Gençlerin yetişmesi, eğitilmesi ve sosyal hayata adapte olmasında büyük yararları olan bu gezeklerin katı kuralları vardı Toplantıya geç kalınmaz, bir anlatım esnasında lafa karışılmaz, türkü çığrılmağa başlandığında sessizlik hakim olur, yer minderlerinde ve sedir denen cm yükseklikteki yerlerde rahatça oturulduğu için hemen ayaklar toplanır, diz çökülür ya da bağdaş kurulur, sigara içilmez. Bu kurallar çiğnendiğinde de Gezek Başı’nın uygun gördüğü ceza uygulanır. Kişi zengin ise uzak bir çeşmeden su getirmesi, fakir ise, iki tepsi baklava getirmesi istenir… Babam’dan dinlediğim bir anekdotu anlatmak istiyorum; yemek faslı başlar, tez canlı birisi dayanamaz baklavadan bir samsa atar ağzına. Bir de ne görsün! Tat yerine ağzında berbat bir şey hemen kaş göz işareti evin delikanlısı uzak bir çeşmeden su getirmesi bahanesiyle uzaklaştırılır, baklava yok edilir. Delikanlı geldiğinde de “çok güzel olmuş sana bırakmadık” derler. Toplantı sonu evin hanımı şerbet tenceresini dolu görünce iş işten geçmiştir artık. Eşinin de bu olaydan haberdar olmadığını anlar. Konukların bu zarif hareketi onu mahcup etmiştir. Hatasını düzeltmek için daveti hemen tekrarlamak ister. Sosyal ilişkilerde buna benzer daha nice güzel olaylar. İşte delikanlıların güngörmüşlüğü, yani hayat hakkında bir şeyler bildiği hele hele de askerliğini yapmış olması; genç kızların da “Kızlar İçin’de” yetişmeleri. Bu gezekler gençler üzerinde olumlu izler bırakması açısından çok önemlidir.
Bu toplantılarda bulunmak gençler için adeta bir referans sayılır. “CUMA DEBLEĞİ“ çalmış diye de iltifat görürlerdi… Derken askerlik gelip çatıyor. Babam üç tellisini kendi tabiri ile koltuğunun altına sıkıştırdığı gibi askerlik şubesine gidiyor, yapılı bir delikanlı olması nedeniyle topçu sınıfına seçen komutan koltuğunun altındaki şişliği sorunca babam bağlamayı gösteriyor. “Sen aynı zamanda bando’da da görevlisin” diyor komutan. Böylece Hisarlı daha sonra Kütahya Belediye bandosunda da görev alacağı Klarnet’ i ve nota okumayı askerde öğreniyor.
The tradition of office in Anadolu has evolved after the 15th century. Since its existence, this tradition has been tried to be based on a Nazarian theory with many different approaches, and therefore various interpretations and analysis methods have been revealed. One of these methods of analysis is the approach of the edges. The Azgi core approach is a method of analysis that fully examines the formation of the Azgi and has the power to investigate the official tradition without being under the influence of any Nazari direction. In this study, the work "Kunam Ezdiler in the Golden Tas" collected from Hisarlı Ahmet within the approach of the ezgi nuclei has been analyzed from the authority point of view. In the data obtained in this study, the example work has been shown to be in touch with the foundations of the official tradition, the relationship of local exhaust production with the ancient official culture and the information about local similarities/differences.
“Nasıl seslendirdi(ler)?”
“Nasıl seslendirilmeli(ydi)?”
Bu dört soru, Uluslararası Hisarlı Ahmet Sempozyumu’nun belki de en basit izahı. Sempozyum, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümünde, kapılarını iddialı bir temayla açıyor: Müzik Performansının Kuramsal Art Alanı.
Bilim ve sanat çevrelerinde giderek daha sık kullanılan bir kavram, art alan. Çocuk edebiyatının sosyo-kültürel art alanı ya da Haydarpaşa Garı art alanı tasarımı örneklerinde olduğu gibi. Kanımızca, art alana dair en dikkate değer tanımlama şu: “Bir sözün ya da yazının anlaşılabilmesi için önceden edinilmesi gereken bilgilerin, yaşantıların ve kanıların oluşturduğu zihinsel bütünlük”.
Yakın zamana kadar müzik tarihine ilişkin olarak sunulan tüm materyal, odağına besteciyi ve eseri aldı. Peki ya yorumcu? Müziği salt bir yazı olarak düşünmek, onun anlamını “nota içine gömülü” olarak görmek demek değil mi? İşte, müzik performansı, bu anlamı yeniden üretmemizi sağlayan yegâne şey.
Bu alana yönelik ilk kuramsal çalışmalar, Yüzyıl’da sesin kayıt altına alınmasıyla birlikte doğdu. Bu sayede, o güne dek hep besteci ya da teorisyen tarafından tasarlanan müzikal etki, salt bir tahmin olmaktan öteye geçti; güvenilir işitsel kayıtlar bir “dönüm noktası” oldu. ’lere gelindiğinde ise, “bir performans olarak müzik” felsefesini hararetle savunan öncü kuramcılar sayesinde, müzik teorilerinin bir alt disiplini hâline geldi: Performans Analizi.
Müzikte performans, kaçınılmaz olarak şu olguyu beraberinde getiriyor: Yorum. Elbette, bir esere dair biricik ya da farklı seslendirişlerin her birini, kabaca “yorum” olarak tanımlamak mümkün. Ancak, müzik performansının kuramsal art alanı, - yorumun sadece kendisini değil -, yorumu etkileyebilecek tüm süreçlerin irdelenmesini kapsıyor.
Haziran ’te, kalitatif bir bilgi şöleninde bir araya gelmek dileğiyle
Tam metinlerin son gönderim tarihi 16 Ağustos 'dür. Word formatta gönderilecek tam metin örnek şablonunu buradan indirebilirsiniz.
Sempozyum fotolarına buradan ulaşabilirsiniz. Katılan ve destekleyen herkese teşekkür ederiz.
Hisarlı Ahmet Sempozyumu, Baksı Kültür Sanat Vakfı ödülüne layık görüldü. Ayrıntılar için tıklayınız.
Uluslararası Hisarlı Ahmet Sempozyumu bilgilendirme ziyaretleri yapıldı. Ayrıntılar için tıklayınız.
()-->seafoodplus.info Hisarlı Gençlik Seminerleri bu yıl yine 19 Mayıs'ta. Ayrıntılar için tıklayınız.
()-->Sempozyumumuz HİBRİT olarak (Çevrimiçi + Yüzyüze) gerçekleştirilecektir
()--> Yoğun talep üzerine Özet Gönderim son tarihi 23 Nisan'a kadar uzatılmıştır.
()-->Bu yılki Sempozyum'da Kütahya Güzel Sanatlar Derneği bir 'Karma Sergi' düzenliyor. Ayrıntılar için tıklayınız.
()--> Sempozyum () Tam Metin Kitabı yayımlanmıştır. İndirmek için tıklayınız.
()--> Sempozyuma bildirinizle katılmak için ana menüdeki Özet Gönderim butonuna tıklayarak formu eksiksiz doldurup gönderebilirsiniz.
()--> Sempozyum statik web sayfasına 'Sempozyum>Geçmiş Sempozyumlar' üst menüsünden veya buradan ulaşabilirsiniz.
arrow_upward