Menopoz dönemine girene kadar kadınların her aybaşı gördükleri adet dönemlerinde ibadet anlamında mükellef olunan ve olunmayan ibadetlerden oruç ve namazın kaza durumunu sizler için derledik. Adetli kadın namazlarını neden kaza etmez? Adetli kadınlar tutamadıkları oruçları sonradan tutmalı mı? Adetli kadınların özel halleriyle ilgili merak edilen sorunun cevabı
Dünya telaşesinden uzaklaşmak ve manevi dünyamıza dönmek istediğimiz Ramazan ayında yapacağımız ibadetlerin ecri katbekat verilir. Bu ayda Müslümanların yapmak zorunda olduğu farz ibadet oruç tutmaktır. Ancak sünnet olan ibadetlerin verdiği haz da hiçbir şey ile ölçülemez. Sadece on bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif’te kılacağımız teravih namazının verdiği manevi huzur, her gün yaptığımız sahur ve iftarlarla, Kur'an-ı Kerim tilavetleriyle, ve kıldığımız teheccüd namazı ile zirveye ulaşır. Peki, oruç nedir? Oruç, tan yerinin ağarmaya başlamasından güneş batıncaya kadar yemek yememek, hiçbir şey içmemek ve cinsel ilişkiden uzak durmaktır. Bazen kazaya bırakmak zorunda olduğumuz orucun birkaç nedeni vardır. Bunlardan birisi de kadınlara özel aybaşı olarak görülen bazı hallerdir.
İLİŞKİLİ HABERAdetli kadın hangi ibadetleri yapabilir? Adetliyken okunacak dualar ve zikirler
NEDEN MUAYYEN GÜNLERDE KADINLAR ORUÇLARINI KAZAYA BIRAKIR?
Kadınların özel halleri
Kadınlar her ay regl döneminde namaz ve oruçtan muaf tutulur. Hatta bu günlerde namaz kılmak veya oruç tutmak haramdır. Namaz kılmaz, oruç tutmazlar. Çünkü Hz. Peygamber bu durumdaki kadınların oruç tutmayacaklarını ve namaz kılmayacaklarını bildirmiştir (Buhârî, Hayz, 6). Bu konuda müçtehitler görüş birliği içindedirler. Hayız ve nifas hâllerinde kılınmayan namazlar daha sonra kaza edilmez; bu hâllerde tutulmayan Ramazan oruçları ise kaza edilir. Hz. Âişe (r.a.), hayız hâli sona eren kadının namazlarını kaza edip etmeyeceğini soran bir kadına “Resûlullah zamanında ay hâlinden çıktığımızda bize oruçları kaza etmemiz emredilir, namazları kaza etmemiz ise emredilmezdi.” (Müslim, Hayz, 69) cevabını vermiştir.
NEDEN ORUÇLARI KAZA EDERİZ?
Adetli kadınlar neden namazlarını kaza etmez
Hz. Aişe validemiz (ra) buyuruyor: Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (SAV) döneminde âdet gördüklerinde tutmadıkları oruçları kaza etmekle emrolunduklarını, kılmadıkları namazları ise kaza etmekle yükümlü tutulmadıklarını söylemiştir (Buhârî, Müslim). Yılda bir defalığına mahsus 30 gün boyunca tutulan Ramazan orucunun kazasının eda edilmesi gerekir. Fakat namazı her gün 5 vakit kılmamız gerektiği için kadınlara zorluk olmasın diye adet süresince kılınamayan namazların kazası gerekmemektedir. Bu da dinimizin bir kolaylığıdır.
Hadis-i şerif: "Kolaylaştırınız! Zorlaştırmayınız! Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz! Birbirinizle anlaşın, iyi geçinin, ihtilâfa düşmeyin!" Buharî,
İmsak vaktinden sonra âdet hali sona eren bir kadın, o gün hiçbir şey yiyip içmemiş olsa bile, oruç tutmuş sayılmaz.
Oruçlu iken hayız olan/âdet gören kadının orucu bozulmuş olduğundan yiyip içer. Şu kadar var ki, böyle bir kadın, yiyip içebileceği gibi edeben oruçlu gibi davranmaya devam etmesi uygun olur.
Ay hâli oruç tutmaya mânidir. Bu hâlde iken tutulan oruç geçerli olmaz. İlaç etkisi ile de olsa, akıntı olmadıkça ay hâli vuku bulmuş olmayacağından tutulan oruç geçerlidir. Ancak hayız kanı ile vücutta biriken zararlı maddeler dışarı atıldığından, vücudun sıhhati bakımından ay hâlini önlemek için ilaç kullanılması tavsiye edilmez.
Bazı kalp rahatsızlıklarında dilaltına konulan ilaç, doğrudan ağız dokusu tarafından emilip kana karışarak kalp krizini önlemektedir. Söz konusu ilaç, ağız içinde emilip yok olduğundan mideye bir şey ulaşmamaktadır. Bu itibarla, dilaltı hapı kullanmak orucu bozmaz.
Hastalık, Ramazan'da oruç tutmamayı mubah kılan özürlerdendir. Bir kimsenin oruç tuttuğu takdirde hastalanacağı, hasta ise hastalığının artacağı tıbben veya tecrübe ile sabit olursa oruç tutmayabilir. İyi olunca da yalnız yediği günler sayısınca kaza etmesi gerekir. Âyet-i Kerime' de ”Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde oruç tutar” buyrulmuştur (Bakara, 2/). Ömrü boyunca bu durumda hasta olan kişiler ise, her gün için bir fidye verirler. Yoksul ve muhtaç kişilerin fidye vermeleri de gerekmez. Zira dinimizde hiç kimse, gücünün üstünde bir sorumlulukla yükümlü tutulmamıştır.
sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunundaki amaçlar ile sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerezler kullanılmaktadır. Detaylı bilgi için çerez politikamızı inceleyebilirsiniz.