hamamda bulaşan hastalıklar / Hamam bцceрi hastalэk taюэyan ve bulaюtэran haюerelerdir., Эyon Зevre Эlaзlama - Kemalpaюa Эlaзlama

Hamamda Bulaşan Hastalıklar

hamamda bulaşan hastalıklar

Günümüzde gerek spor, gerekse eğlence amaçlı olarak özellikle büyük kentler ve tatil yörelerinde yüzme havuzu ve sauna gibi yerlere ilgi artmaktadır. Kapalı havuzların yaygınlaşması kış mevsiminde de havuz kullanımını arttırmaktadır. Ülkemizde ayrıca hamam geleneği hala sürmekte ve çeşitli hastalıkların tedavisinde kaplıcalardan, spalardan sıkça yararlanılmaktadır.

Ancak toplumun ortak kullanımına açık olan bu alanlar; suyla temasın kolaylaştırdığı bazı enfeksiyon hastalıklarının ortaya çıkmasına ve yayılmasına neden olabilmektedir. Özellikle yüzme havuzları, sıcak ve nem etkisiyle bir mikrop kaynağı olabilmektedir. Deri enfeksiyonları dışında; yüzme havuzu suyunun bazı kimyasal özellikleri nedeniyle veya uzun süre suda kalmaya bağlı olarak ortaya çıkan bazı deri hastalıkları da görülebilmektedir.

Yüzme Havuzlarından Bulaşabilen Mikrobik Deri Hastalıkları :

Havuzlardan bulaşabilen bakteri, virüs ve mantar gibi mikroorganizmalar deride çeşitli hastalıklara yol açabilmektedirler. Bu hastalıkları tedavileriyle beraber sıralayacak olursak:
Cilt enfeksiyonları: Mikroplar derideki sıyrık, böcek ısırığı ya da ekzema gibi var olan bir deri hasarından içeriye girerler. Bu bölgede kızarık, ağrılı, iltihaplı bir kabarıklığa yol açarlar bazen de deride kabuklanmaya neden olurlar. Yüzme havuzu, sauna, jakuzi ve benzeri yerlerden bulaşabilen diğer bir mikrop türü de; gövde ve koltukaltlarında, kol ve bacakların üst kısmında kaşıntılı sivilcelere yol açabilir. Bu mikrop aynı zamanda kulak, boğaz, baş ağrısı, ateş, kırıklık, göz ve kulak iltihabına da yol açabilir. Bu enfeksiyonların tedavisinde antibiyotikler kullanılmaktadır.Önlem olarak; havuz suyuna geçen mikrop sayısını azalttığı için bone kullanımı önerilmektedir.
Nemli ortamlarda yaşayan özel bir mikrop türü ayakta kötü koku ve ayak tabanlarında harita benzeri, delikli bir görünüme yol açabilir. Dışarıdan sürülen ilaçlarla tedavisi mümkündür.
Kıl dibi iltihabı: Uzun süre ıslak mayo ile kalanlarda kıl köklerinde oluşan zedelenme nedeniyle kalça bölgesinde ağrılı, sert ve iltihaplı şişlikler oluşabilir. Bu durumda yine antibiyotikler verilir ve mayo kullanımına bir süre ara verilmesi önerilir.
Siğiller: El ve ayak siğilleri yüzme havuzundan bulaşabilmektedirler. Siğiller; bilindiği gibi deri renginde, küçük, yüzeyi pürüzlü kabarıklıklardır. Bulaşıcı virüsler nedeniyle ortaya çıkmaktadırlar. Vücut direnci düşük olan ve allerjik bünyesi olan çocuklarda daha sık görülmektedirler. Ayak tabanında çıktığında ağrılı seafoodplus.infoğil tedavisinde kimyasal maddelerin uygulanması, koterizasyon ve dondurma işlemi gibi yöntemler kullanılmaktadır.
Molluskum kontagiozum da yine virüsler aracılığıyla ortaya çıkmaktadır. Yuva ve okul çocukları arasında yaygındır. Yuvarlak, kubbe şekilli, beyaz veya pembe renkli, mm. çaplı kabarıklıklar halindedir (Bkz. resim). Genellikle koltukaltı, gövde yan kısımları ve yüzde yerleşir. Tek tek alınarak veya dondurma metoduyla tedavisi mümkündür.
Uçuklar: Uçuğun havuzdan bulaştığı konusunda yaygın bir inanış vardır, ancak uçuk mikrobu hayatın ilk dönemlerinde kişiye bulaşmaktadır. Uçuğun tekrarlama sebebi vücut direncinin düşmesidir. Ancak havuz suyundaki klorun yaptığı tahriş veya güneş ışığı gibi nedenlerle uçuklar tekrarlayabilirler.
Mantar enfeksiyonları: Yetersiz temizlik, havuzların uzun süre kullanıma açık olması, kullanıcı sayısının fazlalığı, su sıcaklığının yüksek olması gibi nedenlerle havuzların tabanında bol miktarda mantar bulunmaktadır. Kişiye bulaştığında ayak parmak aralarında kaşıntı, sulantı, kepeklenme, kötü koku gibi belirtilere yol açmaktadır. Ayak mantarı havuzlardan, ortak kullanılan duşlardaki su birikintilerinden ve hamamlardan kolaylıkla bulaşabilmektedir. Tedavisinde dışarıdan kullanılan antifungal ilaçlar verilir.

Yüzme havuzları nedeniyle ortaya çıkabilen diğer deri hastalıkları:
Suyla temasa bağlı olarak; deriyi koruyan örtünün deri yüzeyinden uzaklaşması, özellikle kış aylarında deride kuruluğa yol açar. Yüzme havuzundan çıktıktan sonra sıvı sabun ve sıcak suyla uzun süre duş alınması da bu durumu şiddetlendirir. Yağ bazlı sabunlarla kısa süreli ve ılık bir duş alınması ve sonrasında nemlendirici ürünlerin kullanılması tedaviyi sağlar.
Yüzme havuzlarında kullanılan klora bağlı; deride kuruma, kızarıklık, pullanma oluşabilmektedir. Özellikle atopik ekzeması olanlarda cilt rahatsızlıklarında şiddetlenme olabilmektedir. Tedavide özel tedbirlere ihtiyaç duyulmaktadır.
Yüzücü gözlüğü ve boneye karşı gelişen allerjik reaksiyonlar da zaman zaman gözlemlenmektedir. Temas bölgesinde kızarıklık, kaşıntı, su kabarcıkları şeklinde ortaya çıkmaktadır. Allerji tedavisi uygulanmaktadır.
Bazı hassas kişilerde suyla temas sonrası kaşıntı olabilir veya yuvarlak, kırmızı ve kaşıntılı kabarıklıklarla seyreden ürtiker (kurdeşen) görülebilir. Bu kişilerde; diğer zamanlarda da suyla temas sonrasında aynı belirtiler ortaya çıkabilir. Bu kişilerin denize veya havuza atlayarak suyla ani temas etmeleri sakıncalıdır. Sebebinin araştırılması ve allerji tedavisi verilmesi gerekir.
Bazı yüzücülerde, havuz suyundaki klorun deriyi tahrişine bağlı olarak yüz bölgesinde ergenlik sivilcelerine benzeyen sivilceler çıkmaktadır. Bu sivilceler daha çok çene, burun kenarları ve yanaklarda oluşmakta, tedavisi ise ergenlik sivilcelerindeki gibi yapılmaktadır.
Ellerin yüzme havuzu duvarına ve havuz kenarlarına sık teması sonucu çocuklarda avuç içi ve parmak uçlarında basınç bölgelerine uyan yerlerde kızarıklıklar meydana gelebilir. Aileyi telaşlandıran bu durum ellerin hastalığa sebebiyet veren yüzeyle temasının sonlandırılmasıyla kendi kendine geriler. Uzun süren yüzme çalışmalarında; soluk alma amacıyla yüzün omuz tarafına çevrilmesi ve omuza sürtünmesi sonucu o bölgede geçici bir kızarıklık oluşabilir.
Yüzme havuzlarından yararlanırken aynı zamanda sağlığımıza da dikkat etmeyi, gerektiğinde önlem almayı tavsiye ediyorum ve özellikle açık havuzlarda güneşten koruyucu kullanımının önemini de hatırlatmak istiyorum.

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH)

(CYBH)

Ana bulaşma yolunun cinsel yol olduğu rahatsızlıklara, ‘cinsel yolla bulaşan’ hastalıklar denir. Bu tür hastalıkların önemli özelliği, kişinin bunları cinsel temasa geçtiği partnerine de bulaştırmasıdır. Bu nedenle kişide var olan hastalık tedavi edilirken, partnerin de mutlaka tedavi olması gerekir.

Ülkemiz için önemli CYBH’lar neler?
HIV enfeksiyonu, gonore, sifiliz, gonore dışı üretrit etkenleri (chlamydia, ueraplasma), genital herpes, trikomonas vaginalis enfeksiyonu, human papilloma virüsü, hepatit B ve C virüsü ülkemiz için önemli CYBH’ın başında gelir.

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar ve Açıklamaları

Şankroid (Yumuşak Çıban)
Belirtileri:
· 
Üreme organları ve anüs çevresinde ağrılı ülsere neden olabilecek, ağrılı yaralar.
· Ağrılı idrar, vajinal akıntı ya da kanama.
· Kasıklarda şişkinlik.
· HIV bulaşma riskini arttırır.

Tedavisi:
Antibiyotik kullanımıyla tedavi edilebilir. Yaraların iyileşmesi aylar alabilse de, tedavisi kolaydır. Bütün cinsel eşlerin tedavisi gerekir.

Genital Herpes
Belirtileri:
· 
Üreme organları ve anüs çevresinde yanma, kaşıntı ve ağrılı yaralar.
· Dudaklarda siğiller.
· Kadınlarda rahim ağzında, erkeklerde idrar yollarında rahatsızlıklar.
· Ateş, baş ağrısı, yorgunluk, ağrılı idrar, idrarda zorluk ve kasıklarda şişkinlik.
· Siğiller kendiliğinden iyileşecekse de, virüs kalıcıdır ve bir süre sonra yine ortaya çıkabilir.
· Bebeklerde gözleri, deriyi ve sinir sistemini etkiler. Ölüme neden olabilir.
· HIV bulaşma riskini arttırır.

Tedavisi:
Kesin tedavisi yoktur. İlaç yardımıyla yara ve ülserlerin yayılımı önlenebilir. Erken tanı ve tedaviyle, hastalığın şiddeti ve acısı azaltılabilir.

Sifiliz (Frengi)
Belirtileri:
· 
Başlangıçta, üreme organlarında ülser.
· Acısız olduğundan fark edilmeyebilir.
· Ülserler, daha sonra ağız, rahim ağzı ve diğer organlarda oluşabilir.
· İkinci aşamada, deride egzema.
· Tedavi edilmezse vücuda yayılır ve kalp, beyin gibi organlara kalıcı zararlar verir.
· Gebelik veya doğum sırasında, anneden bebeğe geçebilir.
· HIV bulaşma riskini arttırır.

Tedavisi:
Penisilin ve antibiyotiklerle tedavi edilir.

Trikomoniasis
Belirtileri:
· 
Kadınlarda vajinal yanma, kaşıntı, kokulu ve zor idrar, ağrılı cinsel ilişki.
· Gebelerde prematüre doğumlara yol açabilir.
· Erkeklerde ağrılı idrar, anormal akıntılar.
· Genellikle kendiliğinden de geçer; ancak dikkat edilmezse prostata da bulaşarak kısırlığa yol açabilir.
· HIV bulaşma riskini artırır.

Tedavisi:
Antibiyotikle tedavi edilebilir.

Genital siğiller
Belirtileri:
· 
Dış üreme organları, hazne, makat, idrar kanalı çevresinde ve boğazda, genellikle karnıbahar görünümlü, ağrısız siğiller.
· Hastalığa neden olan virüsün bazı tipleriyle, rahim boynu kanserleri arasında ilişki bulunmuştur.

Tedavisi:
Lazer ya da özel ilaçlarla siğiller yakılabilir. Cerrahi müdahale de gerekebilir. Tedavi süresince cinsel ilişkide bulunulmaması önerilir. Siğiller tedavi edilse de virüs kalıcıdır ve tekrar ortaya çıkabilir.

Kandidiazis (Mantar Enfeksiyonu)
Belirtileri:
· 
Yalnızca kadınlarda görülür.
· Üreme organlarında kaşıntı ve yanma.
· Ağrılı idrar ve cinsel ilişki.

Tedavisi:
Mantar önleyici ilaçlarla kısa sürede tedavi edilebilir.

Bakteriyel Vajinoziz
Belirtileri:
· 
Kadınlarda görülür.
· Pelvis (leğen kemiği iç bölgesi, karın üreme organlarının bulunduğu bölge) içi iltihaplanma. 
· Anormal vajinal akıntı, kasıklarda ağrı, ateş, zamansız adet kanamaları, titreme ve ağrılı cinsel ilişki.
· Ancak, genellikle hiçbir belirti görülmez.
· Yumurtalıkların zedelenmesi, kısırlık ya da ölüme neden olabilecek dış gebeliğe yol açabilir.
· İleride hastalığın tekrarlanması ve kronik kasık ağrıları da mümkündür.

Tedavisi:
PID’ın beraberinde getirebileceği olası diğer enfeksiyonlar da dikkate alınarak, birden fazla antibiyotik birlikte kullanılabilir (kombine ilaç tedavisi). Bazı koşullarda hastaların bir süre hastanede yatması da gerekebilir.

Gonore (Bel soğukluğu)

 

Belirtileri:
· 
Erkeklerde idrar yollarında, makat içinde ve boğazda iltihaplanma.
· Penis ucunda akıntı ve ağrılı idrar.
· Döl yollarına sıçraması durumunda, testislerde şişlik ve kısırlık.
· Hastalık hiçbir belirti vermeden de seyredebilir.
· Kadınlarda vajinal akıntı, kasıklarda ağrı, idrarda güçlük, düzensiz kanamalar.
· Enfeksiyon, üst üreme yollarına yayılıp pelvik iltihaplarına neden olabilir. Metodlar gerekebilir.
· Tedavi edilmezse, kan dolaşımına karışıp, eklemleri, kalbi ve beyni etkileyebilir.
· Hamileler, hastalığı bebeklerine de geçirebilirler.
· Bebeklerde körlüğe varabilecek önemli göz rahatsızlıkları ortaya çıkabilir.
· HIV bulaşma riskini artırır.

Tedavisi:
Antibiyotik kullanımıyla tedavi edilebilir. Hastanın direncine, coğrafi çevresine göre farklı metodlar gerekebilir.

Klamidya
Belirtileri:
· 
Hastaların çoğunda hiçbir belirti görülmez.
· Kadınlarda hazne ve anüs çevresinde enfeksiyon, vajinal akıntı, kasıklarda ağrı, idrarda zorluk.
· Enfeksiyon, üst üreme yollarına sıçrayıp pelvis iltihaplanmasını doğurabilir.
· Hamileler, hastalığı bebeklerine de geçirebilirler.
· Bebekte göz rahatsızlıkları ve ölümüne neden olabilecek zatürreye de rastlanabilir.
· Erkeklerde idrar yollarına ve rektuma zarar verebilir.
· Ağrılı idrar ve penisten anormal akıntılar.
· Hastalık döl yollarına sıçrarsa, testislerde şişlik ve kısırlık.
· HIV bulaşma riskini artırır.

Tedavisi:
Antibiyotik kullanımıyla tedavi edilebilir. Klamidya ve Gonore, genellikle birlikte görülürler.


Hepatit B
Belirtileri:
· 
İlk belirtileri, baş ağrısı, halsizlik, deri döküntüleri, iştahsızlık, bulantı ve kusma.
· Sonraları koyu idrar, kasık ağrıları ve sarılık.
· Belirtileri gözle görülmese de, ileride karaciğer büyümesine yol açabilir.
· Hepatit B virüsü karaciğer iltihaplanması ve buna bağlı olarak ölüme de neden olabilir.

Tedavisi:
Hepatit B’nin tedavisi yoktur. Ancak çeşitli aşılarla hastalık önlenebilir.

AIDS
Belirtileri:
· 
Vücudun bağışıklık sisteminin yıkılması sonucunda, normalde zararsız olan, hafif geçen ya da ender rastlanan bazı hastalıklar belirir.

· Lenf bezlerinde büyüme.

· Ağız, yemek borusu ve deride, tekrarlayan, inatçı uçuk, pamukçuk, yara ve lekeler.

· Nedeni bilinmeyen, uzun süreli ateş, gece terlemeleri.

· Kilo kaybı, ishal, öksürük.

· Cinsel organlarda uzun süre iyileşmeyen yaralar.

· Tüberküloz, akciğer hastalıkları, zona.

· Beyin, akciğer ve göz iltihapları.

Tedavisi:
AIDS’in tedavisi yoktur. Önleyici tedbirler alınmalıdır.

En sık karşılaşılan CYBH

En sık karşılaşılan CYBH; genital siğillere yol açan papilloma virüs enfeksiyonu, genital herpes, trichomonas ve chlamydia enfeksiyonlarıdır.

Tedavi

Tedavi edilebilenler gonore, sifiliz, chlamydia, trikomonas vaginalis enfeksiyonlarıdır. Viral enfeksiyonların bazıları (genital herpes, papilloma virüsleri, hepatit B ve C virüsleri) kısmen tedavi edilebilir. HIV enfeksiyonun ise bugün için tam olarak tedavisi mümkün değildir.

 

Korunma

En güvenilir yol cinsel etkinlikten uzak durmaktır. Bu da mümkün olmadığından korunmak için kondom kullanmak, cinsel birlikteliklerin sayısını sınırlamak ve tek eşliliğe veya arkadaşlığa yönelmektir.

 

CYBH Kısırlığa Yol Açabilir mi?

CYBH’dan biri olan chlamydia enfeksiyonları kadınlarda geçici olarak gebe kalmayı engellediği gibi, kısırlığa da yol açabilir. Chlamydia’lar erkeklerde üretrite, kadınlarda servisit ve pelvik inflamatuvar hastalığa yol açabilirler.

 

CYBH’lar Mutlaka Belirti ve Bulgu Verirler mi?

Bazı CYBH’lar kişide hiç bir belirti ve bulgu vermeyebilir. HIV enfeksiyonunda uzun yıllar kişi yakınmasız olarak yaşar ve cinsel yolla etkeni bulaştırabilir. Özellikle kadınlarda rahim ağzının enfeksiyonuna yola açan chlamydia enfeksiyonu ve gonore (bel soğukluğu) olguların yarısında hiç bir yakınmaya yol açmazlar. Bu kişiler gonore ve chlamydia enfeksiyonlarının yayılmasından sorumludurlar. Yine cinsel yolla yayılabilen hepatit B ve C virüsü taşıyıcılarının büyük bir bölümünde herhangi bir yakınma gözlenmez.

 

Hangi Belirti ve Bulgular Varlığında CYBH’dan Şüphelenilmeli?

Kuşkulu cinsel temas sonrası ortaya çıkan ve CYBH’a ait belirti ve bulgular şunlardır:

· Genital bölgede yara ve ülserler

· Kadınlarda vajinal akıntılar

· Erkeklerde idrar dışı akıntı, idrar yaparken yanma

· Kasıklarda lenf bezlerinin şişmesi

 

CYBH Kansere Yol açabilir mi?

İleride kansere yol açan veya zemin hazırlayan CYBH ve yol açtığı kanserler şunlardır:

· HPV (Human Papilloma Virüs- Genital bölgede siğiller)-Kadınlarda serviks kanseri

· Hepatit B ve C virüsü- Karaciğer kanseri

· HIV enfeksiyonu –  Beyin lenfoması, Kaposi sarkomu

 

Oral Seksle CYBH Bulaşabilir mi?

Bulaşma riski vajinal veya anal sekse göre daha az olmasına karşın gonore, sifiliz, herpes enfeksiyonları ve HIV enfeksiyonu oral seksle de bulaşabilir.

 

Bulaşma Açısından Kadınlar Daha Fazla Risk Altında mı?

Evet! Kadınların anatomik yapılarının farklılığından dolayı tüm CYBH’ın bulaşma riski kadınlarda daha fazladır.

Sifiliz (Frengi)

Sifiliz veya halk arasında bilinen ismiyle frengi, tarih boyunca çok iyi bilinen treponema pallidum adı verilen bir spiroketin yol açtığı, cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyon hastalığıdır.

Ana bulaşma yolu cinsel temastır. Bakterinin bulaşması vajinal, anal veya oral seksle olabilir. İnfekte kişiyle cinsel temas sonrası bulaşma riski yaklaşık 1/3’tür. Gebelik sırasında anneden bebeğe plasenta yoluyla da bulaşabilir.

Tuvaletlerden, kapı kollarından, yüzme havuzlarından, hamamlardan, saunalardan, giyim eşyaları ve ortak kullanılan yeme - içme araç ve gereçlerinden bulaşmaz.

Kaynak:seafoodplus.info?id=

 


Lejyoner Hastalığı

yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde Amerikan Lejyonerleri arasında düzenlenen bir organizasyonda, katılımcılar arasında yaşanan bir salgın sonucunda tanımı yapılan Lejyoner hastalığı, ateşli zatürre hastalığının bir türüdür. Organizasyondaki salgında hastalanan kişiden 29’u hayatını kaybetmiştir.

Lejyoner Hastalığı Nedir?

Lejyoner hastalığı, legionellaceae familyasına ait legionella pneumophila isimli bir bakterinin sebep olduğu bir tür akciğer enfeksiyonudur. Legionellaceae familyası dahilinde 62 tür bakteri bulunmasına rağmen, içlerinde en bulaşıcısı ve hastalığa neden olanı legionella pneumophila bakterisidir.

Lejyoner hastalığına sebep olan bu bakteri, hafif ateşli hastalığa yol açtığı gibi hızlı ve ölümcül bir zatürreye dönüşme riskini de taşır. Bununla beraber, alt solunum yoluyla tüm bünyeyi sistematik bir şekilde etkileyebilir ve hastaları ağır komaya sürükleyebilir. Hastalık, bakteri bulaştıktan sonra iki ila on gün arasında ortaya çıkar. Erken tanı koyulmadığı ve müdahale edilmediği takdirde ölümcüldür. Belirli laboratuvar testleri sonucunda tanı konur ve tedavi sürecine başlanır.

Lejyoner Hastalığı Nereden Bulaşır?

Legionella pneumophila, toprakta ve doğal sularda yaşayan bir bakteridir. Banyolar, havuzlar, saunalar, hamamlar, klimalar, jakuziler, suyla çalışan soğutma ve ısıtma sistemleri gibi sistemlerdeki kirlilik sayesinde hızlıca çoğalabilir ve solunum yoluyla bulaşır. Bakterinin 25 ile 55 derece arasındaki sularda daha hızlı ürediği tespit edilmiştir.

Lejyoner hastalığının oteller gibi yaygın havalandırma sistemi bulunan ve kalabalık ortamlarda daha sık bulaştığı gözlemlenmiştir. Bunun en büyük nedeni; bu gibi yapılarda yer alan sıhhi tesisatların temizlenme sıklığının seyrek olması ve burada birikmiş sularda bakterinin hızla üreyebileceği bir ortam oluşmasıdır. Günümüzde büyük ofislerde ve alışveriş merkezlerinde bulunan bazı klimaların kullandığı sularda da legionella pneumophila bakterisi üreyebilir ve aynı şekilde, solunum yoluyla bulaşabilir. Bu bakteri insandan insana bulaşma özelliğine sahip değildir.

Lejyoner Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Legionella pneumophila bakterisinin sebep olduğu iki tanımlı hastalık vardır. Bunlar; Pontiak ateşi ve Lejyoner hastalığıdır. Bu iki hastalık, belirtilerine göre birbirinden ayırt edilebilir.

Pontiak Ateşinin Belirtileri

Pontiak ateşi, Lejyoner hastalığından daha hafif seyreden bir hastalıktır. Semptomları ateş ve kas ağrılarıdır. Bu hastalık genellikle bir haftadan kısa sürer. Pontiak ateşinin Lejyoner hastalığından farkı, hastalığa yakalanan kişinin akciğerlerini etkilememesidir.

Lejyoner Hastalığının Belirtileri

Lejyoner hastalığı, Pontiak ateşine göre daha ağır semptomlarla kendini gösterir. Belirtileri şunlardır:

  • Nefes darlığı,
  • 40 derece ve üzeri ateş,
  • Kas ağrıları,
  • Baş ağrısı,
  • Göğüs ağrısı,
  • İshal,
  • Mide bulantısı,
  • Kusma,
  • Baş dönmesi,
  • Yorgunluk,
  • Psikolojik durum değişiklikleri.

COVID ve Lejyoner Hastalığı

COVID hastalığı ile çok benzer belirtiler gösteren Lejyoner hastalığının, enfekte olan kişilerde taşıdığı ölüm riski COVID’a göre daha yüksektir. Ancak bu hastalık, COVID enfeksiyonunun aksine insandan insana bulaşmaz. Asya bölgesinde yapılan son araştırmalar, COVID hastalığına yakalanmış insanların %20’sinde Legionella bakterisinin tespit edildiğini ortaya koymuştur.

Lejyoner Hastalığı İçin Risk Altında Olan Gruplar

Lejyoner hastalığı ağır bir zatürreye dönüşme riski taşıdığı için, risk grubundaki kişiler için hastalığın can kaybıyla sonuçlanması olasıdır. Hastalık Kontrol Merkezi (CDC) risk gruplarını şu şekilde sıralamaktadır:

  • 50 yaş üstündeki kişiler,
  • Sigara kullanan veya kullanmış kişiler,
  • Kronik akciğer rahatsızlığı olan kişiler (kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) veya amfizem gibi),
  • Bağışıklık sistemi zayıf olan veya bağışıklık sistemini zayıflatan ilaçlar kullananlar,
  • Kanser hastaları,
  • Diyabet, böbrek yetmezliği veya karaciğer yetmezliği hastalıklarına sahip olanlar.

Lejyoner Hastalığından Korunma Yolları

Lejyoner hastalığını önleyecek bir aşı bulunmamaktadır. Ancak bakterinin çoğalmasını önlemek için alınabilecek tedbirler mevcuttur. En önemli ve etkili yöntem; oteller, apartmanlar, alışveriş merkezleri gibi alanlardaki su tesisatlarının bakımının düzenli olarak yaptırılmasıdır. Bunun yanında alınabilecek diğer önemli önlemler de şu şekilde sıralanabilir:

  • Muslukların ve duş başlıklarının su bulunan bölümleri sürekli temiz tutulmalıdır.
  • Soğuk su kullanılan cihazlarda, suyun 20 derecenin altında kalmasına dikkat edilmelidir.
  • Sıcak su daima dolaşım halinde kalmalıdır. Uzun süre bekleyen sıcak su, kullanılmadan önce birkaç dakika vücuda temas etmeyecek şekilde akıtılmalıdır.
  • Klima sistemlerine erişen borular düzenli olarak temizlenmelidir.
  • Soğuk su tanklarının içi uygun aralıklarla dezenfekte edilmelidir.
  • Kaloriferler her yıl dezenfekte edilmelidir.
  • Spa havuzu ve jakuzi gibi alanlarda suyun en az yarısı günlük olarak değiştirilmeli, bütün sistem haftada bir defa dezenfekte edilmelidir.

Ayrıca bireysel olarak, tıpkı COVID ile mücadelede olduğu gibi, kişisel hijyene özen gösterilmedir.

Lejyoner Hastalığının Tedavisi

Lejyoner hastalığı, eğer erkenden tanı konulabilirse, antibiyotiklerle kolayca tedavi edilebilir. Ancak enfeksiyon zatürreye yol açtıysa, hasta hastaneye yatırılarak tedavi edilmelidir. Zatürrenin legionella pneumophila kaynaklı olup olmadığı idrar tahlili veya balgam kültürü sayesinde belirlenir. Teşhis konulduktan sonra doktor kontrolünde antibiyotikler kullanılarak, gerekirse oksijen desteğiyle tedavi gerçekleştirilir. Risk grubunda yer almayan kişilerde tedavi çoğunlukla başarılı olsa da hastalık vakalarında ölüm oranının 10’da 1 olduğu saptanmıştır.

Hamam, havuz vb. yerlerde bakterilerin ya da bulaşıcı hastalıklar fazla olmasının sebepleri nelerdir?

Sorulara Dön
Deniz ile havuz arasında suyun tuzluluk oranı ya da fiziksel anlamda durgunluk ve akıcılık anlamında farklar olduğundan bakteriler daha kolay çoğalabilirler havuzda ama hamam gibi doğal kaynak suların olduğu ortamlarda neden durum denizde olandan farklıdır

görüntülenme

Cevap Ver

  • Soruyu Takip Et
  • Raporla
  • Mantık Hatası Bildir

Cevap Ver

Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.

Sorulara Dön

Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın % okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katmak için hemen buraya tıklayın.

Popüler Yazılar

EA Akademi

Evrim Ağacı Akademi (ya da kısaca EA Akademi), yılından beri ürettiğimiz makalelerden oluşan ve kendi kendinizi bilimin çeşitli dallarında eğitebileceğiniz bir çevirim içi eğitim girişimi! Evrim Ağacı Akademi'yi buraya tıklayarak görebilirsiniz. Daha fazla bilgi için buraya tıklayın.

Etkinlik & İlan

Bilim ile ilgili bir etkinlik mi düzenliyorsunuz? Yoksa bilim insanlarını veya bilimseverleri ilgilendiren bir iş, staj, çalıştay, makale çağrısı vb. bir duyurunuz mu var? Etkinlik & İlan Platformumuzda paylaşın, milyonlarca bilimsevere ulaşsın.

Podcast

Evrim Ağacı'nın birçok içeriğinin profesyonel ses sanatçıları tarafından seslendirildiğini biliyor muydunuz? Bunların hepsini Podcast Platformumuzda dinleyebilirsiniz. Ayrıca Spotify, iTunes, Google Podcast ve YouTube bağlantılarını da bir arada bulabilirsiniz.

Aklımdan Geçen

Komünite Seç

Aklımdan Geçen

Fark Ettim ki

Bugün Öğrendim ki

İşe Yarar İpucu

Bilim Haberleri

Hikaye Fikri

Video Konu Önerisi

Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?

yılında bilim iletişimine güç katın!

Bu yıl sayfamızda gezdiniz.

Evrim Ağacı, Türkiye'nin en büyük, en çok ziyaret edilen, en güvenilir popüler bilim sitesi. Ancak bulunduğumuz noktaya oturduğumuz yerden gelmedik: yılından beri gece gündüz demeden çalışıyoruz. yılı sitemizi ve diğer tüm iletişim araçlarımızı baştan yarattığımız müthiş bir yıl olacak. Ancak bunu sürdürülebilir kılmamız için sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Çünkü biz bu işi hobi olarak yapmıyoruz; Evrim Ağacı bizim yegane mesleğimiz, tek görevimiz. yılında da bunu yapmaya devam edebilmek için bize yardımcı olabilirsiniz. Tek seferlik destek olun veya daha iyisi, aylık destekçilerimiz arasına şimdi katılın.

Evrim Ağacı Logo

Kreosus (₺)YoutubePatreonDiğer Yöntemler

Geri Bildirim Gönder
Evrim Ağacı

Evrim Ağacı

Türkiye'deki bilimseverlerin buluşma noktasına hoşgeldiniz!

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close

“ Cesaret, erdemdir ve cesur olmanın tek yolu cesaret etmektir. Nasıl ki yüzme öğrenmek için yüzmeniz gerekirse, cesur olmak için de cesaret gerekir.”
Marie Daly

Bilim İçin 30 Saniyeniz Var mı?

Evrim Ağacı, tamamen okur ve izleyen desteğiyle sürdürülen, bağımsız bir bilim oluşumu. Ücretsiz bir Evrim Ağacı üyeliği oluşturmanın çok sayıda avantajından biri, sitedeki reklamları %50 oranında azaltmak (destekçilerimiz arasına katılarak reklamların %'ünü kapatabilirsiniz). Evrim Ağacı'nda geçirdiğiniz zamanı zenginleştirmek için, sadece 30 saniyenizi ayırarak üye olun (üyeyseniz, giriş yapmanızı tavsiye ederiz).

Üye Ol

Giriş Yap

Üyeliğin Avantajları

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir