İngilizce Türkçe sözlükte arama yapmak için ise tıklayabilirsiniz.
ABC-ÇDEFGHI-İJKLMNO-ÖPĞRSTU-ÜVYZ
Aranan Kelime: duygusal
Bulunan Sonuç: 6
duygusal
sensual. emotional. sentimental. affective. romantic. emotive. feeling. sensational. sensuous. soulful. susceptible. susceptive.
duygusal
sensual. emotional. sentimental. affective. romantic. emotive. feeling. sensational. sensuous. soulful. susceptible. susceptive. platonic. sensory. tenderhearted.
duygusal
emotional. sentimental. romantic. corny. fey. mushy. saccharine. sensational. sensitive. soulful.
duygusallık
sensuality. sensibility. romanticism. emotionality. sensuousness. sentiment.
duygusallık
sentimentality. being emotional. psychographics.
İngilizce SMS isimli konularda kısa mesajlarınız için kullanabileceğiniz İngilizce cümleleri ve Türkçe karşılıklarını bulabilirsiniz. Aşağıda duygusal Mesajlar ile ilgili hazırladığımız mesajları bulabilirsiniz.
> If you drop me, I will break. If you hold me, I will shake. If you need me, I will hurry. If you don’t call me, I will worry. If you hurt me, I will cry. But if you leave me, I will die!
Bırakırsan, düşerim. Tutarsan, titrerim. Beni istersen, koşarım. Aramazsan merak ederim. İncitirsen alt tarafı ağlarım ama eğer terk edersen, ölürüm!
> Brothers are like streetlights along the road they don’t make distance any shorter but they light up the path and make the walk worthwhile.
Kardeşler yol kenarı ışıklarına benzer. Yolu kısaltmasalar da yolumuzu aydınlatıp yolculuğu değerli kılan onlardır.
> Those who are special never go away. They walk beside us every day. Unseen, unheard, still near, still special, still missed and still very dear
Özel insanlar bizi asla bırakmaz. Her gün bizimle yürürler. Görülmez, duyulmaz ama yine de yakındırlar, özel, özlenen ve hala özeldirler.
> You were always my best friend looking out for me making sure the path I travelled on was smooth. Even if I searched the world over there cannot be a better sister / brother than you.
En iyi arkadaşımsın yürüdüğüm yoldaki taşları temizleyen, her zaman koruyup kollayan. Bu dünyada senden daha iyi bir kardeş (abla, abi) bulunmaz.
> The rain falls because the sky can no longer handle its heaviness, just like the tears, it falls because the heart can no longer handle the pain
Tıpkı göklerin, ağırlığına dayanamayıp yağmuru bırakması gibi kalp de acıyı kaldıramadığında akar göz yaşları.
İngilizcede en sık kullanılan duygular nelerdir? İngilizcede duygular nasıl ifade edilir? Bu ve benzeri sorular İngilizce öğrenen kişiler tarafından sıklıkla soruluyor. Etkili iletişim kurmak ve kendimizi doğru ifade edebilmek için nasıl hissettiğimizi açıklayabilmemiz gerekir. Bu yazımızda sizler için İngilizcede en sık kullanılan duygu ifadelerine örnekleri Türkçe çevirileriyle birlikte hazırladık.
İngilizcede sıklıkla kullanılan Pleasant (hoş) duyguları tanımlamak için kullanılan kelimelere, Türkçe karşılıklarına ve okunuşlarına aşağıdaki tabloda yer verilmiştir.
İngilizcede sıklıkla kullanılan Pleasant (hoş olmayan) duyguları tanımlamak için kullanılan kelimelere, Türkçe karşılıklarına ve okunuşlarına aşağıdaki tabloda yer verilmiştir.
Feelings | Duygular | Okunuşları | Telaffuzlar |
---|---|---|---|
Afraid | Korkmuş | Efreyd | |
Aggressive | Agresif | Igresiv | |
Agonized | Acılı, üzüntülü | Egınayzd | |
Angry | Kızgın | Engri | |
Annoyed | Sinir olmuş, kızgın | Inoyd | |
Anxious | Endişeli | Enkşız | |
Arrogant | Kibirli | Erıgınt | |
Ashamed | Utanmış | Eşeymd | |
Awful | Korkunç | Ooful | |
Bad | Kötü | Bed | |
Bored | Sıkılmış | Bord | |
Confused | Kafası karışmış | Kınfyuzd | |
Crazy | Çılgın, deli | Kreyzi | |
Depressed | Depresif | Dipresd | |
Desperate | Çaresiz | Despırıt | |
Disappointed | Hayal kırıklığına uğramış | Disepoyıntıd | |
Disbelieving | İnanmayan, kuşkulanan | Disbılivin | |
Discouraged | Cesareti kırılmış | Diskarıcd | |
Disgusted | İğrenmiş | Disgastıd | |
Distrust | Güvensizlik | Distrast | |
Doubtful | Şüpheli | Dautful | |
Dull | Duygusuz, donuk | Dal | |
Enraged | Öfkeli | İnreycd | |
Envious | Kıskanç | Enviız | |
Exhausted | Yorgun | İgzoostıd | |
Frightened | Korkmuş | Fraytınd | |
Frustrated | Hüsrana uğramış | Frastreytıd | |
Grief | Keder | Griif | |
Guilty | Suçlu | Gilti | |
Hate | Nefret | Heyt | |
Heartbroken | Kalbi kırık | Hartbroukın | |
Helpless | Çaresiz | Helplıs | |
Horrified | Korkmuş | Harifayd | |
Hunger | Açlık | Hangır | |
Hurt | İncinmiş | Hört | |
Hysterical | Histerik | Histerikıl | |
Indifferent | Umursamaz | İndifrınt | |
Jealous | Kıskanç | Celız | |
Loneliness | Yalnızlık | Lonlinıs | |
Lovesick | Aşk acısı çeken, kara sevdalı | Lavsik | |
Mad | Kızgın, deli | Med | |
Melancholy | Melankoli | Melınkoli | |
Mischievous | Yaramaz, afacan | Mistşivız | |
Miserable | Acınası, sefil | Mizırıbıl | |
Moody | Karamsar | Muudi | |
Mournful | Yaslı, kederli | Mornful | |
Nasty | Pis, edepsiz | Nesti | |
Nervous | Gergin | Nörvız | |
Panicked | Paniklemiş | Penikd | |
Perplexed | Kafası karışmış, şaşırmış | Pırpleksd | |
Puzzled | Kafası karışmış | Pazıld | |
Resentful | İçerlemiş | Rizentful | |
Sad | Üzgün | Sed | |
Shocked | Şok olmuş | Şakd | |
Sorry | Üzgün, özür dileyen | Sori | |
Stressed | Stresli | Stresd | |
Suspicious | Şüpheli | Saspişız | |
Terrible | Korkunç | Teribıl | |
Terrified | Korkmuş | Terifayd | |
Tired | Yorgun | Tayrd | |
Unhappy | Mutsuz | Anhepi | |
Upset | Üzgün | Apset | |
Worried | Endişeli | Vörid |
İngilizcede nasıl hissettiğimizi ifade ederken kullanılan başlıca kalıplar şunlardır:
I feel ___.
(___ hissediyorum.)
I am ___.
(Ben ___.)
It feels ___.
(___ hissettiriyor.)
I had a deep affection for her, I tolerated everything she did.
(Ona karşı derin bir şefkat besliyordum, yaptığı her şeyi alttan aldım.)
I gave him affection.
(Ona sevgi verdim.)
I don’t know how to show affection to someone.
(Birine nasıl sevgi göstereceğimi bilmiyorum.)
She is blissful despite her disability.
(Sakatlığına rağmen keyfi yerinde.)
I am blissful even though I lost my savings.
(Birikimimi kaybetmiş olsam da mutluyum.)
He lived in a small room but he was blissful.
(Küçük bir odada yaşıyordu ama halinden memnundu.)
He acts brave but he is a coward.
(O cesur davranıyor ama korkak.)
You should be brave and help your friends.
Cesur olup arkadaşlarına yardım etmelisin.)
I’m not brave like you.
(Ben senin gibi cesur değilim.)
Stay calm and think of a plan.
(Sakin kal ve bir plan yap.)
I feel calm when I’m with you.
(Seninleyken sakin hissediyorum.)
He is always calm.
(O hep sakindir.)
They were cheerful during the festival.
(Şenlik boyunca neşelilerdi.)
She is cheerful even at work.
(O işte bile neşelidir.)
She makes me feel cheerful.
(O beni neşeli hissettiriyor.)
He feels comfortable around me.
(O benimleyken rahat hissediyor.)
I am not comfortable in my own house.
(Kendi evimde rahat değilim.)
You can leave if you don’t feel comfortable.
(Rahat hissetmiyorsan gidebilirsin.)
Thank you for your confidence.
(Güveniniz için teşekkürler.)
I feel confident.
(Kendime güveniyorum.)
I have confidence in you.
(Sana güven duyuyorum.)
She expects me to be courageous.
(O benden yürekli olmamı bekliyor.)
I can’t act courageous.
(Cesur davranamıyorum.)
I felt courageous after I talked to you.
(Seninle konuştuktan sonra cesur hissettim.)
She is curious about my job.
(O benim işimi merak ediyor.)
I was curious about your family.
(Aileni merak ettim.)
You are always curious.
(Hep meraklısın.)
I am not eager to listen to you all night.
(Bütün gece seni dinlemeye hevesli değilim.)
He is eager to win.
(O kazanmaya istekli.)
We are eager to help.
(Yardım etmeye istekliyiz.)
I was ecstatic about my new job.
(Yeni işim için çok heyecanlıydım.)
She was ecstatic when her boyfriend proposed to her.)
(Erkek arkadaşı evlenme teklifi ettiğinde havalara uçmuştu.)
I was ecstatic when I learned I was pregnant.
(Hamile olduğumu öğrendiğimde havalara uçtum.)
I am excited about moving into your house.
(Senin evine taşınacağım için heyecanlıyım.)
I felt excited when I saw you.
(Seni görünce heyecanlandım.)
She is excited about the concert tonight.
(Bu geceki konser için heyecanlı.)
I had fun last night.
(Dün gece eğlendim.)
Did you have fun with your friends?
(Arkadaşlarınla eğlendin mi?)
We had fun dancing all night.
(Tüm gece dans ederek eğlendik.)
I am glad to know you.
(Seni tanıdığıma memnun oldum.)
I am glad to hear this.
(Bunu duyduğuma memnun oldum.)
I’m glad you are fine.
(İyi olmana sevindim.)
I am grateful to you.
(Sana minnettarım.)
I feel grateful for your help.
(Yardımınıza minnettarım.)
She wants me to feel grateful to her.)
(O benim ona minnettar hissetmemi istiyor.)
We are not happy.
(Mutlu değiliz.)
I felt happy when you left.
(Sen gidince mutlu hissettim.)
Seeing you makes me happy.
(Seni görmek beni mutlu ediyor.)
She was hopeful.
(O umutluydu.)
We are hopeful for the future.
(Biz gelecek için umutluyuz.)
I am hopeful that things will get better.
(İşlerin düzeleceğinden umutluyum.)
I thought you were interested in me.
(Bana ilgilisin sandım.)
I felt interested in her for a short time.
(Kısa süreliğine ona ilgili hissettim.)
She is not interested in your money.
(O senin parana ilgili değil.)
He felt joyful about going to the festival.
(Şenliğe gideceği için sevinçliydi.)
I was joyful but it didn’t last long.
(Sevinçliydim ama uzun sürmedi.)
I feel joyful about going abroad.
(Yurtdışına çıkacağım için sevinçliyim.)
I am keen on taking photographs.
(Fotoğraf çekmeye hevesliyim.)
I am keen to start work.
(İşe başlamaya hevesliyim.)
We were getting ready to go out, but I wasn’t keen.
(Dışarı çıkmaya hazırlanıyorduk ama ben hevesli değildim.)
Do you love me?
(Beni seviyor musun?)
I love taking photos.
(Fotoğraf çekmeyi seviyorum.)
He loves his girlfriend.
(O kız arkadaşına aşık.)
I was afraid of her reaction.
(Tepkisinden korkuyordum.)
I’m afraid I can’t help.
(Korkarım ki yardım edemem.)
I was afraid so I ran away.
(Korktum ve bu yüzden kaçtım.)
You are too aggressive sometimes.
(Bazen fazla agresifsin.)
Sometimes, I feel aggressive for no reason.
(Bazen sebepsizce agresif hissediyorum.)
He never acts aggressive.
(O asla agresif davranmaz.)
He was annoyed with me because I was late.
(Geç kaldığım için bana kızgındı.)
He becomes annoyed when someone touches his desk.
(Biri masasına dokununca gıcık oluyor.)
I am annoyed at your behavior.
(Davranışlarına sinir oluyorum.)
I felt ashamed when I fell down in front of everyone.
(Herkesin önünde yere düşünce utandım.)
I am ashamed of you.
(Senden utanıyorum.)
Aren’t you ashamed of your behavior?
(Davranışlarından utanmıyor musun?)
I was confused when I couldn’t find my shoes in front of my door.)
(Kapımın önünde ayakkabılarımı bulamayınca kafam karışmıştı.)
I was confused when she spoke German perfectly even though she said she never lived there.
(Hiç orada yaşamadığını söylemesine rağmen mükemmel bir şekilde Almanca konuştuğunda kafam karıştı.)
I get confused when she is nice to me one day, and ignores me the other day.
(Bir gün bana iyi davranıp diğer gün beni görmezden geldiğinde kafam karışıyor.)
She is depressed because she couldn’t pass the exam again.
(O depresif çünkü sınavı yine geçemedi.)
I felt depressed when no one answered my calls.
(Kimse telefonlarıma cevap vermediğinde kendimi depresif hissetmiştim.)
Living in this small town makes me feel depressed.
(Bu küçük kasabada yaşamak beni depresif hissettiriyor.)
I am disappointed at the result of the competition.
(Yarışmanın sonucu karşısında hayal kırıklığına uğradım.)
I am disappointed with my scores.
(Notlarım karşısında hayal kırıklığına uğradım.)
I felt disappointed but I didn’t show.
(Hayal kırıklığına uğramış hissettim ama belli etmedim.)
I was disgusted by the sight of his room.
(Odasının görüntüsünden iğrenmiştim.)
I was disgusted with myself for the things I did.
(Yaptığım şeyler yüzünden kendimden iğrenmiştim.)
I was disgusted at the way they ate.
(Yemek yiyişlerinden iğrenmiştim.)
I was hurt when my family left me.
(Ailem beni terk ettiğinde incindim.)
He felt hurt because no one joined him.
(İncinmiş hissetti çünkü kimse ona katılmadı.)
She felt hurt when her boyfriend cheated on her.
(Erkek arkadaşı onu aldattığında incinmiş hissetti.)
We felt panicked when we heard footsteps.
(Ayak sesleri duyunca panik olduk.)
I panicked when I dropped my phone.
(Telefonumu yere düşürünce panikledim.)
I panicked when he called me.
(Beni aradığında panikledim.)
She is resentful of us because we didn’t invite her.
(Onu davet etmediğimiz için bize gücenmiş.)
She is resentful about being left behind.
(Geride bırakıldığına içerlemiş.)
I feel resentful towards my friend.
(Arkadaşıma gücendim.)
I was shocked to see her in a dress.
(Onu elbiseyle gördüğüme şaşırmıştım.)
I felt shocked when I heard the news.
(Haberleri duyduğumda şaşırmış hissettim.)
I get shocked every time he visits me.
(Beni her ziyaret ettiğinde şaşırıyorum.)
He is suspicious of us.
(O bizden şüpheleniyor.)
I was suspicious of your goodwill.
(İyi niyetinizden şüpheliydim.)
I got suspicious of my husband for no reason.
(Sebepsizce kocamdan şüphelenmeye başladım.)
I felt upset when I lost the game.
(Oyunu kaybedince üzgün hissettim.)
My mom gets upset when I don’t eat.
(Ben yemek yemeyince annem üzülüyor.)
Seeing you with someone else makes me upset.
(Seni başkasıyla görmek beni üzüyor.)
“Relationship” bir duygu mudur?
“Relationship” İngilizcede “ilişki” anlamına gelmektedir. Bir duygu değildir..
“Friendship” bir duygu mudur?
“Friendship” İngilizcede “arkadaşlık” anlamına gelmektedir. Bir duygu değildir.
İngilizcede günlük hayatta en sık kullanılan duygular nelerdir?
İngilizcede günlük hayatta en sık kullanılan duygular şunlardır:
Excited (Heyecanlı)
Happy (Mutlu)
Love (Sevgi)
Afraid (Korkmuş)
Hate (Nefret)
Shocked (Şaşırmış)
İngilizcede duygular nasıl ifade edilir?
İngilizcede duygulardan bahsederken kullanılan başlıca kalıplar şunlardır:
I feel ___.
(___ hissediyorum.)
I am ___.
(Ben ___.)
It feels ___.
(___ hissettiriyor.)
İngilizcede En Çok Kullanılan Duygular ve Türkçe Anlamları ile ilgili öğrendiklerinizi pratiğe dökmek ister misiniz? Dilerseniz EnglishCentral’da bulunan ’den fazla interaktif video derslerini inceleyebilir, kelime dağarcığınızı geliştirip telaffuz pratiği yapabilirsiniz. Dilerseniz öğrendiklerinizi canlı ve birebir İngilizce özel ders sırasında kişisel İngilizce öğretmeniniz ile tekrar edebilirsiniz. Hemen EnglishCentral’a kayıt olup İngilizce öğrenmeye başlamaya ne dersiniz?
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi