ham muzun faydaları / Yeşil muzdaki büyük tehlike! - Sağlık Haberleri

Ham Muzun Faydaları

ham muzun faydaları

Muz Yemenin Faydaları

Muz, dünyada en çok yetiştirilen tropik meyvelerden biridir. Bazen şeker ihtiyacımızı giderme, bazen tok tutması için yediğimiz muz, en sevilen ve en çok tüketilen meyvelerden olup; yüksek besin ögesi içeriğiyle dikkat çeker. Kolay sindirilebilen karbonhidrat içeriği ve yumuşak dokusu sayesinde tüm yaş grupları arasında yaygın olarak tercih edilir. Çocukların da severek tükettiği bu tatlı besleyici meyvenin sağlığa pek çok faydası olduğu bilinir. Sindirim sisteminden kemik sağlığına, bağırsak hastalarından kansere, kalp sağlığından beyin sağlığına kadar muz tüketiminin faydaları saymakla bitmez. Her gün muz yemek için sebep çok.


Potasyumun Gücü

“Muzun faydaları nelerdir?” deyince akla hemen potasyum içeriği gelir. Muzda yüksek miktarda bulunan potasyum minerali sıvı dengesinin düzenlenmesine yardım eden önemli bir elektrolittir. Potasyum, kasların kasılması ve sinir hücrelerinin yanıt vermesine yardımcı olur. Kalp atışlarını düzenler ve sodyumun kan basıncı üzerindeki etkisini dengeleyerek normal kan basıncı ve kalp fonksiyonlarının sürdürülmesi için önemlidir. Yaş ilerledikçe kemik sağlığını korurken böbrek taşı oluşma riskini de düşürmeye destek olabilir. Ancak, böbrek hastalığı olan potasyum kısıtlaması gereken bireylerde muzun zengin potasyum içeriği kan potasyum seviyelerini arttırarak kalp ritmini olumsuz etkileyebilir. Bu sebeple bu bireylerin muz tüketmeden önce diyetisyene danışmalarında fayda var.

Tansiyonu Dengeler

Muz tüketimi, kan basıncı üzerinde etkilidir. Düşük sodyum, yüksek potasyum içeren bir beslenme düzeni yüksek tansiyonu dengelemek için önem taşır. Potasyum, kalp kasının düzenli çalışmasında, kan basıncını dengelemede ve kardiyovasküler sistem üzerindeki yükü azaltmada önemli rol oynar. Günlük 1 orta boy muz (ortalama g) tüketimiyle günlük alınması gereken potasyum ihtiyacının yaklaşık yüzde 9’unu karşılayabilirsiniz.

Kansere Karşı Koruma

Muz içeriğinde bulunan lektin sayesinde bağışıklık sistemini uyarır. Lektin bir antioksidan gibi vücuda zarar veren serbest radikallere karşı savaşır.  Serbest radikaller vücutta birikemeyip hücre hasarı oluşmaz. Kanser hücrelerinin gelişimi önlenir. Bu özellikleri nedeni ile lektinler kansere karşı koruma sağlar.

Muzun İki Güçlü Vitamini

Muz zengin bir B6 vitamini deposudur. B6 vitamini ise, sinirsel iletimi sağlayan nörotransmitterlerin üretimi, kırmızı kan hücrelerinin üretilmesi, karbonhidrat ve yağların metabolize edilerek enerjiye dönüşmesi, immün sistemin işlevlerini yerine getirebilmesi için gerekli proteinlerin sentezi, böbrek ve karaciğerin sağlıklı bir şekilde işlevlerini yerine getirebilmelerini sağlar. Aynı zamanda hücre bölünmesi ve gelişimindeki yeri sebebiyle gebelikte B6 vitamininin sağlanması önemlidir. Muz pek ilişkilendirilmese de aynı zamanda iyi bir C vitamini kaynağıdır. C vitamini ile hücreler ve dokular korunabilir, demir emilimi kolaylaşır, vücut kolajen üretebilir, kandaki kortizol seviyelerini kontrol altına alarak stresi azaltır, serotonin salınımını arttırarak bilişsel performans üzerinde olumlu sağlık etkileri gösterir.

Kalbi Korur

Potasyum, lif, folat ve C vitamini muzu, kalp sağlığını korumada güçlü bir savaşçı yapar. Yapılan çalışmalar, yüksek lif tüketimi olan bireylerde kardiyovasküler hastalıkların görülme riskinin daha düşük olduğunu; yüksek potasyum tüketimi olan bireylerde ise iskemik kalp hastalığından ölüm risklerinin azaldığını gösteriyor.

Kan Şekerini Dengelemeye Yardımcı Olur

Lif, karbonhidratların sindirimi ve emilimini yavaşlatmaya yardımcı olarak kan şekeri düzeylerini düşürmeye yardımcı olur. Yüksek lifli bir beslenme modeli ile hem tip 2 diyabetin görülme riskini düşürmek hem de tip 2 diyabeti olan bireylerde kan şekeri dengesini sağlamak mümkün. Muzun içeriğindeki lif ve B6 vitamini tip 2 diyabete karşı koruma sağlar. Ancak diyabet hastalarının muzu tüketirken ölçülü oranda tüketmelerinde ve karbonhidrat tüketimlerini dikkate almalarında fayda var. Olgunlaşmaya bağlı olarak muzun glisemik indeksinin yükseldiği unutulmamalı.

Sindirim Sistemine Destek

Sindirim sisteminin sağlıklı çalışması için su ve lif çok önemlidir. Orta boy bir muz günlük lif ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unu karşılar. Muz yüksek lif içeriği sayesinde sindirim sistemini desteklese de iltihabi bağırsak hastalıkları için gaz, şişkinlik ve mide kramplarına neden olarak bazı otoritelere göre tetikleyici kabul edilir. Muz mide asidine karşı koruyucu mukus bariyer üretir. Muzun ülser hastalarına karşı kullanılan antiasit etkilerinin yanı sıra mide ülserine neden olan bakterileri ortadan kaldırılmasında da olumlu etkisi bulunur. Muz tüketiminin faydaları diyare (ishal) iken de görülür. İshalken vücutta su ve potasyum gibi elektrolit kaybı yaşanır. Muz bu kaybın etkilerini en aza indirmede yardımcı olabilir. Muzdaki liflerin tokluk sağladığı, lif ve B6 vitamini içeriğinin ise ağırlık kontrolüne yardımcı olduğu bilinir. Muz, aynı zamanda bağırsaktaki probiyotik bakterileri besleyen prebiyotik olan fruktooligosakkaritlerin zengin bir kaynağı olup, bağırsak sağlığının düzenlenmesinde önemli rol oynar.

Hafıza Güçlendirici

Muzun içeriğinde bulunan triptofan; serotonin, melatonin gibi önemli bileşiklerin sentezinde rol alan esansiyel bir aminoasittir. Bu sayede ruh hali, bilişsel işlev ve uykunun düzenlenmesinde olumlu etkileri bulunur.

Enerji Verir, Hızlı Toparlanma Sağlar

Muz sporcular arasında en çok tercih edilen meyveler arasındadır. Antrenman ve müsabaka sonrası hızlı toparlanma için terle kaybedilen su ve elektrolitlerin yerine konması büyük önem taşır. Muz zengin potasyum içeriğiyle elektrolit dengesinin korunmasını sağlar. Aynı zamanda içeriğindeki potasyum, magnezyum ve kalsiyum mineralleri sayesinde kas kramplarının ve ağrılarının azalmasına yardımcı olur. Yağ ve kolesterol içeriği olmayan muzun enerji değeri yüksektir. Yapılan çalışmalara göre, muzun içeriğinde bulunan serotonin ve dopamin sporculardaki antioksidan kapasitesini geliştirirken spor performansını artırır. Muzu yeteri kadar protein içermemesi sebebiyle kahvaltılarda, spor öncesi ve sonrasındaki ara öğünlerde süt, yoğurt, kefir gibi protein kaynaklarıyla beraber ihtiyacınız doğrultusunda tüketebilirsiniz.

Muzun Besin Değerleri

Orta boy bir muzun (ortalama g) besin değerleri şöyledir:

  • Kalori:
  • Yağ: 0
  • Karbonhidrat: 27 g
  • Protein: g
  • Lif: g
  • Şeker: g
  • Potasyum: mg
  • Magnezyum: mg
  • Fosfor: 26 mg
  • Selenyum: mcg
  • Kolin: mcg
  • C Vitamini: mcg
  • Folat: mcg
  • Beta karoten: mcg
  • Alfa karoten: mcg

Muz Nasıl Tüketilir?

Muz, Musaceae (Muzgiller) ailesine ait, 50 türü olan bir meyvedir. Muzun tüm dünyada birçok çeşidi vardır. Eski dönemlerde kırmızı veya yeşil renge sahip olan muz pişirilerek tüketilebiliyordu. Daha sonra muzun çiğ olarak da lezzetli olduğu pişirilmeden de tüketilebileceği keşfedildi. Türkiye’de ise genellikle çiğ olarak tüketilen bu meyvenin plantain adlı çeşidi yeşil renktedir ve pişirilerek tüketilir.

Muzun satışı genel olarak sonbahar ve kış mevsiminde artış gösterse de hemen hemen her mevsimde tezgahlarda bulunabilir. Muzun yapısında bulunan enzimler sıcak hava koşullarına karşı koruma sağlar. Muzlar toplandıktan sonra oda sıcaklığında olgunlaşmaya devam eder. Kese kağıdı içinde saklamak olgunlaşma sürecini hızlandırır. Muzları buzdolabında saklamak kabuklarını kahverengileştirse de meyvenin içinin daha uzun süre dayanmasını sağlar. Olgunlaştıkça kahverengi renk alan muzların glisemik indeksi (kan şekerini yükseltme hızı) daha yüksektir. Ancak hazmı ham muzlara göre daha kolaydır. Bu noktada “muz kabız yapar mı?” sorusu merak kazanır. Ham muzun, sindirimi zorlayacak miktarda nişasta içermesi sebebiyle kabızlık yapabilme ihtimali bulunsa da olgunlaşmış muzun çözünür lif içeriği bağırsak hareketliliğini arttırmaya yardımcı olur. Bebekler ve çocuklarda aşırı miktarda muz tüketimi kabızlığa neden olabileceği için porsiyon kontrollü tüketmekte fayda var.

*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  

Muzun iyisini değil yeşilini yiyin doktorların bile bulamadığı bir hastalığı önlüyor

İNGİLTERE&#;de yapılan bir araştırma yeşil muzun eşsiz değerini ortaya çıkardı. Bundan böyle marketten yetişmiş sarı muzlar yerine yetişmemiş ham muzları seçin. Uzmanlar günde bir tane de yeşil muz yenmesini istiyor. İşte yeşil muzu hayatınıza sokacak en önemli faydaları

Abone ol

Markete her gittiğinizde eminiz en sarı olan olgunlaşmış muzları satın alıyorsunuzdur. Kimse yeşil ham muz almak istemez. Meğer şifa yetişmişinde değil yeşil muzdaymış. İngiltere’de yapılan yeni bir araştırmada, tam olgunlaşmamış yeşil muz yemenin kanser ile mücadelede etkili olduğu açıklandı.

Yüzde 60 kanseri önlüyor

Newcastle ve Leeds Üniversitelerindeki uzmanlar tarafından yürütülen ve Cancer Prevention Research dergisinde yayımlanan çalışmada, yeşil muzlarda bulunan nişastanın kanser türlerini yüzde 60’tan fazla azaltabildiği belirtildi.

Doktorların tespit edemediği kanseri önlüyor

Araştırmada olgunlaşmamış muzda bulunan nişastanın doktorların tespit edilmesi ve teşhis edilmesi zor olan bağırsağın üst kısmındaki kanserler ile mücadelede önemli etkilere sahip olduğu vurgulandı. 

Araştırma sonucu bomba

Özellikle kalın bağırsak ve rektumda kanser riskini artıran kalıtsal bir hastalık olan Lynch sendromlu yaklaşık bin hasta üzerinde yapılan çalışmada, katılımcılar iki yıl boyunca aşırı olgunlaşmamış ve hala yeşil olan bir muz yemekten elde edilene eşdeğer miktarda nişasta aldılar.

Araştırmanın sonunda nişastanın bağırsaktaki kanserleri etkilememesine rağmen, vücudun diğer bölgelerindeki kanserlerin görülme sıklığını yarıdan fazla azalttığı ortaya kondu.

Yeşil muzda yer alan nişasta miktarının mide, safra kesesi ve pankreas kanseri ile mücadelede etkili olduğunun altı çizilen araştırma ile ilgili konuşan Newcastle Üniversitesi'nde insan beslenmesi profesörü John Mathers, “Alınan nişasta oranının vücutta 10 yıl boyunca etkili olduğunu tespit ettik” derken, dirençli nişastanın bağırsaktaki DNA'ya zarar verdiği ve sonunda kansere neden olduğu bilinen safra asitlerinin sayısını azaltarak kanser gelişimini azaltabileceğini düşündüklerini söyledi.

Ünlü hekimler şimdi günde 1 tane tam olgunlaşmamış muz yemenizi tavsiye ediyor

İlgili Haberler
Bamyada öyle bir şey var ki hiçbir sebzede yok Prof. Erkan Topuz; kanseri bile durduruyor

BU FOTO GALERİYE BAKIN

Foto GaleriResimli e devlet isim değiştirme başvurusu! Adı Satılmış soyadı deli, top olan hemen başvursun Galeriye Gözat

muzbeslenmefaydalarıkanser

Kararan muzları beğenmeyip almıyoruz ama

Muzun potasyum içeriğinin fazla olması meyvenin tüketimi ile kasların çalışması, sinir uyarımı, vücudun su dengesinin kontrolü sağlanır. Potasyum sayesinde kanın pıhtılaşmasını sağlar. Kesik, aşırı kanamalarda fazla kan kaybının olmasını engeller.

Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, şekerli tadı, güzel aroması, kolay çiğnenebilir olması ve taşımadaki avantajı ile muzun her yaş grubu tarafından sevilen bir meyve olduğunu ifade ederek, “Yüksek potasyum içeriği, ishal gibi rahatsızlıklara iyi gelmesi, kemiklere desteği ve vitamin-mineral içeriği ile bilinen muzun vücudumuza sağladığı daha birçok yarar vardır” dedi.

Strese karşı birebir

Sağlıklı potasyum deposu olan muzun tansiyonu düşürme, kalbi aritmilerden koruma, kas güçsüzlüğünü azaltma gibi faydalarının yanı sıra güçlü kemik yapısını da faydalı olduğunu belirten Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, şöyle konuştu:

  • Güçlü bir iskelet sistemine sahip olmak tek başına kalsiyum ve D vitaminine bağlı değildir. Sağlam kemik yapısı için vücudumuzun potasyuma da ihtiyacı vardır dolayısıyla potasyumdan zengin bir meyve olması güçlü bir kemik yapısına katkı sağlar.
  • Mutluluk meyvesi diyebileceğimiz muz, strese karşı da iyi çözüm sunmaktadır. Kahvaltı günün en önemli öğünü olmasına rağmen yoğun iş günlerinde aceleden aç karına evden çıkmak yerine pratik olarak yiyebileceğiniz bir küçük boy muz sizin daha keyifli, stressiz ve sakin bir gün geçirmenize yardımcı olacaktır.
  • Aynı şekilde gün içinde aç kalarak performans düşüklüğü istemediğimiz için sabah ile öğle arasında yiyebileceğiniz bir adet yerli muz sizin yorgunluğunuzu ve stresinizi azaltacağını da unutmayın.

Felç riskini azaltır

Dünya Sağlık Örgütü'nün açıklamalarına göre tuzu azaltıp her gün bir muz yemek felç riskini yüzde 24 azaltıyor diyen Eriş, “Potasyum zengini muzun beyin hücrelerinin ölmesini engellediği ve bu sayede yüksek tansiyon ve felç riskini düşürdüğü açıklandı.” ifadelerini kullandı.

Regl sancısını azaltır

Muzun kadınlar için bir mucize niteliği taşıdığını söyleyen Eriş, “Adet dönemlerinde tüketilmesi içeriğindeki potasyum ve B vitaminleri sayesinde şikayetlerin azalmasına yardımcı olur. Kas ve beyin yorgunluğuna iyi gelir. Yine içeriğindeki B vitaminleri sayesinde saça çok iyi gelir.” dedi.

Benekli olan muz daha faydalı

Lif açısından da önemli bir meyve olan muzun bağırsak fonksiyonlarını dengeleyerek kabızlığa da ishale de iyi geldiğini belirten Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, şunları söyledi:

Bağırsağın probiyotik gücünü de arttırarak bağışıklık sistemine destek olmaktadır. Bir dipnot olarak belirtilmelidir ki beğenmeyip kabuğu beneklendiği için almadığımız yumuşamış fazla olgunlaşmış muzlar antioksidan etkisi ile kansere karşı koruyucu yapıdadır. Yani ne kadar benek o kadar antikanserojen-antioksidan madde demek.

False

Hangi muz en sağlıklısı?

Muz, vücudunuzun sinir ve kas fonksiyonu ile sıvı ve pH dengesini korumak için kullandığı iyi bir potasyum ve magnezyum kaynağıdır.

Orta büyüklükteki bir muz; 1 gr protein, 23 mcg folik asit (B12 vitamini), 6 mg kalsiyum, 22 mg magnezyum 0,3 mg demir, 26 mg fosfor, mg potasyum, 0,2 mg çinko, 1,2 mcg selenyum, mg bakır, mg manganez, içerir.

Meyve ve sebzeler diyet antioksidanlarının mükemmel kaynaklarıdır ve muzlar da bir istisna değildir. Flavonoidler ve aminler dahil olmak üzere çeşitli güçlü antioksidanlar içerirler

Muz, hiç yağ içermez.

Bir orta boy muz (yaklaşık gram) ayrıca 29 gram karbonhidrat ve  kalori içerir. Karbonhidratlar şeker, nişasta ve lif şeklindedir.

Muzdaki bu tür karbonhidratların miktarı olgunluğa bağlı olarak değişir;

Yeşil veya olgunlaşmamış muzlar daha az şeker ve daha dirençli nişasta içerir.

Nişasta, doğal bir karbonhidrattır; bitkilerin yaptığı fotosentez sırasında açığa çıkan temel üründür. 

Dirençli nişasta , çözünür, fermente edilebilir liflere benzer şekilde çalışır. Bağırsaklarınızdaki dost bakterileri beslemeye yardımcı olur ve bütirat gibi kısa zincirli yağ asitlerinin üretimini artırır.

Kısa zincirli yağ asitleri gastrointestinal sağlıkta önemli bir rol oynar. Örneğin, bazı araştırmalar kolon kanserini önlemeye ve tedavi etmeye yardımcı olduklarını gösteriyor.

Araştırmalar, dirençli nişastanın kilo vermeye yardımcı olabileceğini ve kalp sağlığına fayda sağlayabileceğini göstermiştir. Ayrıca kan şekeri yönetimini, insülin duyarlılığını ve sindirim sağlığını iyileştirebilir.

Orta boy bir muz yaklaşık, 3 gram lif içerir. Lif bulunması, muzdaki şekerlerin daha yavaş sindirildiği ve emildiği anlamına gelir, bu da kan şekeri artışlarını önleyebilir.

Tip 2 diyabetli kadınlarda kan şekeri yönetimi üzerine yılında yapılan bir araştırma şunları buldu: 8 haftalık bir dönemde, dirençli nişasta yiyenler, yemeyenlere göre daha iyi kan şekeri yönetimine sahipti.

Evde, muzları tezgahta tutmak ve oda sıcaklığında olgunlaşmasına izin vermek en iyisidir.

Olgunlaşma sürecini yavaşlatmak için neredeyse olgunlaşmış muzları buzdolabına koyabilirsiniz. Kabuğu siyaha dönecek olsa da meyve birkaç gün taze kalacaktır.

Muz bazen sporcular için mükemmel yiyecek olarak anılır. Bu, büyük ölçüde, her ikisi de elektrolit görevi gören potasyum ve magnezyum minerallerinin yanı sıra kolayca sindirilen karbonhidrat içeriğinden kaynaklanmaktadır.

Yoğun egzersiz sırasında terinizle elektrolit kaybedersiniz. Örneğin bir muz yiyerek vücudunuzu potasyum ve magnezyum ile yeniden takviye etmek, egzersize bağlı kas kramplarını ve ağrıyı azaltabilir

YEŞİL MUZ

Olgunlaşmamış yeşil muzların, olgun muzlardan 20 kat daha fazla dirençli nişastaya sahip olduğu gösterilmiştir.

Bu, vücudun parçalamaya çalıştığı bir nişasta şeklidir, bu nedenle doğrudan bağırsaktan geçer.

Bu, meyvedeki karbonhidratların glikoza dönüştürülme ve kana emilme hızını yavaşlatır.

Olgunlaşma sırasında, muzdaki nişasta şekere dönüştürülür &#; olgunlaşmamış bir muzda 3,2g/g iken, olgun bir muzda 12g/g şeker bulunur.

Yeşil bir muzun glisemik indeksi 30 iken olgun muzunki 58’dir. Glisemik indeks ne kadar yüksekse besinler o kadar hızlı kan şekerini yükseltir.

Dirençli nişasta sadece kan şekeri seviyenizi sabitlemek için iyi olmakla kalmaz, aynı zamanda kolondaki &#;iyi&#; bakteriler de onunla beslenir.

Bunlar da karbonhidratları sindirmemize ve yiyeceklerdeki vitaminleri emmemize yardımcı olan sindirim enzimlerini artırır ve ayrıca bizi düşmanca mikroorganizmalara karşı korur.

Yani bağırsak sağlığını güçlendirmek için her gün nispeten olgunlaşmamış bir muz yemek yılında Nutrients dergisinde yayınlanan, beslenmeleriyle ilgili 18 çalışmanın büyük bir incelemesinde doğrulandı.

Bu, yeşil muzların gastrointestinal semptomlara (ishal ve kabızlık gibi) ve hastalıklara (bağırsak kanserleri gibi) yardımcı olabileceğini buldu.

Ayrıca tip 2 diyabetin önlenmesine veya tedavisine yardımcı olabilirler.

SARI MUZ

Olgunlaşmış muz daha fazla şeker içerir (12g/g). 

Bu durum aslında, sporcuların hızlı enerji kaynağı yapan olarak düşündürür.

Daha düşük miktarlarda dirençli nişasta aynı zamanda sarı muzların sindiriminin daha kolay olduğu anlamına gelir. Sindirim problemleriniz varsa, yeşil muzlar sizi gazlı veya şişkin hissetmenize neden olabilir.

Muz, B vitaminlerinin yanı sıra antioksidan A ve C vitaminlerini ve ayrıca demir, magnezyum, manganez ve potasyum minerallerini içerir.

Muz olgunlaştıkça bu mikro besinlerin bazıları kaybolur, ancak bağışıklık sistemini desteklemeye yardımcı olan antioksidan seviyeleri zirveye ulaşır.

Uluslararası Gıda Araştırmaları Dergisi&#;nde yılında yayınlanan bir araştırma da dahil olmak üzere araştırmalar, C vitamini düzeylerinin olgunlaşma süreciyle birlikte arttığını, ancak muz aşırı olgunlaştıkça azaldığını göstermiştir.

SARI AMA KAHVERENGİ LEKELİ

Çok olgun bir muzun üzerindeki kahverengi lekeler, daha fazla nişastanın şekere dönüştüğünü gösterir.

Bilim adamları, tamamen olgunlaşmış bir muzun, anormal hücrelerle savaşma ve kansere karşı bağışıklığımızı artırma yeteneğine sahip olan tümör nekroz faktörü (TNF) adlı bir madde ürettiğini buldular.

&#;da Food Science and Technology Research dergisinde yayınlanan bir çalışmada, Japonya&#;daki Teikyo Üniversitesi&#;ndeki bilim adamları, koyu renkli muzların enfeksiyonla savaşan beyaz kan hücrelerinin gücünü artırmada yeşil kabuklu muzlara göre sekiz kat daha etkili olduğunu buldular. 

Meyvenin kanser önleyici etkisinin derecesinin olgunluk derecesine ilerledikçe artıyor. Bir muzda ne kadar çok kahve leke varsa, bağışıklığı artırma gücü o kadar büyük olur.

KAHVERENGİ MUZ

Muz, olgunlaşma sürecini düzenleyen ve kahverengiye dönüşmesine neden olan doğal bir bileşik olan etilen gazı üretir.

Bu,muzun besin değerlerini değiştirir. Muz olgunlaştığında nişastanın çoğu şekere dönüşür ve bu da onu mükemmel bir doğal tatlılık kaynağı yapar.

Şekersiz dondurma yapmak için kahverengi muzları pişirmek veya muzu doğal şeker yerine kullanmak isterseniz kahverengi muz iddealddir.

Muz, potasyum, B6 vitamini, folat ve bir miktar C vitamini sağladığından, şeker yerine olgunlaşmış muzları kullanmak yiyecekleri tatlandırmanın daha sağlıklı bir yoludur.

Sonunda, olgunlaşmamış muzlar, besinsel faydalarının çoğunu kaybederek fermente olmaya başlayabilir. Şekerden çok alkol gibi kokmaya başlayabilirler ve muz başına 0,5 g&#;a kadar alkol içerebilirler.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir