Ne yazık ki bu hikâye doğup büyüdüğümüz topraklarda yazılamadı. Geriye bakmamayı büyüklük saymaya başladığımız yıllarda Cumhuriyet ışıl ışıl dal çiçek veren güldü. Efendisi köylüdür milletin dediğimizde toprağımızda en tanıdık bitki arpa yulaf meyvelerden de kirazla adını koymadığımız armuttu.
Kalkınsın diye yurdumun insanı çabuk unutulsun fakirliğin resmi diye gurbeti yarattı tanrım. Önce yayan gidilip gelinecek kadar yakınken gurbet sonra ıramaya başladı. Almanya oldu. Fransa oldu. Ecnebi oldu. Köyde ecnebiye gidenler gitmeyenler diye tanıtıldı varsıllarla yoksullar ama
Yapraklar sarı. Ekin kuru mevsim sonbahar. Dört odalı ahşap evin bir odası diğerlerinden farklı durur. Bereket odanın içinde. Herkes gibi bu odanın da hazır olması lazım gelecek uzun bir kışa. İçinde çok çeşit yok. Un var yağ var. Gül abla haziran ayında yaylaya gider. Keçileri var. İnekleri var. İşte o gün ne yaparsa kış içindir. Şimdilik bir eksik yoktur. Havalar biraz soğuyunca kış boyu fırtınaları hatırlanır. Neler söylenmez ki. Kış uzunda olsa söz kısa tutar. Hep der Gül abla. Korkma komşum. Korkma. Karakış karadan, Zemheri aradan, Gücük az Mart yaz. İşte kışın ömrü bu kadar doğup büyüdüğümüz toprağın yüreğinde. Cumhuriyet ne kadar ayların adını değiştirse de değişmez burada kara kışın karalığı. Birde takvimin gün hesabına uyduruluşu var Bu gün ay kaç desem babama;
Siz ne biçim okullusunuz. Size öğretmiyorlar mı?
Ne bileyim baba. Senin dediğinle öğretmenin dediği tutmuyor ki. Sen hep on üç gün geride kalıyorsun.
Sus be. Ne demek geride kalıyorsun. Biz hep ileri gideriz kimse bilmez.
İleri gidişinizden mi dır. Mart dokuzu fırtınasın yakalanışınız. Bu hikâyeyi bilmeyen yoktur. Ben ne zaman Gül abla hadi bana bir hikâye anlat desem;
Oğul benim gibi yaşı yetmiş işi bitmiş bir koca karı varmış aha bu yukarı köyde. Kimi kimsesi yokmuş. Sadece on beş keçi ile birde küçük oğlağı varmış. Onlarla dertleşir söyleşirmiş. Kış böyle geçermiş. Yaz gelince alırmış keçilerini doğru yaylaya çıkarmış.
Yaz ayında çok sıcak olur buralar. Yine böyle bu zamanmış söz vaktine çeker. Gücük bitmiş. Ama havalarda bir anormallik olmuş. Bir sıcak ki sorma. Bütün karlar erimiş. Her yer yem yeşil. Koca karı keçileri salmış araziye ama durmaları ne mümkün. Ne yapsın mecburen artık yaylaya gitme zamanıdır demiş. Ne kadar hesap yapsa da baharı bulamamış ne yapacaksın zaman tam yayla zamanı.
Almış keçilerine çıkmış yayla yoluna. Yavaş yavaş ilerlerken önce karşı tepeden bir sis yükselmiş sonra siyaha dönmüş. Hafif kar serpiştirmeye başlamış. Koca nine kelimeye şaadedi çekip gök yüzen bakınca ne görsün bir kar yağışı başlamış ki kaç kaça bilirsen. Çaresiz olduğu yerde kala kalmış. Delice bir fırtına devam etmiş. On beş keçiden sağ kalan olmamış. Koca karıya gelince kimisi der ermiş melekler diyarına uçmuş kimisi der donmuş kar altında kalmış. Ama bilen yok. Bu ne zaman oldu, yeni hesapla yirmi iki mart eski hesapla dokuz mart. Şimdi kime sorsan bizim burada bu fırtınanın adı Mart dokuzu ya da koca karı fırtınası diye anılır. Gül abla bu hikâyeleri ne yazar nede yazdırır. Ama hep bir hikâyesi vardır. Gözlerini dolu gördüğüm bir gün Gül abla sen ağlıyor musun deyince;
Oğul daha on sekizime yeni girmiştim. Belim böyle bükük saçlarım ak değildi. Köyde kim bir güzeli tarif edecek olsa beni kast ederek ayni Gül gibi derlerdi. Bunu duyunca şöyle hafiften gülerdim..Gönlümde yüreğimde boştu.köyümüz dağınık olmasına rağmen yaylamız toplu idi. Her yaylaya gidişimizde gelin olan arkadaşlarım Gül, senin düğün ne zaman derlerdi,bende kısmet ne olacağını bilmem ki derdim.
Gel zaman git zaman epeyce zaman geçti. Bir ikindiüstüdür suyu doldurmuşum güğümlere eve doğru geliyorum,
Yakup amcanın evi nerdedir bilir misin?
Başımı kaldırmadım sese doğru döndüm.
Bilirim.
Tarif edebilir misin?
Biraz mahcup şöyle bir süzdüm yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya. Beni takip et dedim. Yürüdüm ama yürürken ses kulağıma gidip geldi. Yüzünü görür gibi oldum. Kaç adım attım bilmem. Artık duracak zaman değildi.
Kimlerdensin.
Yakup amcanın yeğeniyim.
Ya
Ya. Evi gösterdim. Çocukluğumda okuduğum kitaplarda bahsedilen beyaz atlı prensim gelmişti. Bu prens benim içindi. Ne edip etmeli ona aradığın prens benim demeliydim. Bir mazeret uydurdum Yakup amcalara gittim. Sordum soruşturdum. Babasının bir oğluymuş. Evlenecek bir kız arıyormuş. Bizim köyde beni tavsiye etmişler. Ancak;
O sabah bir daha görmedim. Sabah erkenden çekip gitmiş. Yağmur yağıyordu sabahleyin. Her yer çamurdu. Evimizin önünden bir ayak izi geçmişti. Aldım o çamurdan ayak izlerini evin bir köşesine koydum. Ne zaman bir yağmur yağsa yüreğime yağar. Gözlerim dolar bizimki sorar Gül nedendir her yağmurda ki bu iç çekişin. Bilmez ki her yağmur yüreğime yağar senelerdir.
İsmet Aci
Bu İçerik Kez Görüntülendi
Bol bol yorum yapmay, vote vermeyi tekrar yorum yapmay unutmayn lütfeen yi Okumalar
Elimde ki poşetleri dükkana braktktan sonra hzl hzl yürümeye başladm.
Yağmur ile Mudanyaya gideli neredeyse bir hafta olmuştu. Bu gün de Cuma olduğu için dükkan oldukça yoğundu. Sadece dükkanda değil bütün çarş öyleydi.
"Gökçen!" Diye seslendi babam arkamdan.
Kalabalkta ezilmemek için büyük bir özen göstererek babama döndüm. "Efendim?"
"Bir gelsene."
Tekrardan dükkann önüne geldim. "Ne oldu baba?" Diye sordum. Şimdi çkmştm zaten dükkandan.
"Bunu Osman amcanlarn dükkana braksana." Dedi elinde ki poşeti bana uzatarak.
"Ne bu?"
"Hasan biliyor ne olduğunu."
"Baba sen götürsen?" Dedim çekinerek.
Kartal görmek istemiyorum diyemezdim babama. Ama o götürse çok mutlu olurdum.
"Kzm yolunun üstü ondan dedim. Hem ben dükkan kapatp Cumaya gideceğim şimdi."
"Tamam baba." Diyerek elinden aldm poşeti.
Osman amca ve babam yakn arkadaşt. Zaten ayn mahallede doğup büyümüşlerdi. Eşleri de yakn arkadaş olunca evlendikten sonra daha samimi olmuşlard.
Ama araya ölüm girince ister istemez uzaklaşmştk. Yani eskiden şuan olduğundan çok daha fazla görüyordum Kartal'. O zamanlar benim için hava hoştu. Ömer abiyi (!) görmek çok hoşuma gidiyordu.
Şimdi de şanslydm ki sk sk gidip gelmiyorduk.
Kartallarn dükkann önüne gelince derin bir nefes aldm. Kapnn önünde ki masalarn arasndan geçip içeriye girdim.
"Abla kapalyz." Diyen kişiye döndüm. Burada çalşan biriydi. Bir kaç kere görmüştüm ama kim olduğunu bilmiyordum.
Konuşacağm srada mutfaktan Kartal çkt.
"Biliyorum." Dedim Kartal' umursamadan. "Osman amcaya baktm ben."
"Babam yok." Dedi yanma gelen Kartal.
Çalşan çocuk yanmzdan gidince Kartal'a döndüm.
"Nerede?"
"Cumaya gitti."
Sende gitseydinde iki sevap işleseydin.
"Bende gideceğim şimdi." Deyince kaşlarm çattm. Dşmdan m söylemiştim ben onu?
"Ayrca beni düşünüp sevap işlememi söylemende bir hoşuma gitti."
Göz devirdim.
şine nasl geliyorsa öyle anlyordu laf.
"Ne yapacaksn sen babam?" Diye sordu.
"Babam bunu gönderdi." Dedim ve elimde ki poşeti ona uzattm.
Gözlerimin içine bakarak ald poşeti. Alrken eli elime değmişti. Ama yanlşlkla olmamşt bu. Bilerek dokunmuştu elime.
O küçük temas bile bütün vücudumun cayr cayr yanmasna sebep olmuştu.
Hzla çektim elimi.
"Neymiş bu?"
"Ne bileyim." Dedim. Gidecekken tekrardan konuştu. "Halil amcama söyle bir ara uğrayacağm."
"Uğrama."
"Sana m dedim ya? Halil amcama geleceğim."
"Bak inadna yapyorsun yapma!"
"Bence sen öyle anlyorsun." Dedi gayet rahat bir şekilde.
"Aynen." Dedim hiç uzatmadan. "Ben öyle anlyorum."
Hzl hzl yürüyerek çktm dükkandan.
Akşama kadar o kadar yorulmuştum ki dükkanda. Oradan oraya koşturup durmuştum.
Akşam babam ile dükkan kapattktan sonra Tan' dershaneden alp eve geldik.
"Abla." Dedi Tan ayakkablarn çkartrken.
"Efendim?"
"Çok açm ben ya, yemek var m?"
Derin bir nefes aldm. "Hazrlarm şimdi ablacğm." Deyip babama döndüm. "Baba sende yer misin?"
"Yok kzm. Öğlen çok yemişim galiba ben ackmadm hala."
"Tamam."
Mutfağa girip dolaptan dün ki yemekleri çkarttm. Onlar strken birde çorba malzemesi çkarttm. Neyse ki yemek vard da bir de yemek yapmak ile uğraşmayacaktm bu yorgunluk ile.
Hzlca hazrladktan sonra Tan'a seslendim.
"Tan, hazr yemek."
"Geliyorum." Diye bağrd Tan. Bir kaç saniye sonra da mutfağa girdi.
Tan yemek yerken bende bulaşklar topladm. Odama çkmadan önce sandalye çekip Tan'n karşsna oturdum.
"Tan?"
"Abla?"
"Nasl gidiyor dersler?"
"yi." Dedi çorbasn içerken.
"Ne kadar iyi?"
"Yani olmas gerektiği kadar."
"Hazr msn peki snava?"
Biraz düşündü. "Yani. Bir kaç konu da eksiğim var, son günlerde onlarn üzerine düştüm."
"yi bakalm."
"Ama çok heyecanlym." Dedi. "Ayrca stresli. Umarm yapabilirim abla."
"Yapacaksn." Dedim. "Ben sana güveniyorum."
"Sağol abla."
"Hadi sana afiyet olsun." Diyerek sandalyeden kalktm. Üst kata çkp banyoya girdim. Neredeyse bir saat duşta oyalandktan sonra odama geçtim. Dolaptan çkarttğm beyaz tişörtü üzerime geçirdikten sonra gri eşofmanm da giydim.
Yatağma uzanmş telefon ile uğraşyorken Yağmur mesaj att.
Yağmur : Kz napyorsun?
Yağmur : Öldün mü kaldn m ne oldu?
Yağmur : Bu gün Kartal abimlerin dükkana gitmişsin. Hiç söylemiyorsun he.
Kaşlarm çattm. Yağmurun nereden haberi olmuştu ki? Dediği gibi ben söylememiştim. Kartal m söylemişti?
Siz : Senin nereden haberin oldu?
Yağmur : Daymlardayz.
Yağmur : Daym cumadan sonra direkt eve gelmiş. Kartal abimde az önce eve geldi. Srta srta Gökçen geldi bu gün sana bir şey getirdi dedi.
Siz : Demiş işte Kartal abin.
Siz : Bir şey braktm çktm.
Yağmur : yi öyle olsun bakalm.
Yağmur : Yarn bizdesin unutma.
Siz : Tamamm, iyi geceler.
Yağmur : yi geceler.
Yağmurun mesajn okurken odann kaps açld. "Abla?" Diyerek kafasn kapnn arasndan soktu Tan.
"Efendim?"
"Ben biraz dşarya çkyorum."
"Bu saatte nereye?" Diye sordum.
"Gökhan gelmişte dolaşacağz biraz."
"Dershaneden Gökhan?"
"Aynen."
"yi tamam. Çok geç kalma ama."
"Tamam." Dedi ve gitti Tan.
Gökhan, Tan'n dershaneden arkadaşyd. Senenin başnda bir kaç kere bize gelmiş, birlikte ders çalşmşlard. yi çocuktu.
Uykum iyice gelince telefonu brakp yatağa uzandm. Yorgunluktan neredeyse kafam yastğa koyar koymaz uyumuştum.
Ertesi sabah uyannca Tan ve babama kahvalt hazrlamştm. Onlar gittikten sonra bende hazrlanp evden çktm.
Yağmur dün arayp kahvaltya çağrmşt ama ben o aradğnda çoktan dükkana gitmiştim. O da o zaman yarn gel demişti.
Mahallede ki frndan bir şeyler aldktan sonra Yağmurlarn eve geldim. Demir bahçe kapsn açp ev kapsnn önüne geldim.
Zile bastktan bir kaç saniye sonra Yağz kapy açt.
"Hoşgeldin Gökçen abla."
"Hoşbulduk tatlm." Diyerek içeriye girdim. "Naber?"
"yidir senden naber?"
"yi bende."
Yağmur koşarak merdivenlerden indi. "Hoşgeldin."
"Hoşbulduk." Dedim ve sarldm.
"Kz kaç yldr görüşmüyorsunuz?" Diye sordu Cemile teyze mutfaktan çkarken. Güldüm.
"Bizim için bir gün bir yl demek Cemile teyze."
"Belli belli." Dedi gülerek.
Elimde ki poşeti mutfağa braktktan sonra bende misafir odasna geçtim.
"Ne kadar zahmet etmişsiniz." Dedim masaya bakarak. Tam olarak yok yoktu.
"Ah yavrum benim ne zahmeti." Dedi Cemile teyze. Yanmdan geçerken yanağma bir öpücük brakt.
Cemile teyze beni kendi kz gibi severdi. Hem kznn en yakn arkadaş olduğum için hem de annem hayattayken yakn arkadaş olduklar içindi. Ayrca Cemile teyze çok sevgi dolu bir insand. Bu sebepler olmadanda birini çok sevebilirdi.
"Hadi hadi oturun masaya." Dedi Cemile teyze. Benim getirdiklerimi de bir tabağa koyup masaya getirdi.
Yağmur ile masaya oturduktan sonra Yağzda gelmişti.
"Sen git mutfakta ye."
"Ne?" Dedi Yağz şaşkn şaşkn.
"Arkadaşm geldi benim, yanmzda oturamazsn yallah mutfağa."
"Ya anne!" Dedi Yağz bağrarak. Yağmur, Yağz sinir etmenin verdiği keyifle güldü.
"Yağmur!" Dedi Cemile teyze hzla. "Uğraşma kardeşinle."
"Ne dedim ben şimdi?" Diye sordu Yağmur hiç oral bile olmadan.
Biz yemeğe başladğmzda zil çald. Yağmur kalkacakken annesi durdurdu. "Siz devam edin ben bakarm."
Cemile teyze odadan çknca Yağmur'a döndüm. "Başka biri de mi gelecekti?"
Ağz dolu olduğu için hayr anlamnda başn sallad.
Masadan aldğm çay bardağn dudaklarma götürüp bir yudum alyordum ki kapdan içeriye Kartal girdi.
Çay boğazma kaçnca öksürmeye başladm. Yağmur hzla yerinden kalkt.
"Helal aşkm helal." Diyerek srtma vurdu.
Kartal'n arkasndan Öner, Gül abla ve Elif geldi.
"Afiyet olsun." Dedi Gül abla gülümseyerek.
Ulan Yağmur. Alacağn olsun Yağmur. Ama ben sana attğn bu kazğn hesabn sorarm Yağmur.
"Hoşgeldiniz yenge." Dedi Yağmur.
Zar zor boğazmdan giden çay ile öksürüğüm geçmişti. Sandalyeyi itip ayağa kalktm.
"Hoşgeldiniz." Dedim zorla gülümseyerek.
Gül abla ile hiç bir sorunum yoktu. Ama Kartal kenarda durmuş srtarak bana yapnca bütün dünyayla sorunum olabilirdi.
Kartaln sinirine laf ettikten sonra onu her gördüğümde bu kadar sinirlenmem hiç hoş değildi.
"Hoşbulduk güzellerim benim." Diyerek Yağmur'a sarld. Yağmurdan ayrldktan sonra bana döndü ve sarld.
"Ee hadi oturun!" Dedi Cemile teyze. "Yok hala." Dedi Öner. "Biz kahvalt ettik."
"Aaa lafa bak." Dedi Cemile teyze. kram ettiği yemeği yememek Cemile teyzeye yaplacak en büyük ihanetti.
"Çabuk oturun bakaym."
"Oturalm o zaman." Dedi Kartal ve az önce kalktğm sandalyenin tam karşsna oturdu.
"Abi?" Dedi Öner şaşknlkla. "Hani azck uğrayp gidecektik, işimiz vard?"
"Kardeşim baksana halam ne kadar çok srar ediyor."
Göz devirmemek için kendimi zor tuttum. Halas srar ediyormuş, istemem yan cebime.
"yi oturaym o zaman." Dedi Öner.
Herkes oturduktan sonra Yağmur ile ikimiz ayakta kalmşt. Göz göze gelince "Alacağn olsun." Diye mrldandm.
"Vallahi haberim yoktu." Dedi Yağmur yanma doğru yaklaşrken. "Bilsem çağrmazdm seni."
"Ya ya kesin çağrmazdm."
"Kzm son olanlardan sonra nasl çağraym. O kadar da değil." Dedi.
"Kzm otursanza, ne konuşuyorsunuz öyle fsr fsr." Dedi Cemile teyze.
Derin bir nefes alp az önce kalktm sandalyeyi çekip oturdum.
Az önce yerinde olan keyfimin yerinde şuan yeller esiyordu.
Ortada dönen muhabbete odaklanmaya çalşyordum ama tam karşmda oturan Kartal dikkatimi dağtyordu.
"Ee sen neler yapyorsun Gökçenciğim?" Dedi Gül abla. "Düğünden beri görüşemedik."
"yiyim Gül abla." Dedim. "Dükkan yoğun bu aralar. Sen naslsn?"
"yiyim canm bende sağol."
Tebessüm ettim.
"Tan nasl? Dün bizdeymiş ama ben buradaydm göremedim." Deyince duraksadm.
"Dün sizdemiymiş?" Dedim şaşknlkla.
"Evet." Diyerek araya girdi Öner. "Fatihler bizdeydi, abim çağrd Tan'."
"Ya." Dedim ve Kartala döndüm. O da bana baktğ için birbirine değdi gözlerimiz.
"Tan iyi." Diyerek tekrardan Gül ablaya döndüm. "Çok iyi ya."
Bana Gökhan ile dolaşacağm diyerek yalan söyleyip, Kartallara gidecek kadar iyiydi.
Sakinleşmek için derin bir nefes aldm.
Ama suç Tanda değildi. Suç tam karşmda oturup hala daha yüzüme bakan Kartaldayd.
Ona da söylemiştim. Hadi Tan gençti, ergendi. Snav senesiydi, üstüne varamyordum çok. Ayrca bu ikinci yalan olmuştu. Artk üstüne varabilirdim.
Ama en büyük suçlu Kartal'd. Kardeşimden uzak dur demiştim. Ama o inatla devam ediyordu buna. Ve hatta tek sebebi inatt. Ben diyorum diye inadna yanaşyordu Tan'a. Yoksa Tan, Kartaln yaşt bile değildi.
"Snav senesi değil mi onun bu sene?" Diye sordu Gül abla.
"Evet."
"Öner geçen sene kazanamad, bu sene ben çok istedim tekrar hazrlamasn ama Öner istemedi."
nanr msn Gül abla hiç şaşrmadm.
"Ne yapaym ama okumak bana göre değil." Diye savunu kendini Öner.
Okumak onlara göre değildi ama kavga etmek, bela çekmek, olay çkartmak tam onlara göreydi.
"Ayrca ben Tan kadar zeki de değilim."
Öner ve Tan'n hiç bir fark yoktu. Hatta bir çok ortak noktalar vard. Ama Önerin üzerine düşen, doğru yolu gösteren biri yoktu hayatnda. Babas, Gül abla, abisi vard ama üzerine varmyorlard.
Ben de Tan'a bask yapmasam, Tan'da onlar gibi olurdu. Gençti hepsi. Nereye çeksen oraya gelirdi. Tan'n peşinden koşmasam, arkadaşlarna karşmasam, yeri gelince onu almak için kahvehane basmasam Tan'da böyle olurdu.
Ben bu kadar üstüne düşmesem babam bu kadar yapamazd. Aman üzülmesin, krlmasn der şmartrd.
Yani Tan'n Önerden zeki olduğu falan yoktu. Ama çok daha fazla çalştğ ortadayd.
"Aa halacğm niye öyle diyorsun sende çok zekisin maşallah." Dedi Cemile teyze.
"H." Dedi Kartal. "Zehir gibi maşallah anca hinliğe çalşyor."
"Ayn sana çekmiş." Diye mrldandm kendi kendime.
"Bir şey mi dedin Gökçen?" Diyerek bana döndü Kartal.
Onun bana Kartal deme dediği gibi bende ona bana Gökçen deme diyeceğim en sonunda.
Benim ismim ile bir sorunum olduğundan değil de ismimi ondan duymak farkl hissettiriyordu.
"Yok, demedim bir şey."
Dik dik Kartala bakarken o da inatla bakşlarn çekmeden bana bakyordu. Şu çay bardağn yanlşlkla kafasndan aşağya döksem ne olurdu acaba? Elimden kayd derdim.
Cemile teyze "Gökçen kzm yesene bir şeyler." Deyince kendime gelerek bakşlarm Kartaldan çektim ve tabağma döndüm.
Döndüm dönmesine ama canm tek bir lokma bile bir şey yemek istemiyordu. Oysa ne güzel gelmişti gözüme frndan aldğm o simitler, Cemile teyzenin hazrladğ o masa. Ama iştah falan kalmamşt maalesef.
Boş boş tabağma bakarak ağzma attğm lokmay çiğnerken "Şekeri uzatr msn Gökçen." Dedi Kartal.
Sanki az önce içimden geçirdiklerimi duymuşta, inadna yaparmş gibi Gökçenin üzerine basa basa demişti.
Derin bir nefes alp tabağmn yannda ki şekerliği Kartaln önüne braktm.
"Sağol."
Cevap vermedim.
Üç tane şeker alp atacakt şimdi bardağna.
1,
2,
3.
Sonrada biraz karştrp şekerler tamamen erimeden brakacakt.
Hep böyle yapard.
Biz Kartal ile hiç bir zaman sevgili olmamştk. Doğru düzgün flört bile etmemiştik. Sadece birbirimize karş olan duygularmzn farknda varmştk. Gerisi gelmemişti. Gelememişti.
Belki de gelseydi Kartalda benim çay nasl içtiğimi bilirdi.
Biz birbirimiz hakknda bir çok şey biliyorduk. Ama ayn zamanda hiç bir şey de bilmiyorduk.
Şimdi bunlar düşünmenin ne yeri ne zamanyd. Geçmişi düşününce her şeyi yok sayasm geliyordu. Olan oldu deyip boşveresim geliyordu. Ama öyle bir yapamazdm. Yapmamalydm. Yapsamda bir şey değişmeyecekti. Yine ayn şeyler yaşanacakt. Yine üzülen ben olacaktm.
Hoş öyle de böyle de üzülen bendim. Şu halime bak. Adam hiç bir şey yapmadan karşmda otursa bile bozgun yemişe dönüyordum.
Bu o kadar can skc bir durumdu ki.
Üzülmek istemiyordum. Kartal düşünmek istemiyordum. Ona kzgn olmak krgn olmak istemiyordum. çimde ki sevgiye de istemiyordum. Keşke bir şansm olsayd. Keşke olsayd da kalbimden söküp atabilseydim sevgisini.
Ama öyle içime işlemişti ki bu aşk kalbimi söküp atsam aşkn atamazdm.
şin baş da buydu. çimde ona karş hala kocaman bir aşk, bitmeyen bir sevgi olduğu için krgndm. Bu yüzden kzgndm ona. Aşk olmasam, unutsam hiç biri umrumda olmayacakt. Yoksayacaktm ama yapamyordum.
Kartal umursamadan yapamyordum çünkü hala aşktm ona. Krgn olmamnda kzgn olmamnda sebebi buydu.
Yüzüm iyice düşmüştü. çimi büyük bir hüzün kaplamşt sanki.
"Gökçen."
Düşüncelerimden çkp Yağmur'a döndüm.
"Efendim?"
"yi misin?"
Evet anlamnda başm salladm.
Derin bir nefes aldm. Düşünmeyeyim dedikçe daha çok düşünmüştüm. Düşündükçe daha çok üzülmüştüm.
Sabah gayet iyiyken şimdi çok kötü hissediyordum kendimi.
Ama sadece Kartal değildi sebebi. Tan'n da çok büyük etkisi vard.
Resmen yalan söylemişti bana. Hem de Kartal için. Ben yalan söylenecek abla mydm? Hiçte değildim.
Alacağn olsun Tan, alacağn olsun.
Sanrm biraz bunada krlmştm. Kardeşimin bana yalan söylemesi üzmüştü beni. Kendimi kötü bir abla gibi hissetmiştim. Tamam kabul, biraz değil oldukça krlmştm.
Kahvalt yapacak ne iştah ne heves kalmşt.
"Ben bir su alaym." Diyerek masadan kalktm ve kimse bir şey demesin diye hzla odadan çkp mutfağa girdim.
ç çekerek tezgaha yaslandm. Öyle biraz durduktan sonra dolaptan bardak alp tezgahn üzerinde ki sürahiden su doldurdum kendime. Bir kere de bir bardağ içtikten sonra, bardağ tekrardan tezgahn üzerine braktm.
Tekrardan odaya gitmek için arkam döndüğümde burnumun dibinde Kartal' görmeyi beklemiyordum.
Küçük bir çğlk çkmşt dudaklarmdan bir anlk korkuyla.
"Korkuttum mu?" Diye sordu.
"Korkuttun." Dedim.
"Kusura bakma."
"nan şuan kusura bakacağm bir sürü şey var, buna sra bile gelmez."
Yanndan geçip gidecekken kolumdan tutup gitmeme engel oldu.
Hzla çektim kolumu elinin arasndan.
Ellerinde bir ateş vard da tuttuğu yer birden alev alp cayr cayr yanmaya başlad sanki.
"Gökçen." Dedi düşünceli bir şekilde. "Biraz konuşabilir miyiz?"
"Hayr." Dedim hemen.
"Lütfen."
Derin bir nefes alp yüzüne baktm. O kadar özlemiştim ki yüzünü, bakşn, her şeyini.
Şuan ona sarlmak yerine ondan kaçtğm aklma gelince tekrardan sinirlendim. Onun yüzünden bu haldeydik.
"Benim seninle konuşacak bir şeyim yok Kartal."
"Yapma Allah aşkna Gökçen. O kadar çok şey var ki konuşulacak."
"Benim yok."
"Tamam." Diyerek kabul etti. "Tamam senin yok ama benim anlatacaklarm var."
"lgilenmiyorum."
"Gökçen."
"Yeter Kartal!" Dedim hzla. "Ben seni dinlemek istemiyorum! Seninle konuşmak istemiyorum, seni görmek bile istemiyorum."
Mutfaktan çkacakken durdum ve tekrardan ona döndüm. "Ayrca ben sana geldim Kartal." Dedim. Sesim titremeye başlamşt. "Ben sana geldim. Anlatacağn her şeyi dinlemeye geldim. Ama konuşmayan sendin."
Mutfaktan çkp misafir odasna girdim.
"Ya benim çkmam gerekiyor." Dedim üzüntüyle.
"Nereye?" Dedi Cemile teyze.
"Babam arad dükkanda acil bir iş varmş gitmem gerekiyor."
"Ee oturacaktk ne güzel."
"Başka zaman inşallah Cemile teyze."
"Kz bari kahvaltn bitseydi."
"Bitmişti. Eline sağlk. Hepinize afiyet olsun."
Mutfak kapsnda durup bana bakan Kartal umursamadan evden çktm.
Çkar çkmaz göz yaşlarm akmaya başlad. Ben Kartal dinlemek istemiştim. Yine kzgn olacaktm ona, yine başna bela aldğ için kzacaktm ama o zaman konuşsayd en azndan bu kadar krgn olmayacaktm. En azndan bir şeylerin sebebini bilirdim.
Şimdi üzerinden yllar geçmiş. Bu saatten sonra bilsem ne, bilmesem ne?
Eve gelince titreyen ellerim ile kapy zar zor açp içeriye girdim.
kişerli üçerli merdivenleri çkp odama geldim ve kendimi yatağa attm.
Şimdi annem olsayd beni dizine yatrrd. Saçlarm okşayarak teselli ederdi beni.
Bu daha çok ağlamama sebep oldu.
Annemi de çok özlemiştim.
Her şey üst üste gelmiş gibi hissediyordum. Sanki bir çkmaza girmişim gibi.
Annemi özlemek bile Kartal hatrlatyordu bana.
Uzun süre yatakta yüzüstü yatarak ağlamştm. Daha sonra yataktan kalkp üzerimi değiştirdim. Gri bir eşofman ve siyah bir tişört giydim.
Öğleden sonra dükkana gidecektim ama aşağya inmeye bile halim yoktu. Babam arayp gelemeyeceğimi söyledikten sonra yatağma uzanp hiç bir şey düşünmemek için kendimi uykunun kollarna atmştm.
Başarl da olmuştum. Arada bir iki kere uyansamda neredeyse akşama kadar hiç aymadan uyumuştum.
"Abla." Diyerek koluma dokanan Tan ile gözlerimi araladm. "Abla." Dedi tekrardan.
"H?"
"yi misin?"
"Evet." Dedim uykulu uykulu. Başm yastktan kaldrp doğruldum. "Ne oldu?"
"Geldiğimden beri uyuyorsun, hasta msn?"
"Ne zaman geldin sen?" Dedim gözlerimi ovuşturarak.
"2 saat oldu neredeyse." Deyince kaşlarm çattm.
"Saat kaç?"
"Dokuzu çeyrek geçiyor."
"Yuh."
"Hasta falan msn?" Dedi ayak ucuma oturup. "Babamda merak etti."
"Yok ya." Dedim. Şuan kendimi hasta gibi hissediyordum ama gün boyu uyuduğum içindi o. Ne zaman gün içinde uyusam böyle olurdu. Ama bu gün içinde uyumak değildi. Bu gün boyu uyumakt.
"yisin yani?"
"H h." Dedim ve ayağa kalktm. "Bir elimi yüzümü ykayaym."
Odadan çkp banyoya girdim. Dağlan saçlarm tekrardan gelişigüzel topuz yaptktan sonra yüzümü ykadm.
Banyodan çkp aşağya indim.
"Kzm uyandn m?" Dedi babam oturma odasna girince.
"Uyandm baba."
"Hasta falan msn kzm? Hiç aymadn, kaç kere geldim başna."
"Yok ya, iyiyim. Yorulmuşum bir kaç gündür yoğundu ya dükkan."
"Çok yoruyorsun kendini çok."
"Baba ne alakas var? Çalşyorum işte." Dedim.
"Ee kzm ben ne güne duruyorum. Yine gelme demiyorum, sen gel dükkana ama bu kadar yorma kendini."
"Baba dükkana gelmesem ne değişecek? Yapacak işim yok ki." Dedim.
"Kyamyorum be kzm." Diyerek ayağa kalkt. Yanma gelip yüzümü ellerinin arasna ald ve alnma bir öpücük brakt. "Güzeller güzelim benim."
Gülümsedim.
"Ya hani ben ya?" Dedi Tan odaya girerken.
"Gel buraya gel."
Babam, Tan'a da sarldktan sonra tekrardan bana döndü. "Hadi bir şeyler ye."
Başm sallayp ayağa kalktm. Sabahtan beri tamamen açtm. Mutfağa girince babamn yemek yaptğn gördüm. Buna sevinmiştim işte. Çünkü şuan hiç bir şey yapacak halde değildim.
Yemek yedikten sonra bulaşklar makinaya dizip üst kata çktm. Odama girmeden Tan'n odasna ksa bir bakş attm.
Sanrm tekrardan odama dönmeden Tan ile konuşmam gerekiyordu.
Kapsn tklatp açtm. "Tan?"
"Efendim abla?"
"Gelebilir miyim?"
"Gel." Dedi.
çeriye girip kapy kapattm. "Bu klimay bu kadar açmasana." Dedim yatağna otururken.
Başn tekrardan kitabndan kaldrp bana bakt. "Ders çalşrken bir de scak olunca dayanamyorum."
Önünde ki test kitabn kapatp bana döndü. "Sen neden geldin?"
"Seninle bir şey konuşacaktm."
"Ne hakknda?"
Derin bir nefes aldm. Kavga etmeye, bağrp çağrmaya gerek yoktu. Eğer bağrmam gereken biri varsa o kesinlikle Kartald.
"Dün gece hakknda."
Kaşlar çatld. "Ne olmuş dün gece?"
"Neden bana yalan söyledin Tan?" Diye sordum hiç uzatmadan.
Yüzünde ki ifade değişti. Gözlerini kaçrd.
"Kzacaktn çünkü." Dedi.
"Evet kzacaktm. Çünkü senin iyiliğini istiyorum."
"Abla tamam haklsn." Diyerek ayağa kalkt ve yatağa yanma oturdu. "Dşardan gören biri olarak serserisi falan diyorsun. Ama öyle değiller gerçekten. Kartal abi çok iyi davranyor bana. Ayrca Önerde öyle."
"Tan, ablacğm ben hiç bir zaman arkadaşlarna karşmadm.Mesele Kartal ya da Öner de değil, bizim mahallede ki bütün gençler."
"Abla zaten mahallede ki gençler ile falan taklmyorum. Bir Öner bir Kartal abi."
"Hepsi ayn."
"Değil abla." Dedi hzla. "Ayrca annemin en-"
"Tan." Diyerek lafn kestim. "Böyle bir meselenin annemle hiç bir ilgisi yok."
"Ama."
"Öyle bir şey değil bu."
"Tamam."
"Bir daha bana yalan söyleme tamam m? Şunun şurasnda snava ne kald."
"Onun için kzmyorsun ki bana." Dedi hzla. "Kartal abi yüzünden kzyorsun."
"Ne alakas var Tan? Genel konuşuyorum."
"Genel falan konuşmuyorsun. Ne zaman Kartal abinin yannda görsen sanki adam hastalkl gibi çekip alyorsun. Laf geçse sinirleniyorsun, görünce de ayn şekilde. Bilmediğim bir şey mi var?"
Bilmediğin bir şey değil çok şey var Tan. Keşke bende bilmesem. Keşke hiç olmasa dediğim şeyler çünkü.
"Hayr. Ne olacak bilmediğin ayrca?"
"Ne bileyim, Kartal abi sana bir şey falan m yapt? Yoksa sadece 5 yl cezaevinde kaldğ için mi bu tepkin?"
"Benim Kartal ile hiç bir sorunum yok Tan. Benim tek düşündüğüm sensin. Başna bir şey gelmesi şu hayatta isteyeceğim en son şey bile değil. Bak rica ediyorum, görüşme onlarla. Bir daha ayn şeyi yaparsan tepkim böyle olmaz."
Cevap vermedi.
"Tan."
"Tamam abla, bir daha yapmam."
"Kzma bana. Büyüyünce sende anlayacaksn arkadaş ortamnn ne kadar önemli olduğunu."
"H h." Diyerek başn sallad. Şimdi bana kzyordu ama ilerde anlayacakt. Ben kardeşimi mahallenin serserisi olsun diye yetiştirmemiştim.
Ayrca o benim gibi bakmas gereken bir kardeşi olduğu için üniversiteyi boşvermeyecekti. Okuyup mesleğini eline alacakt.
"yi geceler birtanem." Diyerek yanaklarndan öptüm. "yi geceler."
Bölüm hakknda ki düşüncelerinizi yorumlara brakrsanz çok mutlu olurum!
Instagram / yericeryazar