hamdolsun ne zaman denir / HAMD - TDV İslâm Ansiklopedisi

Hamdolsun Ne Zaman Denir

hamdolsun ne zaman denir

Hamd ve şükür arasındaki fark nedir? Hastalığa şükretmek mi hamd etmek mi gerekir?

Değerli kardeşimiz,

Hamd : “Bir ihsana karşı kalbin medih ve şükür duygularıyla dolması ve o ihsan sahibini tâzim etmesi”

Hamd ile şükür ilişkisi umum husus olarak özetlenebilir. Yani her şükür aynı zamanda bir hamddir. Ancak her hamd şükür değildir. Hamd, bize ve bütün mahlukata yapılan ikram ve izetleri Allah'a takdim etmektir. Şükür ise daha hususi olarak bize yapılan ikramlara karşılık gelir. Bu nedenle şükür kelimesi hamdin yerini tutamaz. Hamd daha geniş ve şumüllüdür.

Kur’an’ın hülâsası olan Fatiha sûresi, “Âlemlerin Rabbine hamd” ile başlar. Demek ki âlemlerin terbiye edilmeleri insan için bir ihsan, bir ikramdır; Ona Rabbinin bir lütfudur.

Güneş bir terbiyeden geçmiş de ziya veriyor, ısı veriyor; gezegenlerini etrafında döndürüyor. Onu böylece terbiye eden Allah’ı medih ve sena ederiz. Bir de bu terbiyenin insana bakan ciheti var. Güneşin böylece terbiye görmesi sayesinde insanoğlu ondan istifade edebiliyor. Yâni, bu terbiye insana bir ihsan. Bu ihsana karşı da Rabbimize şükür borçluyuz. İşte hamd, bu medihle bu şükrü birlikte ifade eden mühim bir zikir.

Oksijenle hidrojeni ayrı ayrı terbiye eden, sonra bunların ikisini yeni bir terbiyeden geçirerek su hâline getiren Rabb-ül Âlemin’e hamdederiz. Zira, su yaratmak, nehir, göl, deniz yaratmak Allah’ın azim bir sanatı olduğu gibi insanoğluna da büyük bir ihsanıdır.

Gözümüzü görmeğe, elimizi tutmağa, ciğerimizi solunuma uygun olarak terbiye eden Rabbimize hamdederiz.

Dünyanın Güneş etrafında, Ay’ın da Dünya etrafında döndürülmesi büyük bir kudret tecellisi olduğu gibi, insan için büyük bir İlâhî ihsandır ve ikramdır. Onları böylece terbiye eden Allah’a hamdederiz.

Mü’minler için cenneti, kâfirler için cehennemi terbiye eden Hâlıkımıza hamdederiz.

Kur’an-ı Kerim'in “Rabb-ül Âlemin’e” hamd ile başlayıp, “Rabbünnâsa” sığınmakla son bulması ne kadar mânidardır. Rabb-ül Âlemin; bütün âlemlerin terbiye edicisi. Rabbünnas da insanı bütün organlarıyla ve bütün duygularıyla terbiye eden Allah. Âlemlerin terbiyesi, insana baktığı, insanın faydalanmasına en uygun şekilde yapıldığı için, âlemleri terbiye eden ancak insanın Rabbidir. Bir diğer ifadeyle insanın Rabbi ancak âlemleri terbiye eden zât olabilir. İşte insan bu tabloyu tefekkür ettiğinde ruh ve kalbi sonsuz bir minnet, medih ve şükür ile dolar. Allah’a sonsuz hamdeder.

Fikrimize kâinat kitabını okuma gücü veren, kalbimize iman ve marifeti yerleştiren Rabbimize hamdederiz. Kalb gözümüzü hidayetiyle açması ve bize kendini bildirmesi, tanıttırması, sevdirmesi, Allah’ın en büyük bir ihsanı bir ikramı olduğu kadar, en ince bir san’atıdır da. Dünün nutfesi bugün Rabbini tanıyor, O’nu seviyor, O’nun san’atlarını tefekkür edebiliyor.

San’atkârını bilen eser, kâtibini tanıyan kitap Bunlar beşer hayâlinin erişemeyeceği noktalar. İşte hidayetle nurlanan bir mü’minin kalbi, Allah’ın böyle harika bir san’atı.

İnsan kendisinde tecelli eden bu kemal için hem Rabbini medih ve sena eder, hem de bu büyük lütuf karşısında O’na sonsuz derecede şükreder.

Hamd sadece insana mahsus değil. Diğer mahlûkların da en azından hâl diliyle hamdleri vardır. Bir yıldız, Allah’a hamdeder; yok iken var olduğu için. Zira, yoğu var etmek hem İlâhî bir san’at, hem de o yıldıza bir ihsandır.

Bir çiçek de Allah’a hamdeder. Suyu, toprağı terbiye ederek çiçek hâline getirdiği için Allah’ı hâl diliyle medih ve sena ettiği gibi, kendisine çiçek olmayı lütfettiği için de yine Rabbine şükreder. İşte bu medih ve şükür onun hamdidir.

Diğer varlıkları da bunlara kıyas ettiğimizde, her varlığın Allah’ı tesbih ettiği gibi O’na hamd de ettiğini bir derece hissedebiliriz.

* * *

İnsan, başına gelen musibeten dolayı şükretmesi gerekir. Ayrıca her şükür bir hamddir.

Şükretmek, sabretmenin bir alameti olduğu gibi Allah'tan gelen her şeye razı olmanın göstergesidir. Bu bakımdan gelen hastalıklara şükretmek de kulun Rabbine teslimiyetinin ve onun rızasından başka bir şeyi gözetmediğinin delilidir.

Şükretmekle hastalık artmaz, belki hastalıktan gelen ısdıraplar ve meyusiyetler azalır.

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

Hamd Duası T&#;rk&#;e, Arap&#;a Okunuşu Ve Anlamı: Hamd Etmek İ&#;in Okunabilecek Dualar Nelerdir?

Hamd Duası Nedir?

Hamd duası Allah'ın bu dünyada bizlere bahşettiği bütün her şeye teşekkür etmek amacı ile yapılan ve bereketi artıran bir ibadet türü olmaktadır. Alimler duanın sabah ile akşam zamanlarında okunmasının oldukça hayırlı olduğuna işaret ederler. Sabah namazlarında ve akşam namazlarının sonrasında hamd duası okunarak Allah'a teşekkür edebilmek mümkündür. Şükür duasının faziletleri bir hayli fazladır. Bazı alimler okunmasının, kalpleri ferahlattığını, zihinleri geliştirdiğini ve huzuru arttırdığını söylemektedir.

Hamd Duasının Arapça Okunuşu Nasıldır?

Hamd duasının Arapça okunuş şekli: "Allahümme inni es'elüke min hayri ma seeleke minhü nebiyyüke Muhammedün. Ve'neuzü bike min şerri meste'azeke minhü nebiyyüke Muhammedün. Ve ente'l müstean ve aleyke'l belağ ve la havle ve la kuvvete illa billah." Şeklinde olmaktadır.

Hamd Duasının Türkçe Okunuşu Nasıldır?

Hamd duasının Türkçe okunuş şekli şu şekilde olmaktadır: "Allah'ım senin peygamberin Muhammed'in senden dilediklerini bende dilerim. Peygamberin sana sığındığı şerlerden bizler de sana sığınırız. Yardım fakat senden dilenir ve beklenir. İnsanı dünya ve ahiretin muradına eriştiren fakat sensin. Günahtan kaçmak için güç, ibadet edebilmek için kuvvet fakat Allah'ın yardımı ile kazanılır."

Hamd Duası Nasıl Yapılır?

Hamd, Allah'ın bizlere verdiklerine teşekkür amacı ile yapılmaktadır. Peygamber efendimiz, müjdeli bir haber aldığında hamd duası yapmaktadır. Şükür namazına kalkmaktadır. Şükür duası yapabilmek için abdest almanın fazileti de alimler tarafından bildirilmektedir. Bir kişi şükür duası yapmak ister ise, bundan önce temizlenmelidir. Abdestini almalıdır ve duaya başlamalıdır. Bireyin namaz sonrasında duayı yapması çok daha faziletli olacaktır. Bunun sebebi ise peygamberimizin bu şekilde yapmış olmasıdır. Şayet ki kişinin abdest alabilecek ve namaz kılacak olanağı yoksa hamd duası yapabilmektedir. Hamd duası abdeste ve namaza koşullu bir şekilde yapılmamaktadır. İstenildiği durumda daima her yerde Allah'a dönüp, el açılarak ya da içten yapılabilmektedir.

Hamd Etmek İçin Okunacak Dualar Nelerdir?

Bir nimete kavuşunca ya da beklenen güzel nitelikteki bir haberi duyunca, Allah’a şükür ile dua edilmelidir. Bu durum, “el-hamdülillah” diyip yerine getirilebileceği gibi, “Allah’ım sana hamd olsun ve sana şükürler olsun”, insanlara karşıysa; “Allah senden razı olsun ya da Allah sana mükâfatını versin” şeklinde olan dualar yapmak ve teşekkür etmek ile de yerine getirilmektedir.

Hmad Duasının Faziletleri Nelerdir?

Hamd duasının faziletleri bir hayli fazla olmaktadır. Her şeyden bütün dünyanın malı veya mülkü verilse dahi kazanılamayan huzuru artırmaktadır. İnsanın hem bedenen hem de zihnen daha sağlıklı olmasını sağlamaktadır. Allah'a karşı kalpten yapılan hamd duası, verilmiş olan nimetlere karşı teşekkür edildiğini belirtmektedir.

Sual: Yeni türeyen bazı kimseler, (Nasılsın diyene elhamdülillah denmez, şükürler olsun demek gerekir) diyorlar. Böyle bir şey var mıdır?

CEVAP: Elhamdülillah denmez demek çok yanlıştır. Elhamdülillah diyerek hamd etmek çok uygundur. Hamd ile şükür arasında bazı farklar vardır:

Hamd, bütün nimetleri Allahü teâlânın yarattığına ve gönderdiğine inanmak ve söylemektir. Şükür, bütün nimetleri İslamiyet'e uygun olarak kullanmak demektir. Yani, hamd kalb ve dil ile; şükür ise fiilen yapılır.

İmam-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:

Hamd etmek, şükretmekten daha kıymetlidir. Çünkü şükretmekte nimetleri göz önündedir. Hamd ederken nimetleri de, elemleri de sevilmektedir. Çünkü Allahü teâlânın verdiği elemler, nimetler gibi güzeldir. Hamd devamlıdır. Nimet zamanında da, sıkıntılı hâllerde de hamd edilir. Şükür ise nimet zamanlarında olur, nimet kalmayınca, ihsan bitince şükür de kalmaz. (2/33)

Demek ki, şükür sadece nimet verildiği zaman oluyor. Hamd ise, nimet de olsa, sıkıntı da olsa Allahü teâlâdan geldiği için onu memnuniyetle karşılamaktır. Bu, çok kıymetli bir şey ise de, böyle her zamanda hamd eden azdır.

İSYAN ETMEK NE DEMEK?

Sual: Bir belaya, bir hastalığa isyan etmek nasıl olur? (Hastayım) demek isyan mıdır?

CEVAP: İsyan etmek günah işlemek demektir. Her günah, Allahü teâlâya isyandır.

(Allahü teâlâ bu hastalığı bana niye gönderdi?) diye bağırıp çağırmak isyan olur. Şakik-i Belhî hazretleri, (Musibete sabretmeyip feryat eden, Allahü teâlâya isyan etmiş olur. Ağlamak, sızlamak, bela ve musibeti geri çevirmez) buyuruyor. Üç hadis-i şerif:

(Allah'ın sevdikleri, belaya uğrar. Sabreden mükâfata, sızlanan cezaya kavuşur.) [İ. Ahmed]

(Derdini açıklayan sabretmiş olmaz.) [İ. Maverdî]

(Uğradığı belayı gizleyenin günahları affolur.) [Taberanî]

Âcizliğini belirtmek, dua istemek, doktora hâlini belirtmek gibi hususlar için hasta olduğunu söylemek isyan olmaz.

Belaya sabretmek, hattâ şükretmek lazımdır. Allahü teâlâdan gelen her şeyi severek kabul etmeliyiz.

Yazıyı PaylaşYazıyı Kaydet

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir