hz isa göğe yükselmesi / ÎSÂ - TDV İslâm Ansiklopedisi

Hz Isa Göğe Yükselmesi

hz isa göğe yükselmesi

Bugün İsa’nın Göğe Yükselişi Günü

Halk takviminde İsa’nın Göğe Yükselişi Günü Spasovden olarak adlandırılıyor ve genelde Paskalya Yortusundan 40. ve her zaman Perşembe gününe denk gelir.

Bulgar halk geneleği inançlarına göre, ölülerin ruhları Paskalya öncesi Perşembe günü yeryüzüne iner, Spasovden gününde ise tekrar geri döner. Bundan dolayı da İsa’nın Göğe Yükselişi Günü’nden sonrası gelen Cumartesi, ölenlerin anıldığı üç günden biri –Çereşova Zaduşnitsa günüdür.

Bugün sağlık, bereket, hasatın kuraklıktan ve doludan korunmasıyla ilgili bir dizi ritüel yerine getiriliyor.

Radomir yakınlarındaki Sveti Spas Manastırı yakınlarındaki mevkiide Spasovden Şenliği, 1936 yılı. Foto: Pernik Devlet Arşivi
İsa’nın Göğe Yükselişi Günü’nde - insana zarar verebilecek, ama aynı zamanda da tedavisi olmayan hastalıklardan şifanın bulmasını sağlayan mitolojik yaratıklar olan dağ perilerinin geldiğine inanılıyor.

Bugün dağ perileri, tarlalar üzerine “çiylerini” serpecekleri “Rusalska nedelya” (Peri Pazarı) gününe hazırlıklarına başlıyor ve Spasovden gecesi topladıkları (Bulgarcası rosen, roksosan veya selim olan çok yıllık bitkinin ismidir, latincesi Dictamnus albus) Gazel otu çiçeğiyle süslendiklerine inanılıyor.

Bugün de bazı bölgelerde insanlar, şafak sökmeden sağlık için sabah çiyinde tekerlenmeye devam ediyorlar.

Spasovden (İsa’nın Miracı) arifesinde herkes gidip Gazel otu, Diptam, Girit otu toplamaya gider. Eğer bitkinin tam bu sırada toplanırsa, her derde deva getirdiğine inanılır. Yani hasta ve çocuksız ailelere yardım eder. Aynı zamanda da şafak vakti, çiğli otlar üzerinde tekerlenmek çok faydalıdır. Spasovden (Yükseliş Günü) öncesi bütün haftanın bayram haftası olduğu kabul edilir ve ekmeğe, berekete adanmıştır. Muhakkak renkli çörekler hazırlanır- yani farklı süsler olmalı üzerinde. Burada süsler tamamen ev kadının becerisine bağlıdır. Günlük hayatından kaşık, öreke gibi resmler yapılır. Bugün Spasovden, Fırıncılar ve Tatlıcılar Günü olarak kutlanır...

Spasovden, Spas, Spaska, Spasimira, Sotir ismine sahi p olanlar isim gününü kutluyor.

Çeviri: Şevkiye Çakır

Fotoğraflar: Arşiv, Pernik Devlet Arşivi

Sual: Hazret-i İsa öldürüldü mü yoksagöğe mi kaldırıldı?
CEVAP
İsa aleyhisselam öldürülmedi, göğe kaldırıldı. Allahü teâlâ, Nuh aleyhisselamı tufandan, İbrahim aleyhisselamı ateşten kurtardığı gibi, İsa aleyhisselamı da, yahudilerin elinden kurtarmış, Hazret-i İsa’ya ihanet ederek bulunduğu yeri haber veren, yahudi casusu bir münafığı, Hazret-i İsa’ya benzeterek onu öldürtmüştür. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Yahudiler, İsa’yı öldürmek için, tuzak kurdular; Allah da onların tuzaklarını bozdu. Allah, tuzak kuranların, hilekârlığa karşı ceza verenlerin, en güçlüsü, en hayırlısıdır.) [Al-i İmran 54]

(Allah buyurmuştu ki: Ey İsa, seni nezdime yükselteceğim) [Al-i İmran 55]

(Allah’ın resulü Meryem oğlu İsa’yı öldürdük dedikleri için yahudileri lanetledik. Onlar İsa’yı öldürmediler, asmadılar da. Öldürülen, kendilerine İsa gibi gösterildi.) [Nisa 157]

(Doğrusu Allah onu [İsa aleyhisselamı] kendi nezdine kaldırmıştır.) [Nisa 158]

Sual: İsa aleyhisselamın öldüğü Al-i imran suresinin 55. âyetinde yazmıyor mu?
CEVAP
Ziyaulkulub
(Cevap veremedi) kitabında diyor ki:
Al-i imran suresinin 55.âyetinde mealen buyuruldu ki:
([Hatırla ki] Allah, İsa’ya muhakkak ben seni yerden [en mükemmel şekilde] alıp, meleklerin makamına yükselteceğim [dedi])

Bu lafız sıfattır, Müteveffike yani seni öldüreceğim manasına değildir.
[El-müncid lügat kitabında teveffa kelimesine Hakkını tam olarak almak manası verilmiştir. Bu, şanına layık olanı vermek demektir. Öldürmek manasında mecazen kullanılmaktadır.]

Yani bu âyet-i kerimenin meali, (Ben seni öldürürüm ve yükseltirim) demek değil, (Ben senin şanına layık olanı yaparım, meleklerin makamına yükseltirim) demektir.

Allahü teâlâ dilerse yükseltir. Allahü teâlâ, İsa aleyhisselamı yükseltmeyi dilemiş ve yükseltmiştir. Yahudiler tarafından öldürülmesini dilememiş ve çarmıha başkasını gerdirmiş, Onu öldürtmemiştir. Bunun için, bazı tefsir âlimleri teveffi kelimesine almak manasını verip, Yahudilerin katlinden hıfz etmek için, yerden seni kâmilen alır kabz ederim meali ile tevil etmişlerdir.


Sual: Polonyalı Yahudi dönmesi M. Esed’in, internetteki şu suallerine bir cevap verir misiniz?
1- İsa'nın tekrar dünyaya gelmesi, Kur’an ile çelişmiyor mu? Son peygamber olan Muhammed'den sonra İsa gelemez. Eğer gelirse son peygamber İsa olmaz mı? Eğer İsa peygamber olarak gelmeyecek denirse, o zaman da İsa’nın peygamberliği inkâr edilmiş olmaz mı?
CEVAP
Bir Müslüman, İsa veya Muhammed diye konuşmaz. Aleyhisselam der veya en azından hazret kelimesini kullanır. Bu ifadeler dönmemiş olduğunu, yani Yahudiliğe devam ettiğini göstermez mi? Hazret-i İsa son peygamber olarak değil, son peygamber Muhammed aleyhisselamın dinine hizmet etmek üzere peygamber olarak gelecektir. Bir peygamber, başka peygamberin dinini yayabilir. Mesela Harun aleyhisselam, Musa aleyhisselamın dinini, Yahya aleyhisselam Hazret-i İsa’nın dinini yaymak üzere peygamber olarak gönderilmiştir.

Sual:2- İsa gelince Kur’anı inkâr etmeyeceğine göre, kendisinin peygamber olduğunu bildiren âyetlere de inanacaktır. Bu durumda Muhammed'in son peygamber oluşunu inkâr etmiş olmaz mı?
CEVAP
Hâşâ Hazret-i İsa, kendisinin peygamber olduğunu niye inkâr edecek ki? (Ben Allah’ın peygamberi İsa’yım, son peygamber Muhammed aleyhisselamın dinine hizmet etmek üzere Allahü teâlâ beni göndermiştir) diyecektir.

Sual:3- Hadis kitaplarınızın iddia ettiği gibi İsa dünyaya tekrar gelse, kendisinin peygamber olduğuna dair Kur'an âyetlerine inanacak mı?
CEVAP
Hadis kitaplarınız diyorsunuz, hadis kitapları sizin değil mi? Allah’ı kabul eden Resulünün sözlerini kabul etmez mi? Senin gerçekten dönme olmadığın anlaşılmaktadır. Hâşâ Hazret-i İsa, Kur’an âyetlerine niye inanmasın ki? Onları yaymak için gelecektir.

Sual:4- İsa peygamber dünyaya tekrar gelse, Muhammed, son peygamber unvanını koruyabilir mi?
CEVAP
Daha da kuvvetlenir. Son peygamber Muhammed aleyhisselamın dinini yaymak üzere geldim demesi, İslamiyet’e hizmet etmesi, kendisine, annesine ve yüce Allah’a yapılan iftiralara bizzat cevap vermesi, Kur’an-ı kerimin doğruluğunun teyit edilmesine sebep olur.

Sual:5- İsa geldiğinde bazı haramları helal edeceğine dair hadislere ne diyorsunuz?
CEVAP
Öyle bir hadis yoktur. İslamiyet’le hükmedecektir. Dinimizdeki dört delilden ikincisi olan hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(Allah’a yemin ederim ki, Meryem’in oğlu İsa, âdil bir hakem olarak aranıza inecek, haçı kıracak, domuzu öldürecek, cizyeyi kaldıracak, İslam’dan başka şeyi kabul etmeyecektir. Mal o kadar çok olacak ki, kimse dönüp de bakmayacaktır.) [Buhari]

(İsa, âdil bir hakem olarak indiği zaman kin, nefret ve haset kalkacaktır.) [Müslim]

(Deccal çıkınca, İsa gelecek, Deccalı helak edecek, bundan sonra iki kişi arasında düşmanlık olmayacaktır.) [Müslim]

(Eshab-ı Kehf, Mehdi’nin yardımcıları olacak ve İsa bunun zamanında gökten inecektir. İsa Deccal ile harb ederken, Mehdi, onunla beraber olacaktır. Bunun hükümdarlığı zamanında, her zamankinin aksine olarak ve hesapların tersine olarak, Ramazan-ı şerifin 14. günü güneş ve ilk gecesinde ay tutulacaktır.) [İ. Süyuti]

[Açıklama: Hadis-i şeriflerde geçen, Domuzu öldürecek demek, domuz avına çıkacak demek değildir. "Domuz eti yemeyi yasaklayacak" demektir. Haçı kıracak, yani Hristiyanlığı kaldıracaktır. Başka bir hadis-i şerifte (Mizmarları kıracak) buyurulmuştur. Yani her çeşit çalgıyı yasak edecektir.]

Sual: İsa aleyhisselam nebi mi resul mü?
CEVAP
İsa aleyhisselam hem resul hem nebi idi. Zaten kitap gönderilen resuller aynı zamanda nebidir. Peygamber efendimiz de hem resul hem nebidir.

İsa aleyhisselam ölmedi!..
Sual: Hazret-i İsa’nın ölmeyip, göğe kaldırıldığına inanıldığı gibi, öldüğüne inananlar da vardır. Eğer ölmedi ise, tekrar dünyaya indirilip her canlı gibi, O da ölümü tadacak mıdır?
Cevap:
İsa aleyhisselam, Ulül-azm peygamberlerdendir. Allahü teâlâ, Onu babasız yarattı. Annesi hazret-i Meryem’dir. Otuz yaşında Peygamber olduğu bildirildi. Otuzüç yaşında, diri olarak göğe kaldırıldığı, bütün kitaplarda yazılıdır. İsa aleyhisselam ölmedi. Yahudiler, kendisini öldürmek istedikleri zaman, Allahü teâlâ onu diri olarak göğe kaldırdı. Kur'ân-ı kerimde bu husus beyan edilmiştir. Nisâ suresinin 156-158. âyetlerinde mealen;
(Bir de, Yahudilerin İsa’yı inkârları ve Meryem’e büyük iftirada bulunmaları ve Allahın Resulü Meryem oğlu İsa’yı öldürdük demeleri sebebi ile kendilerini lanetledik, rahmetimizden kovduk. Halbuki onlar İsa’yı öldürmediler ve haça da germediler. Fakat kendilerine bir benzetme yapıldı. [Yehuda, İsa aleyhisselamın şekline sokuldu ve onu astılar.] Bu hususta, kendileri de ihtilafa düşüp, şüphe içindedirler. Onların bu hususta, bir bilgileri de yoktur. Ancak, kuru bir zan peşindedirler. Onlar hakikaten İsa’yı öldürmemişlerdir. Allah, Onu kendi katına yükseltti. Allah azizdir, hükmünde hikmet sahibidir) buyurulmuştur.

İsa aleyhisselam, kıyamete yakın bir zamanda gökten Şam'a inecek ve Muhammed aleyhisselamın dinine tabi olacaktır. Kendisine az kimse inandı. Kıyamet yaklaşınca Şam’da, Ümeyye Camii'nin minaresine inecek, evlenecek, çocukları olacak, hazret-i Mehdi ile buluşacak, kırk sene yaşayıp, Medine’de vefat edip, Peygamber efendimizin yanına defnedilecektir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Eshab-ı Kehf, hazret-i Mehdi'nin yardımcıları olacaktır ve İsa aleyhisselam bunun zamanında gökten inecektir. İsa aleyhisselam, Deccal ile harp ederken, hazret-i Mehdi, onunla beraber olacaktır. Bunun hükümdarlığı zamanında, her zamankinin aksine olarak ve hesapların tersine olarak, Ramazan-ı şerifin ondördüncü günü güneş tutulacak ve birinci gecesinde ay tutulacaktır.)

Muhammed Pârisâ hazretleri Füsûl-i sitte kitabında buyuruyor ki:
“İsa aleyhisselam gökten inip, imam-ı a’zam Ebu Hanife mezhebine uygun ictihad edecek, onun helal dediğine helal diyecek, haram dediğine haram diyecektir.”

kaynağı değiştir]

Katolik Litürjisinde, İsa’nın Göğe Yükselişi Bayramı’nın anlamı hem İsa'nın dönüşünü hem de Hristiyan cemaatindeki kalıcı varlığını vurgular. İsa'nın cennete yükselişi, hem insanların hem de İsa'nın yüceltilmesi olarak görülür.

Kaynakça[değiştir

Nisâ Sûresi 156-158. Ayet Tefsiri




Nisâ Sûresi Hakkında

Nisâ sûresi Medine’de nâzil olmuştur, 176 âyettir. İsmini, birinci âyette geçen ve “kadınlar” mânasına gelen اَلنِّسَاءُ (Nisâ) kelimesinden alır. Ayrıca bu kelime sûre boyunca sıkça tekrar edilmektedir. Mushaf tertîbine göre 4, nüzûl sırasına göre 98. sûredir. Kur’ân-ı Kerîm’in 114 sûresi içinde اَلرِّجَالُ (ricâl) yani “Erkekler” ismini taşıyan bir sûre olmayıp, “Nisâ” ismiyle anılan bir sûrenin olması ve sûrede daha çok kadınlarla alakalı konuların ele alınması, İslâm’ın kadına verdiği değer açısından dikkat çekicidir. Daha önce hep ikinci planda tutulmuş ve hakları yenmiş kadınları onurlandırmanın ve onları İslâm toplumu içinde layık oldukları yere oturtmanın açık bir işaretidir. 

Nisâ Sûresi Konusu

Sûrede öncelikle toplumun temeli olan ailenin istikrarı için gereken tavsiye ve direktifler verilir. Bu açıdan bilhassa nikah ve mirasla alakalı hükümler açıklanır. Kadından ve kadınların toplum içindeki yerinden bahsedilir. Kadınlarla erkeklerin aynı asıldan geldiklerine vurgu yapılarak, akrabalık haklarına riayet emredilir. Emanetin ehline verilmesinin ve adâletin lüzumu hatırlatılır. Ayrıca vakit namazı, korku namazı, namaz için gerekli taharet ve teyemmüm gibi konulara temas edilerek insanların sağlam ve sıhhatli bir kulluk şuuru oluşturmalarında önemli hususlara yer verilir. Mü’minler kendilerini savunmaya teşvik edilir. Bununla birlikte onlara İslâm’ı tebliğ etmenin ehemmiyeti de öğretilir. Hicretin hükmü açıklanır. Mü’minlerle “münafıklar, yahudiler ve müşrikler” arasındaki münâsebetlere ait hükümler getirilir. Yahudilerin bazı yanlış inanç, tutum ve davranışları tenkit ve tashih edilir. Her şeyin ötesinde en çok müslüman fert ve toplumu kuvvetlendirme ve sağlam bir birlik oluşturma gayesiyle, müslüman şahsiyetinin ve ahlâkî karakterinin mükemmel, yüksek ve güçlü olması yönünde telkinler yapılır.

İbn Abbas (r.a.) şöyle der:

Nisâ suresinde bulunan sekiz âyet, bu ümmet için güneşin üzerine doğduğu ve battığı şeylerin hepsinden hayırlıdır:

Allah, haramları ve helâlleri size apaçık bildirerek yolunuzu aydınlatmak istiyor …” (Nisâ 4/26)

Allah sizi günahlardan, yanlış yollara gitmekten koruyup affına ve rahmetine yöneltmek diliyor.…” (Nisâ 4/27)

Allah sizin yükünüzü hafifletip dinî hayatı yaşanılır kılmak istiyor. …” (Nisâ 4/28)

 “Siz eğer yasaklanan büyük günahlardan sakınırsanız, biz sizin küçük günahlarınızı örteriz…” (Nisâ 4/31)

Allah zerre kadar bile olsa kimseye zulmetmez.” (Nisâ 4/40)

 “Allah, kendisine şirk koşulmasını kesinlikle bağışlamaz. Bunun altındaki günahları ise dilediği kimse için affeder…” (Nisâ 4/48)

 “Kim bir kötülük yapar veya nefsine zulmeder de sonra Allah’tan bağışlanma dilerse, şüphesiz Allah’ı çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici olarak bulur.” (Nisâ 4/110)

“Eğer siz şükredip inanırsanız Allah size ne diye azap etsin.” (Nisâ 4/147) (İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’ân, I, 448)

Nisâ sûresi, içerisinde hukukî ve ahlâkî hükümlerin en çok bulunduğu sûrelerden birisidir. Kulların bütün bu ağır hükümlerin üstesinden gelebilmeleri için sûreye takvâdan ve Allah’ın her şeyi görüp bildiğinden söz edilerek başlanmaktadır.

Nisâ Sûresi Nuzül Sebebi

         Mushaftaki sıralamada dördüncü, iniş sırasına göre doksan ikinci sûredir. Mümtehine sûresinden sonra, Zil âl’den önce inmiştir. Bakara, Enfâl, Âl-i İmrân, Ahzâb ve Mümtehine sûreleri Medine’de Nisâ’dan önce nâzil olmuştur. Sûrenin, hicretten sonra 5 veya 6. yılda, Müreysî Gazvesi’nde dinî hükümler ve uygulamalar arasına girdiği bilinen teyemmüm âyetini ihtiva etmesi ağırlıklı olarak bu yıllarda indiğini düşündürmektedir. Buhârî’de yer alan (“Ferâiz”, 14) Nisâ sûresinin 176. âyetinin Kur’an’ın son âyeti olduğu yönündeki rivayet dikkate alındığında, başka bazı sûreler gibi bunun da nüzûlünün geniş bir sürede tamamlandığı söylenebilir.  Sûrenin hicret günlerinde veya Mekke’de nâzil olduğunu ifade eden rivayetler zayıf bulunmuştur. “Ey insanlar!” hitabıyla başlayan sûrelerin Mekke’de vahyedildiği yönündeki kabulden hareketle ileri sürülen son iddiaya şöyle karşı çıkılmıştır: Medine’de geldiği bilinen birçok âyette benzer hitaplar bulunmaktadır ve Medine’de “ey insanlar!” denildiğinde bununla yalnızca Medineliler kastedilmez; dolayısıyla bu hitap Mekke’de inişin işareti değildir (İbn Âşûr, IV, 212).

Nisâ Sûresi Fazileti

İbn Abbas (r.a.) şöyle der:

Nisâ suresinde bulunan sekiz âyet, bu ümmet için güneşin üzerine doğduğu ve battığı şeylerin hepsinden hayırlıdır:

Allah, haramları ve helâlleri size apaçık bildirerek yolunuzu aydınlatmak istiyor …” (Nisâ 4/26)

Allah sizi günahlardan, yanlış yollara gitmekten koruyup affına ve rahmetine yöneltmek diliyor.…” (Nisâ 4/27)

Allah sizin yükünüzü hafifletip dinî hayatı yaşanılır kılmak istiyor. …” (Nisâ 4/28)

 “Siz eğer yasaklanan büyük günahlardan sakınırsanız, biz sizin küçük günahlarınızı örteriz…” (Nisâ 4/31)

Allah zerre kadar bile olsa kimseye zulmetmez.” (Nisâ 4/40)

 “Allah, kendisine şirk koşulmasını kesinlikle bağışlamaz. Bunun altındaki günahları ise dilediği kimse için affeder…” (Nisâ 4/48)

 “Kim bir kötülük yapar veya nefsine zulmeder de sonra Allah’tan bağışlanma dilerse, şüphesiz Allah’ı çok bağışlayıcı ve çok merhamet edici olarak bulur.” (Nisâ 4/110)

“Eğer siz şükredip inanırsanız Allah size ne diye azap etsin.” (Nisâ 4/147) (İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’ân, I, 448)

وَبِكُفْرِهِمْ وَقَوْلِهِمْ عَلٰى مَرْيَمَ بُهْتَانًا عَظ۪يمًاۙ ﴿١٥٦﴾

وَقَوْلِهِمْ اِنَّا قَتَلْنَا الْمَس۪يحَ ع۪يسَى ابْنَ مَرْيَمَ رَسُولَ اللّٰهِۚ وَمَا قَتَلُوهُ وَمَا صَلَبُوهُ وَلٰكِنْ شُبِّهَ لَهُمْۜ وَاِنَّ الَّذ۪ينَ اخْتَلَفُوا ف۪يهِ لَف۪ي شَكٍّ مِنْهُۜ مَا لَهُمْ بِه۪ مِنْ عِلْمٍ اِلَّا اتِّبَاعَ الظَّنِّۚ وَمَا قَتَلُوهُ يَق۪ينًاۙ ﴿١٥٧﴾

بَلْ رَفَعَهُ اللّٰهُ اِلَيْهِۜ وَكَانَ اللّٰهُ عَز۪يزًا حَك۪يمًا ﴿١٥٨﴾

Karşılaştır 156: Bu lânet ve mühürleme, küfürde ısrarla devamları ve babasız çocuk doğurması sebebiyle Meryem’e büyük bir iftira atmaları yüzündendir.

Karşılaştır 157: Bir de: “Biz, Allah’ın Rasûlü Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük” demeleri yüzünden. Oysa onlar İsa Mesih’i ne öldürebildiler ne de çarmıha gerebildiler. Öldürdükleri başkası idi, fakat onlara İsa gibi gösterildi. Şüphesiz ki İsa hakkında anlaşmazlığa düşenler, onun öldürülmesi hususunda da şüphe içindedirler. Bu konuda zanna tâbi olmaktan başka hiçbir bilgileri yoktur. Kesin olan şu ki, onu öldüremediler:

Karşılaştır 158: Bilakis Allah onu kendi katına yükseltti. Allah, kudreti dâimâ üstün gelen, her işi ve hükmü hikmetli ve sağlam olandır.

TEFSİR:

Sözkonusu edilen sebepler şunlardır:

  Allah’ın emirlerini yapıp yasaklarından kaçınacaklarına dair verdikleri sözü bozmaları,

  Allah’ın âyetlerini, ilâhî hükümleri haber veren açık delillerini ve peygamberler eliyle gösterdiği mûcizelerini inkâr etmeleri,

  Peygamberleri haksız yere öldürmeleri,

  “Kalbimiz perdelidir, ne söylense tesir etmez, dolayısıyla yapılan telkinlerin hiç biri kulağımıza girmez”  veya “kalbimiz ilim kaplarıdır, ilimle doludur, yeni bir bilgiye, yeni bir peygamberin davetine ihtiyacımız yok” demeleri,

  Allah’ın, bir erkek aracılığı olmaksızın çocuk yaratabilecek kudrette olduğuna inanmadıklarından dolayı Hz. Meryem hakkında zina ettiğine dair büyük bir iftirada bulunmaları,

  “Biz, Allah’ın Rasûlü Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük” demeleridir.[1]

Demek ki onlar, peygamber olduğunu bildikleri Hz. İsa’yı öldürmeyi istemişler ve buna azmetmişlerdi. Fakat onu ne öldürebildiler, ne de çarmıha gerip asabildiler. Zira o dönemde idamlar çarmıha germek suretiyle yapılır, mahkumlar çarmıhta bir müddet kaldıktan sonra kemikleri, özellikle de omurga kemikleri kırılıp omiriliği çıkarılarak öldürülürdü. Ancak Hz. İsa’nın yerini haber veren ihbarcı ona benzetilmiş ve çarmıha gerilerek o katledilmiştir. Hz. İsa’yı ise Allah Teâlâ, yahudilerin elinden kurtarmış, akıl yoluyla mâhiyetini tam olarak bilemeyeceğimiz bir yolla kendine, kendi katına yükseltmiştir. Fakat meselenin nasıl vuku bulduğu ve ayrıntıları konusunda bir açıklama yapılmamıştır. Ne Allah’ın onu bedeniyle birlikte yeryüzünden gökteki bir yere yükselttiği, ne de onun diğer insanlar gibi ölüp ruhunun göğe yükseltildiği belirtilmemiştir. Mesele o kadar kapalı bir dille anlatılmıştır ki, bu hadise hakkında, onun olağanüstü ve mûcizevi olduğunu söylemekten başka bir değerlendirme yapmak imkânsız gibidir.  Evet Hz. İsa Allah’a yükseltilmiştir; kıyamete yakın tekrar dünyaya gelecek ve Peygamber Efendimiz’in izinde İslâm’ın tebliğini yapacaktır. Hadîs-i şerîfte buyrulur:

“Hz. İsa, üzerinde kızıl toprak renginde iki elbise olduğu hâlde iner; haçı kırar, domuzu öldürür, cizyeyi kaldırır, in­sanları İslâm’a çağırır. Allah, onun zamanında İslâm hâriç bütün dinleri ortadan kaldırır. Yeryüzüne emniyet gelir. Bunun bereketiyle arslanlar develerle otlar. Çocuklar, yılanlarla oynar.” (İbn Mâce, Fiten 33/4077)

Bir başka hadîs-i şerîf de şöyledir:

“Nefsim kudret elinde olan Allah’a yemîn ederim ki, Meryem oğlu İsa’nın, İslâm şerîati ile hükmedecek adâletli bir hâkim olarak aranıza ineceği, haçları kırıp, domuzları öldüreceği, Ehl-i kitâptan cizyeyi kaldıracağı (yâni Ehl-i kitâbın da müslüman olup yahudilik ve hıristiyanlığın kalkacağı) vakit yakındır. O zaman mal öylesine artar ki, kimse onu kabul etmez; tek bir secde, dünya ve içindekilerin tamâmından daha hayırlı olur.”  Bu hadîs-i şerîfi rivayet eden Ebû Hüreyre (r.a.) rivayetinin sonunda der ki: “Dilerseniz şu âyeti okuyun: « Ehl-i kitaptan her biri ölümünden önce ona mutlaka iman edecek; o da kıyamet günü onlar aleyhinde şâhit olacaktır.» (Nisâ 4/159)” (Buhârî, Büyû 102, Enbiyâ 49; Müslim, İman 242)

Âyette bahsedilen İsa hakkında anlaşmazlığa düşenler”den maksat hıristiyanlardır. Onların Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesi konusunda ortak bir inançları yoktur. Bir inanca göre çarmıha gerilen kişi Hz. İsa değil, ona çok benzeyen bir adamdı. Başka bir görüşe göre, çarmıha gerilen kişi Hz. İsa idi, fakat çarmıhta ölmemişti ve çarmıhtan indirildiğinde yaşıyordu. Bazıları da Hz. İsa’nın çarmıhta öldüğüne, daha sonra tekrar dirilip havarileriyle birçok kez buluşup, konuştuğuna inanırlar. Bir kısmı ondan Kutsal Ruh’un çıkarıldığını söylerler. Bazıları da Hz. İsa’nın ölümünden sonra, insan vücudu içinde dirildiğini ve bu vücut içinde yükseltildiğini söyler. Tüm bunlar, hıristiyanların bu konuda gerçek bir bilgiye sahip olmadıklarını, farklı görüşlerini sadece tahminlere dayandırdıklarını ve bir şüphe içinde bulunduklarını gösterir.

Sonuç olarak:

[1] “Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ey muhâcirler topluluğu! Beş haslet vardır ki, size ulaşıp da onlarla imtihan olunmanızdan Allah’a sığınırım. 1. Bir toplumda fuhuş çoğalır ve alenen işlenirse orada vebâ, salgın hastalıklar ve mûsibetler önceden görülmemiş bir şekilde artar, çığ gibi büyür. 2.  Ölçü ve tartıyı eksik tutarlarsa onlar yıllarca süren bir yokluğa, rızık darlığına mâruz kalırlar ve idarecileri onlara haksızlık eder. 3. Eğer mallarının zekâtını vermezlerse orada kuraklık hüküm sürer. Hayvanlar olmasa yağmur bile yağmaz. 4. Allah’a ve Rasûlü’ne verdikleri ahdi bozarlarsa Allah onlara kendilerinden olmayan bir düşman Mûsâllat eder de, o düşman ellerindekinin bir kısmını alır. 5. Liderleri Allah’ın kitabıyla hükmetmez ve başkalarını Allah’ın indirdiklerine tercih ederlerse Allah onların cezalarını kendi içlerinde kılar.” (İbn Mâce, Fiten 22/4019; Ali el-Müttaki, Kenzu’l-Ummâl, XVI, 80)

 

Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri

Nisâ Sûresi Ayetler:

1 2 3 4 5 6 7 8 9 - 10 11 - 12 13 - 14 15 16 17 - 18 19 20 - 21 22 23 - 24 25 26 27 28 29 - 30 31 32 33 34 35 36 37 38 - 40 41 - 42 43 44 - 45 46 47 48 49 50 51 - 53 54 - 55 56 - 57 58 59 60 - 61 62 - 63 64 65 66 - 68 69 - 70 71 72 - 73 74 75 76 77 78 - 79 80 - 81 82 83 84 85 86 87 88 - 89 90 91 92 93 94 95 - 96 97 98 - 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 - 112 113 114 115 116 117 118 - 121 122 123 124 125 - 126 127 128 129 - 130 131 - 134 135 136 137 - 139 140 141 142 - 143 144 145 - 146 147 148 149 150 - 151 152 153 154 155 156 - 158 159 160 - 161 162 163 164 - 165 166 167 - 169 170 171 172 - 173 174 175 176


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/06/nas-suresinin-fazileti-191872-m.jpg
Nas Suresinin Fazileti

Nâs sûresi Mekke’de inmiştir. 6 âyettir. Kur’ân-ı Kerîm bu sûre ile sona ermektedir. İsmini, 4. âyet hâriç, âyetlerinin sonlarında tekrarlanan ve “ins ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2018/04/hafızayı_güclendiren_1-702x336.jpg
Dilek ile İlgili Ayetler

Dilek kelimesi sözlükte, “olması istenen şey, istek, arzu, talep, ricâ, temenni” anlamlarına gelir. Kur’an-ı Kerim’de istek, dilemek, temenni vs. hak ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2019/05/felak-suresi-118220-m.jpg
Felak Suresi Okunuşu ve Anlamı

Felâk suresi, Medine döneminde nüzul olmuştur. Felâk suresi, 5 âyettir. Felâk, “sabah aydınlığı” demektir. FELAK SURESİ ARAPÇA Felak Suresi Arapça ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/06/felak-suresinin-fazileti-191847-m.jpg
Felak Suresinin Fazileti

Felak sûresi Mekke’de inmiştir. 5 âyettir. İsmini birinci âyetin sonundaki “yarmak, aydınlık, sabah” mânalarına gelen اَلْفَلَقُ (felak) kelimesinden ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2023/06/devlet-yonetimi-ile-ilgili-ayetler-191864-m.jpg
Devlet Yönetimi ile İlgili Ayetler

Devlet kelimesi sözlükte, “belli bir toprakta veya toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun olu ...


Copyright © 2019 Kuran ve Meali. Hiçbir ticari kaygısı yoktur.

kuranvemali.com altında yayınlanan içeriklerin tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi içeriklerin tamamı izinsiz kullanılamaz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir