Anne adayları kan sayımı sonuçlarına eline Aldıkları zaman, otomatik yapılan kan sayımı sonuçları, ki sıklıkla zaten artık otomatik yapılıyor, özel aletlerle kan bu aletin içinden geçirildiği zaman otomatik olarak sonuçları çıkartıyor, birçok sonuç işte koyu renk gözüküyor, işte koyu renk demek patolojik demek. Ondan sonra işte anne adayı bunu gördüğü zaman endişelenmeye başlıyor, tane birden koyu renk çıkartılmış, yani anormal çıkmış diye gerçekte öyle mi? Tabii ki değil. Biz özellikle birkaç tane parametreye önem veriyoruz kan sayımında.
Bunlardan bir tanesi Hemoglobin değeri hb veya hgb diye geçiyor. Bir tanesi hct hematokrit değeri, bir tanesi de eritrosit değeri bunların üçü kan sayımı yani kandaki eritrositlerin, alyuvarların durumunu gösteriyor. Bunlarda eğer düşme varsa o zaman kansızlık var demektir. Ona göre ekstra bir takviye vermek gerekir. ,
İkinci baktığımız şey WBC yani Akyuvarlar. Kanda enfeksiyon olup olmadığını gösteren parametre. Bu da hamilelik döneminde 12 bine kadar normal kabul edilebiliyor. Halbuki hamilelik dönemi dışında nispeten yüksek kabul edilebilir. Hatta hamilelikte 16 bine kadar bile normal kabul ettiğimiz oluyor.
Üçüncü baktığımız parametre trombositler. PLT diye geçiyor veya trombosit diye direkt olarak geçebiliyor. Bunda da hamileler için alt sınır Tabii ki biz bin üzerinde olmasını tercih ederiz ama 'e kadar düşebiliyor, hatta hamileliğin ilerleyen haftalarında altına bile düşebiliyor.
Onun dışında diğer baktığınız parametreler MCV, MCH ve MCHC. Bunlar alyuvarların büyüklüğünü gösteriyor. Eğer alyuvarlarda aşırı bir büyüme varsa bu B12 vitamini eksikliğine bağlı bir kansızlık olabilir. Eğer bu parametrelerde bir azalma varsa MCV özellikle az ise o zaman demir eksikliğine bağlı bir kansızlık söz konusu demektir. Veya bazen, Türkiye'de bu yüzde bir oranında gözüküyor, Akdeniz anemisi (Talasemi) taşıyıcılığı da MCV değerlerinde düşmeye neden olabilir.
Onun dışında işte otomatik olarak çıkartılan diğer parametreleri de tabii ki dikkate alıyoruz ama onlar bu saydığım parametreler kadar çok fazla bizim için önem taşımıyor.
Bebek sahibi olmak, ciddi bir sorumluluktur. Her anne adayı hamile kaldıktan sonra sadece kendi bedeni ve sağlığından değil aynı zamanda bebeğin sağlığından da sorumludur. Dolayısıyla gebeliğin başlaması ile birlikte mutlaka bazı testler aksatılmadan yapılmalıdır. Avrasya Hastanesi Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı, hamilelikte yapılması gereken testleri anlatıyor.
Sağlıklı gebelik ve bebek için testler şart
Hamile olan her kadının en önemli amacı bebeğini sağlıklı bir şekilde kucağına almaktır. Bunun için hem hamilelik öncesinde hem de sonrasında bazı testlerin yapılması çok önemlidir. Dolayısıyla hem anne adayının sağlıklı bir doğum süreci geçirmesi hem de bebeğin dünyaya gözlerini sağlıklı bir şekilde açabilmesi için testler ve doktor kontrolleri olmazsa olmazdır. Çünkü bu testler, down sendromundan nörolojik problemlere kadar birçok sorunun önceden tespit edilebilmesine olanak tanıyor.
Hangi test ne işe yarıyor?
Hangi testler, ne zaman yaptırılmalı?
Haftalar: Gebeliğin ilk 14 haftası veya ilk 3 ayı “birinci trimester” olarak tanımlanır. Gebeliğin haftasından sonra ultrason muayenesinde bebeğin ense kalınlığı (NT) ölçülür ve ikili test yapılır. Amaç bebeğin ense kalınlığına bakılarak down sendromlu olup olmadığını belirlemektir. Bu tahlil haftadan sonra yapılamaz.
Haftalar: Gebeliğin ikinci 3 ayı, “ikinci trimester” olarak tanımlanıyor. Genellikle ikili kombine test yapmayan kişilere down sendromu riskini ölçmek için uygulanır. Bu haftalar arasında üçlü test veya dörtlü test yapılır. haftalarda ayrıntılı ultrason, uterin arter Doppler kan akımı ölçümleri, 35 yaş üzeri gebelere amniosentez, kalpte anomali şüphesi olan gebelerde haftalarda fetal ekokardiyografi, Glukoz testleri, tam kan sayımı, tam idrar tahlili yapılıyor. Eğer bu test sonucu riskli gelirse, amniosentez yapılarak bebekten su alınması suretiyle daha ileri inceleme yapılabilir.
Haftalar: Gebeliğin üçüncü 3 ayı “üçüncü trimester” olarak kabul ediliyor. 50 gr glukoz yükleme testi (şekerli su testi) bu haftalar arasında yapılır. Test sonucu ’dan yüksek olursa gr OGTT testi yapılmalıdır. Anne ve baba arasında kan uyuşmazlığı varsa haftada IDC (Indirekt Coombs Testi) yapılır. Test negatif çıkarsa anne-bebek arasında kan uyuşmazlığına bağlı etkilenme olmadığını gösterir. Bu durumda kan uyuşmazlığı iğnesi yapılır.
Haftalar: Bu haftalar arasında annede Grup B Streptokok (bakteri) taraması çok önemlidir. Gebeliğin özellikle son haftalarında, bebeğin sıkıntıda olduğundan şüphe duyulduğunda ve gün aşımında (günün geçmesi) NST (Non Stress Test) çekilir. Biyofizik profili NST’ye ek olarak yapılan ve bebeğin durumunu değerlendirmeyi sağlayan başka bir test uygulanır. Bebek ile ilgili bazı riskli durumlar saptandığında ise ileri değerlendirme için doppler ultrasonografi ölçümü yapılır.
ETİKETLER: avrasya, doktor, hasta, hastane, insan, sağlık, şifa
Gebelik, 40 hafta süren oldukça uzun bir maratondur ve hamilelik boyunca hem anne adayının hem de bebeğin sağlığını koruyabilmek amacıyla hamilelik öncesi ve sonrasında bazı testlerin yapılması çok önemlidir. Hamilelikte meydana gelen değişimlerle birlikte gebelik sürecinin sorunsuz tamamlanması için düzenli aralıklarla belli başlı kontrollerin yapılması gerekir. Annenin adayının yaşı, yaşam tarzı, kendisinin ve eşinin kişisel ve aile geçmişi temel alınarak yapılan bu testler, hamilelik oluşumundan bebeğin doğumuna kadar olan sürecin sağlıklı bir şekilde seyir gösterip göstermediği ve annenin sağlık durumu hakkında önemli bilgiler verir.
Gebelikte yapılan testler, nörolojik problemlerden down sendromuna kadar birçok sorunun öncesinde tespit edilebilmesine olanak sağlar, kontroller ile birlikte gebelikte karşılaşılabilecek sorunlar erken dönemde saptanır, bu bilgiler doğrultusunda gebelik planlanabilir. Hamilelikte yapılan testler, düzenli olarak yaptırılarak yüksek riskli gebelikler sonlandırılabilir, sağlık gebeliklerin de başarıya ulaşması sağlanabilir.
Hamilelikte yapılan testlerden bazıları, hamileliğin belli zamanlarında uygulanırken bazı testler hamilelik dönemi boyunca düzenli olarak, bazıları ise gerekli görülen durumlarda gerçekleştirilir böylece mevcut olan veya meydana gelebilecek problemlerin tespiti, tanısı ve önlenmesi sağlanır. Hem anne adayının hem de bebeğin sağlıklı olması için hamile kalmadan önce henüz planlama aşamasındayken de doktora başvurmak ve gerekli testleri yaptırmak gerekir. Gebelikte hafta hafta yapılan testleri senin için listeledik.
Hamilelik şüphesi olan kadınlarda ilk olarak yapılan test, kanda gebelik testidir. Bu test pozitif çıkarsa ultrason muayenesi yapılır böylece gebeliğin rahim içi gebelik mi yoksa dış gebelik mi olduğu anlaşılır ve gebelik haftası tam olarak belirlenir.
Rutin gebelik testleri olarak da adlandırılan ilk ay testleri; tam kan sayımı, kan grubunun belirlenmesi, tansiyon ölçümü, idrar tahlili, tiroid fonksiyon testleri, rubella testi ve enfeksiyon testini içerir. Kan şekeri, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri, hepatit taraması, smear testi (rahim ağzı kanseri taraması), TORCH taraması yapılır. Eğer hamilelikten önce testler yaptırılmadıysa mutlaka hamileliğin ilk haftalarında yaptırılmalıdır. Hamilelik sonrasında da yenidoğan ve bebeğe ilişkin olarak yaptırılması gereken çok sayıda tahlil, tetkik ve aşı vardır ayrıca özellikle erken doğum vakalarında kuvözde kalma gibi beklenmedik durumlar da meydana gelebilir. Henüz gebelik sürecindeyken tüm bu risklere karşı hamileyken sigorta yapan firmalara başvurarak hamilelik sigortası yaptırabilirsin.
Birinci trimester olarak da adlandırılan gebeliğin ilk 14 haftasında (ilk 3 ayı) haftadan başlayarak anneden kan alımı, ultrason ölçümü ve ikili tarama testi yapılır. İkili tarama testi başta Down Sendromu olmak üzere farklı kromozom bozuklukları için risk durumunu gösteren bir kan testidir. Kandaki Beta hCG, PAPP-A değerleri ile bebeğin ense kalınlığı ve burun kemiği (NT) ölçülerek Trizomi 21 yani bebeğin Down Sendromlu olma riski ile trizomi 18 gibi genetik rahatsızlıkların varlığı tespit edilir. Bu haftalarda yapılan kemik ölçümü de bebeğin Down Sendromu taşıyıp taşımadığı konusunda önemli bilgiler verir.
Eğer riskli bir gebelik durumu söz konusu ise anne adayı 35 yaşın üzerindeyse veya daha önce Down sendromlu bebek doğum öyküsü varsa ise Serbest Fetal DNA testi ile de değerlendirme yapılabilir.
İkinci trimester olarak da bilinen gebeliğin ikinci 3 ayında yapılan üçlü ve dörtlü tarama testi genellikle ikili test yaptırmayan kişilerde down sendromu riskine bakmak amacıyla gerçekleştirilir. Üçlü tarama testi için en uygun zaman, Haftalar arasında olmasına rağmen 15 ile haftalar arasında da bu test yapılabilir. Üçlü ve dört tarama testinde kandaki beta hCG, AFP ve serbest estriol değerlerine bakılarak bebekte down sendromu (trizomi 21), genetik problemler ve ayrık omurga hastalığı görülme riski incelenir.
Eğer bu testlerin sonucunda herhangi bir problem tespit edilirse gebelik haftasına göre amniyosentez, koryon villus biopsisi, Doppler kan ölçümü, fetal ekokardiyografi, glukoz testleri, tam idrar tahlili, tam kan sayımı veya kordosentez yapılabilir.
Fetal anomali taraması olarak da bilinen ayrıntılı ultrason ile parmak yapısı, biçimi, iç organların gelişimi, plasentanın durumu, rahim ağzı uzunluğunun belirlenmesi gibi parametreler incelenir ve hayati tehlike yaratacak veya engelliliğe yol açacak herhangi bir anormallik olup olmadığına bakılır.
Eğer bebeğin kalbinde herhangi bir problem görülürse haftada fetal eko, genetik açıdan bir risk görülmüş ve amniyosentez yapılmamış ise kordosentez yapılarak bebeğin genetik yapısı hakkında bilgi sahibi olunabilir. Detaylı ultrason ile ilgili daha detaylı bilgi almak için içeriğimizi okuyabilirsin.
Gebelikte hormonların etkisi ile diyabet hastası olmayan kadınlarda da diyabet görülebilir ve diyabet tedavisi yapılmazsa doğum sırasında veya doğumdan sonraki dönemde bu durum bebekte problemlere yol açabilir. Bu nedenle gebeliğin üçüncü ayı olarak da bilinen üçüncü trimester döneminde şeker yüklemesi ve tokluk kan şekeri takibi ile diyabet taraması yapılır.
haftalarda doppler taraması, idrar tahlili, idrar kültürü, tam kan sayımı ve kan uyuşmazlığı olan kişilerde indirekt combs testi tekrarlanarak test sonucuna göre kan uyuşmazlığı iğnesi yapılabilir.
haftalar arasında Grup B Streptokok olarak bilinen kültür örnekleri alınarak bakteri taraması ve Non Stress Test (NST) yapılır. NST ile anne karnına yerleştirilen iki sensörle bebeğin kalp atışları ve erken doğum belirtileri görülür.
Haftalık ultrason incelemesi, amnion sıvı ölçümü ve biyofizik profili ile bebeğin hareket ve solunum gibi bulgular takip edilir. Eğer bebekle alakalı bir risk olduğu saptanırsa ileri bir değerlendirme için doppler ultrasonografi ölçümü yapılabilir. Kan uyuşmazlığı olan bebeklerde bu problemle ilgili herhangi bir sorun olup olmadığı da yine bu haftalar arasında kontrol edilir.
Hamilelik öncesi ve hamilelikte yapılan testler hakkında bilgi sahibi olarak gebelik sürecini sorunsuz bir şekilde geçirebilir, bebeğini sağlıklı bir şekilde kucağına alabilirsin.
Gebelik döneminde anne adayının yaptırması gereken ilk test olan gebelik testi, idrar ya da kanda gebeliğe özgü hormonlardan biri olan HCG’nin saptanmasını ve hamileliğin kesin olarak tespit edilmesini sağlar.
İlk muayenelerde yapılan pelvik muayene, genital kitle, enfeksiyon, doğumsal anomaliler, kanser ve kanser öncesi lezyonların ortaya çıkmasını sağlar.
Sindirim, kan ve dolaşım sistemleri, solunum sistemi, lokomotor sistem (kan ve eklemler), sinir sistemi ve ruhsal durum ile ilgili değerlendirmeler yapılır.
Her gebelik muayenesinde tekrarlanarak tansiyon ölçümü gebelik zehirlenmesi (preeklampsi) adı verilen durumun teşhisinde önemli bir kriterdir.
Özellikle kısa süre içinde çok fazla kilo alımı, gebelik zehirlenmesinin belirtisi olabilir. Haftalara yayılan kilo alımı ise karbonhidrat ve yağdan zengin yiyeceklerin gereksiz alımına bağlı olabileceği gibi diyabet (gebelik şekeri) belirtisi de olabilir.
Leopold manevrası adı verilen özel muayene yöntemi ile bebeğin başı, sırtı ve bacakların yeri belirlenir. Gebeliğin sonlarına doğru ise ultrason ile bebeğin pelvis içindeki konumu belirlenir ve karnın mezura ile ölçümü de önemli bilgiler elde edilmesini sağlar.
Gebeliğin 11 ile haftalarında yapılan ikili tarama testi, down Sendromu (trizomi 21) ve trizomi 18 varlığını araştıran bir testtir. Annenin yaşı da göz önünde bulundurularak yapılan ikili tarama testi, bebeğin ense kalınlığı, kandaki beta hCG ve PAPP-A değerleri hakkında önemli sonuçlar verir.
veya Haftalar arasında yapılabilen üçlü ve dörtlü tarama testi, Down Sendromu (Trizomi 21), trizomi 18 ve nöral tüp defektini araştıran bir testtir. Değerlendirmede annenin yaşı bebeğin kafa çapı (BPD ölçümü), kandaki beta HCG, AFP ve estriol (E3) değerlerine bakılarak yapılır.
Gebelik süresince açlık kan şekerinin mg, tokluk kan şekerinin de mg üzerinde olması durumunda glukoz testinin yapılması önerilir çünkü hamilelikte diyabet (şeker hastalığı) riski artar. Haftalar arasında yapılan şeker yükleme testi ile anne adayına 50 gr (PPG) veya gr glikoz (OGTT) yükleme yapılır. Eğer kan değerleri sınırın üstünde çıkarsa diyabeti tanısı konularak diyet ve egzersiz önerilir. Diyet sonrası açlık ve tokluk şekerleri hedeflenen değerlere düşürülemezse insülin tedavisine başlanabilir.
Ultrason, gebelik kesesi içerisinde kalp atımı olan embriyoyu ve embriyoyu besleyen kesenin görüntülenmesini sağlayan cihazdır. Ultrasonografi, gebeliğin henüz başındayken rahim içi gebelik mi yoksa normal gebelik mi olduğunun görülmesini sağlar ve bu uygulama sayesinde gebelik süreci, rahim ağzının uzunluğu ve şekli değerlendirilebilir, bebeğin konumu ve gelişimi gözlenebilir ayrıca ilk trimesterdeki düşük riski ve plasenta arkasına kanamalarının da takip edilmesini sağlar. Ultrasonografi, ikili ve üçlü tarama testlerine de yardımcı olurken özellikle gebeliğin son dönemlerinde amniyon sıvısının takip edilmesine olanak tanır.
20 ile haftalar arasında uygulanan Doppler ultrasonografi ile bebeğin beslenme seviyesi ölçülerek gebelik zehirlenmesi riski değerlendirilir. Baş-bacak ölçümü yapılarak bebeğin gelişimi takip edilir ve amniyon sıvısı ölçülür.
Gebenin kan grubunun Rh negatif ve eşin kan grubunun Rh pozitif olması durumunda kan uyuşmazlığı söz konusu olur ancak bu durum doğum sonrası özel bir iğne ile kan uyuşmazlığı durumu kontrol altına alınabilir. Rh- annelerin hamilelik süreci kan uyuşmazlığı riskine karşı sürekli olarak takip edilmelidir. Kan uyuşmazlığı durumunun bebeği etkileyip etkilemediğini gözleyebilmek amacıyla İndirekt Coombs Testi yapılmalıdır. Sonuç negatif çıksa da haftada İndirek Coombs testi tekrar uygulanarak negatifliğin devam edip etmediği, bebekte kan uyuşmazlığı ile ilgili olumsuz herhangi bir durumun gelişip gelişmediği kontrol edilir ve bebeği korumak amacıyla doğum sonrası özel bir enjeksiyon yapılır.
Enjeksiyon dışında doğumdan sonra da yaptırılması gereken pek çok tahlil ve tetkik, rutin kontrol ve aşı vardır ve bu uygulamalar ciddi masraflarla karşılaşmana neden olabilir. Yenidoğan ve bebekler için yaptırabileceğin bebek sağlık sigortası ile tüm bu işlemleri problemsiz bir şekilde yaptırabilirsin.
Hamileliğin başında tam kan sayımı yapılarak hemoglobin miktarı belirlenir ve anemi yani kan eksikliği olup olmadığına bakılır.
TORCH taraması, gebelik dönemi dışında geçirildiğinde problem yaratmayan fakat gebeliğin özellikle ilk üç ayında bebekte birtakım problemlere yol açabilen hastalıkları tespit etmek ve önlem almak amacıyla yapılan uygulamadır. Örneğin, gebeliğin planlandığı dönemde TORCH taraması yapılarak anne adayında kızamıkçığa bağlı bağışıklık olup olmadığı incelenebilir.
Gebelikte yapılan testlerden biri olan kan biyokimya testi ile idrarda kan ve protein ölçümü yapılarak hamilelik döneminde meydana gelebilecek gebeliğe bağlı diyabet, hipertansiyon, karaciğer ve böbrek hastalıklarının teşhisi konur.
Gebeliğin ilk kontrollerinde yapılan tam idrar tahlili, böbrek fonksiyonları ve idrar yolu enfeksiyonu konusunda bilgi verir. Ayrıca tam idrar tahlili, erken gebelik döneminde aşırı bulantı ve kusma yaşayan anne adaylarında beslenme durumunun değerlendirilmesi, yeterli su tüketimini yapılıp yapılmadığının takibi, idrarda protein varlığının ortaya çıkarılması açısından da önemlidir.
Gebelikte salgılanan hormonlarla birlikte rahim ağzı kanserinde artış meydana gelir. PAP Smear testi, rahim ağzı kanserinin var olup olmadığını araştırılmasını sağlar.
Gebelikte idrar yolu enfeksiyonlarına yakalanma riski artar. Tam idrar kültürü yapılarak varsa enfeksiyon tespit edilir ve antibiyotik tedavisine başlanır.
Hepatit B için Anti Hbs ve HbsAg testi, Hepatit C tanısı için Anti HCV ve AIDS teşhisi için de Anti HIV testleri yapılır.
Gebeliğin ilk haftalarında tiroid fonksiyon testi yapılarak annede tiroid hastalığı olup olmadığı araştırılarak gerekli durumda hormon takviyesine başlanır.
Kandaki beta HCG seviyesi, gebelik ilerledikçe düşer fakat trizomili teşhisi olan bebeklerde bu azalma çok daha yavaş olur. Gebeliğin haftalarında yapılan Beta HCG ve PAPP-A testleri ile bebekte trizomili olup olmadığı araştırılır.
Hamilelikte yapılan testler arasında yer alan Non Stress Test (NST), bebeğin kalp atışlarını ve annedeki sancı durumunu gösteren gebeliğin son 3 ayında uygulanan bir testtir. Eğer erken doğum tehdidi söz konusu ise daha erken haftalarda başlanabilir. NST ile ilgili daha fazla bilgi almak için yazımıza göz atabilirsin.
Doğum sigortası; poliçede yazan teminat ve limitler doğrultusunda hamilelik sürecinde yaptırman gereken kan tahlili, idrar tahlili, ultrasonografi ve şeker testleri ile aylık olarak yaptırman gereken muayene ve rutin kontrolleri kapsar. Hamilelik test ve tahlillerine ilişkin masrafların karşılanması için doğum sigortası yaptırabilir ve sağlığını güvence altına alabilirsin. Doğum sigortası yaptırmak için seafoodplus.info web sitesi üzerinde kolayca teklif alabilir veya çağrı hattımızı arayarak da doğum sigortası teminatları hakkında daha detaylı bilgi alabilirsin.
Yazımızda yer alan bilgiler tanı ve tedavi amacı taşımaz. Tanı ve tedavi ile ilgili bütün işlemler için doktorunuza danışınız.