Günlük hayatın içerisinde, televizyon programlarında, basılı ve dijital dergi, gazetelerde karşılaşılan kelimelerin TDK sözlüğündeki karşılığı merak ediliyor. Hüzün ne demek ve ne anlama gelir? Hüzün kelimesinin anlamı ile birlikte kökeni ve doğru yazılışı ile örnek cümlelere buradan ulaşabilirsiniz. İşte uzun yıllardır dilimizde olan ve günlük hayatta sıklıkla karşımıza çıkan hüzün kelimesi ne demek, TDK’ya göre anlamı, hüzün kelimesinin kaç anlamı var kökeni ne sorularının cevabı…
HÜZÜN NE DEMEK? TDK'YE GÖRE HÜZÜN ANLAMI
Hüzün kelimesi günlük hayatta sıklıkla kullanılan kelimelerden bir tanesidir.
Hüzün kelimesi Arapça kökenlidir.
Hüzün kelimesinin TDK sözlüğündeki anlamı şu şekildedir:
- Gönül üzgünlüğü, gam, keder, sıkıntı
HÜZÜN KELİMESİ CÜMLE İÇERİSİNDE KULLANIMI
- Morgun parlak mermer duvarlarında dağılan gölgemin hüzün verici bir görüntüsü var.
HÜZÜN KELİMESİ KULLANILAN ATASÖZÜ VE DEYİMLER
- hüzne kapılmak
- hüzün çökmek
- hüzün duymak
Kelime Kökeni : Arapa
Hzn kelimesi baş harfi h son harfi n olan bir seafoodplus.infoşında h sonunda n olan kelimenin birinci harfi h , ikinci harfi , nc harfi z , drdnc harfi , beşinci harfi n . Başı h sonu n olan 5 harfli kelime.
HÜZÜN
NÜ, ÜN
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
gam
(I) is. Tasa, kaygı, üzüntü: "Bana derler gam yükünü sen götür / Benim yük götürür dermanım mı var?" -Karacaoğlan.
gam
(II) is. müz. Sekiz notanın kalın sesten inceye veya inceden kalına gitmek üzere sıralanmış dizisi: "Sonra, titrek titrek, ilk gamlarını sıraladığı piyanoyu hatırlıyor, do, re, mi, fa, sol" -A. İlhan.
keder
is. Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ızdırap, tasa: "Ya hasta yahut bir kederi var." -H. E. Adıvar.
sıkıntı
is. 1. İşsizlik, tekdüzelik, bezginlik vb. sebeplerden doğan ruhsal yorgunluk, cefa, eziyet: "İçinin sıkıntısını mümkün mertebe gizlemeye çalışarak, dereden tepeden konuşarak oyalandı." -P. Safa. 2. Bir bozukluğun, karışıklığın sebep olduğu etkili ve sürekli yorgunluk, mihnet: "Sıkıntı ve ızdırapla sağa sola döndüm." -A. Gündüz. 3. Yokluk ve parasızlığın yol açtığı geçim darlığı: "İhtiyarın bir para sıkıntısı içinde olduğunu o söylemeden ben keşfetmiştim." -S. F. Abasıyanık. 4. Bulunmama durumu: "Yüklü servetini cömertçe harcamaması nedeniyle piyasada para sıkıntısı baş gösterdi." -İ. O. Anar. 5. mec. Sorun, mesele, sendrom, problem: "Atatürk öldüğü zaman Türkiye'nin ufak tefek sıkıntılar dışında hiçbir büyük problemi yoktu." -B. Felek.