klinisyenler grip aşısı geçmişine bakılmaksızın, influenza komplikasyonları açısından yüksek risk altında olmayan, kanıtlanmış veya şüpheli influenza olan bazı yetişkinler ve çocuklar için antiviral tedaviyi düşünebilir:
Antiviral tedavi olarak önerilen oral oseltamivir, inhale zanamivir veya intravenöz peramivirden biri (kombinasyonu değil). Komplike olmayan hastalara oseltamivir veya zanamivirle 5 günlük tedavi ya da IV peramivir ile tek doz tedavi öneriliyor. Hastaneye yatırılması gereken, ciddi alt solunum yolu enfeksiyonu olan veya immunsüpresyonu olan hastalara daha uzun süreli tedavi düşünülebilir.3
Antiviral tedavi ağırlaştırıcı faktörleri olan hastalarda etkili bir yöntem. Peki diğer hastalarda ne kadar etkili sorusu yakın zamanda yayımlanan bir çalışmada yanıtlandı. Buna göre birinci basamakta grip benzeri semptomları olan hastalara oseltamivir verildiğinde semptomlar bir gün daha erken sonlanıyor. Ancak 65 yaş üstünde ve komorbidleri olan, ciddi semptomları olan ve önceki hastalığı uzun süren hastalara oseltamivir verildiğinde semptomlar gün daha erken sonlanıyor. 4Buna karşılık hastaneye yatış ve pnömoni olgularında farklılığa neden olmuyor. Ayrıca %30 hastada bulantı-kusmaya neden oluyor. İşte bu nedenlerle her hastaya vermemiz halen uygun değil. Yukarıdaki kılavuz bilgileri daha kullanışlı gözüküyor.
Grip ve soğuk algınlığı deyince eczanelerde reçetesiz satılanlar da dahil olmak üzere çok sayıda ilaçtan bahsetmemek olmaz tabi. Bu ek tedavilerin etkinliklerine bir bakalım isterseniz.
Genel kanı grip hastalarında sıvı açığı olacağı bu nedenle sıvı alımlarına dikkat etmeleri. Bu nedenle hastalara sıvı almalarının önerilmesi genel yaklaşım. Peki gerçekten durum bu mu?
Önce SARI SERUM’dan bahsedelim. ABD’de ‘banana bag’ olarak bilinen bu serum normalde beslenme bozukluğu olan alkolik hastalar için tasarlanmış. Ülkemizde içerisinde bol miktarda analjezik ve yanında B vitamini ya da multivitamin kompleksi ile hazırlıyorlar (Diye duydum. 20 yıllık hekimim ve üst solunum yolu enfeksiyonu var diye hiçbir hastaya bu tedaviyi vermedim ve benim hastalarım da iyileşti!). Orijinal ‘banana bag’ serum içerisinde tiamin (orjinalinde mg var, bizde kullanılan bemiks ampül 25 mg içeriyor), multivitamin kompleksi, folik asit ve magnezyumdan oluşuyor.
Grip/soğuk algınlığı olgularında akut bir vitamin eksikliği olmadığından ve yine çoğu zaman elektrolit bozukluğu olmadığından bu tedavinin etkili olduğunu düşününler içindeki ağrı kesicilerin etkinliği ile mutlu oluyor olmalı.
Daha ileri gidip alkollü şahıslarda etkinliğinden bahsedelim. Alkol alımı sonrasında hastalara IV sıvı verilmesi hastanın kendine gelme süresini kısaltmaz. Yine alkollü kişilere magnezyum düzeyi görmeden IV magnezyum vermeye gerek yok. Multivitamin ve folat eksikliği uzun dönemde ortaya çıktığından ayaktan tedavide devam edilmesi yeterli. Alkolik kişide Wernicke ensefalopatisi gelişmiş ise işte o zaman agresif tiamin vermek gerekiyor. Yani alkollü kişilerin iyice ayıltılması için dahi Sarı Serum sanıldığı gibi etkili/gerekli değil.5
Meraklı girişimcilere duyurulur sarı serum’un oral formu yapılmış ve ABD’de satılıyor.6
Gelelim grip ve soğuk algınlığında serumun faydalarına/faydasızlığına;
Aslında çok ilginç bir durum var. Bu konuda yazılmış/çalışılmış doğru düzgün bir şey bulamadım. Bazı doktorlar sıvı desteğini solunum yolu salgılarının seyreltilmesi için öneriyor(!). İlginç olarak ’lerin sonunda dehidratasyonun salgıların azaltılması için işe yarayacağını düşünenler de varmış.8 Ama şunu kesinlikle söyleyebiliriz; İntravenöz hidrasyon verilmesinin ya da oral sıvı alımının artırılmasının hastalarda semptomların süresini kısalttığının kanıtı bulunmamaktadır. Peki bazı kişilerde neden işe yarıyor sorusunun kanıtı bir başka çalışma olabilir. Soğuk algınlığı olgularına plasebo ilaç verildiğinde hiç ilaç vermemeye göre semptomların ağırlığı ve süresinde değişikliğe neden oluyor. Ama hastalığın ortalama süresi gün ve inandıkları bir plasebo kullansalar dahi en fazla yarım gün daha erken semptomlar sonlanıyor.9
Yıllar önce kahvehanelerinde sıcak su içerisinde antihistaminik-analjezik-dekonjestan kombinasyonu ikram edilen bir ülkede yaşıyoruz. Psödoefedrin içeren ilaçların kontrole tabi olması nedeniyle reçetesiz kullanımı azalmış olsa da üst solunum yolu enfeksiyonu olduğumuzda her birimiz bu ilaç kombinasyonlarını kullanmayı tecrübe etmişizdir. Peki ama bu ilaçların kullanımını bilimsel olarak test edenler nasıl bir sonuca ulaşmışlar?
Bu yazının bundan sonraki kısmı aslında soğuk algınlığına yönelik tedaviler ve influenzanın semptomatik yönetimi hakkında. Ancak referans aldığım makalelerin çoğunun soğuk algınlığı hakkında olduğuna dikkati çekmek istiyorum.
Çocuklarda reçetesiz satılan (OTC) kombine grip ilaçlarının öksürük tedavisinde etkinliklerini değerlendiren bir Cochrane derlemesinde Antitusifler, antihistaminikler, antihistamin- dekonjestanlar ve antitussif / bronkodilatör kombinasyonlarının plasebodan daha etkili olmadığı saptanmış. Sadece bir çalışmada iki çocuk öksürük şurubu test edilmiş ve her iki preparat, plasebo grubundaki çocukların% 21ine kıyasla, ilaç kullananların %46 ve %56sında tatmin edici bir yanıt göstermiş. Ama sonuç olarak akut öksürükte OTC ilaçlarının etkinliği hakkında veya buna karşı iyi bir kanıt yoktur şeklinde yorumlanmış.10
Bundan 6 yıl sonra yapılan bir başka Cochrane derlemesinde yetişkinler de dahil edilmiş. Bu derlemede değerlendirilen 21 çalışmada olumsuz etkiler bildirilmiş. Çalışmalar arasında geniş bir aralık var, antihistaminikler ve dekstrometorfan içeren preparatlarla daha fazla sayıda yan etki görüldüğü vurgulanmış. Sonuç olarak akut öksürükte OTC ilaçlarının etkinliği hakkında veya buna karşı iyi bir kanıt olmadığı sonucuna varılmış. Çocuklarda antihistaminikler ve santral etkili antitussif ajanlar reçete edilirken bunların yan etkileri olabileceği için dikkat edilmesi gerektiği belirtilmiş. 11
Çalışmaları ayrıntılı okuyunca küçükken (yıllar yıllar önceJ) annemin bana bal yedirmeye çalıştığı günler aklıma gelmedi değil. İlaçların çocuklarda öksürüğü azalttığının kanıtı yok ya da yetersiz. Ancak özellikle gece yatmadan önce bal almak gece uykuda çok öksüren çocukların rahatlamasını sağlıyor ve yan etkisi de yok. Üstelik öksürüğü rahatlatan etki ilaçlar kadar güçlü ya da hemen hemen aynı.12 Buna karşılık grip/soğuk algınlığının diğer semptomlarında etkisi olduğuna dair bir kanıt olmadığına dikkati çekelim.
Gelelim burun akıntısı/tıkanıklığı semptomlarını azaltmaya yönelik dekonjestan/antihistaminik içeren preparatların etkinliklerine. Dekonjestanlar ve antihistaminiklerin çocuklarda nazal semptomların düzelmesi amacıyla kullanımının güvenliği konusunda çelişkili sonuçlar bildirilmektedir. Dekonjestan içeren bazı ürünler çocuklarda nazal semptomları iyileştirebilir, ancak özellikle küçük çocuklarda güvenlikleri belirsizdir. Çocuklarda antihistaminik/dekonjestan/analjezik kombinasyonlarının etkinliği belirsiz ya da iyi çalışılmamıştır.
Peki olumlu etkisi olan bir ilaç var mı diyenlere yanıt ise Tuzlu su (salin) ile İrrigasyon diyebiliriz. Eldeki kanıtlar çok tutarlı olmasa da tuzlu su ile nazal irrigasyonun çocuklarda semptomları azaltmakta yardımcı olabileceğini söylüyor.
Aileler için Bilgilendirme:2
Çocuklarda Soğuk Algınlığı tedavisi için 2 numaralı derlemeden alınan kanıtlar aşağıda özetlenmiştir.
Yetişkinlerde analjezik+dekonjestan, antihistaminik+dekonjestan, antihistaminik+analjezik+dekonjestan, dekonjestanlar, NSAIİ’lar ve sedatizan antihistaminiklerin küçük ya da olası olumlu etkileri bulunmaktadır. Ancak dekonjestan içeren ilaçlar günden fazla kullanılmamalıdır.
Antihistaminik+analjezik, nonsedatif antihistaminikler, parasetamol, pellargonium ekstresi ve salin ile irrigasyonun ise küçük ya da belirsiz etkisi vardır.
Antibiyotiklerin ise faydası YOK ve zararları bulunmaktadır ve bu nedenle kullanılmamalıdır.
Diğer ilaçların etkileri ise belirsizdir ve kullanımlarını destekleyecek kanıt bulunmamaktadır. Bu noktada birçok ilacın ya da müdahalenin çocuklarda PLASEBO etkisinin olmadığını ancak yetişkinlerde muhtemelen plasebo etkinliği nedeniyle etkili olduğunu söyleyebiliriz!
Yetişkin Hastalar için Bilgilendirme2
Yetişkinlerde soğuk algınlığı tedavisinde kullanılan tedavilerin kanıtları aşağıda özetlenmiştir.2
Hepinize sağlıklı günler dilerim.
2.
van Driel ML, Scheire S, Deckx L, Gevaert P, De Sutter A. What treatments are effective for common cold in adults and children? BMJ. October k doi/bmj.k
3.
Uyeki TM, Bernstein HH, Bradley JS, et al. Clinical Practice Guidelines by the Infectious Diseases Society of America: Update on Diagnosis, Treatment, Chemoprophylaxis, and Institutional Outbreak Management of Seasonal Influenzaa. Clinical Infectious Diseases. December e1-e doi/cid/ciy
4.
Butler CC, van der Velden AW, Bongard E, et al. Oseltamivir plus usual care versus usual care for influenza-like illness in primary care: an open-label, pragmatic, randomised controlled trial. The Lancet. January doi/s(19)
5.
Groth M. Mythbusting the Banana Bag. seafoodplus.info seafoodplus.info
6.
Guppy M, Mickan S, Del M, Thorning S, Rack A. Advising patients to increase fluid intake for treating acute respiratory infections. Cochrane Database Syst Rev. ;(2):CD doi/CDpub3
7.
Eccles R, Mallefet P. Observational study of the effects of upper respiratory tract infection on hydration status. Multidiscip Respir Med. ; doi/s
8.
VISE G. Dehydration for the common cold. South Med J. ;50(12) doi/
9.
Barrett B, Brown R, Rakel D, et al. Placebo Effects and the Common Cold: A Randomized Controlled Trial. The Annals of Family Medicine. July doi/afm
Smith SM, Schroeder K, Fahey T. Over-the-counter (OTC) medications for acute cough in children and adults in ambulatory settings. Smith SM, ed. Cochrane Database of Systematic Reviews. January doi/cdpub3
Smith S, Schroeder K, Fahey T. Over-the-counter (OTC) medications for acute cough in children and adults in community settings. Cochrane Database Syst Rev. ;(11):CD doi/CDpub5
Oduwole O, Udoh EE, Oyo-Ita A, Meremikwu MM. Honey for acute cough in children. Cochrane Database of Systematic Reviews. April doi/cdpub5
Grip için atom serum içindekiler ile ilgili son 3 yılda çok fazla araştırma yapılmaya başlandı. Serum aslında hayatımızda yıllardan beri hep vardı. Ancak sonrasında tüm dünyada yayılan salgın hastalıklardan sonra serum kavramının önemi biraz daha öne çıkmaya başladı. Bir dönem hastanelerin acil bölümlerinde çeşitli hastalıklar için takılan serum zamanla halk arasında farklı isimlerle anılmaya başladı. Bu isimlerin başında sarı serum gelmektedir.
Özellikle salgın hastalıklar ve enfeksiyon hastalıklarının artmasıyla bu kez de hayatımıza atom serum girmeye başladı. yılından itibaren ise Glutatyon serum devreye girmeye başladı. Hal böyle olunca tüm bireyler tarafından bu sefer de serum içinde ki ilaçlar merak edilmeye başlandı.
Tüm detaylar haberimizde…
Kış mevsiminde ve mevsim geçişlerinde nezle, grip gibi hastalıkların ortaya çıkmasının ardından grip ve viral hastalıklara karşı grip için atom serum yapılmaya başlandı. Peki, gerçekten Grip için atom serum içindekiler neler? Bizler özel hastanelerde, devlet hastanelerinde ve evde sağlık hizmeti veren sağlık kabinlerinin hastalara taktığı grip için atom serum içinde neler var?
Öncelikle atom serum, sarı serum tüm hastalıklarda kullanılabilir. Grip, soğuk algınlığı, viral üst solunum yolu enfeksiyonları, ishal-kusma, influenza, covid, akut solunum yolu enfeksiyonları, ateş, öksürük, halsizlik, boğazda yanma, eklem ağrıları, gibi şikayetleri bulunan hastalara uygulana atom serum sıvı alımının arttırılması, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi amacıyla hastalara verilir.
Tuzlu sıvı su ve içine katılan B vitamininden kaynaklı olarak sarı rengi alan “sarı serum” bu iki bileşenden meydana gelirken Grip için atom serum içindekilerarasında; serumu sarı rengi veren B Vitamini ilaçlar, C Vitamini ilaçlar, ağrı kesiciler, anti allerjik ilaçlar ve antibiyotiklerden oluşan karışımlar yer almaktadır.
Serum içinde Bemiks B vitamini bunun yanında Redoksan C vitamini, Novalgine ateş düşürücü bulunur. Serum içinde % tuz, 1 LT bazında milimol klor (Cl) milimol sodyum (Na) ve % tuzlu su çözeltisi bulunur. Böylece hastanın sıvı alımı ve beraberinde aldıkları ekstra vitaminler sayesinde hızlı iyileşmesi ve toparlanması sağlanır. Serum antikorların insan vücuduna aktarılmasında etkin rol oynar. Bazı serumlarda kanın pıhtılaşmasını geçici olarak engelleyen sitrat maddesi de yer alır. Serumun her ne sebepten olursa olsun doktor tarafından reçete edilmesi gerektiğini unutmayın. Her bireyin hastalığı ve şikayetleri ayrıdır. Bu nedenle her serum kişiye özeldir.