hanefi mezhebi alkol / İşte İslam'da içki içmenin hükmü - Analiz - ODATV

Hanefi Mezhebi Alkol

hanefi mezhebi alkol

kaynağı değiştir]

Hanefi mezhebinin ilk dönem kurucuları Kur'an'da yasaklanan alkolün İslam hukukunda "Hamr" adıyla tanımlanan içecek olduğunu kabul etmişlerdir. Onlara göre yasak olan Hamr, üzüm suyundan belirli bir şekilde imal edilen maddedir. Ebû Hanîfe hamrı, “yaş üzüm suyunun/şırasının bir süre bekletildikten sonra kaynaması, keskinleşmesi ve köpüğünü atmasıyla oluşan içki” şeklinde tarif etmektedir.[2] Diğer sarhoş edici maddeler ise "Nebiz" adı altında değerlendirilir.[3] Günümüzde bile Suriye'de herhangi bir sarhoşluk verici madde Nebiz adıyla tanımlanırken Mısır'da Hamr ve Nebiz kelimesi birbiri yerine kullanılmaktadır.[4] İmam Azam'ın Nebiz hakkındaki hükmünü İmam Tahavi şu şekilde aktarmaktadır:

"Kurutulmuş üzümün mayalanmış haldeki nebizi kaynatılmamış ise ekşiyip köpük atacak duruma gelmediği sürece onu içmekte bir sakınca yoktur. Ekşiyip köpük atarsa onu içmekte bir hayır yoktur. Mayalanmış kuru üzüm nebizi dışında bal, mısır, kuru üzüm, kuru hurma ve bunların dışındaki nebizlerin, üzerinden uzun zaman geçsin ya da geçmesin, birbiriyle karıştırılmış olsun ya da olmasın kaynatılmadığı sürece içilmesinde bir sakınca yoktur. Mekruh olan içecek yalnızca mayalanmış halde köpük atan kuru üzüm nebizidir. Bütün bu hükümler Ebu Hanife'ye göredir. Bunu İmam Muhammed, mezhebin temel kaynaklarında Ebu Yusuf aracılığıyla Ebu Hanife'den nakletmiştir."[5]&#;

İmam Tahavi, İmam Muhammed'in "Çoğu sarhoş eden şeyi içmeyi terk etmek benim hoşuma gider. Bununla birlikte bunu haram görmem" sözünü aktarır ve kendisi de bu görüşte olduğunu ekler. İmam Tahavi, bir kimse nebiz içip sarhoş olursa imamların tümüne göre kendisine had cezası uygulanacağını söylemiştir.[6]

İslam ulemasının çoğunluğunun azı ve çoğu sarhoşluk veren her içkiyi "hamr" kavramı dahilinde görüp haram saydığını belirten ilahiyatçı seafoodplus.infodin Karaman da Ebû Hanife ve Ebû Yusuf'un söz konusu çoğunluktan farklı olan görüşlerini şu şekilde aktarmaktadır:

"Ebu Hanife ve Ebu Yusuf'a göre üzüm ve hurma suyunun üçte biri kalıncaya kadar kaynatılması sonunda elde edile (bir nevi) pekmezin ve kuru üzüm, kuru hurma vb. hoşafının beklemesi sonunda elde edilen içki ile elma, arpa, mısır, darı gibi şeylerden elde edilen içkilerin (nebiz adı verilen özel &#;içkiler), sarhoşluk vermeyen miktarını içmek caizdir; ancak bunlardan da sarhoş olmak haramdır"[7]

Üzüm suyunun kaynatılıp 1/3 kısmının buharlaşmasıyla oluşan içecek dahil diğer maddelerden imal edilen sarhoş edici içeceklerin tümünün sarhoş etmeyecek miktarının kullanımı meşrudur.

Hanefi mezhebine bağlı olan kişilerin inanç ilkelerinde de kendilerine önder kabul ettikleri İmam Maturidi Tevilatu'l Kur'an adlı eserinde hurma ve üzüm dışındaki meyvelerden elde edile içki türlerinden sarhoş etmeyecek miktarda içmeyi diğer mezheplerin aksine haram değil mekruh kabul etmiştir.[8]

Mutezile mezhebinden bir grup fıkıhçı da alkoldeki yasaklığın tamamen sarhoş edici miktarla ilişkili olduğunu, imal edilen madde veya imal edilme biçiminin ise bir önemi olmadığını iddia etmişlerdir. Serahsi'ye göre Mutezile mezhebinden bazıları Hamr'ın toplumda düşmanlık ve nefret gibi Şeytan'ın hedeflerine kapı aralayacak miktarda tüketilmesi durumunda haram olacağını iddia etmişlerdir.[9]

Maliki, Şafii ve Hanbeli mezhepleriyle Şii mezhepleri Muhammed'in "çoğu sarhoş edici olanın azı da haramdır" şeklindeki hadis ve diğer hadisleri alkolün her biçiminin damlasının kullanımını bile gayrimeşru/yasak ilan etmelerinin gerekçesi olarak göstermişlerdir. Bu mezhepler hamrı; üzüm, hurma, mısır, buğday, bal vs. imal edilen maddesi ne olursa olsun sarhoş edici her türlü içki olarak tanımlamışlardır.[10]

Hanefi mezhebinin alkole karşı tutumu özellikle Hicri 6.yüzyıldan sonra diğer mezhepler gibi olmuş ve tamamen yasaklama yönündeki görüş yaygınlaşmıştır.

İsmaili mezhebi alkol ve her türlü sarhoş edici maddenin haram olduğunu kabul etmektedir. İsmaili imamlarından III.Ağa Han yılında yayımladığı "Guidelines for the Muslims of Transvaal" adlı eserinde her Müslüman için en büyük tehlikenin alkol olduğunu yazmıştır.[11]

Konu ile ilgili bakınız: İslamiyet ve Sarhoşluk

Göz Atınız[değiştir kaynağı değiştir]

Mezhepler konuyla ilgili Muhammed'in çok sayıda sözlerini (hadisler) aktarmış ve görüşlerini bu hadisler çerçevesinde oluşturmuş veya yorumlamışlardır. Sarhoşluk hadislerde müslüman birey için istenilmeyen/hoşa gitmeyen dolayısıyla da yasak ilan edilen bir haldir.

"Her sarhoşluk veren şey hamrdır (şarap), her hamr da haramdır" (Müslim, "Eşribe", 10; Ebû Dâvûd, "Eşribe",5; Tirmizi, "Eşribe", 3)

"Çoğu sarhoşluk veren şeyin azı da haramdır" (Ebû Davud, "Eşribe", 5; Tirmizî, "Eşribe", 3; Nesâi,&#;Eşribe, 25)[1]

Mezheplerde Alkol[değiştir

Hanefi mezhebine göre hangi içkiler haramdır?

Hanefiler, Kur’ân’da haram kılınan hamr’ın üzüm suyundan yapılan şarap olduğunu söyleseler de, hadis-i şeriflerden hareketle, hurma ve üzümden yapılan daha başka içkilerin de haram olduğunu ifade etmişlerdir. Hanefî mezhebine göre, azı da çoğu da haram kılınan içkiler dört çeşit olup, bunlar şunlardır:

1-Hamr: Hamr, ateşe konulmamış ve ateşte kaynatılmamış yaş üzüm suyunun bekletilerek kendi kendine mayalanıp, keskinleşip (sarhoş edecek derecede kuvvetlenip), köpüğünü attıktan sonraki çiğ ve keskin durumudur. İmameyn, içkinin keskinleşmesiyle birlikte sarhoş edici olacağını söyleyerek, onun köpüğünü atmasını şart görmemişlerdir. Ebû Hanife ise, içkinin hiç köpüğü kalmayacak şekilde saflaşıp berraklaştıktan yani içkinin, üzüm suyunun eserinden hiç bir şey kalmayacak şekilde şaraba dönüştükten sonra tam mânâsıyla hamr adını alacağını söylemiştir. Müfta bih olan görüş, İmameyn’in görüşüdür.[1]Serahsî, el-Mebsût, 24/2; Mevsılî, el-İhtiyâr, 3/; İbn Âbidin, Reddü’l-muhtâr, 10/

Hanefî mezhebine göre şarabın haramlığı, Kur’ân, Sünnet ve icma ile sabittir. Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” (el-Mâide 5/90). Sünnet’teki delil ise şu hadis-i şeriftir: “Hamrın bizatihi kendisi, diğer içeceklerin ise sarhoş edici miktarı haram kılınmıştır.[2]Dârakutnî, Sünen, 4/; Beyhakî, es-Sünenü’l-kübra, 8/; Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr, 10/ Yukarıdaki nasslardan yola çıkan fukaha, hamr’ın haramlığının sarhoşluk illetine dayanmadığını bilakis onun liaynihi haram olduğunu söylemişlerdir.[3]Aliyyü’l-kârî, Fethu bâbi’l-inâye, 3/45; Kâsânî, Bedâiü’s-sanâî, 5/

Serahsî, şarabın sarhoş etmeyecek miktarının da haram kılınmasını özetle şöyle açıklamıştır: İçkinin haram kılınmasının illeti iskâr (sarhoşluk) olsa da, şarabın sarhoş etmeyecek ölçüdeki az miktarı da haramdır. Çünkü Allah Resûlü şöyle buyurmuştur: “Hamr, aynı ile haram kılınmıştır. Bu sebeple onun azı da, çoğu da; keza her içkiden hâsıl olan sarhoşluk da haramdır.” (Nesâî, “Eşribe”, 48). Ayrıca Kur’ân-ı Kerim’de içkinin haram kılınma sebebi olarak gösterilen, insanlar arasına kin ve düşmanlık sokmayla Allah Teâlâ’nın zikrinden alıkoyma illetleri şarabın azında da söz konusudur. Bir de şarabın azı, çoğuna davet eder. Şarabın azının içilmesi çoğunun içilmesine götürdüğü için, sedd-i zerâi prensibi gereğince onun azı da çoğu gibi haram olur.[4]Aynî, el-Binâye, 9/; Serahsî, el-Mebsût, 24/3.

2-Tılâ: Şayet yaş üzüm suyu çok az pişirilir ve bu pişirmeyle üçte ikisinden biraz azı gider, (buharlaşır) sonra üzüm suyundan kalan miktar mayalanır, keskinleşir ve köpüğünü de atarsa haram olur. Yaş üzüm suyunun yarısı (munassaf) veya daha azı giderse bunun haram olması evleviyetledir. Eğer kaynatılan üzüm suyunun üçte ikisi (müselles) veya daha fazlası gider ve üzüm suyu tatlanırsa (pekmez) onun içilmesi helâl olur. Üzüm suyunun üçte ikisi gitmediği sürece, sarhoşluk kuvvetinin onda mevcut olduğu ifade edilmiştir.[5]Üzüm suyunun ateşte kaynatılmasıyla onun sıvı kısmı buharlaşmakta ve geriye tatlı ve katı kısmı kalmaktadır. Zaten pekmez de bu yolla elde edilir. Aslında burada üçte iki &#x; Okumaya devam et

3-Seker (Nakîu’t-temr): Taze hurma suyunun kaynatılmadan kendiliğinden mayalanmış, keskinleşmiş ve köpüğünü atmış çiğ hâline seker denir. Fadih, hurmanın kırılıp yarılması ve arkasından tatlılığının çıkması için sıcak suda bekletilmesi, sonra da keskinleşinceye kadar bırakılmasıdır. Buradan da anlaşılıyor ki, ister fadih ister seker olsun hurmadan elde edilen içecek keskinleştiği takdirde haram olmaktadır.[6]Aynî, el-Binâye, 9/; İbn Âbidin, Reddü’l-muhtâr, 10/32; Serahsî, el-Mebsût, 24/6.

4-Nakîü’z-zebîb: Kuru üzüm suyunun kaynatılmadan kendiliğinden mayalanmış, keskinleşmiş ve köpüğünü atmış çiğ hâlidir. Yani kuru üzüm, içine atıldığı suya tatlığını bıraktıktan sonra, tatlılığı giderek sarhoş edici hâle gelirse onun içilmesi haram olur.[7]Aynî, el-Binâye, 9/; Aliyyü’l-kârî, Fethu bâbi’l-inâye, 3/46; Kâsânî, Bedâiü’s-sanâî, 5/

Hamr’dan sonra zikredilen bu üç çeşit içkinin haram olmasının delili şu hadistir: “Hamr, şu iki ağaçtan yapılır; üzüm ve hurma.[8]Müslim, “Eşribe”, 13; Ebû Dâvud, “Eşribe”, 4; Tirmizi, “Eşribe”, 8; Nesâî, “Eşribe”,  Ayrıca bunların haram olduğuna dair sahabenin icmaı vardır. Ancak bunlar katî değil zannî delille sabit oldukları için bunların haramlığının hamr’ın haramlığından daha hafif olduğu ifade edilmiştir.[9]İbn Âbidin, Reddü’l-muhtâr, 10/33; Mevsılî, el-İhtiyâr, 3/; Aynî, el-Binâye, 9/


Kaynak: Yüksel Çayıroğlu, İslam Hukukuna Göre Helal Gıda

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir