hamilelikte duygusallık ne zaman başlar / Hamilelik (gebelik) belirtileri ne zaman başlar?

Hamilelikte Duygusallık Ne Zaman Başlar

hamilelikte duygusallık ne zaman başlar

Gebeliğin İlk Aylarında Yaşanan Duygusal Değişimler

Gebelikte duygusallık hamilelik belirtileri arasında yer alır. Genelikle gebeliğin ilk üç ayında başlar. Bu dönemde anne adayında yaşanan duygusal değişimler; gebeliği tamamlayıp tamamlayamayacağı, doğum, bebeğinin sağlığı, bebeğin bakımının altından nasıl kalkacağı ve kendi yaşamıyla ilgilidir. Bir de gebelik önceden planlanmadan sürpriz bir şekilde gerçekleşmişse durum bir kat daha derinden yaşanır. Hamileliğin ilk başlarında (ilk üç ay) ruhsal durum yoğun bir şekilde yaşanır. Hamileliğin ilerlemesi ve hormonların düzene girmesiyle de etkisi giderek azalır. Hamilelikte yaşanan psikolojik durumun bebeği etkilemediği ifade edilir.

Gebelikte Duygusallık Ambivalans – Karmaşık Duygular

Anne adayı hamile olduğunu öğrendiğinde, gebeliğini planlamış olsa bile bebek sahibi olmak için doğru zaman olup olmadığı konusunda kararsızlıklar yaşar. Bebeği isteyip planlamasına rağmen, doğmamış bebeğe kötü duygular besleme, bazı günler bebeği istememe gibi farklı karmaşık duygular yaşar. Uzun vadede yapmış olduğu planlar, ekonomik sıkıntılar, iş planları, var olan çocukların ihtiyaçlarını karşılamadaki zorluklar gibi pek çok durum anne adayının karmaşık duygular yaşama nedenlerinin başında gelir.  Anne adayı bir yandan bu sorulara yanıt ararken, diğer yanda yoğun, çelişkili ve karmaşık duygular yaşamaktadır.  Ambivalans adı verilen bu karmaşık duygular gebeliğin son aylarına kadar sürer.     

Bakmakta Fayda Var: Ambivalans Nedir?  

Gebeliğin İlk Aylarında Yaşanan Duygusal Değişimler

İçe Kapanma – Pasiflik

Anne adaylarının gebelikte yaşayacakları psikolojik değişiklikler arasında içe kapanma ve pasiflik yer alır. Gebelik öncesi yaşamında aktif olan anne adayının gebeliğin gerçekleşmesiyle birlikte daha önce yaptığı işlerle daha az ilgilenmesi ve dinlenmeye ve yalnız kalmaya ihtiyaç duyması söz konusu durumun ortaya çıkmasına neden olur. Bu durum aile içerisinde stres yaratarak dengeyi bozabilir. Yaşanan sorunlar baba adayı tarafından yanlış anlamalara neden olur. Bunun sonucunda anne adayı yaşadığı psikolojik durum içerisinde eşinden yeterince destek alamaz.   Gebeliğin İlk Aylarında Yaşanan Duygusal Değişimler  

Duygusal Dalgalanmalar

Gebelik döneminde yaşanan psikolojik değişikliklerin en önemlilerinden birisinin duygusal dalgalanmalar olduğu ifade edilir. Anne adayında yaşanan; ani sevinç, ağlama sıklığı, neşe, öfke patlamasında artış görülür. Uzmanlar bunun nedeninin anne adayının; annelik rolüne hazır olup olmadığı, gebelikte hormonlardaki değişiklikler, kültürel anlam, eş ve kendi annesiyle olan ilişkileri ve gebelik öncesinde depresyon gibi sorunların olup olmadığının belirlediğini ifade ederler. Anne adayında yaşanan ruhsal dalgalanmalar çevresindekilerle ilişkilerini bozabilir. Anne adayı en küçük sorunda bile ağlayabilir. Bunun nedeni sorulduğunda da çoğu zaman geçerli bir neden bulamaz. Hamilelikte duygusal dalgalanmalar çoğu zaman eşler tarafından anlaşılamayan bir durumdur.   Gebeliğin İlk Aylarında Yaşanan Duygusal Değişimler  

Gebeliği Kabul Etme

Anne adayının gebeliği kabul etmesi çoğu zaman gebeliği istediği anlamına gelmez. Gebeliğin kabulünü pek çok faktör etkileyebilmektedir. Bu faktörler, kadının görev ve sorumlulukları ile inanç ve tutumu, diğer kişilerle olan ilişkileri ve anne adayının daha önceki gebeliğinden yaşadığı deneyimlerdir. Gebelik sürecine uyumunda öncelikle anne adayının gebelik fikrini kabul etmesi ve hamileliği yaşamıyla bağdaştırması gerekmektedir. Çevresi tarafından gebeliğinin onaylanmasını isteyen kadının bu ihtiyacının karşılanması gebeliğin ilk aylarında duygusal durum değişimlerine uyum sağlamasını ve hamilelik süresinin daha rahat geçmesini kolaylaştırır.   

Gebeliğin İlk Aylarında Yaşanan Duygusal Değişimler  

Hamilelikte Duygusal Durum Ne Zaman Başlar ve Biter?

Hamilelik belirtileri arasında yer alan duygusal dalgalanmalar, anne adayının vücudunda gerçekleşen hormonal değişimlerden kaynaklanmaktadır. Hamilelikte duygusal hassasiyet özellikle gebeliğin ilk üç ayında yaşanmaya başlar. Anne adayının hormonlarında yaşanan güçlü değişimler ilk üç aylık dönemde gerçekleşmektedir. Üç aylık dönem sonrasında hormonal düzeylerinin daha kontrollü hale gelmesiyle anne adayının ruh halinde meydana gelen dalgalanmalar nispeten azalıp bitecektir.   

Gebeliğin İlk Aylarında Yaşanan Duygusal Değişimler  

Hamilelikte Psikolojik Durumun Bebeğe Etkisi

Hamilelik döneminde yaşanacak duygusal değişimde ağlama ve sinir krizlerinin bebeğe herhangi bir zararının olmadığı belirtilir. Söz konusu psikolojik durumun aşırı boyutlara ulaşmadığı sürece ağlamanın anne adayını rahatlatacağı ve böylece vücudunda oluşan stresinde azalacağı ifade edilir. Anne adaylarının bu konuda endişe etmelerinin yersiz olduğu dile getirilir. Ancak gebelikte yaşanan psikolojik sorunlarla birlikte seyreden ağlama krizlerinin tehlikeli boyutlara ulaşabileceğinin altı çizilir. Anne adayının gebelikte yaşayacağı ruhsal bunalım; yaşamak istememe, doğum korkusu, artık anne olmayı istememe, bebekten kurutulmak isteme, baba adayından nefret etme gibi kötü durumların yaşanmasına neden olabilir. Anne adayında söz konusu belirtilerin yaşanması durumunda vakit kaybetmeden doktora başvurması önerilir.  

Editörün Seçtikleri

Popüler Yazılar

Gebe Sözlüğü

Hamilelikte Duygusal Değişimleri

Hormonların değişmesiyle hamilelik döneminde inişli çıkışlı bir duygusal süreç yaşanabilir. Bu özel durumda sizin ve eşinize düşen görevler:

Anne adaylarının fiziksel olduğu kadar duygusal değişimler yaşaması da son derece normal. Bebeğini kucağına almak ve onunla ilgilenmek için gün sayan annenin duygusal bozukluklar yaşaması aslında şaşırılmayacak bir durum. Suçlu genelde artan ve değişen hormonlar

  • Karmaşık duygular
  • Kaygı
  • Heyecan
  • Korku
  • Hamilelik depresyonu
  • Uyku bozuklukları, yorgunluk ve bunlara bağlı ruhsal sıkınftlar hemen hemen tüm anne adaylarıda görülür.

Kendini sorgulama ve stres

Stres kaçınılmaz&#; Ve stresin ana nedeni de anne adayının ta kendisi ve büyüttüğü endişeleri&#; kafalarında bir sürü soru vardır;

  • Bebeğim sağlıklı doğacak mı?
  • İyi bir anne olacak mıyım?
  • Kilo alıp çirkinleşecek miyim?
  • Eşim beni artık beğenmezse ne yaparım? gibi sorularla streslerini kendileri yaratır.

3 etken!

Hamilelik çok özel bir durumdur ve aslında bunun keyfini çıkartmak gerekir. Hormonlar hamileliği başlatan ve sonlandıran bir etkendir. Anne adayları östrojen hormonunu yoğun salgıladıkları için duygusal ve fiziksel bir çok sorun yaşanabilir.

  • Fiziksel Değişim: Anne adayı eski vücut hatlarının geride kaldığını görünce büyük bir endişe yaşar. Vücudunun sarktığını, çok kilo aldığını, genişlediğini ve doğum sonrası bu kiloları veremeyeceğini düşünerek endişelenir. Bu yüzden eşinin kendisini artık beğenmeyeceğine inanır ve bunu ciddi olarak kafasına takar. Bu durum hamilelikte sinirlilik durumunu da yanında getirebilir.
  • Psikolojik Değişim: Hamilelik doğrudan hormonlarla ilgilidir. Psikolojideki temel etkenler de hormonlar sebebiyle oluşur. Dışarıdan sorun, dış görünüşle ilgiliymiş gibi dursa da aslında temelde anne adayının psikolojisi değişmiştir.

Hamilelik depresyonunun belirtileri

  • Yorgunluk, isteksizlik
  • Mutsuz ve üzüntülü olmak,
  • Sürekli ağlama hali,
  • Alınganlık,
  • İlgisizlik,
  • Dikkat dağınıklığı,
  • Umutsuzluk ve karamsarlık,
  • Aşırı öfke ve sinirlilik

Baba Adayına Öneriler

Anne adayına bu zor süreçte destek olmak ve yanında olduğunu hissettirmek babalara düşer. Kadınlar özellikle eşleri tarafından beğenilmeyeceğini düşündüğü için bu kadar çok stres yapar. Oldukça hassas dönemde olan anneye, eşleri hamilelik pskilojisini bilmeli ve yanlarında olduklarını hissettirmeli.

İşte babanın hamilelikte rolü:

  • Anne adayına fiziksel durumuyla ilgili espriler yapmamalı.
  • Hamileliğin ve bebeğin kendisi tarafından da heyecanla beklendiğini her fırsatta dile getirmeli.
  • Güzel ve samimi sözlerle moral vermeli.
  • Bebekle ilgili alışveriş ve doktor kontrollerinde yanında olmalı.
  • Anne adayının yaşadığı endişeleri hafife almamalı.

Hamilelikte yaşanan psikolojik süreçler nelerdir?

Hamilelikte yaşanan psikolojik süreçler nelerdir?

Planlı ve arzu edilen bir gebelik, bir kadının hayatta başına gelebilecek en önemli ve anlamlı yaşam olaylarından biridir.

Bilimsel açıdan ise hamilelik süreci, ölüm, boşanma, evlilik, doğum gibi objektif stres yaşantılarından biri olarak kabul edilir ve bir insanın hayatta yaşayabileceği “kritik yaşam olaylarından” (life events, major changes) biridir. Çünkü bu dönem boyunca anne adayı sadece fiziksel ve biyolojik bir takım değişimlerden geçmez; aynı zamanda psikolojik ve sosyal olarak da yaşadığı birçok stres yaşantısıyla baş etmeye ve bunlara uyum sağlamaya çalışır. Bu durum planlı ya da arzu edilen hamilelikler için de geçerlidir.

Psikolojik açıdan bakınca anne adayı, hamileliğin her evresinde (1., 2. ve 3. Trimester) farklı bir psikolojik süreçten geçer

İlk üç aylık dönemi kapsayan 1. Trimester (Hamilelik Haftası), belki de anne adaylarının kendilerini en güvensiz hissettikleri dönemdir. Gebelik tespitinden sonra yaşanan duygular sadece mutluluk ve sevinçten ibaret değildir.

“Nasıl bir anne olacağım?”, “Partnerimle yaşadığım ilişki doğumdan sonra nasıl etkilenecek?”, “Çok mu kilo alacağım?”, “Partnerim beni beğenmeye devam edecek mi?”, “Mesleki olarak beni neler bekleyecek?”, “Sosyal hayatım değişecek mi?” gibi birçok kaygı dolu soru anne adayını meşgul edip, onda stres yaratabilir. İlk dönem kaygıları ve soru işaretleri son derece normaldir. Planlı ya da arzu edilen bir hamilelikte bile yoğun duygusal iniş-çıkışlar söz konusu olabilir.

İkinci üç aylık dönem ( Hamilelik Haftası), anne adayı için hamileliğe alışma ve uyum sağlama evresidir. Bu evrede, ilk haftalarda yaşanan kaygılar ve soru işaretleri, yerini ağırlıklı olarak pozitif duygu ve düşüncelere bırakır. Bebeğinin ilk hareketlerini hissetmeye başlayan anne adayı, duygusal olarak da onu bekleyen annelik rolüne hazırlanmaya başlar.

Hamileliğin son evresinde ( Hamilelik Haftası) anne ve baba adayları psikolojik olarak da doğuma ve bebekli yeni aile hayatına hazırlanmaya çalışırlar. Özellikle hamileliğin son haftalarında artan fiziksel şikâyetlere ek olarak, yaklaşan doğum süreciyle ilgili yaşanan kaygılar, anne adayını tekrardan psikolojik strese sokabilir. Bu noktada anne adayının, eşi, ailesi ve güvenebileceği bir kadın-doğum doktoru tarafından destekleniyor olması kaygıların giderilmesinde çok önemli bir rol oynar.

Psikolojik açıdan bakınca, hamilelikle birlikte başlayan aile hayatına geçiş süreci çok büyük sorumluluklarla ve fedakârlıklarla doludur. Bebeğine kavuşmanın heyecanını duyan bir çift aynı zamanda gelecek kaygıları da taşıyabilir. Bu noktada aile hayatına hazırlanan anne ve baba adayları, hamilelik boyunca yaşayabilecekleri duygusal dalgalanmaların farkına varabilmeli ve
bunları yok saymadan yaşadıkları stres ve kaygılar hakkında birbirleriyle açıkça konuşabilmelidirler.

Yukarıda sıralanan dönemler, hamilelikte yaşanan psikolojik geçiş evrelerini anlamak için klinik çalışmalara dayandırılarak oluşturulmuş teorik bir modeldir ve kişiden kişiye değişiklikler gösterebilir. Sonuçta her hamilelik kendi içinde özel ve benzersizdir.

Buradaki amaç, hamilelikte yaşanan psikolojik süreçlere değinerek hamileliğin sadece fiziksel, hormonal ve biyolojik değişimlerden ibaret olmadığını vurgulamaktır. Yapılan rutin tıbbi tetkiklerin ve doğum öncesi testlerin yanı sıra anne adayının psikolojik takibini yapmak, ona duyarlı ve destekleyici bir biçimde yaklaşmak, hamilelik ve doğum sonrası depresyonunu engellemek açısından da son derece önemlidir.

Unutmamak gerekir ki, her anne adayı ve bebeği, sağlıklı ve mutlu bir hamileliği hak etmektedir.

Dr. Ayşe Bombacı Uzm. Klinik ve Prenatal Psikolog

Kaynakça

  • Gloger-Tippelt, G. (). Schwangerschaft und erste Geburt: Psychologische Veränderungen der Eltern. Stuttgart: Kohlhammer.
  • Filipp, S. H. (). Kritische Lebensereignisse. Psychologie Verlags-Union, Weinheim

DBE Yetişkin ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Bizi Arayın  Terapistlerimiz

Benzer İçerikler :

Yemekle Kavga Etmeyin

Yemekle Kavga Etmeyin

Zayıflama çılgınlığıyla hayattaki en önemli değerin “güzellik” haline gelmesi ve bunu yitirmeme düşüncesine saplanıp kalmak, kendimize yaptığımız

KENDİNİ SEVMENİN YOLLARI

KENDİNİ SEVMENİN YOLLARI

Bu hayatta neleri sevdiğinizle ilgili mutlaka düşünmüşsünüzdür. Güneşli günleri, yağmuru, kedileri, kuşları, çikolatalı keki, çiçekleri, matematik dersini,

İlginizi Çekebilir :

İstanbul Psikolog & Psikoterapist

İstanbul Psikolog & Psikoterapist

İstanbul’da psikolog & psikoterapistleri ile güvenilir hizmet veren Davranış Bilimleri Enstitüsü, psikoloji disiplini çerçevesinde yaklaşım gösteren

Panik Bozukluğu ve Panik Atak

Panik Bozukluğu ve Panik Atak

Panik Bozukluğu, her 75 kişiden birinde görülen ciddi bir rahatsızlıktır. Genellikle onlu yaşların sonu veya yetişkinliğin başlarında ortaya çıkar. Nedenleri

Duygudan Mesafe Almak

Duygudan Mesafe Almak

İnsanın psikososyal bir varlık olması, onu varlığını sürdürmek ve gereksinimlerini karşılamak için toplu halde yaşamaya ve diğer insanlarla iletişim kurmaya

Sitemiz performansını artırmak ve kullanıcı deneyiminizi geliştirmek için çerezler kullanmaktadır ve bu web sitesini kullanmaya devam ederseniz, çerez kullanımını kabul etmiş olursunuz. Kullandığımız çerezler hakkında daha fazla bilgi edinmek için çerez politikamızKabul Et

HAMİLELİK BELİRTİLERİ NELERDİR VE NE ZAMAN BAŞLAR?

Bebek sahibi olmak isteyen anne adaylarının en merak ettiği şeylerin başında hamilelik belirtileri geliyor. Erkek üreme hücresi sperm ile kadın üreme hücresi yumurtanın döllenmesi sonucunda oluşan hamilelik, kadınların vücudunda ve ruhsal durumunda çok fazla değişik yaşanmasına neden olur. Anne adaylarının merak ettiği hamilelik belirtilerini ve hamilelik belirtilerinin zaman içerisinde değişimine dair hastanemiz Kadın Hastalıkları ve Doğum Departmanı doktorumuz seafoodplus.info Betül Atakan'dan bilgi aldık.

Yumurta ve spermin birleşmesiyle oluşan embriyonun rahme tutunması, yaklaşık olarak döllenmeden gün sonradır. Ve bu andan itibaren bazı erken gebelik belirtileri ortaya çıkabilir. Bu belirtilerin nedeni döllenmeden sonra, anne kanında beta hCG, östrojen ve progesteron hormonlarının artmaya başlamasıdır. Peki, bu erken gebelik belirtileri nelerdir?

HAMİLELİK GEBELİK BELİRTİLERİ NELERDİR?

Düzenli cinsel hayatı olan ve adeti geciken her kadın hamile olmaktan şüphe duyar ve vücudunu dinlemeye başlar.

Aslında hiçbir gebelik, hamilelik belirtisi hamileliği kesin olarak kanıtlamaz çünkü hamilelikten emin olmak için hamilelik testi yapılması gerekir.

Hamileliğin ilk haftalarından başlayarak son günlere kadar ortaya çıkan hamilelik belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

Adet gecikmesi

Gebeliğin ilk belirtilerinden biri adet gecikmesidir. Ancak düzenli bir adet döngüsüne sahip değilseniz gebe olduğunuzdan şüphelenebileceğiniz başka belirtiler olabilir. Ayrıca her adet gecikmesi gebelik işareti olmayabilir. Stres, beslenme, iklim değişiklikleri gibi çevresel faktörler, ilaç kullanımı, kilo alımı ya da kilo kaybı gibi durumlar da bazen adet gecikmesine sebep olabilirler.

Mide bulantısı

Artan hcg (gebelik hormonu) ve östrojen hormon düzeyi, gebeliğin ilk zamanlarında özellikle sabah bulantılarına neden olabilir. Bazı gebelerde kusma bulantılara eşlik edebilir. Ancak bulantı başka durumlarda da ortaya çıkabilir. Mide-bağırsak hastalıkları, kabızlık, reflü, gastrit, stresvertigo gibi. Ayrıca artan östrojen hormon düzeyi gebelikte koku hassasiyetine neden olabilir. Özellikle yemek kokuları, parfüm ve sigara kokusu öğürme refleksine neden olup bulantıyı tetikleyebilir.

Yorgunluk, halsizlik ve uyku hali

Özellikle gebeliğin ilk 3 ayında artan progesteron hormonunun etkisiyle kendinizi yorgun hissedebilir, sürekli uyumak isteyebilirsiniz.

Kokulara karşı yoğun hassasiyet

Hormonların değişmesi yüzünden anne adayının yaşadığı değişikliklerden biri de kokulara karşı aşırı duyarlı hale gelmesidir. Bu dönemde anne adayı daha önce sevilen kokulardan tiksinebilir. Hiç hoşlanılmayan pek çok koku da sevilmeye başlanabilir.

Hafif kanama ve kas ağrısı

Hamileliğin ilk dönemlerinde zaman zaman hafif kanamalar, lekelenmeler ve kasık ağrıları görülmesi normaldir. Bu kanamalar adet kanaması gibi uzun soluklu kanamalar olmaz. Embriyonun anne adayının rahmine tutunmaya ve yerleşmeye çalışmasının neden olduğu bu kanamalar ve ağrılar da gebelik belirtileri arasında sayılır.

Kabızlık

Gebelik durumunda salgılanan progesteron hormonu sebebiyle sindirim sistemi problemleri yaşanabilir. Anne adayının sindirimi yavaşlar ve sindirim sistemindeki bu hormonsal değişim kabızlığa yol açar. Kabızlık durumunda anne adayının beslenme düzenine daha fazla dikkat etmesi gerekir.

Göğüslerde dolgunluk, hassasiyet

Erken gebelik belirtilerinden bir diğeri de göğüslerde oluşan değişikliklerdir. Artan hormonlar ve göğüslere gelen kan miktarının artışıyla birlikte göğüslerde büyüme ve büyümeye bağlı ağrı ve hassasiyet görülebilir. Ayrıca yine gebelikte artan bu hormonlar, meme başındaki renk değişimini sağlayan melanosit denilen hücreleri etkileyerek, meme başında koyulaşma ve areola dediğimiz meme başı bölgesinde genişleme yaparlar. Bu durumda yine erken gebelik belirtileri arasındadır.

Hafif kanama ve akıntı

Lekelenme şeklinde görülen vaginal kanama da gebeliğin erken belirtilerinden biri olabilir. Halk arasında 'üstüne görme' olarak bilinen bu durum, embriyonun rahime tutunmasından kaynaklanan implantasyon kanamasıdır. Adet kanamasından farkı miktarının az ve süresinin kısa olmasıdır ve bu kanama normal adet kanaması haline dönüşmez. Özellikle ağrı ile beraber olduğunda dış gebelik belirtisi de olabileceğinden, bu durumda kadın doğum muayenesi yapılması önemlidir.

Sık idrara çıkma

Döllenmeden sonraki ilk haftalarda artan hormon düzeylerinden dolayı sık idrar çıkma hissi olabilir. Gebeliğin ilerleyen dönmelerinde de bu şikayet sıkça görülür. Bunun nedeni büyüyen rahmin idrar torbasına yaptığı baskıdır. Ancak bazen idrar yollarındaki enfeksiyon durumlarından kaynaklanabilir. Özellikle yanma şikayetinin eşlik ettiği durumda mutlaka doktor kontrolü yapılmalıdır.

Vücut sıcaklığının artması

Gebelikte yine hormon düzeylerinin artmasına bağlı olarak vücut sıcaklığı yaklaşık 1 derece kadar yüksektir.

Kasık ağrısı

Yine gebeliğin erken dönemlerinde özellikle 4 ve 5. haftalarda embriyonun rahme yerleşmesine bağlı, şiddetli olmayan, genellikle batma tarzında hafif kasık ağrıları olabilir. Bu ağrılar çoğunlukla istirahatle geçer. Kanamanın eşlik ettiği şiddetli kasık ağrıları varsa mutlaka doktorunuza danışmalısınız.

Tüm bu erken gebelik belirtileri, gebeliğin ilk haftalarından itibaren başlayabilir ve çoğunlukla gebeliğin 5. ve 8. haftaları arasında görülür. Ancak bu belirtiler her gebede görülmeyebilir. Ayrıca her anne adayı bu durumları fark etmeyebilir. Bu belirtilerden bazıları tüm gebelik boyunca görülmeye devam edebilir. Bazıları ise gebelik dışı durumlarda görülebilir. Dolayısıyla bahsedilen erken gebelik belirtileri kişinin gebe olduğunu kesin olarak göstermez. Kesin gebelik tanısı idrarda veya kanda yapılan gebelik testleri ile öğrenilir.

Baş dönmesi ve ağrısı

Hormonların bir anda çoğalması, kan akışını etkilediği için tansiyon düşmesi ve tansiyon düşmesine bağlı baş dönmeleri, bayılmalar yaşanabilir.

Duygusal olarak hassaslaşma

Döllenme sonucunda yaşanan hormon artışı anne adayının sadece vücudunu etkileyen bir şey değildir. Hamilelik anne adayının ruhsal durumu üzerinde de ciddi etkiler bırakır. Hamile olan kadınlarda çok ani duygusal geçişler yaşanır. Mutlu ve keyifli görünen, kahkahalar atan bir anne adayı hiçbir sebep yokken bir anda öfkelenebilir, ağlayabilir, üzülebilir. Bu durumlarda anne adayının en büyük destekçisi baba adayı olmalıdır. Baba adayları, anne adayının bu değişimleri kasıtlı olarak yaşamadığını ve kontrol edemediğini unutmamalı, eşinin kötü hissettiği anlarda destekçisi olmalıdır.

Döllenmeden yaklaşık gün sonra kanda beta hCG dediğimiz gebelik hormonu yükselmeye başlar. Bu durumda kanda ya da idrarda bakılan gebelik testleriyle gebe olup olmadığınızı öğrenebilirsiniz. Bu hormon önce kanda sonra idrarda yükselmeye başladığından dolayı gebelik önce kanda sonra idrarda belli olur. Evde yapılan idrar testinde çift çizgi görülmesi testin pozitif olduğunu gösterir. Kanda yapılan gebelik testi için bir hastaneye gitmeniz gerekir. Hcg (gebelik hormonu) değerleriniz çok düşük bile olsa kan testinde tespit edilebilir. Ancak günümüzde düşük hCG değerlerini idrarda da tespit eden erken gebelik testleri mevcuttur.

HAMİLE OLDUĞUNU NASIL ANLARSIN?

Kadınların vücudunun ergenlik döneminde adet görmeye başlamasından itibaren bir çocuk doğurmaya hazır olduğunu biliyoruz. Kadın üreme organları her ay belli bir dönemde kendisini oluşabilecek bir gebeliğe karşı hazırlar. Eğer döllenme sağlanabilirse gebelik oluşur ancak sağlanamazsa kadın üreme organları tarafından üretilen yumurta hücresi parçalanarak adet kanaması olarak vücuttan atılır. Hamile olmayı isteyen kadınların "Hamile olduğumu nasıl anlarım" sorusuna verilen ilk yanıt genelde adet gecikmesi olur.

ADET GECİKMESİ HAMİLELİK BELİRTİSİ MİDİR?

Düzenli cinsel hayatı olan kadınlar için adetin gecikmesi hamilelik ihtimalini ortaya çıkarır. Elbette adetin gecikmesi hamileliğin kanıtı sayılamaz ancak bir belirti olarak kabul edilebilir. Hamileliğin çok fazla belirtisi olduğunu daha önce söylemiştik. Adetin gecikmesi, diğer belirtilerin yanında değerlendirilirse gebelik testi yapılması için bir sebep olarak görülebilir.

HAMİLELİĞİN İLK HAFTASINDA NELER OLUR?

Kadın üreme organlarının işleyişi dikkate alındığında son adet dönemi bittiği anda kadınların yumurtalıkları yumurtlama için hazırdır. Son adet döneminin ardından gelen günde yumurtlama gerçekleşir. Yumurtalıklarda oluşan en sağlıklı yumurta, fallop tüpleri aracılığıyla rahme gider. Kadın üreme organı yumurta rahimde korunmasız cinsel ilişki yaşanırsa birleşme saat canlı olarak durabilir.

Erkek üreme hücresi olan spermde bu süre gün olarak değişir. Yani kadının rahmine giren bir sperm rahimde gün canlı olarak durur. Yumurta henüz canlıyken yaşanan korunmasız bir cinsel ilişki sonucunda kadın rahmine giren sperm yumurtayı döller. Döllenen yumurta rahim astarına girer ve hamilelik oluşur.

İlişkiden 7 gün sonra hamilelik oluşur ancak belli olmaz. Ultrasonda da görülmez. Hamileliğin testlerde ve ultrasonda görünmesi için döllenmenin üzerinden 14 gün geçmesi gerekir. Ancak bu durum erken hamilelik belirtilerinin görülmesine engel olmaz. Hormonların hızla değişmesine yol açan döllenme sonucunda 7 günde hamilelik belirtileri görüldüğü söylenebilir.

EN ERKEN HAMİLELİK BELİRTİLERİ NE ZAMAN ORTAYA ÇIKAR?

Hamilelik şüphesi duyan kadınların gebelikle ilgili en çok merak ettiği konulardan biri de hamilelik belirtilerinin başlama zamanları ve döllenme sonrası vücutta yaşanan değişimlerdir.

Hamileliğin ilk haftasından itibaren hamilelik belirtileri görülmeye başlayabilir. Progestoron düzeyinde yaşanan artış, östrojen hormonunun çoğalması ve döllenen yumurtanın rahime etkisi anne adayının vücudunda ve duygu durumunda değişikliklerin yaşanmasına yol açabilir.

Gebelik takvimi çıkarırken gebelik sürecinin sağlıklı şekilde gözlemlenebilmesi için gebeliğin başlangıç günü olarak, hamile olan kişinin son âdet kanamasının ilk günü kabul edilir. Gebeliğin bir kan testinde görülebilmesi için çiftlerin cinsel birleşmesi üzerinden 14 gün geçmiş olması gerekir.

EN ERKEN HAMİLELİK BELİRTİSİ NEDİR?

Yumurtanın döllenmesinin ardından oluşan embriyo fallop tüpleriyle rahme taşınır. Anne adaylarının merak ettiği ilk hamilelik belirtileri de bu taşınmanın ardından başlar. Embriyonun rahme tutunmasının ardından ilk implantasyon kanaması yaşanır ve bu kanamayla birlikte implantasyon dönemi başlamış olur. İşte bu implantasyon kanaması ilk hamilelik belirtisi olarak gösterilebilir. Halk arasında lekelenme adıyla anılan bu kanamanın ardından gebelik oluşmuştur ve sırasıyla diğer belirtiler de görülmeye başlar.

Hamilelik sürecinde anne adayının vücudu adeta baştan ayağa değişen tepkiler verir. Hamilelik hafta kadar sürer ve neredeyse her hafta hamilelik belirtileri farklılık gösterir. Bazı belirtiler ve değişiklikler sadece erken dönemde görülürken bazı belirtiler sadece doğuma yakın görülür. Anne adayları kendi vücudunu dinleyerek erken hamilelik belirtilerini anlayabilir.

Erken hamilelik belirtileri genelde döllenmenin ve hormon artışının dışa vurumu olarak yaşanan fizyolojik değişimlerdir.

Hamilelik belirtilerinin hepsi her kadında aynı şiddette gözlemlenmeyebilir. Tüm bu belirtilerden bazıları fark edildiyse ve bir de adet gecikmesi varsa bir gebelik testi yapılmasının faydası olacaktır.

HAMİLELİK TESTİ NASIL YAPILIR?

Herhangi bir eczaneden alabileceğiniz gebelik testleriyle evinizde 2 dakika içinde hamile olup olmadığınızı dair bilgi edinebilirsiniz. Eczaneden aldığınız gebelik testine idrarınızı yapıp biraz beklemelisiniz. Gebeliğin oluşması durumunda salgılanan beta Hcg hormonu kanda ve idrarda kendisini gösterir. Gebelik testi üzerindeki göstergede çift çizgi çıkması durumunda hamile olduğunuzu, tek çizgi çıkması durumunda hamile olmadığınızı anlarsınız.

Evde yaptığınız gebelik testleri genel olarak doğru sonuç verse de bazen yanılabilir. Bu yüzden eğer ki evde yaptığınız gebelik testinde iki çizgi çıktıysa (ki bu pozitif demektir ve hamile olduğunuz anlamına gelir) bir de jinekolog muayenesine gitmekte fayda var.

Hekiminiz, yapacağı gebelik testlerinde Beta hcg değerlerini inceleyecektir. Kadınların hamile olup olmadığı Beta hcg hormonuna göre belli olur.

Evde yapılan gebelik testleri gebeliğin ilk haftasında sonuç vermeyebilir. Gebeliğin ilk hastasında ultrasonda da gebelik görülmez ancak hekiminiz yapacağı kan testlerinde Beta hcg hormonuna rastlanırsa gebelikten bahsetmek mümkün olur.


Kaynak : Makale seafoodplus.info sitesinden alıntılanmıştır. Orjinal makaleyi okumak için lütfen tıklayınız

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir