hasan tahsin mayatepek / Mayatepek - Esat BEŞER

Hasan Tahsin Mayatepek

hasan tahsin mayatepek

Ahmet Osman Mayatepek ( )

Mu hakkında çok az sayıda Türkçe kitap var ve çoğu bilgiler aynı kaynaklardan alınmış (özellikle James Churchward'ın kitaplarından). Şimdi, Tahsin Bey ismi işte bu noktada ortada çıkıyor. İnternette araştırırsanız hepsi aynen şu bilgiyi veya benzerini veriyor ([3][4]):

'de Edirne'de doğan Tahsin Mayatepek'in babası Afyonlu Kara Ömer Vehbi Paşa, annesi Boşnak Gülsün Hanım'dı. Aile o zamanlar Sarhoşoğulları olarak anılıyordu (bugün Mayatepek). Tahsin Mayatepek babaları gibi asker olan iki kardeşinin, aksine tarihçi ve diplomattı. Enver Paşa'nın Sultan Vahdettin'in kızı Naciye Sultan ile olan evliliğinden olan kızı Türkan Sultan ile evlenmişti.

Oysa yukarıda belirttiğim gibi, Türkan Hanımsultan'ın eşinin ismi Hüveyda Mayatepek, Tahsin Mayatepek değil. Burada Ahmet Osman Mayatepek babasından bahsediyor. Hüveyda Mayatepek zamanında Birleşik Krallık, Danimarka, Avusturya ve Vatikan büyükelçisiymiş ([5][6]). Oğlu Ahmet Osman ise şimdiki Peru büyükelçisi ([7]). Yani sonuç olarak Tahsin Mayatepek adında kimse yok. Hüveyda Bey'in ailesi bu soyismi nereden almış derseniz, onu daha çözemedim. --Pinar , 9 Ağustos (UTC)

Uğraştırıcı Hasan Tahsin Mayatepek[kaynağı değiştir]

’lu yılların başlarında emekli general Tahsin Mayatepek, Maya toplumunun dil ve kültürleriyle Anadolu ve Orta Asya kültürleri arasındaki benzerlikleri anlatan bir raporu seafoodplus.infoürk’e sundu. Raporu inceleyen Atatürk konu hakkında daha kapsamlı araştırmalar yapmak üzere Tahsin Mayatepek’i Meksika’ya ateşe olarak atadı. Tahsin Mayatepek Meksika’da yoğun bir şekilde araştırmalar yaptı. Araştırmalar ilerledikçe karşılaştığı bilgi ve veriler konunun başka yönlerine kaymaktaydı. Durumundan sürekli Atatürk’ü haberdar ediyor ve yüreklenerek araştırmalarını sürdürüyordu. Daha sonra William Niven’in bulduğu günümüzden yıl öncesine ait tabletlerden ve James Churchward’ın çalışmalardan haberdar oldu. Durumu öğrenen Atatürk onların eserlerinin süratle elde edilip dilimize çevrilmesini istedi. Kitapların metninin olabildiğince hızla çevrilebilmesi için metin 60 tercümana dağıtılıp paylaştırıldı. 60 kişiden oluşan bu çeviri kurulu kitapları dilimize çevirdi ve çeviriler Atatürk’e sunuldu. Kitapların tam metinlerinin yanı sıra, başta Tahsin Mayatepek olmak üzere, diğer araştırmacıların hazırladıkları raporlar da Atatürk’e ulaştırıldı. Atatürk konudan çok etkilenmişti. Raporları inceledi. Çeviriler üzerinde uzun uzun durup, üzerlerinde notlar alarak çalışmalar yaptı. (…) Bu çalışmasında, çeşitli satırların altını çizdiği ve sayfa kenarlarına kalemiyle notlar aldığı görülmektedir. Atatürk’ün okuduğu bu çeviriler Anıtkabir’deki Atatürk’ün kitaplarının bulunduğu bölümde durmaktadır. İlgili kitapların anıtkabir kütüphane numaraları: Kitaplardan İngilizce olanlar ,,, numaralarıyla, çevirileri ise ,, ve numaralarıyla kayıtlıdır. Anıtkabir’e gidenler bu eserleri camekanlı vitrinin içinde görebilirler.Atatürk’ün bu eserleri okuduğunu ortaya koyan en önemli belgelerden biri de “Özel İşaretleri, uyarıları ve düştüğü notlar ile ATATÜRK’ÜN OKUDUĞU KİTAPLAR” (Gürbüz Tüfekçi, Türkiye İş Bankası Yayınları, , Ankara) adlı kitabın ’ncı ile ’inci sayfaları arasında yer almaktadır. Bu sayfalarda Atatürk’ün sözkonusu çaviriler üzerinde kendi elyazısıyla yaptığı işaretler ve aldığı notlar bulunmaktadır.İlerleyen zaman içinde Tahsin Bey, tüm araştırma ve incelemelerini pek çok resim ve belgelerle birlikte Atatürk’e raporlar halinde sunmuştur.Atatürk aramızdan ayrıldıktan sonra konu bir daha açılmamış, hazırlanan raporlaerın akibeti de meçhul hale gelmiştir.Konuyla ilgili daha kapsamlı bilgi edinmek için yaptığımız araştırmalar, bizi tarihçi-yazar sayın Cemal Kutay ile karşılaştırdı.

Cemal Kutay Churchward’ın eserlerini Türkçeleştirip yayınlamadan önce, konuyu araştıran yayınevine verdiği yanıtın son kısmında şöyle yazıyor: “(…) Bu duygu Atatürk’te öylesine derin ve canlı idi ki, o kısacık hayatında aynı hedefe dönük, birçok yakınını vazifelendirmiştir: Hasan Tahsin Mayatepek, Bedri Tahir Şaman, Remzi Oğuz Arık, Necip Asım Yazıksız, Zeki Velidi Togan hemen hatıra gelen isimler arasındadır. Elinizdeki kitap O’nun bu bakir tarafı, sizlerde doğruyu bulma arayışlarına devam arzusu uyandırırsa vazifesini yapmış olur. Emek sahiplerini kutluyor, başarılarının devamını diliyorum." Cemal Kutay/Tarihçi-Yazar --Düşünenadam , 9 Ağustos (UTC)

macarca hint-avrupa dili değilki --Deniz bilge , 17 Ekim (UTC)

Tahsin Mayakon[kaynağı değiştir]

TDK'daki tezlere göre Tahsin Mayakon'muş aradığımız kişi. Khutuckmsj , 1 Aralık (UTC)

kayya[kaynağı değiştir]

taraflı etiketi[kaynağı değiştir]

maddeye taraflı etiketi gerekçe gösterilmeden konulduğu için çıkarıldıVikiufuk , 19 Ocak (UTC)

"12 bin yıl önce Dünya'da bir jeolojik olayın yaşandığı onaylanmıştır"[kaynağı değiştir]

"Bilim dünyası, gerek Churchward'ın ortaya çıkardığı Mu uygarlığının, gerekse bir diğer batık kıta olan Atlantis'in varlıklarını kuşkuyla karşılamaktadır. Ancak yine bilim dünyası, bu iki kıtanın battığı öne sürülen tarih olan 12 bin yıl önce dünyada büyük bir jeolojik olayın yaşandığını onaylamaktadır."

Bu bilgiyi başka bir kaynaktan buldum, burada bulunan yazıyıda okumuştum fakat böyle bir şeye rastladığımı hatırlamıyorum. Bence bu olaya biraz daha gerçek olabilme ihtimali katıyor..

mu kıtası ve atatürk[kaynağı değiştir]

m. kemal atatürk lu yllarda türk tarih kurumu ve özel araştırmacılarla birlikte türklüğün köken araştırmaları sırasında mu kıtasına kadar ulaşır bu araştırmaları genişletir fakat vefatından sonra bu araştırmalar bırakılır ve tarihin tozlu raflarına kaldırılır merak edenler konu hakkında bilgi edinmek için gizli yönleriyle atatürk kitabını okuyabilir.

Mayatepek Atatürke rapor gönderir. Atatürk okur rafa kaldırır hiç bir yerde sözünü bile bir daha etmezBrunoileti , 3 Nisan (UTC)

Detaylı İnceleme[kaynağı değiştir]

Bence Atlantis ve Mu hakkındaki kanıtlar yeniden seafoodplus.info diller benzerliğseafoodplus.infoin değişim süreci incelenirse yeni yeni sonuçlar ortaya çıkarılabilir.

Küçük bile olsa bir yanlışlık var.[kaynağı değiştir]

Arkadaşlar bende bir sorun buldum. Diyorki:Yeryüzünde insanın ilk ortaya çıktığı kıta Mu kıtasıdır. Tamamıyla yanlış nedenini soracak olursanız. İlk insan Mekke'ye indi (Hz. Adem ve Havva) daha sonrasında birbirlerini aramaya başladılar ve bulamayınca Hz. Adem Allah'a dua etti ve bununla birlikte Allah onları bir araya getirdi. Daha sonrasında üreyişten sonra yeni çocuklar daha sonraki nsiller dünyada 4 ırk oluştu. Bunlardan biride Mu'lardı. Daha sonrasında Mu'lar (Türkler) mu kıtasında yerleşiyor. *Büyük Tufan'da da asyaya göç ediyorlar ve asyanın en ucundan orta avrupa'ya kadar devlet seafoodplus.info tabi büyük tsunamiler tibete kadar vardığı için büyük bir insan azalması oluşuyor dünyada Gobi çölü yeşillikken dünyanın ruhsal dengesi bozulduğu için çöl ve Orta asya ise dağlık ve çölleşiyor. Zaaten kutupların yer değiştirmesi, büyük sorun yarattı. Türklerin bağzıları bataklıklardan çıkarak yeniden devlet kurdular. Örneğin bir Türk Devleti olan İskitler'dir*. Daha sonrasında Türklerin bi kısmı asya'ya dönüm kökenini korumuş bazıları yeni ırklar çıkartmış. Çinliler merkez ırktır (yani karışım ırk) yunanlılarda öyle. Yani konu bayağı uzadı ama Soykırımcı Çinlilerde Türk. (kaynak Türklerin kültür kökeni (* itibaren/yeniden çıkana kadar *)Yani anlatmak istediğim Mular Türk İlk İnsanlarda Hz Adem ve Havva. Dünyadaki ilk insanın olduğu yerde (hz. Adem ve havva'nın) Mekkedir.

Baba anlamındaki sözler[kaynağı değiştir]

Baba anlamındaki sözlerin bir çok dilde benzer olması bu sözlerin çocuklar tarafından kolay söylenebilmesi ile alakalıdır. Bir çok dilde apa, ata, baba, dede ya da sesletimi bunlara benzeyen sözler anne, abla, baba, dede, dayı gibi anlamlarda kullanılmaktadır. Bunu bir kaç dil üzerinde çalışan ya da dilbilimlik çalışmalar yapan kişiler kolaylıkla farkedebilir. , 27 Ocak (UTC)

c14 karbon 14 canlı varlıklar içindir[kaynağı değiştir]

Madde de geçen c14 kayalar için yapılamaz. karbon 14 canlılarda var olan bir hücrenin yıllık asalması ile ölçülür ve kaya gibi cansız madde de yapılamaz.

(?)

"Kayıp Mu kıtasının raporları da kayıp"

Anneannesi Osmanlı Saray'ının sultanı, bir dedesi Atatürk'le adı husumetle anılan, tarihin karizmatik ve tartışmalı kişiliklerinden Enver Paşa Diğer dedesi, Atatürk'ün yakın adamlarından, Meksika'ya Türklerle-Mayaların ilişkisini ve kayıp Mu kıtasını araştırmak üzere gönderilmiş Tahsin Mayatepek Dedesi Enver Paşa'nın merasim üniformasını geçtiğimiz günlerde Harbiye Askeri Müzesi'ne bağışlayan Osman Mayatepek'le iki dedesini, deldelerinin Atatürk'le ilişkisini konuştuk.


Aycan Saroğlu
Fotoğraflar: Mehmet Al

Murat Bardakçı geçtiğimiz günlerde "Harbiye'deki Askeri Müze'ye sessiz sedasız bir bağış yapıldı" diye yazdı. Bardakçı, Osmanlı İmparatorluğu'nun güçlü ismi, Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa'nın torunu olan Osman Mayatepek'in, büyükbabasının merasimlerde giydiği süvari üniformasını müzeye bağışladığını söylüyordu. Enver Paşa ile Sultan Abdülmecid'in oğlu Süleyman Efendi'nin kızı Naciye Sultan'ın torunu Osman Mayatepek, impartorluk ile cumhuriyet arasında bir köprü gibi. Bir dedesi Enver Paşa, diğer dedesi Tahsin Mayatepek yani Atatürk'ün kayıp Mu Kıtası'nı ve Türklerin Mayalarla ilişkisini araştırmak için Meksika'ya gönderdiği ilk maslahatgüzar. Osman Mayatepek'le dedelerini konuştuk

- Enver Paşa'nın merasim üniformasını Harbiye'deki Askeri Müze'ye bağışladınız, neden?
Uzun zamandır düşünüyordum, en uygun yer Askeri Müze'ydi. Başka şeyleri de hibe edebilirim. Enver Paşa'yla ilgili bir hayli eşya var; Kaiser Wilhelm'in hediye ettiği tabanca, bir Alman başlığı, kılıçlar, at kırbaçları

- Bir dedeniz Osmanlı Sarayı'ndan, diğeri ise Atatürk'ün yakınlarından Tahsin Mayatepek. Tahsin Bey, Atatürk'ün yakın dostu muydu?
Çok yakın değil ama dostuydu. Naciye Sultan anneannemdi. Enver Paşa hanedandan değil, fakat Harbiye Nazırı. Zamanın kuvvetli bir şahsiyeti. Tahsin Bey, Türkiye Cumhuriyeti'nin Meksika'ya gönderdiği ilk temsilci. Mayalar ve Mu Kıtası'nı, bunların Türklerle ilişkisini araştırıyor; yılları arasında yazdığı raporları da hem Atatürk'e hem Türk Dil ve Tarih Kurumu'na gönderiyor. Atatürk konuya ilgi duyduğu için ona ayrı bir kopya gidiyor. Ama dört rapor kayıp. Atatürk herhangi bir cumhurbaşkanı değil, ona gönderilen kopya nasıl kayıp olur? Sanırım, raporların özellikle dini açıdan sakınca doğuracağı düşünülüyor.

SOYADI MAYALAR'DAN GELİYOR

- Tepek soyadı da Mayalardan geliyor galiba; tepe demekmiş. Bu soyadını taşıyan yalnız siz mi varsınız?
Evet. Oralarda çok tepek var, çapultepek gibi Kızım Mihrişah Mayatepek söz verdi, evlense bile soyadını koruyacak. Dedemin araştırmaları doğrudur yanlıştır tartışılır, ama bir doğruluk payı varsa sürmesini isterim.

- Tahsin Bey'in Meksika'ya gidişi nasıl olmuş?
Kendisi istekte bulunmuş, Atatürk de meraklıymış, "Git" demiş. Meksika'da kilimlerdeki desenler bizimkilere benziyor. Lisanları da benziyor; mesela Arizona'da bir göl var, adı Hava-Su.

- İlginç bir ailede büyümüşsünüz, kendinizi hangi tarafa daha yakın hissediyorsunuz; Osmanlı'ya mı Cumhuriyet'e mi?
Annem Türkan Mayatepek bu konuda çok dikkatliydi. Osmanlı'ya karşı sevgi-saygıyla büyüdüm. Tarihini inkar eden bir millet, millet olamaz. Osmanlı, bir imparatorluk. Annem Türkan Mayapetek de bir hanımsultan. Ama bunu hiç kullanmadı. Sadece bir kez Babam Hüveyda Mayatepek Viyana elçisiyken, Belçika büyükelçisi hep soylu ünvanlarıyla davetiyeler gönderirmiş. Annemin de tepesi atmış, "Prenses Türkan meşgul, gelemeyecek" diye yanıtlamış.

- Anneanneniz eşi Enver Paşa'yı kaç yaşında kaybetmiş?
26 yaşında. Enver Paşa idealist, romantik ruhlu bir adam. Müthiş bir vatan sevgisi var. Çok duygusal, mektuplarından belli.

ATATÜRK'ÜN GÖZLERİ DOLDU

- Enver Paşa ile Mustafa Kemal aynı yaşlardalar. Enver Paşa Milli Mücadele'ye katılmak istemiş ama kabul edilmemiş
Aralarında büyük bir çekişme olduğu kesin. 1. Dünya Savaşı'nda Enver Paşa sivrilmiş, Mustafa Kemal altta kalmış. Ama Enver Paşa'nın ona saygısı var, güveniyor. Enver Paşa Milli Mücadele için gelmek isteyince, Mustafa Kemal haklı olarak çekinmiş. "Hala Enver taraftarları var, başıma bela mı olur" diye düşünmüş olabilir. Enver Paşa'nın kaleme aldığı mektupta şöyle yazıyor: "İstersen bir nefer olarak geleyim. Savaşmaya hazırım." Atatürk "Gelme" demiş. Ama karşılıklı saygı var. Kılıç Ali'nin oğlu Altemur Kılıç bana anlattı; Kılıç Ali, Atatürk'e Enver Paşa'nın şehit olduğundan söz edince Atatürk'ün gözleri dolmuş, "Yiğit adamdı, Allah rahmet eylesin" demiş.

- Anlaşamasalar bile onu takdir ediyor yani
Hem sayıyor, hem takdir ediyor. İkisi de kuvvetli, ihtiraslı şahsiyetler ama saygı yok olmuyor. Enver Paşa başkumandan olarak Çanakkale'yi teftiş ederken tüm komutanlara uğruyor, Mustafa Kemal'e gelince, "Vaktim kalmadı, İstanbul'a gideceğim" diyor. Mustafa Kemal müthiş içerliyor. Enver Paşa'nın etrafındaki bazı şakşakçılar "Çok iyi ettiniz paşam, zaten o haddini aşıyor" diyor. Enver Paşa "Onu bunu bırakın, Allah korusun bana bir şey olursa, yerime geçebilecek tek adam odur" diye cevap veriyor.

- Anneanneniz Naciye Sultan nasıl biriydi? Hüzünlü müydü?
Zor günler geçirmiş, çok şey görmüş. Ama şahsiyetli kadındı. Bir hafta içinde varınızı yoğunuzu terk edip gidiyorsunuz, bir daha ne zaman geleceğiniz meçhul Enver Paşa'nın kardeşi Nuri Paşa, Atatürk'ün de dostuydu, o olmasa çok sıkıntı çekebilirlerdi. Nuri Paşa, Atatürk'e "Enver Paşa'nın çocukları aç bilaç, Naciye Sultan'ı üzmeyelim" demiş. Atatürk de "Ne lazımsa yapın" demiş.

ALMAN KADINLAR ENVER PAŞA'NIN PEŞİNDEYMİŞ

- Enver Paşa'nın hikayesi bir Hollywood belgeseli olabilecek nitelikte
Kesinlikle. O dağdan bu dağa gidiyor Uçağı düşüyor, kaçırılıyor. Kendini Almanım diye Ruslar'a yutturuyor ve bunlar 10 seneye sığıyor; yaşları arası.

- Yakışıklıymış da
Almanya'da askeri ateşeyken bütün hanımlar, kocalarına çaktırmadan, "Beni ara" diye kart verirlermiş. Ama Naciye Sultan'a büyük bir aşkla bağlı, "Arada kaçamak yapayım" filan yok

- 'da Enver Paşa'nın naaşı Tacikistan'dan getirildi. Neler hissettiniz, anneniz sağ mıydı?
Annem vefat etmişti. Dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel büyük bir jest yaptı; askeri uçak gönderdiler, yüksek düzeyde merasim düzenlendi.

OSMANLI AİLESİ ZARİF VE GÖSTERİŞTEN UZAKTI

- Saray kültürü nasıl bir kültürel şekillendirme yarattı sizde?
Ben çocukken Osmanlı ailesinin birçok mensubu hayattaydı. Zarif ve gösterişten uzaklardı. Aile fertleri mütevazı, enteresan hayatlar yaşamışlar. Bir terbiye kavramları var. 14 yaşında filandım, şoförle bir yere gideceğiz, arkaya oturdum Babam "Ne yapıyorsun, geç öne otur" dedi. "Niye, sen hep arkada oturuyorsun" diye cevap verdim. "O benim şoförüm, benim bir makamım var. Sen çocuksun, bu adama saygı duyacaksın" dedi. 45 yaşına kadar arkada oturdum.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir