hamilelerde tokluk kan şekeri kaç olmalı / Hamilelikte şeker hastalığı | Anadolu Sağlık Merkezi

Hamilelerde Tokluk Kan Şekeri Kaç Olmalı

hamilelerde tokluk kan şekeri kaç olmalı

Hamilelik (gebelik) şekeri (diyabet)

Gebelik şekeri nedir?

Daha önceden diyabeti olmayan bir anne adayında ikinci trimester ve sonrasındaki bir zamanda diyabet ortaya çıkmasına gestasyonel diyabet (gebelik şekeri) adı verilir.

Gebelikte fetusun gelişmesini sağlamaya yönelik olarak glikoz metabolizmasında önemli değişiklikler meydana gelir.

Plasentadan salgılanan HPL (Human placental lactogen) adlı hormon gebelikte fetusa yeterince glikoz gitmesini sağlamak amacıyla insülinin kan şekerini düşürücü etkisini frenler.

Böylece gebelikte doğal bir hiperglisemi (şeker seviyesinde yükselme) eğilimi ortaya çıkar. Bu eğilim bazen patolojik boyutlara ulaşabilir.

Özellikle HPL'nin en etkili olduğu gebelik haftasından itibaren anne adayı diyabetik hale gelebilir.


Video: Gebelik şekeri nasıl belirti verir? - Şeker tarama ve yükleme testi ne işe yarar?


Gestasyonel diyabet kimlerde görülür?

Gebelik şekeri tüm anne adaylarının yaklaşık %5'inde ortaya çıkar. Gebelikle beraber görülen şeker hastalıklarının %90'ı gestasyonel diyabet özelliklerini taşır.


Video: Hiç tatlı ve şekerli yiyecek tüketilmese de gebelik şekeri oluşabilir mi?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Gestasyonel diyabet gelişme riskinin yüksek olduğu anne adayları

  • Daha önce ölü doğum yapmış, anomalili bebek doğurmuş, iri bebek ( gram üzerinde) doğurmuş; birden fazla sayıda düşük yapmış olan;
  • daha önceki gebeliğinde gestasyonel diyabet geçirmiş olan;
  • gebelik öncesi kilosu normalden fazla olan;
  • yaşı ileri olan (35 yaş ve üzeri);
  • birinci derece akrabalarından birinde diyabet olan;
  • tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu ya da mantar enfeksiyonu olan anne adaylarında;
  • Mevcut gebeliğinde bebeği gebelik haftasına göre daha iri olan;
  • gebelik esnasında fazla kilo almış olan;
  • nedeni açıklanamayan polihidramniyos (amniyos sıvısının artması) saptanan;
  • gebelikte idrarda glikoz çıkışı saptanan ya da diyabet belirtileri gösteren (çok yemek yeme ve su içme, bol idrar yapma gibi) anne adaylarında gestasyonel diyabet mevcut olabilir ya da gebeliğin kalan kısmında gelişebilir.


Gestasyonel diyabet tanısı nasıl konur?

Gebelikte şeker hastalığı tarama testi (PPG):

Gebelik şekeri tanısı konan anne adaylarının yarısında yukarıda bahsedilen risk faktörlerinden hiç biri bulunmaz. Bu nedenle hiç bir şikayeti olmasa bile tüm anne adayları gebelik haftalarında, diyabet gelişme riskinin en yüksek olduğu dönemde şeker hastalığı tarama testine tabi tutulurlar.

Postprandial glikoz (gıda alımı sonrası glikoz) (PPG) testinde gıda alımından bağımsız olarak(yani tok da yapılabilir)  herhangi bir zamanda suda çözünmüş 50 gram saf glikoz içilmesinden bir saat sonra tokluk kan şekeri ölçülür. Bu testte bozukluk çıkması mutlaka diyabet olduğunu göstermez.

50 gram testi yüksek çıkan anne adaylarına gram ile Oral glikoz tolerans testi (şeker yükleme testi) (OGTT) uygulanarak kesin tanı konur. PPG'de bozukluk çıkan anne adaylarının ancak %15'lik kısmında gestasyonel diyabet saptanır.



Gebelikte şeker hastalığı tanı testi (Şeker yükleme testi) (OGTT)

12 saatlik bir açlık süresi sonunda açlık kan şekeri ve suda çözünmüş gram glikozun içilmesinden bir, iki ve üç saat sonra damardan kan alınarak tokluk kan şekeri ölçümü yapılır. Bu dört ölçümden iki ya da daha fazlasının yüksek çıkması durumunda gestasyonel diyabet tanısı kesinleşir.

Ölçümlerden yanlızca biri patolojik çıkan anne adayları yakın takibe alınır. Bu anne adaylarında gerekirse belli bir süre sonra OGTT tekrarlanır.

Gestasyonel diyabet gelişme riski yüksek olan anne adaylarında tanı için şeker tarama testi (PPG) değil, direkt olarak şeker yükleme testi (OGTT) yapılır. Test normal çıksa bile gebelik haftaları arasında gerekirse tekrarlanır.

Bazı ülkelerde ve bazen de bizde 75 gram glikoz ile tek basamak şeker tarama-yükleme testi yapılır ve bu testte çıakn değerlere göre gebelik şekeri kesin tanısı konabilir.


Video: Şeker tarama ve yükleme testlerinde anne adaylarının içtiği glukoz aslında ne? Zararlı olabilir mi?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Gebelik şekerinin yarattığı tehlikeler nelerdir?

Gestasyonel diyabet tanısı konduktan sonra tedavi ya diyet+egzersizle ya da insülin kullanılarak yapılır. Tablet şeklindeki şeker düşürücü ilaçlar gebelikte bu amaçla genellikle kullanılmazlar.

Anne adayları genellikle insülin tedavisinden korkarlar ve bebeklerinde de şeker hastalığı ortaya çıkacağı endişesi taşırlar. Kan şekerlerini normale döndürerek bebekte gebelik döneminde veya doğum sonrası ilk günlerde ortaya çıkması muhtemel durumların önüne geçilmesi açısından insülin tedavisi oldukça başarılıdır. Bu nedenle insülin tedavisi önerilen anne adaylarının bu tedaviyi korkmadan kabul etmeleri ve uygulamaları önemlidir.


Video: GEBELİKTE HORMON TAKVİYESİ: GEBELİK ŞEKERİNDE İNSÜLİN, TİROİD EKSİKLİĞİNDE T4 HORMONU KULLANIMI

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Kontrol altına alınmamış gebelik şekerinde anne adayı için var olan tehlikeler

Gestasyonel diyabette Tip I diyabetin aksine ketoasidoz ("şeker koması") daha az görülür.

Gestasyonel diyabet uygun bir şekilde kontrol altına alınmazsa piyelonefrit (böbrek enfeksiyonu) gibi ciddi enfeksiyonların ortaya çıkma olasılığı artar. Dirençli vajinal kandidiyazis (mantar) gelişebilir.

Gestasyonel diyabette ve özellikle de diyet ile kontrol altına alınabilen tipinde preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) gelişme riski normal gebeliklerle eşittir.

Kontrol altına alınmamış gebelik şekerinde bebek için varolan tehlikeler:

Gestasyonel diyabet bebekte organ gelişimi tamamlandıktan sonra ortaya çıkan bir durum olduğundan bu anne adaylarının bebeklerinde anomali ortaya çıkma riski normal gebeliklerle eşittir.

Kan şekerinin yüksek seyretmesi gebeliğin tüm dönemlerinde bebeğin anne karnında aniden ölme riskini artırır. Bu risk özellikle kan şekeri kontrolü ve tedavisini aksatan anne adaylarında daha yüksektir.

Kan şekeri yüksekliği kontrol altına alınamayan gestasyonel diyabet bebeğin normalden iri olmasına, amniyon sıvısının artmasına neden olabilir.

Gestasyonel diyabetlilerin, özellikle de kan şekeri kontrol altına alınabilen anne adaylarının bebeklerinin akciğer olgunlaşmasının normal anne adaylarına göre daha geç olduğuna dair bir bilimsel veri yoktur. Kontrolsüz gestasyonel diyabet ise bebeğin akciğerlerinin olgunlaşmasını geciktirebilir.

Kontrol edilmemiş gestasyonel diyabeti olan anne adaylarının bebeklerinde antenatal dönemde fetal distres (bebekte oksijen azlığı) gelişme riski normal gebeliklere göre çok daha fazladır.

Kontrol altına alınmamış gebelik şekeri bebeğin irileşmesine neden olabilir. İri bebeğin doğumu esnasında doğum eyleminin yavaş seyretmesi ya da durması yanında, vajinadan çıkım esnasında omuz takılması problemi ortaya çıkabilir.

Bebek doğduktan sonra da özellikle doğum eyleminin hemen öncesinde ya da doğum eylemi esnasında kan şekeri yüksek seyreden annelerin bebeklerinde başta hipoglisemi (kan şekeri düşmesi), hipokalsemi (kalsiyum düşüklüğü) ve hiperbilirubinemi (bilirubin yüksekliği, yenidoğan sarılığı) olmak üzere yenidoğan problemleri ortaya çıkabilir.

Tüm bu sayılanlar gestasyonel diyabet tanısı konduktan sonra diyet ya da gerektiği durumlarda insülin kullanılarak kan şekerinin etkili bir şekilde kontrol altına alındığı durumlarda daha az sıklıkla ortaya çıkar.

Bu nedenle gestasyonel diyabeti olan anne adayı tanı konduktan sonra tüm gebelik boyunca sıkı bir takipte tutulur, normal gebelikten daha fazla sayıda kontrole çağırılır ve daha fazla sayıda tetkik yapılır.


Video: Gebelik şekeri anne adayında ve rahim içindeki bebekte nasıl belirti verir? (amniyon sıvısı artışı)


Gebelik şekeri olan anne adaylarında yaklaşım

Diyabetli anne adayının gebelik muayeneleri

Diyabet tanısı konan anne adayının takibi normalden farklıdır. Tanı konduktan hemen sonra ya da önceden diyabetli olduğu bilinen bir anne adayında genel gebelik muayeneleri yapıldıktan sonra tüm vücut sistemleri ayrıntılı olarak gözden geçirilir. Bu anne adayları daha sık aralıklarla antenatal kontrollere çağırılır ve bu antenatal kontrollerin her birinde evde kendi kendine aç ve tok karnına yaptığı kan şekeri ölçümleri değerlendirilerek diyetin ve/veya insülin tedavisinin etkinliği gözden geçirilir. Gerekli durumlarda tek başına diyet tedavisinden vazgeçilerek diyet+insülin tedavisine geçilir. İnsülin tedavisi yetersiz geldiği görülen anne adaylarının insülin dozları tekrar ayarlanır. Belli bir gebelik haftasından sonra fetal iyilik hali testlerine (NST) başlanır.

Gestasyonel diyabeti olan anne adayı gebelik boyunca kan şekerini evinde düzenli olarak kontrol etmeli, verilen diyete ve alıyorsa insülin tedavisine uymalı ve doktorunun çağırdığı aralıklarla kontrole gelmelidir. Kontrollerde insülin dozlarının tekrar ayarlanması, ya da diyetin tekrar ayarlanması veya yanlızca diyet alanlarda diyete ek olarak insülin tedavisine geçilmesi gerekebilir.

  • Kontroller esnasında ultrason incelemesiyle bebekte irileşme, polihidramniyos (amniyos sıvısı artışı) aranır. Bu bulgular kan şekerinin kontrolden çıktığının önemli belirtileri olabilir.
  • Üç aylık şeker ortalaması olan HbA1C ve kabaca bir-iki haftalık kan şekerini yansıtan fruktozamin incelemesi de belli aralıklarla tekrarlanır.
  • Belli bir gebelik haftasından sonra (genellikle hafta) fetusun iyilik hali NST gibi testlerle değerlendirilir.
  • Anne adayının bebek hareketlerine duyarlı olması gerekir. Her bebeğin kendine özgü hareket etme alışkanlığı vardır. Anne adayı bebeğinin az oynamaya başladığını fark ettiğinde bu durumu doktoruna haber vermelidir.
  • Gestasyonel diyabeti olan ve insülin kullanan anne adayı belli bir gebelik haftasından sonra (genellikle hafta) gerekirse hastaneye yatırılarak izlenir. Bu aşamada fetal iyilik hali testleri sıklaştırılır, kan şekerleri düzenli olarak kontrol edilmeye devam edilir ve gerekirse tekrar insülin doz ayarlaması yapılır. Gebeliğin sonuna doğru doğum şekli hakkında karar verilir.


Doğumun zamanı ve şekli konusunda karar verilmesi

İri bebek ya da başka bir nedenle sezaryen gerekli değilse gestasyonel diyabetli anne adayı normal doğum yapabilir.

Normal doğum yapmasına izin verilen anne adayları doğum eylemi esnasında CTG ile sürekli bebek kalp atışları monitorizasyonuna tabi tutulurlar ve en ufak bir olumsuzluk bulgusunda doğum sezaryen ile gerçekleştirilir.

Diyabetik anne adayının doğum yapacağı hastanenin yenidoğan ünitesinin diyabetik anne çocuğu bakımı konusunda tecrübesi olmalıdır.

İnsülin kullanan gestasyonel diyabetli annelerde doğumun hemen sonrasında insülin ihtiyacı azaldığından insülin dozları tekrar ayarlanır.

Gebeliklerinde gestasyonel diyabet tanısı konmuş annelere lohusalık bitiminde 75 gram glikozla OGTT (şeker yükleme testi) uygulanır. Bu test normal çıksa da annenin sonraki gebeliklerinde ya da hayatının ileriki dönemlerinde şeker hastalığına yakalanma riskinin diğer insanlara göre daha fazla olduğunu bilmesi gerekir.


Video: Gebelik şekeri tanısı nasıl konur? Şeker tarama testi dışında bir yöntem var mıdır?


bu aşamadan sonraki bilgiler şeker hastalığıyla ilgili genel bilgiler ve gebeliğe şeker hastalığı ile başlamış olan anne adayları için gerekli bilgilerdir.

Diabetes mellitus (Şeker hastalığı) hakkında genel bilgiler

Diabetes Mellitus latince'de "ballı idrar" anlamına gelen bir kelimedir. Şeker hastalığının ilk zamanlarında muhtemelen hastanın idrarının tadına bakılarak tanı konmaktaydı. Kan şekeri çok yüksek olduğunda idrara geçen glikozun idrara şeker tadı verdiğinin keşfedilmesi nedeniyle hastalığa bu isim verilmiş olabilir.

Kan şekeri normalde yaklaşık olarak mililitre kanda gram bulunacak şekilde sabit sınırlar içerisinde tutulur. Yemek sonrası besinlerden kana geçen glikoz (şekerin en ufak yapıtaşı) pankreas organından insülin salgılanmasını uyarır. Salgılanan insülin vücudun tüm hücrelerinin bu glikozdan faydalanmasında aracı görevi görür.

Böylece yemek sonrası oluşan kan şekeri yükselmesi glikozun hücrelerin içine girmesiyle normal sınırlarına geri döner. İnsülin, kanda glikoz yükselmesine bağlı olarak salgılandığından kan şekeri normale döndüğünde salgı durur ve böylece kan şekeri seviyesinin aşırı düşmesi engellenmiş olur.

Herhangi bir nedenle (uzun süren açlık gibi) kan şekeri seviyesi düşerse bu sefer glukagon adlı bir hormon salgılanır. Bu hormon ise karaciğer depolarından kana şeker sağlanması yönünde çalışarak seviyeyi normale döndürmeye çalışır.

Diabetes Mellitus vücudun çeşitli nedenlerle kan şekeri seviyesini ayarlamada başarısız olduğu bir hastalıktır. Bunun sonucunda kan şekeri toklukta aşırı yüksek olduğu gibi açlıkta da yüksek seyreder.

Kan şekeri seviyesinin yüksek seyretmesi ve yüksekliğin uzun yıllar devam etmesi kan damarları üzerinde birçok yoldan olumsuz etki yaratır. Damarlardaki bozukluk başta göz, böbrek ve kalp olmak üzere tüm organlarda hastalık süresi ile direkt ilişkili olarak çeşitli bozukluklar meydana getirir.



Eğer herhangi bir nedenle pankreastan salgılanan insülin yetersiz olursa Tip I diyabet, ya da insülin yeterli olmasına rağmen hücreler glikozu kullanamamaktaysa Tip II diyabet ortaya çıkar. Her iki durumda da ortak bulgu kan şekerinin yüksek seyretmesi ve bu durumun hastalığın süresiyle direkt ilişki içinde tüm organlara zarar vermesidir.

Cushing sendromu, akromegali, hiperprolaktinemi gibi hormonal hastalıklarda, başka bir nedenle yüksek doz kortizon tedavisi görenlerde ve diğer birçok ağır hastalığın seyri esnasında da kan şekeri kontrolden çıkabilir. Bu durumlarda hastalığın tedavi edilmesi ya da kortizon tedavisinin bitmesi durumunda kan şekeri genellikle kısa zamanda normale döner. Bu bahsedilen diyabete ikincil diyabet (başka bir nedene bağlı ortaya çıkan şeker hastalığı) adı verilir.

Hangi nedenle ortaya çıkarsa çıksın şeker hastalığı çok yemek yeme, çok su içme ve fazla idrar yapma şeklinde belirti verir. Genç yaşlarda Tip I diyabetin ilk belirtisi kanda aşırı şeker yükselmesine bağlı olarak ortaya çıkan ketoasidoz (şeker koması) olabilir. Bazen ilk belirtiler vücudun çeşitli yerlerinde yaralar çıkması, sık sık vajinal mantar enfeksiyonu oluşması ya da tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu olabilir. Nadir durumlarda ilk belirtiler bozulan organların yaptığı belirtiler (böbrek yetmezliği gibi) olabilir.


Video: GEBELİK ŞEKERİ BEBEKTE ULTRASONDA BELİRTİ VERİR Mİ? BEBEKTE BÖBREKLERDE GENİŞLEME NASIL GÖRÜLÜR?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

Şeker hastalığının tanısında değişmez bulgu açlık kan şekerinin en az iki ölçümde normalden yüksek çıkmasıdır. Bu durumda diyabet aşikardır. Latent (gizli) diyabet ise OGTT adı verilen şeker yükleme testleriyle ortaya çıkarılabilir.

Tip I diyabet genellikle erken yaşlarda belirti veren ve tedavisinde insülin kullanılması gereken bir hastalıktır. Bu yüzden tıp literatüründe "insüline bağımlı diyabet" ya da kısaca IDDM (Insulin dependent diabetes mellitus) olarak anılır.

Tip II diyabet ise genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkar. Bu hastalıkta ise kan şekerinin hücreler tarafından kullanımındaki bozukluğu gidermeye yönelik olarak tablet şeklindeki (metformin) çeşitli ilaçlardan ya da ileri aşamalarda insülinden faydalanılır.

Şeker hastalığı bazen ilk kez gebelikte ortaya çıkabilir. Buna da gestasyonel (gebeliğe bağlı) diabetes mellitus adı verilir.

Daha öncesinden şeker hastalığı olan ve bu nedenle insülin kullanan ve mevcut gebeliği esnasında şeker hastalığı tanısı konan anne adayında ve özellikle de bebeğinde tehlikeli durumlar ortaya çıkabilir.


GEBELİKTEN ÖNCE VAR OLAN DİYABET VE GEBELİK

Tanım: Gebeliği öncesinde diyabet (şeker hastalığı) tanısı konmuş ve tedavisi süren gebelerde Tip I ya da Tip II diyabet söz konusu olabilir. Ancak anne adaylarının büyük kısmının genç yaşta olmaları nedeniyle gebelikte Tip I diyabet (insülin kullanılan diyabet) daha sık görülür.

Diyabetli anne adaylarının tümüne yakını gebelik öncesinde tanısı konmuş hastalardır. Nadir durumlarda tesadüfi olarak Tip I diyabet ilk bulgularını gebeliğin ilk yarısında verebilir.

Gebelikten önce var olan diyabetin tehlikeleri nelerdir?

Gebelik öncesinde var olan diyabet hem anne adayı hem de bebek için oldukça tehlikeli durumların oluşmasına yol açan bir hastalıktır. Bu yüzden gebelikten önce var olan diyabet her zaman ciddiye alınması ve ihmal edilmemesi gereken bir durumdur.

Gebelikten önce var olan diyabette anne adayı için var olan tehlikeler

Vücudun normal bir kan şekeri seviyesini sürdürmek için gerekli olan insülin ihtiyacı gebelikle birlikte önemli derecede artar (özellikle 3. trimesterde insülin ihtiyacı %'e kadar artabilir). Diyabetli anne adaylarında bu ihtiyaç karşılanmadığında kan şekeri çok yükselebilir ve ketoasidoz adı verilen ve komaya kadar varabilen ciddi durum ortaya çıkabilir ("şeker koması").

Kontrolsüz diyabeti olan anne adaylarında pyelonefrit (böbrek enfeksiyonu) gibi ciddi enfeksiyonların olasılığı artar. Dirençli vajinal kandidiyazis (mantar) gelişebilir.

Diyabeti olan anne adaylarında hipotiroidi (tiroid bezinin yetersiz çalışması) sık rastlanan bir durumdur.

Özellikle uzun zamandan beri şeker hastası olan ve damarsal hastalık ya da böbrek hastalığı gelişmiş olan anne adaylarında preeklampsi ortaya çıkma olasılığı belirgin bir şekilde yükselir.

Gebelikten önce var olan diyabette bebek için var olan tehlikeler

Gebeliğin erken döneminde, bebeğin organlarının oluştuğu aşamada kan şekerinin yüksek seyretmesi bebekte ciddi bazı anomalilere neden olabilir. Özellikle kan şekeri kontrol edilmemiş bir şekilde gebeliğe başlayanlarda anomalili çocuk doğurma riski kat artar.

Diyabeti gebeliğin erken dönemlerinde kontrolsüz kalan gebelerde spontan abortus (düşük) yapma riski de yükselmiştir.

Diyabeti olan anne adaylarının bebeklerinde başta kalp olmak üzere, santral sinir sistemi, iskelet sistemi, genitoüriner sistem (genital organlar ve idrar yolları) ve sindirim sisteminde çeşitli anomaliler meydana gelebilir. Bunların bir kısmı ve özellikle kalpte oluşanlar normal ultrason incelemesinde görülemeyebilir.

Kan şekerinin yüksek seyretmesi gebeliğin tüm dönemlerinde bebeğin anne karnında aniden kaybedilme riskini artırır.

Kontrol edilmemiş diyabet bebeğin normalden iri olmasına, amniyon sıvısının artmasına neden olabilir.

Kontrol edilmemiş diyabeti olan anne adaylarının bebeklerinde akciğer olgunlaşması diğer bebeklere göre daha geç olur.

Preeklampsi gelişen anne adaylarının bebeklerinde intrauterin gelişme geriliği (IUGG) ortaya çıkabilir.

Kontrol edilmemiş diyabeti olan anne adaylarının bebeklerinde antenatal dönemde "fetal distres" (bebeğin oksijensiz kalması) gelişme riski normal gebeliklere göre çok daha fazladır.

Doğum eylemi esnasında da bebek açısından bazı problemler ortaya çıkabilir:

  • Kontrolsüz diyabeti olan gebelerin bebeklerinde antenatal dönemde (doğum öncesi) olduğu gibi intrapartum dönemde de (doğum eylemi esnasında) fetal distres daha sık gelişir.
  • İri bebeğin doğumu esnasında doğum eyleminin yavaş seyretmesi ya da durması yanında çıkım esnasında omuz takılması problemi ortaya çıkabilir.
  • Bebek doğduktan sonra da başta hipoglisemi (kan şekeri düşmesi), hipokalsemi (kalsiyum düşüklüğü) ve hiperbilirubinemi (bilirubin yüksekliği) olmak üzere ciddi yenidoğan problemleri ortaya çıkabilir.

Tüm bu sayılanlar gebelik öncesi dönemden başlamak üzere gebeliğin seyri esnasında ve doğum eylemi esnasında kan şekerinin normal sınırlar içinde ( arası) tutulmasıyla büyük oranda başarılı bir şekilde önlenebilmektedir.

Bu nedenle diyabeti olan anne adayı gebe kalmayı planladığı dönemden gebe kalana kadar, gebelik boyunca sıkı bir takipte tutulur, normal gebelikten daha fazla sayıda kontrole çağırılır ve daha fazla sayıda tetkik yapılır. HBA1C (geçmişe dönük üç aylık şeker ortalaması) belli bir seviyenin altına düşmeden anne adayının hamile kalması önerilmez.



Gebelikten önce var olan diyabet durumunda yaklaşım

Genel yaklaşım:

Diyabet tanısı konan anne adaylarının takibi normalden farklıdır. Tanı konduktan hemen sonra ya da önceden diyabetli olduğu bilinen bir anne adayında genel gebelik muayeneleri yapıldıktan sonra tüm vücut sistemleri ayrıntılı olarak gözden geçirilir. Göz dibi muayenesi ve nörolojik muayene yapılır. Bu anne adayları daha sık aralıklarla antenatal kontrollere çağırılır ve bu antenatal kontrollerin her birinde kan şekeri değerlendirilerek insülin tedavisinin etkinliği gözden geçirilir ve gerekirse insülin dozu tekrar ayarlanır. Belli bir gebelik haftasından sonra fetal iyilik hali testlerine başlanır.

Diyabetli anne adaylarında anomali gelişiminin önlenmesi:

Diyabeti olan anne adaylarında anomalili bebek doğurma riskini azaltmak mümkündür. Bunun için anne adayının ilk gebe kaldığı günden birinci trimesterin sonuna kadar kan şekerinin normal seyretmesi sağlanır. Kan şekerini kontrol etmenin en ideal yolu gebe kalmadan önce kan şekerini kontrol altına almak ve bunu sürdürmektir.

Kan şekerinin son zamanlarda nasıl seyrettiğini ortaya çıkarmak mümkündür. Bu amaçla gebeliğin mümkün olan en erken döneminde kanda glikozillenmiş hemoglobin değeri (HbA1C) ve fruktozamin saptanır. Bu iki inceleme haftalar-aylar öncesine ait kan şekeri yüksekliklerini yansıtır.

Değerlerin yüksek çıkması uzun zamandan beri kan şekerinin yüksek seyrettiğini gösterir. Ancak bu değerin yüksek olması kesin bir tahliye nedeni değildir. Bu durumda bebekte anomali ortaya çıkmış olma riski yüksek olduğundan bebekte daha ayrıntılı inceleme yöntemleriyle anomali araştırılır.

Diyabetli anne adaylarında bebekte anomali aranması:

Tüm diyabetik anne adaylarında ve özellikle de glikozillenmiş hemoglobin değeri yüksek bulunan anne adaylarında bebek ayrıntılı anomali testlerine tabi tutulur. gebelik haftasında II. düzey ultrason (daha ayrıntılı ultrason incelemesi) ve fetal ekokardiografi (ayrıntılı kalp ultrasonu) yapılır.

Diyabetli anne adayının ve bebeğinin antenatal değerlendirilmesi:

Diyabetli anne adayı tüm gebeliği boyunca kan şekerini evinde düzenli olarak kontrol etmeli, diyetine uymalı ve insülin tedavisini sıkı bir şekilde uygulamalıdır. Doktorunun çağırdığı aralıklarla kontrole gelmesi çok önemlidir. Kontrollerde insülin dozlarının tekrar ayarlanması gerekebilir. Gözler ve böbrekler başta olmak üzere tüm organlar belli aralıklarla gözden geçirilir.

Kontroller esnasında bebekte irileşme, polihidramnios (amniyon sıvısı artışı), gelişme geriliği gibi durumlar aranır. Preeklampsi belirtileri aranır ve preeklampsi gelişmesi durumunda gerekli önlemler alınır.

Belli bir gebelik haftasından sonra (genellikle hafta) fetusun iyilik hali NST ve BFP gibi testlerle haftada bir ve belli bir gebelik haftasından sonra haftada iki kez araştırılır.

Anne adayının bebek hareketlerine duyarlı olması gerekir. Her bebeğin kendine özgü hareket etme alışkanlığı vardır. Anne adayı bebeğinin az oynamaya başladığını farkettiğinde bu durumu hemen doktoruna haber vermelidir.

Diyabetli anne adayı belli bir gebelik haftasından sonra (genellikle haftada) hastaneye yatırılarak izlenir. Bu aşamada fetal iyilik hali testleri sıklaştırılır, kan şekerleri düzenli olarak kontrol edilmeye devam edilir ve gerekirse tekrar doz ayarlaması yapılır. Polihidramnios, iribebek, İUGG ya da preeklampsi gelişen gebeler tanı konduğu andan itibaren hastaneye yatırılarak izlenirler.

Gebeliğin sonuna doğru doğum şekli hakkında karar verilir.

Doğumun zamanı ve şekli konusunda karar verilmesi:

İri bebek ya da başka bir nedenle sezeryan gerekli değilse diyabetik anne adayı normal doğum yapabilir.

Normal doğum yapmasına izin verilen anne adayları doğum eylemi esnasında CTG ile sürekli monitorizasyona tabi tutulurlar ve en ufak bir fetal distres bulgusunda doğum sezaryen ile gerçekleştirilir.

Diyabetik anne adayının doğum yapacağı hastanenin yenidoğan ünitesinin diyabetik anne çocuğu bakımı konusunda tecrübesi olmalıdır.

Doğumun hemen sonrasında insülin ihtiyacı azaldığından annenin insülin dozları tekrar ayarlanır.


Video: Gebelikte şeker tarama testini yapmak istemiyorum, açken ve yemekten sonra kendim ölçsem olmaz mı?

Dr. Kağan Kocatepe Youtube Kanalı >>

GEBELİK ŞEKERİ İLE İLGİLİ KONULAR:


İLGİLİ KONULAR:



Hamilelik, fiziksel ve biyolojik yönden vücudun birçok farklı değişim yaşadığı bir süreçtir. Embriyonun anne rahmine tutunduğu ilk andan başlayan bu değişimler, etkisini ilk önce hormonlarınız üzerinde göstermeye başlar.

Hormonlarda gelişen bu farklılıklarla birlikte gebelik boyunca başka kimyasal değişimler de yaşayabilirsiniz. Özellikle anne karnındaki bebeğin sağlıklı gelişimi için meydana gelen glikoz metabolizmasındaki reaksiyonlar, gebelikte şeker problemini de beraberinde getirebilmektedir.

Bilindiği üzere, kandaki şeker değerinin normalin üzerinde veya altında olması durumunda bazı ciddi sağlık sorunları ile karşılaşılabilir.

Peki hamilelikte şeker hastalığı neden olur, belirtileri nelerdir? Bebeğe etkisi nedir? Normal şeker değerinin kaç olması gerekir?

Gebelik Diyabeti Nedir?

İnsan vücudunda insülin hormonunun yokluğu durumunda, vücuda alınan glikoz hücrelere gönderilemez ve kanda birikerek dokulara zarar vermeye başlar. Buna bağlı olarak şeker hastalığı, yani diyabet oluşur.

Diyabet, pankreastan salgılanan insülin hormonunun hiç üretilmemesi veya çok az salgılanması durumunda ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Normalde diyabeti olmayan gebelerde, hamileliğin 2. trimester dönemi veya sonrasında ortaya çıkan şeker hastalığına ise ‘gebelik diyabeti’ veya tıptaki adıyla ‘gestasyonel diyabet’ denilmektedir.

Gebelik şekeri hakkında merak ettiğiniz her şey konulu makalemizi inceleyebilirsiniz. Makaleye ulaşmak için bağlantıya tıklayın.

seafoodplus.info

Gestasyonel diyabet, özellikle gebeliğin haftası sonrasında ortaya çıkmaktadır ve daha önceden şeker hastası olmayan birinde de meydana gelebilmektedir.

Tüm hamileliklerin %’i kadarında görülen gestasyonel diyabet, doğumun gerçekleşmesiyle de çoğu zaman ortadan kalkmaktadır. Ancak hamilelik süresince gerek anne adayı gerekse bebek üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilmekte ve çeşitli sağlık problemlerine yol açabilmektedir.

Bu sebeple, gebelik şekeri çıkan kişilerin doktor kontrolünde olması gerekmektedir.

Hamilelikte Diyabet Belirtileri Nelerdir?

Gebelik diyabetinin belirtileri, hamilelikte yaşanan normal belirtilerle benzerlik gösterebilmektedir. Bu sebeple, çoğu zaman kişi şeker hastalığından şüphelenmemekte ve hastalığın teşhisi geç yapılabilmektedir.

Hamilelikte diyabet belirtileri şu şekilde sıralanabilir;

  • Sürekli yaşanan susama hâli
  • İştahın artması ve fazla yemek yenmesi
  • Kilo kaybı
  • Anne adayının doktor önerisinin çok üzerinde kilo alması
  • Normalden fazla su tüketimi
  • Sık sık idrara çıkma
  • Yorgunluk ve hâlsizlik
  • Bebeğin amniyon kesesindeki suyun normalden fazla olması

Anne adayında bu tarz belirtiler mevcutsa, hamilelikte kan şekeri için test yapılarak değerleri kontrol edilmelidir.

Gebelik şekeri konulu videomuzu izleyebilirsiniz.

Hamilelikte Şeker Hastalığı Neden Ortaya Çıkar?

Diyabetik olmayan bir gebede hamileliğin ortalarında şeker hastalığının meydana gelmesi, bir dizi olaya bağlı olarak gelişmektedir.

Gebeliğin özellikle ve haftaları arasında plasenta hızla büyümeye başlar. Plasentanın büyümesi ile birlikte plasentadan salgılanan HPL (Human Placental Lactogen) isimli hormonun seviyesi de artış gösterir. Bu hormon, insülin hormonun direncini azaltarak bebeğin ihtiyacı olan glikozu sağlamaya çalışır.

Kısacası, HPL seviyesi arttıkça insülin devre dışı kalmaktadır ve bu durum, vücuttaki şeker seviyesinin gereğinden fazla yükselmesine neden olarak şeker hastalığını meydana getirir.

Hamilelikte Kimler Şeker Hastalığı Riski Taşır?

Bebeğinizin karnınızda büyümesi ile endişeleriniz de her geçen gün artmaya başlar. Hamilelikte şeker, her bireyin yaşayacağı bir sorun değildir; ancak bazı kişiler risk grubunda bulunmaktadır.

  • Hamile kalmadan önce kilo problemi olanlar
  • Önceki doğumlarında iri bebek doğuranlar (4 kilo ve üzeri)
  • Daha önce düşük yapmış olanlar
  • Daha önce ölü doğum yapmış olanlar
  • Ailesinde diyabet hastası bulunanlar
  • Gebelik sırasında aşırı kilo almış olanlar
  • Amniyon sıvısında artış gözlemlenen gebeler
  • İleri yaşta olanlar (35 yaş ve üzeri)
  • Önceki hamileliklerinde gebelik şekeri tanısı konmuş olanlar
  • Gestasyonel diyabet belirtileri gösterenler
  • Tekrarlayan mantar enfeksiyonu veya idrar yolu enfeksiyonu bulunanlar, risk altındadır.

Bu kişiler mutlaka gebelik şekeri değerleri için test edilmelidir.

Gestasyonel Diyabet Nasıl Teşhis Edilir?

Her anne adayının daha önceden duymuş olduğu hamilelik şeker testi, gebeliğin seafoodplus.infoter döneminde yapılan bir şeker yükleme testidir. ‘Hamilelikte glukoz kaç olmalıdır?’ ve şeker yükleme testi nasıl yapılır birlikte bakalım:

  • Öncelikle kişinin 12 saatlik bir açlık sonrasında açlık kan şekeri ölçülür. Bu değerin, 95 mg/dl üzerinde olması beklenir.
  • Ardından ‘glikoz tarama testi’ uygulanır. Bunun için suda çözünmüş saf 50 gram glikoz içirilerek 1 saat sonrasında kan şekeri ölçülür. (PPG Testi)
  • Kan şekerinin mg/dl üzerinde çıkması durumunda ‘oral glikoz tolerans testi’ yapılarak bu kez suda çözünmüş gram şeker yüklemesi yapılır. (OGTT Testi)
  • Bu yüklemenin ardından 1., 2. ve 3. saatler sonunda 3 defa kan şekeri ölçümü yapılır, tokluk kan şekerine bakılır. Bu değerlerin de sıra ile, , ve mg/dl  ve altında olması beklenir.
  • Tüm yapılan bu ölçümlerden iki veya daha fazla değer hamilelikte normal şeker değerleri üzerinde çıkmış ise, gestasyonel diyabet tanısı konur.

Sadece tek bir değeri yüksek çıkan bireyler, doktor kontrolünde izlenir.

Gebelik Kan Şekeri Değerleri

Gebelikte kan şekeri konusu, özellikle gebelik diyabeti riski altında olan anne adayları için çok önemlidir. ‘Hamilelikte kan şekeri kaç olmalı?’ diye merak eden hamileler de bu konuda bilgi sahibi olmalıdır.

Gün içerisinde, açlık ve tokluk şeker değerlerinin belli bir denge içerisinde bulunması gerekir. Bu sebeple, ‘hamilelikte şeker kaç olursa tehlikelidir?’ sorusu da merak uyandırır.

Peki gebelik şekeri kaç olmalı?

  • Hamilelikte Açlık Şekeri Kaç Olmalıdır?

Hamileyken açlık şekerinizi kontrol etmek için seçtiğiniz zaman aralığı, değeri doğrudan etkileyebilir. Peki hamilelikte açlık şekeri kaç olmalıdır?

  • Kahvaltı öncesi, yani gece uzun süreli açlığın ardından bakılan değerin, mg/dl arasında olması gerekir.
  • Öğle veya akşam yemeği öncesi değer ise, mg/dl olmalıdır.
  • Hamilelikte Tokluk Şekeri Kaç Olmalıdır?

Tokluk şekeri için en ideal zaman aralığı, yemekten 2 saat sonrasıdır. mg/dl arası normal kabul edilir.

Gebelik Şekerinin Anneye ve Bebeğe Etkileri Nelerdir?

Bebekler, anne karnında bulundukları süre boyunca annelerinin beslenmesi aracılığıyla geliştikleri için olası bir gebelik diyabeti durumunda da doğrudan etkileneceklerdir.

Diyabetin tedavi edilememesi veya kontrol altına alınmaması durumunda bebekte görülebilecek durumlar şu şekildedir;

  • Erken doğum
  • Bebeğin kilolu doğması (iri bebek)
  • İri yapılı olan bebeğin normal doğuma imkân vermemesi, zorunlu sezaryen
  • Bebeğin anne karnında ölmesi veya ölü doğum
  • Doğum sonrası bebekte nefes sorunları oluşması
  • Yenidoğan sarılığı
  • Akciğerlerin geç olgunlaşması
  • Kalsiyum düşüklüğü
  • Bebekte doğum sonrasında hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) görülmesi
  • Kilolu bebekte doğum esnasında oluşabilecek yaralanmalar
  • Bebeğin doğum sonrası ileri yaşlarda obez veya tip2 diyabet riski taşıması

Gebelik diyabetinin anne üzerinde neden olabileceği sorunlar ise şu şekildedir;

  • Sezaryen doğum
  • Yüksek tansiyon riski
  • Erken doğum
  • Böbrek enfeksiyonu riski
  • Preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) riski

Bu durumlar, gebelik diyabetinin tedavi edilmemesi sonucunda karşılaşılabilecek olaylardır. Ancak unutulmamalıdır ki, gebelikte şeker hastalığı rahatlıkla tedavi edilebilmektedir. Doktor kontrolünde ilaç tedavisi ve uygun beslenme ile kan şekeri kontrol altında tutulabilir.

Gebelik Şekeri (Diyabeti) Nedir? Hamilelik Şekeri Ka&#; Olmalıdır, Y&#;ksek &#;ıkarsa Ne Olur?


Şeker yükleme testi, hem anne hem de bebek sağlığı için bir risk teşkil etmez. Çünkü vücutta şeker testi sırasında kan şekerini yükleyen ya da kısa süre içinde normal seviyeye düşüren doğal bir mekanizma bulunur.

Hamilelik Şekeri Kaç Olmalıdır?

Hamilelik şekeri, hamilelik öncesinde şekeri olmayan anne adayının gebelik döneminde kanda bulunan glikoz seviyesinde yükselme görülmesi ile ortaya çıkar. Hamileyken kan şekerinizi kontrol etmek için seçtiğiniz zaman aralığı, ölçüden değeri doğrudan etkiler. Buna göre;

● Gece uzun süre aç kaldıktan sonra kahvaltı öncesinde ölçülen kan şekeri değeri, mg /dl arasında olmalıdır.
● Öğle ya da akşam yemeği öncesinde olması gereken değer ise, mg /dl olmalıdır.
● Hamilelerde tokluk şekerini ölçmek için en ideal zaman aralığı, yemekten 2 saat sonrasıdır. Tokluk şekeri değer ise, mg /dl arası normal kabul edilir.

Hamilelikte Şeker Yüksek Çıkarsa Ne Olur?

Hamilelikte bebekler, annelerinin karınlarında olduğu süre boyunca annelerinin beslenmesi ile geliştikleri için olası bir diyabet durumundan da doğrudan etkilenirler. Diyabetin tedavi edilememesi ya da kontrol altına alınamaması durumunda bebekte görülebilecek sorunlar şu şekildedir;

● Bebeğin kilolu doğması (iri bebek)
● Erken doğum
● Bebeğin anne karnında ölmesi ya da ölü doğum
● İri yapılı olan bebeğin normal doğuma imkan vermemesi durumunda zorunlu sezaryen yapılması gerekliliği
● Doğum sonrası bebekte nefes sorunları oluşması
● Kalsiyum düşüklüğü
● Yeni doğan sarılığı
● Akciğerlerin geç olgunlaşması
● Bebekte doğum sonrasında hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü) şikayetinin görülmesi
● Bebeğin doğum sonrasında bebeğin ileri yaşlarda obez ya da tip 2 diyabet hastalık riski taşıması
● Kilolu bebekte doğum sırasında ortaya çıkabilecek yaralanmalar
Gebelik Şekerinin Anne Üzerinde Yaratabileceği Etkiler

● Sezaryen doğum
● Preeklampsi (gebelik zehirlenmesi) riski
● Yüksek tansiyon riski
● Böbrek enfeksiyonu riski
● Erken doğum
Gebelik diyabetinin tedavi edilememesi sonucunda bu gibi durumlar ortaya çıkabilir. Fakat gebelik şekeri, kolaylıkla tedavi edilebilecek bir hastalıktır. Doktor kontrolünde yapılacak ilaç tedavisi ve uygun beslenme programı ile gebelik şekeri kontrol altına kolaylıkla alınabilir. Bu sayede anne ve bebek sağlıkla gebelik sürecini tamamlayabilir.

Bahçeci Sağlık Grubu

Şeker hastalığı olarak da bilinen diyabet, pankreasın yetersiz insülin üretmesi veya hiç insülin üretmemesinden kaynaklanan son derece önemli bir sağlık sorunudur. Özellikle son yıllarda obezitenin yaygınlaşması ile artış gösteren diyabet bugün global bir sağlık sorunu haline gelmiştir.

Yazımızda; gebelikte tokluk kan şekeri kaç olmalı, gebelikte açlık şekeri kaç olmalı, diyabet gebeliği ve bebeği nasıl etkiler gibi merak edilen soruların cevaplarını bulabilirsiniz.

Gebelik Diyabeti Nedir?

Gebelik diyabeti, hamileyken ortaya çıkan veya ilk defa gebelikte fark edilen şeker hastalığıdır. Daha önce diyabet tanısı almamış bir kadın gebelik döneminde diyabet tanısı alabilmektedir. “Gestasyonel diyabet” olarak tanımlanan bu tablo gebelik bitimiyle birlikte ortadan kalkabilmektedir.

Gebelik Diyabeti Risk Grubu:

  • Ailesinde şeker hastalığı olanlar
  • Şişman veya fazla kilolu kadınlar
  • Önceki doğumda iri bebek (>4 Kg) doğuranlar
  • Düşük yapanlar
  • Hamilelik yaşı 25’den büyük olanlar
  • Önceki hamileliğinde şekeri yükselenler
  • İdrarda şeker bulunanlar

Gebelik Diyabeti Nasıl Ortaya Çıkar?

Gebelik döneminde plasenta (göbek kordonu) büyüdükçe salgıladığı hormonlar artar, insülin etkisiz kalır ve kan şekerinde yükselme başlar. Bu etki genellikle gebeliğin ve haftalarında artmaktadır.

Ancak kilo fazlası olan kadınlarda gebeliğin ilk aylarından itibaren kan şekeri yüksek seyredebilmektedir. Doğumun gerçekleşmesiyle birlikte plasenta atıldığından bu hormonlar kaybolur ve şeker hastalığı da ortadan kalkar.

Gebelikte Şeker Hastalığı (Gestasyonel Diyabet) Nasıl Teşhis Edilir?

Vücudumuzda insülin olmayınca, besinlerle aldığımız şeker ve diğer besin unsurları, ihtiyaç duyan hücrelere giremez. Böylelikle, hücreler şekere ulaşamazken kanda şeker normal değerlerin üstüne çıkar.

Diyabet Tip 1 ve Tip 2 olmak üzere iki farklı şekilde görülür. Tip 1 Diyabet, pankreas bezinin yeterli insülin sağlayamadığı ve tanının genç yaşlarda konulduğu diyabet tipidir.

Tip 1 diyabet hastalarının tedavisinde insülin kullanılmaktadır. Tip 2 diyabet ise, insülinden bağımsız diyabet olarak bilinir. Kadınlarda özellikle polikistik over sendromu ile görülebilir.

Gebelik diyabeti kadında hiçbir belirti yapmadığından bütün gebeler mutlaka taranmalıdır. 50 gram şeker yükleme testi gebeliğin haftasında yapılır. Günün herhangi bir saatinde 50 gram glikoz içilir ve bir saat sonra kan şekerine bakılır. mg/dl ve fazla ise şeker hastalığı riski vardır ve bu kişilerde gramlık şeker yükleme testi yapılır. mg/dl’nin altında çıkarsa şeker yok demektir.

Diyabet ve Tansiyon Gibi Hastalıklar Kısırlık Nedeni midir?

Tansiyon ve şeker gibi kronik rahatsızlıklar doğrudan kısırlık sebebi olmasa da kısırlığa sebep olabilen faktörler arasında yer alır. Fakat bundan daha da önemlisi hamile kaldıktan sonra şeker ve tansiyonun nasıl ilerleyeceğidir.

İlk aylarda şekeriniz çok iyi giderken insülin veya ilaç ihtiyacı azalır ama bebek büyüdükçe bu denge tersine dönmeye başlar. Bu süreçte daha çok insüline, diyetisyen kontrollerine ve egzersize ihtiyaç olduğu unutulmamalıdır. Tansiyon ve şeker, infertilite değerlendirmesinde hamile kalmadan önce mutlaka gözden geçirilmelidir.

Risk Grubunda Olanlar Ne Yapmalı?

Gebelik diyabeti açısından risk grubunda olanlar şeker yükleme testini gebeliğin ilk aylarında yaptırmalıdır. Bu testin sonucunda diyabet tanısı konmasa da gebeliğin haftalarında şeker yükleme testinin tekrarlanması gerekmektedir.

Gebelik Diyabetinden Bebek Nasıl Etkilenir?

Gebeliği sırasında diyabet almış kadınlarda kan şekeri genellikle haftada çıktığı için bebekte herhangi bir anormallik yaşanmaz. Ancak gebeliğin ilk üç ayında bu sorun tespit edilirse o zaman çok daha dikkatli olmak gerekmektedir.

Gebelik öncesinde diyabet tanısı almış kadınlar da sağlıklı bebek dünyaya getirebilirler. Ancak bu kadınların gebelikleri boyunca kan şekeri kontrolleri çok büyük önem taşımaktadır.

Gebelikte ortaya çıkan diyabet, bebeğin iri olarak doğmasına neden olduğu için önemli bir risktir. Annenin kan şekerinin yüksek olması nedeniyle bebeğin pankreası da daha fazla insülin üretmektedir.

Bu da bebeğin yağlanmasına ve sonuçta da iri olarak dünyaya gelmesine neden olmaktadır. Bu durumda doğumu sezaryen olarak gerçekleştirilmesi zorunlu hale gelebilmektedir.

Bebekte doğumdan sonra kan şeker düşüklüğü yaşanabilmektedir. Bu nedenle bebeğin kan şekerinin düzenli ölçmek gerekir. Ayrıca bu bebeklerde kan kalsiyum ve magnezyum seviyesi düşük olabileceğinden bu yönden de kontrol edilmeleri gerekmektedir.

Gebelikte Diyabet Takibinde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar?

Gebelik diyabetinde takip iki yönlüdür. Birincisi annenin kan şekerinin ayarlanması, ikincisi kadın doğum uzmanı tarafından bebeğin gelişiminin incelenmesidir. Diyabet takibinin en önemli noktası ise kan şekeri değerlerinin normal seviyelerde kalmasının sağlanmasıdır.

Düzenli yapılacak kan şekeri ölçümlerinde kan şekeri değerinin mg/l arasında tutulması sağlanmalıdır. Açlık, tokluk seafoodplus.info ve tokluk seafoodplus.info olmak üzere kan şekeri ölçülmeli, ayrıca akşam yemek öncesi ve gece ’da (bazen gece ’te) kan şekeri ölçülerek takibi sağlanmalıdır.

Yapılan bu ölçümlerde, açlık kan şekeri 95 mg/dl ve altında, tokluk 1. saat kan şekeri mg/dl ve altında, tokluk 2. saat kan şekeri ise mg/dl ve altında olmalıdır. Ayrıca zaman zaman idrarda keton ölçümünün de yapılması önemlidir. İdrarda keton diyabet açısından önemli bir belirteçtir.

Diyabetli Kadınlar Hamilelik Sırasında Nelere Dikkat Etmeli?

Şeker hastalığı teşhisi ile izlenen anne adaylarının, gebelik öncesi değerlendirilmeleri çok önemlidir ve takiplerini kolaylaştırır. Eğer fazla kilolu ya da obez iseniz, gebelik öncesinde kilo vermeniz ve şekerinizin dengelenmesi, hamileliğinizi daha rahat geçirmenizi sağlayacak ve doğumu da kolaylaştıracaktır.

Öncelikle dengeli ve doğru beslenme alışkanlıklarını edinmek ve egzersiz hamilelikte çok önemlidir. Hamilelerin haftanın günü yürüyüş yapmalarını öneriyoruz. Yürüyüş yapılamadığında aerobik egzersizler (hamilelik yogası) dakikaya ulaşacak düzeyde yapılmalıdır. Böylece düzenli egzersiz kan şekerini düşürür, tansiyonu dengeler ve kontrolüne de destek olur.

Gebelikte Diyabet Hastalığı Önemli midir, Takibi ve Kontrolü Nasıl Olmalıdır?

Gebelikte şeker hastalığını iki gruba ayırabiliriz. Daha önceden şeker hastası olduğu bilinen ilk grupta yer alırken 2. grupta haftalar arası şeker tarama testleri ile saptadığımız gebeliğe bağlı şeker hastalığı yer alır.

İki şeker hastalığının da gebelikte tanısı ve takibi oldukça önemlidir. Daha önceden şeker hastalığı olduğu bilinen olgularda özellikle ilk 3 ayda şeker düzeylerinin yeterli olarak kontrol altına alınmadığı olgularda biz çocukta yapısal anomalilere sıkça rastlıyoruz.

En sık karşımıza çıkanlarsa beyin omurilik sisteminde oluşan yapısal anomaliler ve kalpte oluşan yapısal anomalilerdir. Bunların açıkçası telafisi mümkün değil.

Bu nedenle gebeliğin erken dönemlerinde hatta gebe kalmadan önce şeker hastası olduğu bilinen olgularda şeker düzeylerinin düzgün şekilde ayarlanması bu konuda hastaların kadın doğumcu ve endokrin uzmanlarından profesyonel yardım alması oldukça önemlidir.

İkinci gruptaki hastalarda ise yani gebelikte şeker hastalığı saptanan hastalarda yine çok önemli. Özellikle bu grupta aşırı iri bebek gelişimi anne karnında suyun aşırı artması ve bunun tetiklediği erken doğum karşımıza çıkan sorunlar arasındadır.

Ayrıca şeker hastalığı olduğu bilinen olgularda bebek doğar doğmaz kan şekerlerinde ciddi düşmelerle karşılaşabiliyoruz. Bu durum bebeğin hayatını tehdit edebilecek bir sıkıntı olarak karşımıza çıkabiliyor. Bu nedenle şeker hastalığı üzerinde durulması gereken ve gerekli önlemlerin alınması gereken bir rahatsızlıktır.

Gebelikte Kan Şekeri Kontrolü

Gebelikte tokluk kan şekeri

Hamilelikte tokluk kan şekeri kaç olmalı: Yemekten 2 saat sonra < mg/dl olmalıdır.

Gebelikte açlık kan şekeri

Hamilelikte açlık şekeri kaç olmalı: Kahvaltıdan önce: mg/dl

Öğle ve akşam yemeği öncesi: mg/dl şeklinde olmalıdır.

Gebelik Süresince Yapılacak Diğer Testler

  • Ultrason ile bebeği takip etmek.
  • Bebek kalp atımı takip edilir.
  • Amniosentez: Down sendromu için yapılan bu test özellikle yaşı 35’ten büyük kadınlarda uygulanmalıdır.

Beslenme ve Egzersiz

Gebelik süresince kg alınması uygundur. Eğer gebeliğe fazla kilo ile başlandıysa 7– 8 kg, düşük kilo ile başlandıysa ise 17–20 kg ağırlık kazanımı normal olarak kabul edilmektedir.

Egzersiz ve hareketli bir yaşam, tüm diyabetliler için büyük önem taşımaktadır. Çünkü egzersiz kan şekeri düşürmeye yardımcı olabildiği gibi kan şekeri kontrolünün sağlanmasında da destek olur.

Gebe kadınların haftanın günü yürüyüş yapmalarını önermekteyiz. Yürüyüş dışında aerobik egzersizler de yine her gün 45 dakika olarak yapılabilir. Gebelikte beslenme çok önemli olmakla birlikte diyabet hastası için bu önem daha da artmaktadır.

Beslenmede, daha çok sebze, tam tahıllar, kuru baklagiller, posalı gıdalar tercih edilmelidir. Zeytinyağı, tam buğday ekmeği, yağsız yoğurt ve yağsız süt tüketmeye özen gösterilmelidir.

Margarin tüketilmemeli ve karbonhidrat alımı sınırlanmalıdır. Karbonhidratlar günlük alınan toplam kalorinin %40’ını aşmamalıdır. Bir başka önemli nokta da tansiyon değerleridir.

Bu nedenle düzenli tansiyon ölçümü ve takibi yapılmalı ve büyük tansiyonun ’ı, küçük tansiyonun ise 90’ı geçmesi durumunda doktorunuza başvurmanız gerekmektedir.

Gebelik Şekeri Anne ve Bebek için Hangi Risklere Neden Olur?

Gebelik şekeri, %3 oranında görülmekle beraber, bu annelerin %10’u ilerde şeker hastası olabilmektedir. Bebekte ise şeker hastalığı gelişmez.

Ancak tekrar vurgulamak gerekirse anne adayında ilerde şeker hastalığı gelişme riski ilk yıl içinde fazladır. Bu nedenle 6 ayda bir açlık ve tokluk kan şekerine baktırılmalıdır.

Gebelikte şeker hastalığı çıkan kadınlarda kan şekeri genellikle haftada çıktığından çocuklarda anormallik olmaz. Çocuklarda anormallik ancak ilk 3 ayda kan şekeri yüksek ise olabilir.

Ancak gebelik öncesi şeker hastalığı varsa bu kadınlarda kan şekeri kontrolü büyük önem taşır.

Gebelik şekeri, bebek açısından aşağıdaki riskleri taşır.

  • HbA1c gebeliğin ilk aylarında 8’in üzerinde ise düşük riski 3 kat artmaktadır.
  • Diyabetik kadınların çocuklarında engelli oranı %, şeker hastası olmayan kadınlarda %’tür. HbA1c ne kadar yüksek ise engelli çocuk oranı o oranda artar.
  • Kan şekeri > mg/dl ise erken doğum riski artar.
  • Gebeliğin ikinci yarısında yüksek kan şekerleri iri bebek, bebekte zor solunum, bebekte şeker düşüklüğü, sarılık, polisitemi, kalsiyum düşüklüğü ve doğumsal kalp problemlerine neden olur.

Doğum ve Sonrası

Gebelikte diyabet tanısı almış anne adayları da normal doğum yapabilir. Ancak burada kararı vermede çocuğun durumu etkendir. Doğum genellikle haftada yapılır ve doğum sırasında kan şekeri yüksekse serum ile insülin verilir. Düzenli takip ve kontrollerle de sağlıklı bebekler dünyaya getirmek mümkündür.

Doğum sonrasında da annenin beslenmesinin gebelikte olduğu gibi devam etmesi gerekir. Kan şekeri değerleri kendiliğinden düzeldiğinde insülin tedavisi kesilebilir. Bu nedenle doğumun gerçekleştiği gün ve sonrasında kan şekeri ölçümlerinin düzenli olarak yapılmaya devam etmesi gerekir. Eğer doğum sonrası şeker normal ise doğumdan ay sonra yine kan şekeri ölçümü yapılmalıdır.

Gebeliğinde şekeri yükselen tüm kadınlarda daha sonraki yıllarda diyabet gelişme riski yüksek (%10) olduğu için düzenli egzersiz ve kilo kontrolü yanında sağlıklı beslenmelerine de dikkat etmeleri gerekir. Ayrıca 6 ayda bir açlık ve tokluk kan şekeri ölçmekte de fayda vardır. Daha sonra tekrar gebe kalacaklarsa önceden takip ve kontrolleri çok önemlidir.

Kilo kadar önemli bir başka faktör de yağın vücutta daha çok nerede toplandığıdır. Kilosu normal bile olsa, bel çevresi cm’yi aşan erkekler ve 88 cm’yi aşan kadınlar çok risklidir.

Bel çevresi 94 cm’yi aşan erkeklerle, 80 cm’yi aşan kadınlar daha dikkatli olmalıdır. Kişiye özel kilo kontrolü, dengeli ve doğru beslenme ve egzersiz programıyla beraber yaşam biçimi değişikliği sayesinde, şeker hastalığı kontrol edilebilmektedir.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir