indolent lenfoma / Türk Hematoloji Derneği

Indolent Lenfoma

indolent lenfoma

Hodgkin dışı lenfoma

Hodgkin dışı lenfomalar, lenf düğümü kanseri olarak da bilinir. Yaklaşık 30 farklı lenfoma hastalığı toplu terim altında özetlenmektedir. Bu yazıda hangi lenfomaların farklılaştığını, teşhis ve tedavi için nelerin önemli olduğunu öğreneceksiniz.

Bir bakışta

  • Hodgkin dışı lenfoma (NHL), lenfatik sistemin kötü huylu tümörleridir.
  • Yaklaşık 30 farklı hodgkin dışı lenfoma vardır.
  • Hodgkin dışı lenfomalar genellikle tüm vücudu etkiler.
  • Genellikle lenf düğümleri şişer, ancak diğer organlar da etkilenebilir.
  • Hodgkin dışı lenfoma yavaş yayılabilir (indolent lenfoma) veya çok hızlı ilerleyebilir (agresif lenfoma).
  • Lenfomanın kesin tipi tedavi için kritik öneme sahiptir.

Not: Bu yazıdaki bilgiler bir doktor muayenesinin yerini tutamaz ve kişinin kendi kendine teşhis yapabilmesi veya tedavi etmesi için kullanılmamalıdır.

Hodgkin dışı lenfoma nedir?

Hodgkin dışı lenfomalar, lenfatik sistemin tümörleridir. Lenf düğümleri, bademcikler ve dalak lenfatik sisteme aittir. Lenfatik doku ayrıca mide, bağırsaklar veya cilt gibi vücudun başka yerlerinde de bulunur.

Kötü huylu hücreler, olgun lenfositler adı verilen beyaz kan hücrelerinden türetilir. Esas olarak lenf düğümlerinde yayılır, ancak karaciğer veya diğer organlarda da çoğalabilir.

Kelimenin tam anlamıyla tercüme edildiğinde, lenfoma kelimesi "lenf düğümü şişmesi" anlamına gelir. Kötü huylu bir tümör kastediliyorsa, uzmanlar açıkça "kötü huylu" bir lenfomadan bahseder.

Hodgkin Lenfoma ve Hodgkin Dışı Lenfoma: Fark Nedir?

Lenfatik sistemin kötü huylu hastalıkları (kötü huylu lenfomalar) önceden geleneksel olarak 2 gruba ayrılırdı:

  • Karakteristik tümör hücreli hodgkin lenfomalar
  • Hodgkin dışı lenfomalar olarak adlandırılan diğer lenfomalar (Hodgkin olmayan lenfomalar)

Hodgkin dışı lenfoma terimi, 30'dan fazla farklı kötü huylu lenfomayı kapsar. Uzmanlar artık resmi olarak lenfomaları sınıflandırmak için bu terimi kullanmamaktadır, ancak pratikte hala yaygın olarak kullanılmaktadır.

Ne tür hodgkin dışı lenfomalar var?

'lerden beri, doktorlar hodgkin dışı lenfomaları yavaş büyüyen (indolent seyirli, düşük kötü huylu) lenfomalar ve hızlı büyüyen (agresif, yüksek kötü huylu) lenfomalar olarak ayırmaktadır.

  • İndolent seyirli lenfomalar, örneğin foliküler lenfoma (FL) ve kronik lenfositik lösemiyi (CLL) içerir.
  • Tipik bir agresif lenfoma, yaygın büyük B hücreli lenfomadır (DLBCL).

Hodgkin dışı lenfomalar çoğunlukla olgun B lenfositleri adı verilen belirli beyaz kan hücrelerinden türer. Uzmanlar bu durumda B hücreli lenfomadan bahseder. Hodgkin dışı lenfomalar nadiren T lenfositlerden (T hücreli lenfomalar) veya doğal öldürücü hücrelerden (NK hücreli lenfomalar) gelişir.

Önemli bilgi: Adına rağmen, kronik lenfositik lösemi (KLL) aynı zamanda hodgkin dışı lenfomadır: Hastalığa lenfatik sistemin olgun B hücreleri neden olur. Bununla birlikte, diğer lenfomaların aksine, lenfoma hücreleri esas olarak kanda bulunur.

Uzmanlar, "löseminin", kemik iliğindeki olgunlaşmamış beyaz kan hücrelerinin neden olduğu kötü huylu hastalıklar olduğundan yola çıkıyor. Bir örnek akut lenfoblastik lösemidir (ALL).

Hodgkin dışı lenfoma ile hangi semptomlar ortaya çıkabilir?

Hodgkin dışı lenfoma hastaları genellikle başlangıçta şişmiş lenf düğümlerinden şikayet eder. Büyümüş lenf düğümleri genellikle ağrısızdır ve sıklıkla boyun ve boyun bölgesinde, kasıkta veya aynı anda birkaç yerde ortaya çıkar.

Lenfomalar, örneğin göğüs veya karın gibi dışarıdan görülmeyen veya elle hissedilmeyen lenf düğümlerinde de gelişebilir. Hodgkin dışı lenfoma, merkezi sinir sistemi (CNS) olarak adlandırılan baş veya omurilikte de nadiren görülür.

Diğer olası şikayetler:

  • Ateş, aşırı gece terlemesi ve kasıtsız kilo kaybı (B semptomları olarak adlandırılır)
  • Göğüs kemiğinin arkasındaki lenf bezlerinin şişmesi ile kuru öksürük ve basınç hissi
  • Büyümüş karaciğer ve / veya dalak durumunda karın ağrısı
  • Arka karında genişlemiş lenf düğümleri ile sırt ağrısı
  • Enfeksiyonlara yatkınlık

Yalnızca hodgkin dışı lenfomada ortaya çıkan hiçbir semptom yoktur. Köyü huylu lenfomanın tipik semptomları başka hastalıklarda da ortaya çıkabilir. Buna enfeksiyonlar gibi kanserle ilgili olmayan hastalıklar da dahildir. Semptomlar uzun süre devam ederse, bir doktora görünmeniz önerilir. Aile hekimleri rahatsızlıkların nedenini kesin olarak belirleyebilir ve gerektiğinde daha ileri teşhis adımları için uzman hekimlere yönlendirebilir.

Hodgkin dışı lenfoma neden oluşur?

Kanser, tek bir hücredeki genetik yapıdaki değişikliklerden kaynaklanır. Bu daha sonra kontrolsüz olarak çoğalır. Hodgkin dışı lenfomada bu, lenfosit adı verilen bireysel beyaz kan hücrelerinde olur.

Buna neyin yol açtığı çoğu hasta için cevaplanamaz. Hodgkin dışı lenfoma gelişmeden önce muhtemelen çeşitli faktörlerin birlikte etkileşmesi gereklidir.

Radyasyon tedavisi ve kemoterapi genellikle kötü huylu lenfoma geliştirme riskini artırır. Ek olarak, diğer faktörler tekil lenfoma olasılığını artırır. Helicobacter pylori bakterisi, midede MALT lenfoma denilen hastalığın gelişmesini teşvik eder. Epstein-Barr virüsleri, Burkitt lenfomalarının gelişiminde rol oynayabilir.

Önemli bilgi: İşyerinde kimyasal benzene maruz kalındığında lenfatik sistemin birçok hastalığı Almanya'da meslek hastalığı olarak kabul edilebilmektedir.

Hodgkin dışı lenfomanın görülme sıklığı nedir?

Hodgkin dışı lenfomalar, meme kanseri veya prostat kanseri ile karşılaştırıldığında nadirdir. Yaşlı insanlar gençlerden çok daha sık etkilenir.

En yaygın hodgkin dışı lenfomalar şunları içerir:

Daha az yaygın, örneğin:

  • Marjinal bölge lenfoması: Bu, MALT lenfomalarını içerir
  • Manto hücreli lenfoma
  • Waldenström hastalığı
  • Burkitt lenfoması

Hodgkin dışı lenfomalar nasıl seyreder?

Hodgkin dışı lenfomanın seyri öncelikle lenfoma tipine bağlıdır. Genel olarak:

Agresif lenfomalar

Agresif lenfomalar genellikle birkaç haftadan birkaç aya kadar hızla büyür. Yoğun tedavi ile bu lenfomalar genellikle iyi tedavi edilebilir ve kalıcı olarak iyileştirilebilir.

Daha az agresif "indolent seyirli" lenfomalar

Daha az agresif "indolent seyirli" lenfomalar genellikle birkaç yıl hatta on yıllar boyunca yavaş büyür. Kural olarak, hastalar sadece semptomları olduğunda tedavi edilir. Tipik olarak, hastalık tedavi edilemez, ancak kontrol altında tutulabilir. İndolent seyirli lenfoma ile, etkilenen hastalar genellikle uzun yıllar boyunca oldukça zarar görmeden yaşayabilir.

Hodgkin dışı lenfoma nasıl saptanır?

Bir hastanın hodgkin dışı lenfoma olduğundan şüpheleniliyorsa, doktorlar genellikle tüm lenf düğümünü veya anormal dokuyu çıkarır. Uzmanlar laboratuvarda çıkarılan dokuyu detaylı olarak inceler. Bu şekilde, ne tür bir lenfoma olduğunu belirlenir.

Hastalığın yayılma teşhisi (evreleme)

Lenfoma tipi belirlendikten sonra doktorlar lenfomanın vücutta ne kadar yayıldığını inceler. Uzmanlar bu muayeneleri "evreleme" olarak da adlandırmaktadır.

Bunlar arasında örneğin aşağıdakiler olabilir:

  • Ayrıntılı hastalık geçmişi (anamnez)
  • Fizik muayene
  • Kan testleri
  • Görüntülemeli muayeneler
  • Gerekirse kemik iliği muayenesi
  • Gerekirse sinir sıvısının incelenmesi

Tüm bu testlerin sonuçları, doktorların lenfoma tedavisini iyi planlayabilmesine yardımcı olması açısından önemlidir.

Sağlık durumunun değerlendirilmesi

Tedaviye başlamadan önce doktorlar, diğer şeylerin yanı sıra kalbi, akciğerleri ve tiroid bezini kapsamlı bir şekilde muayene eder. Bu, hastanın planlanan tedaviyle ne kadar iyi başa çıkabileceğini kontrol etmelerini sağlar. Şiddetli komorbiditeler varsa, doktorlar tedaviyi buna göre ayarlar.

Hodgkin dışı lenfoma nasıl tedavi edilir?

Hodgkin dışı lenfoma hastasının nasıl tedavi edileceğine doktorlar, lenfomanın tipini öğrendikten sonra karar verebilir. Tedavinin ne zaman başlayabileceği ve hangi tedavi konseptinin mümkün olduğu da lenfomanın vücuttaki yayılımına bağlıdır. İlgili kişinin yaşı ve sağlık durumu da önemlidir.

Kemoterapi genellikle hodgkin dışı lenfoma için bir seçenektir. Kemoterapi sırasında hastalar, hücre büyümesini yavaşlatan veya hücre bölünmesini engelleyen, sitostatik adı verilen ilaçlar alır. Sitostatikler, isteğe bağlı olarak, lenfoma hücrelerine karşı hedeflenen bir antikor ile birleştirilir. Uzmanlar bu kombinasyonu immün kemoterapi olarak da adlandırmaktadır.

Bireysel hodgkin dışı lenfomaların tedavisi için bilim adamları ayrıca çeşitli hedefe yönelik ilaçlar ve yeni immünoterapiler araştırmaktadır. Bu "yeni" maddelerin bazıları halihazırda ilaç olarak onaylanmıştır ve lenfoma türlerinde başarıyla kullanılmaktadır.

Önemli bilgi: Hodgkin dışı lenfoma genellikle tüm vücudu etkiler: sadece tek tek lenf düğümleri büyümüş olsa bile. Bu nedenle cerrahi, genellikle hodgkin dışı lenfomayı tedavi edemez. Doktorlar sadece teşhis için bir lenf düğümünü veya şüpheli dokuyu çıkarır.

Video

Hedefe yönelik kanser tedavileri nelerdir?

Aşağıdaki videodan, hedefe yönelik kanser tedavilerinin ne zaman uygulandığını öğrenebilirsiniz. İlaçlar nasıl kullanılır ve nasıl etki ederler?

Bu ve başka videolar YouTube kanalında da mevcuttur

Şimdi izleyin

Bu sitede yayınlanan veri koruma bildirimleri geçerlidir.

Kemoterapi ve hedefe yönelik tedaviler nasıl uygulanır ve yan etkileri nelerdir? Bu konuyla ilgili ayrıntılı ek bilgileri Deutsches Krebsforschungszentrum, Krebsinformationsdienst (Alman Kanser Araştırma Merkezi, Kanser Bilgi Hizmeti) web sitesinde bulabilirsiniz.

Hodgkin dışı lenfoma tedavisinden sonra ne olur?

Hodgkin dışı lenfoma hastalarına tedavi bitiminden sonra nasıl bakılacağı, lenfomanın tipine ve önceki tedaviye bağlıdır.

Genel olarak, tedavi sonrası muayeneleri, hodgkin dışı lenfoma nüksetmesini ve aynı zamanda tedavinin uzun vadeli etkilerini erken bir aşamada belirlemeye ve tedavi etmeye yardımcı olur.

Bu nedenle, etkilenenler, tedavinin bitiminden sonra, önce kısa, sonra muhtemelen daha uzun aralıklarla düzenli olarak muayene edilir. Doktorlar semptomları sorar, hastayı muayene eder ve kan tahlili yapar. Gerekirse görüntülemeli muayeneler de yapar.

Bir hastanın tedavi sonrası bakımı için ne sıklıkta gelmesi gerektiği ve tam olarak hangi muayenelerin gerekli olduğu tedavi eden doktorlarla tartışılmalıdır.

Bir lenfoma kalıcı olarak tedavi edilemezse, düzenli kontroller stresli semptomları erken bir aşamada belirlemeye yardımcı olur. Doktor ve hasta, daha ileri tedavi seçenekleri ve destekleyici önlemler konusunu birlikte tartışabilir. Bu, hastaların yaşam kalitesini mümkün olduğunca uzun süre korumalıdır.

Hodgkin dışı lenfoma ile hayat nasıldır?

Birçok lenfoma hastası, iyileşmelerine katkıda bulunmak için kendileri aktif olmak ister. Bunun için çeşitli seçenekler vardır. Hastalıkla ve tedavinin sonuçlarıyla daha iyi başa çıkmaya neyin yardımcı olabileceği, bireysel duruma bağlıdır:

  • Egzersiz, yorgunluğun ve güçsüzlüğün üstesinden gelmeye yardımcı olabilir. Egzersiz, bireysel performansa uygun hale getirilmelidir.
  • Beslenme tedavisi de dahil olmak üzere dengeli ve sağlıklı beslenme, yetersiz beslenmeyi önleyebilir veya tedavi edebilir.
  • Psikoonkolojik danışmanlık, endişe ve korkular baş edilemeyecek hale geldiğinde yardımcı olabilir.

Önemli bilgi: Hodgkin dışı lenfoma hastaları, kanser tedavisine ek olarak almak istedikleri herhangi bir ilaç hakkında tedaviyi yapan onkoloğuna bilgi vermelidir. Çünkü özellikle lenfatik sistem hastalıklarında natüropatik veya diğer alternatif preparatlar hastalık sürecini olumsuz etkileyebilir. Lenfoma tedavisi ile etkileşimler de mümkündür.

Hodgkin dışı lenfomalar durumunda görüşmek için uygun kişiler kimlerdir?

Kompetenznetz Maligne Lymphome e.V. (KML) (Kötü Huylu Lenfoma Yetkinlik Ağı) derneğinde, Almanya'da lenfoma alanında uzmanlaşmış araştırmacılar birlikte çalışmaktadır. Lenfoma teşhisi ve tedavisiyle ilgili soruları olan hastalar ve doktorlar, Kötü Huylu Lenfoma Yetkinlik Ağı Tescilli Derneği'ne başvurabilir.

KML, web sitesinde hastaların ve doktorların lenfoma tedavisi için uygun klinikleri veya tıbbi uygulamaları bulabilecekleri bir arama işlevi kurmuştur.

Hodgkin dışı lenfoma tedavisinde çeşitli disiplinlerde doktorlar birlikte çalışmalıdır: Lenfoma hastalarının tedavisinde çok fazla deneyime sahip hastaneler, “hematolojik neoplazi” odaklı bir onkoloji merkezi olarak sertifika ile deneyimlerini belgeleyebilirler. Alman Kanser Derneği (DKG), Alman Hematoloji ve Onkoloji Derneği (DGHO) ile birlikte hastaneyi belirli gereksinimleri karşılama açısından düzenli olarak denetler.

Bu konuya odaklanan merkezlerin adreslerini OncoMAP internet sitesinde bulabilirsiniz. Bunun için arama ekranında “Merkez” altında “Hematolojik neoplazi” seçimini yapmanız gerekir.

Önemli bilgi: Mesleki gerekliliklerin kontrolü Almanya'da henüz zorunlu değildir. Uygun olup bu denetim için başvuruda bulunmamış klinikler de olabilir.

Deutsches Krebsforschungszentrum, Krebsinformationsdienst (Alman Kanser Araştırma Merkezi, Kanser Bilgi Hizmeti) ile birlikte hazırlanmıştır.

Tarih:

Hodgkin Dışı

Başlıklar

Hodgkin Dışı  Lenfoma Nedir?
Hodgkin DışıLenfoma Hücreleri
Hodgkin Dışı  lenfoma, bağışıklık sistemi hücrelerinde başlayan bir kanserdir. Bağışıklık sistemi enfeksiyonlara ve diğer hastalıklara karşı savaşmaktadır. Lenf sistemi, bağışıklık sisteminin bir parçasıdır. Lenf sistemi aşağıdakileri içermektedir:

  • Lenf damarları: Lenf sisteminde lenf damarları ağı bulunmaktadır. Lenf damarları vücudun tüm dokuları içine dallar vermektedir.
  • Lenf: Lenf damarları lenf adı verilen berrak bir sıvı taşımaktadır. Lenf beyaz kan hücrelerini, özellikle B hücreleri ve T hücreleri gibi lenfositleri içermektedir.
  • Lenf nodları: Lenf damarları, lenf nodları adı verilen küçük, yuvarlak doku kitlelerine bağlanmaktadır. Boyun, koltuk altı, göğüs, karın ve kasıkta lenf nodu grupları bulunmaktadır. Lenf nodları beyaz kan hücrelerini depolar. Bunlar lenf içinde bulunabilecek bakteri veya diğer zararlı maddeleri yakalarlar ve yok ederler.
  • Lenf sisteminin diğer bölümleri: Lenf sisteminin diğer bölümleri tonsilleri, timus ve dalağı içermektedir. Lenf sistemi ayrıca mide, deri ve ince barsak gibi vücudun başka kısımlarında da bulunmaktadır.

Bu resim diyaframın üstünde ve altındaki lenf nodlarını göstermektedir. Ayrıca lenf damarlarını, tonsilleri, timus ve dalağı da göstermektedir.

Lenf dokusunun vücudun birçok bölümünde olması nedeniyle Hodgkin lenfoma hemen hemen her yerde başlayabilir. Genellikle önce bir lenf nodunda bulunur.

Hodgkin Dışı  Lenfoma Hücreleri
Hodgkin Dışı  lenfoma bir lenfositin (genellikle bir B hücresi) anormal hale gelmesi ile başlar. Anormal hücre kendi kopyalarını üretmek için bölünür. Yeni hücreler yeniden ve yeniden bölünerek, daha ve daha fazla anormal hücre oluşturur. Anormal hücreler ölmeleri gerektiğinde ölmezler. Vücudu enfeksiyonlardan veya diğer hastalıklardan korumazlar. Fazlaca hücrenin çoğalması sıklıkla ur veya tümör olarak isimlendirilen bir kitle oluşturur.
Yayılımı olan lenfoma hakkında bilgi için Evrelendirme bölümü‘ne bakınız.
Risk Faktörleri
Doktorlar bir hasta Hodgkin Dışı  lenfoma geliştirirken diğerinin neden geliştirmediğini nadiren bilmektedir. Ancak araştırmalar belirli risk faktörlerinin bir kişide bu hastalığın gelişme şansını artırdığını göstermektedir.
Genel olarak Hodgkin Dışı  lenfoma için risk faktörleri aşağıdakileri içermektedir:

  • Zayıflamış bağışıklık sistemi: Zayıflamış bir bağışıklık sistemine sahip olmak (kalıtsal bir durum veya organ nakli sonrası kullanılan belirli ilaçlar nedeniyle) lenfoma geliştirme riskini artırabilir.
  • Belirli enfeksiyonlar: Belirli enfeksiyon tipleri lenfoma geliştirme riskini artırmaktadır. Ancak lenfoma bulaşıcı değildir. Başka bir kişiden lenfoma kapamazsınız.

Aşağıdakiler lenfoma riskini artıran temel enfeksiyon tipleridir:

    • İnsan immün yetmezlik virüsü (HIV): HIV, AIDS’e neden olan virüstür. HIV enfeksiyonu bulunan kişiler bazı Hodgkin Dışı  lenfoma tipleri açısından daha büyük riske sahiptir.
    • Epstein-Barr virüsü (EBV): EBV enfeksiyonu lenfoma riskinde artış ile ilişkilendirilmiştir. Afrika’da EBV enfeksiyonu Burkitt lenfoma ile bağlantılıdır.
    • Helicobacter pylori: H. pylori, mide ülserlerine neden olabilen bakterilerdir. Ayrıca kişinin mide iç yüzeyinde lenfoma riskini artırmaktadır.
    • İnsan T-hücreli lösemi/lenfoma virüsü tip 1 (HTLV-1): HTLV-1 enfeksiyonu kişide lenfoma ve lösemi riskini artırmaktadır.
    • Hepatit C virüsü: Bazı çalışmalar hepatit C virüsü taşıyan kişilerde lenfoma riskinin arttığını bulmuştur. Hepatit C virüsünün rolünü anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
  • Yaş: Hodgkin Dışı  lenfoma genç kişilerde ortaya çıkabilir, buna rağmen bu hastalığı geliştirme riski yaşla birlikte artar. Hodgkin Dışı  lenfomalı birçok kişi 60 yaşın üzerindedir.

Araştırıcılar Hodgkin Dışı  lenfoma açısından obezite ve diğer olası risk faktörleri üzerinde çalışmaktadır. Herbisitler veya diğer belirli kimyasallar ile çalışan kişilerde bu hastalık riski artmış olabilir. Araştırıcılar ayrıca öncesi saç boyası kullanmak ile Hodgkin Dışı  lenfoma arasındaki olası bağlantıyı araştırmaktadır.
Bir veya daha fazla risk faktörüne sahip olmak kişinin Hodgkin Dışı  lenfoma geliştireceği manasına gelmez. Risk faktörleri olan birçok kişi hiçbir zaman kanser geliştirmez.
Semptomlar
Hodgkin Dışı  lenfoma birçok semptoma neden olabilir:

  • Boyun, koltuk altı veya kasıkta şişmiş, ağrısız lenf nodları
  • Açıklanamayan kilo kaybı
  • Ateş
  • Gece terlemeleri
  • Öksürük, solunum zorluğu veya göğüs ağrısı
  • Geçmeyen halsizlik ve yorgunluk
  • Karında ağrı, şişlik veya dolgunluk hissi

Çoğunlukla bu semptomlar kansere bağlı değildir. Enfeksiyonlar veya diğer sağlık problemleri de bu semptomlara neden olabilir. 2 haftadır geçmeyen semptomları olan bir kişi, problemin teşhis ve tedavi edilebilmesi için bir doktora gitmelidir.

Teşhis
Hodgkin Dışı  Lenfoma Tipleri
Eğer sizde şiş lenf nodları veya Hodgkin Dışı  lenfomayı düşündüren başka bir semptom varsa doktorunuz probleme neyin neden olduğunu bulmaya çalışacaktır. Doktorunuz sizin ve ailenizin tıbbi geçmişi hakkında sorular sorabilir.
Size aşağıdaki inceleme ve testler yapılabilir:

  • Fizik muayene: Doktorunuz boyun, koltuk altı ve kasıklarınızı şişmiş lenf nodları açısından kontrol eder. Doktorunuz ayrıca dalak veya karaciğer büyümesi açısından da inceleme yapar.
  • Kan testleri: Laboratuar, beyaz kan hücrelerinin sayısını kontrol etmek için tam kan sayımı yapar. Laboratuvar, ayrıca diğer hücreler ve laktat dehidrojenaz (LDH) gibi maddeleri de kontrol eder. Lenfoma yüksek LDH seviyesine neden olabilir.
  • Göğüs filmleri: Büyümüş lenf nodları veya hastalığın göğüs kafesindeki diğer bulgularını incelemek için film çekilebilir.
  • Biyopsi: Lenfomayı kesin olarak teşhis etmenin tek yolu biyopsidir. Doktorunuz bir lenf nodunun bütününü (eksizyonel biyopsi) veya lenf nodunun bir kısmını (insizyonel biyopsi) çıkarabilir. İnce bir iğne ile (ince iğne aspirasyonu) patoloğun lenfomayı teşhis etmesini sağlayacak büyüklükte yeterli örnek genellikle alınamamaktadır. Lenf nodunun bütününün çıkarılması en iyisidir. Patolog dokudaki lenfoma hücrelerini tespit etmek için mikroskop kullanmaktadır.

Biyopsi yapılmadan önce bu soruları doktorunuza sormak isteyebilirsiniz:

  • Biyopsi nasıl yapılacak?
  • Biyopsim nerede yapılacak?
  • Hazırlık olarak bir şey yapmak zorunda mıyım?
  • Ne kadar sürecek? Uyanık mı olacağım? Acıtacak mı?
  • Herhangi bir riski var mı? Biyopsi sonrası şişlik, enfeksiyon veya kanama şansı nedir?
  • Düzelmem ne kadar zaman alacak?
  • Sonuçları ne zaman alacağım? Bana kim açıklama yapacak?
  • Gerçekten bende kanser varsa, sonraki adımlar hakkında benimle kim konuşacak? Ne zaman?

Hodgkin Dışı  Lenfoma Tipleri
Lenfoma bulunduğunda patolog tipini bildirir. Birçok lenfoma tipi vardır. En yaygın tipleri diffüz büyük B-hücreli lenfoma ve foliküler lenfomadır.
Lenfomalar olası büyümelerinin ne hızda olacağı durumuna göre gruplanabilir:

  • Indolent (düşük-dereceli olarak da isimlendirilir) lenfomalar yavaş büyür. Az semptoma neden olma eğilimleri vardır.
  • Agresif (orta-dereceli ve yüksek-dereceli olarak da isimlendirilir) lenfomalar daha hızlı büyür ve yayılır. Şiddetli semptomlara neden olma eğilimindedirler. Zaman içinde birçok indolent lenfoma agresif lenfoma haline gelir.

Sizdeki lenfomanın tipi hakkında ikinci bir görüş almak iyi bir düşüncedir. Tedavi planı lenfoma tipine göre değişmektedir. Büyük bir referans merkezindeki bir patolog biyopsinizi bir daha gözden geçirebilir. Daha fazla bilgi için İkinci Görüş bölümüne bakınız.

Evrelendirme
Doktorunuzun en iyi tedavi planını yapması için Hodgkin Dışı  lenfomanın yayılımını (evresini) bilmesi gerekmektedir. Evrelendirme hangi vücut bölgelerinin hastalıktan etkilendiğini bulmaya yönelik dikkatli bir girişimdir.
Lenfoma genellikle bir lenf nodunda başlar. Vücudun aşağı yukarı her bölgesine yayılabilir. Mesela, karaciğer, akciğer, kemik ve kemik iliğine yayılabilir.
Evrelendirmede aşağıdaki testlerden bir veya daha fazlasını içerebilir:

  • Kemik iliği biyopsisi: Doktor kalça kemiğinizden veya diğer bir büyük kemiğinizden küçük bir kemik ve kemik iliği örneği almak için kalın bir iğne kullanır. Lokal anestezi ağrılarınızı kontrol etmeye yardımcı olabilir. Patolog örnekte lenfoma hücrelerini arar.
  • BT taraması: Bir bilgisayara bağlı bir röntgen makinesi baş, boyun, göğüs kafesi, karın veya pelvisin seri halinde detaylı resimlerini çeker. Size kontrast madde enjeksiyonu yapılabilir. Ayrıca sizden diğer bir tipteki kontrast maddeyi içmeniz istenebilir. Kontrast madde doktorunuzun büyümüş lenf nodlarını ve röntgendeki diğer anormal alanları görmesini kolaylaştırır.
  • MRG: Doktorunuz omurilik, kemik iliği veya beyninizin MRG resimlerini isteyebilir. MRG, bir bilgisayara bağlı güçlü bir mıknatıs kullanır. Bu, dokunun bir bilgisayar ekranı veya film üzerinde detaylı resimlerini oluşturur.
  • Ultrason: Ultrason cihazı duyamayacağınız ses dalgaları yaymaktadır. Elle tutulan küçük bir alet vücudunuza değecek şekilde tutulur. Dalgalar civar dokulardan yansır ve bilgisayar bir resim oluşturmak için bu yansımaları kullanır. Tümörler sağlıklı dokuların oluşturduğundan farklı yansımalar oluşturabilir. Resim olası tümörleri gösterebilir.
  • Belden sıvı alınması: Omurga kanalından sıvı almak için doktor uzun, ince bir iğne kullanır. Lokal anestezi ağrılarınızı kontrol etmeye yardımcı olabilir. Baş ağrınızın olmaması için sonrasında birkaç saat boyunca düz bir şekilde yatmanız gerekir. Laboratuvar sıvıyı lenfoma hücreleri veya diğer problemler açısından inceler.
  • PET taraması: Size az miktarda radyoaktif şeker enjekte edilir. Bir cihaz vücudunuzdaki hücreler tarafından kullanılan şekerin bilgisayarlı resimlerini oluşturur. Lenfoma hücreleri şekeri normal hücrelere göre daha hızlı kullanır ve resimlerde lenfomalı alanlar daha parlak görünür.

Hastalığın evresi lenfoma hücrelerinin nerede bulunduğuna (lenf nodlarında veya diğer organ ya da dokularda) dayanmaktadır. Evre, ayrıca kaç alanın etkilendiğine bağlıdır. Hodgkin Dışı  lenfoma evreleri aşağıdaki şekildedir:

  • Evre I: Lenfoma hücreleri tek bir lenf nodu grubundadır (boyun veya koltuk altı gibi). Veya, anormal hücreler lenf nodlarında değilse, dokunun veya organın sadece bir bölümündedir (mesela akciğerde, ancak karaciğer veya kemik iliğinde değil).
  • Evre II: Lenfoma hücreleri diyaframın aynı tarafındaki (üst veya alt) en azından iki lenf nodu grubundadır. (Diyaframın resmine bakınız.) Veya, lenfoma hücreleri bir organın tek bir kısmında ve o organa yakın olan lenf nodlarındadır (diyaframın aynı tarafında). Diyaframın aynı tarafındaki başka lenf nodu gruplarında da lenfoma hücreleri bulunabilir.
  • Evre III: Lenfoma diyaframın alt ve üstündeki lenf nodlarındadır. Ayrıca bu lenf nodu gruplarının yakınındaki bir dokunun veya organın bir kısmında bulunabilir.
  • Evre IV: Lenfoma hücreleri bir veya daha fazla organ ya da dokunun birkaç bölgesinde bulunur (lenf nodlarına ek olarak). Veya, karaciğerde, kan ya da kemik iliğindedir.
  • Nüks eden: Hastalık tedaviden sonra geri gelir.

Bu evre sayılarına ek olarak, doktorunuz evreyi A veya B olarak da tarif edebilir:

  • A: Kilo kaybınız, yoğun gece terlemeleri veya ateşlenmeleriniz olmadı.
  • B: Kilo kaybınız, yoğun gece terlemeleri veya ateşlenmeleriniz oldu.

Tedavi
Hodgkin dışı lenfomayı tedavi eden hematologlar size Hodgkin dışı lenfoma tedavisinde uzmanlaşmış bir hematolog seçmenizi tavsiye edebilir. Bu tür doktorlar sıklıkla büyük akademik merkezlerle bağlantı halindedir.
Seçilecek tedavi temel olarak aşağıdakilere bağlıdır:

  • Hodgkin Dışı  lenfomanın tipi (mesela, foliküler lenfoma)
  • Evresi (lenfomanın bulunduğu yer)
  • Kanserin ne hızla büyüdüğü (indolent veya agresif lenfoma olması)
  • Yaşınız
  • Başka bir sağlık probleminizin olup olmaması

Eğer sizde semptom olmaksızın indolent Hodgkin Dışı lenfoma varsa, kanser için hemen tedaviye ihtiyacınız olmayabilir. Semptomlarınız olduğunda tedavinin başlanabilmesi için doktorunuz sağlığınızı yakından takip eder. Hemen kanser tedavisi almamak gözlem altında beklemek şeklinde isimlendirilmektedir.
Eğer sizde semptomlu indolent lenfoma varsa olasılıkla kemoterapi ve biyolojik tedavi alacaksınız. Evre I veya Evre II lenfomalı kişilerde radyasyon tedavisi kullanılabilir.
Eğer sizde agresif lenfoma varsa, tedavi genellikle kemoterapi ve biyolojik tedavi şeklindedir. Radyasyon tedavisi de kullanılabilir.
Eğer tedaviden sonra Hodgkin Dışı  lenfoma geri dönerse, doktorlar bunu relaps veya nüks olarak isimlendirmektedir. Tedavi sonrası yeniden ortaya çıkan lenfoması olan hastalar yüksek dozlarda kemoterapi, radyasyon tedavisi veya her ikisini alabilirler ve ardından kök hücre nakli yapılabilir.
Yan etkiler ve tedavinin normal aktivitelerinizi nasıl değiştirebileceği hakkında bazı şeyler bilmek isteyebilirsiniz. Kemoterapi ve radyasyon tedavisi sıklıkla sağlık hücre ve dokulara zarar verdiğinden yan etkiler sıktır. Yan etkiler her kişide aynı olmayabilir ve bir tedavi dönemi ile sonraki arasında farklı olabilir. Tedavi başlamadan önce, doktorunuz size olası yan etkileri açıklayacak ve bunlarla baş etme yolları hakkında önerilerde bulunacaktır.
Hastalığın herhangi bir evresinde size destek tedavisi verilebilir. Destek tedavisi ağrıyı ve diğer semptomları kontrol etmeye, tedavinin yan etkilerini geçirmeye ve kanser tanısının yaratabileceği duygular ile baş etmeye yönelik tedavilerdir. Destek Tedavisi bölümüne bakınız.
Tedaviye başlamadan önce bu soruları doktorunuza sormak isteyebilirsiniz:

  • Bende hangi tipte lenfoma var? Patologdan raporun bir kopyasını alabilir miyim?
  • Hastalığımın evresi nedir? Tümörler nerelerde?
  • Tedavi seçeneklerim nedir? Benim için hangisini önerirsiniz? Neden?
  • Birden fazla tedavi çeşidi alacak mıyım?
  • Her tedavi şeklinin beklenen faydaları nelerdir? Tedavinin işe yaradığını nasıl bileceğiz? Etkinliğini kontrol etmek için hangi testler kullanılacak? Bu testleri hangi sıklıkla alacağım?
  • Her bir tedavinin riskleri ve olası yan etkileri nelerdir? Yan etkileri kontrol altına almak için neler yapabiliriz?
  • Tedavi ne kadar sürecek?
  • Hastanede kalmam gerekecek mi? Eğer gerekecekse, ne kadar süre?
  • Tedavi sırasında kendime nasıl dikkat etmek için ne yapabilirim?
  • Tedavinin tahmini maliyeti ne kadar? Sigortam tüm maliyeti karşılayacak mı?
  • Tedavi normal aktivitelerimi nasıl etkileyecek?
  • Ne kadar sıklıkla checkup yaptırma gereksinimim olacak?

Gözlem Altında Bekleme
Gözlem altında beklemeyi seçen kişiler kanser tedavisini semptomları olana dek ertelemektedir. Doktorlar indolent lenfoması olan kişilere bazen gözlem altında beklemeyi önermektedir. İndolent lenfoması olan kişilerde uzun süre kanser tedavisini gerektiren problemler olmayabilir. Bazen tümör tedavi olmaksızın bir süreliğine küçülebilir. Tedaviyi erteleyerek kemoterapi veya radyasyon tedavisinin yan etkilerinden kaçınabilirler.
Eğer siz ve doktorunuz gözlem altında beklemenin iyi bir fikir olduğu konusunda hem fikir olursanız doktorunuz sizi düzenli olarak (her 3 ayda bir) kontrol edecektir. Eğer semptomlar ortaya çıkar veya kötüleşirse tedavi alacaksınız.
Bazı kişiler tedavi edilmeyen bir kansere sahip oldukları konusunda endişelenmemek için gözlem altında beklemeyi seçmez. Gözlem altında beklemeyi seçen ancak sonra bu konuda endişelenen kişiler bu duygularını doktor ile konuşmalıdır.
Gözlem altında beklemeyi seçmeden önce bu soruları doktorunuza sormak isteyebilirsiniz:

  • Eğer gözlem altında beklemeyi seçersem, fikrimi sonra değiştirebilir miyim?
  • Hastalığın sonra tedavi edilmesi daha zor olur mu?
  • Ne kadar sıklıkla checkup yaptıracağım?
  • Checkuplar arasında hangi problemleri bildirmeliyim?

Kemoterapi
Lenfoma için uygulanan kemoterapide lenfoma hücrelerini öldüren ilaçlar kullanılmaktadır. Buna sistemik tedavi adı verilmektedir çünkü ilaçlar tüm kanınızda dolaşmaktadır. İlaçlar vücudunuzun hemen hemen tüm bölgelerindeki lenfoma hücrelerine ulaşabilir.
Kemoterapi size ağızdan, damarınızdan veya omurilik etrafındaki boşluktan verilebilir. Tedavi genellikle hastanenin ayaktan hasta bölümünde, doktorun ofisinde veya evde verilir. Bazı kişilerin tedavi sırasında hastanede kalması gerekir.
Kemoterapi sikluslar halinde verilmektedir. Tedavi döneminin ardından bir dinlenme döneminiz olur. Dinlenme döneminin uzunluğu ve tedavi sikluslarınızın sayısı hastalığınızın evresine ve kansere karşı kullanılan ilaçlara bağlıdır.
Eğer midenizde H. pylori enfeksiyonunun neden olduğu lenfoma varsa, doktorunuz bu lenfomayı antibiyotikler ile tedavi edebilir. İlaç enfeksiyonu tedavi ettikten sonra lenfoma da kaybolabilir.
Yan etkiler temel olarak hangi ilaçların verildiğine ve ne kadar verildiğine bağlıdır. İlaçlar hızlı bölünen normal hücrelere zarar verebilir:

  • Kan hücreleri: Kemoterapi kanınızdaki sağlıklı hücrelerin seviyesini düşürdüğünde enfeksiyon kapmanız, morluklarınız olması veya kolayca kanama olması, çok halsiz ve yorgun hissetmeniz mümkündür. Doktorunuz kan hücrelerinizin seviyesini kontrol etmek için size kan testi uygular. Eğer seviyeleri düşükse vücudunuzun yeni kan hücreleri üretmesine yardımcı olan ilaçlar vardır.
  • Saç köklerindeki hücreler: Kemoterapi saç dökülmesine neden olabilir. Eğer saçlarınız dökülürse yeniden büyüyecektir ancak rengi ve yapısı biraz farklı olabilir.
  • Sindirim sistemini döşeyen hücreler: Kemoterapi iştahsızlık, bulantı ve kusma, ishal, yutma güçlüğü veya ağız ve dilde yaralara neden olabilir. Doktorunuz bu tür problemlerde yardımcı olabilecek ilaçları veya diğer tedavileri sorunuz.

Hodgkin Dışı  lenfoma için kullanılan ilaçlar ayrıca ciltte kızarıklık ve kabarıklıklara, baş ağrıları ve başka ağrılara neden olabilir. Cildiniz koyulaşabilir. Tırnaklarınızda çizikler veya koyu bantlar oluşabilir.
Doktorunuz bu yan etkilerin birçoğunu kontrol edebilecek yollar önerebilir.
Kemoterapi almadan önce bu soruları doktorunuza sormak isteyebilirsiniz:

  • Hangi ilaçları alacağım? Beklenen faydaları nelerdir?
  • Tedavi ne zaman başlayacak? Ne zaman bitecek? Hangi sıklıkta tedavi alacağım?
  • Tedavi için nereye gideceğim? Ardından eve dönerken araç kullanabilir miyim?
  • Tedavi sırasında kendime dikkat etmek için ne yapmalıyım?
  • Tedavinin işe yaradığını nasıl bileceğiz?
  • Hangi yan etkileri size söylemeliyim? Bu yan etkilerden bir kısmını önleyebilir veya tedavi edebilir miyim?
  • Kalıcı yan etkiler olacak mı?

Biyolojik Tedavi
Hodgkin Dışı  lenfomanın belirli tiplerine sahip olan kişiler biyolojik tedavi alabilir. Bu tedavi tipi bağışıklık sisteminin kanser ile savaşmasına için yardım eder.
Monoklonal antikorlar lenfomada kullanılan biyolojik tedavi tipidir. Laboratuvarda üretilen ve kanser hücrelerine bağlanan proteinlerdir. Bağışıklık sisteminin lenfoma hücrelerini öldürmesine yardım ederler. Kişiler bu tedaviyi doktorun ofisinde, klinikte veya hastanede damardan almaktadır.
Ateş, üşüme, baş ağrısı, halsizlik ve bulantı gibi grip-benzeri semptomlar ortaya çıkabilir. Yan etkilerin çoğunun tedavisi kolaydır. Nadiren solunum problemleri, kan basıncı düşüklüğü veya ciltte şiddetli kızarıklıklar gibi ciddi yan etkiler olabilir. Doktorunuz veya hemşireniz bekleyebileceğiniz yan etkiler ve nasıl idare edebileceğiniz hakkında size bazı şeyler söyleyebilir.
Biyolojik tedavi almadan önce doktora bu soruları sormak isteyebilirsiniz:

  • Tedavi ne yapacak?
  • Hastanede kalmak zorunda olacak mıyım?
  • Tedavinin işe yaradığını nasıl bileceğiz?
  • Biyolojik tedaviyi ne kadar süre alacağım?
  • Tedavi sırasında yan etkiler olacak mı? Ne kadar sürecekler? Onlar hakkında ne yapabiliriz?

Radyasyon Tedavisi
Radyasyon tedavisi (radyoterapi olarak da isimlendirilmektedir) lenfoma hücrelerini öldürmek için yüksek enerjili ışınlar kullanır. Tümörleri küçültebilir ve ağrı kontrolüne yardımcı olabilir.
Lenfomalı kişilerde iki tip radyasyon tedavisi kullanılmaktadır:

  • Eksternal radyasyon: Büyük bir cihaz ışınları lenfoma hücrelerinin toplandığı vücut bölgesine odaklamaktadır. Bu lokal tedavidir çünkü sadece tedavi edilen alandaki hücreleri etkilemektedir. Çoğu kişi birkaç hafta boyunca haftada 5 gün tedavi için bir hastaneye veya kliniğe gitmektedir.
  • Sistemik radyasyon: Lenfomalı bazı kişilere tüm vücutta dolaşan radyoaktif madde enjekte edilmektedir. Radyoaktif madde lenfoma hücrelerini arayıp bulan monoklonal antikorlara bağlanmaktadır. Radyasyon lenfoma hücrelerini yok etmektedir.

Radyasyon tedavisinin yan etkileri temel olarak radyasyon tedavisinin tipine, radyasyon dozuna ve tedavi edilen vücut bölgesine bağlıdır. Mesela, karnınıza uygulanan eksternal radyasyon bulantı, kusma ve ishale neden olabilir. Göğüs ve boynunuz tedavi edildiğinde boğazda kuruluk ve ağrı ve biraz yutma güçlüğünüz olabilir. Ayrıca tedavi edilen bölgedeki cilt kırmızı, kuru ve duyarlı hale gelebilir. Tedavi edilen bölgedeki kıllar dökülebilir.
Eksternal radyasyon tedavisi sırasında, özellikle tedavinin sonraki haftalarında çok yorgun hale gelmeniz mümkündür. Dinlenme önemlidir ancak doktorlar kişilere genellikle mümkün olduğunca aktif kalmalarını önermektedir.
Sistemik radyasyon alan kişiler de çok yorgun hissedebilir. Enfeksiyon kapmaları mümkün olabilir.
Eğer aynı anda radyasyon tedavisi ve kemoterapi alıyorsanız yan etkiler ağırlaşabilir. Yan etkiler ızdırap verici olabilir. Doktorunuzla yan etkileri nasıl hafifletebileceğiniz konusunda konuşabilirsiniz.
Radyasyon tedavisi almadan önce doktorunuza bu soruları sormak isteyebilirsiniz:

  • Neden bu tedaviye ihtiyacım var?
  • Tedaviler ne zaman başlayacak? Ne zaman bitecek?
  • Tedavi sırasında nasıl hissedeceğim?
  • Radyasyon tedavisinin işe yaradığını nasıl bileceğiz?
  • Herhangi bir kalıcı yan etkisi var mı?

Kök Hücre Nakli
Eğer tedaviden sonra lenfoma geri dönerse, size kök hücre nakli yapılabilir. Kendi kanınızı oluşturan kök hücrelerin nakledilmesi daha yüksek dozlarda kemoterapi, radyasyon tedavisi veya her ikisini almanıza izin verir. Yüksek dozlar hem kemik iliğinizdeki lenfoma hücrelerini hem de sağlıklı kan hücrelerini yok eder.
Kök hücre nakilleri hastanede yapılır. Yüksek doz tedavi aldıktan sonra kan üreten sağlıklı kök hücreler boyun veya göğüs bölgenizdekii bir damara yerleştirilen esnek bir tüp yolu ile size verilir. Yeni kan hücreleri, nakledilen kök hücrelerinden gelişir.
Kök hücreleri sizin kendi vücudunuzdan veya bir vericiden alınabilir:

  • Otolog kök hücre nakli: Bu nakil tipinde sizin kendi kök hücreleriniz kullanılmaktadır. Kök hücreleriniz yüksek dozda tedaviden önce alınır. Bulunabilecek lenfoma hücrelerini öldürmek için hücreler işlemden geçirilebilir. Kök hücreler dondurulur ve saklanır. Size yüksek doz tedavi verildikten sonra saklanan kök hücreler çözdürülür ve size geri verilir.
  • Allogenik kök hücre nakli: Bazen bir vericiden alınan sağlıklı kök hücreler kullanılabilir. Erkek veya kız kardeşiniz veya anne-babanız verici olabilir. Veya kök hücreler sizinle ilişkisi olmayan bir vericiden alınabilir. Doktorlar vericinin hücrelerinin sizinkilere uyduğundan emin olmak için kan testleri yapar.
  • Singenik kök hücre nakli: Bu nakil tipinde hastanın sağlıklı tek yumurta ikizinden alınan kök hücreler kullanılmaktadır.

Kök hücre nakli yaptırmadan önce doktorunuza bu soruları sormak isteyebilirsiniz:

  • Farklı nakil tiplerinin olası faydaları ve riskleri nelerdir?
  • Bana ne tür bir kök hücre nakli uygulanacak? Bir vericiye ihtiyacım olursa nasıl bulacağız?
  • Ne kadar süre hastanede olmam gerekecek? Özel bir bakıma ihtiyacım olacak mı? Mikroplardan nasıl korunacağım?
  • Tedavinin işe yaradığını nasıl bileceğiz?
  • Yan etkiler konusunda ne yapabiliriz?
  • Tedavi normal aktivitelerimi nasıl etkileyecek?
  • Tam iyileşme şansım nedir?

İkinci Görüş
Tedaviye başlamadan önce tanınız ve tedavi planınız hakkında ikinci bir görüş almak isteyebilirsiniz.
Tıbbi kayıtlarınızın toplanması ve başka bir doktoru ziyaret etmeniz biraz zaman ve çaba gerektirebilir. Çoğu durumda tedaviye başlamadaki kısa bir gecikme tedavinin daha az etkili olmasına neden olmayacaktır. Emin olmak için bu gecikmeyi doktorunuz ile konuşmalısınız. Bazen Hodgkin Dışı  lenfomalı kişiler hemen tedaviyi gerektirir.
İkinci bir görüş almak için bir doktor bulmanın birçok yolu vardır. Doktorunuza, yerel veya bölgesel tıp derneğine, yakındaki bir hastaneye veya tıp fakültesine uzmanların isimlerini sorabilirsiniz.

Destek Tedavisi
Hodgkin Dışı  lenfoma ve tedavisi başka sağlık problemlerine yol açabilir. Bu problemleri önlemek veya kontrol altına almak, tedavi sırasındaki rahatınızı ve yaşam kalitenizi artırmak için destek tedavisi alabilirsiniz.
Enfeksiyonlardan korunmanıza yardımcı olması için antibiyotikler ve başka ilaçlar alabilirsiniz. Doktorunuz size kalabalıktan, gripli veya başka bulaşıcı hastalığı olan kişilerden uzak durmanızı önerebilir. Eğer enfeksiyon gelişirse ciddi olabilir ve hemen tedaviye ihtiyacınız olacaktır.
Hodgkin Dışı  lenfoma ve tedavisi, çok yorgun hissetmenize neden olabilecek anemiye de yol açabilir. İlaçlar veya kan nakli bu problemde yardımcı olabilir.

Beslenme ve Fiziksel Aktivite
İyi beslenerek ve olabildiğince aktif kalarak kendinize dikkat etmeniz önemlidir.
İyi bir kiloda devam etmek için doğru miktarda kalori almanız gerekir. Ayrıca gücünüzü yüksek tutmak için yeterli protein almalısınız. İyi beslenmek daha iyi hissetmeniz ve daha fazla enerjinizin olmasına yardımcı olabilir.
Bazen, özellikle tedavi sırasında veya hemen sonrasında yemek yemeyi isteyemeyebilirsiniz. Rahatsız veya yorgun olabilirsiniz. Besinlerin daha önce olduğu kadar lezzetli olmadığını düşünebilirsiniz. Ayrıca tedavinin yan etkileri (iştahsızlık, bulantı, kusma veya ağızda yaralar gibi) iyi beslenmenizi zorlaştırabilir. Doktorunuz, ruhsatlı bir diyetisyen veya başka bir sağlık görevlisi bu problemlerin üstesinden gelme yolları önerebilir.
Birçok kişi aktif kaldıkları sürece daha iyi hissettiklerini düşünmektedir. Yürüyüş, yoga, yüzme ve diğer aktiviteler sizi kuvvetli tutabilir ve enerjinizi artırabilir. Egzersiz bulantı ve ağrıyı azaltabilir ve tedaviyle başa çıkılmasını kolaylaştırır. Stresi de azaltabilir. Hangi fiziksel aktiviteyi seçerseniz seçin, başlamadan önce mutlaka doktorunuzla konuşun. Ayrıca aktivite sizde ağrı veya başka problemlere neden olursa, doktorunuza veya hemşirenize mutlaka bildirin.

Tedavi Sonrası İzlem
Hodgkin Dışı  lenfoma tedavisinden sonra düzenli kontrollere ihtiyacınız olacak. Doktorunuz iyileşmenizi yakından gözleyecek ve lenfoma nüksü açısından kontrol edecek. Yapılan checkuplar sağlığınızdaki herhangi bir değişikliğin kaydedilmesini ve gerektiği gibi tedavi edilmesini temin etmektedir. Checkuplar fizik muayene, laboratuvar testleri, göğüs filmleri ve diğer işlemleri içerebilir. Planlanan görüşmeler arasında herhangi bir sağlık probleminiz olursa hemen doktorunuzla bağlantı kurmalısınız.
Tedaviyi bitirdikten sonra doktorunuza bu soruları sormak isteyebilirsiniz:

  • Ne kadar sıklıkla checkup yaptırmam gerekli olacak?
  • Benim için hangi izlem testlerini önerirsiniz?
  • Checkuplar arasında size hangi sağlık problemlerini veya semptomları söylemeliyim?

Hodgkin ve Non-Hodgkin Lenfomalar

Lenfoma halk arasında lenf kanseri diye bilinen, lenf bezlerinin kötü huylu tümörleridir. Lenf bezlerinin yanısıra dalak ve kemik iliği gibi organlara yayılım olabilir veya mide, barsak gibi organlardaki lenf dokusundan kaynaklanabilir. Asıl olarak lenfosit diye adlandırılan kan hücrelerinden köken alır. Kan ile ilişkili kanserlerin yarısından çoğunu lenfomalar oluşturur. Diğer kanserler içinde yaşamın uzatılması ve daha kaliteli yaşam sağlanması ve hastaların kurtarılmaları açısından daha fazla başarı elde edilmiş bir hastalıktır. Özellikle erken tanı aldıklarında hastaların çok büyük çoğunluğu tamamen bu hastalıktan kurtarılabilir.

Ülkemizde en sık 10 kanser içinde yer almaktadır. Erkeklerde yüzbin nüfusta , kadınlarda kişide görülür. Tahminen yıllık 5,’den fazla yeni tanı alan lenfomalı hasta olması beklenmektedir

Lenfoma türleri nelerdir?

Lenfomalar Hodgkin (HL) ve Hodgkin-dışı lenfomalar (non-Hodgkin lenfoma; NHL) adı altında iki ana gruba ayrılır. Aralarında klinik yaklaşım olarak benzerlikler bulunmakla birlikte orijin itibarıyla farklı hastalıklardır. Hodgkin lenfoma aynı zamanda Hodgkin hastalığı olarak da bilinir ve bu hastalığı ’lü yıllarda ilk kez tarif eden Thomas Hodgkin adlı İngiliz hekimin adı ile anılır. Tüm lenfomalı hastaların %15’ini Hodgkin lenfomalar oluşturur, geri kalan büyük çoğunluğu non-Hodgkin lenfomalardır. Günümüzde lenfoma dendiğinde genellikle non-Hodgkin lenfomalar kastedilmektedir.

Hodgkin hastalığının belirtileri, tanısı, evrelemesi ve tedavisi non-Hodgkin lenfoma ile benzerdir. Ancak iki ana lenfoma türü arasında önemli farklılıklar da vardır. Tedavide kullanılan ilaç ve şemalar, veriliş zamanları farklıdır. Ayrıca yaş dağılımı açısından da farklılık gösterir; Hodgkin hastalığı genç yetişkinlerde ve ileri yaş hastalarda olmak üzere iki ayrı yaş grubunda daha sıklıkla görülür. Erkeklerde de daha sıktır. Hastalığın genel seyri non-Hodgkin lenfomalara nazaran daha iyidir. Hastaların büyük çoğunluğu uygun tedaviyle iyileşmektedir.

Non-Hodgkin lenfomalar B lenfositik ve T lenfositik lenfomalar olmak üzere iki alt gruba ayrılırlar. B lenfomalar non-Hodgkin lenfomaların %90’ını oluştururlar. Her iki grubun ayrıca yavaş ilerleyen (düşük dereceli, indolent), hızlı ilerleyen (orta dereceli, agresif) ve çok hızlı ilerleyen (yüksek dereceli, çok agresif) lenfomalar olmak üzere alt tipleri mevcuttur. Her alt tip farklı bir şekilde tedavi edilir ve prognozları farklıdır.

Lenfoma klinik belirtileri

Lenfomaların her iki tipinde de en sık görülen belirti boyun, koltuk altı ve kasık bölgelerindeki lenf bezelerinin ağrısız büyümesidir. Hastalar genellikle önce antibiyotik tedavisine alınırlar; tedaviye rağmen geçmeyen lenfadenopatiler mutlaka biyopsi ile değerlendirilmelidir. Lenfadenopatiler göğüs kafesi veya karın içinde de olabilir ve buralarda çok büyümeleri halinde basıya bağlı semptom da verebilirler.

Daha nadiren hastaların %’unda lenfatik dokular dışında organ tutulumları ve buna bağlı semptomlar da olabilir; buna ekstranodal tutulum adı verilir.

Hastalarda ayrıca nedeni bilinmeyen ateş, kilo kaybı, gece terlemesi, halsizlik, kaşıntı gibi belirtiler olabilir. Bunlardan ateş, gece terlemesi ve kilo kaybı B semptomu olarak adlandırılır ve bu hastalarda daha kötü prognozun habercisi olabilir. Bu şikayetler nonspesifik olarak grip veya üst solunum yolu hastalıkları gibi durumlarda da görülebilir; uygun tedavi ile düzelmemeleri durumunda altta yatan sistemik bir hastalık olasılığı araştırılmalıdır. Bu şikayetleri olan pek çok kişi lenfoma değildir; ancak bir doktora başvurarak sebebini ortaya çıkarmak gereklidir.

Lenfoma riskini artıran faktörler

Lenfomaların nedeni kesin olarak bilinmemektedir. Hastaların büyük çoğunluğunda herhangi bir risk faktörü mevcut değildir. Yapılan çeşitli epidemiyolojik çalışmalarda bazı virüslerin bazı lenfoma alt tipleri ile ilşkili olabileceği öne sürülmüştür. Örneğin Hodgkin hastalığında Ebstein Barr virüsünün (EBV) hastaların yarısında birlikte bulunduğu gösterilmiştir; ancak bire bir sebep-sonuç ilişkisi bulunmamaktadır. Ancak Afrika’da endemik olan Afrika tipi Burkitt lenfomada (çok agresif NHL tipi) EBV’nin etyolojideki rolü daha belirgindir. Yine özellikle Japonya’da endemik olan HTLV1 virüsünün bir tür T lenfomaya sebep olabileceği gösterilmiştir. Ayrıca HIV-AIDS hastalarının normalden kat artmış lenfoma riski taşıdığı, özellikle primer beyin lenfoması riskinin arttığı, bilinmektedir.

Lenfoma gelişiminde azalmış immün sistemin rolü olduğu, transplant yapılıp immün sistemi baskılanmış hastalarda lenfoma insidansının arttığının gösterilmesi ile de net olarak ortaya konmuştur. Bu tür lenfomalar genellikle EBV infeksiyonu ile ilişkili olup posttransplant lenfoproliferatif hastalıklar da denmektedir.

Virüsler dışında bazı bakteriler de lenfomaya sebep olabilmektedir; Helikobakter pilori adlı bir bakterinin mide ülserleri yaptığı ve midede MALT lenfoma denen bir tür yavaş ilerleyen Hodgkin-dışı lenfomaya sebep olduğu kesin olarak kanıtlanmıştır. Hatta bazı erken evre hastalarda H. Pilori eradikasyonunun lenfomayı gerilettiği gösterilmiştir.

Kesin olmamakla birlikte, bazı kimyasallara maruz kalan kişilerde, organofosfat veya fenoksiasit türü pestisidlere maruz kalan çiftçilerde lenfoma insidansının arttığını ileri süren raporlar vardır. Ancak bu grup hastalarda kesin bir sebep-sonuç ilişkisi gösterilememiştir.

Lenfoma teşhisi nasıl konur? Erken tanı önemli midir?

Öncelikle iyi bir hikaye ve fizik muayene gereklidir. Şüphelenilen hastalarda bütün lenf nodu bölgeleri, boyun, her iki aksilla, inguinal bölgeler ve tonsiller muayene edilmelidir. Ardından tanısal işlemlere başvurulmalıdır. Bunlar bazı kan tetkikleri, görüntüleme yöntemleri ve biyopsidir.

Lenfomalarda kesin tanı biyopsi ve histopatolojik inceleme ile konur. Antibiyotik tedavisine rağmen küçülmeyen, çapı 1 cm üzerinde veya zamanla büyüyen lenf bezeleri bütün olarak çıkarılmalıdır. Bazı hastalarda lenf bezleri palpasyonla ele gelmeyebilir, toraks veya abdomende yerleşik olabilir. Bu durumda mediastinoskopi veya laparoskopi/laparatomi ile biyopsi yapılabilir.

Biyopsi materyalinde histopatolojik inceleme yapılarak tanıya varılır. Ancak ayrıntılı alt gruplama ve tipleme yapılabilmesi (immünfenotipleme) için bütün hastalarda immünhistokimyasal boyamalar gereklidir. Seçilmiş vakalarda kemik iliği aspirasyonu ve biyopsisi yapılmışsa sitogenetik analiz gerekli olabilir.

Hastalık tedavisi yaygınlığına göre farklılıklar gösterir; buna göre prognoz da farklıdır. Erken tanı ile hastalığın yaygınlaşmadan fark edilmesi tedaviyi kolaylaştıracaktır. İleri evre hastalarda da tedavi ile tam iyileşme mümkün olmasına rağmen başarı oranları çok daha düşüktür. O nedenle hastalarda gecikilmeden erken tanı konulabilmesi çok önemlidir.

Lenfoma evrelemesi

Hastalığın yaygınlığının belirlenmesi işlemine evreleme denir. Bu amaçla tutulan lenf bezi sayısı, yerleşim yerleri ve başka organlarda tutulum olup olmadığına bakılır. Kan tetkikleri, görüntüleme yöntemleri ve kemik iliği incelemesi evreleme için kullanılan yöntemlerdir. Bu amaçla bilgisayarlı tomografi (BT) ve pozitron emisyon tomografisi (PET) yapılmalıdır.

Lenfoma tanısı konan her hastaya mutlaka hastalığın kemik iliğine yayılımı olup olmadığının belirlenmesi için kemik iliği aspirasyonu ve biopsisi de yapılmalıdır. Çok erken evre hastalarda kemik iliği incelemesine gerek olmayabilir.

Lenfomalarda Ann Arbor evreleme sistemine göre 4 klinik evreden söz edilir: Evre I ve II erken evre sınırlı hastalığı, III ve IV ise ilerlemiş yaygın hastalığı gösterir. B semptomlarının olması B, olmaması A olarak değerlendirilir. Hastalığın lenf bezlerinden lenfatik sistem dışında bir tek organa sınırlı olarak yayılması durumunda “ekstranodal” anlamına gelen E ifadesi kullanılır. Ekstranodal tutulum Hodgkin lenfomada hemen hemen hiç görülmezken, Hodgkin-dığı lenfomalarda görülebilir ve kötü prognoz göstergesidir. Ayrıca dalak tutulumu olması halinde S ifadesi kullanılır (İngilizce “spleen” kelimesinden gelir).

Evreleme şöyle yapılır:

• Evre 1: Diyaframın üst veya altında tek taraflı olmak üzere bir lenf bezi bölgesinde hastalık vardır.

• Evre 2: Diyaframın üstünde veya altında tek taraflı olmak üzere birden fazla lenf bezi bölgesinde hastalık vardır.

• Evre 3: Diyaframın hem üstünde hem de altındaki bölgelerde lenf bezi tutulumu vardır.

• Evre 4: Lenf bezi tutulumu dışında karaciğer, kemik, kemik iliği, deri, beyin, akciğer gibi diğer doku ve organlarda da hastalık yayılımı vardır.

Lenfomanın histopatolojik sınıflaması

Hodgkin hastalığı nodüler lenfositten baskın tip ve klasik Hodgkin hastalığı olarak iki gruba ayrılır. Klasik Hodgkin hastalığı hastaların çok büyük bir çoğunluğunu oluşturur ve 4 farklı alt grubu vardır: Nodüler sklerozan, karışık hücreli (mixed cellular), lenfositten zengin ve lenfositten fakir. Bu alt grupların hepsinin tedavisi aynıdır.

Non-Hodgkin lenfomalar için yıllardır çok farklı sınıflama sistemleri geliştirilmiş ve kullanılmıştır. Uluslararası “Working” formülasyonu (IWF) sisteminde lenfomalar düşük, orta ve yüksek dereceli olarak 3 ana grupta toplanmıştır. Halen klinik olarak düşük, orta ve yüksek olarak derecelendirme yapılmaktadır.

REAL klasifikasyonu ’te ortaya atılmş olup bu sistemde lenfomanın kaynaklandığı hücre tipine göre B veya T hücreli olarak sınıflandırma yapılmaktadır. En son kabul edilen Dünya Sağlık Örgütü (WHO) klasifikasyonu, REAL sisteminin modifikasyonudur.

B hücreli lenfomalar non-Hodgkin lenfomaların %90’ını oluştururlar. B hücreli non-Hodgkin lenfomaların 14 farklı çeşidi vardır. Bunlardan diffüz büyük B hücreli lenfoma (orta dereceli, agresif tip) ülkemizde en çok görülen lenfoma tipidir. Mantle hücreli lenfoma diğer bir agresif B hücreli lenfomadır. Yavaş seyirli indolent lenfomalardan folliküler lenfoma batı ülkelerinde sık görülmesine rağmen ülkemizde daha nadir görülmektedir. Diğer sık görülen düşük dereceli B lenfomalar arasında küçük lenfositik lenfoma/kronik lenfositik lösemi, marjinal zon B hücreli lenfoma/MALT lenfomalar sayılabilir.

Agresif lenfomaların çoğunluğunda daha yoğun bir tedavi ile tam iyileşme sağlanabilmektedir. Bu tür lenfomaların tanıdan hemen sonra tedavi edilmeleri gereklidir ve amaç tam iyileşme sağlanmasıdır. Yavaş büyüyen indolent lenfomalarda ise acil tedavi gerekli değildir. Bu tür lenfomalarda tam iyileşme sağlanamamakla birlikte, hastalar uygulanan tedavilerle, hatta bazen tedavisiz bekle-gör politikasıyla, uzun yıllar yaşayabilmektedir.

Lenfoma tedavisi

Hodgkin hastalığı ve non-Hodgkin lenfomaların tedavileri kullanılan ilaçlar açısından farklılıklar gösterir. Bunun dışında yaklaşımlar benzerdir.

Tedavi planlanırken pek çok faktör birlikte değerlendirilmelidir. Lenfomanın alt grubu, kaynaklandığı hücre tipi (B veya T hücreli), lenfomanın derecesi, hastalığın evresi, ekstranodal tutulum olup olmaması, hastanın yaşı ve genel sağlık durumu ve semptomatik olup olmaması göz önünde bulundurulmalıdır. Hodgkin hastalığının erken evrelerinde tek başına radyoterapi yeterli olabilirken, non-Hodgkin lenfomanın tedavisinde radyoterapi tek başına kullanılmaz; kemoterapi tek başına veya radyoterapi ile birlikte yapılabilir. B hücreli non-Hodgkin lenfomalarda biyolojik bir monoklonal antikor olan rituksimab kemoterapi ile kombine edilmektedir.

Hodgkin lenfoma tedavisi

Hodgkin hastalığının tedavisinde amaç tam şifa sağlanmasıdır. Erken evrelerde tek başına radyoterapi uygulanabilir. Hastalık daha ileri evrede ise kombine kemoterapi şemaları uygulanmalıdır. Günümüzde adriamisin, bleomisin, vinblastin ve dakarbazin’den oluşan ABVD kombinasyonu standart tedavidir. Erken evrede uygun tedavi ile %80’ lere ulaşan şifa şansı ileri evrelerde de daha düşük olmakla birlikte devam etmektedir.

Otolog kök hücre nakli sonrası brentuximab vedotin isimli bir anti-CD30 kimerik monoklonal antikor tedavide başarıyla kullanılmaktadır.

Non-Hodgkin lenfoma tedavisi

Yavaş seyirli indolent non-Hodgkin lenfomalarda hastaya tedavi verilmeden takip edilebilir; bu yaklaşıma “bekle gör” yaklaşımı adı verilir. Bu hastalarda tedavi için hastalık semptomatik hale gelinceye kadar beklenebilir. Tedavi gerektiği zaman genellikle kombinasyon kemoterapisi uygulanır. Seçenekler rituksimab + siklofosfamid, adriamisin, vinkristin ve prednizon (R-CHOP) kombinasyonu veya tek ajan kullanılacaksa fludarabin olabilir. Radyoterapi semptomatik hastalarda palyasyon amacı ile kullanılabilir. İndolent lenfomalarda tam şifa elde edilememesine rağmen tedavi başarısı çok iyidir.

Agresif non-Hodgkin lenfomalarda ise amaç tam şifa elde edilmesidir. Erken evrelerinde 3–4 siklus R-CHOP kemoterapisi sonrasında radyoterapi ile tedavi yapılabilir; ancak 6 kür kemoterapi standart kabul edilebilir. Lenf nodu kitlesinin 7 cm üzerinde olması halinde “bulky” hastalık kabul edilir; bu durumda da kemoterapi bitiminde konsolidasyon amaçlı tutulan alana radyoterapi verilebilir. Günümüzde agresif non-Hodgkin lenfomalı hastaların %50–60’ ında kombine kemoterapi ile tam şifa elde edilebilmektedir.

İlk tedavi sonrasında nüks eden hastalarda Hodgkin hastalığı ve non-Hodgkin lenfomalarda tedavi aynıdır. Hastalardan kök hücre toplanarak yüksek doz kemoterapi sonrası bu kök hücreleri tekrar hastaya vermek şeklinde yapılan otolog periferik kök hücre transplantasyonu uygulanması gereklidir. Bunun uygulanamadığı durumlarda kurtarma kemoterapileri yapılabilir; ancak sonuçlar yüz güldürücü değildir.

Son yıllarda biyolojik ajanlarla tedavi giderek ön plana çıkmaktadır. Küçük molekül inhibitörler denen ibrutinib, copanlisib, duvelisib, idelalisib ve venotoclax lenfoma tedavisinde yer almaktadır. Ancak bu ilaçlar R-CHOP sonrası nüks eden ve kök hücre nakline uygun olmayan hastalarda daha sıklıkla kullanılırlar.

Lenfomalarda immünoterapi

Son yıllarda immünoterapi özellikle Hodgkin lenfoma tedavisinde kök hücre nakli sonrası başarıyla kullanılmaktadır. Bu amaçla nivolumab (Opdivo) veya pembolizumab (Keytruda) ile yapılmış başarılı çalışmalar vardır.

Lenfomalar ve diğer hematolojik kanserlerle ilgili yaptığım çalışmalar

Haznedaroğlu İC, Üstündağ Y, Benekli M, Savaş MC, Safalı M, Dündar SV. Isolated gingival relapse during complete hematological remission in acute promyelocytic leukemia. Acta Haematologica ;

Benekli M, Savaş MC, Haznedaroğlu İC, Dündar SV. Two cases of extramedullary acute promyelocytic leukemia. Cancer ;

Benekli M, Savaş MC, Güllü İH, Kadayıfçı A, Akpek G, Kars A, Güler N, Kansu E, Tekuzman G, Fırat D. Tumor lysis syndrome following single-dose mitoxantrone. Chemotherapy ;

Haznedaroğlu İC, Benekli M, Dündar S. Thrombopoietin, megakaryocytopoietic cytokines and reactive versus clonal megakaryocytopoiesis: An enigma complex. Blood ;

Benekli M, Güllü İH, Savaş MC, Kadayıfçı A, Altundağ MK, Tekuzman G, Fırat D. Acute tumor lysis syndrome following intrathecal methotrexate. Leukemia&Lymphoma ;

Benekli M, Savaş MC, Haznedaroğlu İC, Dündar SV. Granulocytic sarcoma in acute promyelocytic leukemia. Leukemia&Lymphoma ;

Benekli M, Büyükaşık Y, Haznedaroğlu İC, Savaş MC, Özcebe Oİ. Chronic lymphocytic leukemia presenting as acute urinary retention due to leukemic infiltration of prostate. Annals of Hematology ;

Haznedaroğlu İC, Savaş MC, Benekli M, Güllü İH, Dündar SV. The significance of megakaryocytopoietic cytokines and thrombopoietin in immune thrombocytopenic purpura: A hypothesis. New Zealand Medical Journal ;

Savaş MC, Benekli M, Haznedaroğlu İC, Dündar SV. Bulky plasmacytoma of the skull with intracranial involvement. American Journal of Hematology ;

Benekli M, Savaş MC, Haznedaroğlu İC. Extramedullary acute promyelocytic leukemia. Cancer ;

Haznedaroğlu İC, Savaş MC, Benekli M, Sayınalp NM, Özcebe Oİ, Dündar S. Acute lymphoblastic leukemia occurring in a case of chronic lymphocytic leukemia. Hematology ;

Benekli M, Akpek G, Güllü İH, Ruacan Ş, Barışta İ, Ayhan A, Tekuzman G, Fırat D. Small intestinal perforation in a patient with Hodgkin’s disease. Journal of Clinical Gastroenterology ;

Haznedaroğlu İC, Savaş MC, Benekli M. Renin-like activity in leukemic blast cells: An initial clue for a local renin-angiotensin system in the bone marrow. Annals of Hematology ;

Haznedaroğlu İC, Büyükaşık Y, Benekli M, Güllü İH. Real-Working classification of lymphoid neoplasms: The golden prefix. Journal of National Cancer Institute ;

Barışta İ, Benekli M, Tekuzman G. Amyloidosis in Hodgkin’s and Castleman’s diseases. Annals of Oncology ;

Haznedaroğlu İC, Benekli M, Ozcebe O, Savaş MC, Güllü İH, Dündar SV, Kirazlı Ş. Serum L-selectin and P-selectin levels in lymphomas. Haematologia ;

Benekli M, Anderson B, Wentling D, Bernstein S, Czuczman M, McCarthy PL. Severe respiratory depression after dimethylsulphoxide-containing autologous stem cell infusion in a patient with AL amyloidosis. Bone Marrow Transplantation ;

Benekli M, Xia Z, Donohue KA, Ford LA, Pixley LA, Baer MR, Baumann H, Wetzler M. Constitutive activity of signal transducer and activator of transcription (STAT) 3 protein in acute myeloid leukemia (AML) blasts is associated with short disease-free survival. Blood ;

Haznedaroglu IC, Goker H, Turgut M, Buyukasik Y, Benekli M. Thrombopoietin as a drug: biologic expectations, clinical realities, and future directions. Clinical and Applied Thrombosis Haemostasis ;

Benekli M, Baer MR, Baumann H, Wetzler M. Signal transducer and activatorof transcription proteins in leukemias. Blood ;

Benekli M, Hahn T, Shafi F, Qureshi A, Alam AR, Czuczman MS, Bernstein ZP, Chanan-Khan AA, Becker JL, McCarthy PL Jr. The effect of rituximab on peripheral blood stem cell mobilization and engraftment kinetics in non-Hodgkin lymphoma patients. Bone Marrow Transplantation ;

Benekli M, Hahn T, Wong C, Moysich KB, Hyland A, Michalek AM, Alam A, Baer MR, Bambach B, Czuczman MS, Wetzler M, Becker JL, McCarthy, Jr PL. A prognostic model for prolonged event-free survival after autologous or allogeneic blood or marrow transplantation for relapsed and refractory Hodgkin’s disease. Bone Marrow Transplantation ;

Benekli M, Hahn T, Williams BT, Cooper M, Roy HN, Wallace P, Stewart C, Bambach B, McCarthy, Jr PL. Muromonab-CD3 (Orthoclone OKT3®), methylprednisolone and cyclosporine for acute graft-versus-host disease prophylaxis in allogeneic bone marrow transplantation. Bone Marrow Transplantation ;

Yildiz R, Coskun U, Kapucu O, Kaya AO, Akdemir UO, Benekli M, Buyukberber S. F FDG uptake due to Acinetobacter infection causing misinterpretation of treatment response in a lymphoma patient. Clinical Nuclear Medicine;

Benekli M, Smiley S, Younis T, Czuczman MS, Hernandez-Ilizaliturri F, Bambach B, Battiwalla M, Padmanabhan S, McCarthy, PL Jr, Hahn T. Intensive conditioning regimen of etoposide (VP), cyclophosphamide and carmustine (VCB) followed by autologous hematopoietic stem cell transplantation for relapsed and refractory Hodgkin's lymphoma. Bone Marrow Transplantation ;

Berk V, Yildiz R, Akdemir UO, Akyurek N, Karabacak NI, Coskun U, Benekli M. Disseminated extranodal NK/T-cell lymphoma, nasal type, with multiple subcutaneous nodules: Utility of 18F-FDG PET in staging. Clinical Nuclear Medicine ;

Yaman E, Benekli M, Coskun U, Sezer K, Ozturk B, Kaya AO, Yildiz R, Uluoglu O, Buyukberber S. Intrasellar plasmacytoma: an unusual presentation of multiple myeloma. Acta Neurochirurgica (Wien) ;

Yaman E, Ozturk B, Erdem O, Gokcora N, Coskun U, Uluoglu O, Benekli M. Histiocytic sarcoma: PET-CT evaluation of a rare entitiy. Annals of Nuclear Medicine ;

Benekli M, Baumann H, Wetzler M. Targeting signal transducer and activator of transcription signaling pathway in leukemias. Journal of Clinical Oncology;

Demirci U, Büyükberber S, Yılmaz G, Oztürk B, Akyürek N, Yıldız R, Tonyalı O, Coşkun U, Benekli M. Coexistence Hodgkin's lymphoma and colonic adenocarcinoma: a case report. Medical Oncology ;

Seker M, Bilici A, Ustaalioglu BO, Yilmaz B, Ozturk B, Unal A, Dane F,Ozdemir NY, Elkiran ET, Kalender ME, Gumus M, Benekli M. Clinicopathologic features of the nine patients with primary diffuse large B cell lymphoma of the breast. Archives of Gynecology and Obstetrics ;(2)

Uner A, Akyurek N, Saglam A, Abdullazade S, Uzum N, Onder S, Barista I, Benekli M. The presence of Epstein-Barr virus (EBV) in diffuse large B-cell lymphomas (DLBCLs) in Turkey: special emphasis on 'EBV-positive DLBCL of the elderly'. APMIS ;()

Cetin B, Benekli M, Bulutay P, Akyurek N, Cura E, Coskun U, Buyukberber S. Sister Mary Joseph's nodule as a rare sign of lymphoma. International Journal of Hematology ;94(2)

Akyurek N, Uner A, Benekli M, Barista I. Prognostic significance of MYC,BCL2, and BCL6 rearrangements in patients with diffuse large B-cell lymphoma treated with cyclophosphamide, doxorubicin, vincristine, and prednisone plus rituximab. Cancer Sep 1;(17)

Demirci U, Ozdemir N, Benekli M, Babacan NA, Cetin B, Baykara M, Coskun U, Zengin N, Buyukberber S. Lymphoproliferative disorders in multiple primary cancers. Asian Pacific Journal of Cancer Prevention ;13(1)

Cetin B, Benekli M, Akyurek N, Senturk S, Koklu H, Karakus E, Coskun U, Buyukberber S. Isolated primary lymphomatoid granulomatosis of central nervous system. Indian Journal of Hematology and Blood Transfusion ;29(1)

Mehmet K, Sener C, Uyeturk U, Seker M, Tastekin D, Tonyali O, Balakan O,Yazici OK, Urakci Z, Isikdogan A, Ozdemir N, Inal A, Kaplan MA, Suner A, Dal S,Uncu D, Gumus M, Boruban MC, Oksuzoglu B, Ayyildiz O, Benekli M. Treatment modalities in primary gastric lymphoma: the effect of rituximab and surgical treatment. A study by the Anatolian Society of Medical Oncology. Contemporary Oncology (Pozn) ;18(4)

Aytekin A, Ozet A, Bilgetekin I, Ogut B, Ciltas A, Benekli M. A metastatic histiocytic sarcoma case with primary involvement of the tonsil. Journal of Cancer Research and Therapeutics Apr-Jun;16(3)

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir