Hamilelik bir kadının hayatındaki en farklı, en heyecanlı ve bir o kadar da zorlu bir dönemdir. Bu dönemde anne adayları bazen rahatlamak bazen daha rahat uyumak için birtakım çareler arayışına girerler. Bu çarelerden birisi de bitki çaylarıdır. Fakat anneler düşük yapma riskinden de korktukları için bitki çaylarına da korkarak yaklaşmaktadırlar. Bu yüzden hamilelikte anne adayları her bitki çayını araştırmadan içmemeye özen göstermelidir. Aksi taktirde bebek düşebilir.
Bebeğin, hamileliğin ilk 20 haftasında anne karnında ölmesine düşük (abortus) yapmak denilir. Düşük yapmaya sebep olan birçok farklı sebep olabilir. Bunlardan biri de kekik çayı gibi bitki çaylarının içilmesidir.
Kekik Çayı Düşüğe Sebep Olur mu?
Vücudumuz için birçok faydası olan bitki çayları her zaman iyi etkiler göstermeyebilir. Örneğin hamilelik döneminde her bitki çayı araştırılmadan ve doktora danışılmadan asla içilmemelidir çünkü düşük gibi ciddi durumlara sebebiyet verebilmektedir. Bunun sebebi bitkilerin içerisinde birçok farklı ve güçlü etken maddenin bulunmasıdır. Bu etken maddeler hamilelik döneminde hem anneyi hem de anne karnındaki bebeğin sağlığını olumsuz etkileyebilir.
Dr. Sait Halil bu hususta şu bilgileri vermektedir;
“Hamilelikte uzak durulmasını tavsiye ettiğimiz çayların başında kekik çayı gelmektedir. Çünkü yapılan araştırmalar göstermiştir ki düzenli olarak günde 2 fincan kekik çayının tüketimi bebeğin düşmesine ve dolayısıyla gebeliğin son bulmasına neden olmaktadır. İşte bu yüzden, hamile anne adayları hamilelikleri boyunca kekik çayından mutlaka ama mutlaka uzak durmalıdır.''
Doç. Dr. Hakan Çoksüer bu hususta şunları söylemektedir;
“Hamilelikte tavsiye etmediğimiz kekik çayı, rahimdeki kasılmaları arttırmaktadır. İşte bu yüzden düşüğe sebep olmaktadır. Hamilelikte anne adayları, aşırıya kaçmadan bazı hafif bitki çayları içebilir. Ancak kekik başta olmak üzere safran, kimyon, ısırgan, sinameki ve tarçın çaylarından hamilelik süresince mutlaka uzak durulmalıdır. Özellikle de gebeliğin ilk haftası ile 12 haftasında arasında zaman çok önemlidir, çünkü bu dönem düşük riskinin en yüksek olduğu dönemdir. Anne adayları, hamilelikleri süresince asla doktorlarına sormadan hiçbir bitki çayını içmemelidir. Ufacık bir ihmal bebeğin canına mal olabilir, bu yüzden bitki çayı konusunda mutlaka temkinli olunmalıdır. “
Hamilelikte Kekik Çayının Zararları Nelerdir?
Kekik çayı hamilelikte tüketilmemelidir. Çünkü kekikte bulunan etken maddeler hem annenin hem de anne karnında gelişmeket olan bebeğin sağlığını kötü etkilemektedir. Öyle ki, kekik çayı rahmi fazla uyardığından düşük gibi çok ciddi komplikasyonlara sebep olabilir. Günümüzde gebeliklerin %30’u düşük ile sonuçlanmaktadır.
Kekik Çayı Nasıl Yapılır?
Kekik çayını hazırlamak için öncelikle 1 tatlı kaşığı kuru kekiği ufak parçalara getirin. Ufaladığınız kekikleri 1 su bardağı sıcak suya atın ve 8 ila 10 dakika demlenmesini bekleyin. Demlendikten sonra tanelerini süzün ve kekik çayını sıcak olarak tüketin. Kekik çayını her gün taze olarak hazırlamanız iyi olacaktır ve günde fincandan fazla kekik çayı içmemelisiniz.
1. Çiğ ya da az pişmiş yumurta: Salmonella denilen bakterileri içerir bu da çeşitli bağırsak enfeksiyonlarına sebebiyet verir. Bu tür bakteriler özellikle hamile olan kişilerde karın ağrısı ve ishalle sonuçlanan rahatsızlıklara sebep olmaktadır. Aynı zamanda gıda zehirlenmelerine de yol açmaktadır.
2. Çiğ ya da az pişmiş et: Az pişmiş ya da çiğ haldeki ette toksoplazma enfeksiyonu riski vardır. Toksoplazma, düşüğe ve doğum kusurlarına bebekte gelişimsel problemlere neden olabilir. Et ve tavukları, hiç pembelik kalmayana kadar pişirmek gerekir. Salam, sosis, pastırma gibi etlerden de uzak durmanız gerekiyor.
3. Pastörize edilmemiş ya da küflü peynirler: Bu peynirler listeria adlı bir bakteri içerebileceğinden hamilelerin uzak durması gereken yiyeceklerin başında gelir. Pastörize edilmemiş yumuşak peynirlerde ya da bazı ev yapımı peynirlerde bulunan bakteri; erken doğum, düşük ve doğum kusurlarına yol açabilir. Pastörize sütten yapılmış her tür beyaz peynir ve kaşar peyniri hamileler için mükemmel bir kalsiyum kaynağı olup, sık sık yenmesi gerekir.
4. Cips ve kızartmalar: Patates kızartması, patates cipsi gibi besinler kansere neden olduğu tespit edilen akrilamid maddesini içerir. Bu da bebeğin sinir sistemine zarar verebilir. Fakat patates kızartması, cips ya da fırında patatesi hariç tutarsak, patatesin hamile veya emziren kadınlar için çok sağlıklı etkileri de mevcuttur.
5. Alkollü içecekler: Bazı doktorlar günde yarım kadeh kırmızı şarap için izin verse de; genel olarak hamilelikte alkol kullanımının çok ciddi sonuçları olabilmektedir bu sebeple kesinlikle önerilmez.
6. Bitki çayları: Bitki çayları bilinçli kullanıldığında şifa olurken, rastgele tüketildiğinde yararından daha fazla zarar getirebilir. Aloe vera, fesleğen, kekik, adaçayı, sedef otu, ginseng ve bunun gibi daha onlarca bitki rahim kasılmalarını ve doğum sancılarını başlatabilir ya da bebeğinizde doğum anomalilerine sebep olabilir. Ihlamur, rezene ise içilebilecek bitki çaylarıdır. Yeşil çay kafein oranı yüksek olduğu için gebelikte tavsiye edilmez.
7. Kahve: Günün en zevkli anlarından biri olan kahve vakti de hamilelikte bir miktar askıya alınıyor! Kafeinin sıkça tüketilmesi, hamilelikte önerilmez. Gebeler tarafından günde totalde alınan kafein oranı 2 bardağı geçmemelidir; ona göre kahve veya yeşil çay kullanımı ayarlanmalıdır. Kafein kasılmaları arttırabildiği gibi uykusuzluk sorunu yaratabilmektedir.
8. Fazla şeker içeren her türlü gıda: Şekerli pastane ürünleri; yaş pasta, kurabiye ve yanı sıra reçel, marmelat gibi aşırı şeker içeren yiyecekler gebelikte zararlıdır. Ayrıca, paketlenmiş hazır gıdalardan da uzak durulmalıdır. Gebelikte porsiyon meyve önerilirken, reçelin 1 tatlı kaşığı = 1 meyve olarak düşünülüp, ona göre planlayarak yenilebilir. Özellikle bal kana direkt karışıp kan şekeri regülasyonunu bozabilmektedir. Bu sebeple hipoglisemik annelerde özellikle önerilmez. Soya sosu vb. ürünleri de gebelikte kullanmamalısınız. Genetiğiyle oynanmış enzimler içerdiği için sizin ve bebeğinizin sağlığına zarar verebilir.
9. Her türlü sakatat ve çiğ balıklar: Sakatatlardan kesinlikle uzak durmalısınız! Bakteriye en açık yiyeceklerdir. Gebelik boyunca kokoreç, suşi, beyin ve benzerlerine veda etmeniz gerekiyor! Karaciğer, içerisinde yüksek miktarda A vitamini içeren bir sakatattır. Bu sebeple hamilelere karaciğer asla önerilmez. Kabuklu deniz ürünleri; midye, istiridye, karides gibi çiğ ve az pişmiş kabuklu deniz ürünlerinin hamilelik sürecinde yenmemesi öneriliyor. Çiğ deniz ürünleri de salmonella nedeniyle zehirlenmelere ve enfeksiyona neden olabiliyor.
İyi yıkanmamış sebzeler: Aslında sadece gebelikte değil hayatımızın her döneminde sebzelerimizi iyi yıkamalıyız. Gebelik süresince sebzelerinizi sirkeli suda bekletip yıkamak gerekir. İyi yıkanmamış sebzelerdeki bakteriler, hamilelik döneminde tehlikeli durumlar yaratabilir.
Damak zevkinden ve bu güzel tatlı besinlerden vazgeçmek zor değil mi? Bu fedakarlık dolu döneminizi en güzel şekilde atlatmanızı diliyorum
Kekik çaynn faydalarndan yararlanmak isteyenler salgnn artmasyla birlikte tüketimi arttrd. Ancak koronavirüsten korunmak isterken kekik çaynn fazla tüketimi sonucunda faydadan çok zararnn dokunacan söyleyen Diyetisyen Özden Örkcü, özellikle hamilelerin, böbrek hastalarnn, çarpnt ve hipertansiyonu olanlarn mutlaka uzmana danmalar gerektiini vurguluyor. Bitki çaylarnn zayflama, vücut ekillendirme, eklem arlarn hafifletme ve anne sütünü artrma gibi birçok amaçla kullanldn belirten uzmanlar, içeriindeki bioaktif maddelerin aça çkarlmas daha kolay olduu için yapraklar, çiçekler ve saplarn dakika arasnda kaynar suda bekletilerek hazrlanmasn tavsiye ediyor. Uzmanlara göre özellikle kekik çaynn günde 1 gramn üzerinde tüketimi, hamilelerde düük riskine yol açyor.
Diyetisyen Özden Örkcü, bitki çaylarnn tüketiminde dikkat edilmesi gereken noktalara deindi ve tavsiyelerde bulundu.
Bitkisel çaylarn salk üzerine olumlu etkileri bulunan ve antioksidan özellik tayan bioaktif bileenler içerdiini belirten Diyetisyen Özden Örkcü, “Kateinler, flavonoller, flavonlar ve fenolik asitler gibi polifenol maddeler içeren çaylar antikarsinojenik, antimutojenik ve kardiovasküler hastalklara kar koruyucu özelliklere sahiptir. Özellikle salgnlarn artmas ile birlikte bitki çaylarna yönelim daha da artt.” dedi.
Diyetisyen Özden Örkcü, ‘Bitkisel çaylarn hammaddesi çounlukla bitkilerin yaprak, çiçek, kök ve meyve gibi deerli ksmlarn kurutulmas sonucunda elde ediliyor.’ dedi ve sözlerine öyle devam etti:
“Bitkisel çaylarn su ile hazrlanmasnda kullanlan yöntemlerden biri de halayarak demlemedir. Bu yöntemle bitkilerin içerdikleri bioaktif maddeleri aça çkarmak kolay olduu için yapraklar, çiçekler ve saplar genelde dakika arasnda kaynar suda bekletilmeli. Bitki çaylar zayflama amaçl, vücut ekillendirmek için, depresyona kar, gastrointestinal semptomlarda, immün destekleyici olarak, eklem arlarn hafifletici ya da anne sütünü arttrmak için de kullanlabiliyor. Bitki çaylarn tüketirken mutlaka uzman görüü alnmal. Hamileler özellikle bitki çay konusunda daha hassas davranmal. Bitki çaylar, rahim kaslmalarna bal düük tehlikesine kadar ciddi sorunlar dourabilir. Böbrek hastalar da bitki çaylarnn diüretik etkilerinden dolay risk altnda olabilirler. Mutlaka uzmana danmak ve günlük güvenilir doz amn geçmemek gerekiyor.”
Özellikle lisans olmayan, kalite, etkililik ve güvenirlilii gösterilmemi, etiketlenmesi ve standardizasyonu uygun olarak yaplmam, denetimsiz, tezgah üstü olarak satlan ilaç kullanmlarnn arttna dikkat çeken Örkcü, “Ürünün üzerinde bitkinin ad, toplanan ksm, etken madde miktar varsa yan etkileri, çayn saflk oran, üretim ve paketleme izni mutlaka belirtilmeli. çinde bulunduumuz sonbahar ve yaklaan k mevsiminde bitki çaylar tüketimi artyor. Ancak bitki çaylarnn satld baz aktarlarn yeterince temiz olmad gözlemleniyor. Bu konuda tüketiciler mutlaka etiketlenmi ürün almaya dikkat etsinler” dedi.
Bitkilerin yan etkileri ve ilaçlarla birlikte kullanldnda meydana gelebilecek ilaç etkileimlerinin tam olarak bilinmediini vurgulayan Örkcü, sözlerini öyle sürdürdü:
“Bitki ve bitki ürünlerinin tedavi ve herhangi bir hastaln önlenmesi amacyla tüketilirken ilaçlarla beraber kullanldnda potansiyel etkileiminin ve yan etkilerin meydana gelebileceine dikkat edilmesi gerekiyor. Hipertansiyonu ve çarpnts olan kiiler günlük bir iki fincandan fazla yeil çay tüketmemeye özen göstermeli. Kekik zararsz gözükse de yüksek tansiyon ilacnn etkinliini artrd için tansiyon düüklüüne neden olabiliyor. Bu sebeple ilaçlardan saat sonra kekik çay tüketmeleri öneriliyor. Hamilelikte souk algnlna iyi gelmesinin dnda bulantya iyi geldii için tüketim günlük 1 gram üzerine çklmamaldr. Aksi durumda düük riskine neden olabilir.”
Depolama srasndaki kötü havalandrma koullarnn çounlukla üründeki nem içeriinin artmasna yol açtn belirten Örkcü, “Bu durumda bitkisel materyaller küflerin geliimi ve toksin üretimine daha elverili hale geliyor. Uygun artlarda kurutulmu bitkilerin genellikle 1 yl boyunca muhafaza edilmesi öneriliyor. Güne görmeyen, nemli olmayan, kuru yerlerde ve oda scaklnn üzerine çkmayan yerlerde saklamak daha uygun olacaktr.” diye konutu.
ANASAYFAYA DÖNMEK ÇN TIKLAYINIZ
Birçok kadının en büyük hayallerinden biri olan gebelik, oldukça önemli bir dönemdir. Sağlıklı ve huzurlu bir hamilelik dönemi için mümkün oldukça doktor kontrolü altında olunmalıdır. Kadınların bu dönemde özellikle yiyecek ve içeceklerine dikkat etmesi gerekir. Hangi yemeğin bebek için daha sağlıklı olduğunu veya nelerin bebeğe zarar verebileceğini uzman bir doktor tarafından öğrenmelidirler. Bununla beraber birçok bitki çeşidi her ne kadar sağlıklı gibi gözükseler de hem anne hem de bebek için zarar teşkil edebilmektedir. Peki bu uzak durulması gereken bitkiler neler?
Fesleğen ve kekik
Zararı değil yararı olan fesleğen ve kekik, hamilelik döneminde pek de masum değildir. Yemeklerin içine konan bir iki tutam fesleğen, kekik gibi bitki türleri gebelik döneminde sanıldığı kadar zarar vermez ancak bu tarz bitkileri çay olarak tüketmek (bir iki tatlı kaşığı) gebelik dönemindeki bir kadına ve bebeğine oldukça ciddi sıkıntılar yaşatabilir.
Acı çiğdem, aloe vera
Sindirime yardımcı olan antrakinon içeren bitki türleri de gebelik döneminde oldukça sakıncalı olabiliyor. Özellikle kabızlık döneminde kullanılan bu zararsız bitkiler, rahim dâhil düz kasların kasılmasını uyararak düşüğe neden olabileceği için kullanılmamalıdır. Acı çiğdem, akdiken (geyik dikeni), aloe vera, sinameki ve topalak bu tarz sakıncalı bitkilerdir.
Cezayir menekşesi, meyan kökü
Rahim uyarıcı olan adaçayı, Cezayir menekşesi, kekik, mazı, meyan kökü, ökse otu, pelin otu, ravent, rezene, yarpuz gibi bitkilerden de uzak durulmalıdır. Düzenli olarak tüketilmeleri ile beraber günlük tatlı kaşığı gibi bir miktarda tüketildiğinde gebeliği oldukça riske atar. Bu tarz bitkilerin tüketilmesiyle beraber düşük veya erken doğumla karşılaşılabilir.
Altın mühür, kırlangıçotu
Bitkilere acı tadı veren alkoloidleri yoğun içeren bitkilerden de mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Bu tarz bitkiler anne rahmindeki ceninin gelişim fonksiyonlarını etkileyebileceği için kullanımından sakınılmalıdır. Altın mühür (goldenseal), efedra, kırlangıçotu ve yabani kiraz alkoloid bakımından zengindir ve düzenli tüketilmesi bu yüzden sakıncalıdır.