hamilelikte alerji ilacı kullanan var mı kadınlar kulübü / Gebelikte D Vitamini Kullanımı Nasıl Olmalı? | Yeditepe Üniversitesi Hastanesi

Hamilelikte Alerji Ilacı Kullanan Var Mı Kadınlar Kulübü

hamilelikte alerji ilacı kullanan var mı kadınlar kulübü


Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı hamilelerde D vitamini kullanımını anlattı.

 

  • Covid ile birlikte D vitamini neden bu kadar önem kazandı?

D vitamininin, kalsiyum metabolizmasındaki bilinen fonksiyonları dışında, immünmodülatör, anti-enflamatuar ve endokrin fonksiyonları vardır. D vitamini eksikliği ciddi bir sağlık sorunudur. Vitamin D takviye programları yeterli görünmemektedir. Dünyada yaklaşık bir milyar insanda D vitamini eksikliği olduğu tahmin edilirken, Türkiye’de yüzde oranında görülen bu eksikliğin sağlığı ciddi şekilde etkilediği biliniyor. D vitamini desteğinin solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyucu etkileri olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle pandemi döneminde D vitamini düzeyini 30 ng/ml’nin üzerinde olmasını arzu ederiz. D vitamini takviyesinin hastalığı geçirmemize engel olmaz ancak hastalıkla savaşırken daha güçlü olmamızı sağlar. Pandemi döneminde evlere kapandığımız, daha az güneş ışınına maruz kaldığımız için D vitamini seviyelerimizin daha da düştüğünü varsayabiliriz. 

 

  • Besinlerde de D vitamini var mıdır?

D vitamininin en önemli kaynağı UV ışınlarıdır. Kolesterol türevi bir steroid hormondur. % 95’i ciltte sentezlenir. Diyetle alınan formları: D2 ve D3’ dür. D2: bitkisel, ergokalsifero, D3: hayvansal, kolekalsiferol.  D3,D2’den 3 kat daha potentdir. D2: yosun, mantar ve D3: balık, süt, yumurta, karaciğerde bulunur. Balık olarak en çok somon ve ringa balığında D vitamini bulunur. Süt ve süt ürünlerinin ve yumurtanın düzenli tüketilmesi gereklidir. Ayrıca haftada en az 2 kez balık tüketilmesine özen gösterilmelidir.

 

  • D vitamini yaz-kış alınır mı?

Yazın yeterince güneşleniliyorsa alınmasına gerek yoktur. Güneşlenme öğlen - saatleri arasında yapılmalıdır. Beyaz tenliler 15 dk, esmer tenliler ve obezler 30 dk güneşlenmelidir. Ciltte krem olmamalıdır. Güneşlenmenin en güzel ve doğal şekli deniz kumunda yapılır. Bunu yapanlar kışın o sene hastalanmadığını anlatırlar. Eğer güneşlenme imkânı yoksa veya mevsim kış ise 2 tür doz ayarı yapılır:

Cilt rengi (renk koyulaştıkça risk artıyor),  obezite, düşük gelir grupları, kuzey bölgeleri, yüksek rakımlı soğuk alanlar, kış ve ilkbahar ayları, kapalı alanlarda çalışanlar Vitamin D yetersizliği için yüksek risk grubundadır.  D vitamini sentezinin azaltan nedenler ise: 

  • Hava kı̇rlı̇lı̇ği (UV maruzı̇yetı̇nı̇ azaltabilir)
  • Cilt kanseri̇ korkusu nedeniyle güneşe çıkmama, yüksek koruma faktörlü̈ güneş̧ kremleri
  • Kapalı mekânlarda çalışma
  • Kapalı giyim tarzı
  • TV, Bı̇lgı̇sayar gibi kapalı alan aktı̇vı̇telerı̇nde artış̧
  • Gebelik nedeniyle açık hava aktı̇vı̇telerı̇nde kısıtlılık

En iyi vitamin D sentezi öğle saatlerinde ve güneş̧ kremi olmaksızın sağlanır. Öğlen saati 30 dk güneşlenme ile 10 IU vit D sentezlenir. Beyaz tenli kişilerde 50 IU’ye kadar çıkabilir.

 

  • Hamilelerde D vitamini eksikliği nelere yol açar?

Temel fonksiyonu kalsiyum dengesi sağlamasıdır.  Bunun yanında immun sistem,  hücre çoğalması, hücresel farklılaşma ve endokrin birçok görevi de vardır. Gebelikte ise, immun tolerans sağlar ve fetüsün atılmasını engeller, ayrıca antimikrobial etkinlik gösterir. D vitamini eksikliğinde bakteriyel vaginozis sık görülür. Gebelikte D vitamini etkisi ile anne bağırsağından kalsiyum emilimi %35 artar.  Vitamin D seviyesi düşük anneden doğan bebek, riketse (raşitizm) yatkın oluyor. Eksikliğinin erken doğum ve düşük doğum ağırlığına yol açtığı çeşitli çalışmalarla gösterilmiştir. Eksiklik var ise doğan bebeklerde ileri dönemlerde öğrenme ve bellek problemleri yaşandığı görülmüştür. VitD, pankreatik β hücreleri uyararak insülin sekresyonunu düzenlemede ve insülin direncini azaltmada etkilidir. VitD antienflamatuar etkinliği ile metabolik sendrom ve DM daki enflamasyon sürecinde rol oynuyor olabilir. Vitamin D yetmezliği (

Hamileyken alerji ilacı kullanmak zorunda olan var mı?

bebis .!.:

merhaba eczilayda,
bendede aynı sorun var,aerıus sonsası xyzal ve en son rupafin kullandım.
hamilelik itibariyle bıraktım ama bu hapşuruklar beni seafoodplus.info problemleride yaşıyorum ve belkide hapşurukla oluşan kasılmalarında neden olabileceğini düşünüyorum.

ilaçlar konusunda kafam karışık olsada serum fizyolojikle burun yıkamak hapşuruğa iyi gelirmi?
ne kadar sıklıkla kullanmam gerekir?
şimdiden çok teşekkür ediyorum.

Genişletmek için tıkla


selam kızlar,
kanama problemlerimin alerjime bağlı hapşuruklarla ilgili olduğu kanısına varıldı ve kesinlikle antihistaminik kullanmam gerektiği söseafoodplus.info uzmanı zytrec ilacını verdi ama yinede Kadın Doğum doktoruna sor dedi.
ilacın içinde hayvanlar üstünde deney yapıldığı, insanlar üstünde yapılmadığı ve yeterli veri olmadığı yazıyor.
buda beni korkutuyor.

deniz suyu verildi geçici çözüm olarak ama oda burun damarımı çatlattı ve kanama yaptı doktor onuda bıraktırdı.

hamileliğinde zytrec veya başka bir antihistaminik kullanan var mı?

ilaç kullanımı dışında şu hapşuruklara çare bulan var mı?
yardımlarınızı bekliyorum.

HAMİLELİKTE ALERJİ

HAMİLELİKTE ALERJİK HASTALIK TEDAVİSİ

Allerjik hastalıklar hamilelerin %20’ sinde görülür ve hamilelikte en çok rastlanılan hastalıklardır. Özellikle astım hamilelikte anne ve bebek için önemli riskler oluşturabileceği için çok önemlidir. 

Bu durumda allerjik hastalık ve hamilelikle ilgili bazı sorular akla gelmektedir.

1- Allejik hastalığın doğal gidişi üzerine hamileliğin etkileri nelerdir?
2- Allerjik hastalığın hamilelik, bebek ve doğum üzerindeki etkileri nelerdir?
3- Hamilelikteki problemler nelerdir?

Jinekolojik Durum:

Allerjik hastalıklar problemli gebeliklerdeki en sık rol oynayan hastalıklardır. Doktorlar hamilelik esnasında alerjik hastalık tedavisi açısından ilaç [kortikosteroid (KS), antihistaminik (AH), dekonjestan (DK), kromolin (K), teofilin (T), sempatomimetik (SM), antikolinerjik (AK)] kullanırken sıkıntıya düşerler.  

Astım, özellikle hamileliğin 24 ve haftalarında bulgular açısından ciddi bir pik yapar. Bu durumda kontrollü bir şekilde günlük KS dozlarını artırmak gereklidir. Hamileliğin son üç ayında ise teofilin gibi ilaçların vücuttan atılımı azaldığı için kullanımında dikkatli olunmalıdır.
Hamilelikte rinitin ne olduğuna dair çok az bilgi vardır. Özellikle vazomotor rinit (allerjik olmayan rinit) artan hamilelik esnasında vücutta normal olarak artan kan miktarı ve burun içi damarlarda göllenme nedeni ile ciddi bulgular verebilir. Ayrıca, hamileliğin sağlıklı bir şekilde devamı için normal olarak artan kadınlık hormonlarından progesteronun damar genişletici etkisi nedeni ile vasomotor rinit bulguları görülebilir.

Hamilelikte anafilaksi görülme sıklığında bir azalma olduğu gözlenmiştir. Plasental olarak üretilen histaminaz denilen enzim, alerjik hastalıkların bir çok bulgusundan sorumlu olan histamin gibi maddelerin çabukça parçalanmasını sağlayarak kan histamin düzeyini hızla azaltır; bu sebeple de anafilaksi gibi ağır tabloların görülmesi engellenir. Bununla birlikte, eğer hamilelik esnasında herhangi bir alerjik reaksiyon nedeniyle anafilaksi gelişirse, tedavi hamilelik dışındaki gibidir. 

Ürtiker ve anjioödem hamilelikte progesteronun da allerjik etkilerinen dolayı en çok karşılaşılan klinik durumlardır. Bununla birlikte bunları gebelik kaşıntısından ayırt etmek gereklidir.
Atopik dermatit üzerine hamileliğin çok az yada hiç etkisi yoktur.

İlaç allerjisi, hamilelik dışı duruma göre oldukça az görülür çünkü bu durumda zaten belirgin bir ilaç kullanımı azalması vardır. Ancak; penisiline, insüline ve nisbeten az da görülse oksitosin allerjisine rastlayabiliriz. Bu ilaçların kullanımı zorunlu ise bu ilaçlara karşı duyarsızlaştırma yapılabilir.

Akciğer Durumu:

Son 20 yıl içinde endüstriyel olarak gelişmiş ülkelerde bronşial hastalık görülme sıklığında artış olduğu bir gerçektir. Astım da hamilelikte en sık rastlanılan hastalıklardan (%) olup, tedavi edilmezse anne ve bebek için risk getirirmektedir. Bir çok çalışma ağır ve tedavi edilmeyen astımın hamilelik sonunda erken doğum, düşük doğum kilosu, yenidoğan hipoksisi ve ölüm gibi çocuğa ait; aşırı bulantı, vajinal kanama ve toksemi gibi anneye ait problemlerle ilişkili olduğunu göstermiştir. Tüm bu bilgiler ışığında hamilelikteki astım ve özellikle ataklar çok daha saldırgan bir şekilde tedavi edilmelidir. Bu sebeple alerjik astım açısından gebelerin hamilelik boyunca çok sıkı bir şekilde alerji ve immünoloji hekimince takip edilmesi gereklidir.

Tedavi Yaklaşımları:

Objektif akciğer fonksiyonu ölçümü, diğer gebelik nefes darlığı takiplerinden çok daha önemlidir. Günde 2 kez PEF metre ile ölçüm gereklidir. Özellikle ev içi alerjenlerin (mite’lar, evcil hayvanlar, hamam böcekleri ve küf mantarları) kontrolü çok önemlidir. Sigara içimi, pis kokular, hava kirleticiler gibi non-spesifik irritanlar, bazı gıda katkıları (sülfitler) bazı ilaçlardan (aspirin, betablokerler vb) uzak durulmalıdır. Yine özellikle viral ve bakteriyel solunum infeksiyonlarından korunulmalıdır.

Özellikle ilk üç ayda ilaç tedavisi pek önerilmez. Bununa birlikte kötü kontrollü astımlı hamilelerde bu hastalık ciddi hayatı tehdit edici durumlar yaratabileceği için bu hastalar hamile olmayanlar gibi tedavi edilmelidir.

Astım için inhale ilaçlar kullanılmaya başlayılı beri bu tedavilerin sanıldığının aksine çok az sistemik yan etki yarattıkları görülmüştür. Özellikle inhalasyonla kullanılan kısa etkili β2 agonist (ventolin gibi) en güvenilir ilaç olup, atak tedavisinde de ilk seçenektir. Bununla birlikte, eğer gerekli olursa yüksek dozlarda β2 agonistler, doğuma yakın zamanlarda kullanılabilirler. Uzun etkili β2 agonistlerle ilgili çok az çalışma olup gece astımdan korunmada kullanılabiliriler.
Teofilinle ilgili yapılan çalışmalar bunun konjenital malformasyonla veya fetal ölümle ilişkili olmadığını göstermiştir. Bununla birlikte son üç ayda bu ilacın vücuttan atılımı azaldığı için kan düzeyinin çok iyi takibi gereklidir. 

Bugünkü çalışmalar sistemik KS’ lerin bebek üzerinde eskisi gibi korkutucu yan etkileri olmadığını gösteriyor. Yarar/zarar oranı ile düşük dozlardaki KS’ lerin ağır astım kontrolünde önerildiği bir gerçektir. Prednisone ve prednisolon, bebeğe geçişi iyi olmadığı için önerilen ilaçlardır. 

Beklametazon gibi inhale KS’ ler hamilelik esnasında bronş iltihabını giderici olarak uzun süreli kullanılabilecek seçenektirler. Kullanıma girmeleri ardından astım tedavisi için sistemik KS gerekliliğinde belirgin şekilde azalma olmuştur. Bu sebeple astımlı hamile hastalarda hastalık bulguları ciddileşmemesi ve sistemik KS gerekliliği oluşmaması açısından uygun dozlarda ve uygun ilaç seçeneği ile doktor kontrolü altında rahatlıkla kullanılabilir.

Nedokromil Na (sodyum) gibi ilaçların gebelikte kullanımı ile ilgili ne hayvan ne de insanlarda yan etki oluşmamıştır.

AK ilaçların ise özellikle β2 agonistlerle karşılaştırıldığında çok güvenli olmadıkları bilinmektedir.

Dermatolojik Durum:

Cilt yüzeyine uygulanan (topikal) KS ve AH ilaçların kullanımı güvenlidir. Yapılan çalışmalarda topikal KS&#; lerin sistemik KS&#; lerden daha az yan etkiye sahip oldukları ortaya konulmuştur ve hamilelikte uygun dozlarda kullanılabileceği kanısına varılmıştır.

Topikal AH’ lerin allerjik deri hastalıklarında kullanımının çok faydalı olmadığı bilinmektedir. Dermatolojistler gebelikte bunun yerine sistemik AH kullanımının daha uygun olacağını belirtmektedirler.

Allerjik rinite hamilelikte genel yaklaşım:

Hamile bayanların % 20&#; sinde hormonal değişikliklere bağlı olarak rinit ve burunda tıkanma olur. Bulgular ilk üç ayın sonunda başlar ve doğumdan sonra da devam edebilir. Özellikle burun kemiğinde eğriliği olan kadınlarda hormonal değişkliklere bağlı rinit riski daha fazladır.
Hamilelikte rinit tedavisi oldukça zorlu olup, genellikle burun içine uygulanan tedaviler kullanılmalıdır.

İlaç Tedavisi:

Özellikle topikal AH, K ve KS kullanımı düşük doz ve hızlı etkileri nedeni ile seçkin ilaçlardır. Burun içine uygulanan K türü ilaçlar güvenli ilaçlar olup allerjiden korunmada yararlıdırlar. Göz damlası ve buruna uygulanan K ile yapılmış açık kontrollü çalışmalarda uzun süre kullanımda dahi her hangi bir yan etki görülmemiştir. Nedokromil, K&#; den daha güçlü olarak histamin salınımını bloke eder. Lodoksamid ise K&#; den , nedokromil sodyumdan 25 kat daha güçlü etkiye sahiptir. Şu an sadece göz damlası formu olarak kullanılmaktadır. Günlük iki kez kullanımı önerilmektedir. Spaglumik asit de mast hücrelerinden histamin salınımını engelleyerek anti allerjik etkiye neden olur. Göz damlası formu vardır.

Topikal AH’ler:

Levokobastin göz damlası ve nasal solusyonu allerjik rinokonjonktivit tedavisinde kullanılabilir. Azelastin, antihistaminik etkili olup aynı zamanda özellikle nötrofil, eozinofil ve makrofajlardan çeşitli mediatörlerin üretim ve salınımını azaltarak iltihap giderici etki gösterir. Flutikazon topikal nasal steroidler içinde güvenilirlik çalışması en fazla olan ürün olup kullanımı önerilmektedir.

Hamilelikte Alerji Aşısı (Alerjen Spesifik İmmünoterapi = SIT):

Alerjen immünoterapi (SIT), allerjik rinit ve astımda etkili ve kökene yönelik bir tedavi olup, hastalığı tamamen ortadan kaldırma şansına sahip bir yaklaşımdır. Bu tedavi bronşial aşırı cevaplılığı azaltmakta ve alerjideki geç faz yanıtları da baskılamaktadır. Gebelikte astım ve alerjik rinitin alevlendiği bilinmektedir. Burada yapılması gereken ilk iş alerjenlerden uzak durmaktır. Bunun dışında SIT de hamilelikte uygulanabilir. Doz artımları esnasında çok iyi bir monitorizasyon gereklidir. Anafilaksi riski azalsa da bu esnada oluşan hipotansiyon özellikle bebek dolaşımı için çok büyük risk taşır. SIT aynen normal insanlar gibi gebelikte de etkili bir tedavidir. Genel populasyon ve kontrol grubu ile karşılaştırıldığında güvenlik açısından, anne ve yeni doğan için hiç bir fark göstermemiştir. SIT uygulanan annelerde, bebeğin anne karnında ve yenidoğan ölümleri, erken doğum, konjenital malformasyon, toksemi gibi durumlarında bir artış görülmemiştir. Bunun dışında SIT gören bir annenin bebeğinde atopi sıklığında bir artış olmaz. Alerji aşısı esnasında kullanılan alerjene özgü olarak ise alerjiden korunma konusunda ise hipotetik olarak bir azalma beklenebilir. Tüm bu bilgiler ışığında eğer hasta hamilelikten önce SIT’ ye başladıysa tedavisi hamilelikte de devam edebilir. Ancak bu tedavi de mutlaka bir alerji ve immünoloji uzmanınca yapılmalıdır. Genellikle kabul edilen doz artımı devam ettikçe az da olsa görülen sistemik reaksiyonun riski artacağı için doz artımı durdurulmalıdır. Hamilelik sonuna kadar sabit dozla devam edilmelidir.
Alerjik hastalığın tanısı açısından ise; çoğu hastada tanı için alerjistler açısından anamnez çok değerli bulgular verir. Ancak tanı amaçlı yapılacak olan ID (deri içi) testlerin de sistemik reaksiyon yaratma riski olduğu için önerilen tanı testi RAST’ tır. Burada tanı koymak adına istenilen RAST testi isteğini de gereksiz maaliyet yaratmamak, iş gücü israfını engellemek için immünoloji ve alerji uzmanları yapmalıdır.

SONUÇ:

Alerjik hastalık tedavisinde bir çok ilaç kullanılmaktadır. İmmünoloji ve alerji hekiminin kontrolü altında alerjik hastalık açısından sorunsuz bir hamilelik geçirmek olanaklıdır. Alerjik hastalıkların tedavisi için kullanılan ilaçlara ait güvenlik katergorilerine göre doktorun seçtiği ilaçları, dozu ve zamanında alma ile herhangi bir problem yaşamadan hamilelik süreci geçirilebilir. Aşağıda hamilelik esnasında kullanılabilecek olan ilaçlara ait güvenlik kategorileri bulunmaktadır.

 İlaç                            Kategori
________________________________________
Steroidler&#;&#;&#;&#;&#;&#;..C
Antihistaminikler&#;&#;&#;..B
Kromonlar&#;&#;&#;&#;&#;&#;..B
Adrenerjikler&#;&#;&#;&#;&#;..C
Teofilin&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;&#;.C
Antikolinerjikler&#;&#;&#;&#;..C
________________________________________

FDA kategorisi; B= İnsanlarda herhangi bir risk kanıtı yoktur. C= Risk dışlanamamıştır.

Sağlıklı günler dileğiyle&#;
Prof. Dr. Cengiz KIRMAZ

HAMİLELİKTE &#;ST SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARINA DİKKAT

Değişken hava şartları ve kış mevsiminin gelmesiyle birlikte üst solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma oranında ciddi bir artış görülüyor. Özellikle kış ayları, anne adayları ve doğmamış bebekler için her türlü riskten korunmaları ve sağlıklı bir hamilelik dönemi açısından oldukça önem taşıyor. Hamilelik gibi bağışıklık sisteminin korunmasının önemli olduğu bu dönemde, anne adaylarının daha dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Hamilelikte meydana gelen her türlü enfeksiyonda, enfeksiyonun yerine göre yaklaşımlar değişkenlik gösterir. Bu durumda önem verilmesi gereken konu, enfeksiyona zamanında müdahale edilmesi ve ilerlemesinin önüne geçilmesidir. Hamilelik döneminde bağışıklık sistemi oldukça hassas ve önemlidir. Yaşanan üst solunum yolu enfeksiyonları, bağışıklık sistemini zayıflatarak, dolaşım ve solunum yolunda normalde yaşanan sıkıntıların daha fazla hissedilmesine sebep olur. Bu nedenle hamilelerin kış aylarında çok yönlü önlem alması gerekir. Beslenme düzeni, hijyen koşulları, giyim, ilaç kullanımı ve egzersiz gibi konularda da titiz davranılması önemlidir.

 

Grip ve soğuk algınlığı birbirinden farklılık gösterir

Grip ve soğuk algınlığı virüslerin neden olduğu hastalıklardır. İki hastalık da sanılanın aksine farklılıklar gösterir. Soğuk algınlığında yüksek ateş görülmezken, gripte çok yüksek ateş ve araya giren ikincil bakteriyel enfeksiyonlar gözlemlenebilir. Soğuk algınlığında görülen belirtiler; burun akıntısı, hapşırma, boğazda yanma hissi ve öksürüktür. Gripte ise; genelde 39 derece ve üzeri ateş, baş, kas-eklem ağrısı, bitkinlik ve orta şiddette öksürük yaşanıseafoodplus.infolerde görülen yüksek ateş 39 derece ve üstü olmalıdır. 38 derece ateşte, ateş düşürücüler kullanılır. Alın, koltukaltı, diz kapağı arkasına soğuk kompresi uygulanmalıdır. Ilık duş alınmalı, ince giysiler giyilmelidir. Anne adayında ateş şikayeti devam ediyorsa, mutlaka doktora başvurulmalıdır.

 

Hamileliğin ilk aylarında yüksek ateş tehlikelidir

Hamileliğin ilk üç ayında yüksek ateş tehlikelidir ve bebeğe zarar verebilir. Bu sebeple yüksek ateşe izin verilmemelidir. Doktor muayenesine kadar, hamilenin vücut ısısını ve bebek üzerinde oluşturacağı olumsuz etkiyi azaltmak için, annenin ateşi mutlaka düşürülmelidir. Doktora gidene kadar parasetamol ilaçlar alınabilir. Bu tür ilaçların hamilelik üzerinde kötü bir etkisi yoktur.

 

Enfeksiyonlar, fiziksel ve psikolojik olarak anneyi zorlar

Özellikle sonbahar ve kış ayları bu enfeksiyonların en çok görüldüğü zamanlardır. Gebelikte yaşanan enfeksiyonların hem anne adayına hem de bebeğe bazı olumsuz etkileri söz konusudur. Bu durum anne adaylarını hem fiziksel hem de psikolojik olarak zorlar. Hamilelik, tek başına gribe yakalanmak için bir neden değildir. Ancak hamile bir kadındaki enfeksiyonda komplikasyon görülme oranı daha da artar.

 

Hamilelik, bağışıklık sisteminde bir bozulma yaratmaz

Gebelikte bağışıklık sistemi ilişkisi oldukça karmaşıktır. Bağışıklık sisteminin, gebelikte genellikle baskılandığına inanılmaktadır. Ancak enfeksiyondan korunma hücreleri dediğimiz savunma hücrelerinin seviyeleri değişir. Aslında bu durum bebeğin anne karnında tutunması ve gebeliğin devamı için gereklidir. Gebelerin enfeksiyon hastalıklarına sık yakalanmadıkları görüşü hakimdir. Yinede birçok farklı görüş, bağışıklık sisteminin zayıfladığını ve daha sık enfeksiyon geçirildiğini ifade seafoodplus.info yanı sıra son yıllarda yapılan çalışmalar ise, gebelerde bağışıklık sisteminde bir bozulma olmadığını ve gebelerin bir çok enfeksiyon hastalığına yeterli yanıt gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu açıdan bakıldığında ise farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Gebelikte bağışıklık sisteminin zayıfladığına dair ortak bir görüş hâkim değildir.

 

Kapalı mekanlar risk yaratıyor

Kış aylarında hamile kadınların dikkat etmesi gereken önemli konulardan biri de sağlıklı havalandırma şartlarıdır. Kışmevsiminin gelmesiyle birlikte hamilelerin soğuk havadan korunmak için kalabalık ve kapalı ortamları tercih ettikleri gözlemlenir. İyi havalandırılmayan ortamlar, bulaşıcı hastalıkların daha kolay yayılmasına sebep olur. Bu tarz kapalı mekanlar hamileler için büyük riskler içerir. Bulaşıcı hastalıkların ve alerjilerin çoğalmasına neden olan bu koşullar, değişen hava şartlarıyla birlikte birçok hastalığa sebep olmaktadır. Bu nedenle anne adaylarının vakit geçirdikleri mekânları özellikle de evlerini sıklıkla havalandırmaları önerilir. Ayrıca mümkün olduğu kadar hastalığı olan kişilerle yakın temasta bulunulmamalıdır. Eller devamlı temiz tutulmalı ve sık yık yıkanmalıdır. C vitamini ağırlıklı beslenilmeli, bol sıvı tüketilmelidir.

 

Polyester, naylon ve sentetik giysiler giymek zararlı

Kış aylarında tek parça kalın kıyafetler giyilmemeli, rahatsızlık vermeyen yünlü, pamuklu, yumuşak ve havalanabilir giysiler tercih edilmeli ve aşırı terlemekten de kaçınılmalıdır. Anne adaylarının soğuk havalarda ısınmak için giydiği polyester, naylon ve sentetik giysiler de oldukça zararlıdır.  Bu tip giysilerin hava geçirme özelliği olmadığından terlemeye ve buna bağlı mantar enfeksiyonlarına neden olur, bu sebeple kesinlikle tercih edilmemelidir. Kıyafetlerde koyu ve siyah renkler yerine canlı renkleri tercih etmek, hamile güzelliğini sergilemeye olanak verdiği gibi; stresten ve karamsarlıktan uzaklaşılmasına da yardımcı olarak, anneye enerji verir. Kış aylarında güneşten daha az yararlanıldığı için, her gün açık havada yapılacak yarım saatlik yürüyüş, gereken D vitamini için yeterlidir. Bu gezintilerde hava alan giysiler tercih edilmelidir.

 

Sağlıklı bir uyku için oda hijyeni önemli

Sağlıklı bir uyku için yatak odalarının hijyeni de çok önemlidir. Burun tıkanıklıkları ve öksürüklerin önüne geçebilmek için evlerin sık sık süpürülmesi, yastık ve yorganların hijyenik koşullarda olması, sıklıkla değiştirilmesi ve ortamın tozlardan arındırılması gerekir. Evcil hayvanlar ise yatak odalarından uzak tutulmalıdır. Mümkünse yatak odalarında halı kullanılmamalıdır. Evlerde soba ve kaloriferlerin kuruttuğu havayı kaynayan bir çaydanlık ile nemlendirmek de faydalıdır. Nefes almakta zorlanılırsa gün kadar burun spreyi kullanılabilir. Ayrıca deniz suyu spreyleri de tercih edilebilir. Burnu nemlendirmek için ortamın nemli tutulması gereklidir.

 

Ihlamur, zencefil ve tarçınlı çay rahatlatıyor

Üst solunum yolları enfeksiyonları genellikle viral denilen hastalık grubundadır. Bu durumda yaşanan şikayetler için rahatlatıcı ilaçlar kullanılır. Ateş düşürücü ve burun açıcı spreyler gibi şikayet giderici ilaçlar da kullanılabilir. Hamilelerde grip ve soğuk algınlığı ağır hastalığa sebep olabilir. Antiviral ilaç alımı, ciddi sonuçların önlenmesine yardımcı olabilir. Anne adayının antiviral ilaç almasının, kendisi ve bebek için zararı olduğunu düşündüren hiçbir çalışma yoktur.Eğer bakteriyel bir enfeksiyon durumu var ise antibiyotik kullanımı gerekmektedir. Ihlamur, zencefil, tarçınlı çay, C vitamini özellikle taze sıkılmış portakal suyunun rahatlatıcı etkisi olduğundan, tedavi uygulaması için bu içeceklerin de tüketilmesi önerilir.

 


nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir