şiirce ümit yaşar oğuzcan / Ümit Yaşar Oğuzcan şiirleri - En güzel kısa 15 Ümit Yaşar Oğuzcan şiiri - Haberler

Şiirce Ümit Yaşar Oğuzcan

şiirce ümit yaşar oğuzcan

Ümit Yaşar Oğuzcan

  • To Be Or Not To Be(6,1b)
  • Ümit Dünyası (6,2b)
  • Yalnızlığı Kadınların (6,1b)
  • Yokluğun Her Dakika Ölüm Demek Gitme Kal(8,4b)
  • 50 Yaş Şiiri(5,7b)
  • Acılar Denizi(6,4b)
  • Adak(5,1b)
  • Affet Beni(6,7b)
  • Affet Beni Dünya(4b)
  • Ağır Şiir(4b)
  • Ağıt(30,9b)
  • Al Mavilerini Git(7,4b)
  • Aldanış(5,9b)
  • Altıncı Mektup(4,5b)
  • Andıkça(4b)
  • Anı(14b)
  • Anılarda Yaşarken(4,4b)
  • Arayış(9,1b)
  • Aşk Başlamadan Güzel(6,1b)
  • Aşk Çizgisi(4,5b)
  • Aşk Heykeli(4b)
  • Aşk İçin Teşükkür Ederim(6,1b)
  • Aşk Mıydı O?(4,8b)
  • Aşk Okudum, Aşk Dokudum(5,9b)
  • Aşk Şairi(3,6b)
  • Aşka Dönüş(2,8b)
  • Aşktan Önce(3,4b)
  • Aşktı O(4,8b)
  • Ayna(29,9b)
  • Aynalardan Uzakta(3b)
  • Ayrılanlar İçin(4,2b)
  • Ayrılık Günü(3,4b)
  • Ayrılık Saatleri(3,8b)
  • Ayrılırken(3,8b)
  • Ayten'in Sonu(3,7b)
  • Bana Bir Şarkı Söyle(6,1b)
  • Batık Gemi(4,6b)
  • Bedri Rahmi Eyüboğlu(2,5b)
  • Bekleyen(6,3b)
  • Bekleyenler İçin(4,3b)
  • Belki Bir Gün Duyarsın Diye(4,9b)
  • Ben Bir Eylül ,Sen Bir Haziran(5b)
  • Ben Eylül Sen Haziran(4,3b)
  • Ben Orada Sen Burada(4,1b)
  • Ben Seni Sevdim mi?(4,9b)
  • Ben Senin En Çok(7,1b)
  • Ben Sensiz Yaşayamam(6b)
  • Ben Yine Geleceğim(4,8b)
  • Benden Kurtulmak(2,7b)
  • Beni Çağırdığını(3b)
© seafoodplus.info Her Hakkı Saklıdır.

Ümit Yaşar Oğuzcan Şiirleriyle Anıldı

Tarsus doğumlu ünlü şairimiz Ümit Yaşar Oğuzcan, Ölüm yıl dönümünde anıldı. Mersin Yazarlar Derneği ile Akdeniz Belediyesi’nin işbirliğinde organize edilen anma etkinliği Akdeniz Belediyesi Meclis toplantı salonunda yapıldı. Şiir ve edebiyat dostları Ümit Yaşar Oğuzcan Anma etkinliğinde buluştu. Mersin merkezden ve Mersin’in ilçelerinden gelen şairler, Ümit Yaşar Oğuzcan’ın şiirlerini seslendirdi.

Etkinliğe; Akdeniz Belediye Başkanı M. Mustafa Gültak, yoğun programından dolayı katılamazken yerine Akdeniz belediye Meclis Üyesi ve Başkan Vekili Aydın Egin katıldı. Ayrıca; MHP Mersin İl Başkan Vekili Cihan Azgın, PTT Mersin İl Müdürü Kağan Uysal, TÜRKAV Mersin Şube Başkanı Oğuzhan Yıldız, Türkiye Artvinliler Federasyonu İcra Kurulu Başkanı Şerafettin Bilgili, Ressam Nazan Kundak, Ressam Nejla Çağlar, MEYAD Kurucu Başkanı Mehmet Reşat Ata ve Onur Konuğumuz Şairin akrabası Mehmet Sadık Oğuzcan ve basın mensupları ile vatandaşlar katıldı.

Etkinliğin sunumunu yazar Habibe Tuna yaptı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı okunmasının ardından etkinliğin açılış konuşmasını Mersin Yazarlar Derneği Başkanı Rüştü Aydın yaptı. Aydın 7 yıldır Ümit Yaşar Oğuzcan’ı anma etkinliği düzenlediklerini ve bu kez yine Akdeniz belediyesinin salonunda anmaya devam ettiklerini söyledi.

Aydın, “ Bugün Mersin’de bir şehidimiz var. Allah rahmet eylesin mekânı cennet olsun. Bu nedenle anma programımızda şairimizin bestelenmiş şiirleri seslendirilmeyecek ve sadece şairlerimiz şiirlerini okuyacak. Evet… Yedi yıl önce, Mersin Yazarlar Derneği olarak karar aldık. Mersinli ünlü şairimiz Ümit Yaşar Oğuzcan’ı anmak için. Önce Büyükşehir Belediyesi Kongre Merkezi’nin salonun da bu anmayı başlattık, salonumuz doldu taştı.

Şair mısralarında demişti “Beni Unutma” diye… Gerçekten Mersinliler Ümit Yaşar Oğuzcan’ı unutmamış. Öyle sanıyorum ki unutmayacakta.

Ve yine şairimizin sevenleri doldurdu salonumuzu… Akdeniz Belediye Başkanımız bizlere “istediğiniz salon olsun” demişti. Ve kapılarını açmıştı ve salonumuzu edebiyata açtık. Başkan Vekilimiz Aydın Egin nezdinde kendilerine teşekkür ediyorum.

Biz Şairler ve Yazarlar olarak Mersin Yazarlar Derneği olarak Şairimiz Ümit Yaşar Oğuzcan’ı unutmadık. Unutmayacağız. Allah’ın izniyle, bu anmaları gelenek haline getireceğiz ve her yıl Ümit Yaşar Oğuzcan’ı anacağız.

Yine anacağız,

Yine anacağız!

Tabi ki burada bizlere ev sahipliği yapan Akdeniz belediye Başkanımız Sayın Muhammet Mustafa Gültak Bey’e bir kez daha çok teşekkür ediyorum. Allah kendilerinden razı olsun.

Ayrıca uzaktan yakından gelen şair dostlarıma çok teşekkür ediyorum.

Şairimizin “Dost Bildiklerim” adlı şirini sizlere okuyarak konuşmamı sonlandırıyorum.”Dedi.

Akdeniz Belediye Başkan Vekili Aydın Egin ise kültüre, sanata ve spora desteklerinin süreceğini belirterek, ilimizin ünlü şairlerinden Ümit Yaşar Oğuzcan’ı anmanın önemine değindi. Mersin Yazarlar Derneği Başkanı Rüştü Aydın’a da güzel bir anma etkinliğine belediyeyi de kattığı için teşekkür etti. Şairlere ve sanatçılara başarılar diledi.

Ümit yaşar Oğuzcan’ın akrabası Mehmet Sadık Oğuzcan’da şair hakkında bilgiler verdi. Şairin bir şiirini okudu.

Konuşmalardan sonra Şairler; Remziye Çelik, Şah İsmail Ateş, Hülya Çapar,  Fatma Özger Bilgiç, Müjdat Er, Nejmiye Duru, Fatma Öztutan, Şerife Eser, Faruk Gökbulut  şairin şiirlerini okudular.

Programda şairlere ve sanatçılara Akdeniz Belediye Başkan Vekili Aydın Egin ve Dernek Başkanı Rüştü Aydın ile birlikte diğer katılan protokol üyeleri tarafından teşekkür belgesi takdim edildi.

Günün anısına çekilen fotoğraflar ile etkinlik sona erdi.

Sana geldim, içim ümitlerle dolu
Beni sarhoş etme İstanbul, ne olur
Bir gün ben de eririm caddelerinde
Çürür kemiklerim, adım unutulur
Yine sen kalırsın dipdiri, sımsıcak
Göğün, bulutların, denizlerin kalır.
Oynama İstanbul, benimle oynama
Bir gün öldürür beni bu dert, bu kahır.

İstanbul sevgisiyle dolu bu satırların yazan Ümit Yaşar Oğuzcan, bundan tam 12 yıl önce kasım ayında İstanbul’da bir yürek vurgunuyla yaşamını yitirmişti. O, kendi deyişiyle, "Bir nesle aşkı öğretmiş adam" dı. Bir çoğumuz onun şiirleriyle aşık olduk, onun dizeleriyle sevgilerimize renk kattık. Yaşasa şimdi 70 yaşında olacaktı.

Ümit Yaşar’ın yaşamı aşk, aşkı şiir gibiydi. O kendisini şöyle anlatırdı: “Benim hayatım roman değil. Baştanbaşa şiirdir benim hayatım, şiirdir ve aşktır.” Baki Süha Ediboğlu, Ümit Yaşar’ı şöyle tanımlıyordu:

“Ümit Yaşar kendi yaşantılarını, aşklarını, çilelerini dile getirmekte ve tam anlamıyla kendini anlatmaktadır.”

Ben bu gönül tezgahında
Aşk dokudum, aşk dokudum
Erenlerin dergâhında
Aşk okudum, aşk okudum
()
Bir ömür yana yakıla
Yazdığım sığmaz akıla
Acımadım kırk dört yıla,
Aşk okudum, aşk dokudum

Ümit Yaşar, aşka olan yaklaşımını anlatan bu dizeleri 44 yaşındayken yazmıştı. yılında bir yürek vurgunuyla İstanbul’da, Cihangir’de yaşamını yitirdiğinde 58 yaşındaydı. Dolu, dolu, aşklarla ve ızdıraplarla bir ömür tüketmişti.

Kendi mezar taşınıza ne yazmak isterdiniz sorusuna yine aynı şiirsel uslubuyla şu cevabı vermişti:

Doğdu Ümit Yaşar
Yaşadı Ümit Yaşar
Öldü Ümit Yaşar
İlahi Ümit Yaşar

Ümit Yaşar, şiirlerin şarkıların adamıydı. “ Biraz kül, biraz duman Obenim işte!, Kerem misali yanan O benim işte!” dizeleri onundu. “ Bir ateşim yanarım külüm yok, dumanım yok, Sen yoksan mekânım belli değil, zamanım yok.” “ Bir kerre bakanlar unuturdu derdi, günahı, Görmem gözünün nuruna daldıkça sabahı. Ben hiç bu kadar sevmedim ömrümce siyahı. Görmem gözünün nuruna daldıkça sabahı.” “İçimde nice uzun yılların özlemi var. Bugece efkârlıyım ağla gitar, çal gitar. Bitmesin bu sarhoşluk sürsün sabaha kadar. Bu gece efkârlıyım ağla gitar, çal gitar.”

Daha onlarca şarkı, onlarca duygu yüklü dize. Ümit Yaşar’ın “50 yaşımdan sonra hayatımı değiştiren kadın” dediği, ikinci eşi Ulufer ise onu şöyle anlatıyor: “Ümit’in en değer verdiği şey dostluk ve vefa duygusuydu. O bakımdan anılması, yazılması, çizilmesi mutlaka onu çok mutlu edecek. Ümit Yaşar her zaman yaşamımdan şiiri çıkarırsanız geriye pek bir şey kalmaz sözlerini kullanmıştır. Bu çok büyük bir tevazudan kaynaklanıyor. Çünkü bence şiiri kadar insanlığı da üstündür.

Bir kere gerçekten güzel insan tabir edebileceğimiz bir insandı. Kimseye karşı haset duymaz, kıskançlık duymazdı ve bütün insanlara yardım etmeyi severdi. Ayrıca kadınlara çok büyük değer verirdi. Şiirlerinde de bunu defalarca yansıtmıştır. Dostluğa saygılıydı, vefaya çok bağlıydı. Ama kendi ifadesine görede pek fazla dostlukla karşılaşmadığını söylerdi.”

Ümit Yaşar, 58 yıllık ömrüne çok şeyler sığdırmış, çok acılar çekmişti. Yaşamını da şiirsel ifadelerle şöyle dile getirmişti:

“Köhne dünyayı yılında şereflendirdim. Daha doğrusu çilem yılında Tarsus’ta başladı. İlk çocukluk yıllarımdan bu yana çeşitli hastalıklar, kazalar geçirdim. Üç yaşımda ayağım kırıldı, dört yaşında mangala oturdum, beş yaşımda yirmi basamak merdivenden düştüm, yedi yaşımda başıma sandık kapağı düştü, bu arada fazla ateşli olarak geçirdiğim kızamık sonucu kekeme kaldım, o gündenberi ateşliyimdir.

Ondört yaşımda apandisit, ondokuz yaşımda böbrek (tek böbrekliyim), otuz yaşımda bademcik amel¡yatları geçirdim. Yirmi iki yaşımda evlendim, düşme, boğulma, otomobil kazası nevinden geçirdiğim ufak tehlikelerden sonra üç kere de canımdan bezdim.(Burada intihar girişimlerine dikkat çekiyor) Eşimin adı Özhan. Vedat ve Lütfi adında iki oğlum var.”

Ümit Yaşar, Özhan’dan boşandı, çeşitli aşklara tutuldu. Özellikle Ayten’e olan aşkı için yazdığı şiirler bir aşk baladı gibi gençliğin dilinden düşmedi. "Milyon Kere Ayten" şiirinde o günlerini ne güzel anlatır:

Ben bir Aytendir tutturmuşum oh ne iyi
Aytenli içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum
Şiirler yazıyorum Ayten üstüne
Saatim her zaman ya Aytene beş var
Ya da Ayteni beş geçiyor

Ümit Yaşar yalnızca bir aşk şairi değil . O bir yergi ustası, keskin dilli bir eleştirmendi aynı zamanda. Toplumsal konuları ele alıseafoodplus.info bir aşk ustası gibi giderdi konunun üstüne:

Tiryakisi oldular siyasiler yalanın
Cezası yok bu çağda milyon milyon çalanın!
Canı çıkar daima bizde altta kalanın

Ümit Yaşar kendisine hiciv şairi adını verirdi. Yerginin zor ve tehlikeli bir iş olduğunu söylerdi. Ölümünden kısa birsüre önce yergi şairliğiyle ilgili şunları yazmıştı:

“Zor iştir şairlik, hele hiciv şairliği. Hatalı bir devlet adamını, ya da ünlü ve güçlü bir politikacıyı en açık, en vurucu şekilde hicvedebilmek için şairliğin, hazırcevaplığın ve zekânın yanısıra yürek ister her şeyden önce Bu yüzden; edebiyat tarihimize baktığımız zaman idam edilen, derisi yüzülen ve en azından diyardan diyara sürülen birçok hiciv şairine rastlıyoruz. Ve ben: hiciv şairi Ümit Yaşar, bugün yaşıyorsam, bu önsözü yazıyorsam, bu kitabı yayınlıyorsam, öldürülmemişsem, diyardan diyara sürülmemişsem; bu da yaşadığım çağın onuru ve yıllardır hicvettiğim devlet adamlarının yüzakıdır. Bundan şiir adına, memleket adına övünç duyuyorum.”

Teşekkür ederken bile alay ve hiciv var, dilin bu büyük ustasının sözlerinde. Onun keskin dilinden kurtulamayanlar arasında Erbakan da vardı. yılında Erbakan bağımsız olarak Konya’dan milletvekili seçildiğinde şu dizeleri yazmıştı Ümit Yaşar:

Destek almakta geriden, inat ettin Profesör
Gericiliği yeniden, icat ettin Profesör
Olmaz din madrabazlığı, etme sen bu canbazlığı
Yazık! sinmiş yobazlığı, azat ettin Profesör

Ümit Yaşar’ın yaşam serüveninde acılar ve sıkıntılar hiç bitmedi. İşinden oldu, parasız pulsuz kaldı. Çok sevdiği oğlunu yitirdi. Son eşi Ulufer onun yaşamıyla ilgili şunları anlatıyor:

“Onu en çok sarsan şey, tabii ki evlat acısı. Kaybettiği Vedat’ın acısı onu yıkmıştı. Ben, Ümit’le 76 yılında tanıştım. Daha önce hiç görmemiştim kendisini, tanışmamıştım. Vedat öleli 3 yıl olmuştu tanıştığımızda. Evlenmeye karar verdikten ay önceydi. ‘Seninle bir şey yapmak istiyorum. Bana destek ol.’dedi. Kalktık, Galata Kulesi’ne gittik. ‘Vedat’ın ölümünden sonra ilk kez geliyorum’ demişti. “

Ümit Yaşar’ın oğlu Vedat. 24 yaşında, Akademiyi bitirmesine 10 gün kala Galata Kulesi’nden atlayarak intihar etmişti. Bu acı ölüm, Ümit Yaşar’ın acılar denizindeki yaşamında en büyük yarayı açmıştı.

Eşi Ulufer, Vedat’ın ölümünden sonra Galata Kulesi’ne gidişlerini anlatmayı şu sözlerle sürdürdü: “Galata Kulesinde, ‘Elimi bırakma' diyecekti. Elini bırakmadım. Bir süre orada oturduk. Bir şeyler konuştuk ve çıktık. ‘Çok teşekkür ediyorum, bana bir şeyi aşmakta yardım ettin’ diyerek sözlerini bitirdi. Ama neyi aşmıştı onu söseafoodplus.info daha da hiçbir şekilde Galata Kulesi’ne gitmedik.

Vedat’la ilgili anıları gerçekten hüzünlüydü, biliyorsunuz bir de bir kitabı var. Vedat’la ilgili yazdığı şiirleri topladığı kitabı. Bir insan için en büyük acının evlat acısı olduğunu söylerdi. Çünkü daha önce bir küçük kızkardeşini kaybetmiş, yakınlarını kaybetmiş ama böyle bir acı duymamış.

Ve daha bundan başka acılar. Bir sanatçının yaşantındaki çeşitli acılar. Bizde hele de şiir yazan edebiyatçıların geçim için başka işler yapması gerekiyor maalesef. Ve işyerinde uğradığı haksızlıklar. 21 istifası var. Kimi kabul edilmiş, kimi kabul edilmemiş. Ondan sonra dostlarından gördüğü vefasızlıklar ve daha önceki duygusal hayatında uğradığı, diyelim ki terkedilmeler veyahut işte hisettiği acılar, hayal kırıklıkları bunlar var acı olarak.”

Ümit Yaşar oğlu Vedat'ın ölümü üzerine çok ağıtlar yaktı, çok şiirler yazdı. Bir şiirinde oğlunun ölümünü şöyle anlatır:

6 Haziran
Pırıl pırıl biryazgünüydü
Aydınlıktı, güzeldi dünya
Biradam düştü o gün Galata Kulesi'nden
Kendini bir anda bıraktı boşluğa
Ömrünün baharında
Bütün umutlarıyla birlikte
Paramparça oldu
Bir adam düştü Galata Kulesi’nden
Bu adam benim oğlumdu

Ölüm, yaşamın parçasıydı

Ümit Yaşar, heyecanlı ve tez canlıydı. Ölümü de böyle bir heyecanın, koşuşturmanın ardından gelmişti. Eşi Ulufer Oğuzcan onun bu özelliklerini yakından yaşamıştı:

"Ümit çok heyecanlı biriydi. Çok aceleciydi. Onun için oturarak geçirilen zaman yazık bir zamandı. Ve daima yeni projeler hazırlardı. Ben ona. ‘Ümit senin kalbin durduğunda değil, heyecanın, düşüncen, yaratıcı gücün durduğunda öleceksin' filan derdim.

Ama ne yazık ki tam tersi oldu. Onlar bitmemişti, ama kalbi durdu. Yaşam doluydu, pek çok kez ölümü aramasına rağmen. O da zaten ölüm de, yaşamın bir başka parçasıdır, bir başka boyutudur derdi. Son bir röportajı var. Ben ölümün ve yaşamın şairiyim diye. Orada diyor ki ben artık ölümü aramıyorum, yaşamı seviyorum. Ve onu dedikten bir süre sonra da öldü. Ben de diyorum ki Ümit ölümü ararken ölüm ondan kaçtı, Ümit yaşamı severken ölüm onu yakaladı.”

Ümit Yaşar, ilk şiir duygularını annesinden almıştı. Güzide Hanım Tarsus’un şair kadınlarındandı. Duygulu, zarif ve etkili bir kadındı. Güzel şiir okurdu. Babası, gazeteci ve şairdi. Gazeteci Lütfi Bey, Kurtuluş Savaşı gazilerindendi, İstiklal madalyasına sahipti. Ümit Yaşar Tarsuslu’ydu, Çukurovalı’ydı. Çukurova’nın verimli toprağı onun ruhuna derinlikler katmıştı.

Eskişehir İnkılap İlkokulunu, Konya Askeri Ortaokulunu bitirdi. yılında Eskişehir Ticaret Lisesini bitirdikten sonran bankacılığı kendine meslek edindi. Edebiyat dergilerinde ve basında ilk şiirleri yılında çıktı.

yılında ilk evliliğini yaptı. Bir yıl sonra da yitirdiğinde acısını hiç unutamadığı oğlu Vedat doğdu. 'de ise ikinci oğlu Lütfi dünyaya geldi. 40 yıl içinde tam 53 kitabı yayımlandı Ümit Yaşar’ın Şiirlerinden bazıları, İngilizce, Fransızca, Rusça, Bulgarca, İtalyanca, Sırpça, Lehçe, Romence ve Arapça’ya çevrildi.

Ve çok sevdikleri

Sevdiği insanlar arasında hemşehrileri Yaşar Kemal’in ve Orhan Kemal’in büyük yeri vardı. İkisiyle de iyi dosttu. Adana’da Yaşar Kemal'in ilk hikâyesi ‘Bebek’i yazıp henüz kimselere okumadan onlara okuduğu geceyi keyifle anlatırdı. Yaşar Kemal öyküyü bitirdiğinde hep birlikte ağlamışlardı. Şöyle anlatırdı o geceyi:

“Yaşar Kemal'in bir gözünden yaşlar akıyordu. Ve ikimiz muazzam bir duygusallığa girmiştik.”

Atatürk’e hayrandı. Hiçbir zaman, laik Türkiye’den başka bir Türkiye düşünemediği için Refah’a karşıydı.

Sevdiği dostlarından birisi de Aziz Nesin'di. Kendi adını taşıyan galeride gerçekleştirdiği son faaliyetlerden biri de onun içindi. Bir Aziz Nesin Haftası düzenlemiş ve ilk kez yazarların da anıldığı bir resim galerisini hayata geçirmeye çalışmıştı. Ama, ömrü elvermedi.

Eşinin ölümünden sonra da Ümit Yaşar Resim Galerisini sürdüren Ulufer Oğuzçan onun bu çabasını şöyle anlatıyor:

“Aziz Nesin’i çok severdi. Biz bu galeriyi açtıktan yıl sonraydı. Dedi ki sadece resim değil, biz edebiyata da hizmet verelim. Ne yapalım? Sevgili yazarlarımızı, tanınmış yazarlarımızı burada birer ikişer hafta tanıtalım. Nasıl? İşte onun bütün kitapları, resimleri yani hayatını aksettiren fotografları diyelim. Onları panolar şeklinde hazırladık. Aziz Nesin haftası yaptık, ondan sonra Salah Birsel haftası yaptık. Ondan sonra yapacaktık olmadı, kaldı.”

At yarışından ölüm gecesine

Ümit Yaşar’ın bir başka yönü de at yarışları merakı ve sevgisiydi. İlk şiir kitabı olan “İnsanoğlu”nu bir at yarışından kazandığı 3 bin lirayla bastırmış olduğunu her zaman söylerdi. Zaman zaman hayatı da bir kumar olarak görmüştü. Öldüğü gün de at yarışlarına gitmişti. Eşi o geceyi anlatırken oldukça hüzünlüydü:

“Öldüğü gün, ben at yarışına gideyim dedi. Peki, gitti. Döndü, geldi. N’oldu falan, işte şöyle böyle, oturdu biraz. Sohbet ettik. Sonra biz bir şiir festivaline gitmiştik o sene orada çekilmiş video bandı var. Ayrıca Kıbrıs’a gitmiştik. Kıbrıs'ta da Bayrak Radyosu ikimizle birlikte bir röportaj yapmıştı şair karı-kocalar diye. Onları anneme seyrettiriyordum.

'Ben uzanıcam’dedi. Ben onları annemle seyrederken ses geldi.

‘Bakar mısın, nefes alamıyorum pencereyi aç’ dedi.

Cihangir’de oturuyoruz. Ve muazzam bir karbondioksit var dışarıda. Kaloriferler yanmış. Pencereyi açtım dışarının havası daha kirli. Ümit buradan nasıl hava alırsın, alamazsın dedim. Sen şuraya bir uzan.

Bu defa salondaki kanepeye uzandı. Pazar gecesi saat civarı. Ben doktor aradım, doktoru bulamadım. Damadım ve kızım Taksim İlk Yardımdan hemen bir genç doktor alıp getirdiler. Birdenbire muazzam kızardı Ter boşandı. Ter boşanınca ben atlattı diye düşündüm. Rengi sapsarı oldu. ‘Ben galiba gidiyorum’ dedi. 'Yok sen gidemezsin’ dedim. Ondan sonra ses yok.

Hemen hastaneneye götürdük. Orada içeri aldılar elektro şok filan yaptılar. Ben dışarıda umutla bekliyorum. Beni alıştırmaya çalışıyor yanımdakiler, ben hiç dinlemiyorum, derken oradan çıkardılar. Sonra rapora, hastaneye geldiğinde ölüydü diye yazmışlar. Tabii bu büyük, inanılmaz bir şey, hiç hazırlıksızdım. Orada bir onbeş dakika kadar başında oturabildim. Belki de yarım saat, belki de bin yıl bilemiyorum. Bizi orada bıraktılar başbaşa. Çok zor anlardı. Hatırlamak bile insanı yeniden o günlere götürüyor. Ve böylece uçtu gitti."

Ümit Yaşar’ın duygulu yüreği durduğunda 58 yaşındaydı. Yaşasa bugün 70 yaşında olacaktı. Aşkla, acılarla dolu 58 yılı Ümit Yaşar bir dörtlüğünde şöyle değerlendiriyordu:

İşte böyle geçti yıllar, bozbulanık
Ben sevdim ben ağladım, başkalarıydı gülen
Ne zaman uzattıysam ellerimi, parçalandı
Mutluluk, serseri bir mayındı denizlerimde yüzen.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir