Öğle: Bir zaman vakti
Öyle: İşaret sözcüğü
Grup: Küme, öbek
Gurup: Güneşin batışı
Eyer: Binek hayvanlarına takılan oturmalık
Eğer: Koşul zarfı
Sesteş Sözcüklere Örnekler
Aşağıda verdiğimiz örneklerde bazı sesteş ya da eşsesli sözcüklerin farklı anlamlarına ulaşabilirsiniz:
Aç
(I) Yemek yemesi gereken (II) Açmak eylemi
Ak
(I) Beyaz renk (II) Akmak eylemi
Al
(I) Kırmızı renk (II) Almak eylemi
Arı
(I) Temiz, saf (II) Bal yapan böcek
Bağ
(I) Bağlamak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne (II) Üzüm
yetiştirilen arazi
Ben
(I) Tendeki ufak, koyu renkli leke veya kabartı (II) Birinci teklik kişi zamiri
Ekmek
(I) Tarlaya tokum serpmek (II) Tahıldan yapılan yiyecek
Kan
(I) Damarda dolaşan sıvı (II) Kanmak eylemi
Kara
(I) Yer, toprak (II) En koyu renk, siyah
Uç
(I) Genellikle uzun bir nesnenin incelerek biten son ve sivri noktası (II) Uçmak eylemi
1. Dar ve kalınlığı az olan, kalın karşıtı. "Bu kumaş çok ince."
2. Tiz (ses), pes karşıtı. "Senin sesin çok ince."
3. Zayıf. "Açlıktan hepsi ince ve kuvvetsiz kalmış."
4. Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan, zarif, kaba karşıtı. "Bu ince davranışınız için teşekkür ederim."
5. Taneleri ufak, iri karşıtı. "Bu unun daha ince elenmesi gerekir."
Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.
Eş sesli (sesteş) kelime: Açma(seafoodplus.info)
1. Açmak işi. "Pencereyi açma." "Çantamı izinsiz açma."
2. Bir tür susamsız, kalınca, yağlı çörek. "Bana da iki açma al." "Gel açma yiyelim."
3. Orman içinde ağaç kesme veya yakma yoluyla tarıma elverişli bir duruma getirilen arazi. "Bu açma yüzünden ceza aldı."
Eş sesli (sesteş) kelime: Geç(seafoodplus.info)
1. Erken olmayan. "Sanırım yine geç kaldık, ekmek kalmamış."
2. Bir yerden başka bir yere gitmek. "Karşıdan karşıya geçerken dikkatli olmak gerek."
Eş sesli (sesteş) kelime: Diz(seafoodplus.info)
1. Bacağın ortasındaki bölüm. "Her gelişinde dizlerinden şikâyet ederdi."
2. Bir şeyleri dizmek. "Tespih tanelerini ipe özenle dizdi."
Eş sesli (sesteş) kelime: Sal(seafoodplus.info)
1. Su üzerinde ulaşımı sağlayan bir araç türü. "Çocuklar bir başına sala binmiş gidiyorlardı."
2. Bırakmak, salmak. "Öğretmen sözlerini bitirinceye kadar bizi salmadı."
Eş sesli (sesteş) kelime: Yenik(seafoodplus.info)
1. Yenmiş, aşınmış. "Bu yenik ekmek dilimi kimin?"
2. Savaş veya yarışmada yenilmiş, mağlup. "Milli takım son maçını yenik bitirdi."
Eş sesli (sesteş) kelime: Kuru(seafoodplus.info)
1. Suyu, nemi olmayan, yaş ve nemli karşıtı. "Bu çamaşırlar kuru." "Sobaya iki kuru odun daha atın."
2. Kurutulmuş, taze ve yeşil karşıtı. "Biraz da kuru nane katalım." "Bir tencere kuru fasulye pişirdim."
3. Yağış almayan veya üzerinde bitki olmayan. "Bu kuru bölgede yaşanmaz."
4. Zayıf, çelimsiz, arık, sıska, kaknem. "Bu çocuk neden bu kadar kuru?"
Eş sesli (sesteş) kelime: Ses(seafoodplus.info)
1. Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün. "Bir ses duyarsan bana haber ver."
2. Duygu ve düşünce. "İçimden bir ses kalkıp gitmemiz gerektiğini söylüyor."
3. Bir davranış, tutum karşısında uyanan ruhsal tepki. "Biraz vicdanının sesini dinlesen kabul etmezdin"
Eş sesli (sesteş) kelime: Makam(seafoodplus.info)
1. Mevki, konum. "Makamına güvenip konuşan insan, basit insandır."
2. Müzikte söyleme biçimi. "Bu şarkıyı bu makamda söylemeniz yanlış."
Eş sesli (sesteş) kelime: Er(seafoodplus.info)
1. Erken, geç olmayan. "Er ya da geç bu iş olacak."
2. En rütbesiz asker. "Erler, eğitimlerine kesintisiz devam ediyordu."
Eş sesli (sesteş) kelime: İç(seafoodplus.info)
1. Bir şeyin iç kısmı. "Bu kovanın içi neden pis görünüyor?"
2. Bir sıvıyı içmek. "Çocuklar gece yatarken süt içmeli ki sağlıklı kalabilsinler."
Eş sesli (sesteş) kelime: Kurum(seafoodplus.info)
1. Bacalarda biriken kalın is. "Bacada çok kurum varmış." "Kurumları temizleyince soba daha güzel ısıtıyor."
2. Evlilik, aile, ortaklık, mülkiyet gibi köklü bir yapıyı içeren, genellikle devletle ilişkisi olan yapı veya birlik, müessese. "Gerekli kurumlara başvuru yaptık." "Çocuk Esirgeme Kurumu"
3. Kendini büyük ve önemli gösterme davranışı, büyüklenme, gösteriş, azamet. "Sendeki bu kurum inan kimsede yok." "Fazla kurumlanma, senden büyük Allah var."
Eş sesli (sesteş) kelime: Acı(seafoodplus.info)
1. Bazı maddelerin dilde bıraktığı yakıcı duyu. "Biberlerin bu kadar acı olacağını düşünmemiştim.""
2. Herhangi bir dış etken dolayısıyla duyulan rahatsızlık. "Düşürdüğün kitap, kafamı çok acıttı."
3. Ölüm, yangın, deprem vb. olayların yarattığı üzüntü, keder, elem. "Depremde yakınlarını kaybetmesinin acısını, hala yüreğinde hissediyor."
Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.
Örnekler İle Sesteş Sözcükler Konu Anlatımı
Eş sesli kelimeler yazılışları aynı fakat anlamları farklı şeklinde tanımlamak mümkündür. Bu tanımdan da görüldüğü gibi bir kelimenin birden fazla anlamı olabilmektedir. Eş sesli kelimeler ile ilgili örneği şu şekilde verebiliriz.
1) Yüzünde çok büyük bir yara çıkmış.
2) Yüzmeyi çok seviyorum.
3) Tarlada tam tane koyunu varmış.
Yukarıdaki örnekler incelendiğinde ''yüz'' kelimesi 3 farklı anlamda kullanıldığı görülür. Birinci cümledeki yüz kelimesi anlamı sima, çehre manasında kullanılmıştır. İkinci cümledeki anlam ise insan vücudunda bulunan el ve kol hareketleri ile su üzerinde yapılan bir spordan bahsedilmiştir. Üçüncü cümlede ise ''yüz'' kelimesi sayı anlamında kullanılmaktadır.
Yüz kelimesine bakıldığında Türk Dil Kurumu sözlüklerinde pek çok tanım bulunmaktadır. Böylece yüz kelimesi pek çok anlamda cümle içerisinde kullanmak mümkündür.
Eş sesli kelimelerde çok fazla yapılan hata ise yazılışları aynı olmamasına rağmen bu kelimeyi eş sesli olarak kullanmamızdır. Örneğin ''hâlâ'' kelimesi ile ''hala'' kelimeleri eş sesli kelimeler değildir. Bu iki kelimenin anlamları birbirinden farklıdır. Bakıldığı zaman yazılışları aynı gibi görünse de aynı değildir. Anlamları da birbirinden farklıdır. Bu nedenle bu iki kelime eş sesli kelime değillerdir.
Al eş sesli midir