İngilizce de cümle kurarken çok ihtiyacımız olan bir yapıdır. Çok karıştırılır fakat güzel bir tekrarla pekiştirilip öğrenilebilecek bir konudur. Kullanım alanlarına göre değişir. kimi tarihte kimi saatte kullanılır. İngilizce zaman edatlarını sizler için derledik, örneklendirdik .
in-on-at zaman edatlarını (prepositions of time) örneklerle ayrı başlıklarla anlattık.
Haftalardan, aylardan, yıllardan, mevsimlerden, yüzyıllardan, günün üç bölümünde (sabah, akşam, öğlen) vb durumlarda in kullanılır.
See you in April.(Nisan ayında görüşürüz. )
He was born in ( de doğdu.)
He lives in Ankara.(Ankara da yaşıyor.)
Come here in 10 days. (10 gün içinde buraya gelsin. )
They will come here in the winter.(Kışın buraya gelecekler.)
He paid his debt in 2 weeks. (2 haftada borcunu ödedi. )
He left in January. (Ocak ayında ayrıldı.)
He lived here in ( de burada yaşamış.)
See you in the morning. (Sabah görüşürüz.)
He will come early from work in the evening. (Akşam işten erken gelecek.)
Tarih ve günlerin isimleri belirtilen cümlelerde kullanılır.
We will take delivery of our house on Monday. (Pazartesi evimizi teslim alacağız. )
He quit work on Tuesday. (Salı günü işten ayrıldı. )
He sent us a notification on ( da bize tebligat gönderdi.)
I want to see you on my birthday. (Doğum günümde sizleri de görmek istiyorum.)
It will come to us on New Years Eve. (Yılbaşı arefesi bize gelecekmiş. )
Kesin bir zaman dilimi anlatmak için at kullanılır.
You must be here at sunset. (Gün batımında burada olmalısın. )
He will come here at half past 8. ( 8 buçukta buraya gelecek. )
He will be on leave at the weekend. (Hafta sonunda izne ayrılacak. )
The meeting started at 10 oclock. (Saat 10 da toplantısı başladı.)
In-On-At, İngilizce zaman edatları, İngilizce Zaman Edatları (In-On-At)
‘In, on, at’ edatlarının kullanım yerleri oldukça fazladır. Aşağıda zaman için kullanım şekilleri ve kullanım örnekleri sıralanmıştır. Daha fazlası için sözlüğümüze göz atabilirsiniz.
• in April: Nisanda
• in ’te
• in the s: ’larda
• in 20th century: yüzyılda
• in 5 minutes: 5 dakikada, 5 dakika içinde
• in two days: iki günde, iki gün içinde
• in a week: bir haftada, bir hafta içinde
• in summer: yazın, yaz ayları, yaz ayları içinde
• in the morning: sabahleyin
• in the past: geçmişte
• in the future: gelecekte
• on Monday: pazartesi, pazartesi günü
• on Fridays: cumaları, cuma günleri
• on June 1: 1 haziranda
• on the 6th of January: ocağın 6’sında
• on my birthday: doğum günümde
• on Easter day: Paskalya gününde
• on Monday morning: pazartesi sabahı, pazartesi sabahında
• at 4 o’clock: saat 4’te
• at night: gece, geceleyin, geceleri
• at noon: öğle, öğleyin
• at sunset: gün batımında
• at sunrise: gün doğumunda
• at Christmast: Noel’de
• at the moment: şu anda
• at the same time: aynı anda
• at lunchtime: öğle yemeğinde
• at the weekend: haftasonunda
• at present: şu anda, şimdi
• at Easter: Paskalya’da
• I was born in
› ’da doğdum.
• I was born on 2 June
› 2 haziran ’da doğdum.
• My birthday is in June.
› Doğum günüm haziranda.
• I go on holiday in summer.
› Yazları tatile giderim.
• We can meet in the afternoon.
› Öğleden sonra buluşabiliriz.
• We can finish the work in two weeks.
› İki haftada işi bitirebiliriz.
• Are you free on Monday?
› Pazartesi günü boş musun?
• We usually meet on Saturdays.
› Genellikle cumaertesi günleri buluşuruz.
• He was born on June 1.
› 1 haziranda doğdu.
• He was born at am, on June 1.
› 1 haziranda, sabah saat ’de doğdu.
• I got up at o’clock.
› Saat 8’de uyandım.
• I am busy at the moment.
› Şu an meşgulüm.
• I can do two things at the same time.
› Aynı anda iki şeyi yapabilirim.
• He will come on the 6th of January.
› Ocağın 6’sında gelecek.
• He wants to be a doctor in the future.
› Gelecekte doktor olmak istiyor.
• Life was hard in the past.
› Geçmişte hayat zordu.
• I saw him on Easter.
› Onu Paskalya’da gördüm. (Paskalya günü)
• What do you do at Easter?
› Paskalya’da ne yaparsınız. (Paskalya süresince)
Bu soruların cevaplarını siz veriyor olsaydınız, aynı edatları mı kullanırdınız? İngilizceyi yabancı dil olarak öğrenirken bu “preposition” olarak adlandırılan küçük kelimeleri doğru yerde kullanmak biraz zorlayıcı olabilir. Ancak neden at a concert ve neden in the hall olduğunu öğrendikten sonra, aynı mantığı kendiniz de kurabilecek ve bu edatları doğru bir şekilde kullanabileceksiniz!
Bu yazıda “preposition”ların yalnızca bir yeri belirtirken nasıl kullanıldıklarını inceleyeceğiz.
At; on ve in ile karşılaştırdığımızda çok da belirli adeta bulunduğu yerde birtakım aktivitelerin gerçekleştiği yerler ve adresler gibi noktasal lokasyonları ifade etmek için kullanılır.
You need to be at the airport before check-in time.
Noktasal lokasyon
She is waiting for the bus at the station in front of the market.
Noktasal lokasyon
She must be at the office now.
Noktasal lokasyon
I feel really good at home.
Noktasal lokasyon
He used to read newspapers at the breakfast.
Bir aksiyonun gerçekleştiği o belirli nokta
We met at a party in New York.
Bir aksiyonun gerçekleştiği o belirli nokta
I don’t like sitting at a desk for 6 hours a day.
This meal is the best thing you can eat at a restaurant like this.
She teaches English at the University of Jordan.
I live at 55 Cambridge Road.
At | The airport | the Office | The station |
Home | Breakfast, lunch… | A party | |
Desk | A restaurant | A school/university | |
A concert | The supermarket | 55 Cambridge Road |
On, bir yüzeyde duran insan ya da şeylerin yerleri hakkında konuşurken kullanılır. Bunun yanı sıra, her katın bir yüzey olmasında ötürü; binaların katlarından ve bir “board” üzerinde durulduğu için toplu ulaşım araçlarından önce olmak üzere kullanılır.
I live on the 5th floor.
First, sit on the sofa and think about nothing for a second.
Yüzey
Which one do you prefer watching a movie on TV or on a bigger screen at the cinema?
Yüzey
I was on the train when she called me.
Our song is playing on the radio right now.
The building is on Oxford Street.
On | 5th floor | The sofa | TV/radio/phone |
train/bus/plane/ship | The equator | The table | |
The Wall | The paper | The water/lake | |
The window | The court | An island | |
The street | The corner | The coast |
In
In, belirlenmiş ya da belirgin kenarları olan herhangi bir şeyin içinde olan insan ya da şeyleri ifade etmek için kullanılır.
What do you have in your pocket?
Is that a dead fly in your cup?
He is waiting for me in the car.
In the car
On the bus/plane/train/ship
I live on the 5th floor at 35 Oxford Road in London.
He went to work in Britain.
People are having fun and eating ice cream in the park.
We are planning a holiday in the mountains.
My family used to have a farm in the country.
Isn’t it dangerous to swim in the lake?
Until being called, you can rest in the waiting room.
Would you like to have some milk in your coffee?
I left phone charger in your office!
Bu dersimizde size prepositions ( edatlar ) kullanım yerlerini anlatacağız. İngilizceye yeni başlayan öğrencilerin çok sık hata yaptıkları bir bölümdür ama kurduğunuz cümlelerde bu edatları düzenli olarak kullanırsanız kolaylıkla öğrenebilirsiniz çünkü dili kullanırken sıklıkla kullanmak zorundasınız. Bu dersimiz sizin için çok faydalı olacaktır.
MEVSİMLER : IN
In spring ( İlk baharda)
In summer ( Yazın )
In autumn (Sonbaharda)
In winter (Kışın)
AYLAR : IN
In January ( Ocak Ayında)
In February (Şubat Ayında) etc.
YILLAR : IN
In ( 'de )
In ( 'de )
In ( 'de )
GÜNÜN ÜÇ BÖLÜMÜNDE : IN
In the morning ( Sabah)
In the afternoon ( Öğlen )
In the evening ( Akşam)
GÜNÜN ÜÇ BÖLÜMÜNDE : AT
At noon ( Öğlen )
At night ( Gece )
At midnight ( Gece yarısı)
SAATLERDE : AT
At 5 o’clock.
At 7 am ( am sabah saatlerini anlatmak için kullanılır. Sabah 7 de demektir )
At 7 pm ( pm öğleden sonraki zaman dilimini anlatmak için kullanılır. Saat da demektir. )
GÜNLERİN İSİMLERİYLE : ON
On Monday ( Pazartesi )
On Tuesday ( Salı ) etc.
NOT: Yukarıda günün bölümlerinden bahsetmiştik ama eğer günün bölümlerinin önüne bir gün ismi gelirse o zaman “ON” ile kullanılır. Normalde in the morning ( sabah ) deriz ama eğer cumartesi sabahı demek istersek ON SATURDAY MORNING diye kullanmalıyız.
ON MONDAY AFTERNOON ( Pazartesi öğleden sonra)
ON SUNDAY EVENING ( Pazar akşamı )
HAFTASONU : AT
At the weekend
BAŞINA PREPOSITION ( EDAT ) GELMEYEN YAPILAR
today ( bugün)
tomorrow
last night ( geçen gece )
last week (geçen hafta )
next month (gelecek ay )
next year ( gelecek yıl )
tomorrow ( yarın)
yesterday (dün )
two weeks ago ( 2 hafta önce )
tonight ( bu gece )
everyday ( her gün )
yesterday evening (dün akşam )
this evening ( bu akşam )
this afternoon ( bu öğleden sonra )
this morning ( bu sabah )
ever year ( her yıl ) etc.