ilginç ve kısa hikayeler / İlginç Tarihi Hikayeler: "Yok Artık!" Dedirten Şaşırtıcı Olaylar | seafoodplus.info

Ilginç Ve Kısa Hikayeler

ilginç ve kısa hikayeler

Hikaye &#;rnekleri - Hayata dair kısa, anlamlı, yaşanmış ve anonim hikayeler

Haberin Devamı

 Hikayeler pek çok konu üzerine yazılabilir. Tüm hikayelerin bir ana fikri bulunur ve okuyuculara bir şeyler anlatır. Hayatın içinden olmaları sebebi ile bu tür okuyucular tarafından çok sevilmektedir.

Hayata Dair Kısa Hikayeler

Deniz Yıldızının Hikayesi

 Bir adam sabaha karşı okyanus kenarında yürüyormuş. Birden binlerce deniz yıldızının karaya vurduğunu görmüş. Daha da yaklaştığı zaman bir çocuk fark etmiş. Çocuk deniz yıldızlarını tek tek alarak denize geri götürüyormuş.

 Adam çocuğa yaklaşarak sormuş:

 -Bu deniz yıldızlarını neden denize geri atıyorsun?

 Çocuk cevap vermiş:

 -Güneş yükseliyor. Birazdan sular çekilecek ve bu deniz yıldızları susuzluktan ölecekler.

 Adam bu duruma şaşırmış:

 -Sahil çok uzun ve çok fazla deniz yıldızı var. Hepsini kurtaramazsın. Ne fark eder ki?

 Çocuk adamı dinlemiş. Daha sonra sahilden bir deniz yıldızı daha alarak denize bırakmış. Sonra adama dönerek:

 -Bak görüyor musun bu deniz yıldızı için fark etti demiş.

Akrep Hikayesi

 Hintli bir adam suyun içinde zar zor ilerlemeye çalışıyormuş. Bu sırada yanına bir akrep yanaşmış. Adam akrebi kurtarmak istemiş ve parmağını ona doğru uzatmış. Fakat akrep adamın bu hamlesinden sonra adamı sokmuş. Hintli adam bu duruma çok şaşırmış fakat yine de tekrardan parmağını akrebe doğru uzatmış. Akrep tekrar adamın parmağını sokmuş.

Haberin Devamı

 Bu olayı gören başka bir adam kendisini sürekli sokan bu akrebi kurtarmaktan vazgeçmesi gerektiğini söylemiş. Hintli adam buna şu şekilde cevap vermiş:

 -Akreplerin doğasında sokmak vardır. Fakat ben insanım. İnsanın doğasında ise sevmek vardır. Akrebin doğasında sokmak var diye kendi doğamda olan sevmekten mi vazgeçeyim?

Hayata Dair Anlamlı Hikayeler

Çok Mutsuz Bir Kralın Hikayesi

 Zamanın birinde oldukça zengin olan bir kral yaşarmış. Fakat bu kral çok mutsuzmuş. Çok uğraşsa da ne var ki asla mutlu olamıyormuş.

 Ülkede bulunan bilge bir kişiyi huzura çağırmış ve nasıl mutlu olabileceğini sormuş. Bilge şöyle cevap vermiş:

 -Saygıdeğer kralım eğer mutsuzluktan tamamen kurtulmayı istiyorsanız mutlu bir adam bulmanız gerek. O adamın gömleğini giydiğiniz zaman mutlu olursunuz.

Haberin Devamı

 Bunu duyan kral hemen adamlarına emir vermiş ve ülkede mutlu bir adam bulmalarını istemiş. Adamları aramış taramış fakat mutlu bir adam bulamamış. Hepsinin kendince dertleri ve mutsuzlukları varmış. Adamlar mutlu bir adam bulamadan saraya dönerlerken oldukça eski bir kulübeden şöyle dua edildiğini işitmişler:

 -Allah'ım şükürler olsun bugünde karnım doydu, sağlığımda pek yerinde, şimdiye kadar hep rızkımı verdin bu dünya da benden mutlusu yok.

 Bunu duyan kralın adamları mutlu birini buldukları için oldukça sevinmişler. Hemen adamın gömleğini almalıyız ve krala götürmeliyiz diye düşünmüşler. Ancak kulübeye girdikleri zaman adamın üzerinde bir gömlek bile olmadığının farkına varmışlar.

Haberin Devamı

 Hayat devam ederken insanlar her zaman mutluluğu ararlar. Sahip olduklarıyla yetinmeyip her zaman daha fazlasını isteyen kişiler ise asla mutlu olamaz. Mutluluğu kendi içinde arayan kişiler her zaman mutlu olur.

Hayata Dair Yaşanmış ve Anonim Hikayeler

Tevazu Üzerine Hikaye

 Adamın biri kötü yoldan para elde eder ve bir inek alır. Daha sonra bundan çok pişman olur ve bunu iyi bir şeye çevirmek için bu ineği Hacı Bektaşi Veli'nin dergahına bağışlamayı düşünür. Dergahlar o zamanlar aş evi şeklinde de kullanılan yerlerdi.

 Adam Hacı Bektaşi Veli'nin dergahına gider ve olanları anlatır. İneği dergaha bağışlamak istediğini söyler. Hacı Bektaşi Veli helal olmadığını söyleyerek kurbanı istemez.

Haberin Devamı

 Bunu duyan adam ineğini alır ve Mevlevi dergahına gider. Aynı şeyleri Mevlana'ya da anlatır. Mevlana ise büyük bir hoşgörü ile ineği kabul eder. Adam durumu Hacı Bektaşi Veli'ye de anlattığını. Fakat onun ineği kabul etmediğini söyler. Bunun üzerine Mevlana şöyle yanıt verir.

 -Biz karga isek Hacı Bektaşi Veli şahindir. Bizim konduğumuz leşe o konmaz. Bu nedenle de biz bu hediyeyi kabul etsek de o kabul etmez.

 Adam bunun üzerine tekrar Hacı Bektaşi Veli'nin dergahına gider. Durumu anlatır. Kendisinin kabul etmediği ineği Mevlana'nın kabul ettiğini söyler. Hacı Bektaşi Veli ise şöyle yanıt verir:

 -Bizim gönlümüz su birikintisi iken Mevlana'nın ki bir okyanustur. Bu sebeple bir damla ile bizim gönlümüz kirlenir fakat onun gönlü kirlenmez. Bu sebeple Mevlana senin hediyeni kabul etti der.

Tarih; gizemli, romantik, fedakar, cesur ve etkileyici hikayelerle doludur ve hiç şüphesiz her bir hikaye öğrenilmeye değerdir. Tarihte bu müthiş hikayelerin yanı sıra kurgu gibi görünen ve gerçekten yaşamış olan ilginç hikayeler de vardır. Bu ilginç tarihi hikayeler, geçmişle ilgili yeni şeyler öğretirken &#;yok artık!&#; dedirtmeyi başarıyor. İşte kısa süreli beyin yakan ilginç tarihi hikayeler.

Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: &#;Spagetti Ağaçlarından Cep Olarak Kullanılan Şapkalara: Kulağa Oldukça Tuhaf Gelen 7 Tarihsel Gerçek&#;

1. Kilise yetkilileri ölmüş olan Papa&#;nın cesedini yargıladı

Papa

Vatikan&#;da tarihin her döneminde oldukça tuhaf olaylar yaşanmıştır. Örneğin MS &#;de Papa VI. Stephen, selefi Papa Formosus&#;u yargılamak istemişti. Bunda ilginç olan bir şey yok diye düşünebilirsiniz. Ancak bu olay gerçekleştiğinde Formosus öleli bir yıl olmuştu. Yani yargılanmakta olan Formosus&#;un cesediydi.

Kilise yetkilileri, Formosus&#;un cesedini defin alanından çıkardı ve duruşma için mahkemeye götürdü. Stephen, Formosus&#;u papalık kıyafetlerine layık olmayan bir gaspçı olmakla suçlayarak onu gözden düşürmeye çalıştı. Sonunda Stephen, kendini savunamayan bir adama karşı davayı kazandı. Yetkililer, Formosus&#;un çürüyen cesedini Tiber Nehri&#;ne atmadan önce üç parmağını kesti.

Bu listede ilginç tarihi hikayeler var derken şaka yapmıyorduk. Daha ilk hikayede olmanıza rağmen şimdiden &#;yok artık!&#; dediniz değil mi?

2. Eski Nazi tarikat lideri, çocukları korkutmak için gözleri önünde Noel Baba&#;yı öldürdü

İlginç tarihi hikayeler

İkinci Dünya Savaşı&#;nda Almanya için savaşan Paul Schäfer, &#;de Şili&#;de Colonia Dignidad&#;ı kurdu. Teknik olarak bir komün olan Colonia Dignidad, gerçekte Schäfer tarafından yönetilen kişilik bir Cermen kültüydü. Augusto Pinochet, yönetimi sırasında Colonia Dignidad&#;ı gizli bir hapishane olarak bile kullandı. Bu komün aynı zamanda, birçok kişinin Schäfer&#;i çocuklara cinsel istismarda bulunmakla suçladığı acımasız eylemlerin de merkeziydi.

Orada meydana gelen en tuhaf anlardan biri, Schäfer&#;in bazı çocukları korkutmak amacıyla takipçilerinden birini Noel Baba gibi giydirerek çocukların önünde infaz etmesiydi. Elbette bu sadece çocukları korkutmak için yaptığı bir kurmacaydı. Schäfer, çocukları kendisine sadık ve itaatkar olmaları için korkutmak istiyordu. Colonia Dignidad, &#;de adını Villa Baviera olarak değiştirdi ve şu anda oteli olan bir turizm bölgesi olarak hizmet veriyor.

3. Avusturya ordusu yanlışlıkla kendi kendine savaştı

İlginç tarihi hikayeler

İlginç tarihi hikayeler listemizdeki şaşırtıcı hikayelerden biri de Avusturya ordusunun kendi kendine savaşması hakkında. &#;de Avusturya, Osmanlı İmparatorluğu ile bir savaşın ortasındaydı. Avusturya ordusunun kendi kendine savaştığı Şebeş Muharebesi oldukça ilginç bir hal aldı. Tarihçi Charles Kirke, olayın yüzyılda bir ordunun kendi kendine zayiat verdiği &#;kaydedilen en kötü tek olay&#; olduğunu anlattı. Avusturya ordusu gece Karanşebeş kasabası yakınlarında ilerlerken, süvari ve piyadeler şarap içip sarhoş olduktan sonra birbirleriyle savaşmaya başladılar.

Sarhoş askerler şakadan Türklerin kendilerine ateş ettiğini haykırdılar. Ancak bazı askerler bunun gerçek olduğunu düşündüler. Çok geçmeden ordunun düzenli yürüyüşü kargaşa ve paniğe dönüştü ve yol boyunca çatışmalar başladı. Şafak vakti, Avusturya ordusu Türk kuvvetlerinin yakınında olmadan binlerce zayiat verdi. Muhtemelen kadar ölü ve yaralı vardı.

4. Frederick Lorz, Olimpiyatlarındaki maraton yarışını araba sürerek kazandı

İlginç tarihi hikayeler

yılının Olimpiyat Oyunları&#;ndaki maraton yarışı, tarihin en ilginç olaylarından birine sahne oldu. Maratonu, Amerikalı koşucu Frederick Lorz kazandı. Ancak yarışmayı, 10 mil hızındaki bir arabaya bindiği için kazanmıştı. Yarış sonunda Lorz, maratonun galibi olarak kutlandı ve hatta galibiyetini kutlamak için kızı Alice Roosevelt ile bir hatıra fotoğrafı dahi çektirdi. Fakat kısa süre sonra olanları itiraf etti ve diskalifiye edildi.

Sonuç olarak, bitiş çizgisini Lorz&#;dan sonra geçen Tom Hicks şampiyon oldu. Olimpiyat maratonunun başına bela olan tek sorun Lorz&#;un aldatmacası değildi. Başka bir koşucu William Garcia, kuru yolda koşarken tozdan o kadar çok olumsuz etkilendi ki, parçacıklar midesinin astarını yırttı. Kan kustu ve hastaneye kaldırıldı.

5. yılında Torontolu itfaiyeciler ve palyaçolar arasında yaşanan kavga, bir isyanın çıkmasına neden oldu

Palyaço

yazında, gezici bir Amerikan sirki Toronto&#;ya gitti. Sirk palyaçolarından bazıları, yerel itfaiyecilerin sık sık müşterisi olduğu bir genelevi ziyaret etmeye karar verdi. Ancak genelevdekiler şehir dışından gelen ziyaretçilere pek sıcak davranmıyorlardı. Kanadalı itfaiyeciler ve Amerikan palyaçoları arasında bir arbede çıktı. Arbede sonunda kazanan palyaçolar oldu.

İntikam almak için can atan itfaiyeciler ve diğer sakinler sirkin izini sürdüler. Öfkeli kalabalık sirk vagonlarını ateşe verdi ve olaylar saatlerce devam etti. Tarihçi Ian Radforth, bu olayı &#; yüzyılın ortalarında Toronto&#;nun en büyük isyanlarından biri&#; olarak nitelendiriyor.

6. CIA, hedefleri hakkında bilgi edinmek için kedileri kullanmaya çalıştı

Kedi

İlginç tarihi hikayeler listemizde CIA ile ilgili bir bilgiye de yer verdik. CIA, bir zamanlar Sovyetler ve diğer düşman unsurlar hakkında bilgi toplamak için kedileri kullanmaya çalıştı. Olay şöyle gerçekleşti: Bilim insanları bir kediye bir mikrofon, verici ve anten yerleştirdiler. Operatörler daha sonra kediyi, ajanların konuşmalarını dinleyebilmek için stratejik noktalara hareket etmesi için eğittiler. Test etmek için kediyi bir parka götürdüler, ancak operasyon trajediyle sonuçlandı: Kediye bir araba çarptı. Sonunda CIA, bu yöntemin pratik olmayacağını anladı ve programdan vazgeçti.

7. yüzyılda toplantı yapan asilzadeler, üstünde durdukları zemin çökünce lağıma düştü

Lağım

Temmuz &#;te Almanya&#;nın Erfurt şehrinde büyük bir toplantı düzenlendi. Toplantının ayrıntılarını kestirmek zor olsa da, bir sarayda veya kilisede gerçekleştiği biliniyor. Toplantıda Kral Henry VI ve düzinelerce soylu bulunuyordu.

Toplantının yapıldığı zeminin altında, büyük bir lağım çukuru vardı. Bir araya toplanmış insan sayısı, zemin için çok fazlaydı. Nihayetinde zemin yüksek ağırlığa dayanamayıp çöktü. Düzinelerce insan aşağıdaki lağım havuzuna düştü. Bazıları atık havuzunda boğuldu ve diğerleri nehre sürüklendi. Henry VI, bir pencereye tutunabildiği için hayatta kaldı.

8. İmparator Mansa Musa o kadar zengindi ki, Kahire&#;ye geldiğinde Mısır&#;da altının değeri düştü

Mansa Musa

İlginç tarihi hikayeler listenizde yer alan diğer bir hikaye ise Mali İmparatorluğu&#;nu yöneten Mansa Musa hakkında. yüzyılda Mali İmparatorluğu&#;nu yöneten Mansa Musa, ülkedeki altın ve tuz rezervleri sayesinde büyük bir servete sahipti. İmparator Musa, yılında Mekke&#;ye hacca gitmek için yola çıktı. Hacca giderken Mansa Musa ve maiyeti Kahire&#;de durdu ve Mısırlılar karşılaştıkları zenginlik karşısında afalladılar. Orta Çağ tarihçisi İbn Fadlallah el-Umari&#;ye göre, Musa ve maiyeti çok büyük bir zenginlik ile geldiler ve Kahire&#;de özgürce harcama yaptılar. Öyle ki, şehirdeki altının değeri 10 yıldan fazla bir süre boyunca değer kaybetti.

Ayrıca bu içeriğe bakmak isteyebilirsiniz: &#;16 Maddeyle Dünyanın Gelmiş Geçmiş En Zengin İnsanı Mansa Musa’nın Hikâyesi&#;

9. Konkistador, platini keşfetti ancak değerini anlamadı

İlginç tarihi hikayeler

İlginç tarihi hikayeler listemizde yer verdiğimiz bu olayı anlatmadan önce &#;konkistador&#;un ne olduğu hakkında küçük bir bilgi verelim. Konkistador, ve yüzyıllar arasında Amerika&#;nın büyük bölümlerini istila edip İspanyol sömürgesinin egemenliği altına alan İspanyol askerlere, kaşiflere ve maceracılara verilen isimdir.

İspanyollar Amerika&#;ya gittiklerinde aradıkları en önemli kaynaklardan biri altındı. Altına takıntıları, onları platin gibi diğer değerli kaynaklara karşı kör etmişti. İspanyollar, platinle ilk kez yüzyılda karşılaştılar. Ancak platinin ne kadar nadir olduğunu fark edemedikleri için altına kıyasla değersiz olduğunu düşündüler.

Ünlü yazar Voltaire, piyango oynayarak bir servet kazandı

İlginç tarihi hikayeler

Voltaire, Fransız piyango sistemindeki zayıf bir noktadan yararlanmak için matematikçi Charles Marie de la Condamine ve diğer on bir tanıdığıyla birlikte piyango oynadı. Tüm sayıları takip ederlerse, kesinlikle kazanacak ve parayı kendi aralarında bölüşeceklerdi. Aynen öyle yaptılar. Grup, her piyango oynadığında milyonlarca livre (eski bir Fransız para birimi) kazanıyordu. Voltaire&#;in payı ise tek başına muhtemelen livre civarındaydı.

Almanlar tarafından esir alınan Douglas Bader, o kadar çok firar etmeye çalıştı ki, en sonunda onu kaleye hapsettiler

İlginç tarihi hikayeler

&#;de Kraliyet Hava Kuvvetleri pilotu Douglas Bader&#;in uçağı bir gösteri yaparken düştü. Bader hayatta kalsa da, cerrahlar her iki bacağını da dizine yakın bir yerden kesmek zorunda kaldılar. Ancak bu durum onun uçmasını engellemedi.

İkinci Dünya Savaşı &#;da patlak verdiğinde, Kraliyet Hava Kuvvetleri Bader&#;i tekrar bünyesine kattı. Bader, birçok Alman uçağını düşüren bir filonun parçası olarak cesaretini kanıtladı. Ancak Ağustos &#;de Almanlar, Bader&#;in uçağını Fransa&#;da düşürdü. Bader, Almanlar tarafından yakalandı ve bir savaş esiri oldu. Bader sayısız kaçış planı hazırladı ve o kadar ısrarcıydı ki, Almanlar sonunda onu bir kaleye hapsetti. Özgürlüğünü elde etmek için &#;te çatışmanın sona ermesini beklemek zorunda kaldı. İngiliz basını ve Hava Bakanlığı, Bader&#;in hikayesinin potansiyelini fark etti ve onu İkinci Dünya Savaşı kahramanı olarak tanıttı.

John Adams ve Thomas Jefferson, Bağımsızlık Bildirgesi&#;nin yıl dönümünde öldü

İlginç tarihi hikayeler

İlginç tarihi hikayeler listemizin sonunda Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi&#;nin yılında yaşanan bir olay yer alıyor. 4 Temmuz , Amerika Birleşik Devletleri için önemli bir gündü. O gün, Amerika&#;nın Britanya İmparatorluğu&#;ndan bağımsızlığını ilan etmesinin yıldönümüydü. Ama aynı zamanda ulus için de karanlık bir gündü. Çünkü John Adams ve Thomas Jefferson aynı gün hayatını kaybetti. Her ikisi de Amerika&#;nın başkanlığını yapmış ve Bağımsızlık Bildirgesi&#;ne katkıda bulunmuşlardı.

Kaynak: 1

"Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çaldı. Uyku sersemi adam telefonu açtı.
Telefondaki ses annesine aitti.
Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti?
Annesi "nasılsın oğlum iyi misin?" diye sordu.
Oğlu şaşkın bir ifadeyle "iyiyim anne hayırdır bir şey mi oldu siz iyi
misiniz?" dedi.
Annesi "biz iyiyiz bir şeyimiz yok sadece sesini duymak istedim" dedi.
Oğlu da "anne bunun için mi aradın saat sabahın üçbuçuğu yarında
konuşabilirdik" diyince annesi de "rahatsız mı ettim oğlum?" dedi.

Oğlu "evet anne rahatsız ettin" diyince annesi

"30 sene önce sen de beni bu
saate rahatsız etmiştin, doğum günün kutlu olsun"

okuyunca insanin yuzunde tatli bir tebessum birakan hikayelerdir bunlar

--spoiler--
Bir gün Atamız bir davette kendisine kötü kötü bakan adamı farketmiş.Yaverini çağırtıp yaverine"Kimdir bu adam" demiş."Neden bana kötü kötü bakıyor böyle"
Yaver adamın yanına gidip sorunca adam"Yıllar önce çanakkalede babamı öldürdü."
demiş.Yaver Atamızın yanına gelip anlatmış.Atamızda şöyle demiş "Sor bakalım babasının orda ne işi varmış"

--spoiler--

alıntısıyla özetlenmesi muhtemel konudur.

Bir ağustos böceği doğmadan önce toprağın altındaki bir larvada ortalama olarak 12 yıl seafoodplus.info, tam 12 yıl. 12 yıllık hapislikten sonra dünyaya gelen garibanın ömrü adında yazılıdır: Ağustos. Yani topu topu bir ay Şarkı söyleyen yalnızca erkek ağustos böceğidir.Çünkü dişi, en güzel şarkıyı söyleyeni kendine eş seçecek ve çiftleşecektir. Düşünsenize, 12 yıl toprağın altında bekle, dışarı çık. Ömrün bir ayBuldun, buldun Bulamadın, bir daha yok.

Siz olsanız çalışır mıydınız?

örneğiyle işaret edebileceğimiz hikayelerdir.

3 devlet adamının arasında geçen diyalog şöyledir.
- bak bu ülkede iç karışıklık çıkarmak istiyorsak 10 milyon fenerbahçeli 1 de bisiklet tamircisi öldürmeMIZ gerekir.
+ Neden bisiklet tamircisi?
Bunun üzerine ilk sözü söyleyen adam sessiz bir şekilde oturan 3. Kişiye dönüp:
- sana 10 milyon fenerliyi kimsenin iplemeyeceğini söylemiştim.

sibirya'nın köylerinden birinde cenaze mezarlığa doğru götürülüyormuş. mısır tarlasının ortasında tabut köylülerin ellerinden düşüvermiş. tabutun içindeki ceset düşüp dereye yuvarlanmış. akıntı, cesedi dinamitle avlanan balıkçıların yanına sürüklemiş. balıkçılar "acaba adamı dinamitle biz mi öldürdük" diye endişeye kapılarak cesedi askeri kışlanın tellerine bırakmışlar. nöbetçi er, bölgeye birinin yaklaştığını düşünerek cesedi yaylım ateşine tutmuş. hemen ambulans çağrılmış. delik deşik olan ceset hastaneye kaldırılmış. operasyon altı saat sürmüş.
ameliyattan çıkan doktor alnından akan terleri silmiş ve "çok zor oldu ama galiba yaşayacak" demiş

allahsız osman istanbul da lü yıllar..o zamanın kabadayılarından ustura kemal ve arkadaşları, karacaahmet mezarlığı nın karşısında bir evin bahçesinde çilingir sofrası kurmuşlar. içki masası muhabbeti tüm hızıyla devam ederken laf dönüp dolaşıp mezarlı ve ölü konusuna gelmiş. içinde zırnık allah korkusu ve vicdan bulunmadığını iddia ettiği için lakabı allahsız osman olan bir kabadayı, ulan ölü ne ki be!? sen sağ olanlardan kor, ölüden kimseye zarar gelmez demiş. ustura kemal de bu muhabbeti koyulaştırmak için, ulan osman, madem ölüden korkmuyorsun, gel şunu iyiden iyiye ispatla bize diye dalga geçmiş.

allah sız osman bunu nasıl yapacağını sorunca, ustura kemal, aha şu karacaahmet mezarlığını görüyorsun. madem allah a inanmaz ve ölüden korkmazsın, bu gece 12 de sana vereceğimiz kazığı mezarlığın içinde bir yere çak sabah biz gidip, kazığın orada olup olmadığına bakarız eğer orada bir kazık varsa seni takdir ederiz demiş.

allahsız osman aslında, gece mezarlığa girmek bir yana, yanından geçerken bile türkü söyleyen bi adammış ama yiğitliğe leke süremeyeceğinden, peki ama siz benimle gece gelip, mezarlık çıkışında bekleyeceksiniz demiş. zaten konuşmalar akşam saatlerinde yapılıyormuş, gece yarısı kalkıp karacaahmet mezarlığına gitmişler.

osman, gecenin karanlığında mezarlığın büyük kapısından içeri girmiş. herkeşin allah sız osman olarak bildiği cesur (!) kabadayı, mezarlığın içinde salavatlar getirerek bri elinde kazık, bir elinde çekiç ilerlemiş. bir mezarın yana geldiğinde alelacele eğilip kazığı yere çakmış. korktuğu için hemen oradan uzaklaşmak istemiş. ama bir şey giydiği setrenin(o zamanlar erkeklerin giydiği uzunca etek olan bir tür giysi) ucundan tutmuş. allahsız osman var gücüyle imdaaaat! ulan yardım edin ölü beni tutuyooo diye feryat etmiş ama kendinden epey uzakta olan arkadaşlarına sesini duyuramamış. bağıra çağıra mezarın üzerine yığılıp, kalp krizinden oracıkta ruhunu teslim etmiş.

uzunca bir süredir mezarlığın dışında bekleyen arkadaşları, allahsız osman ın kendilerine oyun oynayıp, mezarlığın öteki kapısından çıktığını düşünüp dağılmışlar. ertesi sabah ise, ustura kemal ve arkadaşları kazığın çakılı olup olmadığına kontrol için kocaahmet mezarlığına gelmiş. bir bakmışlar ki, allahsız osman, kazıkla beraber setresinin ucunu toprağa çakmış durumda, bir mezarın üzerinde cansız yatıyormuş.

- Adamın biri her zaman yaptığı gibi saç ve sakal traşı olmak için berbere gitti.
Onunla ilgilenen berberle güzel bir sohbete başladılar.
Değişik konular üzerinde konuştular. Birden Allah ile ilgili konu açıldı…

Berber: ” Bak adamım, ben senin söylediğin gibi Allah’ın varlığına inanmıyorum.”

Adam: ” Peki neden böyle diyorsun?”

Berber: ”Lütfen bana söyler misin, eğer Allah var olsaydı, bu kadar çok sorunlu, sıkıntılı, hasta insan olur muydu,
terkedilmiş çocuklar olur muydu? Allah olsaydı, kimseye acı çektirmez, birbirini üzmezdi.”

Adam bir an durdu ve düşündü, ama gereksiz bir tartışmaya girmek istemediği için cevap vermedi.
Berber işini bitirdikten sonra adam dışarıya çıktı.
Tam o anda caddede uzun saçlı ve sakallı bir adam gördü.
Adam bu kadar dağınık göründüğüne göre belli ki traş olmayalı uzun süre geçmişti.
Adam berberin dükkanına geri döndü.

Adam: ” Biliyor musun ne var, bence berber diye bir şey yok”

Berber: ” Bu nasıl olabilir ki? Ben buradayım ve bir berberim.”

Adam: ” Hayır, yok. çünkü olsaydı, caddede yürüyen uzun saçlı ve sakallı adamlar olmazdı.”

Berber: ” Hım… Berber diye birşey var ama o insanlar bana gelmiyorsa, ben ne yapabilirim ki?”

Adam: ” Kesinlikle doğru! Püf noktası da bu! Allah var, ve insanlar ona gitmiyorsa, bu gitmeyenlerin tercihi.
işte dünyada bu kadar çok acı ve keder olmasının nedeni!”

Genç bir erkeğin 4 tane sevgilisi vardı fakat hangisiyle evleneceğine karar veremiyordu en sonunda bunları testten geçirmeye karar verdi ve herbirine dolar verdi ve gidin bunları dilediğiniz gibi harcayın dedi1.kız dolarla gidip en lüks kıyafetleri alıp giyinip süslenip geldi ve erkege sana güzel görünmek için verdiğin parayla kıyafetler aldım dedi2.kız dolarla gidip erkeğin tuttuğu takımın maçına 2 tane kombine bilet alıp gerı kalanıylada erkeğe hediyeler aldı ve gelip erkeğe seni mutlu edecek şeylerde harcadım dedi3.kız ise aldığı dolarla yatırım yaıp parayı çogaltarak gelip erkege gelecegmız için yatırımlar yaptım diyerek erkege yaptıgı yatırımları anlattı4.kız ıse aldıgı bin dolarla fakırlere harcayıp karınlarını doyurduğu için gelip erkege yaptıgı ıyılıkleri anlattıBu olaylar karşısında erkek durup düşundu hepside kendisinin mutluluğu için harcadıklarına karar verdiVe bunlarin içinden birini seçmek zorunda olduğu için en sonunda büyük memeli olanıyla evlenmeye karar verdi.

nesiller sözlüğe nasıl alındı hikayesi. ilginç bir hikaye olsa seafoodplus.info bakalım dedirtiyor seafoodplus.info anlayamıyorum bu kadar troll nasıl sozlüğü bir anda bastı. siz yokken biz iyiydik be burda. ama olsun sizide eğseafoodplus.info

yeni evlenecek damat adayının başından geçen ilginç olaydır. kız tarafının evine gidilir bilindik clasic kız isteme faslından sonra kızın babası damadın babasına başlamış küfür etmeye hakaretlerin sonu gelmemiş erkek tarafını evden kovmuş. ertesi gün düşünceli bir hal alan damat adayı bir kenara oturup düşünürken onun bu halini gören yaşlı bir amca yanına gelmiş evlat derdin nedir demiş. damat adayı konuyu uzun uzadıya ihtiyara anlatmış. demiş'ki bak şu karşıda bulunan eve git orada deli mehmet var ona durumu anlat kızı o istesin kesin alır demiş. damat denilen eve gitmiş deli mehmet'e durumu anlatmış mehmet merak etme ben kızı isterim diyerek ertesi gece kız tarafının evine gitmiş kahveler içilmiş deli mehmet kızın babasına bir anda ulan şerefsiz alçak adi şerefsiz herif sen bu kızı neden vermedin deyince kızın babası mehmet ağa senin gibi ağzı düzgün biri gelmedi'ki kızı verelim demiş. kıssadan hisse.

Delikanlı 16 yaşındayken babasıyla tartışmış ve evi terk etmiş. Buna çok öfkelenen baba artık evde onun adı dahi anılmayacak diye yasak koymuş, anne her gece evi terk eden oğlunun yastığını koklayarak uyuyormuş. Oğlumu özledim, ne olur gidip arayalım bulup getireli dese de baba geri adım atmıyormuş. Bu süre içinde aradan 2 sene geçmiş oğlunun doğum günü o yıl babalar günü ile aynı güne denk gelmiş.

Annesinin dayanamadığını o ağlamaklı halini, yüreği parçalanan halini görünce babada dayanamadı ve dedi ki şu adrese git oğlunu gör ve ekledi adresi benim verdiğimi söyleme ama git oğlunu gör ama adresin benim verdiğimi kesinlikle söyleme ve birkaç şey daha söyledi ama anne duymuyordu artık aklında bir tek adres kalmıştı, kadıncağız sevinçten uçuyordu adeta.

Hemen hazırlandı yola çıktı, büyük bir şehrin karşı yakasındaydı babanın verdiği adres ve gittiği adres bir tamirhaneydi, anne evladını tulum içinde gördü bir süre ıslak gözler ile dükkanın karşısında izledi, oğluna doğru yaklaşmaya başladı, iki yıl boyunca kendisini hiç arayıp sormayan ailesini unutan delikanlı aniden annesini karşısında görünce önce şaşırdı sonra koşup sarıldı annesine.

Ne zamandandır beridir gittiğini, orada olduğunu biliyordun diye sordu anne. Gittiği günden beridir biliyorum bazen öğle molasında ne yiyor ne içiyor diye gider uzaktan izlerdim onu, bazen akşamları geç gelirdim ya hani sen beni kahvede bilirdin. işte o zamanlar da ne yapıyor ne ediyor kimlerle takılıyor diye takip ederdim.

Karı koca birbirlerine sarılıp ağlarken kapı çalmıştı. Elleri ile gözlerini silerek kapıyı açmaya gitti anne, annesinin kendisine yaptığı pastadan daha büyük pasta ve hediye paketiyle içeri girdi delikanlı. Koşarak babasına sarıldı, babalar günün kutlu olsun babaam dedi. Babalar günün kutlu olsun baba. Delikanlı anlamıştı kendisine hiç bakmadığını düşündüğü babasının aslında gözünü hiç üzerinden ayırmadığını.

Evet babalar biraz taş olur, babalar biraz katı durur, dik durur bazen kızar bağırır ama hep evlatlarının iyiliği içindir. Hangi baba evladının kötülüğünü ister ki zaten ama evlatlar çocukken bunu anlayamaz. Onlarda bir gün ana baba olunca anlarlar ama iş işten geçer o yüzden annenin babanın kıymetini onlar başımızdayken anlamak gerek.

Gerçek ve İlginç Hikayeler

Gerçek ve ilginç hikayeler tarihte var olduğu düşünülen ve önemli kişilerin yaşamış olduğu bazı olayları aktaran hikayeler olmaktadır. Romantik, cesur, gizemli ve etkileyici hikayelerden oluşan gerçek ve ilginç hikayeler ile tarihe önemli bir ışık tutulmuş olup birçok kişinin bu hikayeler aracılığıyla genel kültürü geliştirilmiş olmaktadır.

Bilinen en gerçek ve ilginç hikayeler şöyledir;

  1. Zümrüdü Anka Kuşu Hikayesi
  2. Romeo ve Juliet Hikayesi
  3. Voltaire’in Piyango ile Zengin Olma Hikayesi
  4. Ölen Papayı Cezalandıran Kilise

Zümrüdü Anka Kuşu Hikayesi

Herkes tarafından bilinen Zümrüdü Anka Kuşu Hikayesi dünyada en çok bilinen efsaneler arasında yer almakta olup üzerine birçok farklı tarzda hikayeler anlatılmaktadır.

Küllerinden doğmayı temsil eden Zümrüdü Anka Kuşu temelde kişilere en dibi gördükleri anda dahi yeniden ayağa kalkma inancını karşılamaktadır.

Arap, fars ve Türk kültüründe yer alan Anka kuşu temelde birbirinden farklı anlamlara gelse de veya farklı özelliklere sahip olsa da yeniden doğuşu temsil etmesi ortak özelliğidir.

hikâye içerisinde bu kuşun ölüm zamanı hakkında bilgi sahibi olması ve daha sonraki süreçte kendini kötü hissetmesi anlatılmakta olup ancak bu duruma karşı göstermiş olduğu cesaret hikâyenin temelini oluşturmaktadır.

Ne zaman öleceğini bilen bu kuş sonsuz ömre mahkûm edilmiş olup kişilere olumsuz durumlar karşısında ortaya çıkan ümitsizliklerin nasıl ortadan kaldırılacağı gösterilmektedir.

Temelde bir efsane olarak kabul görülse de sonsuz ömre sahip olan zümrüdü anka kuşu birçok kişinin cesaretini temsil ettiğinden gerçek olduğuna oldukça fazla inanılmaktadır.

Romeo ve Juliet Hikayesi

Birçok kişi tarafından bilinen ve birçok filme, tiyatroya veya romana konu olmuş Romeo ve Juliet hikayesi aslında ünlü İngiliz yazar Shakespeare tarafından kaleme alınmış bir tiyatro oyunudur. Gerçekte var olduğuna ve yaşadığına inanılan bu iki karakterin birbirlerine duydukları aşk ve kavuşmak için seçtikleri ölümü konu edinmektedir.

Voltaire’in Piyango İle Zengin Olma Hikayesi

Dünya Edebiyatında sık sık adını duyduğumuz ünlü yazar Voltaire aslında fakir bir ailenin çocuğu olarak dünya ya gelmiş ve uzun zaman maddi sıkıntılar yaşamıştır.

Voltaire temelde Fransız piyango sistemindeki zayıf noktalar aracılığı ile piyango tutturmak için Matematikçi Charles Marie de la Condamine ve tanıdığı 11 arkadaşı ile birlikte piyango oynamıştır. Yaşanmış ilginç hayat hikayeleri arasında bu hikayede adını sık sık duyurmaktadır.

Böylece tüm sayıları takip ederek piyangonun tutturulacağını düşünen Voltaire ve 12 kişi parayı aralarında bölüşeceklerdi.

Bu fikri gerçekleştiren Voltaire ve arkadaşları neticede piyangoyu tutturarak parayı kazanmışlardır. Bu durum uzun bir süre devam etmiş ve sadece bir kişi livre civarında para kazanmıştır.

Ölen Papayı Cezalandıran Kilise

Vatikan tarihi denilince en ilginç olaylara rastlamamak mümkün değildir. Adaleti birinci temelleri haline getiren Vatikan tarihi olmaz denilen ve imkân verilmeyen birçok olaya şahitlik etmiştir. Adalet için ortaya koydukları tuhaf ve ilginç olaylar içerisinde ölen papayı cezalandıran kilise hikayesi herkesin malumu olmaktadır.

M.S. YILINDA Papa VI. Stephen selefi olan Papa Formosus’u yargılamak istemiş ancak bu nokta da en ilginç olan olay Formosus’un 1 yıl önce ölmüş olmasıdır.

Kilise yetkililerini toplayan papa cesedi yerinden çıkartarak yargılamış ve sonucunda 3 parmağının kesilmesine karar verilmiştir. Kendini savunamayacak olan papa böylece yargılanmış olup daha sonra Tibet Nehri’ne atılmıştır.

Unutulmayan hayat hikayeleri ve enteresan hikayeler arasında sık sık duyulan bu hikâye oldukça ilginç bir konuya sahiptir.


Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarıseafoodplus.info

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir