Gebelikte diyabet (gestasyonel diyabet) teşhisi için şeker yükleme testi (glikoz tolerans testi) kullanılır .Gestasyonel diyabet, hamilelikten önce diyabet geçirmeyen hamile bir kadının hamilelik sırasında yüksek kan şekeri düzeylerine sahip olması durumudur.
Kimler glikoz tolerans testine ihtiyaç duyar?
Tüm hamile kadınlar gestasyonel diyabet için taranmalıdır. Gestasyonel diyabet hamilelik komplikasyonlarına neden olabilir, bu nedenle erken teşhis ve hızlı tedavi önemlidir. Bu test genellikle hamileliğinizin 24 ve haftaları arasında yapılıseafoodplus.infounuz , diyabet belirtileri yaşıyorsanız veya hamile kalmadan önce diyabet riski altındaysanız bu testi daha önce yapmanızı önerebilir.
Test
Diyabeti test etmek için tek basamaklı iki saatlik 75 gramlık oral glikoz tolerans testi (OGTT) kullanılır. Bu test en az 8 saatlik açlık durumunda yapılır. Bir sağlık uzmanı önce açlık glikoz seviyenizi test etmek için kan alacaktır. Daha sonra sizden 75 gram şeker içeren bir glikoz çözeltisi içmenizi isteyeceklerdir. Bir ve iki saatlerde tekrar kan alınacaktır.
Gestasyonel diyabeti tespit etmek için iki basamaklı yol da kullanılabilir. İlk olarak bir saatlik tarama (50 gr GTT) eğer bu testte yükseklik varsa üç saatlik bir glikoz tolerans testi ( gr OGTT) yapılır.
Üç saatlik testte, sizden gram şeker içeren bir glikoz çözeltisi tüketmeniz istenecektir. Açlık ve glikoz çözeltisini içtikten sonra bir, iki ve üç saatlerde kanınız alınacaktır.
Glikoz tolerans testinin riskleri
Bu testlerin sizin veya bebeğiniz için hiçbir riski yoktur. İşlem sırasında bazı gebelerde mide bulantısı olabilir.
Glikoz tolerans testi sonuçları
Tek Basamaklı Test
Gebelikte 75 gramlık OGTT’de diyabet veya gestasyonel diyabet tanısı koymak için sadece bir değerin yüksek olması gerekir.
Kan | Prediyabet için | Diyabet için | Gestasyonel diyabet için |
Açlık | mg / dL | mg / dL veya daha fazla | 92 mg / dL'den fazla |
1 saat sonra | mg / dL'den fazla | ||
2 saat sonra | mg / dL | mg / dL veya daha fazla | mg / dL'den fazla |
İki Basamaklı Test
Bir saatlik sonuçlarınız veya mg / dL'ye eşit veya daha yüksekse, doktorunuz testin ikinci adımına geçmenizi isteyecektir. Yukarıda belirtildiği gibi, ikinci adım gram şeker alımını içerir.
Alınan dört kandan ikisi aşağıda listelenenlerden daha yüksekse, doktorunuz gestasyonel diyabet tanısı koyacaktır.
Kan | Teşhis seviyeleri |
Açlık | 95 mg / dL'den fazla |
1 saat sonra | mg / dL'den fazla |
2 saat sonra | mg / dL'den fazla |
3 saat sonra | mg / dL'den fazla |
Glikoz tolerans testinden sonra
Doktorunuz prediyabet veya diyabet tanısı koyarsa, diyet ve egzersiz yapmanızı tavsiye eder . Ayrıca gerektiğinde diyabet ilaçları da reçete edebilirler.
Doktorunuz , önerilen hedefler dahilinde olduklarından emin olmak için her gün kan şekeri seviyelerinizi takip edilmesini isteyebilirler. Kontrolsüz vakalarda erken doğum, preeklampsi, doğum travması ve birçok sorunlar olabilir.
Kaynak:
seafoodplus.info#results
İlk defa gebelikte ortaya çıkan ve doğumdan sonra düzelen glukoz intoleransı, gestasyonel diyabet olarak tanımlanmaktadır. Gebelik; bebeğin beslendiği plasentadan salgılanan hormonlardan dolayı insülin direnci ile karakterize bir dönemdir. Özellikle hamileliğin ikinci yarısında bu hormonların artması, pankreas rezervi sınırda olan kadınlarda yüksek şeker değerleri ile sonuçlanmaktadır.
Gebe kadınların yüzde ’inde görülebilen gebelik diyabeti, hamilelikte en sık karşılaşılan endokrinolojik hastalıktır.
Gebelik diyabeti genellikle belirti göstermemektedir. Çok su içme, çok sık idrara çıkma, idrarda glukoz saptanması, tekrarlayan idrar yolu/vajinal enfeksiyonlar, bulantı veya halsizlik gebelik diyabetinin olası belirtilerindendir.
Kan şekeri değerlerinin kontrol altına alınamayıp yüksek seyretmesi, bebeğin anne karnında gelişimini etkileyerek fazla kilo almasına ve suyunun fazlalaşmasına neden olabilir. Gebelerde kontrolsüz kan şekeri, nadiren “diyabetik ketoasidoz” olarak adlandırılan ciddi bir komplikasyona yol açabilir.
Gebelik diyabeti, hamileliğin haftasından sonra plasentadan salgılanan anti-insülin hormonlarının artmasıyla ortaya çıkar. Özellikle gebeliğin ikinci yarısında oluşan gebelik diyabeti için yapılan tarama testlerinin haftalar arasında yapılması önerilmektedir.
Gebelikten önce kilo kontrolünün sağlanarak ideal kilo ile gebe kalınması, düzenli olarak çok ağır olmayan egzersizlerin yapılması, sağlıklı bir diyet ile sigaranın bırakılması gebelik diyabeti riskini azaltmaktadır.
Hamileliğin ilk döneminde diyabet riski bulunmuyorsa, haftalar arasında şeker yükleme testi (50 gr Oral Glukoz Tolerans Testi) ile tarama yapılmaktadır. Tarama testinde, birinci saat glukoz değerleri, sınırın üzerinde çıkan hastalara gr şeker yükleme testi ( gr Oral Glukoz Tolerans Testi) yapılır. İki değeri yüksek çıkan hastalara “gestasyonel diyabet” tanısı konmaktadır. Ayrıca tek seferde 75 gr şeker yükleme testi (OGTT) de yapılabilmektedir. Yükleme testi sırasında alınan şekerin, anne ya da bebek açısından herhangi bir zararı bulunmamaktadır. Herhangi bir zamanda bakılan kan şekeri değerinin mg/dL; açlık kan şekerinin mg/dL veya HbA1C değerinin yüzde ’in üzerinde olması durumunda da gebelik diyabeti tanısı konulur.
Tarama ile gestasyonel diyabetik kadınların saptanması ve tedaviye başlanması, anne ve bebek ile ilgili komplikasyonların önlenmesi açısından oldukça önemlidir.
Gebelik diyabetinin fark edilmesi ve uygun tedavi ile yönetilmesi durumunda genellikle sorun oluşmaz. Ancak fark edilmez veya kan şekeri regülasyonu sağlanmaz ise hem anne hem bebek için birtakım komplikasyonlar ortaya çıkabilir.
Gebelik diyabetinde, hamileliğin ilk haftalarında kan şekeri yüksekliği olmadığı için bebekte yapısal anomali riski yüksek değildir. Makrozomi ve hipoglisemi bu bebekler için başlıca iki sorundur. Makrozomi yani bebeğin patolojik şekilde normalden iri olması durumu, yağ dokusunun fazla olmasından kaynaklanır. Normalden daha iri olan bebeklerin doğum sırasında omuz takılması gibi travmaya maruz kalma riski vardır. Ayrıca, yenidoğan döneminde kan şekeri düşüklüğü (hipoglisemi) ve kalsiyum, magnezyum düşüklüğü gibi diğer biyokimyasal dengesizlikler görülebilmektedir. Ayrıca erken doğum riski ve akciğer problemleri de olabilmektedir. Diyabetik anne bebeklerinin, ileri yaşamlarında obezite ve tip 2 diyabet geliştirme açısından risk altında oldukları da bilinmektedir.
Annede gebelik diyabetinin varlığı, hipertansif hastalıkları riskini ve sezaryen oranlarını artırmaktadır. Vajinal doğumlarda ise operatif doğum ve buna bağlı oluşan yırtık, kanama gibi travma riski oluşabilir. Doğum sonrası kanamanın fazla olması da diğer bir olası sorundur.
Gebelik diyabeti tanısı alan bir gebenin, öncelikle bu konuda bilgilendirilmesi ve konunun öneminin farkına varması sağlanmalıdır. Gebelik diyabeti tedavisinde amaç, kan şekeri değerlerini belli aralıkta tutabilmektir. Kişinin kilosuna ve gebelik haftasına uygun kalori içeren diyet ile karbonhidrat, protein ve yağ alımı düzenlenir. Tıbbi olarak bir sakınca yoksa yürüyüş veya yüzme gibi egzersizler gebelik diyabetinde ilk basamak tedavi yöntemleridir. Aynı zamanda gebe, belli aralıklarla kan şekeri takibi yapmalıdır. Kan şekeri değerleri diyetle istenilen aralıkta tutulamaz ise diyete ilaveten insülin enjeksiyonlarına geçilebilmektedir.
Gebelik diyabeti tanısı konmuş anne adayları, öncelikle diyetisyen kontrolünde olmalıdır. Düşük glisemik indeksli karbonhidrat ve yüksek lifli gıdaları tercih etmeli; şeker ve rafine gıdalardan kaçınmalılardır. Küçük öğünlerle sık sık beslenmelilerdir. Gebelik haftasına ve kilosuna göre hesaplanan kalori ihtiyacı, 3 ana + 3 ara toplam 6 öğün olacak şekilde bölünerek ayarlanmalıdır.
Doğum sonrasında diyabetik anne bebekleri, pediatristler tarafından metabolik sorunlar, sarılık, polisitemi, akciğer problemleri açısından yakından takip edilir. Ayrıca bu bebekler ileri yaşlarında metabolik sendrom ve obezite riskiyle karşılaşabilirler. Dolayısıyla ilerleyen yaşlarında sağlıklı beslenmeleri ve egzersiz yapmaları oldukça önemlidir.
Gebelik diyabeti (gestasyonel diyabet) yaşayan annelerin ise doğumdan sonra kan şekeri düzeyleri normale dönmekte ve insülin kullananların doğum sonrası tedavi gerekliliği kalmamaktadır. Ancak, gebelik diyabeti olan kadınların hayat boyu tip 2 diyabet veya prediyabet riski altında olduğu unutulmamalıdır. Bu sebeple gebeliğinde diyabet tanısı konan annelerin, doğum sonrası haftada glukoz tolerans testi yaptırmaları gerekmektedir.
Gebelikte (hamilelikte) şeker hastalığı, gebeliğe bağlı diyabet, gizli şeker ya da gestasyonel diyabet olarak da adlandırılmaktadır. Şeker hastalığı (diyabet) kandaki şeker seviyelerinin normalden yüksek olmasıdır. Gestasyonel diyabet ise ilk defa gebelikte ortaya çıkan ya da gebelikte tanı konan şeker hastalığıdır. Hastada gebe kalmadan önce şeker hastalığı mevcuttur (pregestasyonel diyabet) ancak gebelik sırasında ilk defa tanı konur. Bu şeker hastalığı tipi gebelikte anne ve bebek açısından daha risklidir. İlk defa gebelik sırasında ortaya çıkan diyabet ise gestasyonel diyabet olarak adlandırılır. Gebeliğe bağlı şeker hastalığının temelinde insüline olan direnç yatmaktadır.
Şeker hastalığı çocuklarda ya da erişkinlerde görülebilir. Çocuklarda görülen şeker hatalığına tip 1 diyabet adı verilir. Bu hastalarda pankreasta insülin salınımı yapan beta hücre adacıkları ya çok azdır ya da yoktur. Tip 1 diyabet hastalarında insülin tedavisi kullanılması zorunludur. Erişkinlerde görülen tip 2 diyabet ise insülin eksikliği ya da insüline olan direnç ile alakalıdır. Tip 2 diyabet hastalarının büyük çoğunluğu obes hastalardır ve temelinde yatan insüline olan dirençtir.
Gebelikte yükselen gebelik hormonları nedeniyle insülin hormonuna karşı direnç gelişir. Bu nedenle dokulara geçmesi gereken şeker kanda kalır ve kan şekeri yükselir. Yükselen kan şekeri dolayısıyla bebeğe de geçer ve bebekte farklı şeker yükselmesi belirtilerine neden olabilir. Özellikle gebeliğe yüksek kilo ile başlayan, ya da gebelikte hızlı ya da aşırı kilo alan kadınlarda gestasyonel diyabet gelişme riski artacaktır.
Şeker hastalığının belirtileri gebelikte oldukça belirsizdir. Gebelikte diyabet olmayanlarda bile bazı belirtiler diyabet belirtileri ile karışabilir. Yorgunluk, fazla yemek yeme, fazla su içme ya da fazla idrara çıkma belirtileri diyabeti olmayan gebelerde de görülen hamilelik belirtileri arasındadır. Bu nedenle sadece belirtilere bakarak gebelikte şeker hastalığı tanısını koymak oldukça güçtür. Hatta bu belirtiler bile diyabeti olan pekçok gebede aşikar değildir. Gebelikte şeker hastalığının tanısını koymak için gebelikte şeker yüklemesi yapılmalıdır. Eskiden sadece anamneze dayalı olarak gebelik şekeri tanısı konulurken günümüzde tüm gebelere şeker yüklemesi yapılması önerilmektedir.
Hamilelikte şeker hastalığı tanısı konulması için şeker yükleme testi yapılmalıdır. Tüm gebelere haftalar arasında diyabet testi adıda verilen glukoz yükleme testleri uygulanmalıdır. Ancak önceki gebeliğinde şeker hastalığı olan, iri bebek doğurma öyküsü olan, ailede diyabet hikayesi olan ya da gebelikte anne karnında bebek kaybı yaşayan gebelerde, gebeliğin hemen başlangıcında şeker yükleme testi yapmak gereklidir.
Hamilelikte şeker yüklemesi, gebelere hafta arası rutin olarak yapılan bir diyabet testidir. Hastaya şekerli su içirilerek belli zaman aralıklarında kan alınarak kan şekeri değerleri ölçülür. Bu değerler göre hastada gebelik şekeri tanısı konur.
Şeker yükleme testi tüm gebelere hafta arasında yapılmaktadır. Ancak diyabet hastalığı için risk faktörü olanlarda gebeliğin ilk haftasından itibaren yapılmalıdır. İlk haftada yapılan şeker yükleme testi normal çıkarsa hafta arasında tekrarlanmalıdır. hafta arası gebelikte şeker yüklemesi testi normal çıkanlarda herhangi bir ilave teste gerek yoktur. Ancak şeker hastalığı çıkmayan ama şekere yatkınlık tesbit edilen hastalarda gebelik haftasında tekrar şeker yükleme testi yapılması önerilmektedir. Çünkü gebelik ilerledikçe insülin rezistansı artmakta, şekere yatkınlık olanlarda ilerleyen haftalarda gebelik şekeri oluşabilmektedir.
Şeker yükleme testi iki farklı şekilde yapılabilir. 50 gram glukoz yükleme testi bir diyabet tarama testidir. Bu test sonucuna göre tanı koyamayız. Gebelikte şeker yüklemesi yüksek çıkanlar yani kan şeker seviyesi mg/dl nin üzerinde çıkan hastalara gram glukoz yükleme testi yapılmaktadır. Bu test ise tanı koydurucudur. Gebelikte şeker yüklemesi yaptıranlar, 50 gram şeker yükleme testi için hastanın aç olması gerekmezken, gram şeker yükleme testi için saatlik açlık gerekmektedir. Test sırasında şekerli solüsyon 5 dakika içerisinde içilmeli, test boyunca istirahat edilmeli, fazla aktivitede bulunulmamalıdır. Hamilelik şekeri yüksek çıkanlar yani gram şeker yükleme testi sonucunda 4 değerden 2 tanesi yüksek çıkacak olursa hamilelikte şeker hastalığı tanısı konur. 75 gram yükleme testi için ise hastanın aç olması gerekmektedir.
Gebede gr şeker yükleme testinde (OGTT) açlık kan şekeri 92, seafoodplus.info , seafoodplus.info , seafoodplus.info üzeri ve en az 2 değer yüksekse gestasyonel diyabet tanısı konur. 75 gr şeker yükleme testi sonucunda ise, açlık 92, seafoodplus.info , seafoodplus.info değeri ise üzerinde ve en az 2 değer yüksekse şeker hastalığı tanısı konur.
Gebelikte şeker yüklemesinin zararları olduğunu söyleyen kesimler mevcuttur. Ancak şeker yükleme testi yıllardır yapılan testler olup şu ana kadar yenidoğanlarda ya da anne karnında iken bebeğe herhangi bir zararı tesbit edilmemiştir. Şeker yükleme testinin zararlı olduğu düşüncesinin bilimsel bir tabanı yoktur.
Şeker yükleme testi fiyatları klinikler arasında farklılık göstermektedir. Ancak bu test basit bir test olup oldukça ekonomik fiyatlara sahiptir. Herkesin rahatlıkla yaptırabileceği bir test olup tüm hastanelerde ya da muayenehanelerde rahatlıkla yapılabilmektedir.
Gebelikte şeker hastalığı genellikle diyet tedavisi yeterli olur. Diyetle kan şekeri değerleri normale inmeyen hastalarda ise insülin başlanması gerekecektir. İnsülin tedavisi hastanın kan şekeri seviyelerine göre dozu ve zamanlaması ayarlanır. Diyetisyen gözetiminde günlük kalorilik kişiye özel bir diyet uygulanması hastaların %85’inde kan şekerini kontrol altına alacaktır. Beraberinde egzersiz yapmanızda oldukça önemlidir. Egzersiz insülin hormonuna olan direnci kırarak kan şekeri seviyesinin düşmesini kolaylaştırır. Sizin için en güzel egzersizler yürüyüş ve yüzmedir. Tüm bunlara rağmen kan şekeri düşmez ise o zaman insülin tedavisine geçilir. İnsülin tedavisinin bebeğe herhangi bir sakıncası yoktur. İnsülin hormonu plasentadan geçmez ve bebeği etkilemez.
Gebelik takibisırasında düzenli kan şekeri ölçümleri ile gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Doğum zamanlaması açısından gebelik sırasında oluşan riskler önemlidir. Herhangi bir problem yok ve kan şekerleri düzenli gidiyorsa normal gününde doğum yapılmalıdır. Normal doğum yapılmasında bir sakınca yoktur. Ancak iri bebek ya da polihidramnios gibi durumlarda sezeryan ameliyatı riski artacaktır. Muhakkak yenidoğan yoğun bakım şartlarının olduğu bir hastanede doğum yapılmalıdır. Şeker hastalığı akciğer gelişimini geciktirdiği için bebeğinizin haftası iyi bile olsa küvez ihtiyacı olabilir.
Doğum sonrası 6. haftada anneye 75 gram şeker yükleme testi yapılır. Normal çıkan kadınlarda 3 yılda bir testi tekrarlamakta fayda vardır. Gebeliğinde şeker hastalığı geçiren kadınların yaklaşık yarısı 20 yıl içinde tip 2 diyabet hastası olacaktır. Aynı şekilde bebeklerin ileriki yaşamlarında tip 2 diyabet hastası olma riskide 20 kat artmıştır.
Tip 2 diyabet hastaları günlük yaşamlarında öncelikli olarak klasik tedavi yöntemleri ile tedavi edilirler. Ancak sürekli almaları gereken ilaçları ve bu ilaçların yan etkileri vardır. Kullanılan ilaçlara rağmen hastalık ilerlerse, ilaçlarla hastalık kontrol altında tutulamazsa ve hastalık sonrası oluşan zaman kaybı nedeniyle gözde, böbreklerde ve sinir uçlarında hasar başlarsa cerrahi tedavi düşünülmesi gerekir
Şeker hastalığı ameliyatı metabolik cerrahi olarak adlandırılmaktadır. Bu cerrahide amaç midenin küçültülmesi ve bu sayede kalori alımının azaltılması, yemeklerin direkt olarak ince barsağın son kısmı ile temas etmesi sonucu olumlu hormon düzeylerinde artış sağlanmasıdır. Olumlu hormonlardaki artış hem insülin etkinliğini artırır, hemde iştah kesici ve düzenleyici hormonların artması nedeniyle erken tokluk hissinin ortaya çıkmasını sağlar.
Gebelikte şeker hastalığı olanlarda günlük almanız gereken enerji dağılımı her hastanın özelliklerine göre belirlenmelidir. Karbonhidrat doğru besinlerden alınmalıdır; tam tahıl taneleri, kepekli pirinç, kepekli makarna, bulgur ve yulaf gibi besinler tüketilmelidir. Kan şekerinin ani düşüşlerini önlemek için de posadan zengin gıdalar tercih edilmeli ve ara öğünleri kesinlikle atlanmamalıdır.
Havuç, patates, pirinç, bal, karpuz, beyaz ekmek, tatlı mısır, muz, kuru üzüm,kola ve fanta, kuruyemişler, yağlı gıdalar, pasta, kek, çikolata ve börek tarzı gıdalardan uzak durulması önerilir.
Et, balık, kuru fasülye, tavuk, süt,yumurta, bulgur,portakal,yeşil mercimek, elma, yoğurt, armut benzeri gıdaların tüketilmesinde sakınca yoktur. Şeker hastalığına iyi gelen bitkiler ya da hamilelikte şekeri düşüren yiyecekler kullanılabilir ancak bu tedaviler asıl tedaviye yardımcı tedavilerdir. Elbette miktarını iyi ayarlamak önemlidir. Diyetisyeninizden gebelik şekeri diyet listesi isteyebilirsiniz.
Gebelikte diyabet hastalığında, diyetinize ve tedavinize özen gösterdiğiniz müddetçe sağlıklı bir bebeğe sahip olma şansınız oldukça yüksektir. Doktorunuzun önerilerini dikkate alarak tedavinizi ve takibinizi özenle sürdürünüz.
Ankara Çankaya Çukurambardaki muayenehanemizdegebelik takibi Ankara jinekolog Doç. Dr. Nermin Köşüş ve Doç. Dr. Aydın Köşüş tarafından yapılmaktadır. Ankara gebelik takibi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Gebelik Şekeri Değerleri Kaç Olmalıgebelikte şeker hastalığı bebeği nasıl etkilerGebelikte şeker hastalığı belirtileriGebelikte Şeker Hastalığı DiyetiGebelikte Şeker Yüklemesi FiyatıGebelikte Şeker Yüklemesi Kaç Saat SürerHamilelikte şeker hastalığıHamilelikte Şeker Nasıl DüşürülürHamilelikte şeker yüklemesihamilelikte şekeri düşüren yiyeceklerŞeker Hastalığı Ameliyatı Var mışeker hastalığına iyi gelen bitkilerŞeker Yüklemesi Kaçıncı Haftada YapılırŞeker Yüklemesi Zararlı mı