kaynağı değiştir]
"Gut" kelimesi ilk olarak Bocking'li Randolphus tarafından milattan sonra yaklaşık 'lü yıllarda kullanılmıştır. Sıvı "damlası" anlamına gelen Latin kelime guttadan türemiştir.[49] Oxford İngilizce Sözlüğüne göre suyukçuluk ve "eklemin içindeki ve etrafındaki kandan hastalıklı maddenin 'damlaması' kavramından" türemiştir.[50] Gut antik çağlardan beri bilinmektedir. Geçmişte "hastalıkların kralı ve kralların hastalığı"[6][51] veya "zengin hastalığı" olarak anılmıştır.[52] Hastalık ilk defa MÖ yılında Mısır'da ayak başparmağındaki artritin tanımlanması esnasında belgelendirilmiştir. Yunan hekimi Hipokrat, MÖ 'lü yıllarda Aforizmalar adlı eserinde bu hastalıkla ilgili düşüncesini açıklamış ve hadım edilmiş erkekler ve menopoz öncesi kadınlarda görülmediğine dikkat çekmiştir.[49][53]Aulus Cornelius Celsus (30 AD) alkolle olan bağlantıyı, kadınlarda daha geç başlamasını ve ilişkili böbrek problemlerini anlatmıştır:
Yine çökeltisinin beyaz olduğu koyu idrar, eklem ve iç organlar bölgesinde ağrı ve hastalıktan endişe edileceğine işaret etmektedir El ve ayaklardaki eklemlerde görülen rahatsızlıklar aynı damla hastalığı ve ellerde ağrı gibi çok sık ve inatçıdır. Bu hastalıklara nadiren bir kadınla cinsel ilişkiye girmeden önce oğlanlar ve hadım edilmiş erkekler veya adet kanamaları baskılanmış olanların dışındaki kadınlar tutulur bazıları şarap, bal likörü ve aşırı cinsel ilişkiden uzak durarak hayat boyu güvenli bir şekilde yaşamışlardır.[54]
yılında, İngiliz bir fizikçi olan Thomas Sydenham bu hastalığın sabah erken saatlerde ortaya çıktığını ve yaşlı erkekleri tercih ettiğini açıklamıştır:
Gut hastaları genellikle ya yaşlı erkeklerdir ya da gençliklerinde çok çalışıp didinmiş ve erkenden yaşlanmış erkeklerdir- bu hovarda alışkanlıklardan hiçbiri erken ve aşırı cinsel ilişkiden ve yorucu tutkulardan yaygın değildir. Kurban yatağına yatar ve sağlıklı bir şekilde uykuya dalar. Sabaha karşı 2 gibi ayak başparmağında şiddetli olan, topuk, ayak bileği veya ayağın üst kısmında daha seyrek görülen bir ağrı ile uyanır. Ağrı tıpkı çıkık ağrısı gibidir ve ağrı olan bölgelerde sanki üzerlerine soğuk su dökülüyormuş gibi hissedilir. Daha sonra titreme ve ürperti ve biraz da ateş görülür Gece ızdırap içinde, uykusuz bir şekilde, etkilenen bölgeleri döndürmeye çalışarak ve vücudun duruşunu sürekli değiştirerek geçer; vücudun savrulması ızdırap çeken eklemdeki ağrı kadar aralıksız ve hastalık nöbetine rastlandığı kadar kötüdür.[55]
Ürat kristallerinin mikroskop altındaki görüntüsünü ilk defa Danimarkalı bilim adamı Antonie van Leeuwenhoek yılında tanımlamıştır.[49] yılında ise İngiliz fizikçi Alfred Baring Garrod kandaki bu aşırı ürik asit miktarının gut hastalığının nedeni olduğunu fark etmiştir.[56]
Gut Hastalığı herkesi etkileyebilen ve sık görülen bir artrit yani bir çeşit eklem iltihabıdır. Romatizmal hastalıklar arasında sayılmakla birlikte metabolik bir hastalık olarak da tanımlanabilir. Eklemlerde ani, ciddi düzeyde ağrılı şişlik, kızarıklık ve gerginlik ile karakterize olan bu hastalık en çok ayak başparmak eklemini tutar. Ataklar genellikle gece uykudan uyandıran başparmağın ateşe verilmiş gibi yanması şeklinde ortaya çıkar. Etkilenen eklem sıcak, ödemli ve yatak çarşafının ağırlığını bile tolere edemeyecek kadar gergindir. Gut hastalığının belirtileri bazen kaybolup tekrar ortaya çıkabilir. Tekrarlayan gut atakları sonrasında o eklemde ürik asit kristallerinin kalıcı olarak birikerek “tofüs” adı verilen ve eklemin şeklini bozan şişliklerin oluşması söz konusu olabilir.
Gut hastalığı eklemlerde ürik asit kristallerinin birikmesi ve biriken ürat kristallerine karşı vücut tarafından geliştirilen iltihap sebebiyle oluşur. Biriken bu ürik asit kristalleri eklemlerde ciddi ağrılara sebep olur. Kanda dolaşan ürik asit miktarı arttığında ürik asit kristalleri gelişir. Ürik asit vücutta doğal olarak bulunan purin içeren maddelerin metabolizması sonrasında ortaya çıkan bir son üründür. Purinler ayrıca et ve et ürünlerinde, deniz ürünlerinde yüksek oranda bulunurlar. Ek olarak başta bira olmak üzere alkollü içeceklerde ve fruktoz ile tatlandırılmış içeceklerin de vücutta ürik asit düzeylerini arttırdığı bilinmektedir.
Normalde ürik asit kanda çözülür ve böbreklerden idrarla atılır. Fakat bazı durumlarda ya vücut fazla miktarda ürik asit üretir ya da böbreklerden ürik asit atılımı azalır. Bu durumda kanda biriken ürik asit keskin, iğne gibi çıkıntıları olan ürik asit kristalleri geliştirir ve bu kristaller eklemlerde veya çevre dokularda birikerek ağrı, enflamasyon ve şişmeye sebep olur.
Vücutta ürik asit düzeyleri yüksek olduğunda gut hastalığı gelişme riski artar. Ürik asit miktarını arttıran faktörler şu şekilde sıralanabilir.
Gut hastalığı belirtileri genellikle aniden ve gece ortaya çıkar.
Gut hastalığı genellikle ayak baş parmak eklemini tutmakla birlikte diğer bütün eklemleri tutabilir. Diğer sıklıkla etkilenebilen eklemler; ayak bilekleri, dirsekler, el bilekleri ve parmaklardır. Ağrı genellikle atağın ilk 12 saatinde en şiddetli düzeydedir.
İlk şiddetli ağrı atağı geçtikten sonra eklemlerde bir kaç günden bir kaç haftaya kadar süren rahatsızlıklar devam eder. Tekrarlayan ataklar daha uzun sürer ve daha fazla eklemi tutar.
Etkilenen eklemde enflamasyona bağlı olarak şişlik, gerginlik ve yoğun bir kızarıklık izlenir.
Gut hastalığı ilerlediğinde eklemin hareket kabiliyeti azalır, hasta bireylerin eklemlerini kullanmakta güçlük yaşamaya başlar.
Gut hastalığıyla nasıl başa çıkılır sorusunun cevabı uygun bir diyette yatmaktadır. Gut hastalığında diyetle atak gelişimini engellemek, atak geliştiğinde de atağın şiddetini azaltmak mümkündür. Diyette dikkat edilmesi gereken özellikler şunlardır:
Gut hastalığının tanısı genellikle hastanın tıbbi öyküsü, beslenme alışkanlıkları, kullandığı ilaçlar, fizik muayene bulguları sonucunda konulur. Bununla birlikte kanda ürik asit düzeyinin ve iltihap göstergelerinin yüksek olması tanıda yardımcı olmaktadır. Gut hastalığı gelişmiş hastalarda nadir olarak kan tahlilinde ürik asit düzeyi normal bulunabilmektedir. Ayrıca kan tahlilinde ürik asit düzeyi yüksek olmasına karşın gut hastalığının gelişmediği hastaların da olabileceği göz önüne alınması gerekir. Gut hastalığı olan eklemdeki bulguları göstermek için radyolojik yöntemler de kullanılabilmektedir. Çok sık başvurulmamakla birlikte, gerekirse uzman hekim tarafından bir iğne yardımı ile eklemde biriken sıvıdan örnek alınarak mikroskop altında ürik asit kristallerinin görülmesi ile de tanı konulabilmektedir. Ürik asit kristalleri eklemlerin dışında da ve özellikle böbreklerde birikerek ürik asit taşlarının oluşmasına, ilerleyen dönemde böbrek fonksiyonlarının bozulmasına yol açabilmektedirler.
Akut, yeni başlayan ataklar esnasında ağrı kesici, iltihap giderici ilaçlar, bazen kortikosteroid içeren tedaviler kullanılabilmektedir. Ayrıca yeni ataklar oluşmaması için akut dönem geçtikten sonra ürik asit oluşumunu azaltan ve idrarla ürik asit atılımını arttıran ilaçlar kullanıma girmektedir.
İlaçlardan daha önemli olan ve gut ataklarının gelişiminin önlenmesi, ürik asit düzeyinin yükselmemesi için kişinin beslenme tarzını düzenlemesi, susuz kalmaması, fazla kilolarından kurtulması, ayak parmaklarını sıkan ayakkabıları kullanmaması konusunda titiz davranılması gerekmektedir.
Siz de kendinizde gut hastalığı olduğunu düşünüyor ya da gut hastalığınız için tedavi yöntemleri arayışı içerisindeyseniz bir uzmanla iletişime geçmeyi ihmal etmeyiniz.
Gutun kesin tanısı, sinoviyal sıvıdamonosodyum ürat kristallerinin veya kireçlenmenin teşhis edilmesine.[3] Tanı konmamış enflamasyonlu eklemlerden elde edilen tüm sinoviyal sıvı numuneleri bu kristaller bakımından incelenmelidir.[6]Polarize ışık mikroskobu altında, iğneye benzer bir şekle ve güçlü negatif bir çiftkırılıma sahiptirler. Bu testin yapılması güçtür ve genellikle eğiim almış bir gözetmenin varlığını gerektirir.[24] Sıcaklık ve pH çözünürlüğünü etkilediğinden, sıvı, aspirasyondan sonra nispeten hızlı bir şekilde incelenmelidir.[6]
Ürik asidi parçalayan ürikaz enzimini vücutlarında üretebildiklerinden diğer birçok hayvanda gut hastalığı nadiren görülür.[57] İnsanlar ve diğer büyük maymunlar bu yeteneğe sahip değildir, bu nedenle gut çok yaygındır.[1][57] Bununla birlikte, "Sue" olarak bilinen Tyrannosaurus rex türünün gut hastalığına yakalandığına inanılmaktadır.[58]