hamilelikte tokluk kan şekeri 1 saatte kaç olmalı / Gebelikte Şeker Yükleme Testi | TJOD

Hamilelikte Tokluk Kan Şekeri 1 Saatte Kaç Olmalı

hamilelikte tokluk kan şekeri 1 saatte kaç olmalı

Hamilelik ve Şeker Hastalığı, Gebelik Şekeri

Diyabet vücudun çeşitli nedenlerle kan şekeri seviyesini ayarlayamaması sonucu gelişen bir hastalıktır. Gebelikte şeker hastalığının ortaya çıkma sıklığı % dür ve gebeliğin en sık görülen hormonal hastalığıdır. Şeker hastalığı şu şekilde sınıflandırılır:

Gebelik Öncesi Görülen Diyabet

İki alt grubu vardır.

Tip I Diyabet: Mutlak insülin yetersizliği vardır. Yani pankreastan salınan insülin yetersiz kalmaktadır. Genellikle küçük yaşlarda ortaya çıkar ve tedavisinde insülin kullanmak gereklidir.

Tip II Diyabet: İnsülin salınımı yeterli olmasına rağmen hücreler insüline direnç göstermekte ve glikozu kullanamamaktadır. Genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkar. Ağızdan kullanılan ilaçlarla tedavi edilebilir.

Diyabet hastalığının en sık karşılaşılan semptomları çok su içme, sık tuvalete gitme, çok yemek yeme buna rağmen kilo kaybının olmasıdır. Vücudun çeşitli yerlerinde yaraların ortaya çıkışı, sık vajinal enfeksiyon ve mantar oluşumu, sık idrar yolu enfeksiyonu da görülür.

Tanı açlık kan şekerinin mg/dl veya üzerinde olması veya tokluk kan şekerinin mg/dl veya üzerinde olması ile konulur. Hastalara 75 gr. glukoz yüklemesi sonrası 2 saat sonra alınan kan örneğinde glukoz düzeyinin mg/dl veya üzerinde çıkması da tanı koydurucudur.

gebelik şekeri

Gebelikte Görülen Diyabet

Gebelik öncesi diyabeti olmayan anne adayının gebeliğin haftası sonrası ortaya çıkan ve doğumdan genellikle 6 hafta sonra düzelen şeker hastalığına gestasyonel diyabet denir. Gebelikte annedeki metabolik değişikliklerin amacı büyüyen fetusa yeterli enerjiyi sağlayabilmektir. Plasentadan salgılanan HPL adlı hormon bu amaçla annede insüline karşı direnç oluşturarak glikozun depolanmasını engelleyip annenin kan glikoz düzeyini yükseltir. Böylece bebeğe daha fazla miktarda glikoz gider. Annede ise fizyolojik bir hiperglisemi hali oluşur. Bu durumun haftadan sonra kontrolsüz bir hal alıp normal dışı artması gebelikte şeker hastalığına sebep olur.

Kontrolsüz ve tedavi edilmeyen diyabet bebek için risk taşımaktadır. İnsülinin plasental geçişi olmadığı için kan glikoz düzeyi yükselir, bebeğin pankreası glikoz düzeyini düşürmek için fazladan insülin üretimi yapar. Bebek ihtiyacından fazla olan enerjiyi yağ olarak depolar ve gereksiz kilo alır. Bu duruma makrozomi ‘ iri bebek ‘ denir.

Hangi Gebeler Risk Altındadır

  • 36 yaşın üzerindekiler
  • Gebelik öncesi fazla kilosu olanlar
  • Polikistik over hastalığı olanlar
  • Ailesinde diyabet öyküsü olanlar
  • Daha önceki gebeliğinde gebelik diyabeti öyküsü olanlar
  • Daha önceki gebeliklerinde ölü doğum yapmış, iri bebek doğurmuş ( gr’ dan fazla ), birden fazla düşük yapmış olanlar ve anomalili bebek doğurmuş olanlar

Hangi Gebelerden Şüphelenelim?

  • Bebeği beklenen gebelik haftasından iri çıkanlar
  • Amniyon mayi fazla olanlar
  • Gebeliği esnasında fazla kilo alanlar
  • İdrarında normalden fazla glikoz tespit edilenler
  • Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonu olanlar
  • İnatçı mantar hastalığı olanlar
  • Çok su içme, çok yemek yeme, çok idrara çıkma şikayeti olanlar
  • Ani bebek kaybı olanlar

Tanı Kriterleri

Gestasyonel diyabet tanısı konulan gebelerin yarısında risk faktörleri bulunmamaktadır. Bu nedenle tüm gebelere ’nci gebelik haftalarında glikoz tarama testi ( PPG ) yapılmalıdır. Test iki aşamalıdır.

PPG ( post prandiyal glikoz testi ): Açlık kan şekeri ölçüldükten sonra 1 bardak suda 50 gr. şeker eritilip içilir. İçildikten 1 saat sonra tokluk kan şekeri ölçümü yapılır. Bu değer mg/dl ve altında ise test normaldir. Bu bir tarama testidir. PPG’ si bozuk olan hastaların ancak % 20’nde gebelik diyabeti izlenmektedir. Test değerleri yüksek çıktıysa OGTT yapılır.

OGTT ( Oral Glukoz Tolerans Testi ): Tanı koyduran testtir. Tarama testi bozuk olanlara ve gestasyonel diyabet riski yüksek olan adaylara direk yapılır saatlik açlığı takiben hastanın açlık kan şekeri ölçülür. Açlık kan şekeri normal sınırlarda olan hastaya 1 bardak içinde eritilmiş gr. glikoz içirilir. Bulantı olmasını engellemek için içine limon sıkılabilir. Daha sonra 1.,2.,3. saatte kan alınarak tokluk kan şekerine bakılır. Bu 4 ölçümden 2 veya daha fazlasının yüksek çıkması durumunda gestasyonel diyabet tanısı konulur. Ölçümlerden yalnız biri bozuk çıkarsa test haftada tekrarlanabilir.

Gebelikten önce ve gebeliğin erken dönemlerinde iyi bir glisemi kontrolü bebekte sakatlık riskini azaltmaktadır. Gebelik öncesi diyabeti olan anne adayları gebe kalmadan önce kan glikoz düzeylerini kontrol ettirmelidir. HbA1C bakılarak bu kontrolün iyi olup olmadığı takip edilmelidir. HbA1C > %10 ise bebekte sakatlık görülme oranı yüksek demektir.

Diyabetin Gebeliğe Etkileri

Diyabetin gebelik üzerine olumsuz etkisi hastalığın şiddetine bağlı olarak artar. Hastanın kan glikoz düzeyi kontrol altında olduğu sürece riskleri azaltabiliriz. Mesela insülin tedavisi gerektiren gebelerde istenmeyen durumların görülme riski yalnız diyetle kontrol edilen gebelere göre daha fazladır.

Anne İçin Riskler

  • Gebeliğe bağlı yüksek tansiyon gelişmesi (4 kat) artar
  • GSezaryenle doğum ihtimali fazladır
  • GDoğum sonu kanama riski
  • GAni glikoz düşmesi veya yükselmesi (şeker koması)
  • GBöbrek ve mantar enfeksiyonu riski

Bebek İçin Riskler

  • Böbrek anomalisi görülür
  • Gastro-intestinal sistem anomalisi sıktır
  • Kalp ve dolaşım sistemi anomalileri vardır
  • Nöral Tüp Defekti ihtimali yüksektir
  • İri bebek nedeni ile doğum esnasında yaralanmalar veya müdahaleli doğum olabilir
  • Doğum sonrası solunum sistemi ile ilgili ciddi sıkıntılar gelişebilir
  • Anne karnında ani ölüm ihtimali vardır
  • Gelişme geriliği olabilir
  • Doğum sonrası metabolik bozukluklar sıktır. ( kalsiyum düşer, şeker düşer, bilirübin düzeyi artar vb.)

Takip

Diyabeti olan hastaların takibi normal gebe takibinden farklıdır. Kontroller daha sık yapılmalıdır. Kan şekeri ve hastanın kilo alımı takip edilir. Diyetine uyup uymadığı, insülin kullanıyorsa doz ayarlaması yapılmalıdır. hafta aralıklarla ultrasonografi ile bebeğin ölçümleri yapılır. haftadan itibaren NST, biyofizik profil gibi yöntemlerle bebeğin iyilik haline bakılır. Bebeğe ayrıntılı ultrasonografi yapılmalı, anomali testleri ( ikili test, üçlü test vb. ) uygulanmalı, fetal ekografi yapılmalıdır. Duruma göre gerekirse amniyosentez veya kordosentez yapılabilir. Kontrolü kötü olan hastalar, hipertansiyon veya vasküler hastalığı bulunanlar hastaneye yatırılarak takip edilmelidir. Anne adayı bebek hareketlerini kontrol etmeli, bebek hareketlerinde azalma olursa hemen doktoru ile irtibata geçmelidir. Diyabetli gebenin takibinde endokrinolog ve kadın- doğum uzmanı birlikte hareket etmelidirler.

Tedavi: Gebelik diyabetinin ana tedavi şekli egzersiz ve diyettir. Diyetle kan şekeri düzenlenemeyen hastalara hastaneye yatırılarak insülin başlanır. Daha önceden insülin kullanan hastalarda ise insüline devam edilir. İnsülin plasentadan geçmediği için bebeğe zarar vermez. Ağızdan alınan diyabet ilaçları gebelikte kullanılmaz.

Doğum: Bebek iri ise sezaryenle doğum yapılır. Kontrol altındaki hastalarda anne ve bebek için risk yoksa terme kadar beklenebilir. Ancak haftadan önce doğum gerekli olursa bebeğin akciğer gelişimi kontrol edildikten sonra doğum kararı alınmalıdır.

Doğum Sonrası: Bu hastalar gebelik sonrasında diyabet gelişimi için risk altındadırlar. Gebelikte insülin ihtiyacı gösterenlerde, takip eden 5 yıl içinde % 50 diyabet gelişir. Diyetle kontrol edilen olgularda takip eden yıl içinde % 60 diyabet gelişir. Bu nedenle tüm gestasyonel diyabet hastalarına doğumdan 6 hafta sonra 75 gr.’lık glukoz tolerans testi yapılmalıdır. Gestasyonel diyabetin sonraki gebeliklerde tekrarlama riski % 67’ dir.

Etiketler:gebelik şekerişeker hastalığı

Sağlık Rehberi

Tüm gebeliklerin %’unda gebelik diyabeti görülür.

İnsülin gebelikte güvenlidir

Plasentanın ortadan kalkmasıyla beraber kan şekeri normal seviyelerine iner.

30 dakika yürüyüş ve yüzme, şeker düzeylerinin hedefte tutulmasına yardımcı olur.

Beslenme tedavisi ve egzersiz ile hedeflenen kan şekeri değerlerine ulaşılamadıysa gebeye insülin tedavisi önerilir.

Gebeliğin Haftalarında yapılan şeker yükleme testi ile tespit edilir.

Gebelik şekeri; Önceden bilinen şeker hastalığı (Diyabet) olmayan kadınların kan şekerlerinin ilk defa gebelikleri sırasında yüksek saptanmasıdır

Görülme sıklığı ve nedeni ; Tüm gebeliklerin %’unda gebelik diyabeti

görülür. Gebelik sırasında değişen beslenme alışkanlıkları, azalan hareket ve plasentadan salgılanan hormonların gebelik diyabeti gelişiminde rol oynadığı düşünülmektedir. Plasenta gebelik boyunca bebeği desteklemek için büyür ve salgıladığı hormonlar annenin insülinin etkisini azaltır. Bu duruma insülin direnci denir. Insülin yeterli etki gösteremezse glukoz (şeker) kandan temizlenip enerjiye dönüştürülemez, kan şekeri yükselir ve gebelik diyabeti ortaya çıkar. Çoğu gebe insülin direncini insülin salgısını arttırarak yener ve diyabet gelişmez. Ancak bazı genetik ve çevresel faktörler gebelik diyabeti gelişimini kolaylaştırır. Ailede diyabet öyküsü, önceki gebeliklerinde gebelik diyabeti veya iri bebek doğurma öyküsü, ileri yaş (>25), şişmanlık (beden kitle indeksi>27 kg/m2) ve yağdan zengin beslenme bu faktörler arasında sayılabilir.

Gebelik diyabeti tanısı nasıl konulur?

Gebelik diyabeti gebeliğin Haftalarında yapılan şeker yükleme testi ile tespit edilir. Teşhis için şeker yükleme testi tek basamaklı veya iki basamaklı yapılabilir. Eğer tek basamaklı yapılacaksa en az saatlik açlık sonrası gebeye 75 gr glukoz içirilir ve açlık, 1. ve 2. saatte kan şekerine bakılır. İki basamaklı yaklaşımda ise günün herhangi bir saatinde açlığa gerek duyulmadan içilen 50 gr glukoz sonrası 1. saatte kan şekerine bakılır. Eğer bu değer mg/dl üzerinde ise saatlik açlık sonrası gr glukoz ile yükleme yapılarak açlık, 1. , 2. ve 3. saatlerde kan şekeri ölçümü yapılır. Günümüzde her iki yaklaşım da kabul görmektedir. Ülkemizde tüm gebelere haftalarda, eğer yukarıda sayılan risk faktörleri varsa daha erken haftalarda şeker yükleme testi yapılması önerilmektedir.

Gebelik diyabeti anne ve bebeği nasıl etkiler?

Gebelik diyabeti anne ve bebek için bazı kötü sonuçlar doğurabilir. Gebelik diyabeti gebeliğin nispeten geç haftalarında, bebek vücudu oluşmuş ancak büyümekle meşgulken geliştiği için genellikle doğumsal defektlere neden olmaz. Plasenta kan şekeri için bir bariyer değildir, annenin kan şekeri bebeğe aynı şekilde iletilir. Bebek kendisine ulaşan yüksek şeker için olması gerekenden fazla insülin salgılamak zorunda kalır. Bebek kendisi için gerekenden fazla enerji aldığı için bu enerjiyi yağ olarak depolamaya başlar. Bu da bebeğin “iri” leşmesine neden olur. İri bebekte normal doğum sırasında oluşabilecek sorunlar nedeniyle doğum yönteminin sezeryan doğum olarak seçilmesi gündeme gelir. Doğumdan hemen sonra bebeğin kan şekerinin düşmesi, geçici solunum yetmezliği ve kalsiyum düşüklüğü bebekte görülebilecek diğer durumlardır. Ayrıca bu bebekler ileride şişmanlık ve Tip 2 diyabet için risk taşırlar. Genellikle doğum sonrası plasentanın ortadan kalkmasıyla beraber kan şekeri normal seviyelerine iner ancak gebeliği sırasında diyabet teşhis edilmiş kadın ömür boyu diyabet olma riskini taşır. Bu nedenle doğum sonrası haftalarda şeker yükleme testi tekrarlanmalıdır.

Gebelik diyabeti nasıl tedavi edilir?

Gebelik diyabetinin tedavisindeki amaç bu gebelerin kan şekerlerini diyabeti olmayan gebelerle benzer düzeyde tutmaktır. Tedavi ile yemek öncesi kan şekerleri 95 mg/dl ve altında, yemek sonrası 1. saat tokluk şekerlerini mg/dl ve altında, 2. saat tokluk şekerlerini < mg/dl ve altında tutmak hedeflenir.

Eğitim ve Tıbbi Beslenme Tedavisi

Anne ve bebekte gebelik diyabetine bağlı gelişebilecek sorunların engellenmesi için tedavi şarttır. Eğitim tedavinin en önemli basamağıdır. Eğitim diyabet hemşireleri ve diyetisyenler tarafından verilir. Gebe diyabet hakkında bilgilendirilir, gebeye evde kendi kendine kan şekeri takibi öğretilir ve tıbbi beslenme tedavisi anlatılır. Tıbbi beslenme tedavisi gebenin boy, kilo ve aktivitesine göre ayarlanır. Tıbbi beslenme tedavisindeki amaç gebenin diyetinde karbonhidrat, protein ve yağ dengesini düzenlemektir. Diyet ana ve ara öğünlere bölünür ve basit karbonhidratlar diyetten çıkarılır, toplam kalorinin %30’dan azının yağlardan alınması hedeflenir. Gebe uygulayacağı diyeti kısıtlayıcı olarak görmemelidir, aslında diyet sağlıklı beslenmeyi temel alır ve bu durum beslenme alışkanlıklarını değiştirmek için bir fırsattır.

Egzersiz

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı tarafından aksi önerilmediği sürece gebelik diyabeti olan gebelere orta düzeyde egzersiz önerilir. 30 dakika yürüyüş ve yüzme vücudun kan şekerini işlemesini kolaylaştırır ve şeker düzeylerinin hedefte tutulmasına yardımcı olur.

Tıbbi Tedavi

Eğer tıbbi beslenme tedavisi ve egzersiz ile hedeflenen kan şekeri değerlerine ulaşılamadıysa gebeye insülin tedavisi önerilir. İnsülin gebelikte güvenlidir, insülin başlandıktan sonra da gebe diyet yapmaya ve kendi kendine kan şekeri ölçümüne devam etmelidir. Sonuç olarak, gebelik diyabeti gebelik sırasında saptanan ve genellikle doğumdan sonra düzelen bir durumdur. Ancak anne ve bebekte gelişebilecek olumsuz sonuçlar nedeni ile ilgili hekim tarafından yakın takibi gerekir

* Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır.

__G-Tittel-mage_jpg_x

Şekerli su testi

50 gr glukoz yükleme testi &#; gr oral glukoz testi,
haftalar içerisinde gestasyonel diyabet yani hamilelikte meydana gelen şeker hastalığını saptamak için 50 gr glukoz yükleme testi uygulanır. Test aç karnına ya da tok karnına yapılabilir. Test daha erken dönemlerde: aşırı kilolu olma sorunu, iri bebek bebek öyküsü, birinci dereceki yakınlarda ya da daha önceki hamileliklerde gestasyonel şeker öyküsü gibi risk etkenlerinin mevcudiyeti halinde ilk muayenede uygulanmalıdır. Bu risk etkenleri olan hamile kadınlarda, test neticeleri normal dahi çıksa haftalarda yeniden uygulanmalıdır.

5O gr glukoz yükleme test neticesi veya &#;dan yüksek ise 3 saatte tamamlanan gr oral glukoz testi uygulanır. OGTT için hamile anne adayı üç gün gr karbohidrat içeren beslenme programı için hazırlanır. Hasta, bu süreçte normal ve günlük hayatını sürdürmelidir. Üçüncü gün akşamı ardından 12 saat hiç yemek yenmemeli ve sabah 0. dakika kanı alınmalıdır. Sonrasında ise gr glukoz 5 dakika içinde içirilmektedir. Daha sonra ise birinci, ikinci ve üçüncü saatlerde ise glukoz yani kan şekeri için kan örneği alınması uygulanır.

Aç karnına > 95 mg/dl
seafoodplus.infoe> mg/dl
seafoodplus.info> mg/dl
seafoodplus.info> mg/dl

Buradaki 4 değerden 2 ya da daha fazlası normal çıkmaz ise gestasyonel şeker teşhisi konulur. Tek değerin yüksek çıkması halinde ise testin bir ay sonra yenilenmesi söz konusu olur. 50 gram şeker yükleme test neticesinin mg/dl’den yüksek çıktığı hallerde gr OGTT uygulanmasına gerek kalmaz ve açlık glukoz seviyesine bakılması yeterli olur. Şayet açlık kan glukozu 95mg/dl’nin üzerinde saptanırsa hamile anne adayı, gestasyonel şeker hastaları olarak değerlendirilir ve tedavi için adım atılır.

OGTT nedir?

Açlık kan şekeri ölçümleri ve mg/dl olarak saptanan bireyler için OGTT yapılması gerekir. Açlık ardından uygulanan ölçüm eğer > mg/dl ise doğrulama testi olan şeker yükleme testine gerek kalmaz ve kişiye şeker hastası teşhisi konulur.
OGTT uygulanırken; kişiler bu test öncesinde üç gün süre ile karbonhidrat zengini bir beslenme düzeni önerilir. Akşam &#;den sonra bir şey tüketilmemesi gerekir. İlk ölçüm için 12 saatlik bir süreyle aç kalmak gerekir. Ardından ise kişilere 75 gram şeker verilir. Doktor kararı ile 2 ya da 3 saat süresince yarım saat aralıklarla glikoz değerleri incelenir. Bütün ölçümler rapor edilir ve hastanın şeker hastalığı durumu saptanır.

Şeker hastalığı Türkiye&#;de oldukça yaygın şekilde karşılaşılan kronik bir hastalıktır. Bu hastalık, göz, böbrek gibi organlara zarar verebilir. Bu sebeple de özellikle de hamilelik süresince ‘’iki kişiyi ilgilendiren hasarları‘’ ele alınırsa önlem almanın önemi ortaya çıkacaktır.

Hamilelikte şeker yükleme testi gebeliğin haftalarında uygulanır. Hamile anne adayına 50 gram şeker içerikli sıvılar verilir ve ölçüm yapılır. OGTT olarak geçen şeker yükleme testinin hamilelik sürecinde uygulanmasındaki hedef glikoz düzeyinin anne vücudunda denge içerisinde tutulup tutulmadığını ortaya koymaktır.

Şeker yükleme testi testi ardından hamileliğe bağlı şeker hastalığı teşhisi konulur ise farklı tedavi yöntemleri uygulanabilir. Eğer tedbir alınmıyor ise; bebeğin daha erken dünyaya gelmesine, anne için ciddi sağlık sorunlarının meydana gelmesine, olması gerekenden büyük bebeklerin dünyaya gelmesine, bebeğin dünyaya geldikten hemen sonra aşırı düşük şeker sendromu yani, hipoglisemili doğmasına kadar ciddi problemler ortaya çıkabilir.
OGTT yapımı çok kolaydır ve aynı gün içerisinde sonuç alınabilir.

Çeşitli hamile kadınlarda plasentadan salgılanan hormonlar sebebiyle, hamileliğin ortalama haftaları ardından şeker metabo­lizmasında bozukluklar meydana gelir. Bu­nun neticesi hamilelerin kan şeker düzeyi artar. Şeker yüksekliği, uzun bir dönem sürerse hamilelik esnasında ve doğum ardından, bebekte çeşitli ciddi problemlere yol açabilir.

Bu sebeple özellikle başta ailesinde şeker hastalığı öyküsü olan hamile kadınlar ve kilolu hamileler olmak üzere, bütün hamilelerde haftalar içerisinde 50 gr glukoz verile­rek 1 saatilik yükleme testi ile tarama gerçekleştirilir. Tarama testinde şeker seviyesi gr.&#;ı geçen hamilelere, asıl teşhisi koymak için 3 saatlik test yapılır. Bu testin neticesinde hamilelik şekeri teşhisi konan hamileler, önce beslenme düzenlerinin değiştirilmesi ile tedavi edilmeye çalışılır. Di­yetle şeker seviyesi düşmeyen hastalara ise insülin tedavisi yapılabilir.

Hamilelikte şeker yükleme testi zararlı mıdır?

Gebelerde şeker yükleme testinin anne ve bebek sağlığı bakımında zararlı olup olmadığı oldukça tartışılan bir konudur. Gebelikte anne ve bebek sağlığı bakımından istenmeyen en büyük durum, gebelikte şekerdir.

Bebek ve anne açısından riskler ortaya çıkmasına sebep veren gebelikte şeker, bu duruma karşı tedbir alınması için, haftalık hamileliklerde şeker yükleme testi yapılması gerekir. Bu test, uluslararası kabul görmüş bir testtir ve uygulanan test için verilen gram şekerin bebeğe herhangi bir zararı olmaz.

Plasenta nedir?

Ana rahminde gelişen bebek her türlü besin gereksinimi annesinden karşılar. Bu duruma aracılık eden yapıya ise “plasenta” ismi verilir. Hamilelik dönemi tamamlanıp bebek dünyaya geldiğinde plasenta da bebeğin doğmasından hemen sonra ana rahminden atılır. Plasenta yapısı, bebeğe gerekli besinlerin geçişine aracı olur ve bunun dışında bebeği beslemek adına yardımcı olan birçok hormonun salgılanmasına yardım eder. Bu hormonlardan özellikle HPL (human placental laktogen) anne kanından şekeri yükselir ve bebeğe geçen şekeri artırmak için uğraşır. Anne yeterli beslenmemiş olsa dahi, bebeği korumaya yönelik bir mekanizma olmaktadır. Bu hormon, anne adayında kan şekerini düşüren insulin etkisine karşı direnç meydana getirir. Kan şekeri de bu sebeple belli bir düzeyde yüksek olur. Bu yapı sebebiyle hamilelerde şeker yüksek olur ancak diyabetik düzeylerde olmaz. Anne adayının pankreası çoğunlukla insulin salınımının artmasına yol açar ve kendini şeker hastalığından korur. Fakat çeşitli hamilelerde insulin salınımı yeteri miktarda olmaz ve özellikle son üç ayda diyabetik düzeylerde şeker seviyeleri saptanabilir.

Hamilelikte şeker hastalığının riskleri nelerdir?

  • Hamileliğin ilk 3 ayında diyabetin ortaya çıkması; gelişmekte olan bebekte özellikle beyin ve kalbi ilgilendiren doğumsal anormallikler gelişmesine ya da düşüğe yol açabilir.
  • Hamileliğin ortasında ya da son üç ayındaki şeker hastalığı ise fazla beslenme ve bebeğin normalden fazla kilo alımına yol açar. Çok büyük bebeklerin normal doğumu bebekte travmalara yol açabilir ya da acil sezaryen riskini arttırır.
  • Anne adayından gelen fazla yüksek şeker seviyeleri bebekte fazla insulin salgılanmasına yol açar. Doğum ardından kordon kesildiği zaman aniden düşen şeker düzeyi bebekte hipoglisemik sara nöbetlerine yol açabilir. Uygun tedavi yöntemleriyle diyabetli bir anne adayı da sağlıklı bir hamilelik dönemi yaşayabilir ve normal bir doğum gerçekleştirebilir. Bu sebeple de erken tanı önemlidir.

Risk gurubundakiler

  • Hamilelikten önce kilolu olan kadınlar
  • Ailesinde şeker hastalığı öyküsü olan kadınlar
  • Daha önceden şeker ile ilgili yükseklik problemi olduğu bilinenler
  • Daha önceden 4 kilodan büyük bebek doğuranlar
  • Daha önceden ölü doğum gerçekleştirmiş olanlar
  • Daha önceki hamileliğinde diyabet olan kadınlar
  • Amnios sıvısı çok fazla olan kadınlar
  • Polikistik over sendromu olan kadınlar

Şeker yükleme testinin riskleri

Koldan kan kalmak adına bir kez plastik ile kaplı bir iğne batırılır ve bu en fazla 2 saat süresince orada kalır ve yeni bir iğne girişi olmaz. Tek riski bir iğne olmak kadar olmaktadır. Verilen 50 ya da 75 gram şekerin bebeği zehirleyici bir etkisi kesinlikle bulunmaz. Tüketilen çikolatalardaki şeker oranı dahi test için verilen oranlardan daha yüksektir. Bu sebeple hem kendinizi, hem de bebeğinizi riske atmamak adına şeker yükleme testini yaptırmak oldukça yararlı olacaktır.

Yanlış bir düşünce olarak, şeker yükleme testinin şeker hastası yaptığını düşünenler mevcuttur. Şeker yükleme testinde alınan şeker miktarı çok önemli boyutlarda olmaz. Bu test yalnızca var olan bir tablonun ortaya çıkması için yardımcı olur. Şayet şeker metabolizmasında bir problem mevcut değil ise bir tepsi baklava tüketilse dahi herhangi bir kan şekeri düzensizliği meydana gelmez. Test esnasında en fazla duyulan rahatsızlıklardan biri bulantı-kusma şikâyetleridir. Toplam glikoz 3 bardak suda eritilip, bir miktar limon sıkıldığı taktirde böyle bir şikayetin gelişmesinin önüne geçilir.

 

Tasarım & Uygulama & Destek >>> doktor internet sitesi

doktor internet sitesi




Mehmet Olkun

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir