hz peygamberin kedisinin adı / Peygamber Efendimizin kedisi var mıydı? | Sorularla İslamiyet

Hz Peygamberin Kedisinin Adı

hz peygamberin kedisinin adı

İslam'da özel bir hayvan: Kedi

İslamiyet'te kediler "temizlik" ile simgelenmiştir ve saygın bir yer edinmişlerdir. Devamı

İslamiyet'te kediler "temizlik" ile simgelenmiştir ve saygın bir yer edinmişlerdir. Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in bir kedi dostu olması Müslümanlar için bir övünç kaynağıdır. İşte kedilerin Müslümanlar'ın hayatındaki yerine dair bilgiler.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav), Uhud seferinde, ordunun önüne yavrularını emziren bir kedi çıkınca, kedinin başına ezilmemesi için bir nöbetçi dikip koca bir orduyu o kedinin etrafından dolaştırmış. Ve seferden döndüğünde o nöbetçiden kediyi istemiş ve sahiplenerek adını Müezza koymuş. Siyah beyaz bir Habeş kedisiymiş Müezza. Ağzının içinde üst damağında lekeleri varmış. Bu sık rastlanmayan damağında leke olan kedilerin Müezza'nın soyundan geldiği kabul edilir.

Müezza, muhtemelen bir sokak kedisiydi ve Mekke'nin sıcak kavurucu çöl sokaklarından Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)'in ilgisi ile kurtulmuştu.

Efendimiz Hz. Muhammed (sav) kedisi Müezza'yı o kadar çok severmiş ki, Müezza bir gün sedirde oturan Peygamberimizin (sav)'in giysisinin ucunda uyuya kalmış.  Uyuyan bu güzelliğe kıyamayan Peygamber Efendimiz (sav), Müezza'yı uyandırmaktansa giysisinin ucunu usulca keserek kalkmayı tercih etmiş.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav), kedisi Müezza içtikten sonra kapta kalan su ile abdest alacakken Sahabe-i Kiram Ebu Nuaym "Ya Resul o sudan kedi içti" deyince, Resulullah (sav)"Onlar en temiz ağıza sahiptirler" buyurmuş ve abdest almıştır. (Hadisi Nakleden Peygamberimizin (sav) eşi Hz. Aişe validemiz.)

Daha sonra da sahabeden Kâb kızı Kebşe (ra) isimli bir hanım şöyle anlatıyor:

Eshab-ı kiramdan kayınpederim Ebu Katade'nin (ra) abdest alması için bir kaba su koymuştum. Kedi gelip bu kaptan su içiverince Ebu Katâde(ra) biraz daha su içmesi için, kabı kedinin önüne uzattı.

Benim kendisine hayretle baktığımı görünce,

"Niye hayret ettin ey kardeşimin kızı, Resulullah Efendimiz (sav), "Kedi pis değildir, etrafınızda (evinizde) serbest dolaşsın buyurdu. Kendisi de abdest almıştı, ben de sünnet eylemekteyim"  dedi

(Nakleden: İmam Malik, Muvatta, Taharet []-Diğer Kaynaklar: Ebu Davud, Taharet, 1/38; Tirmizî, Taharet, 1/69; Nesaî, Taharet, 1/54; İbn seafoodplus.infot, 1/32, Ayrıca bkz. Şeybanî, 90).

Ebu Bekir Vasiti hazretleri anlatır:

Bir gece Peygamber Efendimizi(sav) rüyamda gördüm. Bir senedir, o kadar çok sıkıntının tesirinde kaldığımı, çok zayıflayıp ayakta namaz kılamaz hâle geldiğimi arz ettim.

Evimizdeki kedi yavrulamıştı. Ben bu sıkıntı içinde düşünürken, bir köpeğin kedi yavrularından birisini yakalamaya çalıştığını gördüm. Bastonumu vurunca, kaçtı. Kedinin annesi gelip yavrusunu alıp gitti. Ondan sonra iyileştim; namazlarımı ayakta kılmaya başladım. O gece rüyamda yine Peygamber efendimizi gördüm. "İyi olmanın sebebi, bir kedinin senin için teşekkür etmesidir" buyurdu.

Abdurrahman bin Sahr (ra)  adlı bir sahabe (Ebu Hureyre) sokakta kalmış kedileri götürür onları yedirir severmiş. Resûl-ü Ekrem Hz. Muhammed (sav)'in bundan haberi yokmuş.

Sahabelerden biri bir gün Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'e söylemiş:"Pis kedileri toplayıp kulübesinde bakıyor!" demiş. Peygamberimiz (sav) o anda bir şey söylememiş.

Efendimiz Hz. Muhammed (sav) Ebu Hureyre'yi (ra) daha sonra sokakta görmüş, bu zât bir kedi yavrusu bulmuş. Hz. Muhammed (sav)'e sahabenin söylediğini kendisi de bildiği için Resûl-ü Ekrem Peygamberimiz bir şey söyler diye, kediyi hemen hırkasının içine saklamış.

Efendimiz Hz. Muhammed (sav) kendisine, hırkanın altında ne sakladın demiş. Hırkayı açmış küçük bir kedi yavrusu. Peygamberimiz (sav) yavruyu sevmiş, okşamış, ve o zâta:

"Ebu Hureyre (ra) utanma, öğün. Sen kedi babasısın" demiş.

O günden sonra Abdurrahman bin Sahr'a (ra) artık Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in hitap ettiği gibi "Ebu Hureyre (Kedi babası)" olarak hitap edilir . (Buhari: 5, ).

Bir gün bir sohbet esnasında Resûlullah efendimiz yanındakilere:"Hubbül hırratı minel iman" Türkçesi:"Kediyi sevmek imandandır" buyurmuş. "Niçin?" diye sormuşlar. "Ebu Hureyre bilir" demiş başka bir şey söylememiştir.

Ebu Hureyre kısa sürede İslam aleminin en önemli ve en güvenilir sahabelerinden birisi oldu. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) kendisini çok seviyordu ve yanından ayırmıyordu. Hazret-i Ebu Hüreyre (ra), Peygamber efendimizin hep huzurunda ve yanında bulunduğu için, pek çok hadis-i şerif işitip rivayet etmiştir. Gece gündüz Peygamber Efendimizin(sav) yanından ayrılmaz, ondan duyduğu hadisleri öğrenmeye çalışırdı.Savaşta ve barışta Resulullah Efendimizin (sav) yanından ayrılmazdı. Hafızası çok kuvvetli olduğundan, çok hadis-i şerif ezberlemişti. Eshab-ı kiramdan ve tabiinden 'den fazla kimsenin, kendisinden hadis öğrendiği, Buhari'de yazılıdır.

 "Bilerek bana yalan isnat eden, Cehennemdeki yerine hazırlansın" hadisinin ravisidir. Yani bu hadisin Hz. Muhammed (sav)'e ait olduğunu ilk söyleyen kişidir.

Bir gün namaz kılarken bir yılan Hz. Muhammed (sav)'e arkasından yaklaşmış ve Peygamberimizi  (sav) sokmaya kalkışmış.

İşte tam o sıra oralardan geçen bir adam Hz. Muhammed (sav)'in zor anına yetişip kedisini yılanın üzerine salmış. Ve bilindiği üzere yılanın amansız düşmanı olan kedi, yılanı boğmuş. Yılanın zehirli ısırığından kedi sayesinde kurtulan Efendimiz Hz. Muhammed (sav) kedinin sırtını okşamış. O günden beridir de kediler sırt üstü yere düşmezlermiş.

Bediüzzaman Said-i Nursi gibi bazı alimler kedilerin çıkardığı mırmırların "Ya (Er) Rahim, Ya (Er) Rahim" şeklinde bir dua olduğunu, kedilerin bu şekilde şükredip, zikrettiklerini söylemektedirler.

Dünyaya gelen canlı mitolojisinde Hz. Adem ile başlayan insan sürecinden sonra yaratılan ilk canlılar yılan ve kedidir. Ve ilginçtir ki, hemen her dinde, yılan kötülüğü kedi iyiliği temsil etmiştir. Bugün dahi yılanın en korktuğu canlı kedidir. Öyle ki, kedinin kokusunu aldığı yere yılan giremez.

Mevlana'nın velilerinden biri olan Pir Esad Sultan ya da yaygın lakabıyla "Pisili Sultan" da Kedi Babası lakaplı Ebu Hureyre (ra) gibi kedileri çok severdi. Öyle kikedisi ölümünden sonra sandukasının hemen sol tarafına ayakucuna gömülmüştü.

Kim bilir Pisili Sultan'ın ayakucunda yatan bu kedicik, Mevlana'nın Mesnevi'sini süsleyen o muhteşem şiirleri sultanının eteğinde doğrudan Mevlana'dan dinlemişti.

Hadis-i Şerifler:

"Bir kadın, bir kediyi kapalı bir yere hapsetti. Kediye yiyecek, içecek vermedi. Dışarıda bir şey bulup yemesi için serbest de bırakmadı. Kedi öldü ve kadın da bu yüzden Cehenneme müstahak oldu." (Hadisi nakleden: Buhari []; Müslim).

"Yeryüzündeki mahlûklara acımayana, göktekiler acımaz." (Hadisi nakleden: Taberani)

"Merhameti olmayana merhamet edilmez." (Hadisi nakleden: Buhari)

"Eshab-ı kiram dediler ki: Ya Resulallah, hayvanlara iyilikte de, sevap var mıdır? Peygamber efendimiz, "Her canlı hayvana yapılan iyilikte sevap vardır" buyurdu." (Hadisi nakleden: Buhari)

Bir gün Ahmed Rıfâi hazretlerinin paltosunun eteğinde, kedisi gelip uyudu. Namaz vakti geldi, kediyi uyandırmaya kıyamadı. Bir süre onu şefkatle seyretti. Uyanmayacağını anlayınca Hz. Muhammed (sav)'in yaptığı gibi kedinin yattığı yeri kesip namaza gitti.Geldiğinde kedi uyanıp oradan gitmişti. Kesik parçayı paltosuna dikti.

Ebu Bekir Vasiti hazretleri anlatır:

Bir gün giderken başımın üzerinde bir kuş uçmaya başladı. Dalgınlıkla kuşu yakaladım. O elimde iken, başka bir kuş daha uçuyordu. Elimdeki kuşun annesi sanarak kuşu elimden bıraktığım anda, kuş öldü. Buna çok üzüldüm. O günden sonra bende bir sıkıntı başladı ve bir sene geçmedi. Bir gece Peygamber efendimizi rüyamda gördüm. Bir senedir, o kadar çok sıkıntının tesirinde kaldığımı, çok zayıflayıp ayakta namaz kılamaz hâle geldiğimi arz ettim. O zaman; "Bunun sebebi, o kuşun, senden şikâyetçi olmasıdır" buyurdu.

Evimizdeki kedi yavrulamıştı. Ben bu sıkıntı içinde düşünürken, bir köpeğin kedi yavrularından birisini yakalamaya çalıştığını gördüm. Bastonumu yere vurunca, kaçtı. Kedinin annesi gelip yavrusunu alıp gitti. Ondan sonra iyileştim. Namazlarımı ayakta kılmaya başladım. O gece rüyamda yine Peygamber efendimizi gördüm. "İyi olmanın sebebi, bir kedinin senin için teşekkür etmesidir" buyurdu.

 

Kaynak : Haber7



Diğer Haberler

Müezza nedir?

Müezza (Muazza)  Arapça izzet ve ikram olunan, saygı ve sevgi gören, itibar edilip ağırlanan Muazzetün (Muazzeh) kelimesinin Türkçeleşmiş halidir ve İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in kedisinin adıdır. Kısa tüylü, karamel rengi bir habeş kedisi olduğu rivayet edilir.

Rivayetlere göre; Uhud seferinde, İslam ordusunun geçtiği yol üzerinde yavrularını emziren bir kedi çıkmıştı. Hz. Muhammed, ordunun yolunu değiştirerek yavrularını emziren kedinin rahatsız edilmemesini sağladı. Hatta başına bir nöbetçi dikip ordu geçene kadar kediye zarar verilmesine engel oldu. Uhud Savaş sonrası kediyi buldurmuş ve sahiplenerek adını Müezza koymuştur.

Etiketler : Hz. Muhaamed'in kedisi, Muazza, Muazzetün, Müezza, Müezza, peygamberin kedisi,

 

Çocukluktan beri kedilerle ilgilenmiş, sevmişimdir. Hep bir kedim olsun isterdim. Bu ancak yaşım 60’a yaklaştığında nasip oldu. Şimdiki kedim Pamuk ofisimde yaşıyor ve onun mutlu bir kedi olduğunu düşünüyorum.

Kedileri böylesine sevdiğimi gören dergimiz editörü Selim Gündüzalp Bey, Sam Stall’ın yazdığı ve İngilizce’den tercüme edilen “Uygarlığı Değiştiren Kedi” (Can Yayınları, ) adlı kitabı tavsiye etti. Kitabı okurken ilk defa orada Peygamber Efendimizin birçok kedisi yanında Müezza adlı bir kedisi olduğunu da okudum ve ilk defa duyduğum için şaşırdım. İnternete girince Müezza hakkında yazılmış bir kitap olduğunu ve Google’da binlerce atıfta bulunulduğunu yine hayretle gördüm.

Peygamberimizin bu kediyi tanıması, onu Mekke’nin kavurucu sıcaklarında sokakta kıvranırken görüp ilgisini çekmesiyle başlıyor. Ona Müezza (izzet veren, şereflendiren) ismini veriyor.

Bu kediyle ilgili anlatılan çok hatıra var. Mesela, bir gün bu sadık kedi tam da Peygamber Efendimizin elbisesinin yenine kıvrılıp uyumuş. Peygamberimiz ezan okununca kediyi rahatsız edip uyandırmaktansa giysisinin yenini kesmiş. Efendimiz döndüğünde Müezza, sahibinin önünde eğilmiş; ve Efendimiz üç kere sırtını okşamış. Rivayete göre kedilerin sırt üstü düşmemesinin sırrı, Müezza’nın sırtına Yüce Peygamberimizin ellerinin değmesindendir.

Bir başka rivayette de, Peygamberimiz evinde vaaz verirken Müezza da kucağında uyuduğu nakledilir. Müezza’nın karamel rengi bir Habeş kedisi olduğu söylenir.

Peygamberimiz, Ebu Hureyre’ye kedi dostu olduğu için iltifaten ‘Ebu Hureyre’ (kedi babası) adını vermiştir. Yine Efendimiz, “Kediyi sevmek imandandır” (Buhari, ) ve “Bir insan, eve hapsettiği bir kedi yüzünden cehenneme gitti. Kediye yiyecek vermemiş; yeryüzünün haşeratından yemeye de salmamıştı.” (Buhari, ) buyurmuştur.

İslâmiyet kedileri böylesine korurken, Hıristiyanlar kediye daima kuşku ile bakmışlardır. Yüzyıllar boyu yeni doğmuş bebeklerin soluğunu çalmaktan tutun da, şeytanın çıraklığına varıncaya kadar suçlanmadığı şey kalmamıştır zavallı yaratığın. Hıristiyanlıkta, kedilerin şeytan ve cadıya kadar her şey olduğu iddia edilirken, Müslümanların kediye bakış açısı ise bunun tam tersidir.

Kedilerin o kadar harika özellikleri vardır ki, hayran olmamak elde değil. Kediler temizdir; bir kediyi dünyanın ıssız uzak bir yerine de bıraksanız, tuvaletini yapmak için toprağı kazacak ve işi bittikten sonra o yeri kapatacaktır. Kediler tuvaletlerini yaparken toprağı sağ patileriyle açar, işleri bittikten sonra bu defa sol patileriyle de kapatırlar ve patilerinde kum, taş kalmaması için silkelerler. Kesinlikle nankör değillerdir. Özgürlüklerine düşkün ve onurludurlar. Temizliklerini mikrop öldürücü ve dezenfektan özelliği olan tükürükleriyle yalayarak yaparlar.

Kedilerin bir başka yönü de çocukları sosyalleştirmesi ve yetişkinler için terapi görevi yapmasıdır. Ne diyelim; bu sevimli mahlûkları yaratıp bize arkadaş yapan Rabbimize şükürler olsun…

 

 

PEYGAMBERİMİZİN KEDİSİ MÜEZZA VE KEDİ SEVGİSİ

Kıymetli Gündem Gazetesi okurları her nedense sevmediğim hayvan yok seafoodplus.info hepsini seafoodplus.infoılış gerçeği ile insanı korkutan yapıya sahip  yılan da buna dahil. Bu tüm hayvanlar bir yana,böyle özellikle sevdiğiniz, imkanınız olduğunda evinizde beslediğiniz yada beslemek istediğiniz ayrıcalıklı olanlar da vardır.

Yani daha açık bir deyişle ben tavuk ve kediye bayılırım! Tavuk ve kedi sevdası sanırım geçmişte köy evimizde daha çok her ikisini beslediğimizden olabilir. Kedi ve kedi yavrusuna bakınca tüm dertlerimi unutuyorum yaa.. O kadar hipnozluyor beni,o kadar seafoodplus.info babam asabi bir adamdı şimdiler de mülayim ama eskiden öseafoodplus.infon bir konudan kızardı ve haksız olduğum durumlarda şamar şaplatırdı minik yüzüme ve zaten bende ağlamak anlıktı.Gözyaşım tetikte beklerdi göz pınarımın kenarında.

Allah için sayılı şamar yemişimdir babamdan.Çünkü zeki bir çocuktum neden inkar edeyim ki? Onun için diğer zeki olanların yemediği gibi bende kendime acındırmayı başarır haksızken de haklıyı iyi oynardıseafoodplus.info neyse ağlarken yanıma Allah tarafından hep kedim doğardı.Adı Turgut verilmişti.Şimdi farklı algı doğmasın neden Turgut olduğu konusuna girmeyelim.

Her neyse kedime baktıkça bir anda şıp diye acım,kederim kalmazdı.Gerçekten ne acı,ne kader hiiiiiiiiiiç bir şeyciğim kalmazdı.Yeter ki o elinin tokacını yalasın yanımda otursun arada bir bana göz kırpsın yeterdi de artardı da bile…

Türk-İslam kültürünün kedilere ilişkin günümüze yadigar en kalıcı nasihati kuşkusuz Hz. Muhammedin yeleğinin üzerinde uyuyan kediyi rahatsız etmemek için yeleğini kesip atması öyküsüdür.. Bir de “dört ayak üzerine düşme” nin sırrı olarak aktarılan peygamberimizin bir kedinin sırtını sıvazlaması kıssası!

Ancak genellilikle küçük çocukların bilmeden kedilere eziyet etmesinin engellenmesi için kuşaktan kuşağa anlatılan ” hikaye ” kıvamındaki bu öykü hazreti Peygamberin kedi sevgisini tam açıklamaz. Esasen bu kedinin nitelikleri de pek bilinmez.. Ev kedisi midir, sokak kedisi midir, ” sırtı sıvazlanan ” ve bu andan sonra kedilerin hep dört ayak üstüne düşmesini neden kedilerin atasının o olup olmadığı hep merak konusudur.

Anlatılanlara göre peygamber efendimizin kedisinin ismi Müezza ‘ dır.. Hz. Muhammed kedisi Müezzayı o kadar çok severmiş ki, Müezza bir gün sedirde oturan Hz. Muhammedin giysisinin ucunda uyuya kalınca kediye kıyamayan Hz. Muhammed, giysisini keserek sedirden kalkmayı tercih etmiş.

Müezza çok muhtemelen bir sokak kedisi.. Mekkenin kavurucu sokaklarından Hz. Muhammedin ilgisi ile kurtulmuş. Kendisi de sıkı bir kedi dostu olan ve hadisleri aktaran Abu Hurayra (anlamı ” kedi babası ” demektir) Hz. Muhammedin kedilerin ticari alım satımını yasaklattığını söseafoodplus.info onun vasıtasıyla aktarılan bazı hadislerde ” kedisine eziyet eden bir kadının cehennemde çektiklerinden ” bahsedilir. Mesaj oldukça açıktır. Kedilere iyi muamele şarttır.

Bir yılan Hz. Muhammed’e gelmiş ve kendisinden yardım istemiş. Hz. Muhammed de yılana yardım etmiş. Fakat yılan Hz. Muhammed’i sokmaya kalkışmış. O sırada bir adam yetişip kedisini yılanın üzerine salmış. Yılanın zehirli ısırığından kedi sayesinde kurtulan Hz. Muhammed kedinin sırtını okşamış. O gün bugündür kediler sırt üstü yere düşmezlermiş.

Ebu Hureyre Radıyallahu Anh kedileri çok sevdiğinden, beslediğinden ve ilgilendiğinden Efendimiz (asm) kendilerine ”Ebu Hureyre” [Kedilerin Babası] lakabını vermiştir. Evde kedi beslenebilir. Nitekim Evliya zatların çoğunun etrafında kediler varmış.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir