Saint Pierre Kilisesi Giriş Ücreti: Pazartesi hariç her gün 08:30 – 17:00 saatleri arasında (yaz döneminde 10:00 açılıyor) gezebileceğiniz müzede Müzekart geçiyor. Müzekartınız yoksa 40 TL giriş ücreti ödeniyor.
Hatay Arkeoloji Müzesi Giriş Ücreti: 08:30 – 17:00 saatleri arasında (yaz döneminde 10:00 açılıyor) ziyaret edebileceğiniz müze her gün açık. Müzekartınız ile girebiliyor, kartınız yoksa 30 TL giriş ücreti ödüyorsunuz.
Titus Tüneli ve Beşikli Mağarası Giriş Ücreti: Hem tünel hem de mağara Çevlik Örenyeri içinde bulunuyor. Her gün açık olan örenyeri ziyaret saatleri ise yaz döneminde 08:30 – 19:00 / Kış döneminde ise 08:30 / 17:00 arası. Girişte Müzekart geçiyor. Kartınız yoksa 12 TL giriş ücreti ödüyorsunuz.
Aynı rotadaki ikinci köy olan Hıdırbey Köyü ise meydandaki üç bin yaşındaki Musa Ağacı ile ünlü. Ağaç o kadar büyük ki, tümünü fotoğraf karesine sığdıramıyorsunuz. Hıdırbey köy hayatı, pınarları ve restoranları ile sevebileceğiniz bir rota olup, rivayetleriyle de turist çeken yerlerden.
Bu tesiste aradığın tarihler için fiyat bilgisine ulaşamadık. Tarih değiştirerek yeniden deneyebilirsin.
Lütfen Giriş-Çıkış tarihlerini seçiniz.
Yıllardır aklımda Hatay’a gitmek olsa da bir türlü gidememiştim. Benim gibi çevremde de Hatay’a gitmek isteyen arkadaşım çoktu. Farklı farklı arkadaş gruplarımdan -ilkokuldan, liseden, üniversiteden- Hatay’a gitmek isteyen arkadaşlarımı birleştirdim, bir de baktım ki 9 kişilik bir gezi ekibi olmuşuz!
Geziden önce iş bölümleri yapıldı. Araba kiralama ekibi, konaklama ekibi, gezilecek yerler ekibi, yemek ekibi… Böyle ekibe can kurban! : )
Hatay’a ayak basınca bir anda kendimi farklı bir ülkedeymiş gibi hissettim. Arapça ve Türkçe karışık konuşmalar, Arap sokaklarındaki eski evlere benzeyen evler, camiilerle karışık kiliseler, çeşit çeşit dinlerden insanlar, zengin mutfağı… Vee tabii ki inanılmaz hoşgörüsü.
Her ne kadar Hatay’da yapılacak çok şey, yenilecek çok daha fazla şey olsa da ben bu yazıda size bizim yaptığımız 2 günlük planı anlatacağım. Alın elinize planı ve yola çıkın!
Pegasus’un 1 alana 1 bedava kampanyasından aldığımız biletlerin bedavası ile Doğu’nun Kraliçesi olan Hatay biletini alıyor ve Sabiha Gökçen Havaalanı’nın yolunu tutuyoruz. Sabiha Gökçen yakınlarında ucuz otopark için Havapark‘ı öneririm, günlük 10 TL.
İlk gün merkezi gezeceğimiz için boşuna araba kiralamadık. Havaalanından çıkar çıkmaz sizi Havaş karşılıyor.
Biz, genelde kalacağımız yere sadece uyumaya gittiğimiz için standart bir yerde kalmaya çalışıyoruz, temiz olması yeterli. Bu yüzden Türkiye’de gezerken genelde öğretmen evleri veya misafirhaneleri tercih ediyoruz. Bu gezimizde de Antakya Öğretmenevi‘nde kaldık. Direkt merkezde olması, yürüyerek gidip gelebilmemiz büyük bir avantajdı. Havaalanından gelirken Havaş’ta direkt sizi öğretmen evinin karşısında bırakıyor. Yok ben eski şehir merkezinde kalayım derseniz Çiçekli Konak çok güzel görünüyor : )
Fiyat : 2 kişilik oda – 120 TL, 3 kişilik oda – 155 TL. Kahvaltı dahil değil. Dahil olsa da Hatay gibi bir cennette olduğumuz için gidip başka bir yerde yerdik sanırım : )
Her ne kadar sırt çantalı olsak bile rahat rahat yemek yiyelim dedik ve çantamızı bıraktık, hazırız!
Cumartesi :
Şöyle düşünün, 2 gününüz var ve her şeyi en güzel yerinde yemek istiyorsunuz. İnanılmaz zor! Pöç mü Aydın mı derken yerel 10 kişiye sorduk ve çoğunluğun kararına uyup Pöç’e geldik. İyi ki de gelmişiz! Menüleri duvarda : Tepsi Kebabı Kağıt Kebabı, Lahmacun, Kuşbaşı, Pirzola, Humus, Salata, Yoğurtlama, Cevizli Biber. Ayranı da unutmayın tabii 🙂 O kadar lezzetli ki, o kadar lezzetli… Başka bir şey diyemeyeceğim, gidin, tadın, karar verin : ) İnternetteki yorumlara nazaran ne eti yağlıydı, ne de çok fazla sıra bekledik. Yemek fotoğrafı çekemiyorum lütfen idare edin : )
Fiyat : 1 kg Kağıt Kebabı – 90 TL, 1 kg Pöç Kebabı – 90 TL. 9 kişi yiyoruz içiyoruz ve toplam 255 TL ödüyoruz.
Tıka basa doyunca tabii, bunu eritmek gerekti. Müze de kapanmadan hemen gidelim dedik. Ana yola çıktıktan sonra Narlıca minibüsleri ile 2 TL’ye Hatay Arkeoloji Müzesi’ne varabiliyorsunuz. Türkiye’de gördüğüm en güzel müzelerden biri olabilir. Hatay topraklarına damgasına vuran tüm medeniyetlerin izlerine ait eserleri görüyorsunuz. Her saat başı başlayan müzenin girişindeki üç boyutlu gösterime ise muhakkak katılmanızı öneririm.
Özellikle mozaikler ve lahit mezarları harika, Hatay’a gelip de buraya gelmeden dönmeyin!
Hatay Arkeoloji Müzesi Giriş Ücreti : 20 TL, Öğrenci müze kart : 30 TL, Tam müze kart : 75 TL (ne zamlanmış be..)
Orası mı daha iyi burası mı daha iyi diye sorgularken yine bir kamuoyu araştırması yaptık ve 10 kişiye sorup Çınaraltı’na gelmeye karar verdik! İyi ki de gelmişiz, pek bir mutlu ayrıldık! Cami Avlusu’nda dışarıda oturacak yerleri bulunan bu künefecide yoğunluğa göre 15-20 dk bekleyebilirsiniz. Ustanın ufak dükkandan dışarı çıkıp terini silip, şöyle bir U yapın, çaprazdan çekersen daha iyi olur diyip künefeyi sadece bir kez çevirmesini unutmayacağım. Ben de gerçek bir şov beklemiştim 😛 Şerbeti kıvamında,hafif kızarmış, çıtır çıtır ve bol peynirli.. Mmmmm…
Fiyat : Künefe – 10 TL, Çay – 2 TL
Hatay’ın sokaklarında kaybolmak…
Binanın dışarısı oldukça güzel. İçeride ilk kısım daha çok kahve havasında, arka bahçesi ise oldukça güzel. Ancak haytalı tam bir hayal kırıklığı (birileri kağıttan top atmaya başlayacak sanırım üzerime : )) Zevk meselesi diyelim. Deneyin siz karar verin : ) Bir tane alıp paylaşmanızı öneririm.
Haytalı’ya sakın Bici bici demeyin kızıyorlar. Duvarlarına da asmışlar Haytalı asla Bici bici değildir diye :). Haytalının yapımında mısır nişastası ve süt kullanılır. Muhallebinin üzerine dondurma eklenir son olarak gül suyu eklenerek servis edilir.
Fiyat : Haytalı : 7 TL, Çay : 2 TL
İlk başlarda allah allah nerede bu Hatay Sokakları desek de sonrasında bir anda kendimizi çok farklı bir yerde buluyoruz! Etraf cıvıl cıvıl, rengarenk, trafiğe kapalı sokaklar… Avlu veya Maymun olarak haritanıza yazıp daha sonra oradaki sokaklarda gezip çok güzel fotoğraflar çekebilirsiniz! Çiçekli Konak’ın önünde fotoğraf çekmeden dönmeyin : )
Tamamen şansımıza yemek yedik burada! Çok memnun ayrıldık, kesinlikle gitmenizi öneriyorum! Ancak gitmeden 1-2 hafta önceden rezervasyon yapın, yer kalmıyor. Biz ne yazık ki rezervasyon yapmadık ve yer bulamadık son anda bir arayalım dedik ve 2 dk önce 8 kişilik bir grup rezervasyonlarını iptal etmişti, hemen tabii ki yerlerine biz geçtik! Mezeler mükemmel, atmosfer harika, müzikler şahane! Biz burada daha çok meze yemeyi, onun dışında ise ortaya birkaç bir şey alıp paylaşmayı tercih ettik. Ağırlama, ikram, ilgi, alaka ise buraya yazmamı gerektirecek kadar güzeldi! 9 kişi çok güzel bir akşam yemeğine 255 TL veriyoruz.
Fiyat : Mezeler : 10-12 TL, Şişte Peynir : 15 TL, Salata : 10 TL, Sac Kavurma : 28 TL
Bir anda farklı yere geldim sanıyorsunuz! Hatay’ın gece hayatı da oldukça hareketli. Önce Meydan’a gittik ancak burası bistro herkese sandalye veremeyiz gibi cevaplar verip ters davrandıkları için hemen oradan kalktık ve soluğu Maymun’da aldık. İyi ki de değiştirmişiz, Maymun’da da çok eğlendik!
Fiyat : Giriş ücreti – 10 TL, içecekler ise normal fiyatlarda.
Ve Cumartesi günümüzü bu şekilde bitirmiş olduk… Bol yemekli, bol eğlenceli, mutlu, mesut…
Pazar :
Dün yemek yemekten gidemediğimiz için sabah erkenden kalkıp soluğu St. Pierre Kilisesi’nde alıyoruz. O kadar zengin bir geçmişi var ki Antakya’nın… İsa’nın 12 havarisinden biri olan St. Pierre buraya gelerek Hristiyanlığı yaymaya çalışmış ve burada ilk dini toplantı yapılmış. Bu cemaate ilk defa “Hristiyan” denilmiş. Doğal bir mağara olup sonradan eklemelerle kiliseye dönüştürülen bu kilise Hristiyanlığın ilk kilisesi olarak biliniyor. Daha sonra Papa VI.Paul tarafından Hristiyanlar için haç yeri ilan ediliyor ve her yıl 29 Haziran’da burada bir ayin düzenleniyor.
Bu kadar eski bir yapıyı görmek gerçekten etkileyici.
Fiyat : 20 TL, müzekart geçerli.
Kahvaltının mutlulukla bir alakası olmalı diyor ve hemen direksiyonu Döver Köyüne Hammuş’un yerine çeviriyoruz. Hafta sonu yer bulmak zor olabileceği için önceden rezervasyon yapmanızda fayda var. Antakya usulü, doğal bir köy kahvaltısı…Servis hızlı, gelen her şey oldukça lezzetli. Biberli ekmek, zahter, soslu zeytin, havuç reçeli… Ancak güveçte Antakya peyniri favorim. Gözünüz de karnınız da oldukça doyuyor!
Ayrıca dilerseniz kendi ürettikleri ürünlerden de alabilir veya sipariş verebilirsiniz. Sipariş için : 0532 482 68 92
Fiyat : 30 TL, İstanbul’da kim bilir bu kahvaltıya ne kadar öderiz…
Harbiye Şelalesi’ni hep lezzetli yemekler yerken bir yandan ayaklarınızın suda olduğu yer olarak duymuştum. Ancak tabii Kasım ayında gidince ayakları suya sokmak yemiyor : ). Muhakkak ki baharda çok daha güzeldir buralar ancak biz sonbaharda da oldukça beğendik. Her ne kadar çevre düzenlemesi biraz zayıf ve şelaleleri bulmak zor olsa da… Çünkü birden fazla şelale ve tabela var, herkes farklı bir şey diyor. : ) Tesislerin aralarından da hep sular akıyor, her yerde karşınıza bir şey çıkıyor. Bizim en beğendiğimiz ise ilk tabelayı bulduktan sonra sağa dönüp gördüğümüz şelale oldu.
Fiyat : Ücretsiz.
Hatay’da en beğendiğim yerlerden birisi oldu Titus Tüneli! Çünkü oldukça değişik. Dünya’nın insan eliyle yapılmış ilk tüneli. Romalılar döneminde sel sularını önlemek için binden fazla esire yaptırılan Titus Tüneli, 1380 metre uzunluğunda ve 7 metre yüksekliğinde.
2014 yılında Titus Tüneli Unesco’nun Dünya Mirası Geçici listesine ekleniyor. Ayrıca burada daha sonradan yapıldığı düşünülen bir de Kaya Mezarları (Beşikli Mağara) bulunuyor.
Fiyat : 8 TL, müzekart geçerli.
Hoop bir bakmışsınız karşısı Suriye. Tabii aylardan Kasım olunca sahilin tadını çıkarmak da çok mümkün olmuyor ancak yine de şöyle bir tur atıyoruz. Bu sahilin özelliği ise dünyanın en uzun plajları arasında yer alması (14.4 km). Ancak ne en uzun birinci ya da ikinci plajı : ). Ne uzun plajlar var arkadaşlar…
Türkiye’nin son kalan Ermeni Köyü. Hatay, bir süre Fransız yönetiminde kalınca daha önce Osmanlı topraklarını terk eden bir grup Ermeni o yıllarda tekrardan Hatay’a dönüyor. 1938’den sonra Hatay Türkiye Cumhuriyeti’ne katılınca birçoğu burayı terk ederken bir kısmı ise burada kalmaya devam ediyor.
Arnavut kaldırımlı sokakları, portakal ağaçları, kamelyalardan sarkan güzel çiçekleri… O kadar güzel ki… Vakıflı’yı özel kılan bir diğer şey ise Köy Kooperatifi’nin Kadın kolları tarafından organik mahsuller kullanarak yaptıkları reçeller, zeytinyağları, likörler…
Gezdikten sonra yemek yemeyi alışkanlık ettiğimiz için bir de buranın köy kahvesinde gözleme yiyelim dedik.
Yemelere doyamadık! İncecik lavaş ve kullandıkları o güzel sosla parmaklarınızı yiyorsunuz. Hayatımda yediğim en güzel döner olabilir, acılı ve soslu tavsiyemdir.
Fiyat : Et dürüm – 15 TL, Tavuk dürüm – 10 TL, Açık ayran – 2 TL
Künefe yemeden dönecek değildik! Muhakkak bir tane daha yiyelim ki bir önceki yediğimizle kıyaslayalım dedik. Favorimiz hala Çınaraltı… Önceden haber verirseniz size özel ateşli şov hazırlayabilirler : )
Burasının bir diğer önemi ise Hatay Türkiye topraklarına katılsın kararı bu tarihi Meclis binasında alınıyor! İzin isteyip meclis salonunu gezmeniz şiddetle önerilir.
Fiyat : 8 TL
Eve geldiğimde tartılıyorum ve sonuç +2 kilo. 1 hafta boyunca sadece çorba yiyorum ancak kendime geliyorum… Mideniz bayram etsin diyorsanız Hatay bunun için doğru tercih! Aman çok abartıp soluğu hastanede almayın…
Pazar günü şehir merkezinden uzak yerlere gideceğimiz için arabamızı Cumartesi günü 18:30’da Hertz’in merkez ofisinden alıyoruz. Pazar günü ise havaalanına bırakacağız. Otomatik – benzinli aracı 110 TL’ye 1 günlüğüne kiralıyor ve 70 TL’lik benzin harcıyoruz.
Maliyetler :
276,6 TL’ye her şey dahil haftasonu Hatay gezimizi tamamlıyoruz! Ayrıntılar ise işte burada.
Gezmek hiç de zor değil! Üşenmeyin! Şu sayfanın çıktısını alıp yola çıksanız bile epey eğlenirsiniz, çok güzel doyarsınız! Hadiiiiii… Yola çıkın : ) Keşfedin..