hayat kısa kuşlar uçuyor şiirinin tamamı / Hayat Kısa Kuşlar Uçuyor Şiiri - Aynur Acar

Hayat Kısa Kuşlar Uçuyor Şiirinin Tamamı

hayat kısa kuşlar uçuyor şiirinin tamamı

Son Güncellenme:

Cemal Süreya'nın en çok beğenilen ve paylaşılan şiirleri ise şu şekilde sıralanabilir:
1- Onlar İçin Minibüs Şarkısı
2- Burkulmuş Altın Hali Güneşin
3- Bir Kentin Dışarıdan Görünüşü

Hayat Kısa Kuşlar Uçuyor Ne Demek, Ne Anlatıyor?

Hayat kısa kuşlar uçuyor sözü, dillere pelesenk olmuş dizelerden biridir. Bu dizede yer alan ''kuşlar'' kelimesi zamanı simgeler. Şair, hayatın ne kadar hızla geçip gittiğini ve sona erdiğini kuş imgesiyle anlatmıştır.

Bu dizenin bu kadar sevilmesinin en büyük nedeni ise çok sade ve akılda kalıcı olmasıdır.

Hayat Kısa Kuşlar Uçuyor Sözü Kime Ait?

Hayat kısa kuşlar uçuyor sözü, Türkiye'nin en çok okunan şairlerinden biri olan Cemal Süreya'ya aittir. Cemal Süreya, şiir dışında mektup, hatıra ve deneme türünde eserler de kaleme almıştır.

Günlük dilimize yerleşmiş, her an aklımıza gelebilecek kadar içimize işlemiş ve hayatın içinde kalıplaşmış bir ifadeye bürünmüş bazı sözler, dizeler, deyimler vardır. Bunlardan biri de Cemal Süreya&#;nın dillere pelesenk olmuş &#;Hayat kısa kuşlar uçuyor&#; dizeleridir. Bugünkü bölümümüzde sizlere bu dizelerin nereden geldiğini Cemal Süreya&#;nın dilinden aktaracağız.

Hangimiz söylemedik bu dizeleri yahut yazmadık sağa sola çılgınlar gibi. Üstat Cemal Süreya&#;nın derlenmiş günlüklerinde bu dizelere değindiğini fark ettik. Çok tatlı bir hikâyesi varmış bu güzel dizelerin.

&#;Kırlangıcın 9 değil, 8 yıl yaşadığını bir ansiklopedide okuyunca bayağı sarsıldım ve dilimin ucuna bu iki dize geldi.&#; diyor ve devam ediyor üstat, &#;Bu hesaba göre, geçen yıl ölmüş olmam gerekir ama işin güzel bir yanı da var. Ölmedimse, kırlangıç hesabından da kurtuldum demektir.&#;

İşte hayat böyledir. Umulmadık anlarda gelen bilgiler ya da hisler bir çırpıda döküverir gelecekte birçok çırpıda dökülecek olan kelimeleri.

KAYNAKÇA:

Cemal Süreya, Günler, Yapı Kredi Yayınları,

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

İlgili

“Hayat kısa,/ Kuşlar uçuyor”

Evet, 5. say&#;m&#;z&#; bask&#;ya yollam&#;&#;ken 4. say&#; yaz&#;s&#;n&#; payla&#;madan içim rahat etmedi. Bu ay yurt d&#;&#;&#;nda olmam nedeniyle i&#;lerle ilgilenemesem de hiç laf etmeyerek “en tatl&#; editör” ödülünü yine Seçil kazand&#;.

image

“Bugün an&#;larda Erzincan'dan büyük bir bahçenin içinde büyük bir ev kald&#;.”

Nüfusa kay&#;tl&#; ismiyle Cemalettin Seber, edebî haf&#;zalar&#;m&#;za kaz&#;l&#; ismiyle Cemal Süreya, Hüseyin Bey ve Güllü (Gülbeyaz) Han&#;m’&#;n dört çocu&#;unun en büyü&#;ü ve ailenin de ilk erkek çocu&#;u olarak y&#;l&#;nda Erzincan’da do&#;ar. Tek erkek çocuk olmas&#; nedeniyle tüm ilgi üzerindedir. “Prens gibiydim. El üstünde tutulurdum.” diye anlatt&#;&#;&#; bu dönemi alt&#; ya&#;&#;na kadar devam eder. Bu masals&#; atmosfer ve ilgi yo&#;unlu&#;u içinde edebiyata dair ilk ad&#;mlar&#;n&#; annesiyle atar küçük ya&#;ta. Çok fazla ö&#;renim görmemi&#; olan Güllü Han&#;m’&#;n halk edebiyat&#;na ilgisi ezber derecesinde fazlad&#;r. Hayli çelimsiz ve zay&#;f olan Cemalettin’e bir bardak süt içirebilmek için e&#;i&#;e çömelerek Kerem ile Asl&#; hikâyesini ezbere anlat&#;r. &#;airlik duygusunun ilk uyan&#;&#;&#; olarak bu an&#; an&#;msar Cemal Süreya.

“Sürgündük. Göçebeli&#;in elveri&#;li yanlar&#;n&#; da yitirmi&#; gibiydik.
Yan&#;n&#;zda göçmen olduk. Bir yerle&#;mi&#;lik duygusu ki, h&#;rkam&#;z yazl&#;k sinemada iliklenir”

(Siz Saatleri)

'te &#;eyh Sait ile ba&#;layan 'de Dersim harekât&#;yla süren Kürt ayaklanmalar&#;nda, ‘menfi’ olarak Bat&#; illerine sürülen bin ki&#;iden biridir Cemal Süreya. Yerle&#;me ili olarak da Bilecik gösterilir. Zorunlu ikamet süresi ise 20 y&#;ld&#;r. Sürgün edilen asl&#;nda Hüseyin Bey’in a&#;abeyi Memo’dur. A&#;abeyini yaln&#;z b&#;rakmak istemez Hüseyin Bey. Süreya, alt&#; ya&#;&#;nda bindirildi&#;i yük vagonunda tüm ailesiyle bir arada, masals&#; günlerini geride b&#;rakarak Bilecik’e do&#;ru yol al&#;r.

O sürgün treninde ya&#;ad&#;klar&#;n&#;, dü&#;ündüklerini, hissettiklerini hayat&#; boyunca beyninin, kalbinin ac&#; ve özlem raylar&#;nda hep “yüklü” bir vagon bar&#;nd&#;rm&#;&#;t&#;r. Aradan geçen onca y&#;la ra&#;men unutamad&#;&#;&#; o günleri, e&#;i Zuhal Tekkanat’a yazd&#;&#;&#; “Onüç Günün Mektuplar&#;”nda da &#;öyle dile getirir: “Bizi bir kamyona doldurdular. Tüfekli iki erin nezaretinde. Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular. Günlerce yolculuktan sonra bir köye att&#;lar. Tarih öncesi köpekler havl&#;yordu. Akl&#;mdan hiç ç&#;kmaz o yolculuk, o havlamalar, polisler. Duyarl&#;&#;&#;m biraz da o çocukluk izlenimleriyle besleniyor belki. Annem sürgünde öldü, babam sürgünde öldü.”

Sürgün zamanlar&#;n&#; bu kadar çok hat&#;rlamas&#;n&#;n nedeni sürgünün alt&#;nc&#; ay&#;nda “küçük kalbindeki ku&#;”u kaybetmesidir belki de. Annesi dü&#;ük yapm&#;&#;t&#;r, kanama durdurulamaz. “A&#;lamad&#;m, s&#;zlamad&#;m. Ac&#;s&#; içime oturdu.” diyerek anlatt&#;&#;&#; o günlerde henüz 7 ya&#;&#;ndad&#;r. Her gün, cenazenin kald&#;r&#;ld&#;&#;&#; camiye gider, musalla ta&#;&#;n&#;n ba&#;&#;nda durur ve annesi için dua eder.

“Annem çok küçükken öldü

beni öp sonra do&#;ur beni”

Sevdi&#;i her kad&#;nda annesini aray&#;&#;lar&#;, bir foto&#;raf&#; dahi kalmayan annesine dair hat&#;ralar&#; unutmamak için direni&#;leri… &#;iirine, hayat&#;na siner anne özlemi. Gülbeyaz Han&#;m’&#;n ölümünün üstünden 7 sene geçmesinin ard&#;ndan, Esma Han&#;m ile evlenir Hüseyin Bey. Anne özlemine bu sefer üvey anne nefreti eklenir Süreya’n&#;n. Anne &#;efkatini bulaca&#;&#;n&#; sand&#;&#;&#; Esma’y&#; Güz Biti&#;i &#;iirinin dizelerinde &#;öyle anlat&#;r:

“Kuyuya sark&#;tan kad&#;n

saç&#;ndan kavray&#;p k&#;z karde&#;imi”  

                Kendisi paras&#;z yat&#;l&#; ile kurtulur bu &#;iddetten. Yine de içi elvermez evden habersiz kalmaya, ara ara k&#;z karde&#;lerini uzaktan uza&#;a izler. &#;zlemekle de yetinmedi&#;i anlar olur. K&#;z karde&#;lerini dövdü&#;ünü gördü&#;ü zamanlar uzaktan uza&#;a ta&#; atar Esma’ya.

Paras&#;z yat&#;l&#; y&#;llar&#;nda da ilkokul y&#;llar&#;nda da eline ne geçerse okur Cemal Süreya. Küçük gazete parçalar&#; da olsa, niteliksiz kitaplar da olsa “Okunmaz bu.” diye ay&#;rmaz,  hepsini okur. Ama Dostoyevski’nin yerini ayr&#; tutar. 5 kere okur Karamazov Karde&#;ler’i. Ço&#;u söyle&#;isinde geçen bir cümle büyük Rus yazar ile ili&#;kisini anlatmaya yeter: “Dostoyevski’yi okudum, o gün bugündür huzurum yok.”

Ortaokul birinci s&#;n&#;f&#;n bitti&#;i yaz, yol yap&#;m&#;na giden karayollar&#; ekibine kat&#;lan Cemalettin Seber, ilkokulda ba&#;layan isim de&#;i&#;tirme fikrini nihayete kavu&#;turur. Yazara yak&#;&#;&#;r bir ad bulmas&#; gerekir; Cemalettin’i k&#;salt&#;r, yan&#;na Süreyya’y&#; ekler ve Cemal Süreyya Seber olur. Zamanla Seber soyad&#;ndan da vazgeçer ve bir iddia sonucu soyad&#;ndaki “Y” harfini kaybedene kadar Cemal Süreyya olarak imzalar &#;iirlerini, yaz&#;lar&#;n&#;.

Haydarpa&#;a Lisesi’ndeki y&#;llar&#;na dair dü&#;üncesini “Baz&#; silinmez an&#;lar&#;m var. Var da beni ben eden bir dönem de&#;il orada geçirdi&#;im y&#;llar.” diye belirtir ilerleyen y&#;llarda. Oysaki üniversite y&#;llar&#;, “Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin koridorlar&#;” hayat&#;nda tam anlam&#;yla belirleyici bir rol oynar. Dört y&#;l&#;n&#; etüt salonlar&#;ndan uzak, kantine yak&#;n bir &#;ekilde geçirir. Yine de ilk iki y&#;l yabanc&#;l&#;k duygusundan kurtulamaz ve kendi kendine mektuplar yazar. 

Fakülte y&#;llar&#; sadece kendi kendine mektup yazmaz, ortaokul a&#;k&#; Seniha ile de mektupla&#;malara devam eder. 3. s&#;n&#;fta Süreya’n&#;n babas&#;n&#;n itirazlar&#;na ra&#;men evlenirler. &#;lk evlendikleri andan itibaren sorunlu bir ili&#;kileri vard&#;r. Hatta Süreya’n&#;n kendine hâkim olamay&#;p birçok kez e&#;ine &#;iddet uygulad&#;&#;&#; bir ili&#;kidir bu. Her &#;iddet uygulay&#;&#;&#;ndan sonra pi&#;manl&#;&#;&#; en üst düzeyde ya&#;ar. Kimi zaman bileklerini keser jiletle, kimi zamansa Porsuk Çay&#;’na atmaya kalkar kendisini. Ayçe ad&#;nda bir k&#;zlar&#; olur. Fakat Süreya, Seniha ile ya&#;ad&#;&#;&#; sorunlar nedeniyle k&#;z&#;yla yak&#;n olamaz. Hiçbir zaman da tam anlam&#;yla “baba-k&#;z” ili&#;kileri olamaz.

Peki ya “Bir tane kotarsam arkas&#; gelir.” dedikten sonraki yazd&#;&#;&#; ilk &#;iir? Mülkiye dergisinin 8 Ocak tarihli say&#;s&#;nda yay&#;mlan&#;r. Ad&#;: &#;ark&#;s&#; Beyaz. &#;air bu &#;iirini kitaplar&#;na koymak istemez; ilk &#;iirlerine kar&#;&#; tavr&#;, sonradan pi&#;man da olsa, “kitaplara konulmamas&#;” yönünde olur. &#;air, “ilkel” bulur o &#;iirlerini.

“&#;lk &#;iirim yay&#;mlan&#;nca günlerce uyuyamad&#;&#;&#;m&#; an&#;ms&#;yorum.”

Mülkiye dergisi d&#;&#;&#;nda birçok dergiye &#;iirler yollar o dönem. Melih Cevdet de övgüyle söz eder Cemal Süreya’dan. Sadece &#;iirle s&#;n&#;rl&#; kalmaz; &#;iirden daha çok düzyaz&#; yazar. Mülkiye dergisinde sanat olaylar&#;n&#; özetler, edebiyata ili&#;kin ele&#;tiriler yapar. Olaylarla, ki&#;ilerle yaz&#;lar&#;nda alay etmek ise en ho&#;una giden &#;eylerden biridir.

Laleli’den dünyaya do&#;ru giden bir tramvayday&#;z

Birden nas&#;l oluyor sen yüre&#;imi elliyorsun”

                (Üvercinka)

Üvercinka: Bir kad&#;n ismi. “Me&#;ru duruma gelince ikisi de biter.” dedi&#;i o iki de&#;eri -a&#;k ve &#;iir- birle&#;tirip içine katt&#;&#;&#;, ’de “kaba bir acemi olmayarak” ç&#;kan ilk &#;iir kitab&#;n&#;n ismi ayn&#; zamanda. Süreya’n&#;n Hasan Basri’ye y&#;llar&#;nda gönderdi&#;i her mektupta “Ba&#;&#;m dertte.” yazarak anlatt&#;&#;&#; Üvercinka, y&#;llarca ismini di&#;er herkesten saklad&#;&#;&#;, onunla girdi&#;i bir iddia u&#;runa soyad&#;ndaki “Y”den vazgeçti&#;i kad&#;n. Hayat&#;n&#;n sonuna kadar takipte kal&#;r Üvercinka’y&#;.

y&#;l&#;n&#;n sonbahar&#;nda &#;stanbul’a Maliye Müfetti&#;i Yard&#;mc&#;s&#; olarak atan&#;r ve sanat hayat&#;n&#; en belirleyen dönemlerinin ba&#;lang&#;c&#; olur bu olay. “&#;kinci Yeni” tayfas&#;n&#;n birço&#;u ile tan&#;&#;&#;kl&#;&#;&#; bu zamanda olur.

’li y&#;llara gelindi&#;inde, ’larda Orhan Veli, Melih Cevdet ve Oktay Rifat’&#;n olu&#;turdu&#;u Garip ak&#;m&#;ndan sonra &#;iire yeni bir ses getirilmesi gerekti&#;ine inan&#;l&#;r. Mehmet Do&#;an’a göre de “Eski &#;iirin imgesiz, derinliksiz, basit konu&#;ma dilinden uzakla&#;&#;p bir &#;iir diline varma çabas&#;”d&#;r bu ak&#;m. Do&#;rultusu önceden belirlenmemi&#;, ortak program&#; bulunmayan bir ak&#;m olu&#;tururlar. &#;kinci Yeni’nin olu&#;umu, bu olu&#;umun aç&#;klanmas&#; uzun bir zaman dilimini kapsar.

 “&#;kinci Yeni bir güvercin curnatas&#;d&#;r. Ben en alçaktan uçuyorum. Avc&#;lardan de&#;il, arkada&#;lar&#;mdan korktu&#;um için.”

Cemal Süreya’n&#;n “korktu&#;u arkada&#;lar&#;”n&#; s&#;ralamak ise hayli uzun bir liste olu&#;turur: Turgut Uyar, Edip Cansever, Sezai Karakoç, &#;lhan Berk, Ece Ayhan, Ülkü Tamer, Tevfik Akda&#;, Seyfettin Ba&#;ç&#;llar bu isimlerden birkaç&#;d&#;r. ’da Pazar Postas&#;’nda bir araya gelen bu &#;airlerin &#;kinci Yeni ak&#;m&#;n&#; olu&#;turduklar&#;na dair ilk söylem Muzaffer Erdost taraf&#;ndan ortaya at&#;l&#;r. &#;kinci yeni’nin isim babas&#; odur denilebilir. Destekleyenler oldu&#;u kadar ele&#;tirenler de çok olur bu ak&#;m&#;. Kimisinde Garip ak&#;m&#;ndan sonra kabullenememe durumu olu&#;ur. Cemal Süreya son söyle&#;ilerinden birinde &#;kinci Yeni’ye dair ele&#;tirilere &#;öyle de&#;inir: “Soldan fa&#;ist diyenler (Bezirci), sa&#;dan ahlaks&#;z diyenler, komünist diyenler… Yeteneksiz diyenler (Ö. F. Toprak)… Ayn&#; yörüngede olduklar&#; halde, belki de bilinçsizlikten karg&#;&#; düzenler… Lanetlenip durduk.”

“Beynini mezara kâ&#;&#;t içinde koydular. Ba&#;&#; da&#;&#;ld&#;&#;&#; için. Bunun deh&#;etini hiç unutamam.”

“Sizin hiç baban&#;z öldü mü?/ Benim bir kere öldü kör oldum” diye yazar Süreya ilk &#;iirlerinden birinde. O zamanlar e&#;i Seniha yüzünden tart&#;&#;m&#;&#;t&#;r babas&#;yla, aralar&#; aç&#;kt&#;r. Fakat y&#;l&#;n&#;n Haziran ay&#;nda, &#;kinci Yeni ak&#;m&#;, dergiler derken Cemal Süreya’y&#; derinden etkileyen o olay ya&#;an&#;r: Trafik kazas&#;nda babas&#;n&#; kaybeder. Süreya ile babas&#;n&#;n aras&#; hiçbir zaman çok iyi de&#;seafoodplus.info&#; 15 gün yollardaysa k&#;sa süre evde kal&#;r. Annesinin ölümünün ard&#;ndan babas&#;n&#;n eve getirdi&#;i ilk üvey anne de çocukluk günlerinin kâbusu olur. Hep bir mesafe olur aralar&#;nda babas&#;yla. Babas&#;n&#; kaybettikten sonra da gitti&#;i kahvelerde sürekli babas&#;n&#;n hayalini görür; ama hayalinde hep ondan uzak masalarda oturmaktad&#;r.

"Ben ölmem batar&#;m dergi gibi.”

Süreya’n&#;n edebî hayat&#;n&#;n &#;airlik ve yazarl&#;ktan sonra gelen tamamlay&#;c&#; unsuru: Dergicilik. “Türkiye’de edebiyat&#;n laboratuvar&#; dergilerdir.” dedi&#;i dergicilik laboratuvar&#;na ilkokul dördüncü s&#;n&#;fta, s&#;n&#;f arkada&#;&#; Altan ile birlikte girer.  “Dergiler; ç&#;kar, ya&#;ar ve ölür.” ona göre, sonsuzlu&#;a giden bir maraton pe&#;inde de&#;ildir. Üniversite y&#;llar&#;nda da aktif bir &#;ekilde dergicilik yapar. &#;kinci Yeni’nin ç&#;k&#;&#; noktas&#;n&#;n dahi bir dergi oldu&#;u dü&#;ünülürse o dönemde yazarlar&#;n dergi ç&#;karma i&#;indene kadar aktif oldu&#;u anla&#;&#;l&#;r asl&#;nda. Papirüs ise u&#;runa memuriyeti b&#;rakt&#;&#;&#;, emekli sand&#;&#;&#;ndaki 10 y&#;ll&#;k keseneklerini çekip onun bas&#;m&#; için harcad&#;&#;&#;, bir kere batt&#;ktan sonra b&#;kmay&#;p ilerleyen y&#;llarda iki kere yeniden ç&#;kard&#;&#;&#;, evlad&#; kadar sevdi&#;i dergisidir.

Papirüs y&#;llar&#; aras&#;nda 4 say&#; olarak ç&#;karken Süreya kendi ismini yazmaz dergiye. Hem memuriyetinin devam etmesi hem de askerli&#;inin bu döneme denk gelmesi nedeniyle yapar bunu. Derginin en verimli oldu&#;u dönem ise ’te Süreya’n&#;n memuriyeti b&#;rakmas&#;ndan sonra Haziran ve May&#;s ’i kapsayan dönemdir. &#;öyle anlat&#;r Süreya o dönemini: “Bir maceraya gireyim dedim, kalemimle geçineyim dedim –dergiler, gazeteler- Papirüs, 47 say&#;… 12 Mart yay&#;n hayat&#;n&#; durdurunca, aç kald&#;m, yeniden memuriyete döndüm.” Son dönemini de aras&#;n&#; iki dergi ç&#;kararak tamamlayan Süreya, 20 y&#;ll&#;k Papirüs serüvenini sonland&#;r&#;r böylece.

“Evlili&#;in a&#;k&#; kesin öldürdü&#;ü kan&#;s&#;nday&#;m… Kendi deneyimim için söylüyorum: A&#;k me&#;ru bir &#;ey olamaz.” dese de hayat&#; boyunca 5 kere evlenip say&#;s&#;z kez evlili&#;e giden yolda ilerlemi&#;tir Süreya. Annesinin ölümüyle kaybetti&#;i aile düzenine özlemi ve sevdi&#;i kad&#;nlar&#; kaybetmek istemeyi&#;i ile gelen evliliklerini, evlilik hayat&#;n&#;ntekdüzeli&#;e girmesiyle bitirir özgür ruhlu &#;air. Bu e&#;leri içinde “me&#;ru”lu&#;unu kaybettikten sonra dahi hayat&#;nda olan ki&#;i ise Zuhal Tekkanat’t&#;r. A&#;ustos’unda ba&#;layan evlilikleri k&#;skançl&#;klar, sorunlar ve araya ba&#;ka bir kad&#;n&#;ngirmesiyle y&#;l&#;nda biter. tarihinde, amcas&#;n&#;n ismini verdi&#;i, “Atamd&#;r.” dedi&#;i Memo Emrah dünyaya gelir. Memo, Süreya’n&#;n Tekkanat ile ba&#;&#;n&#; koparmamas&#;nda önemli bir etken olur.

“Ölüyorum tanr&#;m

Bu da oldu i&#;te

Her ölüm erken ölümdür

Biliyorum tanr&#;m.”

Son y&#;llar&#;nda kendini alkole veren Süreya’n&#;n hali gittikçe kötüle&#;mektedir. Stresinin as&#;l nedeni o&#;lu Memo’nun annesini de alarak Süreya’n&#;n son e&#;i Birsen Han&#;m ile ya&#;ad&#;&#;&#; eve ta&#;&#;nmas&#;d&#;r. 8 Ocak gecesi rahats&#;zlanan &#;air Haydarpa&#;a Gö&#;üs Hastal&#;klar&#; Hastanesi’ne kald&#;r&#;l&#;r. &#;sminin hastane kay&#;tlar&#;na Cemalettin Seber olarak yaz&#;lmas&#;n&#; isteyen &#;air 9 Ocak’ta &#;eker komas&#;ndan hayat&#;n&#; kaybeder. Süreya’n&#;n ölümünden yedi ay kadar sonra, “Ona bir &#;ey olursa intihar ederim.” dedi&#;i Memo Emrah yirmi bir ya&#;&#;nda, bir kaza kur&#;unuyla kendisini öldürür.

Onüç Günün Mektuplar&#;

Gönderen: Cemal Süreya

Adres: Kimi zaman ev, kimi zaman kahvehane kö&#;esi; k&#;sacas&#; yaz&#; yazmaya uygun bulunan her yer

Al&#;c&#;: Zuhal Tekkanat

Adres: SSK Okmeydan&#; Hastanesi’ndeki yata&#;&#;

Zuhal Tekkanat ameliyat geçirir ve hastanede kalmas&#; zorunlu hale gelir. Bunun üzerine Ankara’da Maliye Tetkik Kurulu’nda görevli olan Süreya &#;stanbul’a gelir.  Temmuz tarihlerini kapsayan bu onüç günlük mektuplar, Süreya taraf&#;ndan o güzel el yaz&#;s&#;yla, e&#;ine moral vermek, onun &#;üphelerini ortadan kald&#;rmak, hayallerini, gündelik ya&#;am&#;n&#; anlatmak amac&#;yla yaz&#;l&#;r.

Kitab&#;n önsözünde Erdal Öz &#;öyle yazar: “Gündelik ya&#;am&#;n s&#;k&#;nt&#;lar&#; içinde, bir yandan ya&#;am kavgas&#; verirken, bir yandan da bütün boyutlar&#;yla &#;iiri ya&#;ayan dar gelirli devlet memurunun uzun bir a&#;k mektubu.” Geçim s&#;k&#;nt&#;lar&#; ya&#;amak Süreya’n&#;n kaderidir. Papirüs’ün giderlerini kar&#;&#;layamaz duruma geldi&#;inde tekrardan memuriyete dönen Süreya, y&#;l&#;nda da hâlâ tam olarak belini do&#;rultabilmi&#; de&#;ildir.

Lâkin bütün bu s&#;k&#;nt&#;lar içinde en çok de&#;indi&#;i, hasretini çekti&#;i &#;ey bir k&#;z çocuk. &#;smi de daha do&#;madan bellidir bu k&#;z çocu&#;unun: Elif Zeyno. &#;öyle dile getirir bu bitmek bilmeyen iste&#;ini de: “Elif diye bir k&#;z&#;m&#;z olsun. Romantik bir filmin gösterildi&#;i bir sinema dönü&#;ü olsun o da. Ya da bale dönü&#;ü.” Bu k&#;z çocu&#;u, &#;air için evlilikteki a&#;k&#;n bitmedi&#;inin göstergesi gibidir. Ailesinden kopuk ya&#;am&#;&#; bir insan olan Süreya’n&#;n hayalini, e&#;iyle ve çocuklar&#;yla güzel bir aile ortam&#; süsler ve bu aile hayat&#; içinde “köksüz”lü&#;ünü unutmak ister.

“Anam sürgünde öldü, babam sürgünde öldü. Memo’ya ve sana duydu&#;um sevgide bu ölümleri de, bu köksüzlükleri de de&#;erlendirmelisin. A&#;k&#;m&#;n tand&#;rdan yeni çekilmi&#; bir yufka gibi her dem s&#;cak ve taze oldu&#;unu anlamal&#;s&#;n. Yüksek ö&#;renim y&#;llar&#;mda Ba&#;kent sokaklar&#;nda ceplerimi ellerimle doldurarak yürürken ilerde bir kar&#;m olaca&#;&#;n&#;, çocuklar&#;m olaca&#;&#;n&#; dü&#;ünürdüm. Yüzsüz, bedensiz bir &#;eydi bu kad&#;n; bir gölge gibi dü&#;lerimin aras&#;ndan s&#;yr&#;l&#;r, geçer giderdi zaman zaman. Sensin o kad&#;n. O çocuklar Memo ile Elif.”

Bu mektuplar sevda sözleriyle donat&#;r “yüzü&#;ünden öptü&#;ü” kad&#;n&#;n etraf&#;n&#;. Endi&#;eleri, k&#;skançl&#;klar&#; yok edecek bir sürü söz sarf eder, umut verir. “Ak&#;amlar&#; eve döneyim, kap&#;y&#; sen aç…” olur iste&#;i. Ciddi bir ameliyattan ç&#;km&#;&#;, felç kalma ihtimali olan bir kad&#;n&#; hayata ba&#;lamak için kaleminden geleni ard&#;na koymaz Süreya. En güzel a&#;k sözlerini, a&#;k &#;iirlerini bu mektuplara saklar.

“Ve bir gün Türk dil kurumu gibi birle&#;memizin y&#;ldönümünü kutlayaca&#;&#;z. Mutlaka!” cümlelerini bar&#;nd&#;ran mektuplar, Türk Dil Kurumunun y&#;ldönümü nedeniyle üyelerine da&#;&#;tt&#;&#;&#; bloknot kâ&#;&#;tlar&#;na yaz&#;l&#;r. Her sayfan&#;n üstünde Türk Dil Kurumu’nun bas&#;l&#; ba&#;l&#;&#;&#; vard&#;r. Mektuplar&#;n özel, gizli olu&#;unun verdi&#;i çekicili&#;in ötesinde bir &#;ey daha var bu mektuplarda; düzyaz&#;daki üstünlü&#;ünü de kan&#;tlar gibidir Süreya. Her cümlesi, her kelimesi özenle seçilmi&#;, &#;iir gibi mektuplar kal&#;r on üç günün ard&#;ndan.

“Sevmek ne uzun kelime!”

               

Kaynakça:

  1. H&#;zlan, D. (Ed.) (). Cemal Süreya. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanl&#;&#;&#;.
  2. Duruel, N. (Haz.) (). A’dan Z’ye Cemal Süreya. &#;stanbul: Yap&#; Kredi Yay&#;nlar&#;
  3. Cengiz, M. (). Cemal Süreya, &#;kinci Yeni Bilincinin Kurucu Gücü. &#;stanbul: &#;iirden Yay&#;nc&#;l&#;k
  4. Süreya, C. (). Onüç Günün Mektuplar&#;. &#;stanbul: Yap&#; Kredi Yay&#;nlar&#;
  5. Süreya, C. (). Günler. &#;stanbul: Yap&#; Kredi Yay&#;nlar&#;
  6. Süreya, C. (). “Güvercin Cunatas&#;” Konu&#;malar, Soru&#;turma Yan&#;tlar&#;. &#;stanbul: Yap&#; Kredi Yay&#;nlar&#;
  7. Süreya, C. (). Sevda Sözleri. &#;stanbul: Yap&#; Kredi Yay&#;nlar&#;
  8. Akdamar, V., Tekkanat Z. (Haz.) Cemal Süreya 20 Ya&#;&#;nda. &#;stanbul: Artshop
  9. Erdost, M. &#;. () Üç &#;air. Ankara: Onur Yay&#;nlar&#;
  10. Perinçek, F., Duruel, N. (). Cemal Süreya &#;airin Hayat&#; &#;iire Dahil. &#;stanbul: Kaynak Yay&#;nlar&#;
  11. &#;lhan, N. (). Cemal Süreya (Hayat&#;, Edebî Fikirleri Ve &#;iiri). (Yay&#;mlanmam&#;&#; doktora tezi). Atatürk Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Türk Dili Ve Edebiyat&#; Anabilim Dal&#;, Erzurum.

“Hayat kısa/Kuşlar uçuyor”

Sevdanın en güzel sözlerini yazan büyük şair Cemal Süreya ölüm yılında şiirde çığır açan eserleriyle bu haftada çeşitli etkinliklerle anıldı.

Ben de bu haftaki sayfaı ölüm yıldönümünde  büyük şairin anısına, yaşamı, sevdayı ters yüz edebilen, eşsiz şiirlerine adadım. ÜVERCİNKA selamıyla.


Sürgünlük 6 yaşında

Cemal Süreya ’de o yıllarda Erzincan’a bağlı olan (şimdilerde Tunceli’ye bağlı) Pülümür ilçesinde doğdu. Kürt veya Zaza asıllı olduğuna dair görüşler vardır. Babası Hüseyin, annesi ise Gülbeyaz’dır. Çocukluğunun ilk yıllarını Erzincan şehrinde geçirdi. ’de Dersim İsyanı sonrasında ailesi Bilecik’e sürgün edildi. Bilecik’te ilkokula başladı ve İstanbul Beyoğlu’nda bitirdi. Haydarpaşa Lisesi’nden mezun olup Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü’nü bitirdi. Maliye Bakanlığı’nda müfettiş yardımcılığı ve müfettişlik, darphane müdürlüğü, Kültür Bakanlığı’nda Kültür Yayınları Danışma Kurulu Üyeliği, Orta Doğu İktisat Bankası Yönetim Kurulu Üyeliği ve 25 yılı aşkın Türk Dil Kurumu Üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Yayınevlerinde danışmanlık, ansiklopedilerde redaktörlük, çevirmenlik yaptı.

Ağustos ’tan itibaren yalnızca dört sayı çıkarabildiği Papirüs dergisini Haziran Mayıs arası 47, arası iki sayı daha çıkardı. Pazar Postası, Yeditepe, Oluşum, Türkiye Yazıları, Politika, Yeni Ulus, Aydınlık, Saçak, Yazko Somut, ’e doğru gibi yayın organlarında şiir ve yazılarını yayımladı.
İkinci yeni hareketinin önde gelen şair ve kuramcılarından sayılan Cemal Süreya’nın ilk şiiri “Şarkısı Beyaz” Mülkiye dergisinin 8 Ocak tarihli sayısında yayımlanmıştır. Geleneğe karşı olmasına rağmen geleneği şiirinde en güzel kullanan şairlerden birisiydi. Kendine özgü söyleyiş biçimi ve şaşırtıcı buluşlarıyla, zengin birikimi ile duyarlı, çarpıcı, yoğun, diri imgeleriyle ikinci yeni şiirinin en başarılı örneklerini vermiştir. Ölümünden sonra adına bir şiir ödülü kondu. ’de de Cemal Süreya arşivi yayımlandı.

Cemal Süreya 38 sürgününü bir şiirinde şöyle anlatıyordu:

Bizi kamyona doldurdular,

Tüfekli iki erin nezaretinde,

Sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular,

Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar,

Tarih öncesi köpekler havlıyordu.

Süreyya olan soyadını değiştirmesi Cemal Süreya’nın üvey kızı Gonca Uslu’nun aktardığına göre iddiaya girmeyi çok seven şair arkadaşıyla bir telefon numarası üzerine iddiaya girmiş, kaybederse soyadındaki “y” harfinden birini sildireceğini söylemiş. İddiayı kaybetmiş ve Süreyya olan soyadını Süreya olarak değiştirmiş. “Süreya” soyadı ilk kez yılında yayımlanan “Elma” şiirinde görüldü.

Cemal Süreya hakkında görüşler

Melih Cevdet Anday: “Şiiri bütün fazlalıklardan kurtarmak istiyor, uzun özgürlüğünden ne güzellikler doğabileceğini gösteriyor.”
Nurullah Ataç: “Cemal Süreya mıdır nedir,(…) bir şair çıkardınız başıma.”

Ceyhun Atuf Kansu: “Soylu duyarlığın şairi.”

Orhan Kahyaoğlu: “İnsan denen karmaşık varlığa bütün yüzleriyle kucak açan ilk şair Cemal Süreya’dır. Klasikleşmiş toplumcu gerçekçiliğin hiçbir zaman kavrayamadığı noktalardan biri de budur.”

Gülten Akın: “Bir geleneği, hazır bir durumu sürdürmekle kalmayıp ona yeni şeyler katabilmiş bir ozandır o. ‘Gülün ortasında ağlıyorum’. Anlamı kullanıyor, zorluyor. Duyarlığı işliyor. Kendini alayla bitiriyor. Anlam, anlamsızlığın önüne geçiyor.”

Tomris Uyar: “Şiiri çok iyi bilen, iyi yazmaktan korkan, mükemmellikten kaçan bir şair.”

Doğu Perinçek: “Şiirin Evliya Çelebisi’dir.”

 

Tomris Uyar: “Tanıdığı kaç kişi varsa, o kadar Cemal Süreya vardır. Hepsi değişik. Belki temel ögeleri aynı kalıyor: politikaya, edebiyata, espriye tutkusu, çalışkanlığı, dürüstlüğü… Çok değişken biri. O yüzden ben bir tane Süreya biyografisi düşünmem. Üç tane yazılabilir. Üç tane apayrı.”

 

Ülkü Tamer: “Tanrı bin birinci gece şiiri yarattı
Bin ikinci gece Cemal’i.
Bin üçüncü gece şiir okudu Tanrı
Başa döndü sonra,
Kadını yeniden yarattı.”

Can Yücel: “Aşk yok gayri memlekette / Cemal Süreya beri gideli”

Ahmed Arif: “Eros’tu kendi okuyla kendini vuran”

Aziz Nesin: “Jean Paul Sartre ve Cemal Süreya, dünyanın en küçük devletleri. İkisinde de bir devlet olabilecek kadar birikim var”

Turgut Uyar: “Cemal Süreya ölmüş diyorlar / ilahi Azrail!.. / Cemal Süreya ölür mü hiç!”

ÜVERCİNKA

Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
En uzun boynun bu senin dayanmaya ya da umudu kesmemeye
Laleli’den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil

Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
Yatakta yatmayı bildiğin kadar
Sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah, daha neler
Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
Bütün kara parçaları için
Afrika dahil

Senin bir havan var beni asıl saran o
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
Sabahları acıktığı için haklı
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
Birçok çiçek adları gibi güzel
En tanınmış kırmızılarla açan
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil

Birlikte mısralar düşünüyoruz ama iyi ama kötü
Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıyoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil

Burada senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
Padişah gibi cesaretti o, alımlı değme kadında yok
Aklıma kadeh tutuşların geliyor
Çiçek Pasajında akşamüstleri
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
Bütün kara parçalarında
Afrika hariç değil.

///////////////////////

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir