Doğum öncesi yüzme, genel olarak güvenli bir egzersiz şeklidir. Ancak, doğum öncesi yüzmeye başlamadan önce kaçınılması gereken bazı tıbbi durumlara sahip olabileceğinizden her zaman doktorunuza danışın.
Hamilelik sırasında sağlıklı, formda kalmak için düzenli bir egzersiz rutini şarttır. Hamileyken yüzmek güvenli kabul edilir ve sağlık açısından herhangi bir problem yoksa harika bir egzersiz şeklidir.
Bugüne kadar yapılan araştırmalar, yüzme havuzlarındaki klorun, dezenfektan olarak kullanılan diğer kimyasalların hamile kadınlar veya bebekler için zararlı olduğunu veya bir gebelik komplikasyonuna yol açtığını ileri sürmemiştir. Havuzda yüzmek güvenli kabul edilebilir. Yeni havuzlar modern su arıtma sistemleri ile bulaşıcı hastalıklarla, enfeksiyon riskini azaltmaktadır.
Hamilelik durumunuzda sıkıntı yoksa veya düşük tehlikesi teşhis edilmediyse, denizde yüzmenin tadını çıkarın.
Deniz suyu anne ve bebeği için risk oluşturmaz. Ancak, denize veya havuza girdiğinizde gebe olduğunuzu unutmayın. Yüzmeye başlamadan önce daima ısının. Hafif şekilde yüzmek, egzersiz yaparken vücudunuza ve bebeğinize yardımcı olur. Dikkat etmeniz gereken suyun sizin veya bebeğiniz için şok yaşamamak için suyun çok soğuk olmaması gerekir.
Açık bir su yüzeyi olduğu icin başkalarından geçebilecek hastalıklara yakalanma riski yoktur.
Günde en az 30 dakika doğum öncesi egzersiz yapılması önerilir. Egzersiz rutininizi daha ilginç hale getirmek istemez misiniz? Yüzmeyi haftada gün, diğer egzersiz rutinleriyle birleştirmek harika bir seçenektir. Denizde veya havuzda yüzmeyi haftalık rutininizin bir parçası haline gelmesinin birçok nedeni vardır. Bunlar;
Gebeliğin ilk üç ayında, yüzme kas gruplarını güçlendirmeyi, doğru nefes alıp vermeyi ve bağışıklık sistemini uyarmayı amaçlar. Düzenli yapılan egzersizler vücudu ileride oluşacak değişikliklere karşı hazırlamaya yardımcı olur.
Gebeliğin ilk üç aylık döneminde karşılaşabileceğiniz iki ana zorluk, büyük hormonal değişikliğin sebep olduğu yorgunluk ve mide bulantısıdır.
İkinci üç aylık dönemde yüzmek, doktorunuzun onayını almanız durumunda yüzmeye başlamak icin mükemmel bir zamandır. Haftada 2 veya 3 kez 30 dakikalık yüzme şekli en ideal olandır. Yüzmeye yavaş başlayın ve zamanla yüzme egzersizini arttırın.
Kendinize karşı her zaman nazik davranın ve dinlenmeye ihtiyaç duyduğunuzda kendinize izin verin.
20 haftanın sonunda omurga üzerindeki yük pelvisin kemikleri ve bağları, sırt kasları artar. Bel bölgesinde ağrı oluşur ve vücut halsizleşir. Düzenli nefes almaya ve bu aşamada rahat bir şekilde ivme sağlamaya odaklanmak önemlidir. Son üç aylık dönemde kendinizi daha fazla yüzerken bulabilirsiniz.
Suda hamile olan anne adayları üç önemli şey öğrenir:
Verilen püf noktalarını dikkatle uygularsanız, anne adayları için yüzmek birçok hastalığa çözüm olabilir. Sırt ağrıları, şişmiş ayaklar ve ruhsal sıkıntılar bu sayede geçmişte kalmış olabilir.
Yüzmeyi bırakmanın zamanı geldi
Başınız dönüyor, nefes darlığı çekiyor ve kendinizi kötü hissediyorsanız bu durum vücudunuzu çok fazla yorduğunuz anlamına gelmektedir. Yüzerken bunlardan birini hissetmeye başlarsanız kenara çekilin, deniden/havuzdan dikkatlice dışarı çıkın.
Hamilelik için en uygun sporlardan bir tanesinin yerçekimi etkisini ortadan kaldırdığı için yüzmek olduğu söylenir. Doktor, aksini önermediği sürece hamileyken denizde veya havuzda yüzmek serbesttir.
Hamileyken yaptığınız her egzersizde olduğu gibi, herhangi bir ağrı veya vajinal kanamaolursa, en kısa sürede doktorunuza başvurmalısınız.
Buradaki yazımız da dikkatinizi çekebilir: seafoodplus.info
Gebelerin, bulantıları, sırt ve bel ağrılarının azalması için yüzmesinin faydalı olduğu ancak girecekleri havuz ile denizin temizliğine dikkat etmesi gerektiği bildirildi.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Ali Ergün, yaptığı açıklamada, yaz aylarında özellikle gebelerin hem güneş ışınlarına maruz kalma hem de kirli deniz suyu, havuz gibi yerlerden alınabilecek mikroplar konusunda tedbirli olmasının önem taşıdığını belirtti.
Deniz tatili öncesi doktor kontrolü şart!
Anne adaylarına, deniz tatili öncesinde mutlaka hekimlerinden nelere dikkat etmeleri gerektiği noktasında bilgi almalarını öneren Ergün, kanama, erken doğum gibi yüksek riskli olarak tanımlanan gebelerin seyahate çıkmamasının daha uygun olduğunu vurguladı.
Gebelerin, gidecekleri bölgede olası acil durumda başvuracakları sağlık kurumlarını da belirlemesi gerektiğini anlatan Ergün, şunları kaydetti:
"Tıbbi sorun yoksa, gebeliğin haftasına kadar uçak veya karayoluyla seyahat edilmesinde sakınca yoktur. Aslında haftadan sonra da yolculuk yapılabilir ancak bulunulan yerde iyi bir sağlık hizmeti alamama riski nedeniyle yolculuk önerilmemektedir. Çünkü bu gebelik haftasından sonra az da olsa doğumun başlama olasılığı vardır. Karayoluyla seyahatlerde, mutlaka saatte bir mola verilmeli, molalarda dakika yürüyüş yapılmalı. Trafik, kalabalık ve diğer sorunlar kolaylıkla gebeleri daha duyarlı hale getirebileceğinden, mümkün olduğu kadar sakin ortamlar tercih edilmeli."
"Islak mayo değiştirilmeli"
Doktor bilgisi dahilinde yapılan sporların da hem gebe hem de bebek için faydalı olduğuna dikkati çeken Ergün, özellikle yüzmeyi tavsiye ettiklerini söyledi.
Ergün, "Yüzme gebelikte tüm kas gruplarını çalıştıran faydalı bir spordur. Erken gebelikte bulantı ve kusmaların, geç gebelikte ise sırt ve bel ağrılarının azalmasını sağlar. Yüzmede doz yavaş yavaş artırılmalı, su sporları, dalış gibi etkinlikler yapılmamalı." dedi.
Gebelikte sık sık kramp şikayeti bulunanların, acil bir durumda müdahale şansının olabilmesi için özellikle derin sularda yüzmemesi gerektiğini bildiren Ergün, anne adayının, temizliğinden emin olunmayan havuz ve denizlerden uzak durması gerektiğini dile getirdi.
Ergün, gebelerin, hijyeni sağlanmamış havuz ile sauna ve buhar banyosuna girmemesi ya da atıklara yakın sahilde yüzmemesi gerektiği uyarısında bulundu.
Buralardan çok kolay mikrop kapılabildiğini belirten Ergün, "Gebeler, her açıdan çok daha hassas bir dönemde olduğu için buralar nedeniyle mikroba bağlı enfeksiyon ya da kanama gibi bazı problemlerle karşılaşabilir." diye konuştu.
Havuz ya da denizden hangisinin tercih edilmesi gerektiğine ilişkin değerlendirmede bulunan Ergün, "Bunun yanıtı kesin olarak deniz olmakla beraber, hijyenik, aşırı klorlama yapılmayan havuzlarda da sorun yoktur. Klorlaması yeterli, sirkülasyonu iyi ve temizliği etkili yapılan havuzlar kullanılabilir. Tercih edilen bölgedeki deniz suyunun da değerleri hakkında mutlaka bilgi sahibi olunmalı." dedi.
Denize ve havuza girdikten sonra ıslak mayonun değiştirilerek mikrobun gelişmesi için uygun ortamdan uzaklaşılabileceğini ifade eden Ergün, bu dönemde tampon kullanımının da uygun olmadığını kaydetti.