seafoodplus.info
Yayınlanma: - 06 Ocak Güncellenme:
Hamilelikte vücutta meydana gelen şişliklerin sebebi ödemdir. Ödem, hamilelik sırasında herhangi bir zamanda yaşanabilir, ancak beşinci ay civarında fark edilir ve üçüncü trimesterde artabilir. Peki, hamilelikte ödem neden olur? Bilinmesi gerekenleri haberimizde bulabilirsiniz…
HAMİLELİKTE ÖDEM NEDEN OLUR?
Hamile kadınların damarlarında dolaşan kan hacmi normale göre yaklaşık %50 daha fazladır. Artan kan hacmi, damarlarda genişlemeye neden olur ve fazla sıvının bir kısmı, doku içerisinde bulunan hücrelerin arasına birikir. Buna da ödem adı verilir. Ödem, eller, yüz, bacaklar, ayak bilekleri ve ayaklarda görülür.
Ödem oluşumunu artıran başlıca etkenler şunlardır:
– Gebelik kilosunun fazla olması
– Hamilelikte meydana gelen hormonal değişiklikler
– Hızlı kilo alma
– Düzensiz beslenme
– Az protein alma,
– Aşırı tuz tüketimi
– Varis problemi
– Hamilelik dönemini sıcak ve nemli ortamlarda geçirme
– Çoğul gebelik
– Uzun süre ayakta kalmak
Diğer bazı semptomların eşlik ettiği ödem, daha ciddi altta yatan problemlerin işareti olabilir. Olası bir pıhtıya işaret edebilen ağrının eşlik ettiği, bir bacakta diğerine göre daha fazla şişlik, görme değişiklikleri (bulanıklık veya ışığa duyarlılık gibi) ile birlikte geçmeyen bir baş ağrısı, preeklampsinin (hamileliğe özgü yüksek tansiyon) belirtileri olabilir ve göğüs ağrıları veya solunum zorluğunun eşlik ettiği şişlikler kalp rahatsızlığı anlamına gelebilir. Bu durumlardan herhangi birini yaşarsanız derhal doktorunuz ya da sağlık uzmanınız ile görüşün.
ÖDEMİ AZALTMAK İÇİN NELER YAPILIR?
Bazı basit şeyler daha rahat hissetmenize ve ayrıca şişmeyi önlemeye yardımcı olabilir.
İşte yapmanız gerekenlerden bazıları:
– Uzun süre ayakta durmaktan kaçının
– Havalar çok sıcak olduğunda dış mekan süresini en aza indirin
– Ayaklarınızı yükselterek dinlenin
– Mümkünse topuklu ayakkabılardan kaçınarak rahat ayakkabılar giyin
– Destekleyici tayt veya çoraplar giyin
– El bileği veya ayak bileklerini sıkıca saran giysilerden kaçının
– Düzenli olarak yürüyüş ve egzersiz yapın
– Şişmiş alanlara soğuk kompres uygulayın
– Sodyum (tuz) alımını en aza indirin ve yemeklere ilave tuz eklemekten kaçının
annebaş ağrısıEgzersizgebelikhamilehamilelikSağlıkvarisyüksek tansiyon
Hamilelikte Sağlık
Son Güncelleme:
Hamileliğin ilk aylarında ödem pek olmaz, ödem daha çok kilonun giderek arttığı gebeliğin son aylarında ortaya çıkar. Gebelerin neredeyse yüzde sekseninde ilerleyen aylarda ödem oluşmaktadır. Gebelik döneminde vücutta hormonların etkisi ile su tutulumu olur, bu değişiklik tüm anne adaylarında olurken ödem bulgusu özellikle fazla kilolu olanlarda daha belirgindir. Bazen yürümeyi güçleştirir, ayakkabılar olmaz, ayakkabı numaralarında büyüme, bazen de ellerdeki ödem nedeniyle parmaklardaki yüzükler sıkmaya başlar. Ayakta uzun süre durarak çalışanlarda veya sürekli oturarak bacaklarını sarkıtanlarda daha fazla görülür. Parmakla basıldığın da iz bırakan (gode bırakan) ödem olarak tabir edilen bacak ön kısmında, tibia önünde ödem klinik olarak bize yardımcı olmaktadır. Gözle görünür şişkinlikler dikkati çeker.
Hamilelikte oluşan fizyolojik değişimler nedeniyle artan kan ihtiyacını karşılamak için vücutta su tutulumu olur. Hamilelik öncesine göre yaklaşık olarak yüzde 40 oranında daha fazla miktarda kan vücutta dolaşır. Bu kanın bir kısmı damar dışındaki dokulara sızar. Damar dışına kaçan bu su, hücreler arası alanda birikir ve böylelikle dokular daha şiş bir hale gelirler. Dokuların bu şiş haline ödem adı verilir. Bu özellikle ilerleyen gebelik aylarında ayaklarda ve ayak bileğinde şişlik ile kendini gösterir.
Özellikle kilosu fazla olan kadınlarda, hızlı kilo alanlarda ödem daha fazla görülür. Zayıf anne adaylarında ödem daha nadirdir. Düzensiz beslenenlerde, yeterli proteinin almadan beslenenlerde ödem fazla olur. Çünkü protein sıvının damar içinde kalmasına yardımcı olarak damar dışına kaçışını önler. Bu nedenle Gebeler mutlaka et ve süt tüketimine önem vermelidir. Gereğinden fazla tuz tüketenlerde, ikiz gebeliği olanlarda, bacaklarında varisleri olanlarda, sürekli oturarak veya ayakta durarak çalışanlarda daha fazla görülür. Yine havanın sıcak olduğu yaz aylarında ödem daha fazla görülür.
Gebelik dönemimde ortaya çıkan ödem tipik olarak ayaklarda ve ayak bileklerinde bazen ellerde ve yüzde olur. Hamilelikte oluşan ödem ağrısızdır. Ancak çok fazla olduğunda ayaklar büyür, ayakkabılar dar gelmeye başlar, ayakların fazlaca şişmesi yürürken zorlanmaya neden olabilir. Eller büyür, yüzükler ve bilezikler sıkmaya başlar. Ellerdeki ödem fazlaca arttığında sinirleri sıkıştırarak karpal tünel sendromu adı verilen bir duruma neden olabilir. Bu sendromda karpal tünelden geçen sinirler ödem nedeniyle bası altında kalır ve ellerde uyuşma, karıncalanma ve güçsüzlük izlenir.
Hamilelik döneminde oluşan ödem dinlenerek ve ayakları uzatarak azalır. Sabahları yataktan kalkıldığında daha azken gün içinde giderek artar.
Özellikle doğal ve organik beslenmeye dikkat edilmeli. Ayrıca probiyotikli yoğurtlar, taze veya konserve ananas, ananas suyu ödem çözücü olarak bilinen besinlerdir. Nar ve kivi de ödemin atılmasına yardımcı olabilir. Ödemi fazla olan gebelere su tüketimini arttırmaları önerilebilir. Alkol, asitli içecekler, karbonhidrat ve şeker değeri fazla olan gıdalar, çok tuzlu gıdalar ödemi arttırabilir. Maydanoz ve kiraz sapı ödem çözücü olarak bilinir ancak gebelikte özellikle bazı besinleri fazla tüketmek veya ödem çözücü ilaçlar kullanmak bebeği olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle özellikle ödem çözücü ilaçlar kullanılmaz. Ilık banyolar ve özellikle ayakların tuzlu suda dinlendirilmesi ödemleri azaltabilir. Lenf drenajı masajları da önerilebilir.
Hamilelerde görülen şişlikler sadece ayaklarda ve bileklerde olduğu sürece ciddi bir tıbbi durum değildir. Ancak beraberinde basit ağrı kesicilere yanıt vermeyen baş ağrısı, görme bozukluğu, karın ağrısı gibi yakınmalar varsa veya tansiyon yüksekliği, idrarda protein çıkışının artması gibi bulgular varsa mutlaka doktora müracaat etmek gerekir.
İstirahat ile şişlikler inmiyorsa, ellerde ve yüzde yaygın bir ödem hali mevcutsa veya gebelik takiplerinde yapılan bazı tetkikler ve tansiyon takiplerinde preeklamsi riski nedeniyle doktorunuz sizi uyardıysa dikkatli olmak gerekir. Preeklamsi gebelikte tansiyon çıkması, ödem ve idrarda protein çıkması ile belirti veren anne adayı ve bebek için çok ciddi riskler taşıyan bir hastalıktır. Bu nedenle ödem dışında başka bulgular da olduğunda gebeler mutlaka preeklampsi açısından değerlendirilmelidir.
ödem ve şişkinlikler konusunda son derece dikkatli ve bilinçli olunmalıdır. Unutulmamalıdır ki biyolojik tıbbi dengeler bozulmadan tedbir alınması anne ve bebek sağlığı açısından son derece önemlidir.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Mustafa Alihanoğlu
Dr. Kağan Kocatepe'nin youtube kanalında hazırladığı video içeriğinin transkripsiyonu (video sayfanın en aşağılarında):
Hamilelikte anne adayından anne adayına değişiklik gösterir tabii ki alınan kilo.
Genel ortalamayı söyleyecek olursak, vücut kitle indeksi eğer normalse doğuma 12 buçuk kilo almış olarak gidiyor.
Vücut kitle indeksi yüksekse, biraz kilolu veya daha da kiloluysa, o zaman 12 buçuk kilonun daha altında bir kilo ile gidiyor doğuma.
Eğer vücut kitle indeksi düşükse, yani düşük kilo ile başlamışsa hamileliğe, 12 buçuktan daha fazla alıyor.
Bu bir genelleme.
Halbuki bazen hamileliği 30 kilo alarak bitirenler de görüyoruz.
Niye oluyor böyle bu, iki nedenle olabilir: Bunun hepsinin yağ dokusu şeklinde birikmesi pek muhtemel değil.
Genelde vücudu ödem yapmaya meyilli olan anne adayları daha fazla kilo alıyorlar.
Bu 30'lu kilolar, hatta 35'li kilolar, bu kadar çok ender oluyor tabii ama 16 ile 20 arası diyelim çoğunda olan.
Ödemli olan anne adaylarında, doğum yaptıktan sonra, ilk ay hariç, bu ödemler hızlı bir şekilde gidiyor ve geriye sadece yağ dokusu şeklinde alınmış olanlar kalıyor.
Diğer bir konu da ilk üç ay eğer aşırı kilo alınırsa ipin ucu kaçıyor ve genelde çok daha fazla kilo alınıyor.
İlk üç ay yaklaşık olarak 0 ile veya 1 ile bitirdikten sonra haftada gram ile gram arası alınarak miadına gelindiğinde, ortalama bir anne adayından bahsediyoruz tekrar, 12 buçuk kilo alınmış oluyor.
Bunlar nereye gidiyor, birçok yere gidiyor bir kere bebeğin kendisi var, plasentanın ağırlığı var, amniyon sıvısı var.
Yağ dokusu artışı var anne adayında illaki bir yağ dokusu artışı olmak zorunda, doğum sonrasında eğer hiçbir besin kaynağı bulamazsa bebeğini emzirsin diye. Bu otomatik olarak gerçekleşen bir şey.
Onun dışında kan hacminde artış var, aşırı kanama olursa bunu kompanse edebilmek için.
Hücreler arası sıvıda bir artış var.
Yine göğüs kitlesinde bir artış var, bebeği emzirebilmek için.
Bunların hepsini toparladığınız zaman doğuma girerken alınan kiloları bunlar teşkil ediyor.
Belli bir seviyenin altına düşüremezsiniz yağ dokusunu ama eğer çok aşırı kalorili ve aşırı yağlı yiyeceklerle beslenirseniz o yağ dokusu daha da fazla artar.
Ödemi de kısmen engellemek mümkün. Ödem yapıcı yiyeceklerden kaçınmak lazım, aşırı tuzlu beslenmekten kaçınmak lazım.
Ve su içmeye de önem vermek lazım.
Bu tür faktörler olduğunda ödem de yine minimal olmuş bir şekilde doğuma gitmek mümkün.
İlgili Konular:
Gebelikte bebeğin ihtiyaçları için kan hacmi ve vücut sıvılarında % 50 den fazla artış olur. El,yüz, bacak, ayak bileği ve ayakta ödem gebelikte olağan bir şeydir. Sıvı artışı vücudu yumuşatır ve bebek gelişirken vücudun genişlemesine olanak sağlar.
Gebelikte ödem her an olabilmesine rağmen genellikle 5. ayda başlar ve sonrasında fazlalaşır.
Yavaş gelişen ödem gebelikte normal olmasına rağmen yüzde ve ellerde ani gelişen ödem preeklampsi işareti olabilir. Bu durumda doktora mutlaka haber verilmeli.
Potasyumdan yüksek muz tüketmek ve kafeinden uzak durmak ödemi azaltır.
Diğer önlemler: