hasan sabbah nerelidir / Hasan Sabbah seafoodplus.info

Hasan Sabbah Nerelidir

hasan sabbah nerelidir

Hasan Sabbah nasıl &#;ld&#;? Hasan Sabbah tarihte kimdir? İşte, Hasan Sabbah hayatı

Haberin Devamı

Sonunda Hasan Sabbah Elburz Dağları'ndaki Elemût Kalesi'nde karar kıldı. Kale geniş bir vadiye egemen konumdaki büyük bir kayalık üzerine inşa edilmişti. İki bin metre yükseklikteki kale kayanın tabanının yüzlerce metre üzerinde, yalnızca sarp ve dolambaçlı bir patikadan çıkılabilen bir yerde bulunmaktaydı. Rivayete göre kale Deylem krallarından biri tarafından inşa edilmişti. Kral kartalını salmış, kartal ise bu kayalığa konmuş, böylece kalenin yapımına başlanmıştı. Ve kaleye "kartalın öğretisi" anlamında "Aluh Amut" ismi verilmişti.

Hasan Sabbah'ın buraya vardığı sırada kale onu Selçuklu sultanından almış olan Alevi Mehdi adındaki bir hükümdarın elindeydi. Önce bölgeye dailerini yollayan Hasan, bölge halkını ve Alamut'ta yaşayanları kendi tarafına çekmiştir. Hasan Sabbah bu olayları şöyle anlatmaktadır:

Ve sonra Kazvin'den Alamut'a bir dai gönderdim. Alamut insanlarından bazıları dainin telkinlerine uyup mezhep değiştirdiler ve Alevileri de buna teşvik ettiler. Dai yenilgiye uğramış gibi göründü, ancak bir yolunu bulup dönmelerin tümünü kale dışına çıkardı ve bütün kapıları kapatarak kalenin sultanın malı olduğunu ilan etti. Uzun münakaşalardan sonra onları yeniden içeri aldı ve insanlar da daha kötüsüyle karşılaşmamak için onun himayesi altına girdiler.

Bundan sonra 4 Eylül günü gizlice kaleye alınmış, kalenin önceki sahibi elinden bir şey gelmediği için kaleyi terk etmiştir. İranlı tarihçilere göre Hasan Sabbah, Mehdi'ye üç bin altın dinar değerinde bir senet vermiştir. Böylece Hasan Sabbah, Haşhaşin tarikatını resmen kurmuştur.

Kimliği

Şiîliğin İmâmiye-i İsnâ‘aşer’îyye Mezhebi'nin gayba halindeki On İkinci İmâmı Muhammed Mehdi ile karıştırılmaması gereken Zeydî-Alevîler Hanedanlığı mensubu En-Nâsır’ûl-Alevî Li’l-Hâkk soyundan gelen Alevî Mehdi, Elemût Bölgesi'nde bulunan Elemût Kalesi'nin son Büyük Selçuklu komutanı idi.

Büyük Selçuklu Veziri Nizamülmülk daha yılına gelmeden Hasan bin Sabbah'ın tevkif edilmesi için gerekli emirleri çıkartmıştı. Bu nedenle de Hasan bin Sabbah Elemût Kalesi'nden yaklaşık 60 Km uzaklıktaki Kazvin'de gizlenmekteydi. 23 Buradan kalenin zaptı ile alâkalı bir takım planlar hazırlamaktaydı. 23 Hasan bin Sabbah özel olarak daha önceden görevlendirdiği Hasan el-Ka’ini adındaki casusu aracılığıyla kaledeki muhafızların çoğunu İsmâil’îyye mezhebine döndürmeyi başarmıştı. Bu mühtedilerin tamamını ortadan kaldırmayı planlayan Mehdi önce kendisini Hasan Sabbah’ın Dâvah hareketini kabullenir ve destekler gösterdi. Bu arada Kazvin'den gönderdiği bir başka Dâ’î aracılığı ile Hasan Sabbah kaledeki taraftarlarının sayısını iyice arttırmayı başarmıştı. 4 Eylûl tarihinde gizlice kaleye giren Hasan Sabbah, kendisini Dihkhudâ ismiyle tanıtarak bir süre burada yaşadı. Mehdi durumu anladığında ise kaledeki muhafızların tamamına yakını İsmâ‘îl’iyye mezhebi’ni kabullenmişler ve Mehdi'yi tamamen kendisini savunamayacak bir duruma düşürmüşlerdi

Elemût Kalesi'nin teslim alınması

Hasan bin Sabbah tarafından kale Zeydî Mehdi'ye Üç Bin Altın Dinar ödenmek suretiyle teslim alındı. Ödeme İsmaili Dâvah hareketine gönül vermiş "Muzaffer Reis" ismindeki bir Selçuklu subayı tarafından gerçekleştirildi Kalenin bu şekilde Mehdi'den alınması sırasında ise hiçbir vahşet gerçekleşmemiş oldu.

Hasan Sabbah, Alamut'a yerleştikten sonra 34 yıl boyunca buradan hiç ayrılmamıştır. Rivayetlere göre Alamut'taki kendi odasından bile sadece birkaç kez çıkmıştır. Alamut ele geçirildikten sonra civardaki kaleler ve kasabalar üzerinde de denetim sağlandı. Alamut kalesine yönelik ilk saldırılar Selçuklu Emiri Yuruntaş tarafından gerçekleştirilmiştir. Saldırılar Nizarilere ağır kayıplar verdirmişse de kale alınamamıştır. Yılında Nizamülmülk Sultan Melikşahı ikna ederek Alamut kalesini ele geçirmesi için bir ordu hazırlattı. Emir Arslantaş komutasındaki Selçuklu ordusu aylarca kaleyi kuşattı(I. Alamut Muharebesi) ancak kale alınamadı. Nizariler Rudbar halkının yardımı ile bir huruc hareketi yaparak Selçuklu ordusunu püskürttü. Emir Kızıl sarık komutasındaki bir başka ordu Almautu kuşattığı sırada Melikşah öldü. Ordu kuşatmaya son verdi. Hasan Sabbah ve fedaileri bu kuşatmaları düzenleyen ve destekleyen kişilere intikam amacıyla suikastler gerçekleştirdi. Hasan Sabbah döneminde elliye yakın suikast gerçekleştirmiştir. Bunların en önemlisi ve ilki Nizamülmülk'ün öldürülmesidir. Diğerleri ise Selçuklu üst düzey devlet görevlileri ve Abbasi din adamlarına yönelik suikastlerdir. Suikasti yapan haşhaşinin adı Alamut'taki şeref listesine yazılırdı. Nizamülmülk'ün öldürülmesi ve ardından Melikşah'ın ölümü sonrasında Sencer, Berkyaruk ve Muhammed Tapar arasında taht kavgaları başlamış ve Selçuklular gerilemeye başlamıştır. Hasan Sabbah Selçuklu sarayındaki taht kavgalarını kendi lehine kullanmıştır. Ayrıca Hasan Sabbah döneminde başka önemli kaleler de ele geçirilmiştir.

Hasan Sabbah Nizamülmülk'ün öldürülmesini şu şekilde yorumlamıştır "Bu şeytanın öldürülmesi mutluluğun başlangıcıdır"

Hasan Sabbah döneminin en ilginç olaylarından biri de büyük Sünni tarihçi Alâeddin Atâ Melik Cüveynî'nin aktardığı olaydır. Cüveynî'ye göre Muhammed Tapar'ın ölümünden sonra tahta geçen Sencer'e barış elçileri gönderen Hasan Sabbah, tekliflerin kabul edilmemesi nedeniyle saraydan birilerini yanına çekerek sultanın başucuna bir hançer saplanmasını sağlamıştır. Ayıldığında büyük paniğe kapılan Sultan olayı gizli tutmaya çalışmış ancak olayın hemen ardından bir elçiyle gelen mesajda Hasan Sabbah,

« Ben istemez miydim ki o hançer sert taşa değil de sultanın yumuşacık göğsüne saplansın. »
demiştir. Bu olaydan sonra İsmaililer, Sencer döneminde oldukça rahatlamıştır.

ÖLÜMÜ

Mayıs 'te hastalanıp yatağa düşen Hasan Sabbah, ölümünün yaklaştığını düşünerek halefi olması için Lemeser Kalesi komutanı Kiya Buzrug Ummid'i seçti. Ebu Ali'yi sağına oturttu ve kendisini misyonerlik faaliyetlerinin başına getirdi. Kasranlı Adem'in Oğlu Hasan'ı sağına ve ordularının komutanı Kiya Ebu Cafer'i de önüne oturttu ve onlara imamın gelip devletin başına geçeceği güne dek Kiya Buzrug Ummid'in liderliğinde uyum içinde çalışmalarını salık verdi ve 23 Mayıs Cuma günü öldü.

Bu aynı zamanda göz alıcı bir liderliğin de sonuydu. Sünni ve Şiî İsmaili birçok vakanüvis onu keskin zekalı, yetkin, aritmetik, astronomi, büyü ve daha pek çok alanda bilgi sahibi biri olarak tarif eder. İsmailileri sevmeyen bir Arap biyografi yazarına göre Alamut'ta ikamet ettiği otuz beş yıl boyunca, ne bir kimse ortalık bir yerde şarap içebilmiş ne de testilere şarap doldurulabilmişti. Oğlu Muhammedi şarap içtiği için idam etmiş diğer oğlu Hüseyini ise asılsızlığı kanıtlanmış olan Dai Hüseyin Kaini'nin katlini azmettirmek suçundan idam ettirmişti.

Hasan Sabbah aynı zamanda bir yazardı. Sünni yazarlar eserlerinden iki parçayı, bir otobiyografik metni olan ve bir ilahiyat risalesini muhafaza etmişlerdi. Hasan Sabbah asla imam olduğunu iddia etmemiştir. Yalnızca imamın bir temsilcisi olduğunu söylemiştir. Hayatını anlattığı kitabın adı Sergi'ızeşt-i Seyyidinâ'dır. Tarihçi Ata Melik Cüveyni Moğollar Alamut kütüphanesini yakmadan önce kitabı kütüphaneden almıştır.

Hasan Sabbah Kimdir? Hasan Sabbah Hayatı, Haşhaşiler Olayı ve Ölümü

Hasan Sabbah kimdir konusu, geçmişte olduğu kadar, günümüzde de yediden yetmişe pek çok kişinin aklında bir soru işareti olarak bulunmaktadır. Özellikle hasan sabbah ve haşhaşiler hikayesi bilgisayar oyunlarına dahi konu olarak, okullarda belirli sınıflarda ders konusu olarak da anlatılmıştır. Tarihin ilk suikastçılarını yetiştirdiği bilinen Hasan Sabbah hangi devleti yıktı konusu ise, uygarlıklar ve devletler tarihi açısından da oldukça önemlidir. Dilerseniz Hasan Sabbah nereli ve dini ne konularına birlikte göz atalım

Hasan Sabbah Kimdir?

Şii inancı içerisinde konumlandırılan İsmaililik mezhebine göre oluşturduğu Haşhaşiler isimli tarikatle bilinen Hasan Sabbah, bilinen Orta Çağ liderleri arasında en ilgi çeken kişilerden bir tanesi olarak bilinmektedir. Hasan Sabbah tarihin her döneminde; otoriter, ikna edici, yüksek stratejik zekaya sahip, dini bilgisi sayesinde derin karakterli ve ilgi çekici bir kişilik olarak ifade edilmiştir. Hasan Sabbah; tarihte bilinen liderlerden bir açıdan farklıdır. Bu fark ise Sabbah'ın yetiştirmiş olduğu acımasız ve profesyonel suikastçilerinin olmasıdır. Ayrıca bunun ile birlikte, kendisinin 34 sene boyunca asla dışına çıkmayarak yaşadığı pek ünlü Alamut Kalesi'nin varlığı da Sabbah'ı farklı kılan olgulardan bir tanesi olarak bilinmektedir.

Hasan Sabbah Hayatı

Tarihin en merak edilen figürlerinden bir tanesi olan Hasan Sabbah, tarihsel verilere göre M.S senesinde İran coğrafyasının Kum kentinde dünyaya geldi. Yemen kökenli olduğuna inanılan Sabbah, yaşadığı döneme göre oldukça iyi bir eğitim aldı. 17 yaşındayken, İran'ın Rey kentinde, eğitimi nedeniyle bulunduğu bir zaman diliminde, Fatımi bir davetçi kişisinden Şiiliğin İsmaili kolundan etkilendi ve bu mezhebi yaymak için önce Mısır'da eğitim aldı sonrasında ise İran'a gönderildi. Burada önemli olan detay ise; İran'ın o dönemde Sunni inanca sahip bir Türk devleti olan Selçuklular'ın yönetiminde olmasıdır. Bu nedenle Hasan Sabbah, faaliyetleri ve düşünceleri yüzünden ünlü Selçuklu veziri Nizamülmülk'le ters düştü. Sabbah Selçuklular'dan ve Nizamülmülk'ten kurtulmak amacıyla, gerçekleştirdiği eylemlerini Selçukluların bir türlü hakimiyet kuramadıkları (Elbruz Dağları yüzünden) İran'ın kuzey bölümüne yoğunlaştırdı. Savaşçı bir toplum olan ve burada yaşamakta olan Deylemliler, İran'da var olan ve Müslüman hakimiyetini en geç kabullenen topluluk idi. Bunun yanı sıra halen eski İran inançlarının da etkilerini hissediyorlardı. Sabbah'ın Deylemliler üzerindeki çeşitli propagandaları oldukça olumlu sonuçlar verdi ve etrafında birleştirdiği insanlarla senesinde Elbruz Dağları eteklerinde konumlanmış olan Alamut Kalesi'ni ele geçirip bu lokasyonda, Nizari İsmaili olarak adlandırılacak olan devleti kurdu.

Hasan Sabbah Haşhaşiler Olayı ve Ölümü

Alamut Fedaileri olarak bilinen ve diğer bir ismi ile Haşhaşiler; senesinde İsmaili mezhebine dahil olan dini ve siyasi figür Hasan Sabbah'ın, tarihi Alamut Kalesi'ni zapt etmesiyle kurulmuş siyasi ve dini bir örgüttür. Haşhaşilerin amacı, Büyük Selçuklu Devleti'ni tarih sahnesinden silerek yıkmak ve İran topraklarında mevcudiyetini koruyan Türk hakimiyetini sonlandırmaktı. Haşhaşiler olarak da bilinen bu müritler; yabancı dil, coğrafya, felsefe ve korkusuz birer suikastçi olma yolunda eğitimler görmekteydi. Aldıkları ilim eğitimleri sayesinde casusluk faaliyetlerini yürütecekleri coğrafyalardaki kişilerin arasında fark edilmeden hareket edebilmekteydiler. Hasan Sabbah'ın yetiştirmiş olduğu Haşhaşiler'in ve buraya mensup müritlerin ilk suikasti ise Nizamülmülk'e karşı gerçekleşti. Bunun yanı sıra Haşhaşiler'in onlarca başarılı ve profesyonelce suikasti gerçekleşti. Hasan Sabbah Mayıs'ında hastalanarak yatağa düştüğünde ölümünün yaklaştığını anladı. Kendisinden sonra halefi olması için Lemeser Kalesi'nin komutanı da olan Kiya Buzrug Ummid'i seçerek Ebu Ali'yi ise misyonerlik faaliyetleri için baş seçti. Kasranlı Adem Oğlu Hasan ile tüm orduların komutanı olan Kiya Ebu Cafer'i ise; Kiya Buzrug Ummid ile beraber uyum içinde çalışmaları adına seçerek senesinin 23 Mayıs'ında öldü.

Hasan Sabbah kimdir? Hasan Sabbah nasıl, nerede ölmüştür?

TRT 1 ekranlarının sevilen dizisi Uyanış Büyük Selçuklu dizisiyle birlikte Haşhaşi lideri baş dâî  Hasan Sabbah karakteri de tüm Türkiye'de en çok merak edilenler arasında yerini aldı.

– yılları arasında hüküm süren "süikastçiler" olarak anılan Haşhaşîlerin lideri Hasan Sabbah hem Nizârî Isma'ili devletinin hem de "süikastçiler" olarak anılan Haşhaşîlere bağlı fidā'iler askerî grubunun kurucusudur.

Kurduğu tarikatın suikaste dayanan farklı askeri taktikleri ile 35 yıl boyunca dışına çıkmadan yaşadığı Alamut Kalesi ile tanınmaktadır.

HASAN SABBAH KİMDİR?

Hasan-ı Sabbâh Kuzey İran’da, Rey’de doğdu; doğum tarihi tam olarak bilinmemektedir.

Alamût Kalesi ’nin ’de  Moğollar tarafından alındıktan sonra buradaki Haşaşîler’e ait kitap ve vesikaların hemen hemen tamamının yok edilmesi nedeniyle
Hasan Sabbah hakkında sağlıklı bilgiler yoktur.

Ancak veya yılında doğduğu ve Himyerî asıllı olduğunu iddia edilir.

Hasan hem doğuştan hem de yetişmesi şekliyle tam bir İranlı idi.

Hasan-ı Sabbâh, ‘Ömer Hayyâm ve Nizâmü’l-Mülk’ün Nîşâpûr’da arkadaş olduğu rivayet edilse de çok sağlıklı bir bilgi değildir.

Çok erken yaşlarda Şî‘a’nın Oniki [İmam] Mezhebine [İsnâ ‘Aşeriyye] intisap etmişti.

Rey’de ve orada öğrenim gördü. ’de Mısır’a gönderildi. ’da Deylemân’da Rûdbâr Vadisindeki Alamût Kalesini ele geçirdi. Bölgede ve Horasan’da kendi görüşlerini yaymak için propagandalar yaptı.

Kurmuş olduğu Haşîşîler ve Fidâ’îler (Fedâîler) teşkilâtı ile bölgede dehşet saçtı.

Bu devlete yılında Moğollar tarafından son verildi.

HASAN SABBAH SARAYA NASIL GİRDİ?

Hasan Sabbah'ın Selçuklu sarayına nasıl girdiği tartışma konusudur. Ancak en bilinen rivayet ise Nizâmü’l-Mülk’ün Hasan-ı Sabbâh’a yardım ettiği ve ona Sarayda bir memuriyet verdiği hususudur. 

Raviler Hasan’ın, yeteneklerini kullanarak Sultânı etkilediğini, Nizâmü’l-Mülk’ü vezirlik makamından uzaklaştırmak ve bu makamı bizzat elde etmek için başarısız bir girişimde bulunduğunu öne sürerler.

Saraydan ayrıldıktan sonra, Hasan Sabbah İsfahân’da Re’îs Ebü’lFadl’ın yanında iki yılını  İsmâ‘îlî doktrinini öğrenerek geçirdi.

Hocasına Selçuklu Devleti'ni yıkmak istediğini şu sözlerle anlatır. “Sadece güvenilir iki dosta sahip olsaydım, bu hükümdarlığı yıkardım.” Bu sözden sonra Re’îs Ebü’l-Fadl'ın yanından ayrılır.  M. ’de Mısır'a gider.

Hasan-ı Sabbâh, M. ’de İran’a döndü.  Etrafına taraftarlar topladı ve böylece büyük projesini gerçekleştirmeye, yani Haşaşîler Mezhebi’ni kurmaya odaklandı.

Alamût kalesini ele geçirdikten ölümüne kadar kaleden hiç çıkması ve buradan fikirlerini yaymaya devam etti.

NİZÂMÜLMÜLK’Ü NASIL ÖLDÜRDÜ?

Nizâmülmülk Sabbah tehlikesini ortadan kaldırmak için üzerine asker gönderdi kaleyi kuşatır. Bu hareket sonrası Hasan Sabbah korkunç silahını ortaya çıkarır.

Hasan Sabbah kalesini kuşatanlarla uğraşmak yerine Haşîşîler adlı suikast örgütünü harekete geçirir.

Bunun için bir Nizâmülmülk’e bir fedai gönderir. Gönderdiği fedai gizlice ordugaha bir sufi kılığında girerek koca veziri hain bir pusuyla hançerletir.

Nizamülmülk'ün öldürülmesi ile başlayan siyasi cinayetler dönemi, Nizari İsmaililerine karşı düşmanlıklarını açıkça ortaya koyan, aralarında birçok hükümdar, halife, prens, general, vali, kadı ve İsmaili öğretiyi karalayan din adamlarının da bulunduğu onlarca kişinin öldürülmesiyle devam eder.

FEDAİLER SABBAH'I ÖLECEK ÖLDÜRECEK KADAR SEVİYORDU

Nasıl oldu da civardaki halk ve fedai denilen seçme suikastçiler Sabbah'a bu kadar bağlıydı.

Sabbah Alamut ve civarını muhteşem bir vadiye çevirttiği rivayet edilir. Öyle ki bu vadide daha önce hiç görülmemiş çok geniş ve çok güzel bir bahçeler ile içerisine zarif köşkler ve saraylar vardır. Bu sarayda Şarap, süt, bal ve su akan oluklar, musiki aletlerinin her çeşidini iyi çalabilen, çok güzel şarkı söyleyen ve seyredenleri büyüleyecek bir şekilde dans eden, çok sayıda, dünyanın en güzel kadın ve cariyeler bulunuyordu. Bu saraya fedai ve fedai olacaklardan hariç kimse giremiyordu.

O, askerlikten zevk alan, memleketin 12 ilâ 20 yaşlarındaki gençlerini bu saraya çseafoodplus.info gençleri fizikî yetenekleri, savaş özellikleri ve kararlı niteliğinden
dolayı seçerek ziyafete davet ediyordu. 

Onlara haşhaş içirerek muhakeme güçlerini elinden aldı. Bu gençler sahte bir cennete inandılar. Bu fedailer hanımlar ve cariyelerle doya doya onlarla eğlenip vakit geçiriyorlardı. Sonra bir takım ilaçlarla Sabbah'ın emrine itaat ettiriliyorlardı.

Sabbah bu gençlere suikast sırasında kazara, hayatlarını kaybederlerse, doğrudan Cennete gideceklerine dair onlara teminat sözü veriyordu.

Görevlerini başarıyla tamamlayanlar ise ödül olarak bu sahte cennette kadın şarap ve türlü zevklerle mükafatlandırılıyorlardı.

Sabbah öyle ki asit köylüleri ilim sahibi alimleri bile kendisinin büyük bir Peygamber olduğuna kesinlikle inandırmıştı.

OĞULLARINI ÖLDÜRTTÜ

Son derece eşitlikçi ve kuralcıydı. Kimseyi kayırmaz, yakınlarını asla kollamazdı. Oğullarından Muhammed’i içki içti diye, Ustad Hüseyni’yi de ünlü davetçi Hüseyin Kaini cinayetine karıştığı için gözünü kırpmadan öldürdü. 

POLİTİK OYUNLARDA ÜSTADDI

Hasan Sabbah iyi bir politikacıydı. Özellikle, düşmanları arasındaki güç dengelerine müdahale etmek, taraf olmak ya da kargaşa yaratmak yoluyla gücünü, etkinliğini artırmanın koşullarını hazırladı. Sabbah, hareketini büyütmek, rahatlatmak için hiçbir fırsatı gözden kaçırmamıştır. Buna bir örnek olarak Selçuklu devletindeki taht kavgalarına taraf olan Abbasi halifelerinin öldürülmesi olayını verebiliriz:

HASAN SABBAH'IN ÖLÜMÜ?

Mayıs 'te hastalanıp yatağa düşen Hasan Sabbah Lemeser Kalesi komutanı Kiya Buzrug Ummid'i halefi seçti.

 23 Mayıs Cuma günü öldü.

#TRT, Mısır

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir