ilhan tok hatim duası dinle / Песни на букву «Y»

Ilhan Tok Hatim Duası Dinle

ilhan tok hatim duası dinle

,

Şeyh İdris Abkar Kuran Hatmi

Şeyh İdris Abkar Kuran Hatmi - Программы

Şeyh ̇dris abkar kuran hatmi
Идрис Абкар - Курана Керим
Курана Керим Тюркч
Хатим Сети
Шейх Идрис Абкар
̇Dris abkar hatim dinle/̇ndir
Коран Тукуфу
Идрис Абкар
Idees Abkar
Idrees Abkar mp3 Quran
Идрис Абкар mp3
Идрис Абкар Полный Коран
Идрис Абкар Коран
Идер Абкар Коран
Кари Идреш Абкар
Idrees Abkar Mp3
Шейх Идрис Абкар
Шейх Идрис Абкар Коран
Идрис Абкар Коран mp3
Шейх Идрес Абкар
Телевидение Коран Идрис Абкар
Идрес Абкар
Idrees Abkar Полный Quran mp3
Коран Идрис Абкар
Дево
Idrees abkar Quran mp3
Идрис Абкар Коран Скачать mp3
Шейх Идреш Абкар Полный Коран
Idees Abkar Tilawat
Qari Idrees Abkar Полный Quran mp3
Idrees Abkar Полный Коран
Идрис Абкр
Коран Идреш Абкар
Шейх Идрис Абкар Коран mp3
Полный Коран mp3
Шейх Идрис Абкар Полный Коран
Идрис Абкар mp3 Quran
Ильхан Ток
Ильхан Ток Мукабеле
Ильхан Ток Хатмим
Курани Керим Хатмим
Сердце Индир
Илхан Ток Хатим Гёрунюлу
Киса Сурелер
Кабе Имамлари Хатим
ebubekir şatiri
Курана Керим Хатмим
Delaili Hayrat
Kuran Ogreniyorum
Абдуррахман Садиен
Бакара Сурези Индир
Куран отключен
два
Bağışlama Branch
Cüz öğreniyorum
Мистер Гюзель Куран Окуян Хафизлар
Курана Керим
Fatih rollak tecvidli kuran öğreniyorum indir
Fatih rollak Kuran öğreniyorum Indir
Ясин отключен
Куран Динл
куран
Dieanet Vakfı Burs
Ясин Сурези
Куран Эренм
Курани Керим Индир
Элиф Кюзю
Tecvidli kuran öğreniyorum fatih rollak
Куран Кузлери
Просто sohbetleri
Ранний Hikayeler Dinle
Куран Еда
Динет Куран
Fatih rollak kuran Indir
Fatih rollak Kuran Dinle Görüntülü
Fatih rollak 30 cüz
Хакки Йылмаз
Курани Керим Динл
Намаз
Эзан
Bedir Savaşı
Мюззинлик Дуалари
Muezzinlik
Только Мюззинлиги
Намацда Камет
Teravih namazı müezzinliği
Теравих Мюззинлиги
Müezzinlik Duası
Просто Намаз Мюззинлиги
Намацда Мюзззинлик
Месчиди Небеви
Эзан Камет
Акшам Намази Мюззинлиги
Камин
Байрам Намази Мюззинлиги
Мюззинлик Япмак
Teravih namazı müezzinliği duaları
Мюззинин Геревлери
Намаз Мюззинлиги
Сабах Намази Мюззинлиги
Махфель
Мюззин Не Окур
Камет Дуаси
куран
Идрис Абкар Динл, Идрис Абкар Дуа, Идрис Абкар Хэтмим Динл, Идрис Абкар Хатмим Индир, Идрис Абкар Хока, Идрис Абкар Индир, Идрис Абкар Кимдир, Идрис Абкар Киямет, Идрис Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар Абкар. Коран, Идрис Абкар Рахман, Идрис Абкар Тек Линк Индир, Идрис Абкар Ясин, Идрис Абкар Зильзал
Abdul Rahman Al Ossi Full Quran, Abdul Rahman Al Ossi Mp3 Download, Abdul Rahman Al Ossi Mp3 Quran, Abdul Rahman Al Ossi Mp3 Quran Mustafa özcan Güneşdoğdu Indir, Abdurrahman El usi aşır, Abdurrahman El ussi aşırları, Abdurrahman El ussi aşrı şerifleri, Abdurrahman El Ussi Dinle, Abdurrahman El Ussi Ezan, Abdurrahman El Ussi Ezan DiL, Abdurrahman El Ussi Ezan Indir, Abdurrahman El Ussi Hatim, Abdurrahman El Ussi Hatim Dinle, Abdurrahman El Ussi Hatim Indir, Abdurrahman El Ussi Hoca, Abdurrahman El Ussi Indir, Abdurrahman El Ussi Изле, Абдуррахман Эль -Усси Кимдир, Кабе Имами Махир Дил, Кабе Имами mp3, Кабе Имами Ясин Сюрези, Махир Аль Муайкали Хатим, Махир Аль Муайкали Хатим Дил, Махир Аль Муайкали Хатим Индир,
-Ishak Andış - Fatih rollak - Fatih Collak - Murat çiCek - ̇san topoy - mehmet salih polat - abdulkadir şehitoğlu - bünyamin araz - mehmet ali şengül - erhan mete - bünyamin topçoğlu -̇shelial -yreal -hreail -yrhail -hreail -hreail -hreail -hreail -hreail -hreail -hreail -hreail -hreail -hreail -hreail -hreail -isshrüli Фаруки - Саад Гамди - Судис - Абдуссамед - Кабе Имами Судис - Майсари Афази.
-Mehmet çevik -tayyar altıkulaç - Davut Rich - ̇lhan tok - Kâni Karaca - Hasan Hüseyin - Fethullah Gülen - Mehmet Bilir - Abdurrahman Bozan - hayri Küçükdeniz - orhan rich - metih mitlu - yusuf ayhanizis -amarizishme - metih metih -yus Хатим - Хамад Синан Хатим - Мухаммед Сулайман Патель - Садакат Али Хатим - Письмо Фатих Ташихи - Кабе Имами Махир - Али Кютяк.
Куран - Куран Динл - Куран Динл - Куран Огрен - Куран Ийм Оку - Ясин -
Kuran Harfleri - Kuranı Kerim ̇ndir - Alfabesi - Kuran Meali - ̇slami - Namaz

HABERLER

Nurcan Büyük / Haksöz Dergisi Sayı: - Mart

Dine dair her yaklaşımı hayatın dışına iten Aydınlanmacı paradigmanın tahakkümü insanı yeryüzünde anlamsız ve başıboş bir hale getiriyor. Yalnızlığımızı örtmek için gerçeklikten uzak dijital hikâyeler ve resimlerle kendimizi kandırıyoruz. Atomize hayatlar ve mekânlar yalnızlığı her geçen gün daha da büyütüyor. Geçmişinden, mahallesinden, cemaatinden ve ailesinden kopartılan insan yalnızlığın zindanına mahkûm. Zannedildiği gibi hesaplaşma kültürü, terapi odaları da yaralarımızı sarmak için yeterli olmadı.

yy ulusçuluğun, pozitivizmin, faşizmin ve disiplinin yüzyılıydı. ‘Global köy’ olmanın imkânlarını kolaylaştıran teknolojik gelişmelerin artışı ve internetin hızlı dolaşımıyla girdiğimiz yeni yüzyıl ise ‘birey’in her türlü kısıtlayıcı tahakkümden özgürleştiği bir performans toplumuna dönüştü. Yeni bireyler disiplin toplumunun itaatkâr köleleri değil, performans öznesi oldu. Koreli felsefeci Byung Chul Han’ın modern toplum eleştirilerini yaptığı kitaplarında ‘performans toplumu’ kavramsallaştırmasına sıkça rastlıyoruz. Disiplin toplumuna özgü yapılar olan kışlalar, hapishaneler, hastaneler, tımarhaneler gibi denetleyici yapılar performans toplumunda yerlerini bankalar, iş merkezleri, gökdelenler, havaalanları, fitness salonlarına bırakmış durumda. Bireyi yapabilme ve edebilmenin özgürleştirici bir eylem olduğuna ikna etmeye çalışan ‘performans toplumu’ her türlü tahakkümden de insanı özgür olmaya zorluyor. Eş, anne baba, arkadaş, akraba, hatta vicdan bile ‘olma’nın önünde bir engelse aşılmalı fikrini salık veriyor. Bu durum aynı zamanda insanın tüm bu çevreyle savaşını da beraberinde getirdi. Acaba insan, özgürlük ve zaruretler adına, değer yargılarıyla, çevresiyle girdiği bu savaştan gerçekten özgürleşerek mi çıkıyor?

Baş döndürücü bir hızla değişen ve dönüşen dünya değerleri içinde performansını yükseltme azmindeki insan, kendini sömürdüğü gerçeğini de göremez hale gelir. Her susadığında tuzlu su içen insanın susuzluktan daha da susayarak uzaklaşması gibi modern insan da ‘almak için verme’ eylemlerinin kısır döngüsünde yalnız, hissiz ve takatsiz kalıyor. Her kanaldan pompalanan ‘kendi olmak’ baskısı öyle ağırdır ki “Kendi olmak ne demek?” sorusu bile bu ortamda buharlaşmıştır. Evet, kendin değilsin ve kendin olmaya çalışmalısın ama “Sana teklifmiş gibi sunulan dayatmalarla geldiğin yer gerçekte kendin olduğun yer mi?” sorusuna bir cevabı da yok görünüyor.

“Bir dâne-i hakîkat, bir harman hayâlâta müreccahtır”

İş dünyasında çok kullanılmasına rağmen gerçekte bir bilgisayar işletim kavramı olan ‘multitasking’ ’lardan itibaren psikolojinin de konusu oluyor. “Aynı anda birden fazla iş yapmak” anlamına gelen bu kavram modern insanın ifrat derecesindeki eylemliliğini ifade ediyor. Hız ve tüketim çağının insanı yalnız içinde bulunduğu mekânın insanı değildir. Bir yandan üretimin içinde yer alırken bir yandan Instagram’dan bir fotoğraf beğenir, diğer yandan Twitter’da siyasi güdeme ilişkin görüşlerini paylaşır, aynı anda evine bir eşya alır vs. vs. Her ne kadar bu çoklu görev hali insanı daha ileri ve hızlı kılıyormuş görünse de bıraktığı duygu durum asla tatminkârlık olmuyor. Bu koşuşturmalı halden insana kalan stres, yorgunluk ve ne yaparsan yap yetişememe duygusu. Dikkatin bu dönüşümü derinleşmeyi, okumayı, fikir üretmeyi ve tefekkürü de zorlaştırıyor. Bu bölünmüş ve akışkan ruh hali, aynı ruh durumunun sürmesine de izin vermiyor. Ne korkunun ne sevincin ne de hayretin tam anlamıyla yaşanması mümkün. Sosyal medyada bir fotoğrafta savaşın parçaladığı bir hayata şahit olurken altındaki başka bir fotoğrafta mükellef bir sofraya misafir olabiliyor, hemen altındaki fotoğrafta gösterişli bir düğün kutlamasının içinde bulabiliyorsunuz kendinizi. Hiperaktif yaşam tarzı dayatmasıyla yetişme ya da geç kalma duygusu içinde salınan insanın elinde ‘huzur’ da kalmıyor. Sahip olduğu maddi ve manevi her şeyi sergiye açan insan tüm beğenilere, takdirlere, övgülere rağmen yine mutsuzluk içerisinde. Hiperaktivite ve multitasking ile hayatın hızına yetişme telaşındaki insan, bu modern hapishanenin hem zanlısı hem gardiyanı hem de müdürü olma rolünü üstlenmiş durumda.

Niceliğin egemenliğiyle birlikte yüzeysellik gittikçe artıp nitelik buharlaşıyor. Sıkılgan ruhların maymun iştahıyla daldan dala savrulan üretme ve gösterme çabaları bir anlam dizgisi içinde gerçekleşmediğinden ruhta bir huzur ve tatmin de kalmıyor. Kurstan kursa koşan, etkinlik denizlerinde kulaç atan, sertifika koleksiyoncusu insanın bu çabaları, onu bir bütünün parçası kılmadığı gibi daha da yalnızlaştırıyor. Belki tüm bunların temelinde hakikatin paramparça edilip insanın meçhule mahkûm edilmesinin payı da olabilir. Tekvir Suresi Ayetteki “Fe eynetezhebun?” (Öyleyse nereye gidiyorsunuz?) sorusu yönünü ve yolunu kaybetmiş bu insana yöneltilir. Hakikati kaybetmiş insan ne kadar koşturursa koştursun, istediği hazza ulaşsın hep eksik kalacak ve asla tatmin olmayacaktır. Kendini gerçekleştirmek adına kendinden uzaklaşma paradoksuna saplanıp kalan modern insana yapılacak şey onu yeniden ahlaka, fazilet eve hakikate çağırmak olacaktır.

Olmak ya da Olmamak

yüzyılın tüketici insanının yüzyılda tüketim nesnesine dönüşmesiyle ‘olma’ bir sahneye ve gösteriye indirgenip beden ve mahremiyet bu sahnenin birer enstrümanı haline geldi. Kendi rızasıyla özel alanlarını kamusal hale getiriyor ve böylece yaşantısını denetime açıp özgürlüğünü kendi elleriyle teslim ediyor. Özgürlüğüne çok düşkün modern birey böyle örtük ve rıza üzere sömürülmekte nedense pek bir beis görmüyor ya da bu durumu düşünebilecek bir mantık bilgisine sahip değil. Prokapitalizmin ‘başarı’ ve ‘performans’la kabul ettiği bu yeni insan tarihte hiç olmadığı kadar mahremiyetini tüketim pazarının bir nesnesi haline getirdi. Bugün maalesef çocuklarımızı bile koruyamadığımız bu dönüşüm, toplumu yaşlısı-genci, köylüsü ve kentlisiyle kuşatmış durumda. Gençler tahammülü aptallık, kanaati ahmaklık, hamdetmeyi avuntu olarak tanımlarken, ileri yaşlardakiler içinse elden kaçan fırsatlar, ‘özgürce’ yaşanmamış hayat için bir eleştiri ve hayıflanma konusu oluyor.

Bedenini ve ruhunu ilahi sınır ve sorumluluklardan uzaklaştırarak gerçekleştirdiği yeni dünya ve beden tasarımıyla insan, zannettiği gibi yeryüzünü daha yaşanılır, adil ve müreffeh bir dünyaya çevirmediği gibi, kendinden razı, huzurlu ve mutmain de kılmadı. Bir yandan tüketim ve değişim çılgınlığına ulaşamayan ama tüm lüksün seyircisi yoksul insanların öfkesi, hırsı ve umutsuzluğu, diğer yanda tüketimin hızına yetişmeye çalışan, bedenini, evini, eşini bir sergi alanına çeviren ve tekrara düşme kınanmasından korktuğu için zihnini sadece bununla meşgul eden insan. Her iki kesim arasındaki makas her gün açılsa da umutsuzluk, yorgunluk, mutsuzluk, tükenmişlik ve depresyon toplumun tümünü etkisi altına almış görünüyor. Kâdir-i mutlak Allah’la açtığı savaşta, yerine inşa etmeye çalıştığı kâdir-i mutlak bilim, ardından kâdir-i mutlak insanla, yeryüzünü değil imar, elleriyle tarumar ettiğini gördü. İlahi nizamla girilen bu savaştan da insana düşen yorgunluk, iç sıkıntısı ve yetişememedir.

Melankoli, hüzün, endişe, kaygı, acı ve ıstırap insanlık tarihi boyunca karşılaşılan ruh halleriydi. Farklı baş etme ya da hastalık boyutundaise tedavi etme yöntemleri mevcuttu. Muhtemelen yy tarihte, tüketim ve performans yanında depresyon çağı olarak da anılacaktır. Neredeyse toplumların %20’si depresyonda ve ilaç kullanımı da oldukça yaygın vaziyette. Her geçen gün hızla artan intihar vakalarının sebepleri arasında depresyon ilk sırayı almakta. Byung Chul Han “Yorgunluk Toplumu” kitabında bu konuyu ele alırken “yy hastalıklarının diyalektiği, negatifliğin değil pozitifliğin diyalektiğidir. Bunlar ifrat derecesindeki pozitiflikten kaynaklanır. Disiplin toplumunun negatifliği deliler ve caniler doğurmuştur. Performans toplumuysa depresif ve mağluplar yaratır.” diyerek yeni gelen yıkıma karşı dikkat çekmeye çalışır. Modern toplumlarda sağlığın ve biyopolitikanın yükseltilmesiyle insanın daha uzun ömürlüve sağlıklı olduğu anlatısı bir yana, zengin ülkelerdeki intihar vakalarında yükselen ölüm oranları, ‘sağlık ve zenginlik=mutluluk’ denkleminin de doğru olmadığını göstermektedir.

İktidarların, tüketim toplumunun, modern kültürel atmosferin insan ruhuna etkisi, yaşanan hızlı değişimler, sosyal ve kültürel geçişler, küresel dayatmalar, altüst edilen toplumsal değer ve kabuller, zenginliğin, şatafatın ve lüksün insanın gözüne sokulması, şiddetin ve şehvetin pornografik saçılımı, haz odaklı bir hayat için savaşmanın birey olmanın biricik yoluymuş gibi gösterilmesi, tükenen dünya kaynakları, yağmalanan ülkelerin ve katledilen bedenlerin ruhlarda bıraktığı izler konuşulmadan tüm bu konuşulanlara sağlıklı bir yol bulmak pek mümkün görünmüyor.

Hülâsa

Hayatın merkezine ihtiyaçlarını, kazançlarını, aldıklarını, alamadıklarını, ilişkilerini koyarak hayatın anlamı ve amacını ‘kendi olma’ya indirgeyen insan, imanın güven veren ikliminden, başkalarının yaralarına derman olmanın, bir yoksulun elinden tutmanın, bir yetimin başını okşamanın tadından mahrum kalmış; samimiyetin, sıcak buluşmaların hayatın insanı yoran taraflarına şifa olacağını ıskalamıştır. “İnsan insanın şifasıdır.” diyen kadim kültüre inat modern zihinlere yerleştirilen “İnsan insanın kurdudur!” inancı şifalanma kaynaklarını yerle bir etmiştir.

Unutmamak lazım ki türlü şekillerde içine çekildiğimiz, varlığımızın göstererek ve türlü etkinliklerle devam etmesi gerektiği ya da bu davranış kalıplarıyla kabul göreceğimiz algısı bizi bu gösterişli ve hızlı hayatın bir parçası yapacaktır ama sahip olduğumuz kimlik ve değerlerin aşınma, silikleşme hatta yok olma tehlikesini de beraberinde getirecektir. Modern hayatın hızına zorunlu katıldığımız yerler olsa da durma, düşünme, nefsimizi ve zihnimizi sakinleştirme pratiklerini de artırmak zorundayız. Durma eylemiyle kazançlarımızı ve kayıplarımızı görebilir; neden, niçin ve nasıl sorusuna cevaplar arar ve ahiret inancının gereği olan heybemize kattıklarımızla hakkaniyet üzere kurulu, adil bir dünyanın imkânları üzere kafa yorabiliriz. Belki de Peygamberimizin (s) ölümüne kadar aksatmadığı itikâfı bir de bu açıdan düşünmeliyiz. Araçlar değişse de insan, tarihin her döneminde aynı insandı. Marufla münkerin, hakla bâtılın, imanla küfrün savaşı insanın adı yeryüzünden silininceye kadar devam edecek. Modern toplum eleştirisi yapmamız sosyolojik bir kültürlenmeden ziyade Müslümanlar için yaşadığı çağın hastalıklarını tanıma, bilme ve bunlara göre hazırlanma amaçlıdır. (Anlatmak için anlamanın öncelik olduğu bilgisini unutmadan) Nefretin, öfkenin, hırsın, acımasızlığın kol gezdiği bu dünyada önce merhameti kuşanıp ardından anlamsızlığın, amaçsızlığın, bunalımların ve yalnızlığın pençesinde özgür olmak adına insanlığından vazgeçenlere özgürlüğün sorumluluk olduğunu ve yaratılıştan verildiğini anlatmak durumundayız. Çünkü ‘Namaz özgürlüktür.’ ‘Dua özgürlüktür.’ ‘İsâr özgürlüktür.’ ‘Tesettür özgürlüktür.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir