herşeyi kafaya takıyorum / Her Şeyi Nasıl Kafaya Takmayız? | Avita Çalışan Destek Hizmetleri

Herşeyi Kafaya Takıyorum

herşeyi kafaya takıyorum

Her şeyi kafaya takmaktan nasıl kurtulurum?

Hayatın akışında sorunlarla karşılaşırız, onları çözeriz, hayatımız bir süre sakin bir şekilde devam eder sonra farklı bir yaşam sınavı çıkar karşımıza onun da üstesinden gelmeye çalışırız ve bu döngü böyle sürer gider. Sorunlar, çözülmesi gereken problemler, olumsuzluklar hayatımızın her alanında her zaman varlığını koruyacaktır. Aslında dertlendiğimiz bu durum hayatın normal akışıdır, kendimizi her zaman mucize hissedemeyiz ama hissetmek zorunda olduğumuza inandığımız için olaylara fazla anlam yükleriz ve zihnimizde çok fazla büyütürüz. İş arkadaşımızla yaşadığımızda başka bir konu düşünemez oluruz, alışverişte yaşadığımız olumsuzluk tüm günümüzü etkiler, her zaman gittiğimiz mekanda bize öncelik verilmemesine öfkelenir ve fazla kafaya takarız, bu listede böyle uzar gider. Kafaya takmak bizi kaygılandırarak sağlıklı düşünmemizi engeller, hassaslaştırır, haklı hissettirir, öfkelendirir ve insanlarla çatışmamıza zemin hazırlayarak daha gergin hissetmemize neden olur.

Yaşam biçiminizi değiştirerek rahatsızlık verici bu süreçten kendinizi kurtarabilirsiniz. Bu düşüncelerin sizi ele geçirmesine izin verir ve konu sınırlaması olmadan her şey üzerinde etraflıca düşünmeye, takmaya devam ederseniz yaşamınız olumsuz etkilenir ve çok yorulursunuz. Sürekli bir şeylerin olacağını, olmayacağını, neden öyle davranıldığını, olmuyorsa neden olmadığını düşünmek sağlığınızı olumsuz etkiler, size nefes aldırmaz. Kaygınız artar ve yaşamdan korkmaya başlarsınız, daha çok düşünür, zihnini daha çok yorarsınız. Ne olacak, nasıl olacak, ne diyecek, ya şöyle olursa, ya bunu derse, ya istediğim gibi gitmezse? Unutmayın ki geleceğin sorunları asla çözüme kavuşturulamaz. Sadece şuan vardır ve şuan içinde de öncelikleriniz belirleyici rol oynar.

DEĞERLERİNİZİ KEŞFEDEREK ÖNCELİKLERİNİZİ BELİRLEYİN

Sizden düşüncelerinize odaklanmanızı istiyorum. Zihninizden geçen düşüncelerden hangileri sizi yansıtıyor, hangileri size ait değil, hangileri daha önemli, hangileri sizi daha çok kaygılandırıyor, hangilerinin çözümü sizin elinizde ve hangilerinin çözümü sizin elinizde değil? Bu şekilde kategorilere ayırmak farkındalığınızı arttıracak ve öncelik sırası belirlemenizi sağlayarak yaşamınızı daha da kolaylaştıracaktır. Sizin elinizde olmayan durumları veya yönlendirme şansınızın bulunmadığı süreçleri fark etmeniz her şeyi daha net görmenizi sağlayacak ve bu konularda tekrar eden düşüncelerinizi frenleyerek hayatınızın akışına uyum sağlamanızı kolaylaştıracaktır.

Önem sırasını belirlemeniz için bakmanız gereken başka bir pencere de sahip olduğunuz değerleri tekrar gözden geçirmektir. ‘’En iyisini değil, seni en mutlu edeni seçmelisin’’ sözünden yola çıkarak, genellikle bizim için nelerin önemli olduğunu nelerin öncelik olduğunu fark etmeden, ayrımı yapmadan, en iyiye ve daha fazlasına sahip olmak için çabalıyoruz. Değerlerimizi, neyi sevdiğimizi ve istediğimizi görmezden gelerek bizi yansıtmayan durumların peşinden koşuyoruz ve aslında bizi yansıtmayan konulara da odaklanarak olur olmadık her şeyi kafaya takıyoruz.

Bir tebessümle geçiştirilebilecek, ufacık şeyleri kafanıza takmanız, hayatınızda sizin için anlam ifade eden, sizi heyecanlandıran daha önemli şeylerin olmadığı anlamına gelir. Sizin için anlam ifade eden ve sizi heyecanlandıran amaçlar edinmediğiniz takdirde mutlu olamaz ve hayatınız boyunca sadece ufak tefek konularla dertlenmeye devam edersiniz.

KABUL ETMENİN KEYFİNİ ÇIKARTIN

İlişkilerimiz başta olmak üzere hayatın her alanında değiştiremeyeceğimiz konular, davranışlar, durumlar ve insanlar vardır. Seçeneklerimiz; hayatımızdan çıkartmak veya onları oldukları gibi kabul etmektir. İnsanlar insanları, durumları kısaca hayatı zamanla kabullenir.  Bence büyümenin ve olgunlaşmanın başka bir ifadesi, kafamıza taktığımız konularda ve düşüncelerde seçici olmaktır.  Çünkü artık kendimizi tanıyoruzdur, önceliklerimiz ve amaçlarımız belirlidir ve değerlerimiz doğrultusunda hareket etmek rutinimiz olmuştur.

HAYATINIZDA DAHA AZINA ODAKLANIN

Daha mutlu, daha güzel, daha başarılı, daha popüler, daha zengin, daha çekici… Daha iyi bir yaşamın anahtarı daha fazlasına sahip olmak mıdır sizce? Arzu ettiğiniz mutlu yaşama daha fazlasını elde ettiğinizde ulaşacağınızı düşündüğünüz için daha fazlasına odaklandığınızda, daha çok çabalayarak süreçleri ve mevcut durumu daha çok kafanıza takarsınız.

Bir konunun değerlerinizi yansıttığını ve önceliğiniz olduğunu belirledikten sonra o konu hakkında ne kadar az düşünürseniz ne kadar az kafanıza takarsanız o durumun veya konunun istediğiniz gibi sonuçlanma ihtimali yükselir, bu durumu da her biriniz deneyimlemişsinizdir. Olduğu gibi kabul ettiğinizde ve akışa güvendiğinizde her şey istediğiniz gibi sonuçlanır.

KAFANIZA TAKTIĞINIZ DÜŞÜNCELERDEN KURTULMAK İÇİN

Önceliklerinizi belirlemediğiniz takdirde önemsiz konularla kendinizi tüketirsiniz bu sebeple kendinizi iyi tanıyın, size yansıtan değerleri  keşfedin. Sizin için önemli, anlamlı ve değerli konulara öncelik vererek zamanınızı ve enerjinizi harcama konusunda seçici olun.

Hayat bazen yolunda gitmez, işler karışır, yollar ayrılır, sıkıntı, üzüntü, başarısızlık yaşamın içinde hep vardır ve var olmaya da devam edecektir. Önemli olan bizim bu durumlar karşısında nasıl tepki verdiğimizdir. Kendinizi tanımanız, değerlerinizi keşfederek  önceliklerinizi belirlemeniz ve hayatınızda önemsediğiniz amaçlarınızın olması  her şeyi sorun etmenizin önüne geçerek sizi uykusuz gecelerden, takıntılı süreçlerinden kurtaracak ve hayatın üstesinden keyifle gelmenizi sağlayarak yaşam kalitenizi arttıracaktır.

İlişki Yaşam ve Yönetici Koşu Ayşen Tek

seafoodplus.info

İlişki Yaşam ve Y&#;netici Ko&#;u Ayşen Tek

İlişki Yaşam ve Y&#;netici Ko&#;u Ayşen Tek
[email protected]

herseyi kafama takıyorum , ilaç kullanmak ?

kızlar selam, herseyi o kadar kafama takıp herseye üzülüyorum ki resmen yaşama sevincim kalmadı hormonlarım bile etkileniyor , kendi ailemden tutun sarı çizmeli mehmet ağanın derdine kadar empati yapıyorum. parasızlık ekonomik kriz hastalık ve son olarak savaş beni çok yıprattı. zaten hep depresif bir insandım, şimdi iyice kötü oldum. spora gidiyorum ama attığım stres yetmiyor , ne yapmam lazım doktora gidip antidepresan mı istesem diyorum en azından düşünmem , boksa gitmeyi düşündüm ama eminim o da yetmez.

1. İlaç, terapi vs. İşe yaramasında sizin payınız daha fazla bence. Kendiniz iyi olacağınıza inanmanız lazım öncelikle. Ben de size benziyorum ama kafamı sürekli meşgul etmeye çalışıyorum. Kendi kendime olumlu şeylerden bahsediyorum. Geçecek bu günler de bitecek, sabırlı ol, gereksiz empatiye gerek yok, sen kendini düşünmezsen kimse seni düşünmez zaten gibi şeyler diyorum kendime. Sağlıklı olduktan sonra her şey mümkün diyorum. Biraz kafa yapısını değiştirmeye çalışmakla ilgili diye düşünüyorum süslüm.


2. Bende böyleyim bazı şeyler çok takıyorum özellikle insanların bana bişi demesi falan beni çok üzer genel olarak da ise gittiğim için her gün kafam dolu eğer evde otursam hayata çok geç kalmış olduğumu, evlenemedigimi asla da evlenemeyecegimi falan düşünüp herşeyi büyütüp kafayı yerim kesin.

Bir ara psikiyatri ye gittim ilaç vermişti majör sorunum bu değildi o dönem çok kaygılıydim da ama ilaç çok rahatlattı. Afedersiniz s*k*mden aşağı Kasımpaşa modundaydim


seafoodplus.info

Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre kafaya takmak “sürekli olarak o şeyi düşünmek” anlamına geliyor. Bense şöyle tanımlıyorum: “Çözüme ulaşmamış bir konunun sürekli olarak zihni meşgul etmesi.”

Konunun çözüme ulaşmamış olması tam da bizim kafaya takmamıza sebep olan kısım. Çözümsüz gibi görünen bir konuyu sürekli zihinde döndürüp durmak ve bundan dolayı mutsuzluğa, umutsuzluğa kapılmak sık karşılaşılan bir durum.

Öyleyse neler yapılabilir?


Eğer bu yazıyı okumak yerine konuyla ilgili videomu izlemek isterseniz Youtube &#;birada&#; kanalından izleyebilirsiniz.


Eğer uzun zamandır düşünüp durmanıza rağmen bir çözüm bulamadıysanız hemen başka bir şeyle ilgilenmeye başlayın. İlgi alanlarınıza vakit ayırın. Bir kitap okuyun. Bir film izleyin. Mümkünse 24 saatinizi bambaşka meşguliyetlerle doldurun. Kendinizi tam anlamıyla veremeseniz ve film izlerken bile aklınıza bu konu gelse de uğraştığınız işle uğraşmaya devam edin. Bazen çözüm hiç beklemediğiniz anda gelir. Zindan Adası filminde geçen bir replik vardı: &#;Arzu ettiğin şeyler, beklemekten vazgeçtiğin anda gerçekleşir. Bu; hayatın ‘sen bakarken soyunamıyorum’ deme şeklidir.&#;

Hayatınıza başka meşguliyetler koyduktan biraz zaman geçtikten sonra eğer gerekli olduğuna eminseniz bu niyetle oturup tekrar düşünün. Eğer bulunabilecek bir çözüm varsa arada bir uzaklaşıp tekrar dönmek iyi gelir. Ama bu noktada önemli olan ne zaman ve nerede düşüneceğinizi önceden belirlemek. Örneğin, kendinize diyebilirsiniz ki yarın öğle yemeğimi yedikten sonra 10 dakika süresince kendime bu konuyu düşünme izni veriyorum. Ve o an geldiğinde kronometrenizi kurun 10 dakikaya ulaşınca hayatınıza devam edin.

  • Çözüm bulabilecek diğer kaynakları veya kişileri bulmak:

Bazen de çözümü bulabilecek kişi siz değilsinizdir. Böyle durumlarda hangi kaynaklardan destek alabilirsiniz? Örneğin, topluluk önünde bir sunum yaptınız ve çok heyecanlandınız diyelim. Sunum teknikleri konusunda alabileceğiniz eğitimler, okuyabileceğiniz kitaplar ve izleyebileceğiniz videoları ilk etapta yeni kaynaklar olarak görebilirsiniz. Eğer çözüm bulmanıza yardımcı olacak bir kaynak olmadığına eminseniz o zaman bu sorunu kim çözebilir, onu bulmaya çalışın. Bu konuda bir uzmana danışabilir misiniz? Veya bir arkadaşınız ya da bir büyüğünüz sizin görmediğiniz bir noktayı görüp size de gösterebilir mi?

Bazen kafamızın içinde günlerce aynı şeyi düşünür dururuz. Eğer bir kağıt kalemle veya elektronik ortamda o düşünceleri yazıya dökebilirsek hem yazmanın rahatlatıcı etkisinden faydalanabiliriz hem de aklımızdan geçen düşünceleri gözle görülür hale getirdiğimizde çözüm bulmak kolaylaşır. Bazen de birisiyle olan ilişkimizdeki bir sorunu kafaya takıyoruzdur. O zaman o kişiye hitaben bir mektup yazıp, yazdıktan sonra silmek ya da kağıdı yakmak önceden tahmin etmeyeceğiniz kadar rahatlamanızı sağlayabilir.

  • Neyi kafaya takacağını iyi seçmek:

Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı kitabıyla ilgili yayınladığım videoda kitaptaki önerilerden uzun uzun bahsetmiştim. Onlardan bence en etkileyici olanı kafamıza neyi takıp neyi takmayacağımızı seçme iradesiydi. Kafanıza taktığınız bu şey kafaya takılmayı gerçekten hak ediyor mu? Sizin zamanınızı ve mutluluğunuzu çalmasına müsaade ediyorsunuz, peki buna değiyor mu? Buna karar verin. Eğer “evet değiyor.” diyorsanız artık bilirsiniz ki bu sizin kendi bilinçli seçiminiz.

Bu kafama taktığım şeyi 3 yıl sonra da dert ediyor olacak mıyım? Peki ya 10 yıl sonra? Bu sorulara cevap vermeye çalışın. Bazen çok geçici konuları dert ettiğimiz olur. 3 yıl sonra geriye dönüp baktığınızda belki bu halinize güleceksiniz. Belki de 10 yıl sonra bugünler hiç aklınıza bile gelmeyecek. Bugünün problemleriyle yarının problemleri çoğu zaman bambaşkadır.

  • En kötü senaryoyu düşünmek:

En kötü ihtimalle ne olur? Yaşadığım bu sorunun çözülmemesi durumunda örneğin 6 ay sonra ne gibi yeni durumlar oluşur? En kötü senaryoyu düşünmek en başta karamsarlık gibi görünse de çoğu zaman en kötü senaryonun bile dünyanın sonu anlamına gelmediğini fark ederiz. Diğer taraftan diyelim ki olabilecek en kötü senaryo gerçek oldu. O zaman ne yapmamız gerekir? B planınız olduğu durumlarda A planının işlememesi her zaman daha az can yakar.

  • Hayattaki güzelliklere odaklanmak:

Bazen olumsuzlukları kafaya taktığımızda sanki at gözlüğü takmış gibi sadece o an yaşadıklarımızı görürüz. Biraz daha efor harcayıp başımızı sağa sola çevirdiğimizdeyse güzel olan, aslında o kadar da kötü gitmeyen hatta iyi bile sayılabilecek diğer şeyleri görürüz. Bu tür durumlarda kafaya taktığınız konudan uzaklaşmak ve biraz da umut taşıyabilmek için en güzeli hayatınızdaki iyi giden konulara odaklanmanızdır. Bu yüzden sizi mutlu eden şeyleri düşünmek için bir disiplin geliştirebilirsiniz. Örneğin, her gece uyumadan önce o gün sizi mutlu eden 3 şeyi düşünmek gibi.

  • Geçmişe değil geleceğe odaklanmak:

Geçmiş geçmişte kalır. Olanları değiştiremeyiz ama bir sonraki adımımızı daha dikkatli atmak için dersler çıkarabiliriz. “Bir sonraki sefere aynı durumunu yaşamamak için neler yapabilirim?” sorusuna birkaç maddelik cevap verip bu maddeleri hayata geçirmek için ufak planlar yapabilirsiniz.

  • Değiştiremeyeceğimiz şeyleri hayatımızdan çıkaramıyorsak onları kabullenmek:

Bazen de dert ettiğimiz konu veya kişiler hayatımızdan çıkarmamız mümkün olmayan durum veya kişilerdir. Örneğin, işimiz ya da okulumuzdan dolayı yaşamak zorunda olduğumuz şehir veya aile üyelerimiz gibi. En azından kısa vadede bu gerçeklerle yaşamak zorunda olduğumuz durumlarda onların varlığını kabullenmek yapılabilecek tek şey olabilir. Kendimizden başka hiç kimsenin karakterini değiştiremeyiz. Ama o kişilerin sözlerini ya da hayata bakışlarını kendi açımızdan daha az değerli bir yerde konumlandırabiliriz.

Kafaya taktığımız şey kimi zaman bir arkadaşımızın bize söylediği bir şeydir bazen de uzun zamandır iş bulamamış olmaktır. Herkesin kafaya taktığı şey farklı olduğu gibi bir kişinin farklı dönemlerde kafaya taktığı şeyler de bambaşka olabilir. Herkesin derdi kendince büyüktür. Başkasının derdini kendimizinkiyle kıyaslamak bu konuda yapılabilecek en büyük hatalardan biridir. Şunu hiç unutmamalıyız ki yaşamak bir problem çözme sanatıdır. O problemler olmasa hayat hem çok sıkıcı ve monoton olurdu hem de bir önceki güne göre büyüdüğümüzü hissedemezdik.

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor

İlgili

Categories: Hayata Dair

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.