Hissedilen Sıcaklık, termometrenin ölçtüğü hava sıcaklığından farklı olarak, insan vücudunun hissettiği, algıladığı sıcaklıktır.
Bu sıcaklık, çevre, giysilerin ısı direnci, vücut yapısı ve kişisel durumdan olduğu kadar, termometre sıcaklığı, nispi nem, rüzgâr ve radyasyon gibi dört meteorolojik faktörden etkilendiği için sübjektif bir kavramdır. Dolayısı ile sıcaklığı algılama ve hissetme kişiden kişiye değişiklik gösterir.
Özellikle kış aylarında hava sıcaklığının sıfırın altına düştüğü durumlarda kuvvetli rüzgâr ile birlikte hissedilen sıcaklık, ölçülen sıcaklıktan daha düşük olmaktadır. Bu durum hava sıcaklığının olduğundan daha soğuk hissedilmesine yol açmaktadır. Bu sıcaklığa “üşütme sıcaklığı” da denilmektedir.
Yaygın olarak kullanılan “gölgede sıcaklık” tanımı, dış ortam şartlarından (direkt güneş ışığı, rüzgâr, yağış vb.) arındırılmış bir ortamda ölçülen sıcaklık değeridir. Meteorolojik amaçlı sıcaklık ölçümleri bu şekilde yapılmaktadır.
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü verileri ve çeşitli kaynaklardan derlenen bilgiye göre, yüksek nisbi nem, sıcaklığın etkisini önemli ölçüde artırıyor. Gölgede olmak koşulu ile 30 derece sıcaklık, nisbi nem yüzde 40 olursa 29, yüzde olduğunda ise 44 derece olarak hissediliyor.
(seafoodplus.info)
Yaz artık iyicene geldi. Ailenizin hava durumcusu Hava Delisinin yeni hizmeti, her 15 dakikada bir güncellenen hissedilen sıcaklıklar haritası. Türkiyede bir ilk (ve hala tek) Buradan aktarmasız ulaşabilirsiniz. Sağ sütunda da Hava Takip Portalı bağlantısını kullanabilirsiniz.
Şimdi efendim, hissedilen sıcaklık (heat index ya da humidex) ne demek? Aslına bakarsanız, hiçbir şey demek değil. Fizikte sıcaklık sıcaklıktır, biz zavallı ölümlülerin hislerinin filan bunun üzerinde hiçbir etkisi olamaz. Fakat mesele şu: Vücudunuzdan dışarı doğru gerçekleşen ısı kaybı, havanın sıcaklıktan başka özelliklerinden de (mesela, ve en önemlisi, nem oranı) etkilenmektedir. Daha ayrıntılı izah edelim.
Hava sıcaklığının vücut sıcaklığımızdan düşük olduğu durumlarda, ısı enerjisi her zaman sıcaktan soğuğa doğru akacağı için, bedenimiz doğrudan ısı kaybeder, bu sanırım açık. Bir de malumunuz, terliyoruz, ve bu ter tenimizde bir süre ikamet ettikten sonra buharlaşıyor. Buharlaşan su, buharlaşmak için gereken ısıyı onu çevreleyen maddelerden alacağı için, bu yolla ısı da kaybediyoruz. Bu iki yolla fazla ısı enerjimizden kurtulamazsak Maazallah Allah gecinden versin.
Neyse. Terinizin sizden ısı kopararak buharlaşıp havaya karışabilmesi ve bu yolla size ferahlık verebilmesi için havadaki nem oranının de makul seviyede olması gerekiyor. Çünkü madde de, aynı enerji gibi, çok olduğu yerden az olduğu yere doğru gitmeye çalışır. Nasıl ki ısı enerjisi, hava soğukken bedeninizi çok daha kolay terkedebiliyorsa, teriniz de (yani, su) hava daha az nemliyken o kadar kolay buhar olacaktır. İşte yazın havadaki nem oranı yüksekken bunalmanızın sebebi budur. İstanbul 30 derecedir, ama nem oranı yüzde 70e çıkarsa o lanet olası ter bir türlü buhar olamaz. Buharlaşmadığı için sizden ısı da alamaz. Ananızı ağlatır. Yapış yapış, tam da budur. Ter bezleriniz vücudunuzu soğutabilmek uğruna çaresizce için ter üretmeye devam edecektir, bu yüzden bol su içmeyi sürdürmelisiniz, o ayrı. Bu esnada Diyarbakır ise 40 derecedir, fakat nem yüzde 8dir. Gölgeye geçtiniz mi pek sorun kalmaz. Teriniz hemen buharlaşır, bünyenize ferahlık verir.
Hissedilen sıcaklık, insan vücudunun hava sıcak ve nemliyken ne kadar ısı kaybedebileceği konusunda bir fikir veren, uydurma bir terimdir. Bir, bunaltıcılık ölçüsüdür. Ama ölçülmez, sadece hesaplanır. Öte yandan, işe yarar. Hissedilen sıcaklık değerine bakarsanız, hem sıcaklığı hem de nem oranını kontrol etmenize gerek kalmaz. Hissedilen sıcaklık yüksekse, havanın ölçülen, gerçek sıcaklığı çok yüksek olmasa da ısı kaybederek serinlemenizin zor olduğu anlamı çıkar.
Öte yandan, şunu unutmayın ki hava sıcaklığı ölçümü her zaman gölgede yapılır ve nemle hissedilen sıcaklık her zaman sadece gölgeler için hesaplanır. Güneş ışınları, hiçbir koşul veya durumda hava sıcaklığı ölçümünde ya da hissedilen sıcaklık hesabında kullanılmaz. Eğer termometreyi güneşin altına koyarsanız, havanın sıcaklığını değil, güneş ışınlarının sıcaklığını ölçmüş olursunuz.
Dünyada bugüne kadar ölçülen en yüksek hissedilen sıcaklık değeri, 8 Temmuz tarihinde, Suudi Arabistanın Zahran kentinde kaydedilmiştir: 78 santigrat derece! Evet doğru okudunuz, yetmiş sekiz yazdım. Zahran, Arabistanda olduğu yetmezmiş gibi, bir de İran Körfezi kıyısında bulunmaktadır. Yani hem korkunç sıcak, hem de nemli. 8 Temmuz günü öğlen saat 1de Zahranda hava sıcaklığı 42 dereceye çıkmış, nem oranı ise yüzde 68 olmuştur. Bunun sonuçları ölümcüldür.
Kanadalılar sıcaklıkta bizim gibi Celcius ölçeğini kullandıkları için, ben de değerleri hesaplarken Environment Canadanın humidex formülünü kullandım. Bu formüle göre, derece ve altındaki sıcaklıklar için hissedilen sıcaklık değeri ölçülen sıcaklık değeri ile aynı oluyor. (Aşağıdaki tabloda öyle değil gerçi ama öteki değerleri görün diye koyuyorum)
Isı kaybınız bol olsun.
BeğenYükleniyor