halife osman ın kılıcı / Tarihi Kılıçlar Da Bugün İslami Kılıç Hz Osman'ın Kılıcı Halife Kılıcı | KılıçEvi

Halife Osman In Kılıcı

halife osman ın kılıcı

kaynağı değiştir]

İslâm dünyasının ilk muhalifleri: Haricîler

Hakemliğin kriterleri

Muâviye hakem olarak Amr b. el-Âs’ı seçti. Hz. Ali ise yakınlarından birini, amcaoğlu Abdullah b. Abbas’ı teklif etti. Ancak onu askerlerine kabul ettiremedi. Önerdiği başka isimler de kabul edilmedi. Araplar arasında eskiden beri devam edegelen Kuzeyli (Kaysî) - Güneyli (Kelbî) rekabeti burada da kendini gösterdi. Ordu içinde ciddi bir ağırlıkları olan Güneyli Arapların sözcüsü Eş’as b. Kays “iki Kuzeyli Arabın (Mudar-Kaysî) ümmetin kaderini belirlemesine izin vermeyeceklerini” söyledi. Zira Amr b. el-Âs da, Hz. Ali’nin hakem olarak önerdiği Abdullah b. Abbas da Kuzey Araplarından Kureyş’e mensuptu.

Eş’as ve adamlarının önerdikleri isim, siyasî sorunları fitne diye nitelendiren ve insanları fitneden uzak durmaya teşvik eden, Güneyli Araplar nezdinde de en saygın isimlerden Ebu Musa el-Eş’arî idi. O, Hz. Ömer döneminde Irak’ta valilik ve kadılık yapmış olup idarî ve siyasî deneyime sahipti. Üstelik Muâviye’nin hakemi Amr b. el-Âs gibi olaylara bulaşmış ve taraf olmuş biri değildi. Amr b. el-Âs toplantıya Muâviye’nin davasını savunmak üzere gidecekti. Oysa Ebû Musa’nın Hz. Ali’nin davasını savunmak gibi bir misyonu yoktu.

Ümmetin barışmasına vesile olacak bu girişimin hayırlı sonuçlar doğuracağını uman Ebû Musa görevi kabul etti. Sıffin’deki görüşmelerde hakemlerin hangi kriterler çerçevesinde görev yapacakları belirlenerek bir antlaşma metni hazırlandı. Kur’an’a göre hareket edecekleri, onda uygun hüküm bulamazlarsa sünnete başvuracakları, kişisel arzu ve isteklerine göre hareket etmeyecekleri, Ali ve Muâviye’nin verilecek karara rıza gösterecekleri, hakemlerin ve yakınlarının can güvenliğinin teminat altında olduğu, hakemlerin nerede ve ne zaman buluşacakları gibi hükümler üzerinde mutabık kalındı (31 Temmuz ).

Tahkimin kabulü, Hâricîlerin bağımsız bir grup olarak ortaya çıkmasında dönüm noktası olacaktır. Eş’as, kabileleri gezerek yapılan antlaşmanın önemini anlatırken, Temîm kabilesinden Urve b. Udeyye “Ey Eş‘as! Nedir bu alçaklık? Allah’ın kanunundan daha geçerli bir kanun var mı?” diyerek ona saldırdı ve kılıcıyla bineğine vurarak, “Hüküm ancak Allah’ındır!” diye bağırdı. Bu olay, Yemenlilerle Temîmlileri karşı karşıya getirdi. Ancak bazı ileri gelenler onları yatıştırdı.

Hâricîlerin tahkime karşı görüşlerini ifade ettikleri “Hüküm ancak Allah’ındır” sloganı böyle ortaya çıktı. Bu slogan aslında “Hüküm ancak Allah’ındır” (Yusuf, 12/67) ve “İyi bilin ki hüküm yalnız O’nundur” (En’âm, 6/62) ayetlerinin bir yansımasıdır. Bu sözü kendisine karşı ifade ettiklerinde Hz. Ali şöyle demiştir:

“Kendisiyle batılın istendiği hak bir söz!”

Hâricîlere göre tahkimin kabul edilmesi büyük bir çelişkiydi. Zira Cemel ve Sıffin savaşlarında Ali taraftarı olan kimseler, haklı olduklarından şüphe duymadan bu savaşlara katılmışlar, bunun karşılığında sevap ummuşlardı. Tahkimi kabul etmek, onları ve onlarla birlikte savaşıp ölenlerin durumunu tehlikeye sokuyordu.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir