Hamilelik bir kadın için benzersiz bir deneyimdir. Kaçıncı hamilelikte olursa olsun, her hamileliğin kendine özgü seyri ve sorunları vardır. Her kadın vücudunda meydana gelen değişikliklerin normal olup olmadığını merak eder ve öncelikle yakın çevresinden bilgiler alır ve deneyimlerini paylaşmalarını ister. Ancak her kadının hamilelik tecrübesi birbirinden farklıdır ve paylaşılan bilgilerin ve uyarıların çoğu bilimsel gerçeklerden uzaktır. Bu nedenle hamileliğinizle ilgili bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünüyorsanız öncelikle bunu doktorunuzla paylaşmalısınız.
Hamilelik bir hastalık değildir. Hamilelik sırasında çoğu kadın hamile kalmadan önceki kadar aktif olabilir. Buna seyahat etmek, çalışmak, egzersiz ve seks yapmak dahildir.
Aşağıda hamilelik sırasında sıkça sorulan sorular ve bunların cevaplarını bulabilirsiniz:
Uzun süre ayakta durmak veya ağır kaldırmak düşük yapma veya erken doğum olasılığını artırabilir. Hamile kadınlar, duruş, denge farklılıkları ve değişen bedenleri özellikleri nedeniyle ağır eşyaları kaldırırken yaralanma riski daha yüksektir.
Genel olarak, hamile kadınların gün boyu zarar görmeden kilo veya altındaki eşyaları kaldırabileceği kabul edilir. Ayrıca, bazen 25 kilo ağırlığa kadar olan eşyaları sorunsuz bir şekilde kaldırabilirler. Buna evdeki diğer çocuk veya çocukları da dahildir. Ancak hamile kadınlar diğer çocuklarını kucaklarına alırken bacaklardan kuvvet almalı ve sırtlarını zorlamamalıdır.
Hamileliğin başlangıcında yorgun hissetmek ve normalden daha fazla uyumak normaldir Bunun en önemli nedeni hamilelikle ortaya çıkan hormonal değişimlerdir. Ayrıca, büyüyen rahminize ve dolayısıyla bebeğinize daha fazla kan pompalayabilmek amacıyla kalbiniz daha hızlı ve fazla çalışır. Tüm bu değişimler ve muazzam enerji ihtiyacına bağlı olarak daha çabuk yorulur ve daha fazla dinlenme ihtiyacı hissedersiniz.
Özellikle erken dönemlerde hamilelik sırasında sırt ağrısı veya sırt ağrısı çekilmesi çok yaygındır. Hamilelik sırasında vücudunuzdaki bağlar doğal olarak daha yumuşak hale gelir ve sizi doğuma hazırlamak için gerilir. Bu, belinizin ve kasıklarınızdaki eklemleri zorlayarak bel ve kasık ağrısına neden olabilir.
Hamilelikte sırt ve bel ağrısından kaçınmak amacıyla aşağıdaki yöntemleri uygulayabilirsiniz:
Pek çok anne-baba, arkadaşlarına ve ailelerine hamilelik haberini vermek için ilk üç aylık dönemin sonuna kadar (yaklaşık hafta) bekler. Çiftlerin bu güzel haberi paylaşmak için neden bu zamana kadar beklediklerini etkileyen birçok faktör vardır. Bunların en başında hamileliğin ilk üç ayında daha sık gözlenen gebelik kayıpları gelmektedir.
Bebeğin kalp atışları gözlenene kadar her 5 hamile kadından biri bebeğini düşürmektedir (%20). Ancak bu oran, bebeğin kalp atışları görüldükten sonra % civarına düşmektedir. Bu nedenle hamilelik haberini erken dönemde yakınlarıyla paylaşmakta tereddüt eden ancak aynı zamanda sabırsızlanan çiftler bebeklerinin kalp hareketlerini gördükten sonra dilerlerse güzel haberi paylaşabilirler.
Hamileliğiniz boyunca her türlü araç (tren, uçak, gemi, araba vb.) ile seyahat edebilirsiniz. Bazı kadınlar bulantı, kusma ve erken dönemde kendilerini daha halsiz ve yorgun hissettikleri için hamileliğin ilk 12 haftasında seyahat etmemeyi tercih etmektedir. Buna ek olarak, hamileliğin son aylarında seyahat etmek daha yorucu ve rahatsız edici olabilir. Seyahat etmenize engel olacak bir sorununuz olduğunu düşünüyorsanız, öncesinde doktorunuzla görüşmelisiniz.
Araba ile seyahat ederken aşağıdaki önlemleri almanız önemlidir:
Engebeli bir araba yolculuğunun bebeğiniz için zararlı olabileceğine dair hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Bebeğiniz kalça kemikleri, karın kasları ve onu çevreleyen sıvı ile en iyi şekilde desteklenir ve korunur.
Sağlıklı hamile kadınlar için ara sıra uçak yolculuğu tamamen güvenlidir. Ticari havayollarında kabin içi basınç dengelenmiştir. Ayrıca kabin içi sarsıntılar ve kozmik radyasyon da bebeğinize zarar vermez. Çoğu havayolu, hamile kadınların, hamileliğin haftasına kadar uçmalarına izin verir. Bazen uçakla seyahat için uçmanızda sakınca olmadığına dair bir rapor almanız istenebilir. Bu nedenle özellikle hamileliğin haftasından sonra, uçmayı planladığınız havayolunun hamilelikte seyahat kurallarını gözden geçirmeniz önerilir.
Uzun uçuşlarda, otururken pozisyonunuzu değiştirdiğinizden ve bacaklarınızı ve ayaklarınızı sık sık hareket ettirdiğinizden emin olun. Ayrıca güvenli olduğunda ayağa kalkmalı ve hareket etmelisiniz. Bu, bacaklarınızda kan pıhtılarının oluşmasını önleyebilir.
Birçok araştırma hem yarı-kalıcı hem de kalıcı boyalarda bulunan kimyasalların bebek için zararlı olmadığını ve hamilelik sırasında kullanımının güvenli olduğunu göstermektedir. Ek olarak, cilt tarafından çok az miktarda saç boyası emilir ve bebeğe ulaşabilecek çok az şey kalır.
Ancak bebeğinizin dış etkenlere en açık olduğu dönem hamileliğin ilk üç ayıdır (12 hafta). Bu nedenle özellikle saç boyama konusunda tedirginliğiniz varsa bunu haftadan sonrasına ertelemek daha uygundur.
Retinoik asit veya salisilik asit içeren makyaj ürünlerinden uzak durduğunuz sürece, pudralar, fondötenler, maskaralar, göz kalemleri vb. gibi çoğu makyaj ürünü, hamilelik sırasında güvenle kullanılabilir.
Hamilelerin basit ağrı kesicileri kullanması genellikle güvenlidir. Hamilelikte en çok kullanılan ağrı kesiciler parasetamol (Parol®, Minoset®, Panadol® vb) ve aspirindir. Ağrı kesicilerin özellikle hamileliğin üçüncü ayından (12 hafta) sonra kullanılması daha güvenlidir. Bununla birlikte aspirin veya indometazin (Endol®, Endosetin® vb) içeren ağrı kesicilerin hamileliğin son ayında bebeğinizin kalbinden akciğerlerine giden damarlarda meydana getirebileceği değişiklikler nedeniyle kullanılması önerilmez. Ayrıca indometazin içeren ilaçlar bebeğin sıvısında azalmalara da neden olabileceğinden sadece doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Yine de, herhangi bir ağrı kesici ihtiyacınız olduğunda doktorunuz ile görüşerek kullanmanız hem sizin, hem de bebeğinizin sağlığı açısından en uygun yaklaşım olacaktır.
Bir havaalanı, alışveriş merkezi veya binanın güvenlik kapısından geçmek hamile bir kadın veya doğmamış çocuğu için risk oluşturmaz. Bu güvenlik kapıları üzerinizde herhangi bir metal varlığını tespit ederler ve radyasyon yaymazlar. Ayrıca havaalanlarında bagajlarınızı taramak için kullanılan cihazlar çok iyi korunmuştur, bu nedenle bunlardan geçme riski de yoktur.
Bu sorunun cevabı hamileliğe başlangıç kilosuna bağlı olarak değişir. Normal kilolu anne adaylarının hamilelik döneminde kilo alması beklenirken, kilolu veya obez bireylerin daha az kilo alması önerilir. Hamileliğin başlangıcında, özellikle bulantı ve kusmaların gözlendiği dönemde kilo kaybı yaşayabilirsiniz. Ancak özellikle hamileliğin ikinci yarısında kilo kaybı bebeğiniz için zararlı olabilir. Bu nedenle eğer hamilelikte kilo kaybınız olursa bunu doktorunuz ile paylaşmalısınız.
Hamilelikte ilk ayda, ayda kilo almanız beklenirken, son 3 ay içinde ayda kilo civarında almak normal olarak kabul edilir. Hamileliğin özellikle 24ç haftasından sonra artan hormon etkisi nedeniyle iştah artar ve kilo alımı hem bebek, hem de anne adayı için hızlanır. Ancak annenin aşırı kilo alması sağlıklı bir durum değildir ve pek çok gebelik problemine yol açabilir.
Çalışmayı bırakıp bırakmamanız sağlığınıza, bebeğinizin sağlığına ve işinizin neyi içerdiğine bağlıdır. Hamilelik sırasında herhangi bir problemi olmayan kadınlar genellikle doğuma girene kadar çalışabilirler. Ancak bu durum işinizin özelliklerine bağlıdır. Kimyasallar veya diğer toksik maddelerle veya bunların yakınında çalışıyorsanız, işvereninizden veya iş güvenliği uzmanından bunlar hakkında bilgi almalı ve doktorunuzla görüşmelisiniz.
Ülkemizde yasal mevzuat hamile kadınların gebelik haftasından sonra doğum iznine ayrılmalarına müsaade etmektedir. Ancak hamileler haftaya kadar kendileri ister ve doktorları tarafından da uygun görülürse çalışabilirler.
Hamilelikte en iyi uyku pozisyonu yan yatıştır. Daha da iyisi sol tarafınıza dönüp uyumaktır. Sol tarafınızda uyumak, plasentaya (bebeğin eşine) ve bebeğinize ulaşan kan ve besin miktarını artıracaktır. Bununla birlikte eğer sol yanınıza yatma alışkanlığınız yoksa veya uyumanızı güçleştiriyorsa sağ tarafınıza yatabilirsiniz.
Hamileliğin erken dönemlerinde sırt üstü yatmak güvenlidir ancak ilerleyen haftalar ile birlikte sırt üstü yattığınızda nefes darlığı ve tansiyon düşmesi hissedebilirsiniz. Bunun nedeni büyüyen rahim ve bebeğinizin, kalbinize kan taşıyan damarların üzerine yaptığı baskı ile ortaya çıkan oksijen yetersizliğidir. Bu durumda sol veya sağ yanınıza dönerseniz, rahatsızlık hissi hemen kaybolur.
Hamilelik sırasında yüzükoyun uyumakta bir sakınca yoktur. Ancak karnınız ve göğüsleriniz büyüdükten sonra bu pozisyonda rahat bir şekilde uyuyabilmeniz pek olası değildir. Karnınızın üzerinde uyumaya alışkınsanız ve devam etmek istiyorsanız, büyüyen karnınızı desteklemek için halka şeklinde bir yastık kullanmayı deneyebilirsiniz.
Hayır…
Hamilelik sırasında güneşlenebilirsiniz! Güneşe maruz kalmak vücudumuz için çok önemlidir çünkü güneş, bebeğin sağlıklı gelişimi için gerekli olan ve annenin kemiklerini güçlendirmek için yararlı olan D vitamini sentezlememize yardımcı olur. Ancak güneşe ve aşırı sıcaklara uzun süre maruz kalmak vücudunuzun susuz kalmasına ve cildinizde yanıklara neden olabilir. Bu nedenle kısa süreyle ve güneş ışınlarının dik olarak geldiği öğle saatleri dışında güneşlenmek sağlığınız için faydalıdır.
Çoğu hamilelik son adet tarihinin ilk gününden itibaren gün (40 hafta) sürer ve tahmini doğum tarihi buna göre hesaplanır. Günümüzde birçok uygulama son adet tarihinizi girdiğinizde size tahmini doğum tarihinizi verecektir. İsterseniz tahmini doğum tarihinizi ve kaç haftalık hamile olduğunuzu sitemizdeki hesaplama aracını kullanarak öğrenebilirsiniz Tahmini doğum zamanını hesaplamanın başka bir yolu da, son adetinizin ilk gününden üç ay çıkarmak ve yedi gün eklemektir. Örneğin, son adetiniz 20 Martta başladıysa, 7 gün eklediğinizde tarih 27 Mart olur. Ardından, 3 ay geriye gittiğinizde tahmini doğum zamanı olarak 27 Aralık tarihini bulursunuz.
Birçok çift gebelik süresinin neden son adetin başlangıcından itibaren hesaplandığını merak etmektedir. Bunun nedeni her kadının farklı adet düzeni olmasıdır. Eğer son adet tarihinden hesaplanırsa daha doğru bir zamanlama ile doğum zamanı belirlenmektedir.
Normal bir hamilelik sırasında seks yapmaya devam edebilirsiniz. Ancak düşük veya erken doğum riski varsa veya genital sistemde bir enfeksiyon varsa cinsel ilişki hamileliğe zarar verebilir.
Etiketler: düşükkasık ağrısıuyku
Hamilelik dönemindeki anne adaylarının gün içinde uzun süre ayakta durması genel itibariyle çok tehlikeli görülmese de anne adayları için tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Bu konuda uzmanların yürüttüğü araştırmalarda hamilelik döneminde uzun süreler ayakta duran kişilerde erken doğum riskinin yüksek olduğu, bebeğin gelişim ve büyüme sürecinin ise yavaşladığı görülmüştür. Dolayısıyla anne adayları hamile döneminde gün içinde 4 saatten fazla ayakta durmamalıdır. Uygun ayakta kalma süresi ise anne adayının genel sağlığı, hamilelikte kaçıncı ayda olduğu ve önceden riskli bir hamilelik yaşayıp yaşamadığına bağlı olarak değişecektir.
Hamilelikte Ayakta Durmanın Zararları Nelerdir?
Hamilelikte uzun süre ayakta durmak bebekte ve sizde şu komplikasyonlara yol açabilir;
Fetal Büyüme ve Gelişmeyi Etkileyebilir
Hamilelikte annelerin sürekli ayakya kalması; anne karnında fetal büyüme ve gelişmeyi etkileyecektir. Bu konuda uzmanların yaptığı bir çalışmada; haftada 25 saat ve daha uzun süre ayakta duran kadınların durmayanlara göre bebeklerinin daha az kiloda doğduğu ve kafalarının daha küçük olduğu görülmüştür. Dolayısıyla, hamilelikte uzun saatler ayakta durmak bebeğin büyümesini olumsuz etkilediğini bilmelisiniz.
Bel Ağrısına Neden Olur
Hamilelikte uzun süre ayakta durmak bel ağrılarına sebep olabilir. Vücudun ağırlığı normalden daha fazla öne doğru ağırlaştığından uzun süre ayakta durmak bel ağrısı dışında bacak ağrıları da görülebilir.
Tansiyonu Yükseltebilir
Hamilelikte uzun süre ayakta durmanın bir diğer sonucu da yüksek tansiyon olabilir. Hamilelikte yüksek tansiyon ciddi sonuçlar doğurabilir.
Erken Doğuma Yol Açabilir
Hamile anne adaylarının ayakta uzun zaman geçirmesi erken doğumu tetikler. Erken doğum ise bebekte ölümcül komplikasyonlara sebep olabilir.
Düşük Tansiyona Neden Olabilir
Uzun süre ayakta durmak kimisinde yüksek tansiyona yol açarken, kimisinde düşük tansiyona yol açabilir. Hamilelik süresince hem düşük tansiyon hem yüksek tansiyon tehlikelidir ve birçok istenmeyen komplikasyonla sonuçlanabilir.
Kasık Ağrısı Yapabilir
Hamilelikte uzun süre ayakta kalmak pelvik bölgesinde yoğun kasık ağrılarına yol açabilir.
Ödemi Artırabilir
Hamilelikte kadınların yaşadığı problemlerin başında ödem ve ayakta şişme gelmektedir. Buna ek olarak gün içinde uzun süre ayakta kalmak bu şişliklerin daha dayanılmaz hale getirecektir.
Hamileyken Ne Kadar Ayakta Kalmalısınız?
Hamile anne adayları gün içinde kendini zorlamayacak şekilde sırt ve bacaklarında ağrı hissetmediği sürece ayakta kalabilir. Eğer mesleğiniz uzun süre ayakta durmayı gerektiriyorsa, bacaklarını sık sık hareket ettirmeli, yürüyüşe çıkmalı ya da bir ayağını tabureye uzatmalıdır.
Hamilelikte Ayakta Durmak Zorunda Olanlara Öneriler?
Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı , yaz aylarında hamilelere şu önerilerde bulunuyor:
“Ödem oluşmaması için fazla tuz almayın, güneşten sakının, bol bol su için.”
Yaz aylarına girerken hepimiz sıcaklarla nasıl baş edeceğimizin planlarını yaparken hamileler sıcaklardan daha da fazla etkileniyor. Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı,hamileliğin ile aylarından itibaren kadınlarda sıcaktan etkilenme başladığını vurgulayarak oluşan rahatsızlıkları ve yapılması gerekenleri şöyle anlatıyor:
“Vücut ısıları yükselen, tartıları ve kan hacimleri artan, akciğer kapasiteleri daralan hamileler için sıcaktan korunmak daha da önemli. Özellikle hamileliğin ilk yarısında hipotansiyon- tansiyon düşüklüğü- sık rastlanan bir şikayettir. Yaz aylarında ısı ve terleme ile oluşan sıvı kaybı eğer yerine konmazsa bayılmalara neden olabilir. Bu nedenle, her zaman olduğu gibi, 1,5 – 2 litre sıvı, özellikle de su içilmesi gebelikte daha büyük önem taşır. Sık aralıklarla az miktarda su içmek ve yemek yemek hem sıvı açığının oluşmasını engeller; hem de hipoglisemi- düşük kan şekeri- nedeniyle görülebilecek rahatsızlıkları da ortadan kaldırabilir. Yaz aylarının nimetlerinden faydalanıp, bol bulunan meyve ve sebzelerden tüketmek en sağlıklısı. Bebeğin gelişimi için yeterince protein ve kalsiyum alınması da çok önemlidir. Yaz ayları dondurmasız geçmez. Hamileler dikkatli olmalı, iki canlıyım, bebek istedi diyerek aşırı tüketen annelerde şeker hastalığı olma olasılığını akıldan çıkartmamak gerekir. Hamilelikte mide boşalma süresi uzadığından, hazmı zor, kızartma, aşırı yağlı ve şekerli yiyeceklerden kaçınmak gerekir.”
Ödeme karşı kısa yürüyüş!
Gebelikte kan hacmi ve damar geçirgenliğinin artması ile özelikle ayak ve bacaklarda görülen ödemin rahatsızlık verici boyutlara ulaşabildiğini vurgulayan hekimimiz, ödemin getirdiği sorunlar hakkında şunları söylüyor:
“Ödeme sıcakların etkisi ile toplardamarların genişlemesi de eklenince, hamileler evde giyecek ayakkabı bulamayabilirler. Sıvı alımına dikkat ederken, sodyum-tuz- alımına da özen göstermek gerekir. Kesin bir tuz kısıtlaması yapılmamalı, ancak tuzlu çerez, işlenmiş gıdalar, şarküteri gibi aşırı tuzlu yiyecekler tercih edilmemelidir. Uzun süre ayakta durmak, oturmak ya da güneşte kalmak ödemi arttırabileceğinden, gün ortasında – arası doğrudan güneşte kalmaktan sakınmak, kısa yürüyüşler yapmak ve ödem olması durumunda yatarak ayakları yükseltmek alınabilecek önlemlerdendir.”
Hamilelere yüzme önerisi
Hamilelikte önerilen en ideal sporlardan birinin yüzmek olduğunu belirten hekimimiz, “Eğer kanama, düşük tehdidi, yüksek tansiyon, erken doğum gibi hamileliği komplike eden bir durum yoksa, son aya kadar deniz veya havuzun temiz olması ön koşulu ile yüzmek sıcaklarla mücadele etmenin en güzel yollarından biridir. Ayrıca hamilelik boyunca aktif olmak kan şekerini düzenler, oksijen kullanımını arttırır, tartı alımını dengede tutar ve normal doğumu kolaylaştırır” diyor.
Hamilelerin giyim tarzının da rahat olması gerektiğini vurgulayan hekimimiz, giyim tarzı konusunda şu bilgileri veriyor:
“Hamile bayanın giyimi, ayaklarda oluşan kan göllenmesini arttırmayacak şekilde, diz kalça ve belde rahat olmalı, yaz aylarında gereksinime göre eklenip çıkartılabilecek özellikte ince katmanlardan oluşmalıdır. Hamilelikte cilt lekelenmeye yatkındır ve hamilelikte oluşan kloazma adı verilen gebelik maskesi gebelikten sonra da kozmetik sorun yaratabilmektedir. Güneş lekelenmenin oluşumunu arttırır. Gün ortasında doğrudan güneş altında kesinlikle bulunulmamalı, şapka, güneşlik, giysiler ve yüksek koruma faktörlü ürünlerle güneşin zararlı etkilerinden korunmalıdır. Ayrıca annenin vücut ısısının artması, gelişen bebeğe zarar verebileceğinden, uzun güneş banyoları ve solaryum önerilmez. Özetle hamileler güneşten sakınmalı, bol su içmeli ve denizin keyfini çıkarmalılar.”