helikobakter ağız kokusu yaparmı / Mideden Gelen Ağız Kokusunun Sebepleri

Helikobakter Ağız Kokusu Yaparmı

helikobakter ağız kokusu yaparmı

Helikobakter Nedir? Helikobakter Tedavisi Nasıl Yapılır?

 

Sebebi bilinmeyen şiddetli karın ağrıları ve rahatsızlık veren hazımsızlığın sebebi helikobakter pilori olabilir. Peki, helikobakteri nedir?

Helicobacter Pylori Nedir?

Helikobakter pilori, midede yer edinip ülser ve gastrite neden olabilen bir mikroorganizmadır. Bu mikroorganizma, mide mukozası olan bölgelerde enfeksiyon yaratabilir ancak sindirim sistemini tümüyle etkilemez. Kendini bazı belirtilerle gösteren bu durum erken evrede tedavi edilmediğinde mide kanserinin oluşmasına bile sebebiyet verebilir. Türk toplumunun hemen hemen %50’sinde bulunan helikobakter pilorinin tedavisinde asit azaltıcı yerine antibiyotik ilaç kullanımı etkili.

Helikobakter Pilori Belirtileri

Genel helikobakteri belirtileri arasında bulantı, akut enfeksiyon ve karın ağrısı olan bu durum belirtilerini kronikleştirerek devam etmekte. İleri evrede kişide ağız kokusu da yaratan bu mikroorganizmanın temel bulguları arasında midede yanma ve ağrı, bulantı, karın ağrısı, kusma, yemek sonrası şişkinlik ve geğirme bulunur. Çoğu insanda herhangi bir midede mikrop belirtileri yaratmayan mikroorganizma midede yaşar ve kişide hiçbir sağlık sorunu da yaratmaz. Ancak nadir olarak gastrit, ağız kokusu, midede ekşime ve hazımsızlık gibi belirtiler yaratabilir. İleri aşamalarında mide ülserine neden olur.

Helikobakteri Nedenleri

Helikobakteri nedenleri henüz tam olarak bilinmese de genel olarak bakterilerin bulaştığı suyun içilmesi ve hijyen koşullarından uzak şartlarda pişirilmiş yiyeceklerin tüketilmesi ile geçtiği düşünülmekte.

Helikobakteri Tanısı

40 yaş üzeri olan ve şiddetli şikayetler yaşayan kişilerde tanı ilk olarak üst gastrointestinal sistem endoskopisi ve mide biyopsisi ile gerçekleştirilir. Bunun dışındaki hasta profili için de dışkıda antijen aranması ya da üre nefes testi ile tanılama gerçekleştirilir.

Helikobakteri Tedavisi

“Midedeki bakteri nasıl temizlenir?” diye merak edenler için bu soru şöyle yanıtlanabilir:

Mide koruyucusu ile birlikte 2 haftalık antibiyotik kullanımı hastaların %90’lık kısmında başarı elde edilmesini sağlar. Ancak mikroorganizmanın tamamen yok olup olmadığı da dışkıda antijen taraması ya da üre nefes testi ile tespit edilir. Mide ülseri olan kişilerde bu durumun kontrolü gastrointestinal sistem endoskopisiyle yapılır. Yetişkin hastalarda bulaşma oranının düşük olması nedeniyle hastada yeni bir şikayet olmaması durumunda ilerleyen yıllarda ek bir taramaya gerek duyulmaz. Peki, helikobakteri nasıl yok edilir? Antibiyotik direnci olan helikobakterinin tedavi süreci biraz zor ve uzundur. Bu nedenle helikobakter tedavisi bazı durumlarda üçlü antibiyotik kullanımı ile haftalar hatta 1 ay sürebilir.

Helikobakteri Kimlerde Görülür?

Zamanla mide kanserine sebebiyet veren helikobakteri, aile öyküsünde mide kanseri olan kişilerin mutlaka taramadan geçirilmesini gerekli kılar. Bunun yanı sıra kusma, midede yanma, bulantı, gaz ve şişkinlik, ağız kokusu olan kişilerde de görülebilir.

Helicobacter Pylori Bulaşıcı mı?

İlk 5 yaş grubu çocuklara anne ve babadan geçtiği düşünülen helikobakteri, genel olarak kalabalık ve hijyenden uzak ortamlarda görülür. Bu nedenle el, vücut ve yiyeceklerde gerekli hijyen koşullarının sağlanması önemlidir.

Helikobakteri Hangi Hastalıklara Yol Açar?

Bu mikroorganizma aşağıdaki hastalıklara yol açabilir:

  • Mide duvarının incelmesi
  • Gastrit
  • İntestinal metaplazi
  • Mide kanseri
  • Mide lenfoması
  • Midede ülser
  • Onikiparmak bağırsak ülseri

Helikobakteri Nasıl Önlenebilir?

helicobacter pylori tedavisi antibiyotik ile gerçekleşir. Ancak bu durumun yaşanmaması adına alınabilecek bazı önlemler bulunur. Bu önlemlerden ilki de hijyendir. Ellerin sabun ve suyla özellikle her yemek, yemek hazırlama öncesi ve tuvalet sonrası yıkanması önemlidir. Sebze ve meyveler de iyice yıkanmalıdır. Temiz ve güvenilir bir kaynaktan su içilmelidir. Bunun yanında helicobacter pylori yasak yiyecekler de dikkate alınmalıdır. Bu yiyecekler acılı baharatlar, portakal, kızartma, soğan ve çiğ domatestir. Kefir ve helikobakter tedavi sürecinde olmalıdır.

2 Yorum


16 Haziran tarihindeSoner Gün

Merhabalar benim bir ay önceki tahlilimde helikobakter pylori negatifken bugün yaptırdığım tahlilde pozitif çıktı. Şimdi bundan sonra beni ne bekliyor yaşım 28 nasıl bir süreçten geçeceğim geri dönüş yaparsanız mutlu olurum.

Büyük Anadolu Hastaneleri

22 Haziran tarihinde

Merhaba. Yalnızca helikobakter pilori pozitifliği üzerinden yorum yapmak doğru değildir. Endoskopi sonucuna göre tedavi uygulanması gerekir. Sağlıklı günler dileriz.


01 Haziran tarihindehakan öztürk

ben 14 günlük tedavi sürecimi tamamladım, her hangi bir ağrım sancım yok, bir ay sonra dışkı testi yaptıracağım, bu zaman içerisinde şu anda normal günlük yaşantıma geçebilir miyim? abartmamak kaydı ile aralıklı olarak küçük çaplı alkol alsam ciddi sıkıntı olur mu? bu konuda izlerden önemle geri dönüş alabilirsem çok mutlu olurum

Büyük Anadolu Hastaneleri

02 Haziran tarihinde

Hakan Bey, merhaba. Bu noktada mide ile ilgili endoskopi yaptırıp yaptırmadığınız oldukça önemli. Yorumu buna göre yapabiliriz. Ancak alkol genel olarak mide mukozasını etkilediğinden tavsiye edilmediğini de belirtmek isteriz. Sağlıklı günler dileriz.

Yorum Ekle

Ağız kokusu, şişkinlik ve kansızlığın nedeni bu olabilir

Yüksek yaşam standardı, yüksek eğitim düzeyi ve daha iyi sağlık koşullarına sahip olma enfeksiyon görülme sıklığının düşük olmasını sağlar. Sosyo-ekonomik yapının kötü olması, alt yapı ve kanalizasyonun kötü olması, yeterince hijyene uyulmaması bakterinin toplumda yüksek oranda görülmesine neden olur. Kalabalık yaşam ve sağlıksız yaşam koşulları da bakterinin sık görülme sebebidir.

HELİKOBAKTERİ NASIL VE NEREDEN BULAŞIYOR?

Helikobakteri; kirli sebze ve meyvelerin yenilmesi, gıdaların ve içme sularının temiz olmaması ile bulaşır. Bulaştığı gün hastalık yapmaz, en az 10 yıl sonra hastalık yapmaya başlar. Bakteri mide mukozasına yerleşir ve tedavi edilmezse uzun yıllar burada yaşar. Helikobakter mideye yerleşse bile herkeste hastalık yapmaz.

Birçok kişi kronik helikobakter enfeksiyonu geçirse de herhangi bir belirti göstermez. Bakteri, kişilerde de farklı mide hastalığına sebep olur. Bazılarında ülser, bazılarında gastrit, nadiren de mide kanserine neden olabilir. Muhtemelen kişinin genetik yapısı ve bakterinin de genetik yapısı bunda rol oynar.

HELİKOBAKTER PİLORİ TEDAVİ EDİLMEZSE NE OLUR?

Bakteri insanlarda, akut ve kronik gastrit, ülser hastalığı, midede lenfoma, atrofik gastrit, intestinal metaplazi ve mide kanserine neden olabilir. Yaklaşık yıl önce, mide ve oniki parmak bağırsak ülseri çok sık görülürken uygun helikobakter pilori tedavisi ile günümüzde artık ülser hastalığı çok azaldı.

Bakteri tedavi edilmezse ileriki yıllarda yüzde 1 oranında mide kanseri riski vardır. Bu risk sigara ve alkol içen, anne veya babasında mide kanseri olanlarda fazladır.

HELİKOBAKTER BELİRTİLERİ NELERDİR?

Bakteri ayrıca ağız kokusu, gaz, şişkinlik, bulantı, yemek sonrası dolgunluk hissi, geğirme ve demir eksiliği, ayrıca B12 vitamin eksikliğine bağlı kansızlıklara neden olur. Kansızlık vakalarında da helikobakter olup olmadığı araştırılmalıdır.

HELİKOBAKTER NASIL TEŞHİS EDİLİR?

Bakterinin teşhisi için endoskopi, üre nefes testi, gaita testi yapılır. Mide şikayeti olanlarda mutlaka tedavi önerilir. Bakteri var ve hiçbir şikayeti yoksa tedavi önerilmez.

HELİKOBAKTER NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Günümüzde uygun antibiyotikler ve mide koruyucular ile beraber kullanıldığında, helikobakter yok ediliyor ve tedavide büyük başarı sağlanıyor.

Ağız kokusu "bakteri" kaynaklı olabilir

TRABZON - MELTEM YILMAZ 

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Özgür, mideye yerleşen "helikobakter pilori" adı verilen bakterinin ağız kokusuna neden olduğunu söyledi.

Özgür, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ağız kokusunun sık rastlanılan önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirtti. Ağız kokusunun kişilerin sosyal faaliyetlerini de sınırladığını belirten Özgür, "Ağız kokusu kişide özgüven kaybına yol açabilmektedir. Yine eşler arasında uyumsuzluğa neden olabiliyor. Ülkemizde ve yurtdışında yapılan çalışmalarda, ağız kokusunun toplumda görülme sıklığı yüzde 30'a kadar çıkmaktadır" dedi.

Özgür, ağız içinden kaynaklanan kötü kokunun birçok nedeni olabileceğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ağız kokusu yapan hastalıklar ağız içi ve ağız dışı hastalıklar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Ağız içi nedenler arasında dil üzerinde biriken bakteriler, diş eti ve diş destek dokularının iltihabı ile diş çürükleri sayılabilir. Ağız kokusu ile gelen hastaların yüzde 90'ı kadarında ağız içerisinde bir hastalık ile karşılaşılmaktadır. Uzun süre devam eden kulak burun boğaz enfeksiyonlarını, sindirim sistemi ve tüm vücudu ilgilendiren hastalıkları da ağız kokusu yapan hastalıklardan sayabiliriz. Şeker hastalarında da ağızda aseton kokusu önemlidir."

Böbrek yetmezliği olan, üre ve sirozlu hastalarda da amonyak birikiminin ağız kokusunun önemli nedenleri arasında olduğunu vurgulayan Özgür, "Ağız kokusu yapan hastalıklar içerisinde midede yerleşen 'helikobakter pilori' adı verilen bakteri önemli bir yer tutmaktadır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda bu mikrobun sıklığı yüzde 80 dolayındadır. Ağız kokusuna yol açan diğer sindirim sistemi hastalıkları ise bağırsak parazitleri, sindirim sistemi kanamaları, reflü hastalığı, mide fıtığı, karaciğer yetmezliği, mide çıkışında tıkanma ve bazı emilim bozukları sayılabilir" diye konuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.

Türk toplumunun yüzde &#x;ının midesinde helikobakter pilori var

Bilim dünyası, yıllarca mide ve onikiparmak bağırsağı ülserinin nedeninin midedeki yüksek asit düzeyinden kaynaklandığını düşünüyordu. Bu, öylesine değişmez bir görüştü ki “No acid, no ulcer” (Asit yoksa ülser de yok) şeklinde bir kural geçerliydi. Ancak 80’li yıllarda Dr. Barry Marshall ve arkadaşları, ki bu sayede ’te Nobel Tıp Ödülü’nü aldılar, müthiş bir buluş yaparak; midede “helikobakter pilori” isimli bir mikroorganizmanın varlığını tespit etti. Bu mikroorganizma ülsere yol açıyordu. Asit azaltıcı yerine antibiyotik ilaç kullanmak ise hastalığın tedavi edilmesine yardımcı oluyordu. Ekibin, gastroenteroloji dünyasında yepyeni bir kapı açtığını belirten Acıbadem Ankara Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Değertekin, helikobakter pilorinin görülme sıklığına ilişkin şu bilgileri veriyor: “Bu mikroorganizma, özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerin önemli bir sorunu. Gelişmiş ülkelerde yüzde oranında görülürken, gelişmemiş ülkelerde toplumun yüzde 80’inin bu mikroorganizmayı taşıdığı biliniyor. Ülkemizde yapılan son çalışmalara göre, Türk toplumunun yüzde ’ının midesinde helikobakter pilori var.” Prof. Dr. Değertekin’den helikobakter piloriye ilişkin merak ettiklerimiz öğrendik.


Hangi belirtilerle kendini gösteriyor?

Sıklıkla herhangi bir semptoma neden olmuyor. Mide yanması ve ağrısı, göbek çevresi karın ağrısı, bulantı, kusma, gaz, şişkinlik, yemek sonrası dolgunluk hissi, geğirme ve ağız kokusu gibi sindirim sistemi semptomları hastalığın temel bulguları arasında yer alıyor.

Bulaşıcı bir mikroorganizma mı?

Çocuklarda özellikle ilk beş yaşta anne veya babadan geçtiği düşünülüyor. Ancak toplumun belli gruplarında sıkça görülmesi, hastalığın bulaşmasında hijyen ve sosyoekonomik düzeyin önemli olduğu fikrini ortaya koyuyor. Helikobakter pilori, temelde geniş ailelerde ve kalabalık yaşam koşullarında, kirli besin ve su tüketimi olanlarda, sağlık çalışanları gibi mide içeriğine maruz kalan popülasyonda diğer kişilere oranla daha sık görülüyor.

Kimler risk altında?

Mide kanserine neden olduğu için ailesinde mide kanseri öyküsü olanların şikayeti olmasa bile mutlaka taramadan geçmesi gerekiyor. Bunun dışında midede yanma ve ağrı, bulantı, kusma, gaz, şişkinlik, yemek sonrası dolgunluk hissi, geğirme, ağız kokusu gibi dispeptik yakınmalar helikobakter pilori ile ilişkili olabileceğinden tarama yaptırılması büyük önem taşıyor.

Nasıl tanı konuluyor?

Söz konusu şikayetleri olan hastaların zaman kaybetmeden bir gastroenteroloji uzmanına başvurması gerekiyor. Ayrıca; 40 yaş üzerinde olan, kilo kaybı yaşayan, anemi (kansızlık), yutma güçlüğü, sarılık, ağızdan veya makattan kanama, ailede mide kanseri öyküsü, tekrarlayan inatçı kusma varlığında hastaların öncelikle üst gastrointestinal sistem endoskopisiyle değerlendirip, mideden alınacak biyopsilerle bu mikroorganizmanın araştırılması önem taşıyor. Bunların dışındaki hastalarda ise endoskopik inceleme yerine üre nefes testi veya dışkıda helikobakter pilori antijeni aranması gibi girişimsel olmayan yöntemlere de başvurulabiliyor.

Herkes tedavi edilmeli mi?

Bu sorunun cevabı; kesinlikle hayır! Toplumun yarısının taşıdığı bir mikroorganzimayı ortadan kaldırmak hem maliyet açısından hem de tıbben gerekli değil. Özellikle antibiyotik kullanımının en aza indirilmesini önerdiğimiz bugünlerde her hastanın tedavi edilmesine kesinlikle gerek yok. Türk Gastroenteroloji Derneği ve dünyadaki çeşitli gastroenteroloji dernekleri, belli bir grup hastanın mutlaka tedavi edilmesini öneriyor. Bu grup; midesinde veya onikiparmak bağırsağında ülser, birinci derece akrabalarında mide kanseri öyküsü, mide ameliyatı geçiren ve mide lenfoması bulunanlardan oluşuyor. Nedeni belli olmayan demir veya B12 vitamini eksikliği, midede şişkinlik, erken doyma, gaz ve geğirti gibi midenin boşalması ile ilgili sorunu olanların yanı sıra uzun süre NSAİ olarak adlandırılan ağrı kesici kullanacak hastalarda helikobakter pilori varlığının araştırılması, sonuç pozitifse tedavi verilebileceği belirtiliyor.

 

Tedavisi nasıl yapılıyor?

Bir mide koruyucuyla beraber verilen iki haftalık antibiyotik tedavisiyle, hastalık yüzde oranında başarıyla tedavi edilebiliyor. Mikroorganizmanın ölüp ölmediği ise üre nefes testi, dışkıda antijen taraması gibi girişimsel olmayan yöntemlerle saptanabiliyor. Mide ülseri ve mide lenfoması olan bazı vakalarda helikobakter pilorinin kontrolünün üst gastrointestinal sistem endoskopisiyle yapılması gerekiyor. Erişkin hayatta bulaş oranının düşük olması, pratikte tedavi edilen vakaların yeniden enfekte olmayacağını düşündürüyor. Bu da hastanın şikayeti olmaması halinde, ilerleyen yıllarda yeniden tarama yaptırılmasını gereksiz kılıyor.

Helikobakter pilori hangi hastalıklara yol açıyor?

Temelde neden olduğu hastalıklar;

  • Gastrit, atrofi (mide duvarında incelme), intestinal metaplazi (kansere neden olabilecek hücresel değişiklikler),
  • Mide ülseri,
  • Onikiparmak bağırsağı ülseri,
  • Mide kanseri,
  • Mide lenfoması olarak sıralanıyor.

*Bu içeriğin geliştirilmesinde Tıbbi Direktörlük katkı sağlamıştır.
*Web sitemizdeki bilgiler kişileri tanı ve tedaviye yönlendirme amacı taşımaz. Tanı ve tedaviye yönelik tüm işlemlerinizi doktorunuza danışmadan uygulamayınız. İçeriklerde Acıbadem Sağlık Grubu'nun tedavi edici sağlık hizmetlerine yönelik bilgiler yer almamaktadır.

RANDEVU AL  

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir