haceliler otel / Haceliler Otel - Beysehir, Konya - TurkMIA

Haceliler Otel

haceliler otel

© 2023 turkeyturism.com Tüm hakları saklıdır.

turkeyturism.com , firmalara yerel arama, dijital haritalar, KOBİ’lere özel mobil uyumlu (responsive) web siteleri ve mobil siteler, bayi ve franchise web siteleri, online yayıncılık ve reklam, manuel coğrafi koordinat belirleme (manuel geocoding) gibi alanlarda hizmet veren Türkiye’nin lider markasıdır.

The content displayed in the turkeyturism.com Directory consists of information from third parties, among others from publicly accessible sources, or from customers, who have a presentation page in our directory. turkeyturism.com cannot be held responsible or liable for the accuracy, correctness, usefulness or reliability of the data. The brand names, logos, images and texts are the property of these third parties and their respective owners. If you have any questions or suggestions regarding this matter, you are welcome to contact our customer support team.

turkeyturism.com , bir rezervasyon acentesi veya tur operatörü değildir ve sitemizin kullanıcılarından herhangi bir hizmet bedeli talep etmez.

turkeyturism.com başka internet sitelerinin içeriğinden sorumlu değildir. Fiyat içeriğine vergi ve ücretler dahil değildir.

1 T.C. ORMAN VE SU ĠġLERĠ BAKANLIĞI DOĞA KORUMA VE MĠLLĠ PARKLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 8. BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ KONYA DOĞA TURİZMİ MASTER PLANI 2013 H A Z I R L A Y A N M E H M E T Ö Z D E M Ġ R D O ĞA K O R U M A V E S U L A K A L A N L A R ġ U B E M Ü D Ü R Ü 0

2 SUNUġ Bilim ve teknolojide gerçekleģen ilerlemeler neticesinde her alanda değiģim ve geliģmelerin yaģandığı günümüzde turizm alanında da önemli değiģimler yaģanmaktadır. Deniz-kum-güneĢ destinasyonları ağırlıklı geleneksel turizm anlayıģı yerelden küresele değiģim göstererek yerini doğaya dayalı (doğa turizmi) turizme bırakmaktadır. Bu kapsamda, Orman ve Su iģleri Bakanı Sayın Prof. Dr. Veysel EROĞLU, tarihlerinde Ġzmir e yapmıģ olduğu ziyaretleri sırasında Ġzmir in turizm çeģitliliğine vurgu yaparak, bütün illerin doğa turizmi ve yaban hayatı potansiyelini içine alan master planlarının yapılmasını emirlemiģtir. Bakanımızın emirleri ve Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürümüz Sayın Ahmet ÖZYANIK ın talimatları doğrultusunda Konya Ġli Doğa Turizmi Master Planı hazırlanması çalıģmalarına baģlanmıģtır. Bu doğrultuda, Bölge Müdürlüğümüz koordinatörlüğünde sayın Vali Yardımcımız Erol ÖZKAN baģkanlığında yapılan toplantı sonucu konu ile ilgili bir uzman ekip oluģturulmuģ ve Konya Doğa Turizmi Master Planı hazırlanmıģtır. Bu planla; doğal güzellikleri, tarihi ve turistik yapısı ile zengin bir doğa turizmi potansiyeline sahip olan Konya da, bugünün ve geleceğin ihtiyaçlarını göz önüne alarak doğal kaynak değerlerin, sürdürülebilirlik, katılımcılık ve çevreye duyarlılık temel ilkeleriyle planlanarak, doğa turizminin geliģtirilmesi amaçlanmıģtır. Konya Ġli Doğa Turizmi Master Planının hazırlanmasında yardımlarını esirgemeyen Mevlana Kalkınma Ajansına, Europa DanıĢmanlık Murat GÜMÜġ e ve Selçuk Üniversitesi, Turizm ve Otelciliği Fakültesinden Doç. Dr. Mete TEMĠZ e ve tüm kurum ve kuruluģlara yardım ve katkılarından dolayı teģekkür ederiz. 1

3 ÇALIġMANIN MAKSADI Dünyada artık keģfetmek amaçlı olarak yapılan eko turizm, son yıllarda ülkemizde de sık sık gündeme gelmekte, fakat sadece yayla turizmi olarak düģünülmektedir. Oysa bir bütün olarak ele alınması gereken eko turizm, sosyal ve kültürel faaliyetleri de içine alan, geniģ alanlarda bir çok aktiviteyi kapsayan bir etkinliktir. Turizm Bakanlığı ekoturizmi; yayla turizmi, ornitoloji (kuģ gözleme) turizmi, foto safari, akarsu sporları (kano-rafting) çiftlik turizmi, botanik (bitki inceleme) turizmi, bisiklet turları, atlı doğa yürüyüģü, kamp-karavan turizmi, mağara turizmi, dağ turizmi ve doğa yürüyüģü, botanik (bitki inceleme) gibi baģlıklar altında değerlendirmektedir. Ülkemizin, Akdeniz deki en önemli turizm alanlarından birisi olduğu açıktır. YaklaĢık 8000 km. uzunluğundaki sahilleri, çeģitli uygarlıklardan kalan zengin tarihi ve kültürel mirasın yanı sıra iklimsel çeģitliliği nedeniyle olağan üstü bir bio çeģitliliğe sahiptir ve tek baģına bütün bir Avrupa kıtası ile karģılaģtırılabilir. Örneğin, tüm Avrupa da 500 kuģ türü bulunmasına karģılık, Türkiye de 420 civarında kuģ türü tespit edilmiģtir. Ayrıca Avrupa da tespit edilen yaklaģık bitki türünden yaklaģık i ülkemizdedir. Türkiye, gerek dağları, ormanları, yaylaları, kıyıları, gölleri, akarsuları gibi doğal varlıkları; gerek flora ve faunası ve gerekse mağaraları ve kanyonları gibi ilginç jeolojik oluģumları açısından diğer ülkelerle kıyaslanamayacak düzeyde bir zenginliğe sahiptir ve bu zenginlikler ülkemizi gündemde olan eko turizm için oldukça ilgi çekici bir ülke konumuna getirmektedir. Konya ilçeleri ve kent merkezinde inanç turizmi egemendir. Merkezde Mevlana müzesinin bulunması ve tarihi camiilerinin bulunması Konya yı inanç turizminde öne çıkarmıģtır. BeyĢehirde Kubadıabat Sarayı, EĢrefoğlu Camii, Ilgın ilçesinde kaplıca, Çumra ilçesinde Çatal Höyük bulunması, Konya ilini turizm açısından canlandırmaktadır. Ġç Anadolunun ortasında bulunan Konya ili tabii güzellikleri olan bir ildir. Dünyada sadece Bozdağ Yaban Hayatı GeliĢtirme Sahasında yaģayan Anadolu yaban koyunları ve ormanlık alanlarında yaban domuzlarının yaģaması, SeydiĢehir ilkçesinde yaban keçisi yasaması, bölgede yeterince sulak alanların bulunması, Hadim ilçesinde Yerköprü ġelalesinin bulunması doğa turizmi acısından Konya Ġlinin önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Bu çalıģma ile Konya ilinde turist konaklamasını sağlayacak nitelikte alternatif tur güzergahlarının belirlenmesi, tanıtılması ve pazarlanabilmesi için doküman hazırlanması, Doğa Turizm alanlarının belirlenmesi ve turizmin çeģitlendirilmesi amaçlanmaktadır. 2

4 ĠÇĠNDEKĠLER SUNUġ... 1 ÇALIġMANIN MAKSADI... 2 TABLO LĠSTESĠ...

5 3-ÇAVUŞCU GÖLÜ ÇIRALI OBRUĞU KIZÖREN OBRUĞU ACI GÖL KOZANLI GÖKGÖL KULU DÜDEN GÖLÜ MEYİL GÖLÜ ÇAMLIK MAĞRALARI İVRİZ KAYA ANITI ALTINAPA BARAJI SU HAVZASI MAVİ BOĞAZ KANYONU TINAZTEPE MAĞRASI YERKÖPRÜ MAĞARASI ÇATAL HÜYÜK GİLİSTRA SİLLE MEKE GÖLÜ KONYA ĠLĠ VE ĠLÇELERĠNĠN KIYAS YÖNTEMĠ ĠLE KISA DEĞERLENDĠRMESĠ KONYA ĠLĠ SÜRDÜRÜLEBĠLĠR DOĞA TURĠZMĠ STRATEJĠLERĠ KONYA İLİNİN TOPLU OLARAK DOĞA TURİZM SWOT ANALİZİ KONYA DOĞA TURĠZMĠ EYLEM (MASTER) PLANI DEĞERLENDĠRME VE SONUÇ KAYNAKÇA

6 TABLO LĠSTESĠ Tablo 1. Konya Ġli Orman Varlığı Tablo 2. Konya Ġli Nüfusuna Ait Temel Veriler Tablo 3. Konya Ġli Satıh Cislerine Göre Yol Ağı Tablo 4. Konya Ġli Karayolu Uzunlukları Tablo 5. Konya da Doğa Turizmi STK ları Tablo 6. Konya Ġlinde Turizm ĠĢletme Belgeli Konaklama Tesisleri Tablo 7. Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri Tablo 8. Konya Yöresinde Seyhat acentalarının Gruplara Göre Dağılımı Tablo 9. Arz Analiz Tabloları Tablo 10 Konya Ġlindeki Tabiat Parkları Tablo 11. Konya Ġli Doğa Turizmi Değerleri Matrisi Tablo 12. BeyĢehir Ġlçesi Turistik Kaynak Değerleri Tablo 13. BeyĢehir Gölü Milli Parkının Turizm Talebi Değerleri Tablo 14. BeyĢehir Gölü Milli Parkının Turizm Arzı Değerleri Tablo 15. Yeme Ġçme Konaklama Analizi Tablo 16. BeyĢehir Ġlçesi Konaklama Tesisleri Tablo 17. Konaklama Değeri Olan Diğer Tesisler Tablo 18. BeyĢehir de Turizm ĠĢletme Belgeli Konaklama Tesisleri Tablo 19. BeyĢehir de Belediye ĠĢletme Belgeli Konaklama tesisleri Tablo 20. BeyĢehir de Yatırımı Devam Eden Turizm ĠĢletme Belgeli Oteller Tablo 21. Yöredeki Turizm Tesislerinin Beğenilirliği Tablo 22. Sahanın Kendine Has Seçkin ve Diğer Önemli Özellikleri Tablo 23. Tatmin Edici Yaban Hayatı Ġzleme Ġmkanı Tablo 24. BeyĢehir Gölü Milli Parkı TaĢıma Kapasitesi Analizi Tablo 25. Ekolojik TaĢıma Kapasitesi Analizi Tablo 26. Ekolojik TaĢıma Kapasitesi Verilerini Değerlendirme Tablo 27. Fizik/Ġdari TaĢıma Kapasitesi Ġncelenmesi ve Değerlendirilmesi Tablo 28. Bozdağ Yaban Hayatı GeliĢtirme Sahası Turizm Talebi Değerleri Tablo 29. Bozdağ YHGS Turizm Arzı Değeri Tablo 30. Yeme Ġçme Konaklamam Analizi Tablo 31. Konya Merkez Turizm ĠĢletme Belgeli Konaklama Tesisleri Tablo 32. Belediye Belgeli konaklama Tesisleri Tablo 33. Yatırımı devam Eden turizm ĠĢletme Belgeli Oteller Tablo 34. Konya Merkez Turizm ĠĢletme Belgeli Konaklama Tesisleri Tablo 35. Bozdağ YHGS nın Seçkin ve Diğer Özellikleri Tablo 36. Kelebek Listesi Tablo 37. Konya Ġline Özgü Endemik Fauna ve Flora Tablo 38. Tatmin Edici Yaban Hayatı Ġzleme Ġmkanı Tablo 39. Bozdağ YHGS TaĢıma Kapasitesi Tablo 40. Ekolojik TaĢıma Kapasitesi Tablo 41. Ekolojik TaĢıma Kapasite Verilerini Değerlendirme Tablo 42. Fizik/Ġdari TaĢıma Kapasitesi Tablo 43. Doğa Turizmi Tematik Eksenleri Tablo 44. Odak Gurup Katılımcı listesi Tablo 45. Eylem Planı Tematik eksenleri ve Stratejik Amaçlar Sıralaması Tablo 46. Yarı YapılandırılmıĢ PaydaĢ Anketi Değerlendirmesi

7 ġekġl LĠSTESĠ ġekil 1. Konya Ġli Haritası ġekil 2. Türkiye Tektonik Haritası ġekil 3. Konya Ġli Jeoloji Haritası ġekil 4. Ağaç Türleri dağılımı ġekil 5. Konya ve Çevresi Temel ve Örtü Kayaçları Jeolojisi ġekil 6. Derneklerin Hedeflediği Kitlelere Göre Dağılımı ġekil 7. Konya Ġli Doğa Turizmi Haritası ġekil 8. Konya Ġli Doğa Turizmi Swot Analizi

8 KONYA ĠLĠNDE DOĞA TURĠZMĠ MASTER PLANI GĠRĠġ 1.1 DOĞAL ALANLAR, YÖRE ĠNSANININ GELENEKSEL HAYATI, KIRSAL KALKINMA, SÜRDÜRÜLEBĠLĠR TURĠZM ALTERNATĠFĠ ve KONYA VĠLAYETĠNDE SÜRDÜRÜLEBĠLĠR DOĞA TURĠZMĠ Tabiatı korumanın geleceği kırsal alanların geleceğine, kırsal hayatın korunmasına ve sağlıklı yürüyen bir kırsal ekonomiye bağlıdır. Kırsal alanlardaki düģük ve dağınık nüfus ile beraber yetersiz gelir söz konusu olduğunda bu alanların turizm köyleri vb. gibi faaliyetler için kullanılması söz konusu olacaktır. Bu tür giriģimlerin önemli bir kısmı korunan alanlarda veya dıģında yapılmaktadır. Bazı etkinliklerin korunan alanlara ve tabiata çok zarar verdiği de görülmektedir. Bu sebeple tabiatı korumakla görevli olan bizlerin çevremiz ile iyi bir proaktif iliģkiler içinde olmamız gerekmektedir. Proaktif kiģi; iliģkilerde ve faaliyetlerde inisiyatifi eline alan kiģi demektir. Tabiattaki faaliyetlerin kontrolü için Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı taģra kuruluģlarının kırsal sahalarda doğa turizminin geliģtirilmesinde öncü olması doğru bir harekettir. Son yıllarda sivil toplum kuruluģları ve diğer kamu kurum ve kuruluģları; statülü korunan alanlar, doğal alanlar, kırsal kalkınma, kalkınma için iģbirliği gibi konuları tamamıyla farklı bir bakıģ açısı ile algılamaya baģlamıģlardır. Tabiat ve geleneksel kültürler üzerinde turizmin meydana getirdiği olumsuz tesirler ve bunların neticesinde duyulan korkular kitle turizmine karģı alternatif, çevreye duyarlı turizmi ve tabiatı korumayı öne çıkarmıģtır. Sürdürülebilir doğa turizmi ve ekoturizm tabiatın korunması için bir umut olarak ortaya çıkmıģtır. Algılamadaki bu değiģiklik, doğal alanlar, korunan alanlar ve çevresinin bölgesel planlamasında turizme iliģkin proje ve çalıģmaların giderek artmasına yol açmıģtır. Bu sayede 7

9 turizm, zaman içinde kırsal alanların kalkınmasında, yoksulluğun azaltılması ve yöresel kültürel zenginliğin korunmasında anahtar bir rol haline gelmiģtir. Sürdürülebilir doğa turizmi, kırsal ekonominin çeģitlendirilmesi, kırsal nüfus için yeni bir bakıģ açısı meydana getirilmesi, yoksulluğun ve kırsal göçün azaltılmasındaönemli seçeneklerden biri olarak görülmektedir. Ancak, turizmin yalnızca yerel ekonomi ile doğru Ģekilde bütünleģtirildiği takdirde beklentileri karģılayabileceği ve yöre halkı ile diğer ilgi gruplarına fayda sağlayacağı unutulmamalıdır. 1.2 DOĞAL ALANLAR VE SÜRDÜRÜLEBĠLĠR KALKINMA 1980 li yıllardan itibaren BirleĢmiĢ Milletler Çevre Programı (UNEP),çevre konularına iliģkin çalıģmaları arttırmıģ, Bu çalıģma giderek artan bir etkinin meydana gelmesini sağlamıģtır. Dünya Çevre Kalkınma Komisyonu nca 1987 yılında tamamlanan çalıģmalar sonunda ortak geleceğimiz adlı bir rapor hazırlanmıģtır. GeliĢmiĢ ve geliģmekte olan ülkelerde, çevre ve kalkınma konularına çok farklı yaklaģılması gerektiği bu raporda vurgulanmıģtır. Kalkınmanın ve insanlığın sahip olduğu kaynakların sürdürülebilir olduğuna vurgu yapılmıģtır. Raporda ortaya konulan sürdürülebilir kalkınma kavramı, insanların elinde bulundurduğu ve onlara muhtaç olduğu ekolojik, kültürel ve sosyo-ekonomik kaynakların nadir ve eģsiz olduğu görüģüne varılmıģtır. Bir sahanın sahip olduğu kaynaklar, çok farklı maksatlar için kullanılabilmektedir. Örneğin, bir orman, kereste imalatı için kullanılabilirken, üzerindeki ağaçlar kesilerek tarım toprağı olarak kullanılabilmekte ayrıca korunan alan olarak da ayrılabilmektedir. Alanın ve alanda yaģayan yöre halkının özelliklerine bağlı olarak bu seçeneklerden bazıları uygulanabilirken, bazıları ise kesinlikle uygulanamaz. Yalnızca korumacı bir yaklaģım içine girildiğinde doğru görülen seçenek ormanın el değmemiģ eski haline bırakılması olsa da, yöre halkı ve diğer iģ gruplarının bu kaynakların sürdürülebilir kullanımı hayat kalitelerini yükseltmek için ormandan hak iddia etmeleri mevzubahistir. Bu sebeple yüzde yüz sürdürülebilir kalkınmaya her zaman ulaģılamasa da bu hedef üzerine yoğunlaģılmalıdır. Doğal ve korunan kırsal alanlarda, geçmiģten günümüze yerel topluluklar ile arazinin beraberliği çok önemlidir. Korunan alan ağı büyüdükçe korunan alan kavramının anlamı da değiģmeye ve geliģme göstermeye baģlamıģtır. Bu geliģme içinde yöre insanlarının varlığı ve faydalanmalarının sürdürülebilirliği de öne çıkmaktadır. 8

10 Bir doğal alan ve korunan alanın içinde yer aldığı bölgenin sürdürülebilir kullanımı, turizm, ekolojik tarım, hayvancılık, yeni bölgesel ürünler, sürdürülebilir ormancılık, hatta enerji üretimindeki yatırımlarla birlikte düģünüldüğünde daha baģarılı olacağı açıktır. Doğal alanlarda faaliyetlerin açıklanmasında Kırsal alan, Kırsal kalkınma ve Sürdürülebilir Kalkınma gibi kavramlar değerlendirilmelidir. Bu kavramlara baktığımızda; Kırsal Alan; ġehir diye tabir edilen yerleģme sahalarının dıģında kalan tarımla ilgilietkinliklerin yapıldığı alanları da içeren köy, mezra, kom vb. adlarla adlandırılan ve anılan insanyerleģimlerinin var olduğu alanları kırsal alan olarak tanımlayabiliriz. Kırsal Kalkınma Kavramı:Kırsal kalkınma, küçük toplulukların içinde bulundukları ekonomik,toplumsal ve kültürel Ģartları iyileģtirmek amacıyla giriģtikleri çabalarının, devletin bukonudaki çabalarıyla birleģtirilmesi, bu toplulukların tüm ülke insanlarının tümüyle kaynaģtırılması veulusal kalkınma çabalarına tam katkıda bulunmalarının sağlanma süreciģeklinde tanımlanmıģtır. Kırsal Alan Kalkınması; Hem eğitim hem de örgütlenme iģi olup, kırsal alan;toplumun ihtiyaçlarının göz önünde tutulması, kırsal alan kalkınma politikası ileilgili planların alınması sırasında topluma zorla kabul ettirilmemesi gereken birkonudur. Toplum istediklerini elde etmedikçe kırsal alan çalıģmalarına katılmayacaktır.tarımsal çalıģmalar, beslenme, eğitim, mesleki önderlik ve öğretim, kooperatifler, elsanatları, küçük sanayiler, sosyal güvenlik çalıģmaları, planlama ve sağlıkpolitikaları nitelikleri kırsal alan ve ülke planları ile bir bütünlük içinde olmalıdır. Sürdürülebilir Kalkınma: Ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel kaynakların sürdürülebilir kullanımına dayanmaktadır. Burada ekolojik, ekonomik ve sosyo kültürel sürdürülebilirlik Ģartlarının tamamının sağlanması önemlidir. Kırsal alanlar turizm ve boģ zamanların değerlendirilmesinde önemli bir yertutmaktadır. Kırsal alan, turistlere sakin ve huzurlu bir seçenek sunmaktadır yılında yapılan bir araģtırmada;fransızvatandaģları tatillerinin, %52 sini ya bir ailenin yanında ya da bir arkadaģının evinde,%26 sı evlerinde geçirdiklerini ve %9 luk bir kısmı ise kırsal alanda ikinci bir eve sahipolduklarını ifade etmiģlerdir. Kırsal alanlardoğa için önemli role sahiptir. Tabii kaynakların korunması, biyolojik çeģitliliğin sürdürülmesi, doğal felaketlere karģıkoruma, iyi hayat Ģartlarının korunması ve doğal manzaranın korunması doğal çevre ileilgili hususlardır. 9

11 1.3 SÜRDÜRÜLEBĠLĠR DOĞA TURĠZMĠ Sürdürülebilir kalkınma, ekolojik, ekonomik ve sosyo-kültürel kaynakların sürdürülebilir kullanımına dayanmaktadır. Sürdürülebilir turizmin geliģimi de sürdürülebilir kalkınma ile bağlantılı bir yaklaģımdır. Sürdürülebilir turizmin geliģiminde turistlerin ve ziyaret edilen yerlerin bugünkü ihtiyaçlarının, gelecekteki fırsatları koruyup geliģtirerek ve geniģleterek karģılanması amaçlanmaktadır.bu yaklaģım, ekonomik, sosyal ve estetik ihtiyaçların, kültürel bütünlüğün, gerekli ekolojik süreçlerin,biyolojik çeģitliliğin ve kırsal hayatı destekleyen süreçlerin devamını içermektedir.birleģmiģ Milletler Dünya Turizm Örgütü nün tanımına göre sürdürülebilir bir turizm geliģimi; Çevresel kaynakların en iyi Ģekilde kullanılmasını sağlamalı, Ziyaret edilen toplulukların sosyo-kültürel yapısına, gelenekselliğine saygı göstermeli, Bütün ilgi gruplarına adil bir Ģekilde dağıtılan sosyo-ekonomik faydalar ile tutarlı ve uzun vadeli ekonomik faaliyetler ortaya koymalıdır. Buna göre sürdürülebilir kırsal/doğa turizminin geliģme ölçütleri; a. Biyolojik çeģitliliğin korunması, b. Ekonomik tutarlılık, c. Kültürel zenginlik, d. Yöre halkının refahı, e. Ġstihdam kalitesi, f. Sosyal eģitlik, g. Ziyaretçi memnuniyeti, h. Yetkinin yerele doğru dağıtılması, i. Toplumun genelinin refah ve mutluluğu, j. Fiziki bütünlük, k. Kaynakların etkin kullanımı, l. Çevre temizliğidir. Korunan alanlar açısından; tabiatın seçkin parçaları olan korunan alanlar ile turizm arasındaki bağ, korunan alanların tarihçesi kadar eskidir. Korunan alanlar turizme, turizm de korunan alanlara ihtiyaç duymaktadır. Turizm korunan alanların kurulması ve yönetiminde göz önüne alınması gereken önemli bileģendir. Turizm; aynı Ģekilde koruma altında olmayan flora ve faunanın tutunduğu tabiat alanlarına ve insanın yaģadığı sahalardaki yöresel kültüre de bağımlıdır. Bu bağımlılık doğa ve kültürün 10

12 bozulmaması için tedbirleri gerektirir. Bu tedbirlerin neler olacağının sürdürülebilir kırsal kalkınma ilkeleri çerçevesinde tespiti de zorunludur. Turizmin önemli bir ekonomik faaliyet olması ve tüm göstergelerin bu faaliyetin büyüme eğiliminde olacağı yönünde olması önemli bir husustur. Turizmdeki büyümeyle beraber sürdürülebilir turizm, ekoturizm gibi doğayla ilgili turizme olan talep artmıģ ve turizm ürünleri ile destinasyonlar çeģitlenmiģtir. Turistlerin talepleri de değiģmiģ ve çeģitlenmiģtir. Turistlerin talepleri konaklamada konforun sağlanması yanında, yöreye özgü kültürel değerler hakkında bilgi edinme, yöre halkıyla iletiģim, bölgenin flora ve faunası, özel ekosistemler, doğal hayat ve bunların korunması da dahil olmak üzere daha sorumlu bir seyahat deneyimi kazanmak da söz konusudur. Beklenen büyüme ve yeni eğilimler turizmi o kadar stratejik bir konuma taģımıģtır ki, turizm eģsiz özellikli doğal veya korunan alanların sürdürülebilirliğinin yanı sıra bu alanların çevresinde yaģayan yöre halkının kalkınma potansiyeline de müspet etki sağlayabilmektedir. Bu durumda turizm, doğal alanların korunması ve yöre halkı ile ziyaretçilerin çevre bilincinin arttırılmasında kullanılabilecek çok önemli bir araçtır. Dolayısıyla turizm sayesinde koruma çalıģmaları için gerekli mali kaynakların kazanılmasının yanı sıra ziyaretçiler ile yöre halkına yönelik bilinçlendirme ve eğitim programlarının oluģturulması ve uygulanması gibi hedeflere de kolayca ulaģılabilmektedir. En önemli hususta; turizm faaliyetlerinin uzun dönemde sürdürülebilir olması için geniģ kapsamlı, dikkatli, katılımcı ve paylaģımcı olarak planlaması, sürecin etkin yönetimi ve izlenmesigerekmektedir. Aksi takdirde, bu faaliyetlerin geri dönüģü mümkün olmayan olumsuz etkileri ortaya çıkacak ve turizm bu alanları tahrip eden bir faktör haline gelebilecektir. ĠĢte bu nedenle; SÜRDÜRÜLEBĠLĠR DOĞA TURĠZMĠ GELĠġME (MASTER) PLANI çalıģmasına lüzum duyulmuģtur. 1.4 SÜRDÜRÜLEBĠLĠR DOĞA TURĠZMĠ GELĠġME STRATEJĠSĠ Yukarda da bahsedildiği üzere, insan kullanımı bakımından hassas olan sahalarda turizm söz konusu olduğunda turizmin iyi planlanması ve yönetilmesi önemli olmaktadır. AlıĢılmıĢ turizm stratejileri ile Sürdürülebilir Doğa Turizmi GeliĢme Stratejisi arasındaki fark Ģudur; alıģılmıģ yöntemler yukarıdan aģağıya bakıģ açısı ile uygulanmaktadır. Yani kararlar merkezden alınmakta ve uygulanması için yerele taģınmaktadır. Yöre halkı katılımcı olamamaktadır. Sürdürülebilir turizm ise aģağıdan yukarıya bir yaklaģım için gayret göstermektedir. Bu yaklaģımda yöre halkının beklentileri ele alınır, yönetime katılmasını sağlayıcı yapı kurulur, yörenin kalkınma potansiyelini bünyesinde barındıran tabii değerlerin korunması için ortak kararlar alınır. Karar almanın yanında uygulama ve izleme aģamalarında da yöre halkının 11

13 bilgisini, becerilerini, en uygun Ģekilde kullanmak esastır. Bu yaklaģım yöre halkının, yerel otorite ve organizasyonların yetkilendirilmesine dayanır. -Sürdürülebilir turizm geliģim aģamasında doğa ve çevresinin ortak çıkarları söz konusudur. Konaklama ve diğer turizm altyapıları mümkün olduğunca doğal alan dıģında olmalıdır. Bu durum doğaya ve kültüre zararı en aza indirdiği gibi ev pansiyonculuğu gibi faaliyetlerin yapılmasıyla yöreye faydayı arttırabilir. -Yöre halkı ve diğer bölgesel ilgi grupları turizm geliģiminde önemli ortaklardır. Söz konusu gruplar turiste konaklama imkanı sunacaklar, sunacakları ürünün kalitesinin korunmasında da sorumluluk alacaklardır. -Günübirlik ziyaretçiler yerine uzun süreli konaklamaya lüzum duyan turistle hedefleniyorsa, doğal ve kültürel mirasa dayalı çekim noktaları, el sanatları gibi faaliyetler ortaya konmalıdır. -Doğal alanlar genellikle çok hassastır, bu sebeple ekolojik değerler, belirli bir saha ile sınırlı olmayacaktır. Geleneksel hayat, yerel kültür, kırsal, sosyal ekonomik yapılar da aynı zamanda turizmin temel kaynağı olmaktadır. -Sürdürülebilir Doğa Turizmi GeliĢme (Master) Planı nın ilimizde/bölgemizde ve ülkemizde doğa turizmine konu olacak sahaların tüm ilgi grupları için anlamlı ve cazip bir bakıģ açısına dayandırılmasına esas olmalıdır. -Sürdürülebilir Doğa Turizmi GeliĢme (Master) Planı nda turizm; doğayı koruma, kırsal kalkınma için bir araç olarak ele alındığından, doğa turizmi yönetim planı olarak ele alınmalıdır. Halihazırda olan turizm etkinlikleri de tartıģılmalı, değerlendirilmelidir. Ġlde sürdürülemez olan turizm veya gelir getirici faaliyetler de tanımlanmalıdır. Ayrıca iyi bir yönetim için tehditler ve fırsatlar da ele alınarak bunlardan hareketle ortaya çıkacak fikirler ortaya konmalıdır. -Doğaya dayalı turizm yönetiminin entegre bir anlayıģla (alan ve çevresinin sahip olduğu doğal, tarihi ve sosyo-ekonomik kaynakların bütüncül ele alınması) değerlendirilmesi de önemlidir. -Turizm geliģimi genel olarak piyasa talebine göre yönlendirilir. Bir alanın turizm potansiyelinin değerlendirilmesi, rekabetçi özgün ve özellikli bir destinasyon oluģturması için gerçekçi beklentiler ortaya konulmalıdır. Yüksek ekolojik değerlere sahip olan sahalar yüksek turizm değeri içermeyebilir. Turizm, ancak doğru pazar ürünlerini hedeflediği zaman baģarılı olabilir. Özellikle hassas tabiat alanlarında taģıma kapasitesi düģük iken, bu alanlardan beklenen faydalar yüksek olmaktadır. TaĢıma kapasitesinin düģüklüğü sınırlı sayıda turist demektir. Bu sebeple taģıma kapasitesinin değerlendirilmesi de önemlidir. 12

14 -Entegre Doğal Alan Yönetimi, Sürdürülebilir Doğa Turizmi GeliĢme (Master) Planı ile doğa ve turizm yönetimi için tüm ilgi gruplarının desteğini almayı hedefler. Tüm ilgi gruplarının etkin desteği önem taģır. Turizm geliģiminin karmaģık yapısı göz önüne alınırsa, ilgi gruplarının etkin iģbirliği oldukça önemlidir. Planın herkes tarafından sahiplenilmesi ayrıcalık olacaktır. -Sürdürülebilir kırsal kalkınma için kapsamlı bir vizyon belirlenmesine de ihtiyaç vardır. -Pazarlama Stratejisi; Sürdürülebilir Doğa Turizmi GeliĢme (Master) Planı nın bir parçasıdır. Kalkınma ve rekabete açık ürün-pazar kombinasyonu için yaratıcı yaklaģımlar içermelidir. Pazarlar, hedef gruplar, turist sayısı, ürünler, hizmetler, yaratıcı yaklaģımlar bu stratejide yer almalıdır. -Turizm Destinasyonu Yönetimi; Yaygın bir stratejik yaklaģım olup, destinasyonu rekabete açık hale getirir, bir turizm pazarını iyi bir Ģekilde yönetmek, pazarlamak, bir destinasyonu rekabetçi yapabilmek için gereken tüm unsurları içeren bir yaklaģımdır. -Ġyi tanımlanmıģ amaçlar ve göstergelerle mantıksal bir çerçeve kurmak, ayrıntılı bütçe, mali portre ve ilgi gruplarının tümüne açık görev ve sorumluluklar veren bir iģ planı hazırlamak gereklidir. -Ziyaretçinin Ġzlenmesi ve Ziyaretçi Yönetim Planı: Madem ki doğa gibi hassas bir sistemde çalıģılıyor, bu durumda turist ziyaretinin ilkelerini belirleyen bir ziyaretçi yönetim planı lüzumludur. Aynı zamanda da hem geri bildirim temin etme, hem de taģıma kapasitesinin kontrolü için izleme programı da olmalıdır. Geribildirimler kalitenin arttırılması, sunumların taleplere uygun hale getirilmesi (iyileģtirilmesi), hizmetteki aksamaların ve doğadaki değiģimlerin takibi için çok önemlidir. ġu unutulmamalıdır ki; turizm, doğanın korunması için ortaya konan ana hedeflere ulaģmak garanti edildiği takdirde teģvik edilmelidir. 2.SÜRDÜRÜLEBĠLĠR DOĞA TURĠZMĠ GELĠġĠMĠNE ĠLĠġKĠN ÇALIġMALAR 2.1 KAYNAK ANALĠZĠ GeliĢme planı ve stratejisi için öncelikle kaynak analizi yapılması mecburidir. Bir alanın sahip olduğu kaynaklar, o alanın kalkınması için bir sermaye veya potansiyel oluģturmaktadır. Bu kaynakların analizi de önemli veri ve bilgi oluģturulmasını temin etmektedir. Ekolojik ve kültürel kaynakların yanında sosyo-ekonomik özellikler de turizm geliģimi için önemli bir temel oluģturmaktadır. Örneğin kırsal turizmin, tarımsal faaliyetleri desteklemediği durumlarda kırsal turizmin gerçekleģtirildiği bölge hem kendi sermayesini hem de kırsal olma 13

15 özelliğini kaybedecektir. Gerek turizm potansiyeli gerekse taģıma kapasitesi turizm kaynaklarının mevcut durumuna bağlı olduğundan kaynak envanterinin mutlaka yapılması gerekir Kaynak Analizinde Ele Alınacak Unsurlar a. Doğal Kaynaklar: Turizmin geliģimi için önemli olan yöreye özgü doğal kaynaklardır. Bu kaynakların halihazırdaki ekonomik kullanımları, korunma durumları, statüleri, iklim gibi turizm geliģimi için potansiyel kaynakların envanterini içermektedir. Seçkin Doğal Kaynaklar: Turizm yalnızca korunan doğa parçaları ile ilgili değildir. EĢsiz manzaralar, dağlar ve nehirler gibi ve korunmayan türler de turizm için ilgi çekici olmaktadırlar. Örneğin; ormandaki ağaçların üzerinde gezinen sincapları, konakladığımız evin penceresinden gözlemlemek son derece çekicidir. Bir orman öncelikli olarak odunculuk amacıyla kullanılsa da dağ bisikleti gibi bir aktivite için ortamı çekici hale getirebilmektedir. Seçkin Doğal Kaynakların Halihazırdaki Ekonomik Kullanımlarının Tanımlanması Doğal kaynakların çok çeģitli kullanımları söz konusudur, ormanların odunculuk, nehirler ve göllerin sportif balıkçılık, su sporları ve enerji üretmek için kullanımları gibi. Bu kullanımlardan bazıları gelenekseldir ve düģük etkilere sahiptir. Bazıları ise sürdürülebilir değildir. Bu sebeple bunlar turizm geliģimi için de uygun değildir. Kaynağın Korunma Durumu ve Statüsü: Bazı doğal kaynaklar mevcut kanunlarla korunur. Bunların turizmde kullanımı da bu kanunlara uygun olmalıdır. Ġklim : Mevsimlerin dağılımı, ortalama sıcaklık, nem ve günlük ortalama optimal güneģ ıģığı saatlerine bağlı olarak iklim analizi yapılmaktadır. Burada önemli olan iklimin farklı mevsimlerde turizm için elveriģli olup olmadığıdır. Turizm GeliĢimi Ġçin Potansiyel Doğal Kaynaklar: Potansiyel kaynakların tespiti turizm planlaması için önemli ve özellikle yönlendirici olmaktadır. Tüm bu kaynakların envanter çalıģmalarının haritaya aktarılması, turizm ürünleri ve hizmetlerinin geliģmesi ve altyapı ile tesislerin fiziksel planlaması için önemli olmaktadır. b. Kültürel Kaynaklar: Kültürel kaynakların envanteri doğal kaynaklara iliģkin çalıģmalara benzerlik göstermektedir. Özellikle doğal ve kültürel kaynaklardan oluģan kombinasyonlar, turistler tarafından yüksek ilgi ile karģılanmaktadır. Kültürel mirasın korunmasının önemi konusunda farkındalık meydana getirilebilirse, sürdürülebilir turizm geliģimine ve doğa korumaya verilen destek artacaktır. c. Sosyo-Ekonomik Kaynaklar: Altyapı, insan kaynakları ve farklı ekonomik sektörlerin bileģimini içermektedir. Bu konuda yapılacak envanter çalıģması, birbiri ile bağlantılı birçok 14

16 farklı unsurlar içermesi ve bu unsurların turizm geliģimi için ilk bakıģta kavranamaması mümkündür. Bölgenin kalkınma potansiyelinde, sosyal ve ekonomik rekabet edebilirlik unsurları büyük öneme sahiptir. Yerel nüfusun turizme yaklaģımı, turizm sektöründe çalıģma isteği gibi bazı unsurların turizm ile doğrudan iliģkisi bulunmaktadır. Altyapı : Bir bölgenin turizmde rekabet edebilirliği ve kalkınma seviyesinin tespiti için altyapı kalitesi önemli bir göstergedir. Altyapının kalitesi, yerel nüfusun hayat kalitesini ortaya koymanın yanı sıra turizm geliģimi için de zorunlu bir Ģarttır. Alan, güvenli içme suyu, donanımlı sağlık tesisleri gibi temel unsurları içermiyorsa turizm geliģimi asla baģarılı olamayacaktır. Altyapının farklı unsurları için Ģartlar, kalite ve gelecekteki durum değerlendirilmelidir. Kaynak halihazırda turizm için mi kullanılmaktadır? Sorusu hem kaynağın turizm geliģimi için önemi konusunda hem de kaynak kalitesi hakkında göstergeleri ortaya koyabilmektedir. - Su kaynaklarına yönelik etütler; kaliteli su kaynağının sağlanması, su kaynağının sürdürülebilir kullanımı ve su çıkarmanın çevresel etkisini de içerir. - ĠletiĢim ağına yönelik etütler; turistlerin refahı ve turizm geliģimi için önemli olan cep telefonlarıda olmak üzere telefon ve internet ağlarının kalitesine yönelik etütleri içermektedir. - Sağlık hizmetlerinin; kalite, miktar ve coğrafi dağılımı son derece önemlidir. - Güç kaynaklarına yönelik etütler; elektrik Ģebekesi, ısınma ve yemek piģirme için enerji kaynaklarının varlığı önemlidir. Her ne kadar resmi standartlara göre planlansa ve tehlike içermese de turistler nükleer santrallerin yakınında konaklamamaktadır. - Su ve toprak kirliliği etkisi olan atık su sistemleri önemli olup, bölgeye gelen turistlerin sayısı ile meydana gelecek atık su miktarı da dikkate alınmalıdır. - Katı atıkların düzenli depolaması toplum için olduğu kadar çevre için de önemlidir. Katı atıkların görüntü kirliliğine de yol açması ayrı bir menfi etkisidir. - Yol ağlarının durumu; çoğu turistin tercihlerini yaparken en önemli etkendir. - Güvenlik; kamu güvenliğini ve asayiģi sağlamak turist güvenliği gibi unsurlar önemli olmaktadır. AĢırı kar yağıģı, kanyon veya dağ kurtarma timlerinin olup olmaması da çok önemlidir. - Politik istikrarsızlık ve suçlar; turist için caydırıcı etki yapmaktadır. Ġnsan Kaynakları : Bir bölgenin insan sermayesini ifade eden bu unsur, turizm geliģiminde anahtar etmenlerden biridir. Ġnsan kaynakları hem hizmeti hem de manevi nitelikteki kültür ve kimliği oluģturmaktadır. Ġnsan kaynaklarına iliģkin etütler aģağıdaki unsurları içermelidir; 15

17 - Yöre halkının nüfusu, - Göç vb. eğilimler, - Demografik yapı, - Aktif nüfus ve yapısı, eğitim seviyesi, potansiyel bilgi ve beceriler, açık fikirlilik, geleceğe odaklanma, çalıģma ahlakı, - Yöreye özgü geleneksel ekonomik faaliyetleri ve yöresel sanatları yapabilme, - Turizm geliģimine iliģkin tutum, misafir severlik duygusu, hizmete yönelim, - Sosyal tutarlılık, esneklik, mevcut sosyal iliģkilerin kalitesi ve aralarındaki iģbirliğini içeren sosyal yapı, - Yerel kurumlar, idareler, yönetiģim, bürokrasiden kaçınma vb. hususlarla finansal kaynaklar ve yönetimleri, - Alanın kültürü ve kimliği, alanda etkin görev alacak kiģilerin ortak değerleri, ilgileri, yaklaģımları, algılama Ģekilleri, özel ilgi ve becerileri, özgün gelenekler, o topluma ait olma ve o toplumda yaģamaktan onur duyma gibi durumları içerir, - Farklı ekonomik sektörler; söz konusu coğrafi bölgeye ve ile yoğunlaģma durumları, firma sayısı, ölçeği, ortalama karlılık, geleceğe yönelik bakıģ açısı, pazarları ve dıģ iliģkileri, sektörler arası iģbirliği son derece önemlidir, tüm sektörler turizm sektörü ile iliģkili olabilmektedir. Kaynak analizinin sonuçları; sürdürülebilir turizm yönetimi ve kalkınmada sermayeyi oluģturan kullanılabilir kaynaklara genel bir bakıģı sağlamakla beraber, bölgenin mevcut kalkınma durumunu ve sürdürülebilirliğini değerlendiremeye yönelik bir resim sunmaktadır. Analiz aynı zamanda; bölgenin sürdürülebilir kalkınmasına yönelik bir vizyon oluģturulmasını ve turizm geliģiminin diğer sektörlerle bütünleģtirilmesini sağlayacaktır. 2.2 TURĠZM POTANSĠYELĠ Yüksek değerlere sahip doğal ekolojik sahalar her zaman yüksek turizm potansiyeli içermezler; - Bazı doğa parçaları araģtırma yapan uzmanlara, iyi eğitimli ekoturistlere hitap etmektedir. Bu alanlar sayıca az olduğu için de sınırlı bir turizm potansiyeli içerirler, - Bazı doğal sahalar, eriģim, güvenlik gibi nedenlerle turistler için elveriģli olmayan yerlerde bulunurlar, 16

18 - Ekolojik kaynakların kullanımlar karģısındaki duyarlılığı (taģıma kapasitesi), ziyaretçi giriģinde kısıtlamalara sebep olmaktadır, Bir sahanın daha fazla turist çekebilmesi için ihtimalleri ortaya koyan turizm potansiyeli önemli bir konudur. Turizm potansiyelinin tespiti için arz ve talebin ortaya konması gerekir. Bu potansiyel sınırlıysa baģarılı bir turizm giriģimini baģlatmak imkanı olmayacaktır. Turizm ekonomik bir faaliyet olduğundan ancak turizm pazarında sürdürülebilirliği için bir talebi karģılaması lüzumludur. Turizme iliģkin motivasyon ve istekler değiģkendir, kaynakların değeri aynı kalırken değiģen tüketici davranıģları turizm potansiyelini etkilemektedir. Dolayısıyla turizm potansiyeli tüketicinin bakıģ açısı (talebi) ile değerlendirilmelidir. Turizm potansiyeline iliģkin veri toplarken, istatistiki veriler, anketler gibi yöntemlerle veri elde edilebilir, ayrıca derinlemesine görüģmeler, katılımcı gözlemleme, olaylar üzerinde çalıģmalar ile veri elde etmek için kullanılan niteliksel araģtırma metotları kullanılmaktadır. Turizm potansiyeli için turizm talebi incelemesi aģağıdaki hususların tespiti ile yapılabilir; - Halen yapılan turizm, - Halihazırdaki turist miktarı, - Her bir ziyaretçinin günde harcadığı miktar, - Ortalama kalma zamanları, - Turist profili, - Dürtü analizi; hangi temel etmenlerin turistler için rol oynadığı,(doğa, kültür, sağlık, güneģ, vb.) - Benzer bir il veya saha ile kıyaslama yapılması, milli veya milletlerarası bir il ile kıyaslama yapılması ve neden o ilin tercih edildiği, - Gelecekte rakip olacak iller hangileridir, nedeni, Turizm arzı incelemesinde ise aģağıdaki hususlar öne çıkmaktadır; - Ġlimizde bir uluslar arası havaalanı var mıdır veya yakın bir ilden yararlanma imkanı makul müdür? - Alana ulaģım hangi araçlarla olur? (demiryolu, özel taģıt, genel taģımacılık, vd.), bunlara yaklaģım nasıl olmaktadır (kötü, yeterli, iyi gibi), - Alana ulaģma durumu (kolay-rahat, çaba ile, zor ve tehlikeli) - Ġl e gelmek için yabancı turistler ülkemizden vize alıyor mu? 17

19 - Sahamızın istikrarlı bir yönetimi var mı? - Güvenlik ve ulaģım açısından ne gibi problemler yaģanabilir? - Alt yapı incelemesi; taģımacılık ağı, yerel yolun durumu(toprak, asfalt), anayolla bağlantısı, demiryolu ağı, yerel genel taģımacılığın yaygınlığı, program, ücretler, hat/duraklar, döngü patikaları, patikalar, yollar, iģaret levhaları, genel enformasyon levhaları, araç-otobüs park kapasitesi, bilgi alma, tercüme kolaylıkları, - Yiyecek içecek ve barınma; restoran sayısı, restoranların sınıflandırılması(iyi-sayısı, orta iyi-sayısı vb.) - Hangi standartta yiyecek sunuluyor?(yüksek, yeterli, kötü) - Ġl ve çevresinde ne tür barınma alanları var? (otel, hotel, yatak kapasitesi, rota üstü barınma kulübeleri, bungalov, parkları, kamp alanı, diğerleri), - Hangi standartlarda barınma sunuluyor? (yüksek, yeterli, kötü), - Ġlinizin seçkin özellikteki doğal alanlarının özellikleri (sundukları ile tek mi?, biraz farklı mı?, diğer seçkin özellikli yerlere benziyor mu?), - Alan turist gezi rotasına girecek Ģekilde turistlerin ilgisini çekebilecek diğer sahalara yakın mı? (diğer çekici sahalara yakın, orta derecede potansiyel, düģük veya yakında böyle bir potansiyel bulunmamakta), - Ġlin alanlarında yaban hayatı; (bayrak tür, ilginç diğer türler, temsil edici yaban hayatı, farklı yaban hayatı izleme aktiviteleri, yürüyerek, botla, gözlem noktası ile vb.), - Yaban hayatı izleme de tatmin edicilik durumu (garanti etme, genellikle, Ģans veya mevsime bağlı), - Bölgedeki önemli yaban hayatının tanımı, - Yardımcı tesislerin durumu (rekreasyonel, spor, diğer; durumu:kötü-yeterli-iyi), Kaynakların turizm potansiyelinin değerlendirilmesi; - Doğal değerler: (sahiller, sahil kayalıkları, kumullar, dağlar, ormanlar, korunmuģ izole olmuģ alanlar, Ģelaleler, göller, nehirler, mağaralar, yaban hayatı, hayvan-kuģ, deniz canlıları, iklim, diğerleri), - Kültürel değerler; (tarihi binalar, tarihi yerler, anıtlar, arkeolojik yerler ve koleksiyonlar, folklor ve gelenekler, el iģleri, müzeler, sahne sanatları, sanayi mirası vb.) - Toplumun turizm potansiyeli; (insan kaynakları; aktif nüfusun büyüklüğü ve yapısı, eğitim düzeyi ve profesyonel bilgi, beceriler, eğitimler, orijinal-karakteristik ve geleneksel özellikleri, ekonomik faaliyetler-sanatlar profesyonel olmayanlar dahil, resmi olmayan 18

20 bilgi ve beceriler, turizm geliģimine yaklaģımlar, misafir severlik anlayıģı, hizmet eğilimleri, yerel kuruluģ ve idareler ile yönetiģim, alanın kültürü ve kimliği, - Ekonomik kaynakların turizm potansiyeli; (tarım, ormancılık, balıkçılık, sanayi ve diğer), - Altyapı; (su sistemleri, ulaģım ağları, sağlık imkanları, ulaģım terminalleri, enerji kaynakları, kanalizasyon sistemleri, katı atık ve yok etme sistemi, caddeler/yollar, güvenlik sistemleri vb.) - ĠĢ ve hizmet altyapısı; (fırınlar, kasaplar, bakkallar, süpermarketler, doğrudan satıģ yapan çiftlikler, kiralık araç, servis istasyonları, taksiler, otobüsler, kiralık bisiklet, kiralık spor malzemeleri ve bakımı, postaneler, bankacılık hizmetleri, doktorlar, diģçiler, eczaneler, kafe ve restoranlar, atm ler, bankalar, diğer iģ ve hizmetler.) Turizm Talebi; turizmin mevcut durumunun incelenmesi; Ziyaretçi; boģ zamanlarını geçirmek için bir yere gelen kiģi olarak tanımlanabilir, turist ise alanda bir veya daha fazla gece konaklamaktadır. Her turist bir ziyaretçidir, ancak her ziyaretçi turist değildir. Dolayısı ile turist ve ziyaretçi sayılarının ayrılması gerekmektedir. Ziyaretçi ve turist ayrımı farklı talepleri sebebi ile yapılmak durumunadır, ayrıca her ikisinin de farklı etkileri bulunmaktadır. Bir turistin ortalama harcaması alanda daha fazla zaman geçirdiğinden, konaklamaya, ilave yiyecek ve içeceğe ödeme yaptığından genellikle daha yüksek olmaktadır. Turizme iliģkin mevcut durumun ortaya konabilmesi için; - Turist ve ziyaretçileri ayrı ayrı sayısı (yıllık, mevsimlik, aylık, haftalık, günlük), - Son on yılda turistlerin/ziyaretçilerin değiģimi, - Ortalama kalıģ süreleri, konaklama ve ulaģım Ģekilleri önemlidir. (Sürdürülebilir doğa turizm geliģme planımızda ana unsur turizm olduğundan;turizme iliģkin veri kullanılamaz olduğu hallerde ikinci en iyi seçenek olarak ziyaretçilere ait verielr üzerinden değerlendirme yapılması mecburiyeti doğmaktadır). - Turist baģına ortalama harcama, - Grup hacmi ve düzeni, - Turistlerin ağırlıklı yaģ grubu, - Yaptıkları faaliyetler, - Ziyaret edecekleri-ettikleri yere iliģkin seçimleri, 19

21 - Memnuniyeti, deneyimleri ve para harcama Ģekilleri, - Ġkinci ziyaretlerin yüzdesi ve sayısı, - Kullanılabilir ilave veriler. Talep incelemesinde ilimizi rakip olarak gördüğümüz veya bizimle rekabet eden benzer il veya illerle karģılaģtırmak faydalı ve yerinde olacaktır. Turizm Arzı: Konum Faktörü; Bir ilin baģka turizm pazarları ile iliģkili olarak nasıl konumlandığını, bir turistin alana ulaģmak için harcadığı zamanı, parayı/enerjiyi belirtir. Bir saha ne kadar güzel olursa olsun, hedef grup tarafından kolayca ulaģılabilir değilse asla baģarılı bir turizm geliģimi sağlanamayacaktır. Yerel nüfusun değil turistin algılama durumu dikkate alınmalıdır. Örneğin bakir alanları ziyaret etmekten zevk alan ve ilkel patika yollarla ulaģılan yerleri ziyaret etmek isteyen turistler için düģünülen uzak mesafeler için alanın sınırlı sayıda turist potansiyeli olacaktır. - Uzun mesafeden gelen turistler için hava alanına uzaklık çok önemlidir, - Tur operatörlerinin çoğu havayolu ulaģımını zorunlu görmektedirler, bu sebeple bağımsız turistler veya tur operatörleri hedeflenebilir, - Tren, otobüs veya özel araçlarla eriģim de konum faktörleri içinde önemlidir, - Alana ziyaret iklim Ģartları açısından da kısıtlı imkanlara neden olabilir, - Ġle özgü yapılan bürokratik iģlemlerin bıktırıcılığı da önemlidir, sık sık güvenlik birimleri tarafından kimlik sorulmak, aranmak gibi, - Turizm arzında; iģaretlemeler, doğru yönlendirmeler, bilgiye ulaģma kolaylığı da önem arz etmektedir. Haritalar, broģürler, internet imkanı, kılavuz ve rehberler önemli bir arz faktörüdür. - Yiyecek içecek sunumu ve konaklama arzı; Sunumun ürün ve hizmet kalitesi, hijyenik standartlar, özgünlük/otantik, yöresel olması, yer ve ürünlerin çeģitliliği, ortam ve konukseverlik önemlidir. - Restoranların sınıflaması önceden yapılırsa turist için kolaylık olacaktır. - Konaklama tüm türleri içerebilmelidir, ürün ve hizmetlerin kaliteli olması, özellikle hijyeniklik konaklamada çok önemlidir. Doğal Alanın Kendine Has Özellikleri; Doğal alanların değer yaratması, kırsal kalkınmada rol oynaması beklentisi de son yıllarda öne çıkan bir görüģtür. Doğal alanların alternatif 20

22 kaynak kullanımına dönüģtürülmesi için yapılan baskılar sonucu tehdit altında olduğu yerlerde devamlılığını sürdürebilmeleri, diğer alternatif kaynak kullanımları karģısında koruma ve kullanma dengesinin uzun dönemli ekonomik değerinin gösterilebilmesine bağlıdır. Tabiat ve kültürel miras, yaban hayatının gözlemlenmesi, yöreye özgü özellikler ve korunması gereken öncelikli türler, doğa ile ilgili çalıģan ve doğanın kıymetini bilen ekoturistler için son derece önemlidir. 2.3 TAġIMA KAPASĠTESĠ - Belirli bir sürede ( yıl, ay, hafta, gün, saat ) bir bölgenin alabileceği ziyaretçi sayısı veya bölgenin kaynakları üzerinde istenmeyen veya planlanmamıģ etkilere sahip olmayan ve sürdürülebilir kalkınmayı tehdit etmeyecek düzeyde bir alanda aynı anda bulunabilecek ziyaretçi sayısı, - Bir bölgenin, hayati önemde olduğu düģünülen değerleri, ekolojik süreç ve koģulları tehlikeye atmadan ve sürdürülebilir kalkınma imkanlarını azaltmadan belirli bir süre boyunca destekleyebileceği insan faaliyetlerinin (ağaç kesimi, avlanma, tarım) ve diğer etmenlerin (örn: iklim değiģikliği, kirlenme.vb.) baskısı, - Ziyaret edilen bir alan veya tesisin sahip olduğu kaynaklar üzerinde koruma amaçlarını tehlikeye atmadan, istenmeyen ve planlanmayan etkilere neden olmadan belirli bir süre (yıl, ay, gün, an) boyunca alabileceği ziyaretçi sayısı Ģeklinde tanımlanmaktadır. TaĢıma kapasitesi, Sürdürülebilir Doğa Turizmi GeliĢme (Master) Planında önemli bir planlama aracıdır. Turizmin geliģimi ve korunmasında önemli bir kavramdır. TaĢıma kapasitesinin analizi ve izlenmesi, yönetim kararları yönünden girdi sağlayacaktır. TaĢıma kapasitesi sayesinde kullanımı sınırlamak, en elveriģli ziyaretçi sayısını tamamlayarak müspet etkileri azamiye çıkartmak, olumsuz etkileri en aza indirmek mümkün olabilecektir. Kısaca Doğa Turizmi GeliĢme (Master) Planındaki sürdürülebilirlik taģıma kapasitesinin aģılmaması ile temin edilir. Ziyaretçi sayısı ve etkinin büyüklüğü arasında doğrudan iliģki vardır. Ancak alan içinde tek tehdit unsuru ziyaretçiler değildir. Doğa için önemli olan tehditlerin tümünün birleģik etkisidir TaĢıma Kapasitesinin Elemanları; Sosyal TaĢıma Kapasitesi, Turizm için yerel tolerans limitleri olarak tanımlanmakta olup yöre halkı üzerindeki olumsuz etkilerinden ve ziyaretçiler ile yöre halkı arasındaki çatıģmalardan kaçınılmasını içerir.bu 21

23 unsurun turizm geliģimi içerisinde anahtar rolü vardır. Yöre halkı turizmi desteklemezse kalkınma asla olmaz. Yerel kabulü belirleyen temel etmenler, sosyal yapı ve kültürün hassaslığı, toplumun değiģimin üstesinden gelebilme yeteneği, turizmin algılanıģı, yöre halkı ile ziyaretçilerin iliģkileri, kullanıcı grupların davranıģları, birbiri ile uyumu ve paydaģ olmanın ekonomik ve toplumsal faydalarıdır. Ekonomik TaĢıma Kapasitesi; Sürdürülebilir bir turizm geliģiminde turizm, ekonomik yapı ile bütünleģmiģtir ve diğer sektörleri de desteklemektedir. Ekonomik taģıma kapasitesi; turizm geliģimini sağlayan bir yerel ekonomi ve yerel ekonominin sürdürülebilirliğini sağlayan bir turizm geliģimi anlamına gelmektedir. Yani temel kıstas; turizm geliģimi ile yerel ekonomi arasındaki sinerjidir. Ekonomik taģıma önemli olan iki unsur; Beklenen faydaları temin etmek için asgari turist sayısı ve ekonominin üstesinden gelebileceği azami turist sayısıdır. Ekolojik TaĢıma Kapasitesi; Ekolojik taģıma kapasitesi, ziyaretçilerin/turistlerin ziyaret edilen alandaki ekosistemler, ikamet yerleri ve canlı türleri üzerinde ortaya koyduğu ekolojik zararlardır. Burada, ekolojik değerlerin, ziyaretçi akıģlarının ve davranıģlarının uzun süreli ve sistematik olarak izlenmesi ve veri toplanması önemli olmaktadır. Ġdari/fiziki TaĢıma Kapasitesi; Fiziki taģıma kapasitesi aynı anda ve belirli bir zamanda müģteri olarak alınabilecek ziyaretçi sayısıdır. Bu kapasite, alana uygun insan sayısına, yani alanın büyüklüğü ve diğer fiziki Ģartlar (doğal, coğrafi koģullar ve hava Ģartları) ile turizm altyapısının kapasitesine dayanmaktadır. Burada temel göstergeler; kalabalık, kuyruklar ve trafik sıkıģıklığıdır. Fiziksel kapasite yönetiminin verimliliği ve etkinliği Ģu unsurlara bağlıdır; - Organizasyon kaynaklarının kapasitesi (insan ve ekonomik kaynaklar vb. gibi), - Ziyaretçi yönetiminin kapasitesi, Bir sahanın ziyaretçi kullanımına/ turizm geliģimine karģı hassas olan kaynakları: Kırmızı liste ve endemik türlerin habitatları, alanın savunmasız olan diğer kaynakları, göçe hassas türler, 22

24 Ziyaretçi yönetimi de dahil olmak üzere yönetim amaçları ve hedefleri: Genel bir doğa koruma planı, amaçlar, hedefler ve doğa koruma politikası, tür koruma politikaları, bölgeleme sistemi, izleme sistemi, Ziyaretçiler/turistler, turizm geliģimi ve etkileri üzerine veriler; tüm güzergahlar, tesisler, konaklama ve ziyaretçi/turist için olan etkinlikler ve detaylı haritalar, ziyaretçi sayısı, özellikleri, akımları, ziyaretçi modelleri, etkinlikler ve mevsime bağlı özelliklere iliģkin bilgiler vb., ziyaretçiler tarafından özel olarak gerçekleģtirilen faaliyetler, ziyaretçi etkilerine iliģkin veriler, etkilerin izlenmesi ve değerlendirilmesine iliģkin yöntemler, ölçütler ve göstergeler. Coğrafi bilgi sistemleri (CBS) teknikleri ile bilgilerin gösterilmesi mümkündür. Psikolojik TaĢıma Kapasitesi; Psikolojik taģıma kapasitesi bir alanın belirli bir zaman diliminde ziyaretçi deneyimleri üzerinde olumsuz etkilenmeye sebep olmaksızın kaldırabileceği maksimum ziyaretçi sayısıdır. 3. ĠLGĠ GRUBU ANALĠZĠ VE YEREL ORGANĠZASYONUN OLUġTURULMASI 3.1 ĠLGĠ GRUPLARI/PAYDAġLAR Ġlgi grupları, belirli bir koruma ve sürdürülebilir kalkınma projesi ile ilgili olarak fayda sağlayan, projenin içinde yer alan veya söz konusu projeden olumlu ya da olumsuz etkilenen bireyler, gruplar veya organizasyonlar olarak tanımlanabilirler. PaydaĢlar, bir problemi çözmek için sürdürülebilir doğa turizmi geliģimine ve amaçlarımıza ulaģmak için güvenebileceğimiz kiģilerdir. Ġlgi gruplarının hepsi sürdürülebilir doğa turizmi geliģimine ortak değildir veya olmaları gerekmez. Çünkü bir ortağın projeye olumlu bir bakıģı, tutumu olmalıdır ve amaçlara ulaģmak için iģbirliği yapmalıdır. Bazen bir ilgi grubu projeye olumsuz bakabilir ve hatta aktif bir tehdit bile olabilir, ilgi gruplarını iģbirliği yapılanlar haline getirmek onlara paydaģ değeri verilmesi ile mümkün olur. 3.2 ĠLGĠ GRUBU KATEGORĠLERĠ Turizmde ilgi grupları; - Yörehalkı, kiģiler ve kurumlar, - Alana dayalı ilin sorumlu yöneticileri, - Bölgesel yetkililer, - Ulusal yetkililer, 23

25 - Turizm ofisleri, yerel turizm organizasyonları, konaklama ve hizmet sunanlar, taģımacılar, - Turizmle ilgili sektörler, - Tarım, ormancılık ve balıkçılık gibi farklı ekonomik sektörlerin temsil edildiği ticaret ve sanayi odaları ve el sanatları ile ilgili birimler, - ĠĢçi sendikaları, dernekler, STK lar, - Eğitim ile ilgili birimler, 3.3 ĠLGĠ GRUBU ANALĠZĠ Ġlgi grubu analizi sürdürülebilir doğa turizmi geliģme planının ortaya konması ve uygulamasında yer alan farklı taraflara iliģkin genel bir izlenim sahibi olabilmek, niyet okumak için kullanılan bir araçtır. Yalnızca bir envanter olarak ele alınmamalıdır, sürdürülebilir doğa turizmi geliģme planının planlanmasında potansiyel ortaklarımızın kimler olduğunu ve hangi tarafla çeliģkiler yaģayacağımızı bize bildirmektedir. Ayrıca projenin farklı seviyelerinde destek temini için de son derece elveriģli bir analizdir. Ġlgi grupları analizine dayalı olarak sürdürülebilir doğa turizmi geliģme planının yönetiminden sorumlu bir organizasyon oluģturulmalıdır. Sürdürülebilir doğa turizmi geliģimi için, detaylı bir ilgi grubu analizi ilgi gruplarının; - Genel hedeflerini, - Turizmden beklediği faydaları - Turizmdeki rollerini tanımlamalıdır. Bu süreç; Ģu adımlardan oluģur; 1. Ġlgi gruplarının tanımlanması, 2. Her ilgi grubunun çıkarlarının, önceliklerinin ve değerlerinin belirlenmesi, 3. Her ilgi grubunun davranıģlarının belirlenmesi, 4. Ġlgi grubunun gücünün ve ilgi grupları arasındaki muhtemel koalisyonlarının gücünün tahmin edilmesi, 5. Ġlgi gruplarının mevcut ihtiyaçlarının ne düzeyde karģılandığının değerlendirilmesi, 6. Ġlgi grupları ile birebir iletiģimlerin baģlatılması ve ilgi gruplarının güveninin kazanılması, 7. Ortak menfaatler, sinerji ve baģarı unsurlarının tanımlanması, 8. PaydaĢların bir araya getirilmesi, 24

26 9. Ortak hedef ve amaçların ve onlara ulaģmak için gerekli olan stratejinin ortaya konması, 10. Organizasyon çerçevesinin oluģturulması, 11. Uygulama (zaman çizelgesinin ve hedeflerin ortaya konması, iletiģim organizasyonunun oluģturulması, ilgi gruplarına somut sorumlulukların verilmesi.) 12. Ġzleme ve geri bildirimin yapılması 3.4 TOPLUM TEMELLĠ YAKLAġIM Sürdürülebilir Doğa Turizmi GeliĢme Planı nın hazırlanmasında toplum temelli yaklaģım uygulanması neticesinde; - Yöre halkı için sürdürülebilir geçim kaynakları ortaya koymak, - Toplulukların kendi yapılarını korumalarını teģvik etmek ve - Doğal alanların koruma hedeflerinde yerel faydayı oluģturmak mümkündür, Toplum temelli turizmin en önemli özelliği, doğal kaynakların kalitesi ile alanın kültürel mirasının bozulmamıģ ve turizmle güçlendirilmiģ olmasıdır. Doğal çevre üzerindeki olumsuz etkiler en aza indirilmeli ve yerel kültür korunmalıdır. Turizm, insanların kendi yerel kültürlerini yaģatma ve değerlendirmeye teģvik etmelidir. 3.5 YEREL ORGANĠZASYONUN OLUġTURULMASI Ġlgi grubu analizine dayalı olarak, korunan alan ve çevresi için, Sürdürülebilir Doğa Turizmi GeliĢme Planını izlemek veya biçimlendirmek amacıyla, korunan alan yönetimi ve tüm ilgi gruplarının resmi iģbirliğine dayalı bir organizasyon oluģturulmalıdır. Sürdürülebilir Doğa Turizmi GeliĢme Planını uygulamak, desteklemek ve sorumluluklarını, karar verme gibi hususları düzenler. 3.6 TARĠHÇE Konya adını geç Bizans döneminde, Türklerin Iconium 'dan TürkçeleĢtirmesi sonucu almıģ ve küçük deyiģ farklarıyla günümüze kadar gelmiģtir. Konya 'nın ticari ve askeri güzergahların kesiģtiği bir noktada olması, pek çok kez yakılıp yıkılmasına neden olmuģtur. Ancak bu sırada pek çok medeniyete de evsahipliği yapması tarihte bir kültür merkezi olarak anılmasına yol açmıģtır. Tarih öncesi çağlara, Hitit, Frig, Kimmer, Lidya, Pers, Ġskender, Roma, Bizans, Emevi, Abbasi, Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı uygarlıklarına beģiklik etmiģtir. Bu dönemlere ait çeģitli tarihi eserler Konya ve çevresinde görülebilir. Konya 'nın Türklerle tanıģması Büyük Selçuklu Ġmparatorluğu zamanında olmuģtur yılında Türkler Konya 'ya gelmiģler ancak asıl olarak 1071 yılından sonra fethedilmiģtir. Ġznik Haçlılar 'ın eline 25

27 geçince 1197 'de Konya Selçuklu payitahtı olmuģtur. Anadolu Selçukluları devrinde diğer beyliklerle Bizans kontrol altına alınmıģ ve Konya 'ya ulaģan yollara konaklama ve karakol görevi gören Ribatlar yapılmıģtır. Alaeddin Keykubat zamanında Konya ilim ve sanat merkezi haline gelmiģtir. Yapılan pekçok saray, cami ve han yanında; Mevlana 'nın Konya 'ya gelmesi ve burada yerleģerek bir simgesi haline gelmesi de bu döneme rastlar. Anadolu 'nun Moğol iģgaline uğramasından sonra Anadolu Selçuklularına bağlı beyler kendi beyliklerini kurmuģlardır. Bu beyliklerden birisi olan Karamanoğulları 1277 yılında Konya 'yı almıģlardır. Moğollarla pek çok savaģlar yapan Karamanoğulları 1327 'de kesin olarak Konya 'ya yerleģmiģlerdir 'da Yıldırım Beyazıt, 1414 'de Çelebi Mehmet Konya 'yı almıģ; ancak Osmanlı orduları çekildikten sonra Karamanoğulları Ģehri yeniden almıģlardır 'ten sonra Sultan II.Murad Han Konya 'yı zaptetmiģtir. Ancak Fatih Sultan Mehmet Han 'ın Konya 'yı ele geçirmesinden sonra Osmanlı hakimiyeti tamamen sağlanabilmiģtir. Konya Osmanlı Ġmparatorluğunun doğu ve güney seferlerinde Ordunun dinlenme ve hazırlık yeri olarak kullanılmıģtır. Yavuz Sultan Selim Han 3 kez Konya 'ya uğramıģ ve bu ziyaretlerinde Mevlana dergahı tamir edilmiģ, Ģehre içme suyu getirilmiģ, nüfus ve arazi sayımı yapılmıģtır. Osmanlı zamanında önemini koruyan Konya, ġehzadelerin Valilik yaptığı bir Osmanlı Eyaleti olmuģtur yılında Evliya Çelebi Konya 'ya gelmiģ ve Seyahatnamesinde geniģ bir Ģekilde bahsetmiģtir : "Konya; Batı sonundaki iki çatal dağların doğu eteğine yakın düz yerde, akarsulu, bağlı ve bahçeli bir Ģehirdir. Mamur suru vardır. Cenup tarafından ol dağların eteğinde Meram nam bahçeleri ve Mesiresi olup dağları Ģehre ve Merama, Nehirlere akar. Mezraları ve Ģehir bostanlarını suladıktan sonra Ģehrin ova tarafına bu suların ayağı inip bir göl olur. (Aslım Sazlığı) Bu göl dağları ihata eder ve bunun kalesini de Sultan Kılıçarslanı Selçuki taģtan yapmıģtır. Dar-ül Mülk-ü ve Taht-ı idi. Kendi sarayında bir büyük ıvan vardır. Sonra suru harabe yüz tutunca Sultan Alaedden-i Keykubad-i Selçuk-i ve ümarası tecdid edip taģ ile handeğin dibinden yaptılar. Handeği yirmi, dıvarının yüksekliği 30 ziradır.(arģın) Bu surun 12 kapısı olup herbirinin büyük kası Ģeklinde kuleleri vardır. Bunda imareti aliye bina ettiler. Suyu dağdan gelir. Anın için sur kapısında bir kubbe-i azime vardır. Hariçte üçyüz kadar lüle ab-ı cari olur. ġehre münkasimdir. Turabının mahsülü penbe vesair hububat ve meyvalardır. Kamer-ed-din-i demekle maarif bir kayısı olur. Gayet latiftir. Ģehrin havası mutedildir. Ekseri bağları dağ tarafındadır. Bunda bir çeģit gök çiçek olur ki ona Debbağ Çiçeği derler. Tohumunu her sene sair mezruaf gibi ekip biçerler. Ve bununla debbağlar gök renkte gön ve sahtiyan yaparlar. Ve Rum Ģehirlerine ve Frengistana ihraç ederler Tarihinde Yıldırım Beyazıt Han Konya Kalesini fethetmiģtir. Kanuni Sultan Süleyman Tahriri 26

28 üzre Ģimdi Karaman Eyaleti adı ile müstakil bir eyalet olup paģa makamıdır. Yedi sancağı vardır. Konya'nın mezhepleri hep hanefidir. Camilerin en eskisi içkaledeki Sultan Alaeddin Camidir. Bu içkale yüksek bir yerde olup mükellef ve mükemmel cephanesi ve topları vardır. Bu kalenin doğu ve Ģimal tarafları sahra ile bir gölceğizdir. Camiyi Sultan Süleyman iki minareli ve geniģ haremlidir. Mescidleri çoktur. Medreselerinin en meģhuru Nalıncı Medresesidir. II. Darülkurra 3 Dar-ül Hadisi, 170 Sıbyan Mektebi, 40 Tekkesi vardır. çeģmesi çoktur. 300 'ü geçen sebilleri 11 Dar-ül Ziyafesi, 300 kadar bağlı bahçeli sulu suvatlı büyük saraylar vardır ki paģa sarayı pek meģhurdur. 26 Bekar Hanı, bir Bedesten, dükkanı vardır. Konya nın helvacı, berber civanları, külahçıları, terzileri ve kuyumcuları meģhurdur. 20 kadar hazik doktorları vardır. Ahalisi hep Türk 'dür kadar bağ ve bahçesi vardır. Güzel sesli kuģlarının ötüģleri insana taze hayat verir. Konyalılar ehl ve iyalleri ile sekiz ay Meram 'da oturup zevk-ü sefa ederek felekten gam alır. "1867 'de büyük bir yangın, 1873 'de kıtlık tehlikesiyle karģılaģılmıģtır. Konya 'da ilk gazete 1869 yılında çıkarılmıģtır 'da Ġdadiye, 1901 'de Mekteb-i Sanayi, 1908 'de Hukuk Fakültesi açılmıģtır 'de demiryoluna kavuģmuģtur 'de DelibaĢ ayaklanmasıyla karģılaģılmıģ, bu ayaklanma bastırıldıktan sonra Konya, Milli Mücadeledeki yerinialmıģtır yılında yapılan nüfus sayımında Konya nüfusu olarak tesbit edilmiģtir. O tarihte ev 123 mahalle vardır yılında yapılan genel nüfus sayımında Konya 'da erkek kadın olmak üzere nüfus vardır sayımına göre 104 sene içinde Ģehrin nüfusunda gibi mühim bir artıģ görülmektedir. Nüfus 1940 'da , 1945 'de , 1950 'de , 1956 'da , 1960 'da 'dür. Mahalle sayısı 170 olmuģtur. Son genel nüfus sayımında Konya 'nın nüfusu olarak tesbit edilmiģtir. 3.7 KONYA ĠLĠNĠN GENEL ÖZELLĠKLERĠ Ġlin Jeomorfolojik Özellikleri Konya, kilometrekareyle Türkiye 'nin yüzölçümü bakımından en büyük ilidir. Eski bir göl yatağında kurulmuģtur. ġehir merkezi etrafında, Loras (2.010 m) ve Erenler (2.319 m) baģta olmak üzere yüksek sayılabilecek dağlar dıģında yüzlerce km büyüklükteki ovalarda herhangibir yükseltiye rastlanmaz. Ancak ilin güney kesimi Toros Dağları, güneybatısı ise Sultan Dağları ile çevrilidir. Yine güneyinde volkanik dağlar ve krater göllerine rastlanır. Aydos Dağı da (3.430 m) ilin güneyinde olup en yüksek dağıdır. Ülkemizin tahıl ambarı durumunda olan düzlükler; Konya Ovası, Cihanbeyli Yaylası ve Obruk Yaylasından 27

29 oluģmaktadır. Konya Ovası 'nın en çukur yeri Aslım mevkii (975 m), en yüksek yeri de Alaeddin Tepesidir (1080 m). Tuz Gölü, AkĢehir Gölü, BeyĢehir Gölü ve Suğla Gölü il sınırları içindedir. Sulama amacıyla Cumhuriyet döneminde May, Apa, Altınapa barajları yapılmıģtır. Yarıkurak bir iklime sahiptir. Karapınar ve Ereğli, Türkiye 'nin en az yağıģ alan yerleridir. Dağlık kesimlerinde ormanlık alanlar mevcuttur. Düzlükler ise bozkırlar Ģeklindedir. ġehir merkezine 8 km. uzaklıkta Meram adı verilen mesire yeri bulunmakta olup suyu, yeģilliği ve bağları ile dikkati çeker. ġekil 1. Konya Ġl Haritası Yeryüzü ġekilleri: Konya ili Anadolu Yarımadası'nın ortasında bulunan Ġç Anadolu Bölgesi'nin güneyinde, Ģehrin kendi adıyla anılan Konya bölümünde yer almaktadır. Ġlimiz topraklarının büyük bir bölümü, Ġç Anadolu'nun yüksek düzlükleri üzerine rastlar. Güney ve güneybatı kesimleri Akdeniz bölgesine dahildir. Konya, coğrafi olarak 36041' ve 39016' kuzey enlemleri ile 31014' ve 34026' doğu boylamları arasında yer alır. Yüzölçümü km2 (göller hariç)'dir. Bu alanı ile Türkiye'nin en büyük yüzölçümüne sahip olan ilidir. Ortalama yükseltisi 1016 m'dir. Ġdari yönden, kuzeyden Ankara, batıdan Isparta, Afyonkarahisar, EskiĢehir, güneyden, Ġçel, Karaman, Antalya, doğudan, Niğde, Aksaray illeri ile çevrilidir. Konya ili, doğal açıdan kuzeyinde Haymana platosu, kuzeydoğuda Cihanbeyli Platosu ve Tuz Gölü'ne, batısında BeyĢehir Gölü'ne ve AkĢehir Gölü'ne, güneyinde Sultan Dağları'ndan baģlayan Karaman ilinin 28

30 güneyine kadar devam eden, Toros yayının iç yamaçları önünde bir fay hattı boyunca oluģmuģ volkanik dağlara, doğusunda ise Obruk platosuna kadar uzanır. Ġlin uç noktalarını kuzeyinde Kulu'nun KöĢkler Köyü, batısında AkĢehir'in Değirmen Köyü, güneyinde TaĢkent'in Beyreli Köyü, doğusunda ise Halkapınar'ın Delimahmutlu Köyü uç noktalarını oluģturmaktadır Jeolojik Özellikleri Konya ili, Türkiye'nin Ana Tektonik Üniteleri'nden Orta Anadolu Birliği'nin güney kesimi ile Toros Birliği'nin orta kesiminde kalmaktadır. Toros Birliği farklı çökelme ortamlarını yansıtan ve geç Kretase Paleosen (ikinci zaman sonu dördüncü zaman baģlangıcı) döneminde geliģen sıkıģma kuvvetleri ile üstüste bindirilmiģ kütlelerden meydana gelmektedir. Konya il sınırları içine giren alanda bunlardan Bozkır Geyikdağı ve Aladağ kütleleri gözlenmektedir. Gerek Toros KuĢağı'nda, gerekse Orta Anadolu birliğinde yörede yüzeyleyen en yaģlı kayaçlar olarak Paleozoik (birinci zaman) yaģlı kayaç birimleri Bozkır, Hadim, SeydiĢehir, Akören, Ahırlı, BeyĢehir, Doğanhisar, Kadınhanı yörelerinde ortaya çıkmaktadır. Genellikle Paleozoik yaģlı birimlerin bir devamı niteliğinde olan Mesozoik (ikinci zaman) yaģlı kayaçlar ise yaygın olarak Ereğli, Bozkır, SeydiĢehir, Ahırlı, Akören, Altınekin, Kadınhanı, BeyĢehir, AkĢehir, Ilgın, Doğanhisar yörelerinde yüzeylemektedir. Mesozoik sonunda kapanan okyanusun sıkıģması ile ortaya çıkan dağ oluģumu evresinde Toroslarda kütleler meydana gelirken okyanus kabuğu parçaları olan ofiyolitler bu kütlelerin arasında, özellikle Konya Meram, Ereğli güneyi, Bozkır güneyi, Karapınar ve Cihanbeyli civarında gözlenir konuma gelmiģtir. Tersiyer'de (üçüncü zaman) denizin ve gölsel sedimanların yanısıra yaygın volkanik faaliyetlerle daha yaģlı birimlerin üzeri örtülmüģtür. Denizel sedimanlar Ereğli ve Çumra civarında gözlenir. Konya ve çevresi Geç Miyosen (10 milyon yıl) Pliyosen döneminde blok faylanmalarla çökmeye baģlamıģ daha sonra bu ortamda bugün de kalıntılarını gördüğümüz (Akgöl ve HotamıĢ gölü) büyük bir göl oluģmuģtur. Bu göl, karasal ve gölsel sedimanlar ile doldurularak bugünkü ovalardan Ereğli, Karapınar, Cihanbeyli, Kulu, Sarayönü, Kadınhanı, Konya merkez ve çevre ilçeler ile Çumra Ovaları oluģmuģtur. Bu dönemde meydana gelen volkanik faaliyetler ile Karapınar, Çumra, Akören, Selçuklu kesiminde Takkeli dağ, Acıgöl, Meke Gölü gibi volkanik yapılar ve tüfler ortaya çıkmıģtır. Aynı zaman aralığında Ilgın civarında meydana gelen bir fay ile bugün kaplıca olarak kullanılan sıcak su çıkıģları meydana gelmiģtir. Bütün bu birimler Kuvaterner yaģlı genç karasal sedimanlarla örtülmüģtür. Özellikle Konya Ovası ve bunun devamı niteliğindeki Ereğli ve Cihanbeyli Ovaları'nda, çok kalın alüvyal depolar bulunmaktadır. Konya ili sınırları içerisinde Türkiye'nin en büyük alüminyum (boksit) ve magnezit yataklarının yanısıra, kömür, kil, çimento hammaddeleri, kurģun-çinko, 29

31 barit madenleri ile önemli oranda yer altı suyu rezervleri bulunmaktadır. Alüminyum (boksit) yatakları SeydiĢehir ilçesi güneyinde Üst Kretase zaman aralığında karasal ayrıģmalarla meydana gelmiģtir. Magnezit yatakları ise Meram ilçesi sınırları içerisinde olup tek baģına hem Konya'nın hem de dünyanın en büyük rezervli (80 milyon ton) magnezit yatağıdır. Yunak civarında Magnezit ve az miktarda lüle taģı yatakları bulunmaktadır. Ilgın (Haremi Kurugöl), BeyĢehir ve SeydiĢehir ilçelerinde Pliyosen yaģlı toplam 750 milyon ton rezervli linyit kömürü yatakları bulunmaktadır. BeyĢehir, Selçuklu ve Ilgın civarında önemli miktarlarda kil yatağı vardır. Ayrıca Bozkır'da barit, Hadim (KızılgeriĢ) ve Bozkır'da (Küçüksu) kurģunçinko yatakları bulunmaktadır. Ayrıca Konya'nın birçok yerinde çimento hammaddelerinden kil, kalsit, jips, tras, kireçtaģı ve dolomit gibi hammaddeler bulunmaktadır. Konya ve çevresindeki Çumra, Ereğli, Cihanbeyli, AkĢehir, Yunak ovalarında yaklaģık metreler arasında yer altı suyu bulunmakta ve bazı yerlerde bu su artezyen yapmaktadır. Konya ve çevresi Türkiye nin tektonik sınıflaması açısından Anatolid-Torid Bloğu üzerinde yer almaktadır (ġekil 3). Konya bölgesinde Kambriyen-Kuvaterner gibi geniģ bir yaģ aralığında oluģmuģ magmatik, metamorfik ve sedimanter kayaçlar ile muhtelif ölçek ve türde jeolojik yapılar gözlenmektedir. Konya ve çevresinde Kaledoniyen, Hersiniyen ve özellikle Alpin orojenik olaylarının izleri yaygın olarak gözlenmektedir. ġekil 2. Türkiye nin sadeleģtirilmiģ tektonik haritası (Okay ve Tüysüz 1999) Neo-tektonik konum açısından, Konya nın da içinde yer aldığı kesim Orta Anadolu Ovalar Bölgesi olarak tanımlanır (Sengör ve Yılmaz, 1981). Bölgenin ve Güneybatı Anadolu nun Yeni tektonik dönem içindeki gelisimi Koçyiğit (1984) tarafından ayrıntılı olarak verilmis ve 30

32 blok faylanmaların bölgede depremselliği yüksek alanlar olusturduğu ifade edilmistir. Konya bölgesi morfolojik olarak kuzeyde egemen olarak KB-GD ve K-G gidisli yükseltiler ile yine bu yükseltiler arasındaki havza ve yaylalarla karakterize olmustur. Sultandağları, Emirdağları ve Tuz Gölü doğusundaki Ekecik dağları önemli yükseltileri; Aksehir grabeni, Beysehir grabeni, Cihanbeyli yaylası ve Aksaray havzası ise önemli tektonik çöküntüleri olusturur. Konya yakın çevresinde ise K-G ve D-B gidisli Bozdağlar, Batıda volkanik Erenler dağı, Konya havzası ve Obruk yaylası önemli morfolojik elemanlardır. Konya güneyinde ise, güneye doğru dıs bükey Toros dağları yer alır. Bu kesimde KD-GB yönelimli Bolkardağları ve KB-GD gidisli Özyurt Dağları ana yükseltilerdir. Güneydeki Karaman ve Ereğli havzaları içinde Karadağ ve Karacadağ gibi volkanik dağlar yükselir. Bölgenin ana morfolojisini yükseltiler ile havzaları sınırlayan değisik gidisli, egemen olarak yanal atım da sunan normal faylar sekillendirmistir. Bu blok faylanmalar sonucu yükselen kesimler dağlık, çöken kesimler ise havzaları olusturmustur. Yükseltilerde yasları Paleozoyik-Eosen arasında değisen ve Paleo (eski)-tektonik rejime bağlı olarak deforme olmus, kırıklanmıs temel kayaçları yüzeylerken, yükseltiler arasındaki çöküntü havzalarında egemen olarak Miyosen-Güncel yaslı gölsel, karasal ve volkanik kayaçlar yüzeylemektedir (Sekil 2). Bölgede yükseltileri sınırlayan en önemli faylar Aksehir fay zonu, Tuzgölü fay zonu, Beysehir fayı ve Emirdağ fayıdır (Koçyiğit 1984, Koçyiğit ve diğ., 2000, Görür ve diğ., 1984). Bunların yanı sıra Ġnsuyu fayı, Ilgın fayı, Eldes fayı, Güvenç fayı, Altınekin fayı ve Konya ovasını sınırlayan Konya fay zonu, Karaömerler fayı, Divanlar fayı ve Göçü fayı yörenin diğer önemli neo-tektonik yapılarını olusturur (Özcan ve diğ., 1990; Ulu ve diğ., 1994; Eren, 1993, 1996a ve 2000). Söz konusu kenar faylarının dısında gerek yükseltiler, gerekse havzalar içinde farklı uzunluk ve gidislerde çok sayıda fay bulunmaktadır. Bu fayların büyük bir bölümü yaklasık Pliyosen den itibaren etkin olan Yeni-tektonik rejime bağlı olarak olusmus ve büyük bir çoğunluğu günümüze kadar aktifliğini korumus veya potansiyel olarak aktif olabilecek faylardır. Bölgenin en önemli fayı olan KB-GD gidisli Aksehir fay zonunun bulunduğu kesim Argıthanı sismik bosluğu olarak tanımlanmıs ve bu fay zonunun gelecekte önemli depremler olusturabileceği varsayılmıstır (Demirtas ve Yılmaz, 1996). 31

33 Sekil 3: Konya ve çevresindeki temel ve örtü kayaçları ile önemli fayları gösteren jeoloji haritası (Bu bölüm Prof.Dr. YaĢar EREN in S.Ü. Jeoloji Müh. Böl. verdiği Neotektonik dersi notlarından yararlanılarak hazırlanmıģtır. ) Ġklim Özellikleri Ġç Anadolu bölgesinin güney kısmında yer alan Konya da kıģlar sert, soğuk ve kar yağıģlı, yazlar sıcak ve kurak geçer. Yıllık ortalama sıcaklık 11,5 C dir. Rastlanan en yüksek sıcaklık 40 C, en düģük ise - 28,2 C dir. Yılın ortalama 10 gününde sıcaklık -10 C den düģüktür. Don olayı görülen gün sayısı 100 dür. Don 14 Eylül ile 15 Mayıs arasında görülebilir. Ortalama nisbî nem 60 tır. Konya da yaklaģık 23 gün sisli geçer ve Türkiye de bu konuda baģta gelir. Bunda Ģehrin bir çanak içinde kurulmuģ olmasının da büyük rolü vardır. Konya da yıllık ortalama yağıģ 326 mm olup, 45,4 mm ile Mayıs ayı baģta gelir. Yıllık yağıģ 143,7 mm ile 544,9 mm arasında değiģir. YağıĢlı gün sayısı 82 dir. Akdeniz e yakın olan Hadim ve TaĢkent te Akdeniz iklimi görülür. Bitki örtüsü: Konya il topraklarının % 60 ı ekili ve dikili alanlarla, % 17 si orman ve fundalıklarla ve % 15 i çayır ve mer alarla kaplıdır. Konya büyük bir bozkırı andırır. Ġlkbahar yağmurları ile yemyeģil olan arâzi kısa bir müddet sonra kavurucu sıcaklıkla sararır. Orman varlığı azdır. 32

34 Kaynak: Konya Meteoroloji Bölge Müdürlüğü, Hidrografya Konya ili sınırları içerisinde daha çok mevsimlik ve sel rejimli akarsular yer alır. Buradaki akarsuların boyları kısadır. Konya ilinin geniģ sahaları, kapalı havza olması sebebiyle akarsular ova tabanlarındaki bataklıklarda kaybolur. Bölgedeki akarsular kar ve yağmur suları ile beslenirler. Konya'daki yağıģ rejimi düzensiz olduğu için bu akarsuların rejimi de düzensizdir. Bir çoğu, yaz aylarında kururlar; ancak ilkbahar ve yaz aylarında kısa süreli sağanak yağıģlar ile sel baskınlarına sebep olabilmektedir. Sel baskınları tarım alanlarında büyük zarara neden olur. Bundan dolayı bölgede erozyonla mücadele çalıģması yapılmaktadır. Bu çalıģmalar en fazla sel gelen dereler üzerine barajlar kurularak sürdürülmektedir. May ve Apabarajları buna örnektir. Konya'da akarsuların su toplama havzaları farklı yönlere akıģ gösterirler. Bunlardan Yukarı Sakarya Nehri'ne ulaģan Gökpınar Deresi ile Karadeniz'e, Göksu Nehri'nin kuzey kolu olan Hadim Çayı, Manavgat Nehri'nin yukarı havzası çevresindeki dere ve çaylar açık havza niteliğinde olup sularını Akdenize ulaģtırırlar. Bunlardan Tuz Gölü, ÇavuĢçu Gölü, BeyĢehir Gölü, Ereğli Ovasındaki Akgöl, HotamıĢ Bataklığı çevresindeki yükseltilerden kaynağını alan dereler ise kapalı havza Ģeklindeki bu alanlara akıģ gösterirler. Bölgenin güneyindeki kapalı havzanın merkezinde Konya ve Ereğli ovalarında kuraklık nedeniyle göl oluģmaz ve buradaki yükseltilerden kaynağını alan dereler ovada kaybolurlar. Konya'da yer alan en büyük ve en önemli akarsu ÇarĢamba Suyu'dur. Kaynağını Bozkır ilçesindeki yükseltilerden alır. BeyĢehir Gölü'nün ayağı ile birleģerek Çumra Ovası sulama Ģebekesini oluģturur. ÇarĢamba Suyu üzerinde kurulan Apa Barajı hem selleri önlemek hem de Konya Ovasının bir bölümünde sulama yapmak için kurulmuģtur. Konya ilinde Meram Çayı, Sille Deresi, May Deresi, Ġvriz, Bolasan, Çiğil, Doğanhisar Ġnsuyu, Göksu, Adıyan, Engilli, ÇavuĢköy, Karasu Çayları da önemli akarsulardandır. ġehrin 33

35 içme ve kullanma suyu olarak kullanılan Hatıp, Çayırbağı, Mukbil ve Dutlu Suyu ve HotamıĢ Bataklığı çevresindeki çeģitli kaynaklarda önemlidir Toprak Özellikleri Konya ilinin toprakları, düz veya hafif dalgalı topoğrafyada eski göl ve deniz tortulları ile volkanik kayaçlar üzerinde oluģmuģtur. Kalınlığı fazla olmayan ince taneli bileģenlerden oluģmuģ bu toprakların su, drenaj ve erozyon gibi sınırlayıcı faktörlere rağmen verim güçleri orta derecelidir. En önemli sınırlayıcı faktör sudur. Bilinçsizce yapılan tarım faaliyetleri ilde mevcut kullanılabilir alanları verimsiz hale getirmiģtir. YağıĢların fazla olduğu geçmiģ yıllarda önemli zararlara neden olan taģkınlar meydana gelmiģtir Arazi Varlığı Arazi kullanma kalite sınıflaması arazilerin kültür bitkilerini yetiģtirme meracılık, orman ve ev hayvancılığına uygunluk dereceleri göz önünde tutularak yapılan sınıflamadır. Bu sınıflamada toprakların ihtiyaçları, sınırlayıcı faktörler (Toprak, Topoğrafya, drenaj yetersizliği vs.) iģleme özellikleri bakımından ilin toprakları oldukça farklılık gösterirler. Konya Ġli Arazi Varlığı : Tarım Arazileri ha. Çayır-Mera ha. Orman-Funda ha. Tarım dıģı araziler (YerleĢim,sanayi,askeri alan v.s.) ha. Diğer Araziler (Sazlık,bataklık,kumul v.s.) ha Orman Varlığı Konya ili, bulunduğu coğrafyanın özelliklerinden dolayı genelde karasal iklim Ģartları hükum sürmektedir. Ancak yükselitinin iklim elemanlarından sıcaklık ve yağıģ üzerindeki etkileri de farklı olmuģtur. Bu özellik ova tabanları ile dağlık ve yüksek kesimlerdeki birtki örtüsünü de farklılaģmasına etki etmiģtir. Yükseltiye bağlı olarak ova tabanında bozkırlar, yükseltilerde de ormanlar yer almaktadır. Ancak tuzlu ve acı sulu göllerin çevresinde jeolojik yapıya bağlı olarak meydana gelen tuzlu ve çorak topraklarda ise Halofitler yer alır. Konya il sınırlarındaki geniģ sahaların hakim bitki örtüsü bozkırdır. Ova tabanlarındaki iklim, toprak ve jeomarfolojik özelliklerin etkileri floraya yansımıģtır. Ayrıca; ilk çağlardan itibran insanlar tarafından, çeģitli sebeğlerle tahrip edilmiģ orman sahalarının yerinde de Antropojen Bozkırlar (stepler) oluģmuģtur. Steplerin arasına serpilmiģ çalı formasyonları görülmüģtür. Ovalardaki tarım sahalarında kültür bitkileri geniģ yerler tutmaktadır. Bunların en öenmlileri ise tahıllar, 34

36 baklagiller ve Ģekerpancarıdır. Kültür bitkilerinin alanı % 64 tür. Bu oranı ile Türkiye deki iller içerisinde tarım sahaları içinde fazla alana sahip iller arasında yer alır. Konya ili orman bakımından fakirdir. Yüzölçümünün ancak % 12 si ormanlarla kaplıdır. Ova kenarlarından itibaren çalılık formasyonlardan sonra ormanlara geçilir. Konya ilindeki ormanlarda ağaç türlerini Ģöyle sıralayabiliriz : karaçam, ardıç, titrek, kavak, sedir, göknar, lübnan sediri, mavi sedir, kasnak meģesi, saçlı meģesi mazi meģesi, tüylü meģe, fındık, palamut meģesi ve plantasyonla gelen sarıcam türleri görülmektedir. Konya ili ormanları ağaç türleri ve yayılım alanları bakımından; Toros Dağlarından baģlamak üzere, ardıç, karaçam, kızılçam, göknar ve meģe ormanlarından ibaret olup; akarsu boylarında söğüt, kavak iğde ve karaağaç türleri bulunmaktadır. Ġl ormanlarının %40 ı çam, %20'si ardıç, %27'si meģe, %13'ü köknar olup, bunların haricinde münferit olarak yaban armudu, alıç, yabani zeytin, kavaklıklar bulanmaktadır. Tablo : 1 KONYA İLİ ORMAN VARLIĞI Ha. Normal Orman ,50 Bozuk Orman ,00 Toplam Orman ,50 Ormansız Alan ,00 Genel Alan ,50 Şekil 4. Ağaç Türlerinin Dağılımı ( Orman Bölge Müdürlüğü) 35

37 Flora-Fauna ve Hassas Yöreler Türkiye birçok farklı hayvan türünü barındırması ile dikkat çeker. Anadolu'nun Asya ile Avrupa arasındaki konumu bunda baģlıca etkendir. Farklı iklim özelliklerinde coğrafi bölgelere sahip olduğu için, bitki örtüsünün diğer Orta Doğu ülkelerine göre daha zengin (850 cins altında toplanan tür bitki) olması ise diğer önemli etkendir ve bu yüzden, farklı iklim ve besin ihtiyacı olan birçok hayvan türü kendisine uygun yaģam alanı bulabilmektedir. Böylece, Türkiye'de yalnızca Akdeniz direyinin değil, Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu, Kafkaslar ve Arap Yarımadası direylerinin de tipik türleri bulunmaktadır. Ayrıca Avrupa ülkeleri ile karģılaģtırıldığında, çok daha fazla memeli tür barındırır ve bu da Türkiye direyinin ne tipik Avrupa direyine ne de tipik Orta Doğu direyine sınıflandırılabildiğini gösterir. Türkiye direyine ait 160 memeli, 466 kuģ, 120 sürüngen, 22 kurbağa, 127 tatlısu balığı, 384 deniz balığı olmak üzere toplam 1279 civarında omurgalı tür tanınır. Ama bu türlerin bazıları tamamen tükenmek üzeredir, bazıları da tehlike altında bulunmaktadır. Konya ili alçak rakımlarında sıklıkla görülen Gelengi (Spermophilus xanthoprymnus) dir. Kemirgenler açısından zengin olan alan dolayısıyla bu türlerin predatörleriden olan Kızıl tilki 36

38 (Vulpes vulpes) ve Porsuk (Meles meles) un yaygınca görülmesini sağlar. Ġl genelinde en büyük predatör tür Kurt (Canis lupus) tur. Hassas türler kategorisine giren Alaca sansar (Vormela peregusna) da alanda yaģayan memeli türlerinden biridir. Anadolu yaban koyunu (Ovis gmelinii anatolica)ġlmize özgü bir memelidir YerleĢim Alanları ve Nüfus Adrese dayalı sisteme göre Konya nın nüfusu kiģidir. Yıllık nüfus artıģ hızı 11,51, kilometrekare baģına düģen kiģi sayısı ise 51 dir. Türkiye'nin yüzölçümü açısından en büyük ilidir. Nüfus bakımından Türkiye'nin 6. büyük kentidir TÜĠK verilerine göre ilde merkez ilçelerle beraber 31 ilçe, 170 belde ve 585 köy vardır. Tablo 2. ĠLÇELER ĠTĠBARĠYLE NÜFUS GÖSTERGELERĠ ĠLÇE TOPLAM NÜFUS ġehġr NÜFUSU KÖY NÜFUSU YILLIK NÜFUS NÜFUS ARTIġ HIZI YOĞUNLUĞU (BĠNDE) (KM 2 /KĠġĠ) YILLAR TOPLAM ,71 53 KARATAY , MERAM , SELÇUKLU , AHIRLI ,15 12 AKÖREN ,67 12 AKġEHĠR , ALTINEKĠN ,14 10 BEYġEHĠR ,24 43 BOZKIR ,20 20 CĠHANBEYLĠ ,01 15 ÇELTĠK ,72 19 ÇUMRA ,31 29 DERBENT ,59 15 DEREBUCAK ,36 17 DOĞANHĠSAR , EMĠRGAZĠ ,57 15 EREĞLĠ ,06 54 GÜNEYSINIR ,55 31 HADĠM ,09 19 HALKAPINAR ,28 5 HÜYÜK ,75 39 ILGIN ,88 34 KADINHANI ,46 30 KARAPINAR ,70 23 KULU ,22 35 SARAYÖNÜ ,

39 SEYDĠġEHĠR ,03 50 TAġKENT ,89 12 TUZLUKÇU ,88 11 YALIHÜYÜK YUNAK ,11 9 Konya il geneli ve bağlı ilçelerin 2011/2012 yılı nüfus göstergeleri incelendiğinde, il genelinde nüfusun (%o6,7) arttığı, ilçeler bazında da Selçuklu, Karatay, Meram, Halkapınar, Karapınar, Ereğli ilçelerinde nüfusun artıģ gösterdiği diğer ilçelerde ise azaldığı görülmektedir Tarım ve Hayvancılık Ġlimiz km² yüzölçümü ile Türkiye nin en geniģ alanına sahiptir hektar tarım arazisine sahip olan ilimiz Ġl nüfusunun %45 i kırsal kesimde yaģamaktadır. Hububat ağırlıklı tarım yapılan ilimiz Türkiye hububat üretiminin %10 unu teģkil etmektedir hektar alanda sulama yapılmakta buda toplam tarım arazisinin %17 sini oluģturmaktadır. Arazilerin Tarımsal Potansiyele Göre Sınıflandırılması: Tarım arazilerinin giderek artan bir oranda diğer kullanma Ģekillerine aktarılması ülkemizde kaygı uyandıracak bir düzeye ulaģmıģtır. Toprak kaynağımızı korumak ve sürekliliğini sağlamak için alınması gerekli tedbirlerden biri tarım dıģı amaçlı yapılaģmaları mümkün olduğunca verimsiz veya düģük verimli arazilere kaydırmaktır. Bunu gerçekleģtirmek için TarımdıĢı Amaçlı Arazi Kullanım Planlaması" yapılması gereklidir. Bu planlamanın yapılabilmesi için öncelikle dikkate alınarak yapılan sınıflamaya göre araziler tarımsal bakımdan önemlerine göre dört gruba toplanmıģtır. Mutlak tarım arazileri: Birinci derece önemli tarım arazileri; bir ve ikinci sınıf araziler ile diğer sınıflarda yeterli sulanan arazileri içine almaktadır. Bu araziler Konya'da toplam hektarlık yüzölçümleriyle % 25.4' lük bir oran teģkil etmektedir. Ġkinci derece önemli tarım arazileri; Orman ve fundalık araziler hariç arazi kullanma kabiliyeti sınıfı üçüncü sınıf olan arazilerdir. Ġl de hektar yüzölçümüne ve %11.5' lik bir orana sahiptir. Ülke ekonomisinde yeri olan tahıl, baklagil, endüstri bitkileri, 38

40 yağlı tohumlar, yumru bitkileri, meyva ve yem bitkileri yaygın olarak yetiģtirildiği bu arazilerde birinci grup için sıralanan toprak özelliklerinin bir veya ikisi noksandır. Üçüncü derece önemli tarım arazileri; Bu gruptaki araziler; bir, iki ve üçüncü sınıfın haricindeki sınıflarda tesis edilmiģ bağ-bahçe ve özel ürün arazilerini kapsamaktadır. Konya ilinde bu grupta hektar arazi tespit edilmiģtir. Ġl yüzölçümünün %1'idir. Diğer tarım arazileri; Sürüme sınırlı olarak elveriģli veya elveriģli olmayan ve bağbahçe, özel ürün arazileri dıģındaki IV, V, VI, VII ve VIII. sınıflarda yer alan hektar arazi bulunmaktadır. Bu arazilerin ayrıntılı çalıģılması tarımsal potansiyelleri ortaya çıkarılabilir Sanayi ve Teknoloji Ġktisaden faal nufusun % 9,1 i sanayi sektöründe çalıģmakta olan Konya da, sanayi yatırımları 1950 lerden sonra Ģeker fabrikası ile baģlamıģ ve ciddi yatırımlar 1960 tan sonra gerçekleģmiģtir ların ilk büyük ölçekli fabrikası 1963 te üretime geçen çimento fabrikasıdır. Bundan sonra 1968 yılında krom magnezit tuğla fabrikası üretime geçmiģ ve Türkiye nin en büyük alüminyum tesisinin SeydiĢehir deki fabrikasının inģasına da 1969 da baģlanmıģtır yılında faaliyete geçen, il ve ülke ekonomisine büyük katkıları sağlayan SeydiĢehir Alüminyum Fabrikası, Türkiye nin tek ham alüminyum üreten tesisidir. Tesis yılda ton boksit iģleme, ton alümina ve ton alüminyum üretme kapasitesine sahiptir yılında üretime baģlayan Tümosan dizel motor fabrikası, yıllık adet üretim kapasitesine sahiptir lerden Konya da bulunan büyük ölçekli iģletmelerin çoğu kamu kesimine ait iģletmelerden oluģmakta ve özel kesime ait iģyerleri ise, seri bir üretime yönelik olmayan bölgenin iģ taleplerine yönelik üretim yapan küçük ve orta ölçekli iģletmelerden oluģmakta iken son yıllarda Konya sanayisi büyük geliģme kaysetmiģtir Altyapı, UlaĢım, HaberleĢme ve Konaklama Konya, tarih boyunca belli baģlı yollar üzerinde yer almıģtır. Tarihi Ġpek Yolu nun en önemli ticaret ve konaklama merkezlerinden biridir. Karayolu UlaĢımı: Konya ili ülkemizin ana ulaģımını sağlayan doğu-batı ve kuzey-güney yönlerinde uzanan karayolu bağlantıları ile önemli bir kavģak noktası halindedir. Ġl de km devlet yolu, km il yolu ve 6825 km köy yolu olmak üzere toplam km yol ağı bulunmaktadır. Ġlin, kuzey komģusu olan Ankara ile bağlantısı, Konya dan baģlayan ve Cihanbeyli ile Kulu Ġlçe merkezlerinden geçerek baģkente ulaģan yol ile sağlanmaktadır. 39

41 Tablo 3. Konya Ġli Satıh Cislerine Göre Yol Ağı (Km) 3.BÖLGE KONYA ASFALT BETONU ASFALT YOLLAR SATHĠ KAPL. TOPLAM PARKE STABĠLĠZE TOPRAK DĠĞER ġebeke YOLLAR UZUNLUĞU DevletYolu Ġl Yolu Toplam AĞ DURUMU (km) OTOYOL DEVLET YOLU ĠL YOLU TOPLAM Tablo 4. Konya Ġli Karayolu Uzunlukları Karayolunun ÇeĢidi Uzunluğu (km) Devlet Yolu 1387 Ġl Yolu 1632 BölünmüĢ yol 802 TOPLAM Kaynak : Karayolları 3. Bölge Müdürlüğü Demiryolu UlaĢımı: Güney ve Güneydoğuyu Batıya ve Ġstanbul a bağlayan demiryolu, Konya ilinden geçer. Konya dan geçen trenler; Toros Ekspresi, Ġç Anadolu Mavi Treni ve Meram Ekspresidir. Demiryolu ulaģımında en önemli çalıģma, baģarıyla bitirilmiģ olan ve halen hizmet veren Konya-Ankara arası hızlı tren projesidir. Havayolu UlaĢımı: Konya da hava ulaģımı askeri havaalanından sağlanmaktadır. Askeri Havaalanının sivil ulaģımda da kullanılabilmesi amacıyla yapımına devam edilen terminal binası ve diğer tesislere ait inģaatın büyük bir bölümü tamamlanmıģtır. Halen Konya-Ġstanbul arası her gün karģılıklı olarak tarifeli uçak seferi yapılmaktadır. Konya Kent içi UlaĢım: Konya da kent içi ulaģım otobüs, minübüs ve tranvay ulaģımıyla yapılmaktadır. Konya ili kent ulaģım yolları Belediyelerce yapılmakta, ulaģım ağlarında kayde değer sıkıntı yaģanmamaktadır. 40

42 Demiryolları: Konya ili Ģehir merkezine kadar demir yolu ağı ulaģmaktadır. Ġlden Ankara, Ġstanbul, Ġzmir, Karaman ve Adana illerine ulaģım yapılmaktadır. Hızlı tren, normal trenlere göre daha hızlı yolculuk etme olanağı sağlayan bir demiryolu aracıdır. Eski sistemle döģenmiģ raylarda 200 km/sa, yeni sistemle döģenmiģ raylarda 250 km/sa hızla seyahat edebilen trenler olarak adlandırılır. Türkiye'de Ankara-EskiĢehir hattında bulunan ve 245 km mesafeyi 1 saat 25 dakikada kateden hızlı tren, Türkiye'nin ilk hızlı trenidir. Türkiye'nin 2. hızlı treni, Ankara-Konya hattındaki 306 km mesafeyi 1,5 saatte kat etmektedir Madencilik Konya ili, toprak, nüfus, ekonomi ve maden kaynakları bakımından Orta Anadolu Bölgesinin önemli illerinden biridir. Türkiye nin tek aluminyum fabrikası SeydiĢehir de bulunmakta olup, il sınırları içerisinde aluminyum kaynağı olarak iģletilen 8 boksit yatağı yer almaktadır. En önemlileri SeydiĢehir Morçukur ve Doğankuzu sahaları olmak üzere halen toplam % Al2O3 tenörlü 38 milyon ton dolayında boksit rezervi bulunmaktadır. SeydiĢehir yöresindeki boksitler rezerv ve üretim standartları açısından, dıģarıdan boksit ithaline gerek kalmadan iģletmeyi uzun bir süre beslemeye yetecek miktardadır. Ancak, tesisin modernizasyonu gerekmektedir. Konya- Doğanhisar da 900 bin ton rezervli bir seramik ( bağlama ) kil yatağı iģletilmektedir. Sağlık da 6,9 milyon ton rezervli kaolen ve bentonit sahası, ılgın da % 30,62 Al2O3 4 TiO2 kalitesinde 2 milyon ton mümkün rezervli kil sahası bulunmaktadır. Konya da kurulu krom-manyezit fabrikası, Çayırbağ, Meram manyezitlerini kullanmaktadır. Bölgenin toplam % MgO tenörlü 9 milyon ton görünür, 40 milyon ton muhtemel + mümkün rezervi bulunmaktadır. Bölgede AkĢehir BeyĢehir ilçelerinde bir kısmı iģletilen 3 milyon ton görünür, 30 milyon ton mümkün rezervli barit yatakları bulunmaktadır. GeçmiĢ yıllarda iģletilen Sarayönü, Sızma ve Ladik civa sahaları da bu bölgede bulunmaktadır. Sözü edilen madenler dıģında ilde BeyĢehir, SeydiĢehir, Ilgın ve Karapınar da olmak üzere çeģitli linyit sahaları bulunmaktadır. Bunlardan BeyĢehir Karadiken ve Avdancık sahalarında kaliteleri 1108 Kcal/kg kalitesine sahip linyit oluģumları bulunmaktadır. Ilgın Haramiköy ve Kurugöl linyit sahaları da ildeki diğer önemli linyit oluģumlarındandır. Teshin amaçlı olarak kullanılan linyitlerin kaliteleri Haramiköy sahasında 2239 Kcal/kg, Kurugöl sahasında ise 2180 Kcal/kg olarak belirlenmiģtir. MTA Tarafından 2006 yılından itibaren keģfedilen, halen arama ve rezerv çalıģmaları devam eden Karapınar 41

43 linyit sahasında bugüne kadar tespit edilmiģ olup, sahada çalıģmalar devam etmektedir KCal/kg kalitesinde ton rezerv Enerji Ġlimiz sınırları içinde BeyĢehir, SeydiĢehir ve Ilgın ilçelerinde linyit kömürü rezervleri bulunmaktadır ve T.K.Ġ. tarafından iģletilmektedir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından alınan yetki uyarınca, Konya-Ilgın Electric Production B.V. tarafından Yap-ĠĢlet-Devlet modeline göre kurulması planlanan Ilgın Termik Santrali, 2x250 MW kapasiteye sahip linyit yakıtlı termik santraldir. Ġlimiz Ilgın Ġlçesinde, ÇavuĢçugöl Kasabası, Ilgın linyit madeninin hemen yanında inģa edilecektir. Çıkartılabilecek linyit rezervinin 151 milyon ton olduğu tahmin edilmektedir. Santralin 38 yıl hizmet vereceği varsayımına dayalı olarak, santralde tüketilmek üzere madenden yılda yaklaģık 3.65 milyon ton kömür çıkartılacaktır. Ġlimizde genelde Soma, Seyitömer, Ermenek ve Değirmensiz kömürleri kullanılmaktadır. Ġthal kömür ile Ilgın kömürlerinin kullanıldığı bilinmektedir Konya ili D.Ġ.E bültenine göre hava kirliliği 1. derece olan iller arasındadır. Türkiye sıralamasına göre 10. sıradadır. Bu nedenle ilimizde 1994 yılı içerisinde Mahalli Çevre Kurulu kararı ile Enerji ve Tabii Kaynakları Bakanlığı'nın kıģ dönemi için yerli kömürlerin özelliklerini belirten genelgeleri doğrultusunda düģük kalite kömürlerin yakılması ve satıģı yasaklanmıģtır. Ġlimizde bugün için sıcaklığı 20 C ile 42 C arasında değiģen kaynak ve kuyular mevcuttur. Bunlar Ilgın, Cihanbeyli, BeyĢehir, SeydiĢehir, Ereğli ilçeleri ile ilin yakın çevresinde yer alır. Ilgın ilçesindeki kaynak suyu sıcaklığı 42 C'dir ve ilkel kaplıca olarak kullanılmaktadır. Diğer kaynaklar değerlendirilmemiģtir. Giderek daha pahalılaģan petrol, kömür, doğalgaz, uranyum gibi tükenebilir nitelikteki kaynaklar yerine güneģ enerjisi ve türevleri (rüzgar, hidoelektrik, termik, biogaz gibi...) tükenmeyen enerji çeģitlerinin kullanılması, çevre kirliliği oluģturmaması, büyük yatırımlar gerektirmemesi, yerel olarak üretilip tüketilebilmesi, toplumların doğal kaynakları kendilerinden daha zengin bölgelere bağımlı olmaktan kurtulup kendi kendilerine yeterli duruma gelmelerini sağlayabilmesi açısından diğer enerji kaynaklarına göre günümüzde üstünlük taģımaktadır. GüneĢ enerjisi ve türevlerinin ekonomik olabilmesi için gerekli araģtırma ve geliģtirme çabaları dünyanın çeģitli ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de sürdürülmektedir. Ülkemizde güneģ enerjisinden yararlanılarak yapılan güneģ kollektörleri ve güneģ pilleri çeģitli firmalarca üretilmekte ve sıcak su elde etmek amacıyla kullanılmaktadır. Rüzgar enerjisinin kaynağı güneģtir. GüneĢin yeryüzeyini ve atmosferi farklı derecede ısıtmasından "rüzgar" adı verilen hava akımı oluģur. Dünya 42

44 yüzeyine ulaģan güneģ enerjisinin yalnızca küçük bir bölümü rüzgar enerjisine çevrilir. Rüzgar enerjisinden yararlanabilmek için rüzgar hızının 3 m/sn.'den fazla olması gerekmektedir. Türkiye'nin rüzgar enerjisinden yararlanmak için gerekli potansiyele sahip olmadığını görmekteyiz. Ġlimizin bulunduğu Ġç Anadolu Bölgesi'nde ortalama rüzgar hızı 2.46 m/sn.'dir ĠLGĠ GRUBU ve PAYDAġ ANALĠZĠ Konya ilinde bire bir doğa turizmi ile ilgili sivil toplum kuruluģları olmamakla birlikte, Konya Turizm Acenteleri Birliği, Konya Turizm Derneği, Konya Turistik Otelciler ve ĠĢletmeciler Derneği ve 41 adet avcılar ve atıcılar dernekleri bulunmaktadır. ġekil 5. Derneklerin hedeflediği kitleler itibariyle dağılımı (Dernekler Dairesi BaĢkanlığı) Tablo 5. Konya da Doğa Turizmi Ġle Ġlgili Faaliyet Gösteren STK lar Türü Sayısı Genel Amaçları ve Faaliyet Alanları Turizm Dernekleri 3 Doğa ve doğal kaynaklarını korumak, turizm ve turizm kaynaklarını geliģtirmek, yöre insanının yaģam seviyesini yükseltmek ve kaynakların gelecek nesillere kalmasını sağlamak. Doğa turizmine yönelik faaliyetler yapmak. Dağcılık Dernekleri 1 Dağcılık sporunu geliģtirmek, doğa severleri bir araya toplayarak dağcılık ve doğa yürüyüģü aktiviteleri düzenlemek. Avcılık ve Atıcılık Dernekleri Çevre Koruma Dernekleri Kaynak: Ġl Dernekler Müdürlüğü, Ekolojik dengeyi korumak, sağlıklı çevre ve doğal yaģam bilincini pekiģtirmek üyelerin fizik ve moral eğitimini sağlamak, sosyal ve kültürel gereksinimlerini karģılamak. Avcılık ve atıcılık sporunu bilinçli faaliyetlerle geliģtirmek. 4 Ülkemizin doğal ve kültürel mirasını korumak, bitki ve hayvan türleri ile bunların doğal yaģam alanlarının değerinin farkına varılmasını sağlamak. Doğanın korunması konusunda toplumun bilinçlendirilmesi için faaliyetlerde bulunmak. 43

45 Konaklama ĠĢletmeleri Tablo 6. Konya Ġlindeki Turizm ĠĢletme Belgeli Konaklama Tesisleri S.NO OTEL ADI SINIFI ODA YATAK İLÇE 1 DEDEMAN KONYA 5 YILDIZ Selçuklu 2 RİOS KONYA OTEL 5 YILDIZ Selçuklu 3 ANEMON OTEL 5 YILDIZ Selçuklu 4 BERA OTEL(MERKEZ) 4 YILDIZ Selçuklu 5 ÖZKAYMAK OTEL 4 YILDIZ Selçuklu 6 BALIKÇILAR OTEL 4 YILDIZ Karatay 7 DÜNDAR OTEL 4 YILDIZ Selçuklu 8 SELÇUK OTEL 4 YILDIZ Karatay 9 HİLTON INN GARDEN 4 YILDIZ Karatay 10 BAYKARA OTEL 3 YILDIZ Karatay 11 MERAM SEMA 3 YILDIZ Meram 12 RUMİ OTEL 3 YILDIZ Karatay 13 HOTEL BELLA 3 YILDIZ Karatay 14 GRAND HOTEL 3 YILDIZ Akşehir 15 N. HOCA ÖNDER OTEL 3 YILDIZ Akşehir 16 SEY-HAN OTEL 3 YILDIZ Seydişehir 17 ALİ BİLİR OTEL 3 YILDIZ Beyşehir 18 PAŞA PARK OTEL 3 YILDIZ Karatay 19 MEVLANA SEMA 2 YILDIZ Karatay 20 KETİŞOĞLU OTEL 2 YILDIZ Ilgın 21 YAYLACI OTEL 2 YILDIZ Ilgın 22 MEVLANA BERA ÖZEL BELGELİ Karatay 23 ÖZKOÇLAR OTEL ÖZEL BELGELİ Ereğli TOPLAM Konya Ġl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Ġstatistikleri, Konya da 3 adet 5 yıldızlı otel, 6 adet 4 yıldızlı otel, 9 adet 3 yıldızlı otel, 3 adet 2 yıldızlı otel, 2 adet özel belgeli turizm iģletmesi bulunurken 1901 oda ve 3878 yatak kapasitesine sahiptir. Tablo 7. Konya Ġlindeki Belediye Belgeli Konaklama Tesisleri TESİS ADI İLÇESİ TÜRÜ SINIFI ODA YATAK Yaşar Otel Akşehir Otel Şehir Oteli Akşehir Otel Ahmetbey Oteli Akşehir Otel Kantarcı Otel Akşehir Otel Sultan Pansiyon Akşehir Pansiyon - 44

46 İnci Pansiyon Akşehir Pansiyon Belediye Pansiyonu Akören Pansiyon Köşem Pansiyon Akören Pansiyon Haceliler Otel Beyşehir Otel Beyaz Park Otel Beyşehir Otel Park Otel Beyşehir Otel Bayar Otel Bozkır Otel Bozkır Otel Bozkır Otel Mevlana Otel Cihanbeyli Otel Berk Otel Cihanbeyli Otel Okaş Otel Çeltik Otel Özbey Otel Çeltik Otel Çumra Bel.Otel Çumra Otel Özel Sabah Eğitim A.Ş Doğanhisar Pansiyon Özel Sabah Eğitim A.Ş. Doğanhisar Pansiyon Çalışan Doğanhisar Pansiyon Tuvana Ereğli Pansiyon Sürmeli Otel Ereğli Otel Sürmeli Ereğli Pansiyon Fuat Bey Otel Ereğli Otel Otel Köşk Ereğli Otel Tuncer Pansiyon Ereğli Pansiyon Günay Otel Ereğli Otel Özler Otel Ereğli Otel Sağdışlar Meşrubat Ş. Karapınar Otel Koçaklar Merkez Tur. Karapınar Otel Özsezer Otel. Tic.San. Karapınar Otel Asya Otel Karatay Otel Mevlana Otel Karatay Otel Mevlana Otel Karatay Otel Mavi Köşk Karatay Otel Kervan Otel Karatay Otel Yasin Otel Karatay Otel Aziziye Otel Karatay Otel Çeşme Karatay Hotel

47 Köşk Karatay Otel Bakış Otel Karatay Otel Otel Mola Karatay Otel Otel Başak Karatay Otel Anı-Şems Otel Karatay Hotel Otel Best Karatay Otel Otel Şato Karatay Otel Almina Karatay Hotel Deluxe Karatay Otel Otel Tur Karatay Otel Otel Çınar Karatay Otel Otel Derya Karatay Otel B Otel Bey Karatay Otel Lüks Yeni Köşk Esra Karatay Otel Konya Otel Karatay Otel Lüks T.Ş.O.F Trafik A.Ş. Kulu Otel Kapodokya Kulu Otel Camlı Köşk Kulu Otel Yücel Otel Kulu Otel Atay Otel Kulu Otel Furkan Otel Kulu Otel Büyük Otel Meram Otel Ulusan Otel Meram Otel Saray Gül Sarayönü Pansiyon Saray 2 Sarayönü Pansiyon Lale Sarayönü Pansiyon Candan Pansiyon Sarayönü Pansiyon Sabır Pansiyon Sarayönü Pansiyon Pirlerkondu Taşkent Otel Yılnak Otel Yunak Otel Akdeniz Kardeşler Yunak Pansiyon TOPLAM Konya Ġl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Ġstatistikleri,

48 Konya da faaliyet gösteren belediye belgeli oteller listesi yukarıdaki tabloda görülmektedir. Bu verilere göre 71 tesis, 1384 oda ve 3044 yatak bulunmaktadır. Seyahat Acentaları Tablo 8. Konya Yöresinde Seyahat Acentalarının Gruplara Göre Dağılımı A Grubu B Grubu C Grubu Toplam Merkez Akşehir Ilgın Cihanbeyli Kulu Karaman Toplam TÜRSAB, Konya BYK, TÜRSAB ın 15 adet bölgesel yürütme kurullarından birisi de Konya BYK dır yılı itibari ile yörede 68 adet (A) grubu, 8 adet (B) grubu, 2 adet (C) grubu olmak üzere toplam 78 seyahat acentası bulunmaktadır. Turistik Restoranlar Konya da Turizm Bakanlığından belgeli, 1. Sınıf 8, 2. Sınıf 9, Özel Belgeli 2, olmak üzere toplam 19 adet restoran bulunmaktadır. Bu restoranların kapasitesi kiģiliktir. (Konya Ġl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, 2012). 4. KONYA ĠLĠ DOĞA TURĠZMĠ ARZI Konya da mevcut bulunan yaylalardan yayla turizmi için, bir potansiyel oluģtururken, Kulu da 186 kuģ çeģidinin bulunduğu Düden gölü, BeyĢehir Gölü Milli Parkı, Obruk gölleri için doğal hayatı gözlemleme, foto safari gibi turizm türleri için bir potansiyeli ifade etmektedir. Özellikle BeyĢehir Gölü ve etrafı kamp ve karavan turizmi için, Bozdağ Yaban Hayatı GeliĢtirme Sahası yaban hayatı gözlemciliği için uygun alanlardır. 47

49 1) Doğal Kaynaklar Konya, doğal güzellikler bakımından oldukça zengin bir ildir. Bu zenginlikte çok geniģ olan il topraklarında farklı alt iklim bölgeleri ve çeģitli bitki örtüsü bulunması etkilidir. Ayrıca kapalı bir havza içerisinde bulunması, yoğun karstik oluģumlar ortaya çıkması nedeni ile yörede çok sayıda sıcak ve soğuk su kaynağı, büyüklü küçüklü birçok göl vardır. Bu doğal güzellikler belirli baģlıklar altında aģağıda sıralanmıģtır: 2) Göller Tuz Gölü: Türkiye nin ikinci büyük gölüdür. Denizden yüksekliği 940 m, yüzölçümü km 2 dir. Göl kenarında yazın sıcaklardan dolayı, suyun buharlaģması ile 10 cm-2 m arasında değiģen bir tuz tabakası meydana gelir. Yılda ortalama, bin ton tuz çıkartılmaktadır (Ġlimiz Konya, 1985:20). Otomobil sporlarının yapılabileceği, akģam güneģinin ayrı bir güzellik sergilediği Tuz gölü, flamingoların üreme ve barınma yeri olması ile önem arz etmektedir. BeyĢehir Gölü: Göller yöresinde BeyĢehir ilçesinde yer alan göl Türkiye nin üçüncü büyük doğal ve tatlı su gölüdür. Konya ovası bu su ile sulanır. Yüzölçümü 656 km 2, denizden yüksekliği 1121 m olan gölün derinliği 10 m. yi geçmez (Evliyaoğlu, 1994:43). BeyĢehir gölü, bir polye çanağı içinde oluģmuģ karstik kökenli bir göldür. Gölün hem kuzeyinde hem de batı kıyılarında düdenler vardır, gölü yeraltı ve yerüstü suları beslemektedir. Bu güzelliklerden ziyaretçilerin faydalanılabilmesi için gölün batı kıyılarındaki küçük koylar önüne yol yapıldığı takdirde, ülke turizmi doğal bir değer kazanacaktır (Aygün, 1985:15). Göl, güneģin gün batısındaki görünümü, renk ve batıģ süresi yönünden dünyada birinci derece gruplardan sayılmaktadır. Ayrıca göl, 1 km kumsalı olan Üstünler-YarbaĢı plajına sahipken, yılda ortalama 137 günün rüzgârlı geçmesi nedeni ile sörf sporu yapmaya da elveriģlidir. Peyzaj güzellikleri ve göçmen kuģlar için iyi bir barınak yeri olması, göl sularına dayalı su sporları aktivitelerinin sağlanması, Sazan, Kılkanat, Gökçe, Çamurca, Levrek, Küçük Boy Yılan balıkları ile de balıkçılık olanakları sunması gölün değerini artırmaktadır. (BeyĢehir Sanayi ve Ticaret Rehberi, 1997:48-49). Acıgöl ve Meke Tuzlası Gölleri: Karapınar-Ereğli yolu boyunca bu yolun güneyinde yer alan Meke tuzlası gölü ve Acıgöl ilginç bir krater gölüdür. Meke Gölü iç içe girmiģ iki gölden oluģur. Bu göl dünyanın en önemli tabiat harikalarından biridir. Yazın suları çekilmektedir. Karacadağ volkanik kütlesi üzerinde bulunan Acıgöl, suları acı olan derin bir göldür (Güngördü, 1997:20). 48

50 AkĢehir Gölü: Denizden yüksekliği 958 m yüzölçümü 353 km 2 dir. DıĢarıya akıntısı olmayıp suları az tuzludur. AraĢtırmalar göl çevresindeki ovanın eski bir göl tabanı olduğunu ortaya koymuģtur. Göl yaz aylarında kuruma ile karģı karģıya kalmaktadır. AkĢehir gölü sığ olması nedeniyle su kuģları özellikle filamingolar için barınma, beslenme alanıdır. Suğla-Karaviran Gölü: SeydiĢehir in 10 km güneyindedir. Denizden yüksekliği 1040 m ve alanı 136 km 2 dir. BeyĢehir gölünün fazla suları 68 km lik bir kanalla bu göle boģalır. Bu yörede 6-7 tane düden bulunduğu için, gölün suları devamlı olarak yer altına gitmekte ve bu yüzden bazı yıllar göl kurumaktadır. (Ġl Turizm Envanteri, 1997:23). Ilgın ÇavuĢçu Gölü: Ilgın ilçesinin 3 km kuzeyindedir. Doğanhisar çayı Ġle beslenen gölün alanı 51 km 2 dir. Ġçinde bol miktarda turna balığı vardır. ( Konya Ġl Yıllığı, 1990:48). Ereğli Akgöl: Ereğli ilçesinin batısındadır. Eski göl tabanıdır. Çok sığ bir özelliğe sahiptir. Tatlı sulara sahiptir. Ġvriz deresinden gelen sularla beslenirken Ġvriz barajı yapıldıktan sonra alana su gelmemeye baģlamıģ ve alanın tek su kaynağı Ereğli ilçesinin atık suyu ve yağmur sularından oluģmaktadır. Akgöl sazlıklarında 200'ün üzerinde kuģ türü yaģamaktadır. Bu yüzden tabiatı koruma alanı olarak kabul edilmiģtir. Son yıllarda yaģanan kuraklık nedeniyle sulak alan kuruma ile karģı karģıya kalmaktadır. Yunak Akgöl: Yunak ilçesi yakınlarında küçük bir göldür. Suyu tatlıdır. Çoğu yeri bataklık halindedir. Göl Gökpınar Deresi ile Sakarya Nehrine boģalmaktadır. Yunak Akgöl de rehabilitasyon çalıģması yapılmıģtır. Altınapa Barajı Su Havzası: Altınapa Barajı Konya BeyĢehir yolu üzerindedir. BaĢarakavak tarafından gelen kaynak suları ile beslenen Altınapa Barajı Konya ili içme suyunu karģılayan bir barajdır. Koruma kontrolü BüyükĢehir Belediyesi KOSKĠ Genel Müdürlüğünce yürütülmektedir. Alan hem içme su havzası hem de su kuģları açısından önemli bir sulak alandır. Konya iline yakın olması nedeniyle olta balıkçılarının yoğun olarak kullandığı bir sulak alandır. Mavi Boğaz Kanyonu: BeyĢehir Gölü suyunun Çumra ovasında kullanılmak üzere ÇarĢamba Kanalı ile Apa Barajına taģınan ve SeydiĢehir ilçesi ile Apasaray barajı arasında kalan ÇarĢamba kanalı mavi boğaz olarak adlandırılmaktadır. Mavi Boğazın kaynak değerleri ÇarĢamba kanalı, kanyonlar, küçük mağaralar ve fauna ve fulara açısından değerlendirilebilir. Ayrıca kanyonda yürüyüģ, tırmanma, motor cross, bot ile gezi, fotoğraf çekimi gibi faaliyetler yanında tarımsal olarak ta organik tarım uygulama faaliyetleri yapılabilecektir. 49

51 3) Obruklar Obruklar, karst arazi denilen, genelde suyun kolayca eritebildiği buharlaģma ürünleri ve karbonatlar içeren düzlüklerde oluģan derin çukur Ģeklinde göllerdir. Ġç Anadolu, Tuz Gölü havzası güneyindeki Konya ovasını ayıran topraklar bu mucizevî oluģumları barındırır. Obruklar, görenleri ĢaĢkınlığa ve heyecana sürükleyen, hele üzerinde durulan toprağın çökebilecek olması ile insana korku veren oluģumlardır (Güvenç, 1998:146). Obrukların en önemli özelliği, dünyada Konya kapalı havzasından baģka bir yerde rastlanmayan çok özel coğrafi oluģumlar olmalarıdır. Bu obruklar; sulu, kuru, yayvan, dik, küçük, büyük olarak çeģitlenmekte ve yörede 20 yi aģkın sayıda bulunmaktadır. Obrukların diğer bir özelliği de yazın ilk aylarında koyu lacivert ve yeģil olan renginin yaz ilerledikçe çivit mavisi, berrak bir renk almasıdır (Eken, 1998: ). Meyil, Çıralı, Obruk, Gökhöyük obruk gölleri en çok tanınanı ve en çok ilgi çekenleridir. Bu göller, çevresinin kurak alanları içerisinde günübirlik bir dinlenme yerleridir. Fakat bu potansiyel yeterince değerlendirilmemiģtir (Güngördü, 1997:20). 4) Dağlar Dağlar Ġlin kuzey kısmında yer alan yükseltiler genel olarak doğu-batı doğrultusunda uzanır. En önemlisi Bozdağlardır. Bozdağlar üzerinde yer yer tepeler yükselir, bu tepelerin en yükseği Bozdağlar'ın batısındaki Karadağ Tepe'dir. (1919 m). Bu tepeler arasında da geçitler yer alır. Konya nın batısında yeralan sıra dağlar kuzeyden güneye doğru uzanırlar. En kuzeyinde Sultan Dağları (2169), Aladağlar (2339), Loras (2040), EĢenler (1951) yer almaktadır. Bölgenin güney kısmı Toros dağlarıyla sınırlanmıģtır. Bu kuģakta ise Geyik (3130), Bolkar dağları (3134), Aydos dağları (3240) yer almaktadır. Bu alanda volkanik kütlelerin ve arazilerin önemli bir yeri vardır. Karapınar Ovası'nın güneyinde yer alan Karacadağ (2025), Konya'nın güney batısındaki Erenler Dağı (2319) batısında Takkeli Dağ (1400) yer almaktadır. Belirtilen volkanik dağların dıģında Karapınar yakınlarında kül konilerine rastlanır. Bunlar genç volkanik faaliyetler sonucunda oluģturulmuģ küçük konilerden ibarettir. Ġl sınırları içinde yer alan volkanik dağlar, Ġç Anadolu Bölgesinin diğer volkanik dağları ile karģılaģtırıldığında yükselti ve alanlarının daha az olduğu görülür. 5) Platolar Yöredeki Obruk ve Cihanbeyli Platoları ortalama 1000 m. yükseltiye sahip geniģ düzlüklerden oluģurlar. Tuz gölünün batısında Cihanbeyli platosu, güneyinde ise Obruk platosu yer alır. Obruk platosu üzerinde kireç taģı tabakaları üzerinde geliģmiģ karstik 50

52 Ģekillerden olan obruklara rastlandığından bu isim verilmiģtir. Bunların en büyüğü Kızören obruğudur. Konya'nın kuzeydoğusunda yer alan bu obruk kireç taģlarının çözülmesi ile oluģmuģ yaklaģık 300 m. çapında 145 m. derinliğindedir. Obruk içerisine suların dolması ile aynı ismi alan bir de göl oluģmuģtur. Göl tabanından fazla suları boģalttığından suları tatlıdır. Obruk platosu yörenin en çukur yeri olan Tuz Gölü ile Konya ve Ereğli ovalarını birbirinden ayıran bir eģik görünümündedir. Ġlin kuzeyini kaplayan Cihanbeyli Platosu genel olarak kireçtaģı tabakaları ile kaplıdır. Bu plato akarsular tarafından az parçalanmıģ dalgalı bir yüzeye sahiptir. Zengin bozkırlarla kaplı olan bu platolar, il hayvancılığı ve tarımı açısından önemlidir. 6) Ovalar Ġl sınırları içerisinde ovalar platolardan sonra en fazla alanı kaplar. Buradaki ovalar, genel olarak buraya yerleģen bir gölün ortadan kalkması ve göl tabanında alüvyonların depolanması ile ortaya çıkmıģtır. Obruk platosunun kuzeyindeki en çukur alanda Tuz Gölü yerleģmiģ, güneyde ise HotamıĢ bataklığı ile Ġvriz bataklıkları burada oluģan eski göl kalıntıları olarak yeralmıģtır. Konya ve Ereğli ovaları yörenin en geniģ ovalarıdır. Bu ovalar Konya ve Ereğli arasında geniģ düzlükler Ģeklinde uzanırlar. Konya ili bu ovaların batı ucunda kurulmuģtur. Bu dizi içerisinde, Çumra Ovası ve Karapınar'ın bulunduğu Karapınar ovasında eski Konya Gölü tabanının kum depoları rüzgâr erozyonuna da imkân vermiģtir. Bozdağların kuzeyinde Altınekin, Sarayönü ve Kadınhanı ovaları bulunur. Ilgın (ÇavuĢçu) gölü ve AkĢehir gölünün yerleģtiği çanakta bir çöküntü hendeğidir. Ilgın ve AkĢehir ovaları, bu çöküntü hendeği içerisinde oluģmuģ ovalardır. Bu ovalar dıģında; BeyĢehir ovası, SeydiĢehir ovası, Doğanhisar ovası ile Yukarı Sakarya ovalarının güney ucunu oluģturan Yunak ve Akgöl ovalarıdır. 7) Akarsular Konya ili sınırları içerisinde daha çok mevsimlik ve sel rejimli akarsular yer alır. Buradaki akarsuların boyları kısadır. Konya ilinin geniģ sahaları, kapalı havza olması sebebiyle akarsular ova tabanlarındaki bataklıklarda kaybolur. Bölgedeki akarsular kar ve yağmur suları ile beslenirler. Konya'daki yağıģ rejimi düzensiz olduğu için bu akarsuların rejimi de düzensizdir. Birçoğu, yaz aylarında kururlar; ancak ilkbahar ve yaz aylarında kısa süreli sağanak yağıģlar ile sel baskınlarına sebep olabilmektedir. Sel baskınları tarım alanlarında büyük zarara neden olur. Bundan dolayı bölgede erozyonla mücadele çalıģması yapılmaktadır. Bu çalıģmalar en fazla sel gelen dereler üzerine barajlar kurularak sürdürülmektedir. May ve Apa barajları buna örnektir. Konya'da akarsuların su toplama havzaları farklı yönlere akıģ gösterirler. Bunlardan Yukarı Sakarya Nehri'ne ulaģan Gökpınar Deresi ile Karadeniz'e, 51

53 Göksu Nehri'nin kuzey kolu olan Hadim Çayı, Manavgat Nehri'nin yukarı havzası çevresindeki dere ve çaylar açık havza niteliğinde olup sularını Akdeniz e ulaģtırırlar. Bunlardan Tuz Gölü, ÇavuĢçu Gölü, BeyĢehir Gölü, Ereğli Ovasındaki Akgöl, HotamıĢ Bataklığı çevresindeki yükseltilerden kaynağını alan dereler ise kapalı havza Ģeklindeki bu alanlara akıģ gösterirler. Konya'da yer alan en büyük ve en önemli akarsu ÇarĢamba Suyu'dur. Kaynağını Bozkır ilçesindeki yükseltilerden alır. BeyĢehir Gölü'nün ayağı ile birleģerek Çumra Ovası sulama Ģebekesini oluģturur. ÇarĢamba Suyu üzerinde kurulan Apa Barajı hem selleri önlemek hem de Konya Ovasının bir bölümünde sulama yapmak için kurulmuģtur. Konya ilinde Meram Çayı, Sille Deresi, May Deresi, Ġvriz, Bolasan, Çiğil, Doğanhisar Ġnsuyu, Göksu, Adıyan, Engilli, ÇavuĢköy, Karasu Çayları da önemli akarsulardandır. ġehrin içme ve kullanma suyu olarak kullanılan Hatıp, Çayırbağı, Mukbil ve Dutlu Suyu ve HotamıĢ Bataklığı çevresindeki çeģitli kaynaklarda önemlidir ( 2012). 8) Mağaralar Tınaztepe Mağarası: Toplam uzunluğu 1650 metre, derinliği - 65 metre olan mağara Tınaztepe'nin güneybatı yamacında yer almaktadır. Fosil ve aktif olmak üzere iki bölümden oluģmaktadır. Fosil bölümüne bahar aylarında girilecek olursa, sayısı beģi bulan göllerin botla geçilmesi gerekecektir. Sonbahar aylarında suların azalması sonucu aynı galeri yürünerek geçilebilir. BeĢinci gölden sonra mağarada 30 metrelik bir iniģle Büyük Salon'a gelinmektedir. Bu salon gölle sonlanmaktadır. Tınaztepe Mağarası'nın hemen altında Tınaztepe Düden'i yer almaktadır. Toplam uzunluğu 1550 metre ve derinliği -150 metre olan düdene tüm yıl boyunca su giriģi olmaktadır. YaklaĢık 20 metrelik dik bir iniģle Ģelalenin yanında mağaraya girilmekte olup, 10 metrelik iniģlerle -150 metrede sifonla düden sonlanmaktadır. Baltaini Mağarası: Toplam uzunluğu 1768 metre, giriģe göre en derin noktası -32 metre ve giriģe göre en yüksek noktası +6 metre olan mağaranın Düden ve kaynak konumunda iki giriģi vardır. Balatini mağarası, üst üste bulunan iki farklı seviyeden oluģmuģtur. Üst katı oluģturan fosil kolun zemini tamamen mağara kili ile kaplıdır ve gelen ziyaretçilerin yapıp bıraktığı heykelciklerle dolu heykel odası ile sonlanmaktadır. Alt kat olan su taģıyan asıl galeride ise suyun az olduğu dönemlerde su içinden yürünerek ilerlenebilmektedir. Biri 5 metreden daha derin olmak üzere 3 adet dev Cadıkazanı, geçiģ tekniği yada bot kullanılarak geçilebilir. Travertenleri, heykel odası ve dev cadı kazanları mağaranın görülmeye değer güzellikleridir. Körükini Mağarası: Toplam uzunluğu 1250 m. olan Körükini Mağarası'nın içinden Uzunsu Deresi geçmektedir. Mağaradan çıkan su değirmen vadisine daha sonra da Değirmenini 52

54 Mağarası'na girmektedir. Tamamıyla aktif olan mağarada bot kullanımı hatta büyük kaya blokları arasından Ģelaleler yapan suyu geçmek ayrıca bir deneyim gerektirmektedir. Mağaraya giriģ için yaz ve sonbahar ayları en uygun zamanlarıdır. Bahar ayları aģırı su, sifonlar, Ģelaleler nedeniyle tehlikeli olabilir. Suluin Mağarası: Körükini Mağarası'ndan çıkan Uzunsu Deresi, 100 m. uzunluktaki Değirmen Vadisi boyunca kayalıklar arasından akarak Değirmenini Mağarası'na girmektedir. Buradan su dev kaya blokları arasından Ģelaleler yaparak ilerlerken, mağara çok geniģ ve yüksek bir galeri halinde devam eder ve 150 m. sonunda Büyük göle ulaģır. Gölle 150 m. daha devam ettikten sonra yaklaģık 30 m. yüksekliği olan büyük bir ağızla yeryüzüne açılmaktadır. Derinliği fazla olan bu göl botla rahatça geçilebilmektedir. Sakaltıtan Mağarası: Dikey bir mağara olan mağaranın toplam derinliği 303 metredir. Susuz Güvercinlik Mağarası: Mağara tipi olarak tümüyle yatay geliģmiģ sulu bir mağaradır. Yüksekliği 1160 m, toplam uzunluğu 1351 m, giriģe en derin yeri ise -33 m dir. Susuz Mağarası'nın iki giriģi vardır. Ana giriģ vadi tabanında yer alır. Blok, moloz ve toprakla tıkanmıģ çamurlu bir huni Ģeklindedir, zaman zaman bu ağızdan su girmektedir. Ġkinci giriģ yine aynı vadi içerisinde tabandan 37 m yukarıda ana giriģin yamacındadır. Mağaranın su aktivitesi oldukça fazladır. Bilhassa bahar aylarında fazlalaģan su Tınaz Tepe Düdeni'nden girerek mağaranın sonunda kaynak olarak çıkmaktadır. Bu su mağarayı takip ederek akıģını sürdürmekte ve yüzeye çıkmadan mağaranın giriģine yakın bir yerden tekrar batarak yeraltındaki akıģına devam ederek Suğla Ovasında kaynak olarak açığa çıkmaktadır. Susuz Mağarası'nın büyük boyutlarda olması, çok güzel traverten oluģlarının (sarkıt, dikit ve sütun), su ve göllerin bulunması, mağarayı çok güzel ve çekici yapmaktadır. Susuz Güvercinlik Mağarası, yapılacak düzenlemelerle daha da iyi bir duruma getirilebilir ve mağara turizmi yönünden kullanıma sunulabilir özellikte bir mağaradır. PınarbaĢı Mağarası: Kretase kireçtaģlarındaki belirgin bir fay üzerinde geliģmiģ yatay bir mağaradır. Ġçinden büyük bir karstik kaynak çıkan mağarada geçmesi zor sifon ve göller yer alır. Bu nedenle araģtırması zor bir mağaradır. Ayrıca DamlalaĢ birikimi yönünden son derece zengindir. ( 2012). 53

55 9) Milli Park BeyĢehir Gölü Milli Parkı: BeyĢehir Gölü tarihinde ha lık alan Türkiye nin 22. Milli Parkı olarak ilan edilmiģtir. Miili Parkın Uzun Devreli GeliĢme Planı 2008 yılında onaylanmıģtır. BeyĢehir Gölü Milli Parkı üstün peyzaj güzellikleri ile görülmesi gereken önemli bir doğa turizm alanıdır. 10) Mesire ve Dinlenme Yerleri Meram: ġehir merkezinden 8 km uzaklıkta Ģehrin doğusundadır. Meram Konya nın kurak, katı iklim coğrafyasında yemyeģil bitki örtüsü, dereleri, bağ ve bahçeleri, köģk, konakları ve piknik imkanları ile muhteģem güzellikte bir yerdir(özönder, 1997:22-24). Dede Bahçesi: Alâaddin Tepesi nin kuzeybatısında tarihsel bir bahçedir. Son yıllarda ise bahçe kültür park haline getirilmiģtir. Alâaddin Tepesi: Kent merkezindedir. Binlerce yıllık tarihi olan tepe, yerli ve yabancı turistlerin baģlıca gezinti alanlarından birisidir(yurt Ansiklopedisi, Cilt:7:5108). Çayırbağı: Konya ya 20 km uzaklıkta olup, Ģehrin su ihtiyacını karģılayan tarihi bir mesire yeridir. Bu güzel mesire yerimizde herhangi bir turistik tesis kurulmamıģ, ancak eski doğallığını bugüne kadar muhafaza etmiģtir. AkyokuĢ ve Kızılören: Konya ya bağlı rekreasyon alanlarıdır. Hatıp: Kente 17 km uzaklıkta, üzümleri ve suyu ile meģhur bir piknik yeridir. Dutlu Kırı: Manzarası ve yeģilliği ile ünlüdür(ġl Turizm Envanteri, 1997:43). Hıdırlık (AkĢehir):Çamları, piknik imkanı ve belediye dağ oteli olan güzel bir dinlenme yeridir. Yaka Manastır (BeyĢehir): BeyĢehir e 6 km. uzaklıkta zengin bitki örtüsü ve su kaynaklarına sahip dinlenme yeridir. Ayrıca; AkĢehir de Kozağaç, Çamlıköy ve Huğlu, Ereğli de Ġvriz, Bozkır da Akçapınar, Hadim de Yerköprü Ģelalesi mesire yerlerinin yanında; Konya ilinin çevresinde Sille, May, Apa, Altınapa, Ayrancı gibi küçük baraj gölleri de piknik ve dinlenme yerleri arasındadır. (Köksal, 1994:83). 11) Arkeolojik Değerler Konya ili ve ilçelerinde 560 arkeolojik, 4 kentsel sit, 49 doğal,43 arihi sit alanı, 1 kentsel arkeolojik sit,21 arkeolojik ve doğal sit, 3 kentsel arkeolojik tarihi sit, 1 tarihi ve doğal sit, 1arkeolojik-tarihi-kentsel sit, 1 arkeolojik-tarihi-doğal sit olmak üzere toplam 689 sit alanı 54

56 bulunmaktadır. Türkiye geneli incelendiğinde ilimizde de yoğun sit alanı bulunmaktadır. Bu da Konya ilinin doğal ve kültürel zenginliklerin bir göstergesidir. Türkiye genelinde bulunan sit alanının 689 u Konya da bulunmaktadır. Farklı türdeki sit alanlarına göre çeģitlilik göstermekle birlikte, toplam 83 kayıtlı sit alanı ile Cihanbeyli ilçesi Konyanın en fazla sit alanına sahiptir. Sille(Siyata): Sille Konya il merkezinin 8 km. kuzeybatısındadır. Bugün merkez belediye hudutları içinde olup, Ģehir otobüsü çalıģmaktadır. Erken Hıristiyanlık dönemini de önemli bir merkezidir. Bu dönemden baģka Ak Manastır diğer adı ile HAGĠOS Khariton (St.Chariton) olmak üzere bir çok manastır keģiģler tarafından kayadan oyularak yapılmıģtır. Bu manastırlar dünyada kurulan ilk manastırlar arasındadır( 2012). Çatalhöyük: Konya nın Çumra sınırları içerisinde bulunan Çatalhöyük, dünya çapında öneme sahip Anadolu nun günümüzdeki ilk yerleģim iskan örneğidir larda yerleģim sahasının ancak %4 ü kazılarak araģtırmalara baģlanmıģtır. Günümüzde ise bilimsel teknikler uygulanılarak araģtırmalara tekrar baģlanmıģtır(hadder, 1996:10). Çatalhöyük de 9000 yıl önce evlerin duvarlarına resim ve semboller çizen insanlar, yabani hayvan avlayarak, meyve ve kök toplayarak ve tarihteki ilk kasabaları oluģturmak üzere beģ-on bin kiģilik topluluklar halinde yaģıyorlardı(hadder, 1997:23). Çatalhöyük kazısı, uygarlığın birçok ilkinin bu topraklarda yaģadığını göstermektedir. Ġlk dokuma, ilk kap örnekleri, ilk ev içi duvar resimleri gibi(doğru, 1997:42). Karahöyük: Konya il merkezinin 15 km güneydoğusunda Harmancık mahallesindedir. Yapılan araģtırmalarda höyüğün, M.Ö de iskân edildiği anlaģılmıģ olup, 27 yerleģik kat tespit edilmiģtir. Kazı sırasında çıkartılan gaga ağızlı testiler, fincanlar, rhytonar, üzüm salkımı biçimli kandiller, ocaklar Konya arkeoloji müzesinde sergilenmektedir. Hatunsaray (Lystra): Konya nın güneybatısında bulunan Hatunsaray kasabasına 1 km kala yaklaģık 400 m içeridedir. Gökyurt(Glistra):Konya ya 55 km uzaklıkta Hatunsaray kasabası civarındadır. Hristiyanlık ta önemli yeri bir yeri vardır. Ġsa peygamberin havarileri olan S.T. Paul ve Barnabis, Hıristiyanlığı yaymak amacı ile bir süre burada yaģamıģlar ve bölgede vaazlar vermiģlerdir. Lystra ve Glistra Hıristiyanlarca Hac maksadı ile ziyaret edilmektedir(ġl Turizm envanteri 1997:28-33). 55

57 Kubadabad Sarayı: BeyĢehir Gölü'nün güneybatı kıyısında, Heyran Köyü yakınındaki alanlardan biri üzerindedir Selçuklu Sultanı I. Alaadin Keykubat tarafından yaptırılmıģ 35x50 m. boyutunda yazlık bir saraydır yılları arasında Mehmed Önder ve Zeki Oral tarafından yapılan arkeolojik kazılarda bulanan çiniler ve panolar Konya'daki Çini Eserler Müzesi'ne kaldırılmıģtır. Saray, Kız Kalesi, tersane, hamam kalıntıları bulunmaktadır. 35x50 m. boyutundaki saraya ait kalıntılar arasında göl kıyısı tarafından ancak sarayın terası yer almıģtır. Bolat Örenyeri: Bolat yaylası ören yeri, Hadim ilçesi Bolat köyü sınırları içinde kalan TemaĢalık mevkiindedir. Literatüre adı Astra olarak geçmiģ olan antik kent, Hadim ilçesinin kuzey batısında ve Hadim'e 17 km. uzaklıktadır. Hellenistik, Roma ve Bizans devirlerinde iskan gördüğü yüzey buluntularından anlaģılmaktadır. Kente ait önemli sayılabilecek kalıntılar; nekropol alanı, bouleterion, kilise ve büyük yapıdır yıllarında Konya Müze Müdürlüğünce kurtarma ve temizlik çalıģmaları yapılmıģtır. Selçuklu KöĢkü: Alaaddin Tepesini çeviren iç kalenin kuzey eteğindedir. Sarayın II. Kılınçaslan'a ait olduğu kuvvetle muhtemeldir. KöĢk, Alaaddin Keykubat I zamanında geniģletilerek tamir edilmiģ, kare bir plan üzerine harç ve tuğlalarla iki kat olarak yapılmıģ, altı kat kerpiç ve molozlarla takviye edilmiģtir. KöĢk bugün harap olmuģ bir duvar parçasından ibarettir. Son defa 1961 yılında bu tek duvarın beton bir Ģemsiye ile muhafazası yoluna gidilmiģtir. Ġvriz Kaya Anıtı:Tuvana Krallığından günümüze kalan en önemli kültür varlığımız ivriz Kaya Kabartması'dır Ereğli ilçesinin 17 km. güneyinde bu gün Halkapınar ilçesine bağlı Aydınkent Köyü içinde, Torosların kuzey eteklerindeki vadilerin birisinde kaya üzerine yapılmıģ olan bu anıt 4.20 m x 2.40 m. ölçülerindedir. Torosların derinliklerinden gelen zengin kar sularının oluģturduğu tarihi Ġvriz Çayı'nın kaynağında, o çağlarda da Ereğli ovasına hayat veren bu suyun çıktığı yere, özellikle seçilerek yapılmıģtır. Kaya'nın güneye bakan yüzeyine yapılmıģ olması sebebiyle oldukça iyi korunarak zamanımıza kadar gelmiģ bir eserdir. Eflatunpınar Hitit Anıtı: Konya Ġli, BeyĢehir Ġlçesi, içinde bulunmaktadır. Anıt W.J. Hamilton (1849) da bilim dünyasına ilk haber veren kiģidir. Daha sonra F.Sarreve J. Garstang ayrı ayrı yayınlamıģlardır. Anıt bir su kaynağıdır. Kenarında dikdörtgen taģlar üzerinde kabartmalardan oluģmaktadır. Niteliğin kaybetmeyen kabartmalar ön kısmındaki 14 adet taģ bloklar üzerine oyulmuģtur. Anıtın ilk planı bilinmemektedir. Bu anıt açık hava anıtlarından 56

58 daha küçüktür. Doğal bir kayaya oyulmamıģ, her parçanın üzerinde figür bulunan blok taģların örülmesiyle oluģmuģtur. Eflatunpınar Anıtı'nın blok taģları üzerendeki figürler; üstte güneģ kursu, ortada tanrıça ve tanrı diye kabul edilen figürerin arasında, yanlarıda ve en alttaki figürler elleri yukarıya doğru kaldırıp tanrı ve tanrıçayı selamlamaktadır. Bu anıt Hitit Krallık dönemine tarihlenmektedir ( 2012) 4.1 KONYAĠLĠNĠN DOĞA TURĠZMĠ DEĞERLERĠ (DOĞA TURĠZMĠ ARZI) ġekil 6. Türkiye Turizm Stratejisi Kavramsal Eylem Planı 57

59 4.2. KONYA ĠLĠNĠN DOĞA TURĠZMĠ DEĞERLERĠ VE BĠLĠNĠRLĠK DEĞERLENDĠRMESĠ Tablo 9. - Seyahat acentalarının özel ilgi turları organizasyonları eksikliği 58

60

61

62Değerin bilinirliği; Bölgesel seviyede B, Ülke seviyesinde T, Milletlerarası seviyede: M 2- Yaban Hayatı GeliĢtirme Sahaları (YHGS) ve Avlaklar Adı Ġlçesi Bilinirlik Bozdağ Yaban Hayatı GeliĢtirme Sahası Karatay, Selçuklu, Altıekin T-M Avlaklar Adı Ġlçesi Bilinirlik Akören Mavi Boğaz Devlet A. Akören B Çandır Atatürk Ormanı Devlet A BeyĢehir B Yunak Tuzlukçu Dede Dağı Genel A. Yunak, Tuzlukçu B ÇavuĢçu Gölü Genel A. Ilgın T Meram Loras Dağı Devlet Avlağı Meram B Ilgın Bulcuk Devlet Avlağı Ilgın B SeydiĢehir Suğla Gölü Genel Avlağı SeydiĢehir T AkĢehir Gölü Genel Avlağı AkĢehir T Selçuklu Güvenç Genel Avlağı Selçuklu B 61

63- Av ve yaban hayatı bölümlerinden mezun olan elemanların kurumumuzda istihdam edilmesi, - Hava Alanı bulunması ve avlakların Konya Ġline yakın olması - Anadolu yaban koyununun yaģam alanları bulunması Fırsatlar - Coğrafi bilgi sistemlerinin geliģmesi, - Mali imkanların teknolojik geliģimleri Tehditler - Avrupa daki kriz sebebi ile turist sayısının azalması, 62

64 takip ve satın alma için yeterli olması - Avlak Ģirketlerinin kurumsallaģma çabaları, - Av sayısının artma eğilimi, - Konya avlaklarının ünü, - Anadolu Yaban koyununun Dünyada sadece Konya ilinde bulunması - Envanter giderlerinin çok yüksek olması sebebi ile mali külfet, - Gelir-gider dengesinin bazen negatif olabilmesi, Av turizmine ve av yaban hayatı değerlerine dayalı doğa turizmi uygulamalarında güçlü yönlerin daha geliģtirilmesi, güçlü yönler ve fırsatlardan yararlanarak zayıflık ve tehditlerin önlenmesine ve doğa turizminin geliģtirilmesine yönelik stratejik kararlar. 1- Av turistlerinin konaklama ihtiyacının nitelikli pansiyon ve benzeri küçük kapasiteli butik otellerle giderilmesi iyi bir çözüm olacaktır, 2- Butik otel/pansiyon tarzı yapıların köylerde yapılmasının teģvik edilmesi önemli kırsal kalkınma için uygun olacaktır, bu oteller yayla turizmi ve diğer turizm çeģitlerinin de konaklama altyapısını temin edeceklerdir. 3- Yerel profesyonel av kılavuzu ihtiyacının 8. Bölge Müdürlüğü Ġl ġube Müdürlüğünce yapılması, 63

65

66

67Bölge Müdürlüğü, Kaymakamlıklar ve diğer ilgili kuruluģlarca yapılması, Değerin bilinirliği; Bölgesel seviyede B, Ülke seviyesinde T, Milletlerarası seviyede: M 5- Doğal Göller Adı Ġlçesi Bilinirlik BeyĢehir Gölü BeyĢehir B-T Tuz Gölü Cihanbeyli,Kulu, ġ.koçhisar, Aksaray B-M Acıgöl Karapınar B-T AkĢehir Gölü AkĢehir B-T Bolluk Gölü Cihanbeyli B Çıralı obruğu Karapınar B Düden Gölü Kulu B-T Ereğli Akgöl Ereğli, Karapınar, Ayrancı B-T ÇavuĢcu Gölü Ilgın B-T Meke Gölü Karapınar B-T Kızören Obruğu Karatay B-M Meyil Obruğu Karapınar B 66

68

69

70 4.3 Konya Ġlinde Doğa Turizmi Amaçlı Kullanılan ve Koruma Statülü Alanlar Milli Parklar BeyĢehir Gölü Milli Parkı : Konya ve Isparta illeri sınırları arasında yer almakta olup, barındırdığı kaynak değerleri nedeniyle ülkemizin 3. büyük gölü ve en önemli içme suyu havzasıdır. Konya Ġli, BeyĢehir Ġlçesi sınırları içinde bulunan ve hektarlık bir alana sahip olan ve BeyĢehir Gölü nün bir bölümünü kaplayan alan tarih ve 93/4020 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Milli Park olarak ilan edilmiģtir. Isparta Ġli Sarkıkaraağaç ilçesi ve bir kısım beldeleri de kapsayan ha lık bir alanı kapsayan Kızıldağ Milli Parkı olmak üzere iki ayrı yönetimle koruma altına alınmıģtır. KULLANIM ALAN (HA) YÜZDE (%) Orman Tarım Açıklık Kayalık Bataklık Çalılık Sazlık Mera İskan Göl TOPLAM BeyĢehir Gölü Milli Parkının toplam % 60 ı Sulak alan, % 26 sı Orman ve % 14 lük kısmı tarım alanıdır. BeyĢehir Gölü Milli Parkında toplam 7 adet Arkeolojik sit alanı bulunmakta olup toplam Milli park alanın % 0,4 nü kaplamaktadır. BeyĢehir Gölü Milli Parkı Uzun Devreli GeliĢme Planı onaylanmıģtır. 69

71 70

72 Tabiat Parkları Konya ilinde Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı 8. Bölge Müdürlüğü, Ġl ġube Müdürlüğü sorumluluğunda 3 Tabiat Parkı bulunmaktadır. Bunlar; Kocakoru Ormanı Tabiat Parkı, AkyokuĢ Tabiat Parkı, Yakamanastır Tabiat Parkıdır. Kocakoru Ormanı Tabiat Parkı: Konya ili SeydiĢehir ilçesi TaraĢçı Beldesi hudutları dahilinde yer alan Kocakoru Ormanı Tabiat Parkı 1998 yılında tescil edilmiģtir. Filoristik açıdan zengin olup, manzara bütünlüğü içerisinde, bölge halkının dinlenme ve eğlenmesine imkan sağlayan bir tabiat parçasıdır hektardır. Sahada yağmur barınağı, çeģme, su deposu ve WC mevcut olup etrafı kafes tel ihata ile çevrilmiģtir yılında Uzun Devreli GeliĢim Planı yaptırılmıģtır. AkyokuĢ Tabiat Parkı : AkyokuĢ 1987 yılında B tipi Mesire Yeri olarak tescil edilmiģtir. Saha 21,6 hektar olup alanda kır gazinosu, giriģ kontrol kulübesi, idare binası, kapalı oturma terası, piknik üniteleri ve WC mevcuttur yılında 5 yıllığına KONBELTAġ Aġ ye ihale edilmiģtir yılında sahanın statüsü tabiat parkına dönüģtürülmüģtür. 71

73 Yakamanastır Tabiat Parkı : BeyĢehir e 6 km uzaklıkta bulunan saha 1977 yılında A tipi Mesire Yeri olarak tescil edilmiģ 88.5 Ha lık bir alana sahiptir. BeyĢehir gölü ve civar manzarasına hakim bir yerde tesis edilmiģtir. Saha içinde kır gazinosu, büfe, bungalov ve seyir terasları mevcuttur. GeliĢim planı mevcut olup 2008 yılında = 29 yıllığına iģletmeciliği ihale edilmiģtir yılında Tabiat Parkı olarak statüsü değiģtirilmiģtir. Tabiatı Koruma Alanları Akgöl Tabiatı Koruma Alanı : Konya Ġli, Karapınar ve Ereğli Ġlçeleri ile Karaman ili, ayrancı Ġlçesi sınırlarında kalan alan 1995 yılında Tabiatı Koruma Alanı olarak ilan edilmiģtir. Akgöl değiģik türde su kuģlarına barınma beslenme ve konaklama ortamı oluģturması nedeniyle önemli bir sulak alandır. Tabiat Anıtları 72

74 Tabiat Anıtı: 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu na göre tabiat ve tabiat olaylarının meydana getirdiği özelliklere ve bilimsel değere sahip ve milli park esasları dahilinde korunan tabiat parçalarına tabiat anıtı denir ve tescillenir. Tablo 10. Konya da Bulunan Tabiat Anıtı Bilgileri Yöresel Adı Alanı (m 2 ) Tescil Tarihi YaĢı Mevki Fosil Ardıç Çumra Ġlçesi Dinek Beldesi Titrek Kavak BeyĢehir Yakamanastır TP sınırları içerisindedir Ağıl Ardıç TaĢkent Balcılar Kasabası Meke Gölü 260 ha Karapınar Ağılı Ardıç TA Titrek Kavak TA. Fosil Atrdıç TA Meke Gölü TA 73

75 Konya ili sınırları içinde yaģ, çap ve boy bakımından oldukça büyük, tarihi değeri olan 3 adet ağaç anıt olarak tescil edilmiģ olup, Meke Gölü Sulak Alanı da Tabiat Anıtı ve aynı zamanda Ramsar alanı olarak da korunmaktadır. Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarınca Ġl ve Ġlçelerde tescillenmiģ birçok anıt ağaç bulunmaktadır Yaban Hayatı GeliĢtirme,YerleĢtime, Yaban Hayatı Koruma Sahaları Bozdağ Yaban Hayatı GeliĢtirme Sahası : 1967 yılında Tarım Bakanlığı görevlilerinin düzenledikleri rapora istinaden Yaban Koyunu Koruma Sahası olarak ilan edilmiģtir. Saha Karatay Selçuklu ve Altınekin ilçeleri sınırları içerisinde bulunmakta ve tarihinde 2005/9453 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ,5 Ha lık bir alan Yaban Hayatı GeliĢtirme Sahası olarak ilan edilmiģtir. Saha çevresinde16 adet köy mevcuttur yılları arasında Ha lık bir alan kafes tel çitle çevrilmiģ, Ġhata edilen bu alan içinde Ģu anda 500 civarında yaban koyunu yaģamaktadır. Kafes tel dıģında ise yaklaģık 100 adet yaban koyunu Hodulbaba, Loras ve Armağan dağında yaģamaktadır. Avlaklar S.N GENEL VE DEVLET AVLAK ADI ALANI(HA) TESCĠL TARĠHĠ 1 Akören Mavi Boğaz Devlet A , Çandır Atatürk Ormanı Devlet A , Yunak Tuzlukçu Dede Dağı Genel A , ÇavuĢçu Gölü Genel A , Meram Loras Dağı Devlet Avlağı , Ilgın Bulcuk Devlet Avlağı , SeydiĢehir Suğla Gölü Genel Avlağı , AkĢehir Gölü Genel Avlağı 46,203, Selçuklu Güvenç Genel Avlağı ,

76 Sulak Alanlar ve Ramsar Alanları Konya ilinde Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı 8. Bölge Müdürlüğü Konya ġube Müdürlüğü sorumluluğunda on yedi adet Sulak Alan bulunmaktadır. Bunlar; AkĢehir Gölü Sulak Alanı (25500 ha), BeyĢehir Gölü Sulak Alanı (73000 ha), Cihanbeyli Bolluk Gölü Sulak Alanı (1150 ha), Çıralı Obruğu Sulak Alanı (170 ha), Kulu Düden Sulak Alanı (860 ha),ereğli Akgöl Sulak Alanı (6800 ha), Ilgın ÇavuĢçu Gölü Sulak Alanı (1200 ha), Karapınar Acıgöl Sulak Alanı (120 ha), Karapınar Meke Gölü (50 ha), Kızören Obruğu (127 ha), Kulu Uyuz Gölü Sulak Alanı (173 ha), Karapınar Meyil Gölü (1 ha), Kozanlı Gökgöl Sulak Alanı (230 ha), Suğla Gölü Sulak Alanı (16500 ha), Tersakan Gölü (6400 ha), Tuz Gölü ( ha) ve Yunak Akgöl Sulak Alanı (2200 ha) dır. Sulak alanlardan özellik arz edenler hakkında kısa bilgiler aģağıda verilmiģtir BeyĢehir Gölü Sulak Alanı: BeyĢehir gölü üstün peyzaj güzellikleri ile Konya ili BeyĢehir ilçesi sınırları içerisinde bulunan tatlı su gölüdür. Sulak alan içerisinde irili ufaklı 33 adet ada bulunmaktadır. Adalardan Hacı Akif Adasında 1 saha bekçisi adanın korumasını yürütmektedir. BeyĢehir Gölü Sulak alanı koruma bölgeleri Ulusal Sulak Alan Komisyonunca belirlenerek onaylanmıģtır. BeyĢehir Gölü suyu Çumra ovası sulamasında kullanılmaktadır. AkĢehir Gölü Sulak Alanı: Eber gölü gibi, Sultan dağları ile Emir dağı arasındaki çöküntü alanında yer alır. Ġdari olarak Konya ve Afyonkarahisar illeri sınırları içerisinde yer almaktadır. Kapalı bir havzada bulunduğundan dıģarıya akıntısı yoktur. Gölün geçmiģte TaĢköprü çayı vasıtasıyla Eber gölü ile olan bağlantısı, Eber gölü çıkıģına inģa edilen regülatör ve sulama kanalları ile kesilmiģtir. Sığ bir göl olup, yaz aylarında kurumaktadır. AkĢehir Eber Gölleri Sulak Alan Yönetim Planı 2008 yılında hazırlanarak onaylanmıģtır. AkĢehir gölü yaban hayatı açısından önemli bir sulak alandır. Göl ün sığ olması nedeniyle yoğun bir flamingo popülasyonu mevcuttur. Bolluk Gölü Sulak Alanı: Bolluk Gölü Tuz gölünün batısında yer alan suyu sodyum sülfat içeren tuzlu bir göldür. Göl 1992 yılında doğal sit alanı ilan edilmiģtir.1150 hektar büyüklüğündeki gölü besleyen kaynak suyu yoktur. Yer altı suları ve yağmur suları ile beslenen göl son yıllarda yaģanan kuraklık ve taban suyu seviyesinin düģmesi nedeniyle göl alanı küçülmekte yaz aylarında ise tamamen kurumakta iken 2011 yılı yağıģlı geçmesi nedeniyle alan eski haline dönmüģtür. Alanda Alkim tesisleri bulunmaktadır. Sulak alanda flamingo, kız kuģu ve martı yaģamaktadır. 75

77

ABDULLAH ŞAM - HACELİLER SARRAF

Firma Bilgileri

  • Ünvanı : ABDULLAH ŞAM - HACELİLER SARRAF
  • Kuruluş Tarihi : 6 Aralık 1993 Pazartesi
  • Ticaret Odası :BEYŞEHİR TİCARET ODASI
  • Sicil Numarası :860
  • NACE Kodu :552001

Yasal Uyarı / Bildiri!

  • Find® bir Türkiye Firma Rehberi / Türkiye İşletme Rehberi sitesidir.
  • Find®'de yayınlanan bilgiler Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan kamuya açık işletme kuruluş ve faaliyet bilgileri, işletmenin kendi yayınladığı kamuya açık kurumsal internet sitesi, Ticaret Odası, Mesleki Odalar, Mesleki Birlikler, işletmenin kendisi tarafından sağlanan bilgilerden derlenerek oluşmaktadır.
  • Find® internet sitesi, sahibi veya yöneticilerinin; site içerisinde yayınlanan işletmeler ile hiçbir bağlantısı bulunmamaktadır.
  • Find® site üzerindeki bilgilere dayalı yapılan ticari anlaşmalarda taraflara kesinlikle bir garanti veya güvence vermemektedir.
  • Find® sitesi içerisinde yayınlanan işletmelerin iletişim ve genel bilgileri hiçbir şekilde herhangi (resmi veya gayri resmi) bir konuyla ilgili kullanılmak üzere resmi bir kuruluşun, işletmenin bağlı olduğu mesleki oda veya kurumun vereceği bilgi/belge yerine geçmez ve resmi hiçbir geçerliliği yoktur.
  • Find® yayınlan bilgilerin güncelliğini garanti etmez, doğruluk, tamlık ve kullanılırlığını değerlendirmek yalnızca kullanıcının sorumluluğundadır.
  • Find® üzerinden yayınlanan işletme ve ziyaretçi arasında herhangi bir ödeme/tahsilat/satış işlemi veya para transferi teknik olarak mümkün değildir.
  • Find®'de yayınlan işletmelerin ticari faaliyeti esnasında müşteri ilişkileri veya satış pazarlama usulleri/teknikleri Find'i hiç bir surette bağlamamakta/ilgilendirmemektedir.

OTELLER Meslek grubunda, BEYŞEHİR / KONYA Bölgesinde Tatil ve diğer kısa süreli konaklama faaliyetleri (hosteller, devre mülkler, tatil evleri, apart oteller, bungalov, dağ evleri, vb.nde) (günlük temizlik ve yatak yapma hizmeti sağlanan oda veya süit konaklama faaliyetleri hariç) konularında hizmet vermektedir.

HATALI İŞLETME BİLGİSİ BİLDİRİMİ.KAPAT

İşletmelere mesaj göndermek için "Mesaj Gönder" bölümünü kullanınız.

ABDULLAH ŞAM - HACELİLER SARRAF

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir