iftardan sonra uyku basması / İftardan sonra uyku bu hastalığı tetikliyor - Haberleri ,Haber7 Ramazan Sayfası

Iftardan Sonra Uyku Basması

iftardan sonra uyku basması

İftardan sonra ateş basması nedir? Ateş basması neden olur? (25 Mayıs Salı)

Ramazan ayında zaman zaman iftardan sonra ateş basması gibi durumlar yaşanabilir. Peki iftardan sonra neden ateş basar? İftarda dikkat etmemiz gereken şeyler nelerdir? İşte ayrıntılar
Ateş basmasının başlıca nedenleri

Menopoz

Ateş basmasının en yaygın nedeni menopozdur. Bu durum bazı kadınlarda defalarca ve şiddetli olarak yaşanabilmektedir.

Hipertiroidi

Tiroid bezi fazla çalışıp, aşırı hormon ürettiğinde ateş basması ortaya çıkabilir.

Kafein ve amfetamin

Çay-kahvede bulunan kafein ve amfetamin, kan dolaşımını artırarak ateş basmasına yol açabilir.


Diğer nedenler

Multipl skleroz (MS), graves, anksiyete ve periferal nöropati hastalıkları ateş basmasını tetikleyebilmektedir.

Ateş basması nasıl önlenir?

Östrojen tedavisi

Menopoz sırasında azalan östrojen miktarına takviye yapılması ateş basmasını engellemektedir.

Karayılan otu

Karayılan otunun kızarıklıkları ve aşırı ısınmaları giderdiği tespit edilmiştir.

Tiroid hormonlarını kontrol ettirin

Aşırı çalışan bir tiroid bezi ateş basmasına yol açabilir. Bu sebeple doktora gidilerek sorunun ortadan kaldırılması gerekir.

Kafein ve amfetaminden uzak durun

Kafeini ve amfetamini bırakmak ateş basmasını dindirmektedir. 

Bolca su içilmeli

Bol su içilerek vücudun serin tutulması ateş basmasının önüne geçmektedir.

Magnezyum takviyesi

Magnezyum takviyesi rahatlatıcı bir etki sağlayarak stresi azaltır. Bu sayede ateş basması ortadan kalkar.

Baharatlı yiyeceklerden uzak durun

Baharatlar, içerdikleri kapsaisin adı verilen bileşen sebebiyle vücudun aşırı ısınmasına neden olur.

Nefes alan elbiseler giyin

Pamuk-keten gibi giysiler terin buharlaşmasını ve vücudun serinlemesini sağlayarak ateş basmasını önlemektedir.

Ramazan'da şişkinlik neden olur? Şişkinliğe ne iyi gelir?

Ramazanda uzun süreli açlığa bağlı sindirim sisteminin korunması, kabızlık ve şişkinlik gibi olumsuzlukların önlenmesinde dost bakteriler olarak bilinen probiyotiklerin her gün düzenli olarak alınmasının faydalı olduğu belirtildi.

Beslenme Eğitimi ve Araştırma Vakfı (BESVAK) Yönetim Kurulu Üyesi Diyetisyen Elvan Odabaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazan ayında vücudun beslenme şekli ve aralığı değiştiğinden sindirim sisteminde de farklılaşma yaşandığını söyledi.

Bu süreçte en sık karşılaşılan sorunun kabızlık ve şişkinlik olduğunu dile getiren Odabaşı, ramazanın ruhsal ve fiziksel anlamda sağlık açısından konforlu geçmesinin sağlık açısından da önem taşıdığını belirtti. Odabaşı, ortalama saatlik açlık süresinin yönetimine dikkat edilmesi gerektiğini ifade ederek, ramazan ayı boyunca en az 6 saat en fazla 8 saat uyumanın iştah kontrolünde önem taşıdığını vurguladı.

Odabaşı, sıvı tüketiminin en çok dikkat edilmesi gereken konulardan biri olduğunun altını çizerek, "İftar ve sahur öğünlerinde toplam iki litre sıvı alınmalı ve mümkünse bu sıvının ,5 litresi su, yarım litresi ise sodyumu düşük maden suyu olarak tercih edilmeli." önerisinde bulundu.

"Bağırsaktaki epitel yüzeye yapışması şart"

Ramazan süresince özellikle geç saatlerde yenilen ve uzun süreli açlığın üzerine hızlı tüketilen öğünlerin, bağırsakların işleyişinde değişikliğe yol açtığını anlatan Odabaşı, "Kabızlık, şişkinlik gibi şikayetler ortak sorun haline geliyor. Oysa düzenli çalışan sindirim sistemi hem ruhsal hem de fiziksel konforumuz için oldukça önemli. Bu anlamda sindirim sistemimizin konforunu artırmak, iştah yönetimine destek olmak, karaciğerin yükünü azaltmak, kan şekerini dengede tutmak ve ruhsal anlamda süreci daha huzurlu geçirmek için dost bakteriler içeren probiyoktikleri öneriyoruz." diye konuştu.

Probiyotiklerin özellikle bağırsak bölgesi için faydalı olduğunun çeşitli bilimsel çalışmalarla ortaya konduğunu dile getiren Odabaşı, bağırsakların enfeksiyona karşı korunmasında, bağışıklık sisteminin uyarılmasında, iltihaplı hastalıkların önlenmesinde ve savunma sisteminde görevli kimi maddelerin yapımının artmasında da etkili olduklarını ifade etti.

Odabaşı, bir mikroorganizmanın probiyotik olarak kullanılabilmesi için bağırsaktaki epitel yüzeye yapışmasının şart olduğunun altını çizerek, şu bilgileri verdi:

"Probiyotikler sindirim sistemimizde doğal olarak bulunan dost bakterilerdir. Düzensiz beslenme, stres, yaşam koşulları gibi sebeplerden etkilenmektedir. Bu nedenle dışarıdan takviye edilmesi, sindirimin düzenlenmesi ve bağışıklığın desteklenmesi için önem taşımaktadır.

Probiyotikler, bağırsak duvarında bulunan boşluklara yerleşerek buraya hastalık yapıcı bakterilerin yerleşmesini engeller. Asit ortam oluşturarak bazı mayaların çoğalmalarına engel olur. Salgıladıkları bazı enzimler aracılığıyla östrojen seviyesini düzenler, hastalık yapıcı bakterilerin ürettikleri toksin düzeyini azaltır, kansere neden olan maddelerin zararlarını azaltır, serotonin maddesinin salınımına yardım eder, kolesterol seviyesinin dengede tutulmasına yardımcı olur ve antibiyotik kullanımında ve sonrasında düzenli olarak kullanılan probiyotikler bozulan bağırsak mikroflorasının yerine getirilmesine fayda sağlar."

Odabaşı, probiyotiklerin günde bir kez sabah veya akşam yemekle beraber veya yemekten sonra gıda, su, süt ya da yoğurtla karıştırılarak kullanılabileceğini ifade ederek ramazan sonrasında da düzenli takviye alınmasını önerdiklerini söyledi.

"İftar ve sahur öğünü arasında mutlaka uyunmalı"

Yeme düzeninin sağlıklı olması için sahurda uzun süre kan şekerini dengede tutacak karbonhidrat kaynaklarından yararlanılarak tam taneli ekmek, bulgur, firik, karabuğday, tam buğday, siyez, makarna, karbonhidrat kaynağı besinlere yer verilmesi gerektiğini belirten Odabaşı, sahurun imsak vaktinden dakika önce yapılması ve imsak öğününden 5 dakika önce hem sindirim sisteminin konforunu artıracak hem de tok kalım süresini destekleyecek bir içecek tüketilmesi tavsiyesinde bulundu.

Odabaşı, sahurda bir su bardağı light süt, bir toz şase probiyotik, 2,5 çorba kaşığı yulaf ezmesi, 60 gram muz ve bir çorba kaşığı kakaonun karıştırılarak tüketilebileceğini aktardı.

Sahur öğünü için kahvaltı alternatifinin değerlendirilmesi ve yumurtanın 36 saate kadar iştah yönetimi üzerindeki olumlu etkisinden faydalanılması gerektiğini ifade eden Odabaşı, sahurun ardından en erken bir saat sonra yatılmasının uygun olduğunu kaydetti.

Odabaşı, iftar öğününün ikiye bölünerek tüketilmesi gerektiğini vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti:

"Öğün başlangıcının çorba ile yapılıyor olması iştah yönetimi için önemlidir. Çorba ve ramazan pidesi ile öğün planlanarak, üzerine 15 dakikalık bir mola verilmeli. İftarın ikinci kısmında ise ana yemek olarak etli sebzeli, tavuklu sebzeli sulu yemek alternatifleri ve kuru baklagil alternatiflerine yer verilmeli. Tüketilen kırmızı et gramajı gramı geçmemeli ve haftada iki günden fazla tüketilmemeli. Haftada 2 gün ise özellikle kuru baklagil tüketimine önem verilmeli. Tatlı olarak sütlü, meyveli tatlılar tercih edilmeli.

Besin tüketimi saat 'ten sahur öğününe kadar sonlandırılmalı. İftar ve sahur öğünü arasında mutlaka uyunmalı. Çünkü, özellikle arasındaki uyku, gün içerisinde kan şekerinin dengede kalması ve öğünlerde iştah yönetimi konusunda yardımcı olacaktır."

İftardan Sonra Kalp Çarpıntısı 

İftardan Sonra Kalp Çarpıntısı, Çoğu kişi ezan okunur okunmaz hızlı bir şekilde yemeğe başlar. Bu nedenle iftardan hemen sonra mideye bir ağırlık çöker. Bu durumda da iftardan sonra kalp çarpıntısına neden olur. Gün boyu aç kalan kişi, boş olan mideyi tıka basa yemekle doldurursa bu nedenle iftardan sonra kalp çarpıntısı meydana gelmeye başlar. Bu durumun bir çok nedeni vardır. Kişi gün boyu aç kaldığı için açlık hissini sürekli yemek yiyerek bastırıyor olabilir. Oysaki psikolojik olarak doydum hissi beyne gönderildiği zaman iftarda kişi daha az yemek tüketmeye başlar. Bunun yanı sıra iftarda yapılan yanlışlıklardan biri de yemeğin hemen arkasından tatlı tüketmektir. Oruçlu olan bir kişinin kan şekeri düşer. Bu nedenle ister istemez vücudu tatl bir şeyler çeker. Yemeğin hemen üzerine mide daha dinlenmeden tatlı tüketmek, kalp atışını hızlandırır ve kolesterolün yükselmesine neden olur. Bu durumda iftardan sonra kalp çarpıntısına neden olur.

İftardan Sonra Kalp Çarpıntısı Nasıl Önlenir?

Öncelikle bilinmesi gereken bir gerçek vardır ki iftara başlarken yemek ile değil su ile başlanmalıdır. Hemen ardından bir adet zeytin veya bir adet hurma ile iftar açmak gün boyu boş kalan mideyi yemeğe alıştırır ve ağırlık yapmaz. Su ile iftara başladığınız zaman yemeği daha az tüketeceğinizi ve bu sayede de iftardan sonra kalp çarpıntısı riski ile karşılaşmadığınızı göreceksiniz. Bunun yanı sıra sahura kalkmamak veya sahurda fazla yemek yemek de oruçlu iken mideyi yoracağından iftardan sonra kalp çarpıntısına yol açar. Özellikle tansiyon hastalarının oruç tutmalarının sakıncalı olmasının nedeni iftarı açtıktan sonra kalp çarpıntılarının olmasından kaynaklanmaktadır. İftardan sonra kalp çarpıntısına yol açan bir diğer durum ise, kişinin ağır yemekler yiyerek iftardan hemen sonra spor yapması bu yiyecekleri eritmeye çalışmasıdır. Oysaki iftarda tüketilen besinler mideye ağırlık verirken üzerine bir de spor yapmak kalp çarpıntısına yol açarak kalbi yorar. Bu nedenle spor iftardan en az 2 saat sonra yapılmalıdır.





TANSİYON HASTALARI DİKKAT

Yüksek tansiyonu olan ve ilaç kullanan hastaların tansiyonunun özellikle ramazanın ilk günlerinde düzensiz hale geldiğini ve genellikle yükseldiğini görüyoruz. Doktora danışarak yapılan düzenlemelere rağmen tansiyon kontrol altına alınamazsa oruç tutmayı bırakmaları seafoodplus.info derecede yüksek tansiyonu olduğu bilinen ve bu yüzden çok sayıda ilaç kullanmakta olan hastalarda oruç zaten hiç düşünülmez. Bazı ilaç kullanan tansiyon hastalarında ise orucun etkisiyle tansiyon düşebilir ve ayağa kalkma sırasında bu belirginleşerek düşme ve bayılma görülebilir.

KALP VE TANSİYON HASTALARI ORUÇ TUTARKEN NELERE DİKKAT ETMELİ

"İFTARDAN SONRA ÜST ÜSTE SİGARA İÇMEK KALP KRİZİ İHTİMALİNİ ARTIRIYOR"

Sigara tiryakileri ile alkol bağımlıları için Ramazan ayının büyük bir fırsat olduğunu söyleyen Medicana International Istanbul KalpDamar Cerrahisi Bölüm Başkanı seafoodplus.info Salih Bilal, iftardan sonra üst üste sigara içmenin kalp krizini tetiklediğini belirtti. seafoodplus.info, genel anlamda oruç tutmanında kalp sağlığı açısından yararlı olduğunu ifade etti.

"ORUÇ KANIN PIHTILAŞMASINI ÖNLER"

Ramazan ayında özellikle sağlıklı ve hafif kalp hastalığı olan kişilerin oruç tutmalarının vücut sağlığı açısından yarar sağlayacağının altını çizen Bilal, "Genel anlamda oruç tutmak kalp sağlığı açısından yararlıdır. İyi huylu kolesterolün ramazan sonlarına doğru yükseldiğini, koroner hastalığında risk faktörü olan homosistein seviyesinin ise düştüğünü biliyoruz. Kalp atardamarlarında darlıklara yol açan ve koroner arter hastalığı diye adlandırılan plak dediğimiz oluşumların yırtılması kalp krizinin esas sebebidir. Oruç tutmanın bu plakların kapsülünü sağlamlaştırmada ve yırtılmalarına engel olmada çok etkili olabileceği düşünülmektedir. Kanın pıhtılaşma eğilimini azaltması kalp hastalarında bir diğer yararlı özelliktir.. Alkolden uzak durma açısından ramazan başlı başına büyük yarar sağlarken sigara tiryakilerinde aynı yararın sağlanabildiğini söylemek zor. Halbuki oruç tutabilen bir insanın sigarayı bırakması için ramazan iyi bir fırsat oluşturuyor. İftardan sonra tehlikeli biçimde üst üste sigara içenlerde kalp krizi ihtimali artıyor. Sağlıklı veya hafif derecede kalp hastalığı bulunanlarda oruç tutmak yararlı olmakla birlikte orta veya önemli derecede kalp hastalığı olanlarda çok sakıncalı olabilir. Ayrıca kalp hastalıklarının türlerine göre farklı etkilenmeler söz konusudur" dedi.

"İLAÇ SAATLERİ ORUCA GÖRE AYARLANABİLİR"

"İlaç kullanıyor olmak tek başına bir engel değil. İlaçların alınış saatlerini ve miktarlarını oruca göre yeniden düzenlememiz mümkün " diyen seafoodplus.info Salih Bilal, "İlaç teknolojisinde sağlanan gelişmeler sayesinde kalp hastalarının kullandıkları ilaçların çoğunun günde bir veya iki kez alınması yeterli olmaktadır. Bu ilaçların akşam dozları iftardan sonra, sabah dozları ise sahurda alınmak suretiyle tedavi aksatılmadan sürdürülebilir. Ancak kalp hastalığı olanların oruç tutmaya başlamadan önce doktorlarından izin almaları ve nelere dikkat edeceklerini öğrenmeleri büyük önem taşır. Kanımca hastalarımıza tavsiyede bulunurken hastanın oruç tutmaya ne kadar istekli olduğunu da dikkate almamız gerekiyor. Hastanın bir bütün olarak değerlendirilmesi ve hasta sağlığının hiçbir şekilde risk altına sokulmaması temel prensip olmalıdır.. Kalp hastalığının türünü, derecesini, varsa eşlik eden kalp dışı başka hastalıkları ve hastanın yaşını dikkate alınmak zorundayız" diye konuştu.

"YAŞLI OLMAK ORUÇ TUTMAYA ENGEL DEĞİLDİR"

"Açlık ve susuzluğa maruz kalınca vücutta birçok mekanizma harekete geçmekte vücudun normal işleyişini sağlamaya çalışmaktadır" diyen seafoodplus.info Salih Bilal, yaşlıların oruç tutabileceklerini belirterek şöyle konuştu: "Yaşlılarda bu mekanizmalarda bir zayıflık ve yavaşlama söz konusu olmaktadır. Sadece yaşlı olmak oruç tutmaya engel değildir. Sadece nüfus kağıdındaki yaşa bakarak böyle bir kısıtlama yapmak yerine oruç tutmaya engel önemli bir rahatsızlığı olup olmadığına bakmak daha doğrudur. Yaşlı insanlarda genellikle başka sağlık problemleri olduğundan oruç tutmaları tavsiye edilmez. Kalp hastalıkları günümüzde ilk sıradaki ölüm nedeni olduğundan yaşlı insanların mutlaka kardiyolojik kontrolden geçmeleri gerekmektedir. Oruç tutup tutamayacaklarının kendilerine doktorları tarafından bildirilmesi daha doğrudur.".

"KALP YETERSİZLİĞİ VE KALP RİTMİ BOZUK OLANLAR ORUÇ TUTAMAZ"

Kalp yetersizliği ve kalp ritmi bozuk olan hastaların oruç tutmaması gerektiğinin altını çizen Mehmet Salih Bilal, "Kalp yetersizliği olan hastalar yaşamlarını sürdürmek için çok sayıda ilacı muntazam biçimde almak zorundadır. Kalp yetersizliğinde ilaç tedavisi ile birlikte vücuttaki sıvı ve tuz dengesinin korunması büyük önem taşır. Büyük özenle ve zaman içerisinde dengelenen bu tedavi düzeni oruç tutulduğu taktirde altüst olabilir. Bu hastaların tekrar toparlanmaları için hastaneye yatırılmaları gerekebilir. Bu nedenle kalp rezervinin azaldığı bu hastalara oruç tutmak tavsiye edilmez. Kalpteki ritm bozuklukları da genellikle oruçtan olumsuz etkilenir. Açlık sırasında vücutta sempatik aktivite artışı dediğimiz kalbin ritm bozukluklarını tetikleyebilecek sinirsel değişiklikler oluşabilir. Vücutta oruca bağlı sıvı ve elektrolit kaybı varsa bu da ritm bozukluklarını kolaylaştırır" dedi.

"HIZLI VE YAĞLI YEMEKLER KALP KRİZİNİ TETİKLER"

"Koroner hastalarının oruçlu oldukları saatlerde önemli şikayetleri olmamakta, fakat iftar yemeği sonrasında şikayetler başlamakta ve acil servislere müracaatlar çoğalmaktadır" diyen Bilal, şöyle konuştu: "Hızlı yenilen, yağlı ve ağır iftar yemekleri kalbin yükünü çok arttırmakta miyokard infarktüsüne yol açabilmektedir. Bu hastalarda ayrıca yemek sonrasında egzersiz yapmamalarını tavsiye ediyoruz. Egzersiz ramazan ayında iken en en uygun sabah saatlerinde yapılabilir. Koroner hastalarının önemli bir kısmı aynı zamanda diyabet hastasıdır. Diyabet hastalarının tedavisinde sık sık ve küçük öğünlerle beslenme temel prensiptir. Özellikle insulin kullanan diyabet hastalarında oruç tutmayı önermiyoruz. Bazı müslüman ülkelerde insulin kullanan bu hastaların da güvenli biçimde nasıl oruç tutabilecekleri konusunda bazı formüller geliştirilmiş olsa da bu yaklaşımın genel kabul gördüğünü söylemek mümkün değildir. Kalp hastalarına diyet önerirken kalp hastalığının türü dikkate alınmalıdır. Ayrıca hastanın tansiyonu, kilo verme ihtiyacı, kalp yetersizliği olup olmadığı , kolesterol seviyesi , şeker veya böbrek hastalığı mevcutsa gözönünde bulundurulmalıdır. Bu şekilde belirlenen diyet ramazan ayında da sürdürülmesi gereken diyettir."

KALP AMELİYATI GEÇİRENLER DİKKAT

Ameliyat olacak veya yeni olmuş hastalara genel anlamda oruç tavsiye edilmez. Ameliyat sonrasındaki iyileşme peryodunda hastalar genellikle bol sıvı, yüksek kalori ve proteine ihtiyaç duyarlar Kalp ameliyatları için bu durum çok daha fazla geçerlidir.. Kalbiyle ilgili bir cerrahi müdahale geçirmiş hastalarda hedef onları en kısa sürede normal hayatlarına döndürebilmektir. Kalp ameliyatı geçiren hastalarımıza genellikle ilk 2 ay zarfında oruç tutmamalarını öneriyoruz. Bir de oruç tutarken nelere dikkat etmeleri gerektiğini öğrenmiş olmaları ve bazı diyet kurallarına uymaları gerekiyor. Uymaları gereken kurallar geçirdikleri ameliyat ile ilgili olarak farklılıklar gösterebilir.

EN AZ 2 LİTRA SU İÇİLMELİ

Uzun ve sıcak günler orucu daha zorlu hale getirir.Sıcaklarla birlikte aşırı terleme vücuttan su ve elektrolit dediğimiz maddelerin kaybına yol açabilir ve bunlar yerine konmamışsa buna bağlı tansiyon düşüklüğü, kalpte ritm bozuklukları ve kanda koyulaşma meydana seafoodplus.info belirtiler sağlıklı kişilerde hafif seviyelerde iken bazı kalp hastalarında bütün dengeleri altüst seafoodplus.infoıca hafif böbrek rahatsızlığı olanlarda bu durum hastalığın ağırlaşmasına yol açabilir. Önemli böbrek yetersizliği, böbrek taşı ve önemli gut hastalığı olanlara ise oruç tutmayı zaten önermiyoruz. Sağlık problemi olmayanlara bile oruç tutarken günde en az sıvı alınmasını tavsiye ediyoruz.

İftardan sonra en az 10 bardak su için!
Sıcak ve nem artışıyla birlikte vücut ısısı da artmakta ve aşırı terlemeye bağlı olarak vücutta su ve mineral kaybı olabilmektedir. Dolayısıyla vücudun elektrolit dengesi bozulabilmektedir. Buna bağlı olarak bayılma hissi, bulantı ve baş dönmesi gibi sağlık problemleri yaşanabilmektedir. Bu nedenle ramazan ayında oruçla birlikte kaybedilen sıvı miktarı mutlaka telafi edilmelidir. Bunun için oruç tutulmayan zaman içinde ,5 litre (ortalama bardak) su içilmelidir. Cacık, komposto gibi içecekler sıvı alımı için sağlık tercihler olabilmektedir. Buna ek olarak ayran da kaybedilen sıvı ve sodyum kaybı için ramazanda iyi bir içecek seçimidir. Yine sodyum ihtiyacı yemeklerle birlikte alınan normal tuz miktarı ile de karşılanmaktadır. Potasyum ihtiyacı ise muz, kavun, kayısı, kuru baklagiller, patates gibi besinlerle karşılanabilir.

İftarda yemek yemeye birden yüklenmeyin!
Ramazanda tüm gün ve uzun süren aç kalma halinin iftarda son bulmasıyla birlikte birçok kişi birden yemeye yüklenebiliyor. Bu durumun özellikle mideye verebileceği zararı engelleyebilmek için, iftar zamanı öncelikle oruç çorba ile açılmalı ve ana yemek için en az 10 dakika beklenilmelidir. İftar en az 2 saat sonrası tatlı tercih edilmelidir. Tatlı olarak ise şerbetli ve ağır tatlılar yerine sütlü hafif tatlılar tercih edilmelidir.

Alınacak birkaç önlem ile ramazanı sağlıklı geçirmem mümkün!
Ramazan ayı ile birlikte beslenme alışkanlıklarımız da tamamen değişebilmektedir. Kilo alımı, kilo kaybı, mide ve bağırsak rahatsızlıkları, hazımsızlık, kabızlık, tansiyon ve şeker yükselmesi ve kalp krizi ramazan ayı boyunca sık karşılaştığımız sağlık sorunlarıdır. Ancak bu ay boyunca beslenmede dikkat edilebilecek bazı noktalarla ramazan ayını sağlıklı ve rahat bir şekilde geçirmek mümkün.

Sahur ihmal edilmemelidir. Edildiği takdirde uzun süre aç kalma hali mide problemleri, kan şekeri düşmesi, halsizlik ve yorgunluk oluşturabilmektedir.

Kola, şekerli ve asitli içeceklerden, kızartmalardan, karbonhidrat açısından zengin hamur tatlıları, şerbetli tatlılar, kurabiyeler, yağlı hamur işleri ve çok yağlı ana yemeklerden kaçınılmalıdır. Sağlıklı sıvı tüketimi için; en başta bol su, yeşil çay, rezene çayı, maden suyu ve az şekerli komposto ve hoşaflar tercih edilmelidir.

İftar sonrası mutlaka yürüyüş yapın!
Oruç açıldıktan sonra tüm gün aç kalan karnın doymasıyla birlikte mide de şişkinlik oluşabilmektedir. Bu şişkinliğin ve yenilen yemeğin hazmedilmesi için iftardan sonra en az bir yarım saat yürünmesi sağlık açısından faydalı olabilmektedir.

Haber ile daha fazlasına ulaşın:

Genel Haber

Gündem

Kaynak: seafoodplus.info

Orucun ilk haftasında yorgunluk ve uyku hali neden olur? Yorgunluğu önleyen besinler

Orucun ilk haftasında yorgunluk ve uyku hali neden olur? Yorgunluğu önleyen besinler

Manevi olarak ruhu rahatlatan oruç ibadeti aynı zamanda vücut içinde yıl içinde dinlenme ve yenilenme zamanıdır. Ancak ilk haftalarda neredeyse herkes de yorgunluk ve uyku hali oluşur. Sağlık sorunu gibi görülen bu durumun aslında vücut için oldukça faydalı bir zaman dilimidir. Orucun ilk haftasında yorgunluk ve uyku hali neden olur? Yorgunluğu önleyen besinler

Beslenme öğünün ikiye düştüğü ve uzun bir süre aç ve sus kanılan orucun insan vücuduna fayda sağlar. Bilimsel olarak da kanıtlanmış oruç, bazı uzmanlar için vücudun arınması için yıllık yapılan detoks olarak görülür. Ruhen ve bedenen adeta vücudun hızla değişmesine yardımcı olan orucun ilk haftasında genellikle hemen hemen herkes de yorgunluk ve uyku problemleri görülür. Sağlık sorunu gibi görülen bu problemlerin aslında vücudun yenilerken doğal olarak değişen duruma adapte olmasıyla ortaya çıkar. Alttan herhangi bir kronik durum olmadığı sürece orucun ilk zamanları görülen halsizlik yorgunluk ya da saat başı esneme aslında vücudun toksin atmasıyla alakalıdır. 

30 gün sonra dinç bir vücut! Orucun vücuda faydaları nelerdir?İLİŞKİLİ HABER30 gün sonra dinç bir vücut! Orucun vücuda faydaları nelerdir?

ORUCUN İLK HAFTASINDA YORGUNLUK VE UYKU HALİ NEDEN OLUR?

  • Vücut oruçla beraber yaşadığı dinlenme sürecinde hızla toksin atar. Bu işlemi normal şartlarda akşam uyurken yapar. Ancak oruç sürecinde gece yarısı kalkıp sahur yapıldığından vücut bu işlemi tamamlayamaz. Gündüz ise aç ve susuz kaldığında toksinleri daha hızlı atar. O yüzden uyku hali yaşanır.
  • Yorgunluk ve halsizlikte kabinde görülür. Ancak bu durum en fazla 1 hafta en az da 3 gün görülür. Daha sonra hızlı toksin atmaya alışan vücut daha dinç olur.
  • Toksin atarken sinir sistemi ve sindirim sistemi daha hızlı çalıştığından beyin de melatonin hormonu harekete geçer. Bu yüzden ara ara uykuya dalar.
  • Bilimsel olarak bu süreç vücudun sağlığı açısından oldukça önemli sayılmıştır. Bilim insanları yapılan ibadetin yanı sıra vücudun bu duraksama da adeta yenilendiğini kanıtlamıştır. 

oruçluyken yaşanan halsizlik vücudun toksin attığına işarettir

oruçluyken yaşanan halsizlik vücudun toksin attığına işarettir

YORGUNLUĞU ÖNYELEN BESİNLER

  1. İftar ve sahurda uzmanlar yaşanan halsizlik, yorgunluk ve uyku halini azaltmak için tüketilen besinlerin altını çizer.
  2. Vücudun toksin atarken yaşadığı bu sorunları önlemenin en iyi formülü İftarda mutlaka hurma, kayısı ya da gün kurusunun tüketilmesi tavsiye edilir.
  3. Bunun yanı sıra magnezyum, potasyum ve sodyum bakımından zengin olan yeşil sebzeler ve kuru baklagillerin de sofrada bulunması gerektiğinin altını çizdi. Ayrıca iftardan sonra bir elma ya da armut tercihe göre tüketilebilir.

Oruç tutarken nasıl enerjik olunur? Vücudun enerjisini yükselten besinlerİLİŞKİLİ HABEROruç tutarken nasıl enerjik olunur? Vücudun enerjisini yükselten besinler

halsizlik ve yorgunluğu önleyen besinleri iftar ve sahurda tüketin

halsizlik ve yorgunluğu önleyen besinleri iftar ve sahurda tüketin

ORUCUN İLK HAFTASINDAKİ YORGUNLUĞU ÖNLEMENİN YOLLARI

Mutlaka iftar ve sahur arası 2,5 litre su tamamlanmalı.

Sıvı tüketimi kahve meyve suyu ya da çay ile karşılanmamalı. Ancak yemekten bir saat sonra şekersiz Türk kahvesi ya da çay tüketilebilir. Sadece bu besinler su tüketim miktarına eklenmemeli.

Yemekler yavaş yenilmeli

İftardan sonra yürüyüş ve hareket yapılmalı

İftar sahur arası meyve ve bir avuç çiğ kuruyemiş tercih edilmeli

Asitli ve gazlı içeceklerden uzak durulmalı

Aşırı tatlı tüketmek yerine dondurma tüketilmeli

 Sahurda yumurta, peynir, süt ve yoğurtla vücudun ihtiyacı olan kalsiyum ve protein desteklenmeli.

İftar yapılabilecek en güzel sosyal tesisler hangileridir?

İLİŞKİLİ HABER

İftar yapılabilecek en güzel sosyal tesisler hangileridir?Bebeklere rezene çayı kaçıncı ayda verilmeli? Rezenenin bebeklere faydaları nelerdir?

İLİŞKİLİ HABER

Bebeklere rezene çayı kaçıncı ayda verilmeli? Rezenenin bebeklere faydaları nelerdir?

İftardan sonra ağırlık çökmesi nasıl engellenir?

Değerli seafoodplus.info okurları.

seafoodplus.info ekibi olarak Türkiye’de ve dünyada yaşanan ve haber değeri taşıyan her türlü gelişmeyi sizlere en hızlı, en objektif ve en doyurucu şekilde ulaştırmak için çalışıyoruz. Yoğun gündem içerisinde sunduğumuz haberlerimizle ve olaylarla ilgili eleştiri, görüş, yorumlarınız bizler için çok önemli. Fakat karşılıklı saygı ve yasalara uygunluk çerçevesinde oluşturduğumuz yorum platformlarında daha sağlıklı bir tartışma ortamını temin etmek amacıyla ortaya koyduğumuz bazı yorum ve moderasyon kurallarımıza dikkatinizi çekmek istiyoruz.

Sayfamızda Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına ve evrensel insan haklarına aykırı yorumlar onaylanmaz ve silinir. Okurlarımız tarafından yapılan yorumların, (yorum yapan diğer okurlarımıza yönelik yorumlar da dahil olmak üzere) kişilere, ülkelere, topluluklara, sosyal sınıflara ırk, cinsiyet, din, dil başta olmak üzere ayrımcılık unsurları taşıması durumunda yorum editörlerimiz yorumları onaylamayacaktır ve yorumlar silinecektir. Onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisinde aşağılama, nefret söylemi, küfür, hakaret, kadın ve çocuk istismarı, hayvanlara yönelik şiddet söylemi içeren yorumlar da yer almaktadır. Suçu ve suçluyu övmek, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre suçtur. Bu nedenle bu tarz okur yorumları da doğal olarak seafoodplus.info yorum sayfalarında yer almayacaktır.

Ayrıca seafoodplus.info yorum sayfalarında Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde doğruluğu ispat edilemeyecek iddia, itham ve karalama içeren, halkın tamamını veya bir bölümünü kin ve düşmanlığa tahrik eden, provokatif yorumlar da yapılamaz.

Yorumlarda markaların ticari itibarını zedeleyici, karalayıcı ve herhangi bir şekilde ticari zarara yol açabilecek yorumlar onaylanmayacak ve silinecektir. Aynı şekilde bir markaya yönelik promosyon veya reklam amaçlı yorumlar da onaylanmayacak ve silinecek yorumlar kategorisindedir. Başka hiçbir siteden alınan linkler seafoodplus.info yorum sayfalarında paylaşılamaz.

seafoodplus.info yorum sayfalarında paylaşılan tüm yorumların yasal sorumluluğu yorumu yapan okura aittir ve seafoodplus.info bunlardan sorumlu tutulamaz.

seafoodplus.info yorum sayfalarında yorum yapan her okur, yukarıda belirtilen kuralları, sitemizde yayınlanan Kullanım Koşulları’nı ve Gizlilik Sözleşmesi’ni peşinen okumuş ve kabul etmiş sayılır.

Bizlerle ve diğer okurlarımızla yorum kurallarına uygun yorumlarınızı, görüşlerinizi yasalar, saygı, nezaket, birlikte yaşama kuralları ve insan haklarına uygun şekilde paylaştığınız için teşekkür ederiz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir