Öksürük herhangi bir ciddi hastalık olmadığı sürece gebelik döneminde bebeğe zarar vermez. Çünkü rahim içerisinde yer alan sıvı bebeği önemli oranda korur. Fakat yine de sağlıklı bir gebelik dönemi geçirebilmek, şiddetli öksürükleri engellemek için belli başlı bazı yöntemleri uygulamak önemlidir.
Hamilelikte öksürüğe ne iyi gelir?
Hamilelikte öksürüğe iyi gelecek en önemli unsurlardan biri sabahları aç karnına ılık su içmektir. Özellikle içine katılacak olan limon ve bal ile beraber boğazı yumuşatmak mümkün. Ayrıca çok iyi geldiği için gün içerisinde ortalama 2 tane elma yemek de oldukça etkilidir. Tabii bol su içmek ve farklı biçimlerde sıvı tüketmek yine gebelik döneminde öksürük gidermek için önemli bir potansiyel teşkil eder.
Sabah ve akşam olmak üzere tuzlu su ile gargara yapmak boğazları yumuşatırken öksürüğü önemli oranda azaltır. Bütün bunları uygularken sorun hala devam ederse mutlaka uzman bir doktora başvurmak gerekir.
Hamilelikte öksürük nasıl geçer?
Gebelik döneminde pek çok kadın hamilelikte öksürüğe ne iyi gelir ya da nasıl geçer sorusunun cevabını çok sık araştırmaktadır. Böyle durumlarda öksürüğü gidermek için özellikle kullanılabilecek birtakım bitkisel çözüm yöntemleri bulunmaktadır.
Öksürük vücudun doğal savunma mekanizmalarından biridir ve en önemli amacı akciğerleri enfeksiyondan ve yabancı maddelerden korumaktır. Soluk borusu ve buradan akciğerlere doğru uzanan bronş ve bronşioller, yabancı maddelere karşı son derece duyarlıdır. Herhangi bir yabancı maddenin solunum yoluna girmesi ile sinir sistemi uyarılır, beyne acil iletiler gönderilir ve beyinde ilgili alanın uyarılması sonucu öksürük mekanizması başlatılır. Öksürük sırasında saatte yaklaşık 800 km hıza ulaşabilen bir hava akımı oluşur. Vücut bu şekilde solunum yoluna girmiş olan yabancı maddeyi vücuttan dışarı atmaya çalışır. Bu güçlü mekanizma sayesinde akciğerler boğulma ve yabancı cisim aspirasyonu gibi ölümcül olabilecek durumlara karşı korunmuş olur.
Bunun yanı sıra enfeksiyon durumunda artan sekresyon da akciğerlerin havalanmasını engeller ve akciğer hasarına yol açabilir. Bu nedenle vücut, solunum yolunda artan sekresyonu yabancı bir cisim gibi algılar ve onu akciğerlerden uzaklaştırabilmek için sürekli olarak öksürük mekanizmasını devreye sokar.
Solunum yolunda meydana gelen değişiklikler ve özellikle mukozal ödem ve sekresyonun artması, hamilelikte burun tıkanıklığı, burun kanaması, öksürük nöbetleri ve ses tonunda değişikliklere yol açabilir. Üst solunum yolunda görülen mukozal değişikliklerden bizzat östrojen hormonu sorumludur. Dolayısıyla gebelik dönemi boyunca bu mukozal değişiklikleri önlemek mümkün olmayacaktır. Ancak doğru bakım ve uygulamalarla ortaya çıkan semptomları kontrol altına almak mümkündür.
Hamilelikte öksürüğü geçirmeye yönelik başlıca uygulamalar şu şekilde sıralanabilir:
Hamilelik dönemi vücutta anatomik, fizyolojik ve psikolojik değişikliklere yol açan kompleks bir zaman dilimidir. Bebeğin uterus (rahim) duvarına tutunması ile birlikte vücutta hızlı hormonal değişiklikler meydana gelir ve çok sayıda organın işleyişi bu değişikliklerden etkilenir.
Gebeliğin ilk haftaları itibariyle solunum yolu mukozası normalden çok daha fazla kanlanmaya başlar. Akciğerlere gönderilen kan miktarı artar ve vücut hem bebek hem de anne için gerekli olan oksijeni temin etmeye çalışır. Solunum yolu mukozasının daha fazla kanlanmaya başlaması ile birlikte mukozada ödem gelişir, sekresyon salgısı artar ve mukozal doku hassasiyeti görülebilir. Bu gibi solunum yolu değişiklikleri gebeliğin başlangıcından itibaren ortaya çıkar ancak üçüncü trimester olarak adlandırılan 6-9 aylık gebelik döneminde artış gösterir. Sekresyonların artışı, mukoza dokusunun ödemlenmesi ve doku hassasiyeti gelişmesi gibi durumlar hamilelikte öksürük şikayetine yol açabilir. Vücut, öksürük mekanizmasını devreye sokarak solunum yolunu sekresyonlardan arındırmayı ve akciğeleri korumayı hedefler.
Bu şikayetler özellikle altıncı gebelik ayından sonra belirgin hale gelir çünkü bu aylarda bebeğin büyümesi ve rahmin genişlemesi sonucunda akciğerlere yapılan basınç artar ve total akciğer kapasitesi azalır. Bu nedenle özellikle son üç aylık dönemde (üçüncü trimester) solunum ile ilgili değişiklikler daha şiddetli hissedilir.
Hamilelikte özellikle kuru öksürüğe yol açan bir diğer neden ise reflü şikayetidir. Gebelik ile birlikte sindirim sistemi fizyolojisi de büyük oranda değişim yaşar ve mide asidinin artması sonucu reflü ve mide yanması gibi istenmeyen durumlar gelişebilir. Artmış mide asidi yemek borusuna doğru ilerler ve boğazda acı bir his yaratır. Bu durumda öksürük mekanizması uyarılır ve reflüye bağlı öksürük atakları yaşanabilir.
Hamilelik döneminde mukozal sekresyonun artışı şiddetli öksürük ataklarının başlıca nedenidir. Çoğunlukla doğru girişim ve uygulamalar sonucunda sekresyonun gerilemesi ile birlikte ataklar hafifler ve öksürük kontrol altına alınır. Ancak bazı durumlarda solunum yolundaki sekresyon giderilse dahi öksürük problemi devam edebilir. Bu durumda gelişen kuru, sekresyonsuz ve sıklıkla boğazda kaşıntı hissine yol açan öksürüğe gıcık öksürük adı verilir.
Genellikle boğazda tahriş nedeni ile ortaya çıkan gıcık öksürük için uygulanabilecek en iyi tedavi, boğazdaki tahrişin kontrol altına alınması veya dindirilmesi olacaktır. Ancak boğazdaki tahriş durumu her öksürük atağında artış göstereceği için bu dokuyu iyileştirmek sanıldığı gibi kolay olmayabilir. Öncelikle bu dönemde yumuşak ve ılık besinler tüketmek gerekir. Sebze çorbaları, ılık ballı süt ve hamilelik döneminde tüketilebilecek bitki çayları tercih edilebilir. Sık aralıklarla su içilmesi ve boğaz mukozasının sürekli olarak nemli tutulması yeni bir öksürük atağı durumunda gelişecek olan tahrişi önlemek adına önemlidir. Tüm bunların yanı sıra doğal içeriklerle geliştirilmiş boğaz spreyleri ve pastiller ile gıcık öksürüğe yol açan boğaz kuruluğu ve tahrişin hafifletilmesine yardımcı olunabilir.
Hamilelik sırasında gıcık öksürük aynı zamanda reflüye bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Mide asidinin yemek borusuna kaçışı boğazda yanma ve kaşıntı hissine yol açar ve bu durum reflüye bağlı öksürük ataklarının gelişmesine neden olur. Öksürüğün reflüden kaynaklı olarak ortaya çıktığı tablolarda öncelikle artmış mide asidini kontrol altına alacak tedaviler uygulanmalı ve reflü şikayeti ortadan kaldırılmalıdır. Daha sonra boğazda gelişen tahrişe yönelik iyileştirici yöntemler uygulanır ve tahrişe bağlı öksürük ataklarının gelişmesi önlenebilir.
Öksürük durumunda kişi genellikle birkaç saniye süren oksijen açlığı yaşar ve bu durum öksürüğün sonlanması ile birlikte ortadan kalkar. Ancak şiddetli ve uzun süren öksürük ataklarında bu durum normalden biraz daha yoğun hissedilebilir. Bunun dışında yaygın görülen öksürük komplikasyonları şu şekilde sıralanabilir:
Hamilelik sırasında yaşanan öksürük atakları çoğunlukla herhangi bir akciğer hastalığından bağımsız, mukozal değişikliklerden kaynaklı olarak ortaya çıkar. Bu tabloda öksürük problemi genellikle semptomatik tedavi ile geriler ve bebeğe herhangi bir zarar vermez. Ancak astım tanısı almış hamile kadınlar için durum biraz daha farklı ilerleyebilir. Kronik bir akciğer rahatsızlığı olarak tanımlanan astım hastalığı durumunda öksürük yalnızca mukozal değişikliklerden kaynaklı olarak ortaya çıkmaz, akciğer dokusunda yaşanan daralma ve tıkanıklıklara bağlı olarak gelişir. Bu durum hem anne adayı hem de bebek için çeşitli risk unsurlarına yol açabilir. Dolayısıyla astım hastalığı bulunan kişilerin gebelik planlamasından doğuma kadar tüm süreçte uzman kontrolünde olması gerekir.
Bisolnatur doğal içerikli öksürük şurubu, kuru ve balgamlı öksürüğü rahatlatır. İçeriğinde bulunan bal sayesinde Mukusun nemlenmesini destekleyerek fizyolojik olarak atılmasını kolaylaştırır.Mukoza üzerinde bir “film” oluşturarak tahriş eden dış etkenler ile temasını engelle
Kuru öksürük ataklarının büyük bir kısmı boğazdaki kuruluk hissine bağlı olarak ortaya çıkar. Dolayısıyla kuruyan boğaz mukozasını yumuşatarak kuru öksürük ataklarını ortadan kaldırmak mümkündür. Bisolnatur öksürük şurubu rahatlatıcı etkisinin yanı sıra boğaz mukozasında bulunan duyu reseptörleri üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturur. İçeriğinde bulunan Poliflav M.A kompleksi sayesinde antioksidan etkiye sahiptir.
Bisolnatur® gluten, koruyucu, renklendirici ve başka yapay yardımcı maddeler içermez, doğal içeriklerle üretilmiştir. Doğal şeftali, limon ve portakal aromaları ile tadı hoştur, güvenle tüketilebilir. Siz de doktorunuza danışarak Bisolnatur öksürük şurubunu doktorunuzun onayı ile tercih edebilir, gebelik döneminde yaşanan öksürük ve boğaz ağrısı gibi problemleri kolayca kontrol altına alabilirsiniz. Sağlıklı günler dileriz.
Yayınlama Tarihi: 2022-01-27
Son güncellenme Tarihi: 2022-01-27