hattat koyu bodrum nerede / Hattat Palmiye Koyu - Bodrumluculuk

Hattat Koyu Bodrum Nerede

hattat koyu bodrum nerede

01 Nis Göltürkbükü Gezilecek Yerler

Saat: hGezi Rehberi

Bodrum denilince ilk akla gelen bölgelerden biri olan ve Bodrum Yarımadası’nın kuzey doğu bölümünde yer alan Göltürkbükü, çam ormanlarıyla kaplı doğası ve ünlü plajıyla her yıl çok sayıda turistin akınına uğruyor. Mandalina bahçeleriyle de ünlü olan bu tatil yöresi, bir yandan eşsiz doğasıyla sakin tatil arayışında olanları kucaklarken, diğer yandan hareketli gece hayatıyla da dikkatleri çekiyor.

⇒ Otelleri İnceleyin

İçindekiler

Göltürkbükü’ne Nasıl Gidilir?

Göltürkbükü’ne ulaşım Bodrum üzerinden sağlanıyor. Bu nedenle farklı şehirlerden bölgeye ulaşmak için dilerseniz havayolunu, dilerseniz de birçok şehirden Bodrum’a hareket eden şehirlerarası otobüsleri tercih edebilirsiniz.

Bodrum Milas Havalimanı’ndan Göltürkbükü’ne gitmek için öncelikle Bodrum merkeze ulaşmanız gerekiyor. Bunun için toplu taşıma veya taksi kullanabileceğiniz gibi özel transfer hizmetlerinden de faydalanabiliyorsunuz. Yaklaşık 40 dk süren 36 km’lik bir yolculuk sizleri bekliyor. Bodrum merkez ile Göltürkbükü arası mesafe ise 17 km. Merkezden dolmuş veya minibüslerle Göltürkbükü’ne ulaşılabiliyor.

Özel aracıyla gelenler için ise şu hatırlatmayı yapmakta fayda var: Bodrum’a gelmeden önce Torba sapağından döndüğünüzde devamında Göltürkbükü tabelası karşınıza çıkıyor. Bu tabelayı takip ederek Göltürkbükü’ne ulaşım sağlayabiliyorsunuz.

göltürkbükü bodrumGöltürkbükü Gezilecek Yerler

Göltürkbükü’nde gezilecek yerleri görmek için en ideal zaman bahar ayları denilebilir. Bahar aylarında havalar ısınmakla birlikte yaz aylarının kalabalığı henüz başlamamış oluyor. O nedenle imkanınız varsa bu bölgeleri gezmek için bahar mevsimini tercih etmelisiniz. Göltürkbükü’nde gezilebilecek çok sayıda yer olmakla birlikte bunlar arasında ön plana çıkanlar şunlardır:

 Cennet Koyu

Mavi bayraklı plajıyla Cennet Koyu mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor. Ilık ve berrak deniz suyu, sığ olması nedeniyle özellikle çocuklu aileler için güvenilir bir deniz ortamı sunuyor. Muhteşem manzarasıyla huzur veren bu doğa harikası ortamda herhangi bir işletme bulunmuyor. Bu sayede doğa korunabiliyor. Deniz kenarında oturmak için kendi sandalyenizi veya havlularınızı getirmeniz gerekiyor.

Cennet Koyu’nda kamp yapmak isteyenler için kamp alanları da bulunuyor. Çadır kurmak ve karavanla giriş yapmak ücretsiz. Çadır kurmak için kocaman bir orman bölgesi bulunuyor. Bu bölge dışında ise çadır kurmak ve ateş yakmak kesinlikle yasak.

Cennet Koyu Bodrum

Yeşilin ve temiz havanın tadını yürüyüş yaparak çıkartmak isteyenler için Likya yürüyüş yolu bulunuyor. Likya yürüyüş yolu esasen Fethiye’den başlayarak Antalya’ya kadar uzanan doğa ile iç içe bir yürüyüş rotası.

Cennet Koyu’na giriş ücretsiz. Yalnızca aracınızı park etmeniz durumunda otopark ücreti ödemeniz gerekiyor. Aracınızı yolun yukarısına park ederek yürümeyi tercih ederseniz herhangi bir ücret ödemiyorsunuz.

Madnasa Antik Kenti

Bir Leleg kenti olan ve Göl Köy ile Türkbükü koyu sırtlarında yer alan Madnasa Antik Kenti hakkında maalesef çok fazla bilgi bulunmuyor. Bunun sebebi bölgede yeterli sayıda araştırma yapılmamış olması. 

Yapılan az sayıdaki arkeolojik kazıda yalnızca birkaç kalıntı ve kaya mezarı elde edilebilmiş durumda. Ayrıca kule ve surlardan oluşan harabeler görülebiliyor. Eklemek gerekir ki Lelegler’in Yunanlılar gelmeden önce Ege’nin yerlisi olan halk olduğu düşünülüyor.

Kunt Model ve Minyatür Müzesi

Göltürkbükü’ne gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri olan bu müzede çeşitli maketler ve modeller sunuluyor. Müzenin eserleri, Osmanlı Donanması, Türk Kayıkları, Osmanlı Figürleri, Medeniyet Figürleri, 1. ve 2. Dünya Savaşı Uçak ve Zırhlı Araçlar, Antik Savaş Arabaları, Koleksiyon Arabaları Galerisi ve Deniz Antikaları Koleksiyonu olmak üzere sekiz alt kategori halinde konuklarını karşılıyor. 

Ücretsiz şekilde gezebileceğiniz müze hafta içi her gün mesai saatleri içinde sizleri bekliyor.

Göltürkbükü ile Türkbükü Aynı Yer mi?

Göltürkbükü ile Türkbükü aslında aynı yer olmakla birlikte bu konuda bilinmesi gereken önemli bir detay var. Şöyle ki Türkbükü herkesin adını sıkça duyduğu, ünlülerin her yaz akın ettiği sahil yöresi. Bu sahilden 1 km uzaklıkta oldukça şirin bir köy yer alıyor. Bu köyün adı da Göl köy.

göltürkbükü yat turu

Zaman içinde bu köy ile sahil beldesi bir bütün olarak kabul edilmiş ve yılında iki isim birleştirilerek bu bölgenin tamamına Göltürkbükü denilmeye başlanmış. Kısacası Göltürkbükü denilen bölge ünlü Türkbükü Plajı’nın yanı sıra şirin bir köy olan Göl Köy’ü de içine alıyor.

Göltürkbükü’nde Nerede Kalınır?

Bodrum Türkbükü misafirlerine tatil anlayışlarına göre farklı alternatifler sunabilmesiyle ön plana çıkıyor. Göl köy tarafı daha ziyade sakin ve dingin bir tatil anlayışına sahip olan turistlerin tercih ettiği bir bölge. Genellikle yerli turistler bu bölgeyi tercih ediyor. Türkbükü tarafı ise daha canlı, eğlenceli ve aktif gece hayatı olan bir bölge. Bu özelliği ile Türkbükü bölgesi daha çok yabancı turistler tarafından tercih ediliyor.

Her iki bölgede de konaklayabileceğiniz Göltürkbükü otelleri bulunuyor. Tercihinizi yaparken sakin bir bölge olan Göl Köy Plajı’na mı yoksa daha hareketli olan Türkbükü Plajı’na mı yakın olmayı istediğinizi belirlemenizde fayda var. Hangi tür tatili seçerseniz seçin Türkbükü otelleri arasında her bütçeye uygun alternatif konaklama yerleri olduğunu da görebilirsiniz.

Göltürkbükü’nde Neler Var?

Bodrum yarımadası bilindiği üzere oldukça geniş bir bölge. Yakın çevrede gezilebilecek tarihi yerlerin yanı sıra tekne turu yapmak da oldukça cazip bir alternatif. Göltürkbükü’nde günlük ve haftalık özel tekne turlarına katılabiliyorsunuz. Bu turlar genellikle saat civarı başlayıp akşamüstü saat ’ye kadar devam ediyor.

Göltürkbükü Bodrum Yat Turu

Her turun kendine ait farklı farklı programları olmakla birlikte genel olarak Kızılkoy, Hattat Koyu, Tavşan Adası, Pırasa Adası ve Cennet Koyu gibi ünlü yerleri görme imkanı sağlıyor.

Bunun dışında parti ve eğlence ağırlıklı turları da tercih etme şansınız var. Bir yandan Bodrum koylarını gezerken diğer yandan teknede köpük partileri ve eğlenceli yarışmalar ile hareketli bir gün geçirebiliyorsunuz. Tekne turu seçimi yaparken verilen fiyata yemeğin dahil olup olmadığını mutlaka sormalısınız.

Tekne turları haricinde elbette ki plajlar tatilin vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Ücretsiz girilebilen Göltürkbükü Plajı pırıl pırıl denizi ve tertemiz kumsalıyla sizleri bekliyor. Öte yandan Beach Club gibi bir mekan arayışındaysanız Picasso Beach Club, Çilek Beach Club ve Bük Beach Club en çok tercih edilen işletmeler arasında yer alıyor.

göltürbükü plaj

Göltürkbükü’nde Ne Yenir?

Yeme içme konusunda da oldukça zengin bir tatil beldesi olan Göltürkbükü’nün özellikle deniz ürünleri ve zeytinyağı oldukça popüler. Özellikle dil balığı mutlaka denenmesi gereken lezzetler arasında yer alıyor.

Bodrum Balık Masası

Oldukça hareketli bir bölge olmasına bağlı olarak Göltürkbükü’nde çok sayıda cafe ve restoran bulunuyor. Tost, su böreği, gözleme ve mantı gibi hamur işi yiyeceklerin yanı sıra ızgara et ve tavuk yiyebileceğiniz çok sayıda restoran mevcut. Ayrıca Ege’nin meşhur zeytinyağlı kabak çiçeği dolmasını mutlaka denemelisiniz.

Göltürkbükü balık restoranları açısından da oldukça zengin. Tercihiniz bu yönde olursa İran cacığının tadına mutlaka bakmalısınız. Köy süzme yoğurdu kullanılarak hazırlanan bu cacığın özelliği şam fıstığıyla üzümün yanı sıra Ege’nin çeşitli acı otlarıyla tatlandırılmış olması. Ayrıca yerli ve yabancı çok sayıda içki ile kokteyl çeşidi de sizleri bekliyor.

Siz de doğanın güzellikleri içerisinde hem huzuru hem de eğlenceyi bir arada bulabileceğiniz bir tatil arayışı içindeyseniz, Göltürkbükü yöresi sizin için uygun bir seçenek oluyor.





Aslında o kelimeyi kullanmak istemiyorum, ama neredeyse her ay yeni bir “Bodrum’a çökme” gündemi var Türkiye’nin…

Evet, bu çok acı bir şey tabii.

Haberlerde her bu kelimeyi duyduğunuzda sizin de tüyleriniz diken diken oluyor mu?

Oluyor tabii, çok mafyavari bir söz bu. Ama öyle bir çökmeye ne biz ne Kaymakamlığımız ne Valiliğimiz, kimse izin vermez. Evet bir ara Paramount Otel, Yalıkavak Marina konuları oldu, ama hepsi de müdahale edilip sonuçta normale dönüyor bence. Devlet istediği anda onların hepsini bertaraf eder.

Peki imar planları yoluyla yapılanlara “çökme” demiyor musunuz?

Hayır, çökme lafı orada doğru değil. Yatırımcı gelmiş bir yeri satın almış, yapılaşmaya gidiyor. Artık o yatırımcıya kızmak doğru değil. Orayı o yatırımcıya satana kızacaksınız. Buna yol açan sistemi sorgulayacaksınız ve onu değiştirmeye çalışacaksınız.

Sistemin tam olarak neresi hatalı; Bodrum’un böyle bir inşaat alanı haline dönüşmesinde belli başlı kaç yöntem var?

İki türlü. Birincisi, ’lerden beri mevcut olan imar planlarımız yoluyla katlediyoruz Bodrum’u… İkincisi, özelleştirme yoluyla da devam ediliyor katledilmeye…

Birincisinden başlayalım…

Sanırım tane mevzi imar planı dediğimiz bizim parsel bazlı imar planlarımız var. 80’lerden itibaren köylüden parseller satın alındı. Ankara’dan o parseller mevzi imar planı olarak planlandı. Ve Bodrum’un dağlarda taşlarda yolu izi olmayan yerleri bile kooperatif evleriyle doldu. Ondan sonra ne oldu; Bodrum ’lerin başında 11 küçük belediyeye bölündü. Hepsi bu sefer nazım imar planı dediğimiz normal imar planlarına geçtiler. Geçerken bir de onlar yeni gelişim alanları oluşturdular ve böylece yeni imara açılan bir çok yer oldu.

Yani sadece Ankara değil Bodrum da mı kendi kendine kıymış?..

Kendisi de yapmış tabii. Kendi imar planlarımızın eliyle de Bodrum’u katletmişiz. Daha geçenlerde Gölköy’e gittiğimde bir baktım mandalina bahçesini söküyorlar. Hemen ne oluyor burada falan dedim, “Başkanım burası imarlı” dediler. Haydaaa… Yani zamanında o belediyeler o tarım arazilerini imara açmışlar. İşte bütün olay o imar planlarında, çünkü onlar korumaya yönelik imar planları değil.

Geçmiş yılların hatası

İmara açtıktan sonra da artık özel mülkiyete mi giriyor?

Evet, artık oradaki yapılaşmaya karşı çıkamıyorsunuz, davayı açtığında hemen kazanır çünkü… Yani bugün tartıştığımız projeler aslında bugünün planı değil. Mesela Turgutreis Hoca Burnu’ndaki yapılaşmaya karşı çıkıyoruz değil mi? Tamam da imarlı alan orası. Aynı haktan çevresindeki siteler yıllar önce faydalanmış, uzaydan gelmedi ki o siteler de. Aynı imar planından faydalandılar.

Peki bugün Bodrum Belediyesi’nin hiç söz hakkı yok mu?

Ben Belediye olarak Bodrum planlamasının sadece yüzde 35’inde söz sahibiyim, o da ancak 1/’liklerde plan yapabiliyorum. Muğla Büyükşehir’in de bir bu kadar planlama yetkisi var. Geri kalan yetki ya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda ya da Turizm Bakanlığı’nda. Bir de tabii Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın yaptığı planlamalar var. Yani şu an Bodrum’da imar planı yapma yetkisi beş ayrı inisiyatifte.

En azı da sizde öyle mi?

Evet, çünkü sadece ’liklerdeki uygulama imar planlarını yapabiliyorum ben. Nazım plan dediğimiz 1/’lik, 1/25 binlikleri yapamıyorum. 25 binliklerde eğer SİT alanı dışındaki yerler ise Muğla Büyükşehir, turizm yerleri ise Turizm Bakanlığı, doğal SİT alanı ise Çevre Bakanlığı yetki sahibi. Oralarla ilgili bana her şey çizilmiş geliyor, en son ben ne yapıyorum? Yapılaşma yüzde 15 olsun, iki kat olsun, beyaz olsun, bodrum katı şöyle olsun… Yani ben artık işin estetiğindeyim, asıl korumadaki planlayıcı aktör değilim.

Ama bu öyle bir durum ki, ’lerde tüm yetkinin 11 küçük belediyede olmasının da hiç iyi sonuç vermediğini söylediniz…

E tabii, imar planı yetkisi belediyelerdeyken de başımıza gelenlere bakın: Türkbükü, Gündoğan büyük ölçüde o planlarla yapılaştı. Gümüşlük’ün önemli bir bölümü arkeolojik SİT alanı olduğu için nispeten korundu, ama buyrun Turgutreis, bin nüfuslu kent haline geldi. Düşünün, yamaçlara ve ufuk çizgisine yapılan binalar yüzünden Bodrum’un rüzgar rejimi bile bozuldu. Bitez’de eskiden dünya sörf şampiyonaları yapılıyordu, ama artık o rüzgar rejimi yok.

Yalıkavak’ta yaşayacak yerleri kalmadığı için ortalık yerde domuz sürüleri dolaşıyor…

Çünkü yüzde 60 eğimli yerler bile imara açılmış Yalıkavak’ta. Yazık günah yani. Sonra geliyor adam benden ruhsat belgesi istiyor, bakıyorum, inceliyorum normalde bütün bitki örtüsünün olduğu bir alan, ama bakıyorsun vaktiyle imara açılmış. Ne yapacaksın? İstediğin kadar o saatten sonra kural koy, adam orada inşaatı yaparken her şeyi sıyırıp götürüyor. Bodrum’un doğasına “çalı çırpı” diyorlar çünkü.

“Atıl durumdaydı, bak şimdi çorak yerler ne güzel bayındır oldu” diyorlar…

Onun o çorak dediği yer bütün endemik türlerin birleştiği, yüzlerce türün bir arada olduğu bitki örtüsüdür! Makinin içi hazinedir: Delice zeytin, adaçayı, kekik, dağ nanesi, sakızdırık dediğimiz yabani sakız, keçiboynuzu, mazı türleri, tilkişen, acı ot, mantar… Bunları sayınca da diyorlar ki o zaman Ahmet Aras ruhsat vermesin… İyi vermesin, haydi bakalım. Yarın açar davayı yine alır istediğini. Mevcut imarlı yerler için söylüyorum bunu.

Bodrum’da belediye başkanının biraz gözü kara mı olması lazım?

Herhalde biraz öyle… Ama gözü karalık deyince de bizim karşımıza hep Hoca Burnu’ndaki Mavi Arya veya Aspat’taki Antheaven gibi projeler çıkar. Buralar az önce anlattığım gibi bizden çok çok önce imarı verilmiş, özel mülkler. Buralarda hukuken ne varsa onlar yerine getirildi. Hepsinin belgelerini getirir, veririm.

Ama Antheaven’daki otelin açılışına gitmeniz bu konuda mücadele verenleri çok incitti. Keşke gitmeseydim diyor musunuz?

Bakın tabii ki ben de Aspat’ın o hale gelmesini tercih etmem. Ama ben kaçak, ruhsatsız bir yerin açılışını yapmadım. İnşaat ruhsatı benden önce verilmiş, ben geldiğimde yüzde 90’ı tamamlanmış bir yerdi orası.

Peki şimdi tüm bu geldiğimiz noktadan, şayet istenirse tabii, nasıl dönülür? Ne yapmak gerekiyor, mesela “Bir master planı yapana kadar Bodrum’a 5 yıl çivi çakmak yasaktır” gibi bir karar mı almak gerekiyor?

Evet, ancak kamu gücüyle, devlet gücüyle olabilir bu. Kişilerin inisiyatifine bırakmadan, Bodrum’un tamamen koruma amacıyla bilimsel olarak irdelenmesi ve ona göre planlanması lazım. Şu anki rejimde bu kararı alma yetkisinin olduğu tek kişi Cumhurbaşkanı. Diyecek ki Sayın Cumhurbaşkanı “Kardeşim biz Bodrum’u korumaya karar verdik. Şu anda ben yeni bir master plan yapılana kadar her şeyi durduruyorum.” O zaman işte bütün Bodrum’u Özel Çevre Koruma bölgesi (ÖÇK) ilan edebilir. Datça ÖÇK’dir mesela, o yüzden biraz daha az yapılaşıyor. Bu büyük bir karardır. Bütün yetkilerin bizden alınması anlamına gelir. Kimileri bunu dediğim için olayı siyaseten yorumlayıp “Başkan kendi yetkisini devretmeye kalkıyor” diye eleştirebilir. Ama eğer iyi niyetli bir idare varsa yapılması gereken budur. Bizim artık Bodrum için sadece koruma amaçlı imar planları yapmamız lazım, gelişme amaçlı değil. Bütün ülkemizde de böyle. Tarım bitti, su bitti, artık başka şansımız kalmadı. 

Bodrum kapitalizmin en yoğun yaşandığı yer şu anda

Sistemin birinci gediği Bodrum’un 40 yıl önce plansız bir şekilde imara açılması ve hala koruma amaçlı bilimsel bir master planının yapılmaması dediniz. Peki ikincisi olarak gösterdiğiniz özelleştirmelerle ilgili durum nasıl işliyor?

Bu iki yönlü oluyor. Ya devlet Hazine’ye ait arazilerle ilgili bir planlama yapıp sonra ihaleye çıkarak satıyor veya 50 yıllığına tahsis ediyor. Ki o arazilerin tahsis edilene satışıyla ilgili de yeni bir yasa çıktı. Ya da bazen sermaye sahipleri geliyorlar, bakıp yer beğeniyorlar. Hazine arazisi olduğunu öğrenince Ankara’ya gidip bunu ihaleye açın diye talepte bulunuyorlar. Her talep edilen yer veriliyor diyemem elbette ama sonuçta Türkiye’de 86’dan bugüne kadar toplam 70 milyar dolarlık kamu iştiraki ve arazisinin satıldığı da bir gerçek.

Bu aralar talep olduğunu duyduğunuz böyle bir yer var mı?

Mesela Türkbükü’ndeki Kesire Burnu ve Kesire Adası’yla ilgili sürekli proje iddiaları dolaşıyor. Marina yapılacakmış vs gibi… Bakın bu aslında ne biliyor musunuz? Bu aslında kapitalizmin bize çok ciddi dayattığı bir şey. “Mülksüzleştirme” diye bir kavram var. Kamu arazilerini satarak, özelleştirerek geniş halk kitlelerini yavaş yavaş metrekare evlere hapsediyorsunuz. Bizim şu andaki bütün devlet politikamız bence maalesef böyle bir mülksüzleştirmeye doğru gidiyor. Kıyılar, dağlar, tepeler, bütün kamu arazileri madenlere RES’lere, HES’lere, JES’lere ya da özelleştirme yoluyla özel şirketlere ya da turizm tahsis yoluyla yatırımcılara açılıyor.

Ama mesela bu arada Bodrum’un kendi çocuğu veya dar gelirli bir memur ücretini ödeyebileceğini ev bulamıyor?

Orman arazisine orman köylüsünü sokmuyorum, içinden bir kozalak toplasın diye; yasak! Ama ormanlarımı turizm tesisi yapılsın diye yatırımcıya tahsis ediyorum. Ve ormanlarımı kestiriyorum, oteller yapılıyor. Bunun ismi ne? Bu işte mülksüzleştirme ve tamamen kapitalizme hizmet eden bir yaklaşım. Sosyalizme niye kızıyorlar? Diyorlar ki sosyalizm özel mülkiyete karşıdır. E sen bütün kamu arazilerini özelleştirdiğin zaman, bu milletin çocuğuna ait olan bütün ortak alanları sattığın zaman o da aynı şey. Dayağı yiyen yine halk oluyor.

Şey mi diyorsunuz, Bodrum o kapitalizmin…

Evet, tam da en yoğun yaşandığı bir alan şu anda diyorum. Para neredeyse yatırımcı da oraya geliyor. Mafyalaşma bile orada oluyor.

Hukukun işlemediği yerde oluyor… İşte “çökme” denilen de bu değil mi?

Ama şimdi ben yine de kamu arazilerine çöküldü diyemem, kamu arazilerini zaten kamu satıyor! Mehmet Cengiz çökmedi; ya da Mübariz Mansimov Marina’ya çökmedi. Marinayı Mübariz’e sattılar. Cefi Kamhi de çökmemişti. Cefi Kamhi bir proje yaptı, devlet izin verdi, o da marina yaptı. Tabii ki marinaya da ihtiyaç var, tabii ki yatırım da yapılacak, ama buraları koruması gereken devlet. Ben Mehmet Cengiz’e kızmıyorum, gerçekten kızmıyorum. Adam sonuçta işadamı. Orası cazip gelmiş gitmiş para vermiş almış. Şimdi de oraya proje yapmaya çalışıyor. Önemli olan sen orayı niye satıyorsun kardeşim? Ya da bunun gibi daha bir çok yer var sadece orası değil ki

Gökçebel var mesela…

E tabii, Gökçebel de öyle. Bu yatırımcılar aldıktan sonra plan yapmıyorlar ki. Planı Özelleştirme İdaresi yapıyor. Diyor ki dönümü ben aldım, yüzde 20 konut, yüzde 30 otel, yüzde 40 turizm diye imar planını yapıyor. Belediyeye soran eden yok. Sorsa da zaten ne fark eder, olumsuz kanaat yazıyoruz, plan yine devam ediyor. Sonunda artık orayı satışa çıkarıyor. O aşamadan sonra bir yatırımcının almaması afedersiniz aptallık olur yani. Niye almayayım, e ben çevreciyim mi diyecek? Çevreci olması gereken devlettir. Kamu arazilerini koruması gereken devlettir. Çünkü devlet bütün vatandaşlarına adil davranmak zorundadır. Devlet demek adalet demektir.

Aslında Danıştay var… Bu tip pek çok yerde iptal ya da yürütmeyi durdurma kararı veriyor.

Ama uygulanmıyor işte. Dava açıyoruz Ortakent’te, kazanıyoruz, yine fark etmiyor. Benim 1 milyon bin m2’mi niye satıyorsunuz? Eski meram benim orası. Kaç bilim insanı çalıştı orası için.

Hem arkeolojik hem doğal SİT alanı…

Her şey var orada. Bir de yani Bodrum’un geldiği nokta ortada. Su yok, yoğun bir trafik var, yapılaşma baskısı altındayız. Nüfus artışı sıkıntı yaratıyor. Kanalizasyon, çevre kirliliği sorunları var. Ama sen hala hiç benim imar planlarımda bile olmayan bir yeri imara açıyorsun, durduk yere oraya bin nüfusu yıkacaksın. Allah aşkına buna ihtiyaç var mı?

Üzerine bütün arıları-sinekleri çeken bir bal peteği gibi değil mi Bodrum?

Olmaz mı, imarlı imarsız bütün arazileri inanılmaz değer kazanmış bir yerden bahsediyoruz. Hele imarlı arazileri artık afaki rakamlara satılan bir yer haline geldi. Dün Çiftlik’teydim, bir grubun 36 dönüm yeri var. “Sen buraya bir şey yapmıyor musun” dedim, şaşırdım. Turizm imarı olan çok güzel bir yer. Çocuk dedi ki “Başkanım benim öyle bir niyetim yok, ama artık satılık değildir diye tabela koymak zorunda kaldım.” Bakın şu an 70 milyon dolarlık yer orası, en az 1 milyar TL yapar. Ve orası şu anda herkes tarafından satın alınmaya çalışılıyor. Böyle değerli bir yer Bodrum. Eskiden mal sahipleri müteahhitle yüzde 50’ye 50 ortak olurlardı. Şu anda mesela 10 dönüm arazi sahibi, “Sen önceden bir 5 milyon dolar ver de sonra 50/50 yapalım” diyor. İş buna döndü yani. Buna kim hayır diyecek, hangi köylü satmaz?

O yüzden de hiç değilse Hazine arazilerini koruyalım diyorsunuz?

Bakın kamusal arazileri korursak Bodrum’u koruruz. Veya arkeolojik ve doğal SİT alanlarını korursak Bodrum yine korunur. Feda edilmeyecek bir Yarımada burası. Daha binlerce yıl üzerinde yaşayan insanlara ve ülkeye hizmet edecek bir Yarımada. Ama dağını taşını JES’lerle, RES’lerle, madenlerle, inşaatlarla tahrip ederek bunu sürdüremeyiz.

Keçiboynuzu üretmek için bile Denizli’deki dağı değil, Bodrum sahilindeki ormanı talep ediyorlar

Bodrum’da rüzgar enerji santrallerine (RES) karşı çıktınız…

Evet, sokmadık. Kumköy’de, Güvercinlik’te, Akyarlar’da yaptırmadık. Akyarlar’a yapmak isteyen firma toplanıp tamamen Denizli’ye gitti. Geriş’e rüzgar türbinleri dikildi ama mühürledik, yıkım kararlarını aldık, ancak o devasa türbinleri yıkacak teknoloji bizde yok. Yıllardır hala bütün yasal yolları denemeye devam ediyorlar, ama sonunda hepsi toplanıp gidecekler.

RES’ler ilk bakışta yenilenebilir, temiz enerji sağlıyor; neden karşı çıktınız?

Biz temiz enerjiye kesinlikle karşı değiliz. Mesela güneş enerjisi kullanımını imar mevzuatına eklemek için Belediye Meclisi’ne önerge getirdik. Bir enerji kooperatifi kuralım, yatırım yapamayacak olan vatandaşlar da faydalanabilsin ve estetiği bozmayacak şekilde bütün çatılara güneş enerjisi panelleri koyalım, dedik. Ama RES konusu farklı. Her şeye rağmen RES yapılamaz. Burası Bodrum. Neredeyse hemen her yeri ya arkeolojik ya doğal SİT kapsamında. Türbin konmak istenen yerlerde vatandaşların binlerce yıldır kullandığı tarım terasları, otlukları var. RES yapılacağı zaman buralar acele kamulaştırılıyor. Ve o kadar geniş bir alan kamulaştırılıyor ki genellikle bu tür girişimler o bölgelerde uzun süreli hakimiyet oluşturuyor. Özelleştiriliyor aslına bakarsanız o bölge. Biz de bunlara çok temkinli ve mesafeli duruyoruz tabii. Ayrıca türbin yapılmak istenen yerlerle ilgili raporlarda rüzgar potansiyeli de muamma. O raporlara göre büyük orman alanları boş yere tahrip edilecekti. Mesela jeotermalde de (JES) aynı zihniyet. Ben burada jeotermal araştıracağım diyor, gidiyor izin istiyor, veriyorlar. Binlerce dönüm…

Karaada’da JES yapılmak istenmişti…

Karaada birinci derece doğal SİT. Oraya da mı dokunalım artık? Bıraksınlar gitsinler, artık bazı şeyler de olmaması gereken yerde olmamalı yani. Mesela belli orman alanları bazı vatandaşlar tarafından biz burada ceviz, keçiboynuzu falan üreteceğiz diye talep ediliyor. Ama neresi talep ediliyor? Denizli’deki dağ talep edilmiyor, canım Kissebükü’ndeki 50 dönüm orman talep ediliyor. Ya da Gökova’daki güzelim araziler talep ediliyor. Aynı mantık. Hani yasaya baktığınız zaman bir şey olmaz diyeceksiniz, ama Türkiye’de artık hiçbir şey için olmaz da diyemiyoruz. Çatır çatır gidebiliyor. Birinci derece doğal SİT diyoruz, bir bakıyorsunuz bir SİT irdelemesiyle derecesi ikiye, üçe düşürülmüş. Sonra özelleştirme yoluyla satılıyor, hep başımıza gelen işler. Madenler de yine aynı şekilde. Kızılağaç’ta tam da böyle bir konuyla uğraşıyoruz şu an. Çünkü taş ocakları orman arazilerinde büyük yırtıklar oluşturuyor.

Bir tanesi de Yalıkavak’taki Türkmendağı…

Evet, ya Türkmendağı dediğiniz dağ binlerce yıldır insanların yaşadığı yer. Oranın efsaneleri vardır, babam bile anlatır. Ve böyle bir yer için ÇED gerekli değildir kararı verilmiş. Tabii hemen dava açtım o karara. Koca bir coğrafyada bir doğa anıtı yok ediliyor. Ben doğa anıtı diyorum oraya. Doğanın kendi kendine yarattığı böyle anıtlar var. Bunlar kaya yapıları olabilir, dağlar olabilir…

Yalnız o dava açtığınız holding de belediyenin pek çok alanda sponsoru; yangınlarda büyük destek verdi Bodrum’a… Zor olmadı mı sizin için?

Hayır, çünkü bakın Mehmet Cengiz olayında olduğu gibi burada da o holding suçlu değil ki. Kamu menfaatleriyle özel sektör menfaatleri gelir illa ki bir yerde çatışır. O noktada buna izin vermemesi gereken devlet kurumları.

Cennet Koyu’nda bin metrekare, bugün milyon dolar eder

Şu an gündeminizi en çok meşgul eden konu Cennet Koyu mu?

Yok valla, biz sabahtan akşama kadar Bodrum’un altyapı ihtiyaçlarıyla meşgulüz. Daha dün yine su borusu patladı, birçok yer susuz kaldı, onunla uğraştık. Bir yandan Bodrum’un neredeyse yüzde 70’inde kanalizasyon çalışmaları sürüyor. Yaz nüfusu oldu yine 1 milyon. Elimizdeki sınırlı imkanlarla her soruna yetişmeye çalışıyoruz.

Peki Cennet Koyu için hangi aşamadasınız?

Geçerli imar planları üzerinden bir imar durum belgesi talebi var. Hukukçularımızla onu değerlendiriyoruz şu anda.

Ne kadar zamanda yanıt vermelisiniz?
Kamuya verilen bir dilekçenin eğer reddedilecekse 15 gün, kabul edilecekse de yasal süresi bir aydır.

Geri sayım ne zaman başladı?

10 gün olmuştur.

Eğilim ne yönde?

Bana bin defa sorsalar ben bin defa yürekten, gönülden “Buraya dokunamazsınız” derim. Ama başvuruyla ilgili hukuken her şeyi araştırmam lazım. Özelleştirme İdaresi buranın planları tamamen geçerlidir diyor. Böyle denen bir yere Belediye’nin “Ben sana imar durum belgesi vermiyorum” demesi için gerekçelerini hukuken çok iyi temellendirilmiş olması gerekiyor. Maalesef Özelleştirme İdaresi’nin burada plan değişikliğini yaptığı yılında bizim belediyeden bir dava açılmamış. Burada şu an yaşadığımız en büyük problemlerden bir tanesi bu. Oysa bu tür davaların 30 gün, 60 gün gibi süreleri var. Biz sırf o süreleri kaçırmamak için Resmi Gazete takip ediyoruz ve bu tür tüm plan değişikliklerine dava açıyoruz. Hepsine dava açıyorum, RES’lere, JES’lere, madenlere, taş ocaklarına, Ortakent, Gökçebel gibi özelleştirmelere… Çünkü o süreyi geçirirseniz geçmiş olsun.



Şu an Belediye’nin Cennet Koyu’yla ilgili başka bir davası yok mu?

SİT derecesinin değişikliğine ilişkin dava açtık. Kazandık. Onu da istinafa götürdüler, sonucunu bekliyoruz.

Özel mülkiyet iddiasıyla açılmış bir dava vardı, istinafta diye biliyoruz, en azından onun sonuçlanması beklenmiyor mu?

Ailenin avukatından öğrendim. İstinafta olan bir mülkiyet davası yokmuş, burada Asliye Hukuk’ta devam eden bir tapu tescil iptal davası varmış. Maliklerin avukatına göre mülkiyet ve iptal davaları şu anda durmuş durumda.

Diyelim ki ruhsat vermiyorum dediniz, şirket Çevre Bakanlığı’na gidebiliyor mu?

Tabii giderse re’sen ruhsat verebilir Çevre Bakanlığı.

Şu an oranın tahmini değeri sizce nedir?

bin metrekarelik bir yer. Dönümü 1 milyon dolar olsa milyon dolar eder. Düşünün Konacık’ta şu an 1 dönüm yer 15 milyon. Orası denize sıfır ve bir burun.

’de milyon liraya ve Ziraat Bankası kredisiyle alınmış…

Çok büyük kar ettiler. Şu anda hiçbir şey yapmayıp satsalar bile yine çok büyük kardalar. O yüzden işte ben kızmıyorum Özelleştirme İdaresi’nden satın alanlara. Sen sattıktan sonra elbet biri gelip alır. Niye satıyorsunuz? Burayı devletin kesinlikle kendi refleksleriyle koruması lazım.

NOT: İmar durum ve ruhsat talebinin Bodrum Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nce incelenmesi konusunda gazetemiz baskıya girene kadar bir gelişme olmadı.

Devletten o günün kuruyla milyon dolara almıştı

Mehmet Cengiz’in sahibi olduğu arsa, bir kıyısı Cennet Koyu’na, diğeri Hattat Koyu’na cepheli bir burunda. Ön cephesi Güvercinlik’ten Didim’e kadar açık denize bakıyor. Mehmet Cengiz ve Fettah Tamince dönümlük araziyi ’de Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’ndan milyon TL’ye satın almıştı.

5 Temmuz ’te tapu devri yapıldığında satın alma bedelinin karşılığı milyon dolar ediyordu. Zaman içinde Tamince’nin hissesi Cengiz’e geçti. Oksijen İstanbul Haber Merkezi’nin edindiği bilgilere göre terkler yapıldıktan sonra Cengiz, ada 1 ve 2. parseller ile ada 41, 42 ve parsellere ait arsa tapularını aldı. Yaklaşık yüzde 24’lük terkin ardından Cengiz’e ait 5 parselin büyüklüğü bin 53 metrekare oldu. Bunun bin metrekaresi yapılaşmaya müsait turizm imarlı alan, kalan 93 bin metrekaresi ise SİT alanı. Yüzde 30 inşaat hakkı olan arsada en az bin metrekare kapalı alan yapılabilecek.

Danıştığımız Bodrum’un en büyük portföye sahip emlak ofisi de Ahmet Aras’ın değer tahminine katılıyor: “Bölgede sahili olan arsaların brüt (terk öncesi) metrekare fiyatı euro…”

Kos’un sadeliği Bodrum’un lüks markalarını geçiyor

Sosyal medya hesabınızdan bir inşaat projesinin ilanına kızdınız; “Bodrum’a değer katan proje” yazıyordu ilanda…

Ya Allah aşkına adam 12 tane villa yapıyor, değer katacakmış Bodrum’a… Bodrum’a değer katan buraya yıllarca emek vermiş turizmciler var. En başta Cevat Şakirler, Bedri Rahmiler, İlhan Berkler, Zeki Mürenler var. Naiflikleriyle, insanlıklarıyla, sanatlarıyla.. Kahraman süngerciler var. Erol Ağan var, Bodrum guletinin ustası… Sandaletçi Ali Güven… Bodrum’a değer katan insanlar bunlar. Ben de değilim. Sen metrekareye dört duvar yaptım, 15 milyona sattım deyince Bodrum’a değer katmış olmuyorsun, cebine değer katmış oluyorsun.

“Bodrum’a ultra lüksü getirdim” diyorlar kendileri için…

İşadamları seviyor lüks marka getirdim demeyi. Tamam getirdi de, bir şey demiyorum aslında. O da Bodrum’un farklı bir durumu. Ama şimdi Yunan adalarına gidince de “Ah” diyoruz, “Eyvah bizim oralar bitmiş, ölmüş” diyoruz. Çünkü adamlar ne yapıyorlar; koruyorlar, mimarisini, coğrafyasını, doğasını ve o şekilde de cayır cayır satıyorlar. Şu anda 2 milyon turist geliyor Kos’a, biz Bodrum’a 1 milyon zor getiriyoruz. Nüfusu kaç? 30 bin. Bizim nüfusumuz kaç? bin.

Çünkü biz artık “Bodrum desen Bodrum değiliz”, değil mi?

Tabii ki yani. Biz mesela Kos’a gidince “Oh” diyoruz ya, ne güzel ahenk var, estetik var, kültürel ağırlık var.

Yalınlık var…

İşte biz o yalınlığı kaybettik zaten. Oysa adam o yalınlığıyla senden çok daha fazla gelir elde ediyor. Ama tabii biz de artık belli bir aşamayı geçmiş durumdayız. Bu saatten sonra diyoruz ki, “Bodrum’da Ritz Carlton var”, “Gucci var”… Çünkü biz yalın Bodrum’u büyük ölçüde kaybettik. Biz de bari diyoruz Kempinski’yle övünelim, Mandarin’le övünelim, Bulgari geliyormuş işte… Yalıkavak Marina falan var… Ne yapalım? Ama şu var ki artık gelişmiş ülkeler doğaya saygılı, karbon emisyonunu bitirmiş, nötr kentlere turist gönderecekler. Eğer sen nötr kent değilsen sana uçak da gelmeyecek. Ya da çok ciddi vergiler uygulayacaklar sana. Ve sen o Avrupa’dan payını alamayacaksın.

Betonlarınla oturacaksın…

Oturacak kalacaksın. Kentleşeceksin. Çünkü biz bir Katarlı veya Dubaili gibi büyük gökdelenler yapmayı, büyük köprüler yapmayı, büyük büyük havaalanlarını marifet sanıyoruz. Halbuki Anadolu zaten binlerce yıllık kültürüyle hiçbirinin elinde olmayana sahip. Bunlara bir sahip çıkmayı öğrenebilsek, Anadolu’da zaten refah içinde yaşayacağız.

Son tatilini Bodrum'da yapmıştı

TUNUS’ta 24 yıldır iktidarda olan, ailesi hakkında ortaya çıkan Wikileaks belgelerinin ardından halkın ayaklanması üzerine ülkesini terk etmek zorunda kalan Devlet Başkanı Zeynel Abidin bin Ali, son tatilini Bodrum’da yaptı. Eşi Leyla Trabelsi ve çocuklarıyla Bodrum’a gelen Bin Ali’yi sadece DHA görüntülemişti.

Halkın ayaklanması üzerine dün akşam ülkesini terk eden ve nereye gittiği bilinmeyen Bin Ali ve ailesi geçen 27 Temmuz’da Bodrum’un

Son tatilini Bodrumda yapmıştı
Torba Koyu’ndaki Case Del Arte Otel’e yerleşti.
Haberin Devamı

Aileye, bu tatilde akrabaları ve 8 koruma eşlik etti. Günlüğü 20 bin dolardan kiralanan ’Cobra Queen’ isimli 45 metrelik lüks ahşap yat ile Bodrum ve Gökova’nın koylarını gezen Bin Ali için olağanüstü koruma önlemi uygulanmıştı.

Hattat Koyu’na demirleyen tekneden inerek işadamı Ahmet Hattat’a ait özel villanın iskelesine çıkan Bin Ali ve ailesi için özel sofra kurulmuş ve aile burada mangalda et pişirilmişti. Eşi ile beraber yürüyüş yapan, torunları ile oyanayan bin Ali, elinden düşürmediği fotoğraf makinesiyle sık sık hatıra fotoğrafı çektirmişti. Tunus Devlet Başkanı bin Ali’nin mavi yolculuk keyfi sadece DHA muhabirleri görüntülemişti.

Bin Ali’nin Bodrum’a dönüşü ardından kendisini bekleyen araca binişi sırasında korumalarla gazeteciler arasında arbede çıkmıştı.. Bin Ali ve yakınları 1 Ağustos tarihinde Milas-Bodrum Havalimanı’ndan ülkesine dönmüştü.

BODRUM PLAJLARI &#; YÜZMEK İÇİN EN GÜZEL KOYLAR

Bodrum&#;da nerede denize girilir? 67 mavi bayraklı plajı ile Bodrum ülkemizin en mavi bayraklı beldelerinden olunca &#;Bu da soru mu canım, maviyi ilk gördüğün yerde soyunmaya başla&#; diyebilmek isterdik ancak sahilleri parselleyen işletmeler ve yazın 10 milyonu görebilen nüfus nedeniyle, yazın Bodrum&#;da deniz keyfi yapmak mücadeleli bir hal alabiliyor.

Durum böyle olunca biz de Bodrumlular&#;a sorduk: Tatilciler Bodrum&#;u ele geçirdiğinde, siz nerelere kaçıyorsunuz? Bodrumlular söyledi, biz de tek tek gezip, favorilerimizi ve tüyolarımızı derledik.

Ayrıca Bodrum&#;da nerede ne yapılır, kaçırılmayacak ne var, en güzel sırları neler, tüm önerilerimizi de Bodrum gezilecek yerler yazımızda bulabilirsiniz.

Bodrum&#;da Günlük ve Saatlik Tekne Kiralamak

Her şekilde vardığımız sonuç: Bodrum&#;da denizin tadının en iyi tekne ile çıktığı. Tabii öyle dolmuş usulü işleyenen tur teknelerinden bahsetmiyoruz. Günübirlik veya saatlik tekne kiralayıp kendi programınızı kendinizin yaptığı bir turdan bahsediyoruz. Elbette bu tür bir program doldur boşalt tekne turlarından biraz daha fazla maliyetli ancak inanın bize 10 kere değer. Günlük veya saatlik kiralanabilen Bodrum teknelerini incelemek için tıklayın.

Ayrıca aklınıza karpuz kabuğu sokmak gibi olsun, Bodrum mavi tur için de Türkiye&#;deki en ideal destinasyonlardan. Bodrum çıkışlı günlük kiralanabilir mavi tur teknelerini incelemek için de tıklayın.

Bodrum Plajları Haritası

Haritayı zoom yaparak detaylı görüntüleyebilirsiniz.

  1. Kargıcak Koyu
  2. Peksimet
  3. Mazı Köyü Çakıllıyalı Koyu
  4. Mazı Köyü İnceyalı Koyu
  5. Mazı Köyü Hurma Sahili
  6. Kissebükü Koyu
  7. Gerenkuyu Küçük Sahil
  8. Gerenkuyu Büyük Sahil
  9. Ma&#;Kara Bungalow Beach
  10. Torba Sahili
  11. Adabükü Doktorlar Sitesi
  12. Başko Tatil Sitesi
  13. Feza Güney Beach
  14. Bardakçı Koyu
  15. Kumbahçe
  16. Taşburnu Halk Plajı
  17. Gümüşlük
  18. Karaada
  19. Bitez Sarnıç
  20. Aktur
  21. Sal
  22. Camel Beach
  23. Türkbükü
  24. Cennet Koyu
  25. Yalıkavak
  26. Akyarlar
  27. Aspat Beach
  28. La Mer Beach

Index

1. Kargıcak Koyu ♡

Bir kere baştan anlaşalım, buranın kıymetini bilmeyecek arkadaşlarınızı buraya götürmek yok. Burası bizce tüm listedeki en güzel koy. Hoş, zaten buranın yolunu görüp de geri dönmediyse, o da başkasının az gelişmiş dediği yeri, bizler gibi bakir ve güzel bulanlardandır. Yol konusunun açıldığı iyi oldu. Arabasına kıyamayanlar, iki kere düşünsün. 2 km kadar süren, oldukça bozuk bir yoldan ulaşıyorsunuz Kargıcak’a. Yalan yok, yol az gelişmişle bakir arasında bir yerde ama az sıkın dişinizi, sonunda sonunda zafer şarkıları söyletecek bir sahil önereceğiz size.

Eskiden buraya tekne turları düzenleniyormuş ve bu yüzden su bulanıkmış. Atılan yemek artıkları ve kalabalık da cabası tabii. Daha sonra tekne sahipleri arasında bir tartışma yaşanmış ve jandarma tekne sahiplerine buraya tekrar gelmemeleri konusunda ültimatom vermiş. İyi ki de vermiş. Çünkü günden güne eski bakir haline tekrar kavuşmuş Kargıcak. Burayı bilen insan sayısı çok az sayılmaz aslında ama hem Bodrum’a uzak olmasından, hem de yolunun çok düzgün olmamasından ötürü sadece buraya âşık insanlar bu zahmeti göze alıyorlar.

Yanınızda getirin!

Ayrıca buranın ıssızlığını da göz önünde bulundurarak yemeğinizle ve suyunuzla gelmeniz sizin yararınıza olur. Deniz gözlüğünüz de burada lazım olduğu kadar hiçbir yerde lazım olmayacak emin olun.

Kısacası kelimelerle ifade edilemeyecek bir güzellikte Kargıcak. Gelin burada yüzün, çadırınızı da atın ama ne olur Kargıcak’ın bu güzelliğine gölge düşmemesi için üstünüze düşeni de yaparak ayrılın bu koydan.

Burası, Kargıcak Balıkçı Koyu diye de geçer. Yan tarafındaki Seagarden’da işe çıkmayan tur tekneleri buraya yanaşır ve balık, salata ızgarada patates menusü yaparak dünyanın en güzel koyunda en taze yemeğini sunarlar size.

Kargıcak KoyuKonum için tıklayın. Haritada 1 numara.

Konaklama Önerisi

En keyifli Kempinski. Oteli incelemek ve rezervasyon yaptırmak için tıklayın.

2. Peksimet

Peksimet bizim için Bodrum’un şapkadan çıkan tavşanı oldu. Harita uygulamamızda bile tam olarak çıkmayan Peksimet’e “Bir bakalım da burayı da görmedik demeyelim” diyerek girdik. Fakat Peksimet bizi motorumuzdan inip mayolarımızı giymeye mecbur bıraktı. Burada çok işletme yok. sahil kenarı restoranı hepi topu. Ve sahilin geriye kalan büyükçe kısmı halk plajı. Hem de işletmelerin şezlonglarına taş çıkartacak yenilikte ki belediye şezlonglarıyla dolu bu sahil. Ücretsiz şezlong iyi güzel tabi ama maalesef tuvalet ve giyinme kabini olmayışı büyük sıkıntı burada. Ama deniz çarşaf gibi ve sürekli ılık. Ayrıca sahil ve deniz tabanı tamamıyla kum. Hele akşamları burada bulunan iskeleden gün batımı tam bir görsel şölen.

Peksimet Plajı Konum için tıklayın. Haritada 2 numara.

3. Mazı Köyü ♡

“Yuh! Burası da mı Bodrum’a bağlı?” Vallahi bağlıymış. Haritadan bakıyoruz uzak, gidiyoruz gidiyoruz, yol bitmiyor. Nihayet vardık; sessiz, sakin bayağı, bildiğiniz köy işte. 🙂 Denizi taş ve çok güzel. Bodrum’un açık ara en güzel yerlerinden Mazı Köyü. Ağaçlıktan denize yaklaştığınızı bile anlamıyorsunuz uzun süre. Sonra bir iki yol ayrımı çıkıyor karşınıza bu küçücük köyde üç tane birbirinden güzel koy var.

Çakılyalı Koyu

İlk koy, yani Çakıllıyalı, çok büyük sayılmaz, iki üç tane pansiyon kılıklı otel var sahilde. Öyle büyük oteller canlanmasın gözünüzde. İki üç katlı direk otel sahibiyle muhatap olduğunuz bahçe içinde sevimli sevimli yerler buralar. İşletmecileri buralı köylüler ve pek tatlı insanlar, yanlarında da köylüler çalışıyor. Sahilin sonunda ağaçlık bir alanda mevcut. Bu alan çadır atmak için oldukça müsait. Otellerden birisinin sahibi olan abla çadırla gidecek arkadaşlar için “İsteyen duşu bile gullanabilii abam. Ondan da para alacak değiliz herhal. Hayrımız oluveri” dedi. Ama yanlarında çalışan köylü teyzelerden yıkadıkları duşun kumlanmasını istemediği için &#;Duş almak yasak bundan gayri&#; de yedik. 🙂 Her şeyiyle çok minnoşlar ama. Otelin restoranı otel dışı misafirlere de açık bu arada.

İnceyalı ve Hurma Sahili Koyları

İkinci ve üçüncü koylar, yani İnceyalı ve Hurma Sahili koyları, aslında tek bir koy gibi ama denize uzanan bir kayalık ikiye ayırmış bu koyu. Bu koylar ilk koya nazaran daha büyükler. Ama daha az işletme var buralarda. İlk koydaki sakinlik ve huzur bu koylarda da mevcut. Hatta tam kitap yazmalık inziva yeri.

Deniz her üç koyda da tertemiz ve dalgasız. Sahil taşlık. Su genelde ılık. Mazı’da konaklamada diğer Bodrum beldelerine göre oldukça makul. Üç öğün yemek dâhil konaklama kişi başı lira. Yemekler de hakiki zeytinyağıyla hazırlanıyor onu da belirteyim 🙂 Bodrum’u gezeyim göreyim diye değil de güzelce kafamı dinleyeyim diye çıkıyorsanız varış noktanız Mazı olmalı.

Trekking severlerin dikkatine Karia Yolu Bodrum etabı buradan geçiyor. Bilgi almak için tıklayabilirsiniz.

Mazı Köyü 1. KoyKonum için tıklayın. Haritada 3 numara.
Mazı Köyü 2. Koy Konum için tıklayın. Haritada 4 numara.
Mazı Köyü 3. Koy Konum için tıklayın. Haritada 5 numara.

Kissebükü Koyu

Bir de Kissebükü Koyu var. Gelmesi biraz zahmetli ama geldiginizde kesinlikle değecek. Dalgasız bir denizi, akvaryumdan daha berrak bir suyu var. Aynı zamanda koy arkeolojik kazı alanı. Genellikle koya lüks yatlar ve tekneler demirliyor. Koya inen yol belli biyerden sonra stabilize ve bunun son 1,5 kilometrelik kısmı yoğun taşlık. Ama dikkatli sürdüğünüz sürece normal araçlarla gelinemeyecek bir zorluğu yok. Sahilde karavanla kamp yapanlar ve çadırda kamp yapanlar göreceksiniz. Siz de yanınızda kamp sandalyelerinizi, masanızı, semsiyenizi getirin çünkü burada şezlong şemsiye kiralama opsiyonu yok. Sadece çay, kahve, bira ve gözleme satan yerel halk var. Konum için tıklayın. Haritada 6 numara.

seafoodplus.infoı

Yalı, yalın ve güzel. Kempinski&#;nin Bodrum&#;da burayı seçmesine şaşırmamalı. Kempinski açılana kadar burası pek dışarıdan gelenlerin radarında yoktu, hala da pek yabancının bildiği söylenemez. Zaten turistik yerlere ters istikamette, güneydoğu yönünde kalıyor kalıyor.

Tesis var mı?

Büyük ve küçük sahil olarak iki plajdan oluşuyor. Küçük plajda belediyenin işlettiği bir kafe var. Fiyatlar gayet uygun; 2 kişilik yemek ortalama 30 Lira, alkollü içecekler 10 Lira civarında. Yani gün batımında sahilde bira patates & bira patlatmalık. Tuvaletler, soyunma kabinleri ve duşlar yeterli ve düzenli olarak temizleniyor.

Diğer sahil ise Gerenkuyu olarak geçiyor. İlkine nazaran daha büyükçe ve içerisinde hiç bir şey yok. Koca bir ‘Ağaoğlu Otel Arazisi’ levhasını saymazsak tabi. 🙁 Bu levha uzun süredir buradaymış ve olası tepkilerden çekinildiği için henüz kazma vurulmadığı söyleniyor. Kumsalı oldukça geniş olan sahilde sezon boyu orada kalan bir karavan ve çadır görmek mümkün. Çadırınız sırtınızda buraya geldiyseniz sizin de kendinize uygun bir köşe bulmanız çok zor olmayacaktır. Umarız Gerenkoyu hep de böyle kalır.

Gerenkuyu Küçük Sahil ve Belediye KafeKonum için tıklayın. Haritada 7 numara.
Gerenkuyu Büyük SahilKonum için tıklayın. Haritada 8 numara.

Ma&#;Kara Bungalow Beach Restaurant: Yalıçiftlik Halk Plajı tarafında plajını kullanabileceğiniz bir beach ve bungalow işletmesi. Konum için tıklayın. Haritada 9 numara.

Konaklama Önerisi

En keyifli Kempinski.Oteli incelemek ve rezervasyon yaptırmak için tıklayın.

5. Torba

bodrum-torba

Torba Koyu, havaalanından Bodrum merkeze giderken yolun aşağı yukarı ortasında, sağ tarafta kalıyor. Biz Güvercinlik ve Torba çevresine bayılıyoruz çünkü Bodrum&#;daki ender ormanlık yerlerden. Bodrum&#;da maki hakimken, bu koylarda sırtınızı tüm dağı kaplayan yemyeşil ormanlara yaslıyorsunuz. Sakinleri arasında oyuncular, yazarlar olmasına rağmen Yalıkavak gibi değil, hala mütevazi bir yer. Denizin suyu ılık ve gerçekten berrak. Bunun sebeplerinden biri de denizin taşlık olması.

Tesis var mı?

Torba Plaj&#;ındaki belediyenin cafesi hem diğer mekanlara göre daha ferah, hem de belediye işletmelerinden hiçte alışmadığımız şekilde gayet başarılı işletiliyor. Tuvaletler, duşlar, soyunma kabinleri bakımlı ve tertemiz. Bodrum&#;daki fiyatlar ile karşılaştıracak olursak ücretler gayet makul kalıyor. Kahvaltı tabağı 16 lira örneğin. Menü çok fazla çeşit yok ama başka birşeyler yemek isterseniz Torba&#;da alternatif bol.

Torba Kafe-Plaj Konum için tıklayın. Haritada 10 numara.

Favorilerimiz

1. Ama bizce Torba’nın en güzel yerleri buradan biraz daha ileride.

Yürüyerek: Torba Kafe&#;den sonra yoldan düz devam ettiğinizde bir süre sonra yol bozuluyor ve hatta yol olduğunu öne süremeyeceğimiz kadar kötüleşiyor.  dakika kadar yürüdükten sonra ta da! gözlerden uzak, size tahsis, harika bir sahildesiniz! Terlikle yürümeye uygun olmadığını da söyleyelim ki yarı yoldan dönemeyesiniz.

Araç ile:Araçlılar içinse önerimiz altı yere yakın araçla buraya girmemeleri. Ama panelvan tarzı bir araçla bu yolu kat etmek çok zor da değil. Ama buraya arazi aracı, enduro bir motosiklet veya bir dağ bisikletiyle geliyorsanız bu yolun keyfe dönüşeceğinde şüphe yok. Araçla ortalama dakikalık bir seyahatin ardından çok hoş bir sahile ulaşıyorsunuz. Ve bu sahil el değmemiş denizi, hala bozulmamış sakinliğiyle sizleri karşılıyor. Deniz tertemiz ve öyle berrak ki derin olmasına rağmen dibi görmek mümkün. Ayrıca burada çadır kurarsanız veya örtünüzü serip güzel bir piknik sofrası hazırlarsanız da kimse karışmayacaktır. Az ileride bir site var ancak sitenin kendi iskelesi olduğu için bu güzelliği paylaşmaya bir itirazları yok şimdilik.

2. Burası özel tekne turu için de tercih edilebilecek bir yer.

Bodrum&#;un diğer taraflarındaki gibi öyle her yüzme molasında 20 tur teknesi birlikte durup birlikte kalkmıyor. Daha sakin ve bakir.

Konaklama Önerisi

Sanat eserleriyle dolu olan butik otel Casa Dell&#; Arte bizce tüm Bodrum&#;un en hoş otellerinden. Oteli incelemek ve rezervasyon yaptırmak için tıklayın.

6. Doktorlar Sitesi, Adabükü

Adabükü Doktorlar Sitesi&#;nin hakim olduğu Bodrum koyları, Bodrum&#;un en güzel en bozulmadan kalmış yerlerinden. Tıpkı Aktur gibi, Doktorlar Sitesi de Bodrum&#;un en eski ve köklü sitelerinden. Yaş ortalamasının bir hayli yüksek olduğundan mıdır bilinmez ama inanılmaz sakin ve huzur dolu bir yer. Denizi masmavi, berrak ve dalgasız. Denizine girebilirsiniz ancak şezlong ve duş için buranın sakini olmanız veya burada oturan birinin misafiri olmanız gerekiyor. Doktorlar Sitesi&#;ni 10 dakika daha geçince karşınıza çıkacak Başko Sitesi&#;nin de denizi güzel ve halka açık.

Adabükü Doktorlar Sitesi Konum için tıklayın. Haritada 11 numara. Başko Tatil SitesiKonum için tıklayın. Haritada 12 numara.
Bu nedenle içeri giremiyorsanız bu civarda denize girmek için Feza Güney Beach gibi alternatif yerleri denemenizi öneririz. Konum için tıklayın. Haritada 13 numara.

7. Bardakçı Koyu, Eskiçeşme Ve Kumbahçe Sahili

Bodrum merkeze komşu olan Bardakçı Koyu, Eskiçeşme&#;ye bağlı, akvaryum gibi suyu olan, balıklarla yüzebildiğiniz bir koy. Neredeyse tüm koy otel işletmelerince parsellenmiş olduğundan denize girilecek yerler de ne yazık ki bu otel ve işletmelerin kotrolünde. Ücretli şezlong ve şemsiye hizmeti veriyorlar. Halk plajı da var ama biraz küçüseafoodplus.info için tıklayın. Haritada 14 numara.

Kumbahçe de Bodrum merkezin bir diğer komşusu. Kumbahçe sahili ise Bodrum Kalesi&#;ne karşı yüzme deneyimi ve günbatımı sunan, salaş ama keyifli bir sahil. Her ne kadar adı Kumbahçe olsa da sahili kumluk değil küçük taşlık. Akşam için de yine kale manzaralı bir yürüyüşe hayır denmeyecek yer. Denize girmek için Bodrum Halk Plajı da var. Konum için tıklayın. Haritada 15 numara.

Taşburnu Halk Plajı ise Kumbahçe’ye 3 kilometre mesafede çok yeni düzenlenmiş bir halk plajı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yeri ve ’da açılmış çok yeni bir işletmesi var. Fiyatlar çok uygun, denizi çok güzel, hizmet kalitesi yüksek. Sahil şeridi ve kumluk plajı yok. Set set düzenlenmiş kısımdan direkt denize giriyorsunuz. Konum için tıklayın. Haritada 16 numara.

8. Gümüşlük (Pek Bu Listeye Uymadı Ama&#;)

gumusluk-bodrum

Bakmayın, aslında Gümüşlük bu listeye uygun bir aday değil. Acı bir şekilde sezonda denizdeki insan sayısı karadakini geçiyor ve denizi de biraz yosunlu. Ama yine de Gümüşlük sezon sonunda ve başında sevilesi oluyor çünkü deniz-kum-güneş üçlüsünün yanında yanında aktivite ve deniz sonrası için de hoş ortamlar da vaad ediyor. Tekrar ediyoruz, sonra kucak kucağa oturduk demeyin: Sezonda ana baba günü olabiliyor. Haritada 17 numara.

Denizde cup cup yüzdük, güneşte cos cos yattık. Sonra şezlongda yat yat içimiz baydı di mi&#; Kıyıya çok yakın olan Tavşan Adası&#;na denizden yürüyoruz. Bel hizasını hiç geçmeyen derinlikte ki bu yol sizi birazcık ıslatsa da (ki zaten plaja bunun için gelmedik mi zaten?), keyifli. Hele bi de gün batımında&#; Gümüşlük’te kano veya paddleboard kiralayabileceğiniz bir işletme de mevcut. Paddleboard&#;un saatlik kirası 40 Lira, kano kirası da saatlik 20 Lira.

Deniz sonrası Gümüşlük

Yüzdük, yürüdük, paddleboard yaptık, güneş veda pozisyonuna geçti. Sahildeki Jazz Cafe&#;de bir akşam birası, oh mis&#; Ama mideyi şişirmeyin, sırtlardaki Limon Gümüşlük bizim tüm Bodrum&#;da en sevdiğimiz yerlerden. Bahçe içindeki restoran tatlı mı tatlı, biraz anne, biraz da tasarımı eli değmiş gibi. Ancak akşam yemeği içinse rezervasyon şart. Bu arada öğle yemeği unutmuşuz. 🙂  Sahilden metre kadar içeride, mandalina bahçelerinin içinden geçerek gidilen Hayat Cafe iyi bir pitstop. Bahçe kapısından girerken ağaçlar cafe görünmüyor. O denli doğayla bütünleşmiş, mütevazı bir yer burası. Çalışanlar da güler yüzlü ve ilgili. Yemekler gayet lezzetli ve fiyatlarda 2 kişi yemek+içecek ortalama Lira civarında. Buraya kışın gelirseniz işletmenin bahçesinden mandalina aşırmanıza da müsaade ediyorlar ayrıca. 😀

Hayat Kafe Konum için tıklayın.
Kano Kiralama Konum için tıklayın.

Konaklama Önerisi

Alaçatı otellerine benzeyen Misket Otel Oteli incelemek ve rezervasyon yaptırmak için tıklayın.

9. Karaada

Bodrum Körfezi içinde yer alan Karaada, tekne turlarının ve şahsi teknelerin bir numaralı demirleme noktası. Hele ki adanın arka tarafında Poyraz Koyu var ki denize gireceklerin bir numaralı adresi. Burada dalış da yapılıyor. Turkuaz renkte muhteşem bir denizi var. Kıyıda yaban domuzları ve eşekler denizde de rengarenk balıkların olduğu bir cennet. Konum için tıklayın. Haritada 18 numara.


&#;Biraz Da Turist Olalım&#; Derseniz&#;

Sarnıç, Bitez

Tatlı bir cafeden Bitez&#;in en piyasa (ama ortamı düzgün Allah için) beach clubı olmaya doğru giden yer. Aslında sahili de yok, taşlığın üzerine kurulmuş bir iskeleyi işletiyorlar. Ayrıca Bitez’e kadar gelmişken Bitez Dondurmacısı’na uğramadan buradan gitmek olmaz, karadutlu dondurması çok meşhur. Tüm dondurma çeşitleri çok doğal burada. Bitez Dondurmacısı konumu için tıklayın. Bodrum yerel yemeklerini tatmak isterseniz de Bitez’den Konacık’a doğru giderken Kısmet Restoran&#;ı sorun. Anayol üzerinde ki Finansbank&#;ın hemen arkasında saklanıyor. Öğlenleri açık, 4&#;ten sonra da pek yemek kalmaz, ona göre! Konum için tıklayın. Haritada 19 numara.

Aktur, Bitez

Aslında burası bir site. Dışarıdan insan giremiyor ama insanların eş dost bulup ayarlayıp veya devremülk kiralıyıp sıkça tercih ettiği plajlardan. Konum için tıklayın. Haritada 20 numara.

Sal Bodrum, Ortakent

Ortakent’in yazında en popüler buluşma noktası. Gündüz laptopunuzu ve kahvenizi alıp çalışabilmeniz için sakin bir alanı bulunuyor. Yine gün içinde denize girmek, iyi yemek ve müzik eşliğinde sosyalleşmek isterseniz de ideal yerlerden. Hayvan dostu bir mekan. Konum için tıklayın. Haritada 21 numara.

Camel Beach, Kargı

Buranın coğrafyasına bayılmamak mümkün değil. Ancak yazın ortamı biraz keşmekeşli oluyor. Develerle tur yaptıldığı için bu ismi almış (hala da mevcut bu turlar.) Konum için tıklayın. Haritada 22 numara.

Türkbükü

Televizyonlarda ünlüleri yüzerken gördüğünüz Bodrum var ya, hani lahmacunun 50 TL&#;den satılması ile gündem olan, işte o Bodrum burası. Tüm deniz kenarı kısımlar işletmeler, siteler vs. tarafından kapatılmış ve bu mahalleler küçük sahil kasabası çizgisinden epeyce uzak. Popüler mekanlar: Maça Kızı, Gizia, Kuum, Swim Club, Galen. Gece içinse Sess. Konum için tıklayın. Haritada 23 numara.

Cennet Koyu, Göltürkbükü


Cennet Koyu, merkeze uzak konumu ve korunaklı bir koya nazır masmavi deniziyle tüm bölgedeki saklı cennet. Suyun rengi, kıyıya kadar inen ormanıları ile harika bir yer. Ama Haziran&#;a kadar bu cennetin tadını çıkardınız çıkardınız, sonra çok kalabalık ve tatsız oluyor.  Korunaklı olması sebebiyle tekneler de doluşunca iyice tadı kalmıyor. Burada halk plajlarından ziyade, Amanruya ve Mandarin Oriental gibi ultra lüks otellerin plaj işletmeleri var. Konum için tıklayın. Haritada 24 numara.

Yalıkavak

Yalıkavak şüphesiz Bodrum&#;un en gözde yerlerinden ancak kuzeydeki beldenin denizi çok dalgalı ve Bodrum&#;da bu kadar güzel koy varken bizce denize girmeye gidilecek yer değil. Yemek ve eğlence yerleriyle Palmarina Marina ve Xuma Beach de buranın en popüler mekanları. Konum için tıklayın. Haritada 25 numara.

Akyarlar

Akyarlar&#;da Bodrum&#;un en güzel denizlerinden birini bulacaksınız. Çok temiz, soğukluğu da öyle kararında ki insanın çıkası gelmiyor. Denizi ciddi berrak ve çok rüzgar olmadıkça dümdüz. Senelerdir sessiz sakinliği, az bilinirliği ve müthiş denizi sayesinde özellikle Bodrum yerlisinin gözdesi olsa da, diğer yerlerde olduğu gibi burası da yavaş yavaş keşfedilmeye başlanmış. Yani tatil zamanlarında kalabalık görürseniz &#;Hani sessiz sakindi?&#; dememeniz için uyaralım, artık saklı cennet durumu turistlerin öğrenmesiyle mazi olmuş. Meteor Beach buranın en sevilen plajlarından, restoranı da var. Karaincir ve Xanadu da diğer alternatifler olabilir, Xanadu biraz yüksek fiyatlı aklınızda bulunsun. Konum için tıklayın. Haritada 26 numara.

Yine Akyarlar&#;a bağlı olan Aspat ise buraya yeni açılan ve sahile yeni bir çehre kazandıran Anthaven ile son yıllarda yeniden canlanıyor. Aspat&#;ta denize girmek için Anthaven içindeki otele bağlanmış Aspat Beach&#;i kullanabilirsiniz. Giriş ücreti var ama çok keyifli bir sahil düzenlemesi yapılmış. Konum için tıklayın. Haritada 27 numara.

Veya yine Aspat mevkiindeki eli yüzü düzgün bir beach club olan La Mer Beach&#;i tercih edebilirsiniz. Sahili ince kumlu olmasına rağmen dalgasız olduğu için su çamurlaşmıyor. Sığ bir denizi olduğu için de çocuklu ailelerin tercihi ama suyu biraz soğuk. Konum için tıklayın. Haritada 28 numara.

&#;Sahilde Boş Boş Oturursam İçim Şişer&#; Diyenler İçin

Anlaşılan aylaklık sizin de bizim gibi kimyanızı bozuyor. 🙂
O zaman 2,5&#;tan 3 önerimiz var:
1. Bodrum, Gündoğan&#;da rekortmen hocadan serbest dalış öğrenebilirsiniz!
2. Kendinize bir windsurf okulu şeçebilirsiniz
2,5. Bodrum kitesurf için bir Akyaka değil ama neden olmasın? Bodrum&#;daki kitesurf olanaklarını öğrenmek için tıklayın.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir