gül abla ve yağmur abla / Ablaya Doğum Günü Mesajı | Uzun ve Duygusal Ablaya Mesajlar

Gül Abla Ve Yağmur Abla

gül abla ve yağmur abla

Ne yazık ki bu hikâye doğup büyüdüğümüz topraklarda yazılamadı. Geriye bakmamayı büyüklük saymaya başladığımız yıllarda Cumhuriyet ışıl ışıl dal çiçek veren güldü. Efendisi köylüdür milletin dediğimizde toprağımızda en tanıdık bitki arpa yulaf meyvelerden de kirazla adını koymadığımız armuttu.

Kalkınsın diye yurdumun insanı çabuk unutulsun fakirliğin resmi diye gurbeti yarattı tanrım. Önce yayan gidilip gelinecek kadar yakınken gurbet sonra ıramaya başladı. Almanya oldu. Fransa oldu. Ecnebi oldu. Köyde ecnebiye gidenler gitmeyenler diye tanıtıldı varsıllarla yoksullar ama&#;

Yapraklar sarı. Ekin kuru mevsim sonbahar. Dört odalı ahşap evin bir odası diğerlerinden farklı durur. Bereket odanın içinde. Herkes gibi bu odanın da hazır olması lazım gelecek uzun bir kışa. İçinde çok çeşit yok. Un var yağ var. Gül abla haziran ayında yaylaya gider. Keçileri var. İnekleri var. İşte o gün ne yaparsa kış içindir. Şimdilik bir eksik yoktur. Havalar biraz soğuyunca kış boyu fırtınaları hatırlanır. Neler söylenmez ki. Kış uzunda olsa söz kısa tutar. Hep der Gül abla. Korkma komşum. Korkma. Karakış karadan, Zemheri aradan, Gücük az Mart yaz. İşte kışın ömrü bu kadar doğup büyüdüğümüz toprağın yüreğinde. Cumhuriyet ne kadar ayların adını değiştirse de değişmez burada kara kışın karalığı. Birde takvimin gün hesabına uyduruluşu var Bu gün ay kaç desem babama;

Siz ne biçim okullusunuz. Size öğretmiyorlar mı?

Ne bileyim baba. Senin dediğinle öğretmenin dediği tutmuyor ki. Sen hep on üç gün geride kalıyorsun.

Sus be. Ne demek geride kalıyorsun. Biz hep ileri gideriz kimse bilmez.

İleri gidişinizden mi dır. Mart dokuzu fırtınasın yakalanışınız. Bu hikâyeyi bilmeyen yoktur. Ben ne zaman Gül abla hadi bana bir hikâye anlat desem;

Oğul benim gibi yaşı yetmiş işi bitmiş bir koca karı varmış aha bu yukarı köyde. Kimi kimsesi yokmuş. Sadece on beş keçi ile birde küçük oğlağı varmış. Onlarla dertleşir söyleşirmiş. Kış böyle geçermiş. Yaz gelince alırmış keçilerini doğru yaylaya çıkarmış.

Yaz ayında çok sıcak olur buralar. Yine böyle bu zamanmış söz vaktine çeker. Gücük bitmiş. Ama havalarda bir anormallik olmuş. Bir sıcak ki sorma. Bütün karlar erimiş. Her yer yem yeşil. Koca karı keçileri salmış araziye ama durmaları ne mümkün. Ne yapsın mecburen artık yaylaya gitme zamanıdır demiş. Ne kadar hesap yapsa da baharı bulamamış ne yapacaksın zaman tam yayla zamanı.

Almış keçilerine çıkmış yayla yoluna. Yavaş yavaş ilerlerken önce karşı tepeden bir sis yükselmiş sonra siyaha dönmüş. Hafif kar serpiştirmeye başlamış. Koca nine kelimeye şaadedi çekip gök yüzen bakınca ne görsün bir kar yağışı başlamış ki kaç kaça bilirsen. Çaresiz olduğu yerde kala kalmış. Delice bir fırtına devam etmiş. On beş keçiden sağ kalan olmamış. Koca karıya gelince kimisi der ermiş melekler diyarına uçmuş kimisi der donmuş kar altında kalmış. Ama bilen yok. Bu ne zaman oldu, yeni hesapla yirmi iki mart eski hesapla dokuz mart. Şimdi kime sorsan bizim burada bu fırtınanın adı Mart dokuzu ya da koca karı fırtınası diye anılır. Gül abla bu hikâyeleri ne yazar nede yazdırır. Ama hep bir hikâyesi vardır. Gözlerini dolu gördüğüm bir gün Gül abla sen ağlıyor musun deyince;

Oğul daha on sekizime yeni girmiştim. Belim böyle bükük saçlarım ak değildi. Köyde kim bir güzeli tarif edecek olsa beni kast ederek ayni Gül gibi derlerdi. Bunu duyunca şöyle hafiften gülerdim..Gönlümde yüreğimde boştu.köyümüz dağınık olmasına rağmen yaylamız toplu idi. Her yaylaya gidişimizde gelin olan arkadaşlarım Gül, senin düğün ne zaman derlerdi,bende kısmet ne olacağını bilmem ki derdim.

Gel zaman git zaman epeyce zaman geçti. Bir ikindiüstüdür suyu doldurmuşum güğümlere eve doğru geliyorum,

Yakup amcanın evi nerdedir bilir misin?

Başımı kaldırmadım sese doğru döndüm.

Bilirim.

Tarif edebilir misin?

Biraz mahcup şöyle bir süzdüm yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya. Beni takip et dedim. Yürüdüm ama yürürken ses kulağıma gidip geldi. Yüzünü görür gibi oldum. Kaç adım attım bilmem. Artık duracak zaman değildi.

Kimlerdensin.

Yakup amcanın yeğeniyim.

Ya

Ya. Evi gösterdim. Çocukluğumda okuduğum kitaplarda bahsedilen beyaz atlı prensim gelmişti. Bu prens benim içindi. Ne edip etmeli ona aradığın prens benim demeliydim. Bir mazeret uydurdum Yakup amcalara gittim. Sordum soruşturdum. Babasının bir oğluymuş. Evlenecek bir kız arıyormuş. Bizim köyde beni tavsiye etmişler. Ancak;

O sabah bir daha görmedim. Sabah erkenden çekip gitmiş. Yağmur yağıyordu sabahleyin. Her yer çamurdu. Evimizin önünden bir ayak izi geçmişti. Aldım o çamurdan ayak izlerini evin bir köşesine koydum. Ne zaman bir yağmur yağsa yüreğime yağar. Gözlerim dolar bizimki sorar Gül nedendir her yağmurda ki bu iç çekişin. Bilmez ki her yağmur yüreğime yağar senelerdir.

İsmet Aci

Bu İçerik Kez Görüntülendi

Bol bol yorum yapmay&#x;, vote vermeyi tekrar yorum yapmay&#x; unutmay&#x;n lütfeen &#x;yi Okumalar&#x;

Elimde ki poşetleri dükkana b&#x;rakt&#x;ktan sonra h&#x;zl&#x; h&#x;zl&#x; yürümeye başlad&#x;m.

Yağmur ile Mudanyaya gideli neredeyse bir hafta olmuştu. Bu gün de Cuma olduğu için dükkan oldukça yoğundu. Sadece dükkanda değil bütün çarş&#x; öyleydi.

"Gökçen!" Diye seslendi babam arkamdan.

Kalabal&#x;kta ezilmemek için büyük bir özen göstererek babama döndüm. "Efendim?"

"Bir gelsene."

Tekrardan dükkan&#x;n önüne geldim. "Ne oldu baba?" Diye sordum. Şimdi ç&#x;km&#x;şt&#x;m zaten dükkandan.

"Bunu Osman amcanlar&#x;n dükkana b&#x;raksana." Dedi elinde ki poşeti bana uzatarak.

"Ne bu?"

"Hasan biliyor ne olduğunu."

"Baba sen götürsen?" Dedim çekinerek.

Kartal&#x; görmek istemiyorum diyemezdim babama. Ama o götürse çok mutlu olurdum.

"K&#x;z&#x;m yolunun üstü ondan dedim. Hem ben dükkan&#x; kapat&#x;p Cumaya gideceğim şimdi."

"Tamam baba." Diyerek elinden ald&#x;m poşeti.

Osman amca ve babam yak&#x;n arkadaşt&#x;. Zaten ayn&#x; mahallede doğup büyümüşlerdi. Eşleri de yak&#x;n arkadaş olunca evlendikten sonra daha samimi olmuşlard&#x;.

Ama araya ölüm girince ister istemez uzaklaşm&#x;şt&#x;k. Yani eskiden şuan olduğundan çok daha fazla görüyordum Kartal'&#x;. O zamanlar benim için hava hoştu. Ömer abiyi (!) görmek çok hoşuma gidiyordu.

Şimdi de şansl&#x;yd&#x;m ki s&#x;k s&#x;k gidip gelmiyorduk.

Kartallar&#x;n dükkan&#x;n önüne gelince derin bir nefes ald&#x;m. Kap&#x;n&#x;n önünde ki masalar&#x;n aras&#x;ndan geçip içeriye girdim.

"Abla kapal&#x;y&#x;z." Diyen kişiye döndüm. Burada çal&#x;şan biriydi. Bir kaç kere görmüştüm ama kim olduğunu bilmiyordum.

Konuşacağ&#x;m s&#x;rada mutfaktan Kartal ç&#x;kt&#x;.

"Biliyorum." Dedim Kartal'&#x; umursamadan. "Osman amcaya bakt&#x;m ben."

"Babam yok." Dedi yan&#x;ma gelen Kartal.

Çal&#x;şan çocuk yan&#x;m&#x;zdan gidince Kartal'a döndüm.

"Nerede?"

"Cumaya gitti."

Sende gitseydinde iki sevap işleseydin.

"Bende gideceğim şimdi." Deyince kaşlar&#x;m&#x; çatt&#x;m. D&#x;ş&#x;mdan m&#x; söylemiştim ben onu?

"Ayr&#x;ca beni düşünüp sevap işlememi söylemende bir hoşuma gitti."

Göz devirdim.
&#x;şine nas&#x;l geliyorsa öyle anl&#x;yordu laf&#x;.

"Ne yapacaks&#x;n sen babam&#x;?" Diye sordu.

"Babam bunu gönderdi." Dedim ve elimde ki poşeti ona uzatt&#x;m.

Gözlerimin içine bakarak ald&#x; poşeti. Al&#x;rken eli elime değmişti. Ama yanl&#x;şl&#x;kla olmam&#x;şt&#x; bu. Bilerek dokunmuştu elime.

O küçük temas bile bütün vücudumun cay&#x;r cay&#x;r yanmas&#x;na sebep olmuştu.

H&#x;zla çektim elimi.

"Neymiş bu?"

"Ne bileyim." Dedim. Gidecekken tekrardan konuştu. "Halil amcama söyle bir ara uğrayacağ&#x;m."

"Uğrama."

"Sana m&#x; dedim ya? Halil amcama geleceğim."

"Bak inad&#x;na yap&#x;yorsun yapma!"

"Bence sen öyle anl&#x;yorsun." Dedi gayet rahat bir şekilde.

"Aynen." Dedim hiç uzatmadan. "Ben öyle anl&#x;yorum."

H&#x;zl&#x; h&#x;zl&#x; yürüyerek ç&#x;kt&#x;m dükkandan.

Akşama kadar o kadar yorulmuştum ki dükkanda. Oradan oraya koşturup durmuştum.

Akşam babam ile dükkan&#x; kapatt&#x;ktan sonra Tan'&#x; dershaneden al&#x;p eve geldik.

"Abla." Dedi Tan ayakkab&#x;lar&#x;n&#x; ç&#x;kart&#x;rken.

"Efendim?"

"Çok aç&#x;m ben ya, yemek var m&#x;?"

Derin bir nefes ald&#x;m. "Haz&#x;rlar&#x;m şimdi ablac&#x;ğ&#x;m." Deyip babama döndüm. "Baba sende yer misin?"

"Yok k&#x;z&#x;m. Öğlen çok yemişim galiba ben ac&#x;kmad&#x;m hala."

"Tamam."

Mutfağa girip dolaptan dün ki yemekleri ç&#x;kartt&#x;m. Onlar&#x; &#x;s&#x;t&#x;rken birde çorba malzemesi ç&#x;kartt&#x;m. Neyse ki yemek vard&#x; da bir de yemek yapmak ile uğraşmayacakt&#x;m bu yorgunluk ile.

H&#x;zl&#x;ca haz&#x;rlad&#x;ktan sonra Tan'a seslendim.

"Tan, haz&#x;r yemek."

"Geliyorum." Diye bağ&#x;rd&#x; Tan. Bir kaç saniye sonra da mutfağa girdi.

Tan yemek yerken bende bulaş&#x;klar&#x; toplad&#x;m. Odama ç&#x;kmadan önce sandalye çekip Tan'&#x;n karş&#x;s&#x;na oturdum.

"Tan?"

"Abla?"

"Nas&#x;l gidiyor dersler?"

"&#x;yi." Dedi çorbas&#x;n&#x; içerken.

"Ne kadar iyi?"

"Yani olmas&#x; gerektiği kadar."

"Haz&#x;r m&#x;s&#x;n peki s&#x;nava?"

Biraz düşündü. "Yani. Bir kaç konu da eksiğim var, son günlerde onlar&#x;n üzerine düştüm."

"&#x;yi bakal&#x;m."

"Ama çok heyecanl&#x;y&#x;m." Dedi. "Ayr&#x;ca stresli. Umar&#x;m yapabilirim abla."

"Yapacaks&#x;n." Dedim. "Ben sana güveniyorum."

"Sağol abla."

"Hadi sana afiyet olsun." Diyerek sandalyeden kalkt&#x;m. Üst kata ç&#x;k&#x;p banyoya girdim. Neredeyse bir saat duşta oyaland&#x;ktan sonra odama geçtim. Dolaptan ç&#x;kartt&#x;ğ&#x;m beyaz tişörtü üzerime geçirdikten sonra gri eşofman&#x;m&#x; da giydim.

Yatağ&#x;ma uzanm&#x;ş telefon ile uğraş&#x;yorken Yağmur mesaj att&#x;.

Yağmur : K&#x;z nap&#x;yorsun?
Yağmur : Öldün mü kald&#x;n m&#x; ne oldu?
Yağmur : Bu gün Kartal abimlerin dükkana gitmişsin. Hiç söylemiyorsun he.

Kaşlar&#x;m&#x; çatt&#x;m. Yağmurun nereden haberi olmuştu ki? Dediği gibi ben söylememiştim. Kartal m&#x; söylemişti?

Siz : Senin nereden haberin oldu?

Yağmur : Day&#x;mlarday&#x;z.
Yağmur : Day&#x;m cumadan sonra direkt eve gelmiş. Kartal abimde az önce eve geldi. S&#x;r&#x;ta s&#x;r&#x;ta Gökçen geldi bu gün sana bir şey getirdi dedi.

Siz : Demiş işte Kartal abin.
Siz : Bir şey b&#x;rakt&#x;m ç&#x;kt&#x;m.

Yağmur : &#x;yi öyle olsun bakal&#x;m.
Yağmur : Yar&#x;n bizdesin unutma.

Siz : Tamamm, iyi geceler.

Yağmur : &#x;yi geceler.

Yağmurun mesaj&#x;n&#x; okurken odan&#x;n kap&#x;s&#x; aç&#x;ld&#x;. "Abla?" Diyerek kafas&#x;n&#x; kap&#x;n&#x;n aras&#x;ndan soktu Tan.

"Efendim?"

"Ben biraz d&#x;şar&#x;ya ç&#x;k&#x;yorum."

"Bu saatte nereye?" Diye sordum.

"Gökhan gelmişte dolaşacağ&#x;z biraz."

"Dershaneden Gökhan?"

"Aynen."

"&#x;yi tamam. Çok geç kalma ama."

"Tamam." Dedi ve gitti Tan.

Gökhan, Tan'&#x;n dershaneden arkadaş&#x;yd&#x;. Senenin baş&#x;nda bir kaç kere bize gelmiş, birlikte ders çal&#x;şm&#x;şlard&#x;. &#x;yi çocuktu.

Uykum iyice gelince telefonu b&#x;rak&#x;p yatağa uzand&#x;m. Yorgunluktan neredeyse kafam&#x; yast&#x;ğa koyar koymaz uyumuştum.

Ertesi sabah uyan&#x;nca Tan ve babama kahvalt&#x; haz&#x;rlam&#x;şt&#x;m. Onlar gittikten sonra bende haz&#x;rlan&#x;p evden ç&#x;kt&#x;m.

Yağmur dün aray&#x;p kahvalt&#x;ya çağ&#x;rm&#x;şt&#x; ama ben o arad&#x;ğ&#x;nda çoktan dükkana gitmiştim. O da o zaman yar&#x;n gel demişti.

Mahallede ki f&#x;r&#x;ndan bir şeyler ald&#x;ktan sonra Yağmurlar&#x;n eve geldim. Demir bahçe kap&#x;s&#x;n&#x; aç&#x;p ev kap&#x;s&#x;n&#x;n önüne geldim.

Zile bast&#x;ktan bir kaç saniye sonra Yağ&#x;z kap&#x;y&#x; açt&#x;.

"Hoşgeldin Gökçen abla."

"Hoşbulduk tatl&#x;m." Diyerek içeriye girdim. "Naber?"

"&#x;yidir senden naber?"

"&#x;yi bende."

Yağmur koşarak merdivenlerden indi. "Hoşgeldin."

"Hoşbulduk." Dedim ve sar&#x;ld&#x;m.

"K&#x;z kaç y&#x;ld&#x;r görüşmüyorsunuz?" Diye sordu Cemile teyze mutfaktan ç&#x;karken. Güldüm.

"Bizim için bir gün bir y&#x;l demek Cemile teyze."

"Belli belli." Dedi gülerek.

Elimde ki poşeti mutfağa b&#x;rakt&#x;ktan sonra bende misafir odas&#x;na geçtim.

"Ne kadar zahmet etmişsiniz." Dedim masaya bakarak. Tam olarak yok yoktu.

"Ah yavrum benim ne zahmeti." Dedi Cemile teyze. Yan&#x;mdan geçerken yanağ&#x;ma bir öpücük b&#x;rakt&#x;.

Cemile teyze beni kendi k&#x;z&#x; gibi severdi. Hem k&#x;z&#x;n&#x;n en yak&#x;n arkadaş&#x; olduğum için hem de annem hayattayken yak&#x;n arkadaş olduklar&#x; içindi. Ayr&#x;ca Cemile teyze çok sevgi dolu bir insand&#x;. Bu sebepler olmadanda birini çok sevebilirdi.

"Hadi hadi oturun masaya." Dedi Cemile teyze. Benim getirdiklerimi de bir tabağa koyup masaya getirdi.

Yağmur ile masaya oturduktan sonra Yağ&#x;zda gelmişti.

"Sen git mutfakta ye."

"Ne?" Dedi Yağ&#x;z şaşk&#x;n şaşk&#x;n.

"Arkadaş&#x;m geldi benim, yan&#x;m&#x;zda oturamazs&#x;n yallah mutfağa."

"Ya anne!" Dedi Yağ&#x;z bağ&#x;rarak. Yağmur, Yağ&#x;z&#x; sinir etmenin verdiği keyifle güldü.

"Yağmur!" Dedi Cemile teyze h&#x;zla. "Uğraşma kardeşinle."

"Ne dedim ben şimdi?" Diye sordu Yağmur hiç oral&#x; bile olmadan.

Biz yemeğe başlad&#x;ğ&#x;m&#x;zda zil çald&#x;. Yağmur kalkacakken annesi durdurdu. "Siz devam edin ben bakar&#x;m."

Cemile teyze odadan ç&#x;k&#x;nca Yağmur'a döndüm. "Başka biri de mi gelecekti?"

Ağz&#x; dolu olduğu için hay&#x;r anlam&#x;nda baş&#x;n&#x; sallad&#x;.

Masadan ald&#x;ğ&#x;m çay bardağ&#x;n&#x; dudaklar&#x;ma götürüp bir yudum al&#x;yordum ki kap&#x;dan içeriye Kartal girdi.

Çay boğaz&#x;ma kaç&#x;nca öksürmeye başlad&#x;m. Yağmur h&#x;zla yerinden kalkt&#x;.

"Helal aşk&#x;m helal." Diyerek s&#x;rt&#x;ma vurdu.

Kartal'&#x;n arkas&#x;ndan Öner, Gül abla ve Elif geldi.

"Afiyet olsun." Dedi Gül abla gülümseyerek.

Ulan Yağmur. Alacağ&#x;n olsun Yağmur. Ama ben sana att&#x;ğ&#x;n bu kaz&#x;ğ&#x;n hesab&#x;n&#x; sorar&#x;m Yağmur.

"Hoşgeldiniz yenge." Dedi Yağmur.

Zar zor boğaz&#x;mdan giden çay ile öksürüğüm geçmişti. Sandalyeyi itip ayağa kalkt&#x;m.

"Hoşgeldiniz." Dedim zorla gülümseyerek.

Gül abla ile hiç bir sorunum yoktu. Ama Kartal kenarda durmuş s&#x;r&#x;tarak bana yap&#x;nca bütün dünyayla sorunum olabilirdi.

Kartal&#x;n sinirine laf ettikten sonra onu her gördüğümde bu kadar sinirlenmem hiç hoş değildi.

"Hoşbulduk güzellerim benim." Diyerek Yağmur'a sar&#x;ld&#x;. Yağmurdan ayr&#x;ld&#x;ktan sonra bana döndü ve sar&#x;ld&#x;.

"Ee hadi oturun!" Dedi Cemile teyze. "Yok hala." Dedi Öner. "Biz kahvalt&#x; ettik."

"Aaa lafa bak." Dedi Cemile teyze. &#x;kram ettiği yemeği yememek Cemile teyzeye yap&#x;lacak en büyük ihanetti.

"Çabuk oturun bakay&#x;m."

"Otural&#x;m o zaman." Dedi Kartal ve az önce kalkt&#x;ğ&#x;m sandalyenin tam karş&#x;s&#x;na oturdu.

"Abi?" Dedi Öner şaşk&#x;nl&#x;kla. "Hani az&#x;c&#x;k uğray&#x;p gidecektik, işimiz vard&#x;?"

"Kardeşim baksana halam ne kadar çok &#x;srar ediyor."

Göz devirmemek için kendimi zor tuttum. Halas&#x; &#x;srar ediyormuş, istemem yan cebime.

"&#x;yi oturay&#x;m o zaman." Dedi Öner.

Herkes oturduktan sonra Yağmur ile ikimiz ayakta kalm&#x;şt&#x;. Göz göze gelince "Alacağ&#x;n olsun." Diye m&#x;r&#x;ldand&#x;m.

"Vallahi haberim yoktu." Dedi Yağmur yan&#x;ma doğru yaklaş&#x;rken. "Bilsem çağ&#x;rmazd&#x;m seni."

"Ya ya kesin çağ&#x;rmazd&#x;m."

"K&#x;z&#x;m son olanlardan sonra nas&#x;l çağ&#x;ray&#x;m. O kadar da değil." Dedi.

"K&#x;z&#x;m otursan&#x;za, ne konuşuyorsunuz öyle f&#x;s&#x;r f&#x;s&#x;r." Dedi Cemile teyze.

Derin bir nefes al&#x;p az önce kalkt&#x;m sandalyeyi çekip oturdum.

Az önce yerinde olan keyfimin yerinde şuan yeller esiyordu.

Ortada dönen muhabbete odaklanmaya çal&#x;ş&#x;yordum ama tam karş&#x;mda oturan Kartal dikkatimi dağ&#x;t&#x;yordu.

"Ee sen neler yap&#x;yorsun Gökçenciğim?" Dedi Gül abla. "Düğünden beri görüşemedik."

"&#x;yiyim Gül abla." Dedim. "Dükkan yoğun bu aralar. Sen nas&#x;ls&#x;n?"

"&#x;yiyim can&#x;m bende sağol."

Tebessüm ettim.

"Tan nas&#x;l? Dün bizdeymiş ama ben buradayd&#x;m göremedim." Deyince duraksad&#x;m.

"Dün sizdemiymiş?" Dedim şaşk&#x;nl&#x;kla.

"Evet." Diyerek araya girdi Öner. "Fatihler bizdeydi, abim çağ&#x;rd&#x; Tan'&#x;."

"Ya." Dedim ve Kartala döndüm. O da bana bakt&#x;ğ&#x; için birbirine değdi gözlerimiz.

"Tan iyi." Diyerek tekrardan Gül ablaya döndüm. "Çok iyi ya."

Bana Gökhan ile dolaşacağ&#x;m diyerek yalan söyleyip, Kartallara gidecek kadar iyiydi.

Sakinleşmek için derin bir nefes ald&#x;m.

Ama suç Tanda değildi. Suç tam karş&#x;mda oturup hala daha yüzüme bakan Kartaldayd&#x;.

Ona da söylemiştim. Hadi Tan gençti, ergendi. S&#x;nav senesiydi, üstüne varam&#x;yordum çok. Ayr&#x;ca bu ikinci yalan&#x; olmuştu. Art&#x;k üstüne varabilirdim.

Ama en büyük suçlu Kartal'd&#x;. Kardeşimden uzak dur demiştim. Ama o inatla devam ediyordu buna. Ve hatta tek sebebi inatt&#x;. Ben diyorum diye inad&#x;na yanaş&#x;yordu Tan'a. Yoksa Tan, Kartal&#x;n yaş&#x;t&#x; bile değildi.

"S&#x;nav senesi değil mi onun bu sene?" Diye sordu Gül abla.

"Evet."

"Öner geçen sene kazanamad&#x;, bu sene ben çok istedim tekrar haz&#x;rlamas&#x;n&#x; ama Öner istemedi."

&#x;nan&#x;r m&#x;s&#x;n Gül abla hiç şaş&#x;rmad&#x;m.

"Ne yapay&#x;m ama okumak bana göre değil." Diye savunu kendini Öner.

Okumak onlara göre değildi ama kavga etmek, bela çekmek, olay ç&#x;kartmak tam onlara göreydi.

"Ayr&#x;ca ben Tan kadar zeki de değilim."

Öner ve Tan'&#x;n hiç bir fark&#x; yoktu. Hatta bir çok ortak noktalar&#x; vard&#x;. Ama Önerin üzerine düşen, doğru yolu gösteren biri yoktu hayat&#x;nda. Babas&#x;, Gül abla, abisi vard&#x; ama üzerine varm&#x;yorlard&#x;.

Ben de Tan'a bask&#x; yapmasam, Tan'da onlar gibi olurdu. Gençti hepsi. Nereye çeksen oraya gelirdi. Tan'&#x;n peşinden koşmasam, arkadaşlar&#x;na kar&#x;şmasam, yeri gelince onu almak için kahvehane basmasam Tan'da böyle olurdu.

Ben bu kadar üstüne düşmesem babam bu kadar yapamazd&#x;. Aman üzülmesin, k&#x;r&#x;lmas&#x;n der ş&#x;mart&#x;rd&#x;.

Yani Tan'&#x;n Önerden zeki olduğu falan yoktu. Ama çok daha fazla çal&#x;şt&#x;ğ&#x; ortadayd&#x;.

"Aa halac&#x;ğ&#x;m niye öyle diyorsun sende çok zekisin maşallah." Dedi Cemile teyze.

"H&#x;." Dedi Kartal. "Zehir gibi maşallah anca hinliğe çal&#x;ş&#x;yor."

"Ayn&#x; sana çekmiş." Diye m&#x;r&#x;ldand&#x;m kendi kendime.

"Bir şey mi dedin Gökçen?" Diyerek bana döndü Kartal.

Onun bana Kartal deme dediği gibi bende ona bana Gökçen deme diyeceğim en sonunda.

Benim ismim ile bir sorunum olduğundan değil de ismimi ondan duymak farkl&#x; hissettiriyordu.

"Yok, demedim bir şey."

Dik dik Kartala bakarken o da inatla bak&#x;şlar&#x;n&#x; çekmeden bana bak&#x;yordu. Şu çay bardağ&#x;n&#x; yanl&#x;şl&#x;kla kafas&#x;ndan aşağ&#x;ya döksem ne olurdu acaba? Elimden kayd&#x; derdim.

Cemile teyze "Gökçen k&#x;z&#x;m yesene bir şeyler." Deyince kendime gelerek bak&#x;şlar&#x;m&#x; Kartaldan çektim ve tabağ&#x;ma döndüm.

Döndüm dönmesine ama can&#x;m tek bir lokma bile bir şey yemek istemiyordu. Oysa ne güzel gelmişti gözüme f&#x;r&#x;ndan ald&#x;ğ&#x;m o simitler, Cemile teyzenin haz&#x;rlad&#x;ğ&#x; o masa. Ama iştah falan kalmam&#x;şt&#x; maalesef.

Boş boş tabağ&#x;ma bakarak ağz&#x;ma att&#x;ğ&#x;m lokmay&#x; çiğnerken "Şekeri uzat&#x;r m&#x;s&#x;n Gökçen." Dedi Kartal.

Sanki az önce içimden geçirdiklerimi duymuşta, inad&#x;na yaparm&#x;ş gibi Gökçenin üzerine basa basa demişti.

Derin bir nefes al&#x;p tabağ&#x;m&#x;n yan&#x;nda ki şekerliği Kartal&#x;n önüne b&#x;rakt&#x;m.

"Sağol."

Cevap vermedim.

Üç tane şeker al&#x;p atacakt&#x; şimdi bardağ&#x;na.

1,

2,

3.

Sonrada biraz kar&#x;şt&#x;r&#x;p şekerler tamamen erimeden b&#x;rakacakt&#x;.

Hep böyle yapard&#x;.

Biz Kartal ile hiç bir zaman sevgili olmam&#x;şt&#x;k. Doğru düzgün flört bile etmemiştik. Sadece birbirimize karş&#x; olan duygular&#x;m&#x;z&#x;n fark&#x;nda varm&#x;şt&#x;k. Gerisi gelmemişti. Gelememişti.

Belki de gelseydi Kartalda benim çay&#x; nas&#x;l içtiğimi bilirdi.

Biz birbirimiz hakk&#x;nda bir çok şey biliyorduk. Ama ayn&#x; zamanda hiç bir şey de bilmiyorduk.

Şimdi bunlar&#x; düşünmenin ne yeri ne zaman&#x;yd&#x;. Geçmişi düşününce her şeyi yok sayas&#x;m geliyordu. Olan oldu deyip boşveresim geliyordu. Ama öyle bir yapamazd&#x;m. Yapmamal&#x;yd&#x;m. Yapsamda bir şey değişmeyecekti. Yine ayn&#x; şeyler yaşanacakt&#x;. Yine üzülen ben olacakt&#x;m.

Hoş öyle de böyle de üzülen bendim. Şu halime bak. Adam hiç bir şey yapmadan karş&#x;mda otursa bile bozgun yemişe dönüyordum.

Bu o kadar can s&#x;k&#x;c&#x; bir durumdu ki.
Üzülmek istemiyordum. Kartal&#x; düşünmek istemiyordum. Ona k&#x;zg&#x;n olmak k&#x;rg&#x;n olmak istemiyordum. &#x;çimde ki sevgiye de istemiyordum. Keşke bir şans&#x;m olsayd&#x;. Keşke olsayd&#x; da kalbimden söküp atabilseydim sevgisini.

Ama öyle içime işlemişti ki bu aşk kalbimi söküp atsam aşk&#x;n&#x; atamazd&#x;m.

&#x;şin baş&#x; da buydu. &#x;çimde ona karş&#x; hala kocaman bir aşk, bitmeyen bir sevgi olduğu için k&#x;rg&#x;nd&#x;m. Bu yüzden k&#x;zg&#x;nd&#x;m ona. Aş&#x;k olmasam, unutsam hiç biri umrumda olmayacakt&#x;. Yoksayacakt&#x;m ama yapam&#x;yordum.

Kartal&#x; umursamadan yapam&#x;yordum çünkü hala aş&#x;kt&#x;m ona. K&#x;rg&#x;n olmam&#x;nda k&#x;zg&#x;n olmam&#x;nda sebebi buydu.

Yüzüm iyice düşmüştü. &#x;çimi büyük bir hüzün kaplam&#x;şt&#x; sanki.

"Gökçen."

Düşüncelerimden ç&#x;k&#x;p Yağmur'a döndüm.

"Efendim?"

"&#x;yi misin?"

Evet anlam&#x;nda baş&#x;m&#x; sallad&#x;m.
Derin bir nefes ald&#x;m. Düşünmeyeyim dedikçe daha çok düşünmüştüm. Düşündükçe daha çok üzülmüştüm.

Sabah gayet iyiyken şimdi çok kötü hissediyordum kendimi.

Ama sadece Kartal değildi sebebi. Tan'&#x;n da çok büyük etkisi vard&#x;.

Resmen yalan söylemişti bana. Hem de Kartal için. Ben yalan söylenecek abla m&#x;yd&#x;m? Hiçte değildim.

Alacağ&#x;n olsun Tan, alacağ&#x;n olsun.

San&#x;r&#x;m biraz bunada k&#x;r&#x;lm&#x;şt&#x;m. Kardeşimin bana yalan söylemesi üzmüştü beni. Kendimi kötü bir abla gibi hissetmiştim. Tamam kabul, biraz değil oldukça k&#x;r&#x;lm&#x;şt&#x;m.

Kahvalt&#x; yapacak ne iştah ne heves kalm&#x;şt&#x;.

"Ben bir su alay&#x;m." Diyerek masadan kalkt&#x;m ve kimse bir şey demesin diye h&#x;zla odadan ç&#x;k&#x;p mutfağa girdim.

&#x;ç çekerek tezgaha yasland&#x;m. Öyle biraz durduktan sonra dolaptan bardak al&#x;p tezgah&#x;n üzerinde ki sürahiden su doldurdum kendime. Bir kere de bir bardağ&#x; içtikten sonra, bardağ&#x; tekrardan tezgah&#x;n üzerine b&#x;rakt&#x;m.

Tekrardan odaya gitmek için arkam&#x; döndüğümde burnumun dibinde Kartal'&#x; görmeyi beklemiyordum.

Küçük bir ç&#x;ğl&#x;k ç&#x;km&#x;şt&#x; dudaklar&#x;mdan bir anl&#x;k korkuyla.

"Korkuttum mu?" Diye sordu.

"Korkuttun." Dedim.

"Kusura bakma."

"&#x;nan şuan kusura bakacağ&#x;m bir sürü şey var, buna s&#x;ra bile gelmez."

Yan&#x;ndan geçip gidecekken kolumdan tutup gitmeme engel oldu.

H&#x;zla çektim kolumu elinin aras&#x;ndan.

Ellerinde bir ateş vard&#x; da tuttuğu yer birden alev al&#x;p cay&#x;r cay&#x;r yanmaya başlad&#x; sanki.

"Gökçen." Dedi düşünceli bir şekilde. "Biraz konuşabilir miyiz?"

"Hay&#x;r." Dedim hemen.

"Lütfen."

Derin bir nefes al&#x;p yüzüne bakt&#x;m. O kadar özlemiştim ki yüzünü, bak&#x;ş&#x;n&#x;, her şeyini.

Şuan ona sar&#x;lmak yerine ondan kaçt&#x;ğ&#x;m akl&#x;ma gelince tekrardan sinirlendim. Onun yüzünden bu haldeydik.

"Benim seninle konuşacak bir şeyim yok Kartal."

"Yapma Allah aşk&#x;na Gökçen. O kadar çok şey var ki konuşulacak."

"Benim yok."

"Tamam." Diyerek kabul etti. "Tamam senin yok ama benim anlatacaklar&#x;m var."

"&#x;lgilenmiyorum."

"Gökçen."

"Yeter Kartal!" Dedim h&#x;zla. "Ben seni dinlemek istemiyorum! Seninle konuşmak istemiyorum, seni görmek bile istemiyorum."

Mutfaktan ç&#x;kacakken durdum ve tekrardan ona döndüm. "Ayr&#x;ca ben sana geldim Kartal." Dedim. Sesim titremeye başlam&#x;şt&#x;. "Ben sana geldim. Anlatacağ&#x;n her şeyi dinlemeye geldim. Ama konuşmayan sendin."

Mutfaktan ç&#x;k&#x;p misafir odas&#x;na girdim.

"Ya benim ç&#x;kmam gerekiyor." Dedim üzüntüyle.

"Nereye?" Dedi Cemile teyze.

"Babam arad&#x; dükkanda acil bir iş varm&#x;ş gitmem gerekiyor."

"Ee oturacakt&#x;k ne güzel."

"Başka zaman inşallah Cemile teyze."

"K&#x;z bari kahvalt&#x;n bitseydi."

"Bitmişti. Eline sağl&#x;k. Hepinize afiyet olsun."

Mutfak kap&#x;s&#x;nda durup bana bakan Kartal&#x; umursamadan evden ç&#x;kt&#x;m.

Ç&#x;kar ç&#x;kmaz göz yaşlar&#x;m akmaya başlad&#x;. Ben Kartal&#x; dinlemek istemiştim. Yine k&#x;zg&#x;n olacakt&#x;m ona, yine baş&#x;na bela ald&#x;ğ&#x; için k&#x;zacakt&#x;m ama o zaman konuşsayd&#x; en az&#x;ndan bu kadar k&#x;rg&#x;n olmayacakt&#x;m. En az&#x;ndan bir şeylerin sebebini bilirdim.

Şimdi üzerinden y&#x;llar geçmiş. Bu saatten sonra bilsem ne, bilmesem ne?

Eve gelince titreyen ellerim ile kap&#x;y&#x; zar zor aç&#x;p içeriye girdim.

&#x;kişerli üçerli merdivenleri ç&#x;k&#x;p odama geldim ve kendimi yatağa att&#x;m.

Şimdi annem olsayd&#x; beni dizine yat&#x;r&#x;rd&#x;. Saçlar&#x;m&#x; okşayarak teselli ederdi beni.

Bu daha çok ağlamama sebep oldu.

Annemi de çok özlemiştim.

Her şey üst üste gelmiş gibi hissediyordum. Sanki bir ç&#x;kmaza girmişim gibi.

Annemi özlemek bile Kartal&#x; hat&#x;rlat&#x;yordu bana.

Uzun süre yatakta yüzüstü yatarak ağlam&#x;şt&#x;m. Daha sonra yataktan kalk&#x;p üzerimi değiştirdim. Gri bir eşofman ve siyah bir tişört giydim.

Öğleden sonra dükkana gidecektim ama aşağ&#x;ya inmeye bile halim yoktu. Babam&#x; aray&#x;p gelemeyeceğimi söyledikten sonra yatağ&#x;ma uzan&#x;p hiç bir şey düşünmemek için kendimi uykunun kollar&#x;na atm&#x;şt&#x;m.

Başar&#x;l&#x; da olmuştum. Arada bir iki kere uyansamda neredeyse akşama kadar hiç aymadan uyumuştum.

"Abla." Diyerek koluma dokanan Tan ile gözlerimi aralad&#x;m. "Abla." Dedi tekrardan.

"H&#x;?"

"&#x;yi misin?"

"Evet." Dedim uykulu uykulu. Baş&#x;m&#x; yast&#x;ktan kald&#x;r&#x;p doğruldum. "Ne oldu?"

"Geldiğimden beri uyuyorsun, hasta m&#x;s&#x;n?"

"Ne zaman geldin sen?" Dedim gözlerimi ovuşturarak.

"2 saat oldu neredeyse." Deyince kaşlar&#x;m&#x; çatt&#x;m.

"Saat kaç?"

"Dokuzu çeyrek geçiyor."

"Yuh."

"Hasta falan m&#x;s&#x;n?" Dedi ayak ucuma oturup. "Babamda merak etti."

"Yok ya." Dedim. Şuan kendimi hasta gibi hissediyordum ama gün boyu uyuduğum içindi o. Ne zaman gün içinde uyusam böyle olurdu. Ama bu gün içinde uyumak değildi. Bu gün boyu uyumakt&#x;.

"&#x;yisin yani?"

"H&#x; h&#x;." Dedim ve ayağa kalkt&#x;m. "Bir elimi yüzümü y&#x;kayay&#x;m."

Odadan ç&#x;k&#x;p banyoya girdim. Dağ&#x;lan saçlar&#x;m&#x; tekrardan gelişigüzel topuz yapt&#x;ktan sonra yüzümü y&#x;kad&#x;m.

Banyodan ç&#x;k&#x;p aşağ&#x;ya indim.

"K&#x;z&#x;m uyand&#x;n m&#x;?" Dedi babam oturma odas&#x;na girince.

"Uyand&#x;m baba."

"Hasta falan m&#x;s&#x;n k&#x;z&#x;m? Hiç aymad&#x;n, kaç kere geldim baş&#x;na."

"Yok ya, iyiyim. Yorulmuşum bir kaç gündür yoğundu ya dükkan."

"Çok yoruyorsun kendini çok."

"Baba ne alakas&#x; var? Çal&#x;ş&#x;yorum işte." Dedim.

"Ee k&#x;z&#x;m ben ne güne duruyorum. Yine gelme demiyorum, sen gel dükkana ama bu kadar yorma kendini."

"Baba dükkana gelmesem ne değişecek? Yapacak işim yok ki." Dedim.

"K&#x;yam&#x;yorum be k&#x;z&#x;m." Diyerek ayağa kalkt&#x;. Yan&#x;ma gelip yüzümü ellerinin aras&#x;na ald&#x; ve aln&#x;ma bir öpücük b&#x;rakt&#x;. "Güzeller güzelim benim."

Gülümsedim.

"Ya hani ben ya?" Dedi Tan odaya girerken.

"Gel buraya gel."

Babam, Tan'a da sar&#x;ld&#x;ktan sonra tekrardan bana döndü. "Hadi bir şeyler ye."

Baş&#x;m&#x; sallay&#x;p ayağa kalkt&#x;m. Sabahtan beri tamamen açt&#x;m. Mutfağa girince babam&#x;n yemek yapt&#x;ğ&#x;n&#x; gördüm. Buna sevinmiştim işte. Çünkü şuan hiç bir şey yapacak halde değildim.

Yemek yedikten sonra bulaş&#x;klar&#x; makinaya dizip üst kata ç&#x;kt&#x;m. Odama girmeden Tan'&#x;n odas&#x;na k&#x;sa bir bak&#x;ş att&#x;m.

San&#x;r&#x;m tekrardan odama dönmeden Tan ile konuşmam gerekiyordu.

Kap&#x;s&#x;n&#x; t&#x;klat&#x;p açt&#x;m. "Tan?"

"Efendim abla?"

"Gelebilir miyim?"

"Gel." Dedi.

&#x;çeriye girip kap&#x;y&#x; kapatt&#x;m. "Bu klimay&#x; bu kadar açmasana." Dedim yatağ&#x;na otururken.

Baş&#x;n&#x; tekrardan kitab&#x;ndan kald&#x;r&#x;p bana bakt&#x;. "Ders çal&#x;ş&#x;rken bir de s&#x;cak olunca dayanam&#x;yorum."

Önünde ki test kitab&#x;n&#x; kapat&#x;p bana döndü. "Sen neden geldin?"

"Seninle bir şey konuşacakt&#x;m."

"Ne hakk&#x;nda?"

Derin bir nefes ald&#x;m. Kavga etmeye, bağ&#x;r&#x;p çağ&#x;rmaya gerek yoktu. Eğer bağ&#x;rmam gereken biri varsa o kesinlikle Kartald&#x;.

"Dün gece hakk&#x;nda."

Kaşlar&#x; çat&#x;ld&#x;. "Ne olmuş dün gece?"

"Neden bana yalan söyledin Tan?" Diye sordum hiç uzatmadan.

Yüzünde ki ifade değişti. Gözlerini kaç&#x;rd&#x;.

"K&#x;zacakt&#x;n çünkü." Dedi.

"Evet k&#x;zacakt&#x;m. Çünkü senin iyiliğini istiyorum."

"Abla tamam hakl&#x;s&#x;n." Diyerek ayağa kalkt&#x; ve yatağa yan&#x;ma oturdu. "D&#x;şar&#x;dan gören biri olarak serserisi falan diyorsun. Ama öyle değiller gerçekten. Kartal abi çok iyi davran&#x;yor bana. Ayr&#x;ca Önerde öyle."

"Tan, ablac&#x;ğ&#x;m ben hiç bir zaman arkadaşlar&#x;na kar&#x;şmad&#x;m.Mesele Kartal ya da Öner de değil, bizim mahallede ki bütün gençler."

"Abla zaten mahallede ki gençler ile falan tak&#x;lm&#x;yorum. Bir Öner bir Kartal abi."

"Hepsi ayn&#x;."

"Değil abla." Dedi h&#x;zla. "Ayr&#x;ca annemin en-"

"Tan." Diyerek laf&#x;n&#x; kestim. "Böyle bir meselenin annemle hiç bir ilgisi yok."

"Ama."

"Öyle bir şey değil bu."

"Tamam."

"Bir daha bana yalan söyleme tamam m&#x;? Şunun şuras&#x;nda s&#x;nava ne kald&#x;."

"Onun için k&#x;zm&#x;yorsun ki bana." Dedi h&#x;zla. "Kartal abi yüzünden k&#x;z&#x;yorsun."

"Ne alakas&#x; var Tan? Genel konuşuyorum."

"Genel falan konuşmuyorsun. Ne zaman Kartal abinin yan&#x;nda görsen sanki adam hastal&#x;kl&#x; gibi çekip al&#x;yorsun. Laf&#x; geçse sinirleniyorsun, görünce de ayn&#x; şekilde. Bilmediğim bir şey mi var?"

Bilmediğin bir şey değil çok şey var Tan. Keşke bende bilmesem. Keşke hiç olmasa dediğim şeyler çünkü.

"Hay&#x;r. Ne olacak bilmediğin ayr&#x;ca?"

"Ne bileyim, Kartal abi sana bir şey falan m&#x; yapt&#x;? Yoksa sadece 5 y&#x;l cezaevinde kald&#x;ğ&#x; için mi bu tepkin?"

"Benim Kartal ile hiç bir sorunum yok Tan. Benim tek düşündüğüm sensin. Baş&#x;na bir şey gelmesi şu hayatta isteyeceğim en son şey bile değil. Bak rica ediyorum, görüşme onlarla. Bir daha ayn&#x; şeyi yaparsan tepkim böyle olmaz."

Cevap vermedi.

"Tan."

"Tamam abla, bir daha yapmam."

"K&#x;zma bana. Büyüyünce sende anlayacaks&#x;n arkadaş ortam&#x;n&#x;n ne kadar önemli olduğunu."

"H&#x; h&#x;." Diyerek baş&#x;n&#x; sallad&#x;. Şimdi bana k&#x;z&#x;yordu ama ilerde anlayacakt&#x;. Ben kardeşimi mahallenin serserisi olsun diye yetiştirmemiştim.

Ayr&#x;ca o benim gibi bakmas&#x; gereken bir kardeşi olduğu için üniversiteyi boşvermeyecekti. Okuyup mesleğini eline alacakt&#x;.

"&#x;yi geceler birtanem." Diyerek yanaklar&#x;ndan öptüm. "&#x;yi geceler."

Bölüm hakk&#x;nda ki düşüncelerinizi yorumlara b&#x;rak&#x;rsan&#x;z çok mutlu olurum!

Instagram / yericeryazar

Ablaya Doğum Günü Mesajı

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir